• Sonuç bulunamadı

İslam hukuku’nda Hırsızlık suçu içerisinde gasp da bulunmaktadır. Gasp, ağır hırsızlık suçu kapsamında ele alınmaktadır. Hükümlerin içerisinde geçen “gasp-ı emval” mağdur olan kişinin zorla elinden mal alması olarak geçmektedir. Basit hırsızlıktan ayıran en önemli fark ise işlenen suç gizli bir şekilde olmadığı için kamu düzenini bozmaktadır. Bundan dolayı cezalandırılması da hırsızlıktan daha farklı bir şekilde yapılmaktadır.40 Gasp suçu had suçları içerisinde

değerlendirilmektedir.41

Gasp suçu iki şekilde işlenmektedir, birincisi bir malın sahibinin haberi olarak elinden zorla alınmasıdır, ikincisi herhangi bir şekilde mağduru yaralayarak gasp etmektir.

624 numaralı Ayniyat Defteri içerisinde sadece gasp ve yaralayarak gasp suçları mevcuttur. 16 adet farklı gasp suçu ve dört adet yaralayarak gasp suçu bulunmaktadır.

37 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 43/4-5, 44/1. 38 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 7/2.

39 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 9/2.

40 Ömer Düzbakar, “İslam-Osmanlı Ceza Hukukunda Hırsızlık Suçu: 16-18. Yüzyıllarda Bursa

Şer’iyye Sicillerine Yansıyan Örnekler”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, S. 2, Bursa, 2008, s. 82-85.

Yaralama suçlarında Osmanlı hukuku cerh bedeli olarak “ücret-i cariha” adı altında suçludan para almaya da mahkûm etmekteydi. Defterin içerisinde bulunan dört adet gasb-ı cerh suçu içerisinden sadece bir tanesinde cerh bedeli alınmıştır. Bursa’da bir evin içerisine giren üç kişi evde bulunan iki kadını yaralamışlardır. Yaralama ile birlikte evin içerisinde bulunan 4500 kuruş değerinde elmas iğneyi de gasp etmişlerdir. Cerh bedeli olarak 800 kuruş, iğnenin bedeli olarak ta 2500 kuruş üzerine iki tarafta anlaşılmıştır fakat mahkeme. Yine de suçluları bir yıl pranga cezasına çarptırmıştır.42

İşlenen 20 adet gasp suçu işleyen hükümlülerin 18’i gayrimüslim, 41’i Müslümandır. Gayrimüslimlerin hepsi Osmanlı Tebaasıdır.

Şekil. 1. 5. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’ne Göre Gasp Suçu İşleyen Müslim ve Gayrimüslimlerin Dağılımı

Dört adet yaralayarak gasp etme suçu işleyen zanlılardan dokuzu Gayrimüslim, dördü Müslüman’dır. Suçluların mahbusin tarihinden itibaren süresi bitmiş ise, sadece kefilleri alınarak serbest bırakılma şartı da hükümlerin içerisine işlenmiştir. Kefilleri alınan suçlular serbest kaldıktan sonra memleketine

götürülmesi istenmiştir. Fakat bu durumun aksi olduğu ve memleketinden başka bir tarafa sürülmesi istendiği de olmuştur.43

Gasp suçu içerisinde değerlendirilen bir başka durum ise posta soygunudur. Defterin içerisinde iki adet posta soygununa dair hüküm bulunmaktadır. İlk hüküm Adana taraflarında Şam postasını soyan altı Müslüman hakkındadır, diğer’i ise bu fezahat/hayasızlık da bulunan kişilerin kayıtları istenmiştir.44

1. 1. 3. 1. Gasp Suçu İşlenen Mahaller ve Sosyal Statüler

Defterin içerisindeki 20 adet gasp suçu içeren hükümlerde çeşitli mahaller belirtilmiştir. Bu mahaller içerisinde suçluların çeşitli sosyal statüleri de belirtilmiştir. Bu mahaller arasında bazen karye isimleri, bazen de eyalet isimleri belirtilmiştir.

