• Sonuç bulunamadı

Gecikmeli Koşullanma: Ortama önce nötr uyarıcı eklenir ancak sonlandırılmaz. Nötr uyarıcı devam

EĞİTİM BİLİMLERİ TESTİ

62. Gecikmeli Koşullanma: Ortama önce nötr uyarıcı eklenir ancak sonlandırılmaz. Nötr uyarıcı devam

ederken, bir süre sonra koşulsuz uyarıcı ortama ek-lenir ve tepkinin ardından nötr uyarıcı sonlandırılır.

Radyoda önce bir cızırtı sesinin duyulması nötr uya-rıcıyı açıklamaktadır. Nötr uyarıcı devam ederken (yani cızırtı devam ederken), bir süre sonra telefon çalmış (koşulsuz uyarıcı) ve konuşma boyunca cızır-tı devam etmiştir.

Bu durum, gecikmeli koşullanmayı açıklamaktadır.

(Cevap A)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

64. Organizmanın her seferinde aynı pekiştirici uyarıcı ile karşılaşması nedeniyle, bir süre sonra bu uyarı-cının pekiştirici özelliğini yitirmesine “alışma” denir.

Ayşe’nin hep aynı masalları dinlediği için, masallara olan ilgisini yitirmesi, alışma sürecini açıklamaktadır.

(Cevap A)

65. Bireyin karşılaştığı problemi oluşturan uyarıcıları in-celeyip, karşılaştırıp, doğrudan sonuca ulaşması “kav-rama yoluyla öğrenme” olarak adlandırılmaktadır.

Çağdaş’ın yapbozu, parçalar arasındaki ilişkiye ba-karak tamamlaması bu öğrenme şekli için uygun bir örnektir.

(Cevap E)

66. Geon Teori: Tanımanın gerçekleşmesi için milyonlar-ca farklı biçim gerektiğini düşünen şablon eşleştirme modeline bir alternatif olarak geliştirilen geon teori, insanın bilgi işleme sisteminde her türlü kompleks şekle uygulanabilen sınırlı sayıda basit geometrik ör-neklere sahip olduğunu düşünmektedir.

Her türlü kompleks şekle uygulanabilen sınırlı sayı-da basit geometrik örneklere sahip olduğumuz dü-şüncesine geon teori adı verilmektedir.

(Cevap A)

68. Hebb, yaşantı geçirdiğimiz her çevresel objenin, kar-maşık bir nöron grubunu uyardığını iddia eder. Bu karmaşık nöron grubuna hücre kümeleri adını ver-mektedir. Diğer bir deyişle, çevresel objelerle, olay-larla ilişkilenmiş nöron ünitelerine hücre kümeleri de-nir. Örneğin, silgili kaleme baktığımızda, kalemin tah-ta kısmının uyardığı nöron grubu farklı; silgi kısmı-nın uyardığı nöron grubu farklıdır. Başlangıçta bu iki nöron grubu birbirinden bağımsız olmakla birlikte ka-lemin tahta kısmı ve silgi kısmı çok yakın zaman için-de nöron gruplarını uyardığından, en sonunda bu iki nöron birbiriyle ilişkili hale gelir (Hergenhahn, 1988;

Senemoğlu, 2005). Zihnimizde yer alan tüm hücre kümeleri birbiriyle ilişkilidir. Hücre kümeleri, birbiri ar-dına gelen olayların gerçekleşmesi halinde birbirle-rine bağlanır. Yani aralarında bir bağ oluşur. Hebb, bu gibi olaylara ardışık safha (faz ardışıklığı) adını vermiştir. (Aslında ardışık safha öğrenmesi ile tepki-sel koşullanma süreci birbirine oldukça benzemek-tedir.)

(Cevap B) 67. Bireyin bir davranışı yapabilecek fizyolojik ve bilişsel

açıdan uygun seviyeye ulaşması “olgunlaşma” ola-rak açıklanmaktadır.

İlkokul 3. sınıftaki çocukların her hafta bir kitap öze-ti çıkartması, onların olgunluk düzeylerinin çok üze-rinde bir beklentidir.

