• Sonuç bulunamadı

4.1. Portre Eserlerin Ekspresyonizm İçindeki Yeri

5.1.10. Gabriele Münter

Ekspresyonist sanatçı Gabriele Münter, Berlin’de dünyaya gelmiştir. Resim yapmaya Dusseldorf ‘da, Bayan Sanat Okulu’nda başlamıştır. Münter sanat öğretmeni olmak istiyordu, o dönemde devlet okullarına kadınların alınmaması sebebiyle, erkeklerle ve kadınların birlikte eğitim alabildiği, yeni açılan Wassily Kandinsky ‘nin özel sanat okulu Phalanx’a katılmış ve Kandinsky’nin öğrencisi olmuştur. Munter, 1904 yılında, Kandinsky birlikte Hollanda, İtalya ve Fransa’ya yaptığı seyahat sırasında Rousseau ve Matisse ile tanışmıştır. 1908’de Kandinsky ile beraber form ve perspektifin geri plana atarak yeni yönelimler denemiştir.

Munter iki yıl boyunca Münih’te Yeni Sanatçılar Derneği bir üyesi olmuş ve 1911 yılında, Kandinsky ve Marc tarafından kurulan Mavi Binici (Blaue Reiter) sanatçı

grubu katılmıştır. Gabriella Münter, ilerleyen zamanla çalışma arkadaşlarının dahil olduğu soyut anlatıma katılmamış ve kendi tarzını oluşturmuştur. Öğretmeni ve yakın çalışma arkadaşı Kandinsky ise Münter’le yollarını ayırarak Mavi Binici (Blaue Reiter) akımını devam ettirmiştir. 1956 yılında Münih Belediyesi Kültür ödülünü almıştır. Gabriele Munter 19 Mayıs 1962 tarihinde Murnau’daki evinde ölmüştür (https://www.tarihnotlari.com/gabriele-munter/).

Görsel 55, Gabriele Münter, Meditasyon, Tuval Üzeri Yağlı Boya, 66x100, 1917, Lenbachhaus Galeri, Almanya, Münih, ( https://www.freeart.com/gallery/m/munter/munter5.html).

Alman sanatçı Gabriele Münter, Meditasyon(Görsel 53) adlı çalışması tuval üzerine yağlı boya tekniği ile çalışılmış renk skalası oldukça geniş bir eserdir. Eser üzerinde sanatçıya ait tarih ve imza görülmemektedir.

Eserde, mekan detayına fazlaca girilmiş, perspektif kullanılmıştır böylece figür ile mekan arasındaki derinlik sağlanmıştır, renk çeşitliliği göze çarpmaktadır. Figür dışında dinamik renker tercih edilirken, figür üzerinde bu dinamizm yerini durağanlığa bırakmıştır. Eserin merkezi sol taraftır, sanatçı figürü sol köşeye yerleştirerek aynı zamanda altın oranı kullanmıştır, yine sol köşede renkli bir yüzey göze çarpmaktadır.

Figürün arkasında duvarın ortasına yerleştirilmiş uzun pencereden kısmen görünen manzara ele alındığında, gün batışı veya gün doğuşu olması olasıdır, söz konusu pencerenin tam önündeki bir ağacı andıran bitki manzarayı kapatmıştır. Pencerenin sağ ve solundaki duvar, açık mavi, somon, mavi lila, açık turuncu tonlar, katmanlı şekilde atılan fırça vuruşları ile oluşturulmuştur. Sol duvarın dibinde görülen bordo renk perdenin ışık gölge etkisi açık turuncu, ile sağlanmıştır.

Mavi lila ve titanyum beyazının harmanlanması ile oluşturulmuş masa, koltuk ya da sandelye olduğu düşünülen karartının hemen önündedir, arkadaki bitkiden koltuğun üzerine düşen açık turuncu çiçek, masanın üzerine doğru eğilmiştir, yine aynı tonlardaki abajur ise hemen sağındadır. Masa üzerinde pencere yönünden aldığı ışık ile yoğun ışık gölge hacmi kazandırılmış şeftaliler, zeytin yeşili tabağın içindedir.