Tablo. 1. 3. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’nde Gasp Suçu İşlenen Mahaller ve Sosyal Statü Bazında Dağılımları

SAYI MAHAL SOSYAL STATÜ

1. (Belli değil) Reaya

2. (Belli değil) Reaya

3. Ankara Reaya

4. Arnavutköy Asker

5. Aydıncık Kasabası Reaya

6. Bağdat Reaya

7. Beğpazarı (Kavunovası karyesi) Reaya

8. Bursa Reaya

9. Çam Karyesi Asker

10. Edirne Tütüncü

11. Filipe (Kalu Karyesi) Reaya

12. İstanbul Reaya

13. İstanbul Reaya

14. İzmir Çoban

15. Menteşe sancağı Reaya

16. Selanik Reaya

17. Tekirdağ Reaya

43 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s.142/1. 44 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 34/3, 164/1.

18. Tırhala Sancağı Reaya

19. Varna Reaya

20. Yenişehir-i Fener Mora Muhaciri

1. 1. 4. Darp ve Yaralama Suçları

Darp suçu genel manada yaralama (cerh) suçu ile eş değer bir anlam taşımaktadır. Darp suçu kişiyi öldürmeden, fakat öldürmek kastı ile hareket ederek yaralaması şeklinde gerçekleşirse ölüme teşebbüs ile bir tutulur ve cezası ona göre tatbik edilirdi. Darp suçunun kasti ya da hatalı olarak işlendiği, cezanın tespit edilme sürecinde hayli etkilidir. İslam hukukunda bu durumun kıstasları belirlenirken kazaen ya da kasti olup olmadığına yer verilmiştir.

Darp suçu vücut bütünlüğüne karşı işlenen suçlardandır. Bundan dolayı katl suçu gibi, kasten yaralama, taksirle yaralama, kastın aşılması suretiyle yaralama olarak sınıflandırılmıştır. Taksirle yaralama suçlarında nafaka ve hürriyeti kısıtlayıcı ceza verilmekteydi.45 Yaralamaya teşebbüs etmede, nafaka

cezası verilmeden hürriyeti kısıtlayıcı cezalar verilmiştir.46

624 numaralı Ayniyat Defterinin içerisinde 24 farklı darp ve yaralama suçu bulunmaktadır. Bunların içerisinden 9 adet darp suçu 15 adet yaralama suçu bulunmaktadır. Bu suçlar içerisinde en dikkat çeken nokta ceza kanununun darp suçları içerisinde bulunan yaralama vakıalarına uygulandığı “Cerh Bedeli” olarak bir nafaka ücreti almasıdır. Mağdur olan ve yaralanan kişi mahkeme tarafından belirlenen miktarı kabul ederse ücret-i cariha olarak suçludan tahsil edilmekteydi. Sadece darp suçlarında nafaka bedeli alınmayarak ceza süresi uzatılmıştır.47

Nafaka bedeli alınmamasında ki en temel nokta ise yaralama olmadan sadece darp etmektir. Buradaki yaralamadan kasıt ise kanama sonucu oluşan büyük yaralardır.

Darp hadisesine karışanların öncesinde çevreyi rahatsız edici uygunsuz hareket ettikleri de görülmüştür. Bunun için ayrıca bir cezai yaptırım uygulanmıştır. Kanlıca dolaylarında uygunsuz hareket eden birkaç kişiye üçer ay

45 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 92/6. 46 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 98/1. 47 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 85/4.

pranga cezası verilmiştir. Fakat bunların arasında bulunan Mehmet nam kişi yaralama suçuna da karıştığı için beş ay pranga cezası verilmiştir.48

624 numaralı Ayniyat Defterinin içerisinde bulunan darp ve yaralama suçlarında gayrimüslimler 18 kişi, Müslümanlar 13 kişi olarak bulunmaktadır