(Cevap B) 63. Edimsel koşullanma ilkeleri kullanılarak

organizma-ya yeni bir davranış öğretebilmek için organizmayı pekiştirmek, pekiştirmek içinse organizmanın bu dav-ranışı en az bir kere yapması gerekmektedir. Peki organizma istenen davranışı bir kez olsun yapmaz-sa ne olacak? İşte bu durumda kademeli yaklaştır-maya başvurulur.

Ziya’nın istediği davranışı köpeğine kazandırabilme-si için “kademeli yaklaşma” yöntemine başvurması gerekmektedir.

(Cevap E)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

71. Kararsızlıkların yoğun olarak yaşandığı, bireyin duy-gusal sorunlarının bulunduğu durumlarda “psikolojik danışma” hizmeti devreye girmelidir.

Mevlana’nın sözleri, doğrudan psikolojik danışma hizmetine vurgu yapmaktadır.

(Cevap E)

72. Bir kişinin açık, yalın, içten, samimi olması, “saydam-lık” kavramına vurgu yapmaktadır. Yunus Emre “Gö-nül aynası saf olmalı ki” derken bu unsurlara vurgu yapmaktadır.

(Cevap D)

73. Kriz; bir kişinin, grubun, örgütün ya da topluluğun normal işlevlerini yerine getirmesini engelleyen ve acil ilgi ve çözüm gerektiren, tolere edilemeyen, sıra dışı, beklenmeyen bir durum ya da ani değişiklik bi-çiminde tanımlanabilir. Tanımdan da anlaşılacağı üze-re kriz olarak nitelendirilebilecek durumların temel özelliği ani olmaları, rutin yaşamın dengesini bozma-ları ve acil olarak müdahaleyi gerektirmeleridir.

Öğrenci arkadaşlarının bıçaklanarak öldürülmesine tanık olan öğrencilerin acilen desteğe ihtiyacı oldu-ğuna göre, kriz yönelimli rehberliğin devreye girme-si gerekmektedir.

(Cevap D)

74. Sarp’ın otobiyografisinde büyük oranda babasıyla il-gili yakınmaları yer almaktadır. Çünkü yaşadığı tüm olumsuzlukların temelinde babası gözükmektedir. Bu durumda ailesinden beklediği desteği alamadığı ve babasını benimsemediği söylenebilir.

(Cevap D)

75. Sarp yapabileceği hiçbir şey olmadığını belirtmekte-dir. Ayrıca “Keşke onlar benim babam olsaydı.” diye-rek ailesine ve yaşama dair kırgınlığını dile getirmek-tedir.

(Cevap B) 69. “Hayır” diyebilme becerisine sahip olma, akran

bas-kısını engelleyen faktörler içerisinde yer almaktadır.

Bu sayede birey kendisine ne kadar ısrar edilirse edil-sin, uygun - mantıklı görmediği bir davranışı yapmaz.

(Cevap D)

70. Bir kişinin iletişim esnasında kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakabilmesi, duygu ve düşüncelerini doğru şekilde anlamaya çalışması ve duyarlı bir yaklaşım içerisin-de olması empatiyi sağlar.

Empatik yaklaşım, karşımızdaki kişiye “onu anladı-ğımız” hissini uyandırır. Bu nedenle öncelikle karşı-mızdaki kişinin ne hissettiğini tam olarak anlamalı ve bunu dile getirmeliyiz.

Okul rehber öğretmeni, Nazan ile görüşmesinden, Nazan’ın annesinin bir başka erkekle evlenebilece-ği düşüncesinden çok korktuğunu anlamış ve bunu söyleyerek empati kurmaya çalışmıştır.

(Cevap C)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

80. Tarihsel gelişimi boyunca ortaya çıkan rehberlik yak-laşımları şunlardır:

• Parsonian Model

• Rehberliğin Eğitim Süreciyle Kaynaştırılması

• Klinik Yaklaşım / Özellik Faktör Kuramı

• Karar Vermeye Yardım Süreci Olarak Rehberlik

• Gelişimsel Rehberlik

• Kapsamlı PDR Programları

• Okul PDR Hizmetleri Modeli

Parsonian Model’den sonra ortaya çıkan “Rehberli-ğin Eğitim Süreciyle Kaynaştırılması” yaklaşımı, Par-sonian Modeli’ni “geç kalınmış bir girişim” olarak eleş-tirmektedir.

