• Sonuç bulunamadı

1.3. PERFORMANS ÖLÇÜMÜ VE ÖNEMĐ

1.3.3. Performans Ölçümünün Gelişimi

1.3.3.1. Geleneksel Performans Ölçüleri ve Kısıtları

Geleneksel Performans Ölçüleri esas olarak yönetim muhasebesi sistemlerine dayanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak çoğu ölçü finansal bilgilere odaklanmıştır.

(Yatırım karlılığı, kişi başına satış, birim başına kar, üretkenlik) Bu tür performans ölçüleri pek çok kısıtlara sahiptir. Bu ölçülerin günümüz rekabet koşullarında kullanımını azaltan kısıtlar aşağıda genel ve özel kısıtlar olmak üzere iki kategoride sıralanmıştır.

1.3.3.1.1 Geleneksel Performans Ölçülerinin Özel Kısıtları

Geleneksel performans ölçülerinden en önemli üçü, verimlilik, maliyet ve kar ölçüleridir. Ancak belirttiğimiz gibi yalnızca bu ölçüleri kullanmak etkin bir performans ölçümü için yeterli olmamaktadır. Bu ölçülerin yetersizliklerine tek tek aşağıda değinilmektedir.

Verimlilik (Üretkenlik)

Verimlilik, tüketilen kaynaklar ile elde edilen ürünlerde değişim olarak ifade edilmektedir. Daha önceki dönemlere göre daha fazla ya da daha iyi ürün elde edilmişse verimlilik artmış olarak değerlendirilmektedir. Geniş anlamda verimlilik, bir çıktının en az maliyet ile üretilmesidir. Teknik anlamda ise verimlilik toplam performansı oluşturan bir boyuttur. 38

37 Ghalayini, Alaa M. ve S. Noble, James, “Changing Basis of Performance Measurement”, International Journal of Operations & Production Management, vol. 16, no.8,1996, s.63

38 Ağca, Veysel, Đş Girişimcilik Yapısı ve Firma Performansına Etkileri: Denizli Tekstil Sektöründeki Firmalarda Bir Araştırma, Doktora Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon, 2005, s.176

Verimlilik ölçüsünün kısıtlarından bahsederken verimliliğin 3 farklı çeşidinden bahsedilebilir.39 Đlki, kısmi verimliliktir. Kısmi verimliliği kullanmamanın en büyük tehlikesi sadece bir girdiye odaklanarak diğerlerini göz ardı etmektir. Đkinci verimlilik ölçü çeşidi toplam verimliliktir ki, bu ölçüde aksine sistemdeki aslında homojen olmayan tüm girdilere cevap vermeye çalıştığından, çok fazla veri toplayarak yüksek maliyeti beraberinde getirmektedir. Ayrıca yapılan bir araştırmaya göre yöneticiler toplam verimlilik ölçülerini, indirekt ve zor anlaşılır bulmaktadır.40 Sonuncu kısıt ise verimlilik paradoksudur.41 Sadece verimliliği iyileştirmeye odaklanmanın bazı dezavantajları olabilir.

Verimlilik büyük çoğunlukla direkt işçilik ile ilgilenir ve artık direkt işçilik eskisi kadar önemli bir maliyet unsuru olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla direkt işçilik maliyetlerin azaltılması ve direkt işçiliğin etkinliğinin arttırılmasının fabrikanın tümünde görülecek performans artışına katkısı çok da fazla olmamaktadır.

Maliyet

Bugüne kadar rekabet avantajı kazanılmasında maliyetlerin azaltılmasının her zaman çok büyük etkisi olduğu düşünülmüştür. Oysa artık müşteri istekleri değişmiştir.

Maliyetler, birçok pazarda rekabet edebilmek için bir etmendir fakat tek başına en önemli etmen değildir. Rekabetçi olabilmek için asıl odaklanılması gereken konular, kalite, teslimat, müşteri hizmetleri, esneklik ve etkin sermaye dağılımı olmuştur. Bunlar her ne kadar kendiliğinden maliyetleri düşürmese de pazarda başarılı olabilmek için çok önemlidir.

42 Bu nedenle artık sadece maliyet ölçüsü tek başına yetersiz kalmakta, kalite, teslimat, müşteri hizmetleri, esneklik gibi performans ölçüleri ile beraber düşünülmesi gerekmektedir.