Şekil. 1. 6. 624 Numaralı Ayniyat Defterine Göre Darp Suçu İşleyen Kişilerin Müslüman ve Gayrimüslimlere Göre Dağılımı

Şekil. 1. 7. 624 Numaralı Ayniyat Defterine Göre Yaralama Suçu İşleyen Kişilerin Müslüman ve Gayrimüslimlere Göre Dağılımı

Hükümlerin içerisinde yer alan cerh nafakası, o hükmün yaralama ile alakalı olduğunu göstermektedir. Yaralama suçları (darp’ın cerh ile oluşması durumu) da özünde darp suçları içerisinde değerlendirilmektedir. 24 farklı darp suçuna verilmiş hükümde 15 adet nafaka bedeli alınmıştır. Bu hükümlerde yapılan suçun özünde yaralama olduğunu göstermektedir. Darp suçlarının belirtildiği hükümlerden birinde kurbanın yüzüne kızgın yağ atmak suretiyle kalıcı bir yaraya sebebiyet veren darp hadisesinde nafaka cezası uygulanmamıştır. Bu hükümde nafaka bedeli alınmadığı için darp suçu olarak değerlendirilmiştir.49

Şekil. 1. 8. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’ne Göre Darp ve Yaralama Suçlarının Sayısal ve Oransal Dağılımı

1. 1. 4. 1. Darp Suçu İşlenen Mahaller ve Suça Karışanların Sosyal Statüleri

Darp suçlarında çeşitli mahaller ile birlikte sosyal statü olarak Reayanın haricinde tek bir esnaf olarak Berber bulunmaktadır. Toplamda 9 adet darp suçu bulunmaktadır. Hükümlerin arasında mahal adı geçmeyen de vardır.

Tablo. 1. 4. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’nde Darp Suçu İşlenen Mahaller ve Sosyal Statü Bazında Dağılımları

SAYI MAHAL SOSYAL STATÜ

1. (Belli Değil) Reaya

2. Manisa (Turgutlu) Reaya

3. Ezine Reaya

4. İstanbul (Kartal) Reaya

5. Filipe Reaya

6. Balıkesir (Erdek) Reaya

7. Ordu (Ünye) Reaya

8. Boyacı Köyü Berber

9. Tırhala Reaya

1. 1. 4. 2. Yaralama Suçu İşlenen Mahaller, Sosyal Statüler ve Nafaka Bedelleri

Darp suçların oluşturulan incelenen durumdan farklı olarak yaralama vakıalarında nafaka bedelleri de alınmaktadır. Toplamda 15 adet yaralama suçu bulunmaktadır.

Tablo. 1. 5. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’nde Yaralama Suçu İşlenen Mahaller, Sosyal Statüler ve Nafaka Bedelleri Bazında Dağılımları

SAYI MAHAL SOSYAL STATÜ NAFAKA BEDELİ

1. (Belli değil) Arabacı 300 Kuruş

2. İstanbul Bekçi 660 Kuruş

3. (Belli değil) Reaya (Belli değil)

4. (Belli değil) Reaya 1050 Kuruş

5. Kasımpaşa Bargir Sürücüsü 420 Kuruş

6. Hasköy Reaya 900 Kuruş

7. Kasımpaşa Reaya 850 Kuruş

8. (Belli değil) Yorgancı 250 Kuruş

9. Filipe Reaya 250 Kuruş

10. Niğde Berber Kalfası 350 Kuruş

11. İstanbul Balıkçı 200 Kuruş

12. (Belli değil) Ekmekçi 240 Kuruş

13. (Belli değil) Tenekeci 250 Kuruş

14. Kanlıca Kayıkçı 420 Kuruş

15. (Belli değil) Gemici Taifesi 800 Kuruş

1. 1. 5. Kalpazanlık Suçu

Kalpazan, kelime anlamı, Kalp para yapan ve güvenilmez anlamlarında, özü itibarıyla da sahtekâr anlamında kullanılmaktadır. Yalandan akçe yapan kişiye de kalpazan denilmektedir. Ceza hukuk literatürün’de sahte para basan kişi de kalpazanlık suçu işlemektedir.50 Osmanlı vesikalarında sahte para basan kişilere,