Sağ köşeye yerleştirilmiş saçları toplu kadın figürü, siyah beyaz tonlarda bir battaniyeye sarınmış, oturur vaziyettedir. Battaniyeden çıkan soluk eli, çenesine doğru yaslanmış, gözleri sol üst köşeye dalgın şekilde bakmaktadır. Yüz kısmında derin bir ışık gölge etkisinin olduğu göze çarpmakta olup, sol kısmı oldukça aydınlık sağ kısmı ise karanlıktadır ışık gölge geçişinin keskinliğinden yola çıkılarak figürün bir pencere önünde olduğu düşünülebilir.

Eserin genel havası ve isminden yola çıkılacak olursa, figürün elini çenesine yaslamış yüzü, dalgın bakışları, üzerine aldığı battaniyesi, özellikle güneşin yeni batıyor veyahut yeni doğuyor oluşuna rağmen masa üzerindeki abajurun yanmıyor oluşu, bir inzivada oluşunun göstergesi olarak düşünülebilir, yine söz konusu figürün başının hemen arkasından yukarı uzananan mavi lila çicekler, figürün zihninden geçen güzel düşüncelerin bir simgesi olduğu düşünülebilir.

SONUÇ

Ekspresyonizm sanat akımı düşsel gücün, duyguların, üretkenlikle buluşmasının dışavurumu olarak ifade edilebilmektedir. Bu sanat anlayışı, birey ile doğadaki nesnel gerçeklikler arasındaki estetik ilişkiler bütünüdür. İnsanlık serüveninin her evresinde, geçmişten geleceğe var olan bu olgu toplumsal yaşamın önemli ögelerinden birini oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu sanat anlayışı, bireyin doğa karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla içsel estetik oluşturarak kişisel üslupla anlatma çabasını ifade etmektedir. Bu bilinçaltı etkinliğin en önemli özelliği ise ruhun derinliğindeki anlatımcılığı karşılamasıdır. Anlatımcılık, sanatçının içsel yaklaşımının, düşüncelerinin ve duygularının görselleşmesiyle oluşmaktadır.

19. yy.ın son çeyreğinde oluşan endüstri çağı şehirleri kalabalıklaştırmış ve insan toplum içinde yalnızlığı yaşamaya başlamış, değerler yitirilmiştir. Bu durum insanlarda, duygusal olarak bir yozlaşmaya sebep olmuştur. Bu yozlaşma, toplumsal yaşamdaki değişiklikler sonucu bireyde meydana gelen duygusuzlaşmayla ve tinsel birikimlerin etkisiyle 20. yy. sanatlarının oluşmasında önemli bir etken olmuştur. I. ve II. Dünya Savaşlarının şiddeti sanatçıların ruhunu yaralamıştır. Endüstri şehirlerinin insanda neden olduğu içe dönüklüğün etkilerinin sanata aksetmesi, Sürrealist ve Ekspresyonist yaklaşımları gün yüzüne çıkarmıştır.

Dönemin üzerlerinde bıraktığı buhranlarını, Ekpresyonizm sayesinde dışavurma imkanı bulan sanatçılar zaman içerisinde porte eserlerde de bu akımın özelliklerini kullanmaya başlamışlardır. Portre, eserlerin ortaya çıkışı aynanın henüz icat edilmediği dönemlerde, ‘ben’ in merakıyla gerçekleşmiştir. İlerleyen zamanlarda portre eserler aristokratlar, burjuvalar, dini kişilikler tarafından günümüze kendilerinden bir iz bırakabilmek için ya da otoritelerini arttırmak amacı ile kullandıkları görülmektedir.

Eskpresyonist portre eserler iki kola ayrılmaktadır. İncelenen eserlerin bazılarının tamamen sanatçının kendi psikolojik durumlarının etkileri sonucu ortaya çıktığı görülürken, bazı sanatçılar ise resmettiği figürlerin ruhsal durumlarını esere yansıtmıştır.