(Cevap D) 79. Kişisel - Sosyal Rehberlik: Her öğrencinin bireysel

ve sosyal gelişimini desteklemeyi, duygusal sorun-larında yardımcı olmayı amaçlayan rehberlik ve psi-kolojik danışmanlık uygulamalarını içerir. Bu hizmet alanı kapsamında, “olumlu benlik kavramı geliştir-me”, “uygun sosyal davranış ve becerileri geliştirgeliştir-me”,

“iletişim becerileri geliştirme” gibi konulara yer veri-lir.

Öz güvenini yitirmeye başlayan bir öğrencinin duru-mu kişisel - sosyal rehberlik içerisinde ele alınmalı-dır.

(Cevap B) 76. Rehberlik hizmetlerinden faydalanmak gönüllülük

esasına dayanmaktadır. Bu nedenle hiç kimse bu hizmetlerden faydalanmaya zorlanamaz.

Recep okul çıkışında bir lokantada bulaşık yıkadığı-nı, okul rehber öğretmeniyle görüşemeyeceğini söy-lemiştir. Bu durumda hizmet almaya zorlanamaz. An-cak okul rehber öğretmeniyle görüşüp, onun Recep ile görüşmesi istenebilir.

Ancak burada unutulmaması gereken, okul psikolo-jik danışmanı Recep ile görüşmek istediğinde, Re-cep bu görüşmeyi kabul ederse görüşmenin başla-yacağıdır.

(Cevap C)

77. Bireyin var olan alternatifleri yeterince incelemeden, yeteri kadar bilgi toplamadan, gerekli karşılaştırma-ları yapmadan, çabuk - ani verdiği kararlar “içtepisel”

olarak adlandırılmaktadır.

Başka bir deyişle bu karar verme stilini benimseyen kişiler, çoğunlukla karşılarına çıkan ilk seçeneğe yö-neldikleri, verdikleri kararlarda duygularının büyük oranda etkili olduğu görülmektedir.

(Cevap C)

78. Rogers’a göre psikolojik bakımdan özgür olan kim-se giderek daha tam olarak fonksiyonda bulunmaya başlar, daha tam olarak yaşar. Yani duyu organları-nı mümkün olduğu kadar zengin duyum almak için tümüyle işe koşar, sinir sisteminin sağladığı bütün bilgiyi kullanır ve bilgiyi bilinçte tutar. Kısacası tam kapasite ile yaşar, duyar, algılar, düşünür.

(Cevap A)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

AKADEMİ DENİZİ YAYINCILIK

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının yayınevimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır.

Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.

LİSANS

EĞİTİM BİLİMLERİ TESTİ

TG • 5

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

1. Eğitim programları bireysel ve toplumsal ihtiyaçlar-daki değişmeler, eğitim bilimlerine yönelik araştırma-lar ve eğitime ilişkin felsefelerdeki değişmelere göre değişmektedir. Bunlar program geliştirmenin sürek-liliğini gerekli kılan nedenlerdir. Hiçbir zaman öğreti-cilerin kişilik özelliklerine göre bir program geliştirme çalışması yapmak söz konusu olamaz.

(Cevap E)

3. Deneme uygulaması için ilk aşama (1) deneme uy-gulaması sürecinin planlanmasıdır. Bu aşamadan sonra sırasıyla (2) deneme yapılacak okul ve sınıf-lar seçilir, (3) deneme uygulamasına katılacak öğret-men ve yöneticiler seçilir, (4) deneme uygulamasına katılacak kişilere program tanıtılır, (5) hazırlanan prog-ram uygulamaya konulur ve son basamakta da (6) deneme uygulaması gerçekleştirilen program değer-lendirilir.

(Cevap B)

4. Daha önceki program geliştirme çalışmalarından el-de edilen dönütlere el-de dayanılarak 2001 yılında ye-ni ilköğretim programları geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bu programların hazırlanması safha-sında AB normları dikkate alınmış, yaşam becerile-rinin öğrencilere kazandırılması hedeflenmiş, Türk-çeye duyarlılık ana beceri olarak kabul edilmiş ve ara disiplin kazanımlarına yer verilmiştir. Ancak eğitim yaşantılarının merkezine programın kendisi değil bi-rey (öğrenci) yerleştirilmiş ve bibi-reyin ihtiyaçlarına, il-gilerine göre programlar şekillenmiştir.