50 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. II, MEB, İstanbul,

Kallap, Kalpzen, Sikkezen, Zebanzedi, denilmektedir.51 Kalpazanlık; madeni

paralarda, içerisindeki madenin miktarında azaltma yaparak, kâğıt paralarda ise kopyasını üretmek şeklinde yapılmaktadır.52

Kalpazanlık, bilgi birikimi ve tecrübe istediği için herkes tarafından yapılamıyordu. Osmanlı Devleti’nde genellikle gayrimüslim kuyumcular, madenciler ve darphane görevlileri yapmaktaydı. Para türü olarak da Osmanlı Devleti’nde o dönem hangi para birimi mevcutsa, o paraların sahtesi yapılmıştır.

Kalpazanlık, iktisadi suçlar içerisinde yer almaktadır. Aynı zamanda kamu düzenine zarar vermekten yargılaması yapılır.53 Osmanlı Devleti’nin her

döneminde kalpazanlık faaliyetlerine rastlanıldığı için çok sıkı tedbirler alınmıştır. Klasik dönemden itibaren de genellikle kürek cezası bu suçun yaptırımı olarak uygulanmıştır.

Osmanlı Devleti 1844 yılında kâğıt para türü olan Kaime’ye geçince kalpazanlık faaliyetleri daha sıklaşmaya başlamıştır. Devlet bunların önüne geçmek için kâğıt paranın şeklini sürekli değiştirme yollarına gitmiştir.54 624

numaralı Ayniyat defteri de bu tarihten sonraki döneme tekabül ettiği için defter içerisinde kalpazanlık ile alakalı hükümler ışığında kaimenin Osmanlı Devleti’ne nasıl etkileri olduğu ortaya çıkarılabilir.

624 numaralı Ayniyat Defteri içerisinde altı adet kalpazanlık suçu ile alakalı hüküm bulunmaktadır. Bu hükümlerin içerisinde, suçu işleyen asıl kişiler olmakla birlikte onlara yardım ve yataklık eden kişiler de bulunmaktadır. Osmanlı tebaasından olmayan kişiler kendi sefaret-i marifeti’ne haber verilerek mahkum edilir, tahliyesinde ise kendi ülkesine gönderilirdi.55 Kalpazanlık suçlarını ortaya

çıkarmak için Taharri memurları gizlice bu işi yapan kişilerin yanlarına sokularak, pazarlık etmeye başlarlardı sonrasında olay gerçekleşince kalpazanları tutuklarlardı ve tutukladıkları kişi sadece ticaretini yapıyorsa parayı asıl basan

51 Orhan Kılıç, “XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında Osmanlı Devleti’nde Kalpazanlık Faaliyetleri”,

Osmanlı Ansiklopedisi, C. III, Yeni Türkiye Yay. Ankara, 1999, s. 180.

52 Mustafa Avcı, Osmanlı Ceza Hukuku, Mimoza Yay., Konya, 2014, s. 425.

53 Süha Oğuz Baytimur, “Osmanlı Devleti’nde Kalpazanlık Faaliyetleri ve Uygulanan Cezalar

(1789-1808)”, Bitlis Eren Üniversitesi, SBE Dergisi, C.V, S. 2, Aralık 2016, s. 252.