Kar

Đşletmelerin büyük çoğunluğunun temel amacı kar etmek olduğundan performans ölçülürken ilk akla gelen işletmenin karlılığı olmaktadır. 43 Bir işletmenin karlılığının

39 Ghalayini ve Noble, a.g.m, s.4

40 Armitage, Howard ve Atkinson, Anthony, “The choice of productivity measured in organizations”, in Kaplan, R.S. (Ed.), Measures for Manufacturing Excellence, Harvard Business School Press, Boston, MA, 1990, s.94

41 Ghalayini, a.g.m, a.g.y.

42 Ghalayini, a.g.m, s.5

43 Cengiz, Erdamal ve Ferhal Orhol, Basık, Finansal Muhasebe ve Tek Düzen Muhasebe Sistemi, Dönence, Đstanbul, 2003, s.41

ölçülmesinde en çok kullanılan oranlar yatırımın getirisi, varlıkların getirisi ve öz kaynakların getirisidir.

Kârlılık, finansal performansın en önemli boyutu olarak ele alınmıştır. Çünkü kârlılık, likiditeyi ve sermaye yapısını etkilemektedir. Neo-klasik ekonomistlere, Taylor ve Fayol gibi klasik yönetim teorisyenlerine göre kâr maksimizasyonu tüm şirketlerin tek hedefidir. Bu nedenle firmaların performansları karsılaştırılırken en çok kullanılan ölçütler kârlılık ölçütleri olmaktadır. 44

Oysa bir şirketin kar elde ediyor olması bu şirketin faaliyetlerinin, yönetiminin ve kontrol sisteminin yeterince etkin işlediğini göstermemektedir. Bu yüzden kar performans ölçüsü olarak kullanıldığında yalnızca bir problemin varlığına dikkat çekebilir. Problemin doğası ve sebebi konusunda fikir vermekten uzaktır. Kar birçok göstergenin bileşiminden oluşan bir gösterge olduğundan asıl problemin nerede olduğunu gösterememektedir.

Dolayısıyla şirketin iyileştirmeye açık olan özel alanlarını tanımlayamamaktadır.

Bunun yanında karlılık oranlarının çok fazla kullanılması stratejilerin kurulmasına zarar verebilir ve stratejik hedefler ile çelişebilir.45

Örneğin şirketin karlılığının ölçülmesinde en çok kullanılan oranlardan biri olan yatırımın getirisi oranı, yapılan herhangi bir yatırımın geri dönüşüm oranını hesaplamakta kullanılmaktadır. Bu orana bakarak şirket, aslında çok stratejik bir yatırımdan, karlılık oranı düşük gözüktüğünden dolayı vazgeçebilir.

1.3.3.1.2 Geleneksel Performans Ölçülerinin Genel Kısıtları:

Geleneksel Performans Sisteminin kısıtları birçok yazar tarafından tartışılan bir konu olmuştur. En çok değinilen genel kısıtlar aşağıdaki gibidir:46

Geleneksel performans ölçümünün temelini oluşturan finansal performans ölçüleri maliyet unsurları ile ilgilidir ve performansı sadece finansal terimler ile ifade etmeye çalışır. Ancak teslimat süresi, müşteri hizmetleri, kalite iyileştirmelerindeki pek çok değişikliğin (performans artış ya da azalmasının) para ile ifade edilmesi çok zordur.

44 Erdil, Oya ve Kalkan, Adnan, “Kobilere Sağlanan Desteklerin Kobilerin Performansına Olan Etkisi”, Đstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:4, Sayı:7, 2005/1, s.108

45 Coşkun, a.g.e, s.9

46 Parker, Charles, “Performance Measurement”, Work Study, C: XLIX, no: 2, 2000, s.63; Tangen, a.g.m, s.727; Ghayalini et al., a.g.m, s.210, Coşkun, a.g.e, s.15

• Finansal raporlar genellikle aylık düzenlenir ve bir iki ay önceki kararların sonuçlarını ifade eder.

• Finansal ölçüler, departmanların kendilerine ait özellikleri ve öncelikleri olduklarını göz ardı ederek önceden belirlenmiş esnek olmayan bir formatta tüm departmanlar tarafında kullanılır.

• Finansal ölçüler, genelde kısa vadeli hedeflere yöneliktir. Bu nedenle araştırma-geliştirme, bakım, eğitim, yatırım gibi gelecekle ilgili konuların geri planda kalmasına veya ertelenmesine neden olmaktadır.

• Finansal ölçüler, müşteri memnuniyeti, mal ve hizmet kalitesi, çalışanların moral durumu gibi unsurları ölçmede başarısız olmaktadır.

• Finansal ölçüler, üretimde çalışanlara sorumluluk ve özerklik veren yeni yönetim sistemlerinde uygulanabilir değildir.

• Finansal ölçüler, aşırı üretimi cezalandırmaz ve kalitenin maliyetini tatmin edici bir şekilde belirleyemez.