(Cevap E)

5. Filmler öğrencinin göz ve kulağına hitap eden ma-teryallerdir. Filimler dokunma duyusuna hitap edebi-len materyal değildir. Film görsel ve işitsel bir mater-yaldir.

(Cevap C) 2. Felsefenin Aksiyoloji alanı ahlak üzerinde

düşünmek-tedir. Aksiyoloji temel olarak etik ve estetik üzerinde durmaktadır. Etik doğrunun, iyinin özünün ve ne duğunun sorgulanmasıdır. Estetik ise güzelin ne ol-duğunun sorgulanmasını içerir. Aksiyoloji değerler felsefesidir.

(Cevap A)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

9. Selim Bey’in sorusu öğrencisine doğru cevabı hatır-latmaya yöneliktir. Öğrenciye sorulan soruda onun doğru cevabı bulmasına yardımcı olacak uyarıcılar sunulması öğretimin ipucu değişkeni ile ilgilidir.

(Cevap A)

7. Bloglar öğretim sürecinde öğrenmelerin desteklen-mesi amacıyla kullanılabileceği gibi öğrencilerin ken-dilerinin oluşturacağı bloglarla öğrenme süreçlerine ilişkin yansıtmalar gerçekleştirilebilir. Öğrenciler ha-zırlayacakları bloglarda görüş, düşünce ve yeni fikir-lerini ifade etme olanağı bulabilir. Bu bloglarda öğ-renciler öğrenme günlükleri oluşturarak yansıtıcı dü-şünme becerilerini geliştirebilir.

(Cevap E)

10. Dönüt öğrencinin davranışı sonrasında ona davranı-şının doğruluğu hakkında geri bildirim sunulmasıdır.

Öğrencinin cevabı verdikten sonra öğretmenin doğ-ru demesi bir dönüttür.

(Cevap C)

11. Gelişimsel model sınıf yönetiminde öğrencilerin ruh-sal ve fiziksel gelişim düzeylerinin dikkate alındığı bir yaklaşımdır. Sınıftaki tüm etkinliklerin yürütülmesin-de ve fiziksel düzenlemeleryürütülmesin-de öğrencilerin gelişim-sel özellikleri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulur.

(Cevap C) 6. Değerlendirme aşamasında Stake düzenli ve

düzen-siz değerlendirmeyi birbirinden ayırmıştır. Stake’e göre, eğitimciler değerlendirme yaparken sezgisel normları ve göreli yargıyı dışta tutarak düzenli de-ğerlendirmenin temel ilkelerini oluşturmalıdır. Çünkü düzenli değerlendirme süreçleri eğitimcileri nesnel sonuçlara götürür.

(Cevap C)

8. Öğretim etkinliklerini planlamanın en temel amacı hedeflere etkili ve kolay biçimde ulaşılmasını sağla-maktır. Plan, öğrencilerine ne kazandırılacağına, na-sıl kazandırılacağına ve kazanılan hedeflerin nana-sıl değerlendirileceğine karar verme ve bunu sistema-tik bir hale getirme işidir. Yani planın temel öğesi prog-ram “hedefleri”dir. Planların hazırlanmasında da en temel belirleyici öğrencilerde gerçekleştirilmek iste-nen davranış değişiklikleridir.

(Cevap E)

12. Öğretim sürecinde konular ve öğrenme yaşantıları-nın birbiri ile ilişkili olarak düzenlenmesi gerektiğini savunan yaklaşım “disiplinler arası yaklaşım”dır.

Bu yaklaşımda yatay kaynaşıklık esasına dayalı öğ-renme yaşantıları işe koşulur. Bu ilişkilendirme disip-linler arası yaklaşımı öğrenilenlerin transfer edilme-si konusunda diğer yaklaşımların önüne geçirir.