54 Figen Taşkın, “1844 Tashih-i Sikke Sonrasında Para Düzeni ve Kalpazanlık”, Studies of the

Ottoman Domain, C. VI, S. 11, Ağustos 2016, s. 12.

kişilerin yakalanması için de soruşturma başlatılırdı. Kalpazanlık yaparak elde edilen paralara genellikle devlet tarafından el konulmuştur.56

624 numaralı Ayniyat Defteri içerisinde kalpazanlık suçunu ağırlıklı olarak ticaret ve para ile daha çok ilgilenen gayrimüslimler işlemişlerdir.

Şekil. 1. 9. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’ne Göre Kalpazanlık Suçu İşleyen Kişilerin Müslüman ve Gayrimüslimlere Göre Dağılımı

6 hüküm içerisinde 11 kişi kayıtlara yansımıştır. Altı kalpazanlık suçu üzerine yazılan hükümlerde çeşitli mahaller ve sosyal statüler bulunmaktadır. Bu mahallerin haricinde bir de kalpazanlık faaliyetlerinin asıl yapıldığı mahaller de bulunmaktadır. Fatih civarında yakalanmış olan bir gayrimüslimin verdiği ifade doğrultusunda İzmir taraflarında da kalpazanlık faaliyeti yapıldığı ortaya çıkmıştır.57

1. 1. 5. 1. Kalpazanlık Suçu İşlenen Mahaller ve Suçluların Sosyal Statüleri

Altı adet hüküm içerisinden beş tanesinin yeri net olarak belli edilmiştir. Diğer bir hüküm cezayı ihtiva eden fermandır. Bu hükümler içerisinde sadece iki hükümde suçluların sosyal statüleri belgede mevcuttur.

56 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 82/1. 57 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 163/1.

Tablo. 1. 6. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’nde Kalpazanlık Suçu İşlenen Mahaller ve Sosyal Statü Bazında Sayısal Dağılımı

SAYI MAHAL SOSYAL STATÜ

1. (Belli değil) Reaya

2. Üsküdar (Yeni Mahalle) Reaya

3. Üsküdar (Ahmediye Meydanı) Reaya

4. Erzurum Cami Muvakkiti ve Reaya

5. Zincirlikuyu Bakkal

6. Tolcu Kazası Reaya

1. 1. 6. Dolandırıcılık Suçu

Dolandırıcılık; birini aldatarak mal veya parasının alınmasına denir. Dolandırıcılık aynı zamanda ticari ilişkilerde bir malın değerinden fazla bir miktara satılması veya bozuk ve sahte mal satılması olarak da nitelendirilebilir. Gasp suçundan ayıran nokta ise; kişinin elinden zorla değil, hile yöntemi ile alınmasıdır. İslam hukukunda bu durum tazir cezaları arasında girmektedir.58

Osmanlı Devleti’nde 1858 ceza kanunnamesinde bu durum geçmektedir. Kanunnamenin 233. maddesinde geçen; “Dolandırıcılık yolunda türlü hile ve desais imaliyle bir adamın akçe veya emlak veya tahvilat ve senedatını ve sair eşyasını bertakrip ile elinden alan şahıs, üç aydan üç seneye kadar hapsolunur ve kendisinden bir mecidiye altınından elli mecidiye altınına kadar ceza-i nakdiye dahi alınır. Ve memurin-i devletten ise bu cezalardan başka memuriyetten tard cezasına dahi müstahak olur.”59 İbaresi kanunlarda çıkan ilk örnektir. 624 numaralı Ayniyat Defteri 1850 – 1855 yıllarını kapsadığı için bu kanun maddesi tarihinden önceki hükümler incelenmiştir.

Defter içerisinde bulunan beş farklı dolandırıcılık suçuna hapis cezası değil, kürek ve pranga cezaları verilmiştir. Beş hüküm içerisinde; mal, para ve sahte mal satmak suçlarından dolandırılıcılık vakıaları bulunmuştur. Hükümlerin

58 Esra Yırtımcı, “Dolandırıcılık Suçu”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim dalı, Ankara, 2010, s. 8.

59 Ahmet Gökcen, Tanzimat Dönemi Osmanlı Ceza Kanunları, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay.,

hiçbirisinde suç işlenen mahaller belirtilmemiştir. Hükümler içerisinde Müslüman ve Gayrimüslim olarak farklıklar bulunmaktadır.