(Cevap E)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

17. Aktif öğrenme öğrenme-öğretme etkinliklerine öğren-cilerin etkin olarak katılmalarını öngörmektedir. Ya-parak yaşayarak öğrenmeyi temele alan aktif öğren-me yaklaşımında öğrenöğren-me sorumluluğu öğrencide-dir. Öğrenci öğrenmelerine ilişkin planlamalar yap-malı, öğrenme faaliyetlerini yönlendirmelidir.

(Cevap A)

14. Sınıf kuralları tüm öğrenciler için geçerli olmalıdır.

Öğrenciler kuralların uygulanması konusunda stan-dart bir yol izlenmemesi durumunda kuralları içsel-leştiremez ve uymak istemezler. Bu sebepten dola-yı kuralın bozulması durumundaki yaptırımlar açık olmalı ve tavizsiz uygulanmalıdır.

(Cevap E)

15. Çağdaş yaklaşımlara göre her öğrenci farklıdır ve bu farklılıklar eğitimde dikkate alınmalıdır. Öğrenciler ay-nı yaş grubunda da olsa, ortak özellikler de taşısa her öğrenci yetenek, zekâ, ilgi, tutum gibi özellikler açısından farklılık gösterir. Bu bireysel farklılıkların dikkate alınarak öğrenci düzeyine uygun etkinlik ya-pılması öğretimin bireyselleştirilmesine yardımcı olur.

(Cevap B)

16. İşbirlikli grup etkinliklerinde gruplar oluşturulduktan sonra bir kaynaşma ve ısınma etkinliği yapmak grup çalışmalarını olumlu etkileyecektir. Isınma etkinlikle-rinde kümeye beyin fırtınası yoluyla ad verme, küme sloganı ve hareketlerini belirleme, diyalektrik ve dü-şün-tartış-yaz-paylaş gibi etkinliklerden yararlanıla-bilir.

(Cevap A)

19. İçsel zeka ben zekasıdır. Kişinin ilgilerinin ihtiyaçla-rının, ideallerinin, zayıf ve güçlü yanlarının farkında olması, kapasitesini bilmesi, kendisine hedefler koy-ması, doğru kararlar almasını sağlayan zekadır. Bu zeka alanı gelişmiş bireyler grup etkinliklerinden çok yalnız çalışmayı ve bağımsız hareket etmeyi tercih ederler.

(Cevap D) 18. Harmanlanmış öğrenme karma öğrenme ya da hib-rid öğrenme olarak da bilinmekltedir. Bu öğrenme yaklaşımında geleneksel sınıf öğrenmeleri ile bilgi-sayar temelli uygulamalar bir arada kullanılır. Eğitim çevrimiçi eğitim materyalleri ile zenginleştirilmiştir.

(Cevap C) 13. Parçada belirtilen sorunlar öngörülemezlik yani

tah-min edilemezlik sınıf özelliği ilgilidir. Bazı olaylar hiç hesapta, planda yokken ortaya çıkar. Öğretmenler de öngörülemezlik özelliği kapsamında daha dikkat-li olmalı ve uygun davranış biçimlerini sergileyebil-melidir

(Cevap E)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

22. Proje tabanlı öğrenme ve probleme dayalı öğrenme öğrenci merkezli, araştırma inceleme yoluyla öğre-tim stratejisine dayanan öğrenme yaklaşımlarıdır. Her ikisi de bilimsel süreç basamaklarının izlenmesini esas alır. Her iki yaklaşımda gerçek yaşam problem-lerinin sınıfa getirilmesini gerektirir. Proje ve proble-me dayalı öğrenproble-me süreç sonunda ortaya konan ürün açısından birbirlerinden ayrılır. Proje süreci sonun-da ele alınan problem durumuna yönelik çözüm ta-sarısı elle tutulur bir ürün olarak ortaya konur.

(Cevap D)

24. Yapılandırmacı yaklaşım esnek bir program öngörür.

Bu anlayış özellikle içeriğin sınırlandırıldığı ve öğre-timin bu sınırlı içerik temelinde gerçekleştirildiği ge-leneksel eğitim anlayışına karşı çıkmıştır. Öğrenciye etkinlik temelli yaparak yaşayarak öğrenme fırsatla-rı sunularak bilgiyi yapılandırması için fırsatlar sunul-malıdır.