Dolandırıcılık hükümleri içerisinde iki hüküm dikkat çekmektedir, bu hükümler; sahte ilaç yaparak satmaktan kaynaklanan dolandırıcılıklardır. Bu kişiler cerrah oldukları için, hükümde yer alan ibareye göre bir daha eczacılık yapamayacağı da hükümde belirtilmiştir.60 Bir başka hükümde eniştesi eczacı olan

bir kişinin eniştesinin dolabından solucan tuzu diye aldığı ilacı başkalarına vermiş ve ilacı kullanan kişinin hastalanmasından dolayı mahkemelik olmuşlardır.61 Bu

verdiği ilaç aslında solucan tuzu olmadığı için dolandırıcılık suçuna dahil olmuştur.

Tablo. 1. 7. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’nde Dolandırıcıların, Dolandırma Yöntemi ve Sosyal Statü Bazında Sayısal Dağılımı

SAYI SOSYAL STATÜ DOLANDIRMA YÖNTEMİ

1. Cerrah Yanlış İlaç Yaparak Satmak

2. Elbise Ambarı Hademesi Eşya Dolandırılması

3. Reaya 18.000 Kuruşluk Sahte Senet

4. Kürekçi Kalfası Yanlış İlaç Satmak

5. Reaya Sahte Emlakçılık Dolandırılması

1. 1. 7. Eşkıyalık Suçu

Eşkıyalık, İslam ceza hukukunda genel manası ile haydut, yol kesen ve uygunsuz makule olarak geçmektedir. Osmanlı Devleti bu duruma yol kesen anlamında “Kutta-ı Tarik” demekteydi. Eşkıyalık suçu özünde, gasp suçları gibi büyük hırsızlık olarak nitelendirilmektedir. Gasp suçu kapsamı dışında tutulmasının sebebi ise yol keserek kişilerin can ve mal sağlığını tehlikeye atmaktır. Bazı İslam hukukçuları bu durumu yol kesmek suçu ile eşdeğer görmüş ve bu başlık altında incelemişlerdir. Osmanlı vesikalarının içerisinde geçen “Kat-ı Tarik” veya “Kutta-ı Tarik” ibarelerinin hepsi eşkıyalık suçu ile alakalı hükümler olduğu anlamına gelmektedir. Eşkıyalık, bilindiği gibi sadece devlete karşı bir başkaldırı ya da isyan suçu değildir aynı zamanda serserilik yapan uygunsuz

60 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 50/3. 61 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 156/2.

makuleye de eşkıya denilmektedir. Eşkıyalık, İslam ceza hukukunda had suçları içerisinde yer almaktadır ve cezası genellikle, hapis, el ayak çapraz kesme, idam ve çarmıha germek olarak geçmektedir.62

Eşkıyalık, Osmanlı Devleti’nde XIV. Yüzyılda başlayarak XVII. Yüzyılda etkisinin giderek arttırmıştır. Bu durumun giderek artmasında etken olan başlıca faktör nüfus artışı, iktisadi faktörler, merkezi otoritedeki zaafiyet ve ticaretin giderek artması olmuştur.63 Osmanlı Devleti’nde bu suç kamu düzeni ve asayişi

bozmak olarak görülmekteydi.64

Suçun unsurları olarak, silah veya kuvvet kullanma, şehirlerarası yolda olma ve cinsiyet durumlarına bakılmaktaydı. Suçlu yakalanmadan önce tövbe etmiş ve teslim olmuş ise ağırlıklı olarak hukukçular cezaların düşürülebildiği kanaatindedirler.65

Eşkıyalık, haramilik ile eş değer bir durumdur. XVI. Yüzyıla gelindiğinde el ve ayak uzuvlarının kesilmesi artık yerini kürek cezasına bırakmaya başlamıştır. Köy basmak aynı şekilde eşkıyalık sayıldığı için bu tarihten itibaren bu şekilde ki suçlara da kürek cezası verilmeye başlanmıştır.66 Eşkıyalık çok daha

geniş anlamda değerlendirilmesi gereken bir durumdur, bir şehirde gündüz vakti bir dükkânı basarak böyle bir fezahat işleyen kişiler eşkıya güruhundan sayılmaktadır. Yani sadece mal çalmak değil aynı zamanda kişilere zarar vermek te eşkıyalık suçları arasında değerlendirilmelidir.

624 numaralı Ayniyat Defteri içerisinde eşkıyalık ile alakalı 43 hüküm bulunmaktadır. Osmanlı hukukunda bu suçun cezalarından bir tanesi de suçlunun sürgün edilmesidir. Mevcut 43 hüküm içerisinde bu suçların cezası olarak Kıbrıs ceziresine sürgün cezaları da verilmiştir.67 Bu cezalandırmaların farklı olanları da

mevcuttur. Rumeli ordu-yı hümayunu piyade dördüncü alayı neferinden olan Tepedelenli Seyfullah isimli şahıs, yüzbaşısının eşyalarını çaldığından ve ahaliye karşı birçok uygunsuz hareketlerde bulunduğundan dolayı 15 sene pranga cezası

62 Mustafa Avcı, Türk Hukuk Tarihi, Atlas Akademi Yay., Konya, 2018, s. 192. 63 Mücteba İlgürel, “Osmanlılarda Eşkıyalık Hareketleri”, C. XI, DİA, 2013, s. 467. 64 Esra Yakut, Osmanlı Hukukunda Tazir Cezaları, Seçkin Yay., Ankara, 2015, s. 137. 65 Aydın, 2015, 183.

66 Yakut, 2015, 142.

almıştır. Bunun yanında defter içerisinde sadece bir hükümde geçen üç yüz adet değnek cezası yer almıştır.68

Suçlulara ceza verilmeden önce, onların önceden suç işlemesine ve sabıkalı olup olmadığına bakılmaktadır. Suçluların önceki dönemlerde herhangi bir sabıkalı durumu var ise hiçbir şekilde af edilmeden bir cezaya çarptırılırdı.69

Suçlu, kürek ya da prangabend cezası almış olsa dahi sonunda deniz aşırı bir bölgeye sürgün edilmesi hükmü de verilmiştir. Katl suçu işleyen kişilerde ahali, suçlunun tekrar orada yaşamamasını isteme durumu ve ahalinin görüşlerinin alınması aynı şekilde eşkıyalık suçlarında da geçerli olmuştur.70

Eşkıyaların yakalanma anında bazılarının zaptiyelere direndikleri ve silahla karşılık verdikleri de olmuştur. Çıkan çatışma sonucunda, askerlerden herhangi birinin yaralanması veya ölmesi durumu hasıl olursa buna göre verilen cezalar daha ağır bir vaziyet alırdı.71

624 numaralı Ayniyat Defterinin içerisinde eşkıyalık suçu işleyen kişilerin büyük bir oranı Müslümanlardan oluşmaktadır. Eşkıyalık suçu genellikle organize suçlar içerisine girdiği için tek bir kişinin bu suçu işlemesi nadir görülen bir durumdur. 68 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 104/2. 69 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 127/1. 70 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 135/1. 71 BOA, BEO.AYN.d., nr. 624, s. 142/2.