(Cevap B)

27. Altı şapkalı düşünme tekniğinde kırmızı şapka prob-lemin duygusal boyutta ele alınmasıdır. Yaratıcı dü-şünmeyi temsil eden şapka rengi ise yeşildir. Orjinal çözümler, özgün yaklaşımlar yeşil şapka altında yer alır.

(Cevap C) 26. Öğrenme galerisi öğrenme etkinliklerinin sonunda

tekrar, pekiştirme ve öğrenme eksiklerini belirleyip giderme amacıyla kullanılan bir tekniktir. Öğrenciler öğrenme süreci sonrasında öğrendiklerini gözden geçirip listeler. Asılan listelerdeki eksikler tamamla-nır.

(Cevap D) 25. Gülay Öğretmen öncelikle öğrencilere sergileyecek-leri gösterimle ilgili olarak çerçeveyi sunmuştur. Öğ-rencilerde bu çerçeve doğrultusunda canlandırma yapmışlardır. Bu açıdan teknik bir rol oynamadır. Eğer canlandırma bir şablon olmaksızın tamamen doğaç-lamaya dayalı olarak gerçekleştirilseydi yaratıcı dra-ma olurdu.

(Cevap B)

23. Bireysel çalışma öğretim yöntemi öğrenciye kendi öğrenmelerini planlama, kendi öğrenme hızıyla iler-leme fırsatı sunar. Öğrencinin bireysel çalışma disip-lini, özdüzenleme ve metabilişsel becerileri bireysel çalışma yönteminin etkililiği açısından oldukça önem-lidir.

(Cevap D) 20. Öğretmen I numaralı yönlendirmesinde öğrenciden

düşüncesine ilişkin gerekçe ve dayanak istemekte-dir. Gerekçe ve dayanaklandırma argümantasyonun temelidir. İkinci yönlendirme ise öğrenciyi sorgulama, değerlendirme ve karşılaştırma yaptırmaya yönelik-tir. Bunlar da eleştirel düşünmenin temelini oluştur-maktadır.

(Cevap A)

21. Beyin temelli öğrenme kuramında göre duygular öğ-renme süreçlerinde oldukça etkilidir. Öğrenci duygu-sal açıdan zorlanırsa etkili bir öğrenme olmaz. Aşırı ve yetersiz kaygı öğrenmeyi olumsuz etkiler. Reka-bet ise öğrencileri duygusal açıdan zorlar, bu durum da öğrenmelerini olumsuz etkiler.

(Cevap C)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

31. Basamaklı öğretime göre C basamağı bilgi ve kav-rama, B basamağı uygulama, A basamağı ise ana-liz, sentez ve değerlendirme düzeyindeki öğrenme-leri kapsar. A, B, C ve D seçeneğinde verilen bece-riler C basamağında yer almaktadır. E seçeneğinde verilen beceri ise hedef değerlendirme basamağın-da yer almaktadır.

(Cevap E) 28. Bilgisayar programı öğrenciye aşamalandırılmış

içe-riği aşama aşama sunmaktadır. Çalışmaların sonun-da dönüt, düzeltme ve pekiştirmeleri yapmaktadır.

Bu programlı öğretimin temel ilkelerini oluşturmakta-dır. Örnekteki bilgisayar programı programlı öğretim için hazırlanmış bir araçtır.

(Cevap D)

32. Öğrencilerin derse yönelik ilgi, tutum ve değerleri du-yuşsal giriş davranışları öğesi ile açıklanabilir. Der-se yönelik olumlu tutumlar öğrenme düzeyini etkiler.

(Cevap C)

30. Caroll’un okulda öğrenme modeline göre öğrenile-cek konu için ihtiyaç duyulan zaman yetenek kavra-mı ile açıklanmaktadır. Verilen örnekte Sevgi’nin ça-lışma için 2 hafta süre gerektiğini söylemesi yetenek kavramı ile ilgilidir. Fırsat, öğrencilere öğrenme gö-revi için tanınan süredir. Kerem öğretmenin çalışma için öğrencilere tanıdığı 1 haftalık süre fırsat kavra-mı için örnek oluşturur.

(Cevap A) 29. Ayrılıp birleşme işbirlikli öğretimi temele alan bir öğ-retim tekniğidir. Bu teknikte gruplar ayrıldıktan son-ra konu gruplardaki öğrenci sayısı kadar bölümlere ayrılır. Aynı konu bölümünü seçen grup üyeleri bir araya gelerek çalışırlar. Daha sonra öğrenciler grup-larına dönerek grup arkadaşgrup-larına öğretir.

(Cevap D)

33. Fikir taraması sınıfa canlılık getirmek için dersin her-hangi bir aşamasında kullanılabilecek bir öğretim tek-niğidir. 4-9 kişilik gruplar verilen konu üzerinde tartı-şırlar ve gruplarda konu ile ilgili fikir taraması yapılır.

(Cevap D)

A K A D E M İ D E N İ Z İ Y A Y I N C I L I K

www.akademidenizi.com.trwww.akademidenizi.com.tr

34. Ayşe Öğretmen istediği beceriyi kazandırmak için öncelikle konunun temel noktalarını ve dikkat edil-mesi gereken yönlerini açıklamış. Bu açıklamalar tümdengelim yaklaşımına uygundur. Daha sonra be-ceriyi izleterek öğrencilerin pratik yapmasına fırsat vermiştir. Bu süreçte temele aldığı yöntem gösterip yaptırmadır.

(Cevap C)

36. Polis şefinin yapmış olduğu ölçme bir süre ölçümü-dür. Bu süre ölçümünü ise bardağın sıcaklığına do-kunarak gerçekleştirmiştir. Yani ölçmek istediği özel-lik süre iken gözlediği özelözel-lik sıcaklıktır. Ölçülmek is-tenen özelliğin bu özellikle ilgili olduğu düşünülen ya da varsayılan başka bir özellik gözlenerek ölçülme-si dolaylı ölçmedir.

(Cevap C)

37. Objeleri belli bir özelliğe sahip oluşları bakımından farklı gruplara ayıran ölçek türü, sınıflama (adlandır-ma ölçeğidir.)

Soruda verilen öncülleri tek tek incelediğimizde;

I. Ölçme sonuçları arasında karşılaştırma yapıla-maması, sınıflama ölçekleri için doğrudur.

II. Sınıflama ölçeklerinde frekans belirlenebilir, an-cak medyan bulunamaz. (yanlış)

III. Sınıflama ölçeklerinin başlangıç noktası yoktur.

(doğru)

IV. Sınıflama ölçeği ile elde edilen sonuçlar simetrik ve geçişlidir. (doğru)

(Cevap E)

39. Geçerlik bir ölçme aracının ölçmek istediği özelliği başka özelliklerle karıştırmadan doğru olarak ölçe-bilmesidir. Geçerlik için iki önemli husus vardır. Birin-cisi amaca hizmet yani ölçülen özellikle ilgililik, ikin-cisi ise doğru ölçme sonuçları yani güvenirliktir. Gü-venirlik ise ölçme sonuçlarının tesadüfî hatalardan arınıklık derecesidir. Kararlılık, tutarlılık, iç tutarlık ve puanlama güvenirliği ölçme sonuçlarının güvenirliği-nin ölçütleri olarak kabul edilir.

(Cevap C) 35. Yapılan dönüşümlere baktığımızda dağılımın

aritme-tik ortalamasını ve standart sapmasını hesaplayabi-liriz. Buna göre Murat’ın T puanı 50 olduğuna göre Murat aritmetik ortalama kadar puan almıştır yani da-ğılımın ortalaması 52’dir. Ortalama 52 Ayşe’de 56 puan almıştır. Ayşe’nin +1 z puanı olduğundan orta-lamadan 1 standart sapma puanı yüksek puan al-mıştır. Buna göre 56-52= 4 bu dağılımın standart

aritme-tik ortalamasını ve standart sapmasını hesaplayabi-liriz. Buna göre Murat’ın T puanı 50 olduğuna göre Murat aritmetik ortalama kadar puan almıştır yani da-ğılımın ortalaması 52’dir. Ortalama 52 Ayşe’de 56 puan almıştır. Ayşe’nin +1 z puanı olduğundan orta-lamadan 1 standart sapma puanı yüksek puan al-mıştır. Buna göre 56-52= 4 bu dağılımın standart