Şekil. 1. 10. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’ne Göre Eşkıyalık Suçu İşleyen Kişilerin Müslüman ve Gayrimüslimlere Göre Dağılımı

1. 1. 7. 1. Eşkıyalık Suçu İşlenen Mahaller ve Suçluların Sosyal Statüleri

Defter içerisinde bulunan çeşitli suç mahallerinde bazı organize olmuş eşkıya gurupları mevcuttur. Kendi bölgesinde uygunsuz davranışlara sebebiyet verdiği için hükümlerde bulunduğu mahaller ayrıca belirtilmiştir. Eşkıyalık suçunun özünde hırsızlık durumu olduğu için genellikle ekonomik sebepli bir durumdur. Devlete ve yerel yöneticiye karşı başkaldırı sonucu da eşkıyalık yapılır lakin ağırlıklı olarak ekonomik sebeplidir. Bundan dolayı eşkıyalık suçlarında sadece reaya ve asker olarak bir sosyal statü farkı çıkmaktadır. Eşkıyalık yapan askerler cezasını çektikten sonra askerlik kaydı silinerek, Ordu-yı Hümayun bünyesinden çıkarılmaktaydı. Askerlere dair verilen hükümde genellikle suçun nerede işlendiği yazılmayarak sadece hangi bölük veya taburda olduğu ve rütbesinin ne olduğuna dair bilgiler verilmiştir. Bununla birlikte yazıldığı mahallerde mevcuttur.

Tablo. 1. 8. 624 Numaralı Ayniyat Defteri’nde Eşkıyalık Suçu İşlenen Mahaller ve Sosyal Statü Bazında Sayısal Dağılımı

SAYI MAHAL REAYA ASKER

1. (Belli değil) 1 2. (Belli değil) 1 3. (Belli Değil) 1 4. Alaiye 1 5. Alaşehir Kazası 1 6. Aydın Kazası 1 7. Beyoğlu 1 8. Biga (Bayramiç) 1 9. Bilecik 5 10. Bosna 15 11. Çan Kazası 2 12. Derne 1 13. Edirne 6 14. Edirne 4 15. Erdek Kazası 1 16. Erurum (İspir) 8 17. Erzurum 4 18. Fatsa 2 19. Filipe 1 20. Halep 6 21. Halep 11 22. İzmir 6 23. Karyot Adası 2 24. Karyot Adası 2 25. Kastamonu 2 26. Kütahya 6 27. Kütahya (Gedus) 1

28. Manastır (Behişte Kazası) 3

29. Musul 1

30. Narda Kazası 10

31. Nevrekop Kazası 3

32. Niş 11

33. Rumeli 1

34. Rumeli Ordu-yı Hümayun 1

36. Ruscuk (Lebzek Karyesi) 1 37. Selanik 13 38. Selanik 5 39. Selanik (Cumapazar) 3 40. Selanik (Lankaza) 8 41. Sivas 2 42. Trablusgarp 2 43. Zağra-i Atik 1 TOPLAM 146 14 1. 1. 8. Diğer Suçlar 1. 1. 8. 1. Kız Kaçırmak

Kız kaçırmak suçu, kızın kendi isteği ve rızası olmadan bir erkek tarafından alıkonulmasıdır. Bu kaçırılma, kızı tamamen alıkoymak şeklinde gerçekleştirilmelidir. Kız kendi rızası ile kaçarsa bu suç olmaktan çıkmaktadır.72

624 numaralı Ayniyat Defteri’nde kız kaçırmak suçuna dair iki hüküm bulunmaktadır. İlk hükümde; Manisa’nın Bozdağı havalinden Himmet çavuş ve kardeşi Celil isimli kişiler kız kaçırmışlardır. Sabıkalı oldukları da göz önüne alınarak her birine ikişer sene müddetle kürek cezası verilmiştir. Cezalarını çektikten sonra memleketlerine gönderilmeleri de emredilmiştir73. İkinci hükümde

ise; kız kaçırmak suçundan dolayı Hamid Sancağı’ndan İstanbul’a gönderilen, Yusuf, İbrahim ve Ali isimli üç kişiye bir buçuk sene müddetle pranga cezası

Benzer Belgeler