Sanatçılar, içlerinden geldikleri gibi boyalarını savurmuşlardır ve bu savruk resimler ise insana haz vermek için yeterli olmuştur. Ekpresyonist portre eserler ortaya çıkışından günümüze değişimlere uğrayarak gelmiş ve sanatçılar tarafından kullanılmaya devam etmiş her dönem içerisinde siyasal, toplumsal, felsefi etkilerden etkilenerek günümüze kadar ulaşmıştır.

Sanatçılar, Empresyonistlerin düzen ve kurallarına karşı çıkmıştır, eserleri bir başkaldırı niteliğindedir ve bu sanatçılar bizlere bir eserin güzel olarak değerlendirilmesinin kurallara bağlı olmadığını, güzelliğin göreceli olduğunu, kuralsızca savrulmuş bu boyaların oluşturduğu eserlerin kuralsızlıklara, çarpıtmalara, bozmalara rağmen estetiksel yanını bizlere sergilemişlerdir.

Bu çalışmada Ekspresyonizm sanat anlayışı akımın özelliklerine göre irdelenmiş ortaya çıkışına neden olan etkileri ele alınmış, bu akımın belirgin örneklerinin verildiği portre üzerinde durulmuş ve 10 Ekspresyonist ressamın biyografisi verilmiştir, aynı zamanda sanatçıların eserlerinin incelemeleri yapılmıştır. Çalışmayı okuyanlara yardımcı olmak amacıyla metinde geçen resim sanatı ile ilgili bir de terimler sözlüğü verilmiştir. Konu resimlerle yer yer desteklenmiştir.

KAYNAKÇA

Albekoğlu, D. (2015). Dışavurumcu sanatta Kandinsky, Klee ve Webern 2 (20. yüzyıl müzik sanatı). Hero Dergi, S. 01 Eylül-Ekim, s. 54-57.

Ahmetoğlu, Ü. ve Denli, S. (2013). Soyut dışavurumculuğun ortaya çıkışı ve Türk resim sanatına yansımaları. İÜ Sanat ve Tasarım Dergisi, C. 3, S. 8, s. 173-178. Atar, A. (1995). Başlangıcından Günümüze Taşbaskı, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, 122 s.

Antmen, A. (2008) 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar, Sel Yayıncılık, s :40 Berksaç E. (1994) Avrupa Sanatı, İstanbul, Troya Yayıncılık, s : 12

Borg, B. E. (2010). Painted funerary portraits. Ucla Enciclopedia of Egyptology UEE, 1133 Version 1, September 2010, p. 1-12.

Brown, C. (2014). Emil Nolde & Herbert Beck. https://www.connaughtbrown.co.uk, (ET: 26.12.18), s. 1.

Burchholz E.L. Bühler G. Hille K. Kaeppele S. Stotland I. (2012) Başvuru Kitapları Sanat, NTV , s. 74, 75).

Crepaldi, G. vd. (Ed.) (2004). Art Book Ekspresyonistler Sanatçılar, Gruplar, Başyapıtlar, (Durdu Kundakçı), Ankara: Dost Kitabevi, 144 s.

Dilmaç, S. ve Aakalan, G. (2018). Jışavurumcu bir ifade aracı olarak otoportre. JASS The Journal of Academic Social Science Studies, S. 67, s. 209-223.

Dilmaç, S. ve Akalan, G. (2018). Dışavurumcu bir ifade aracı olarak otoportre. Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 21, s. 179-197.

Duruöz, D. K. (2010). Resimsel İfadede Dışavurum Aracı Olarak Otoportre ve Sanatçının Kendilik Bilinci, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalı Yüksek Lisans Tezi, 64 s.

Erden E.O (2016) Modern Sanatın Kısa Tarihi, Hayalperest Kitapevi s.145

Ekici, D. K. (2013). Fayyum portreleri. Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 3, S. 1, s: 27-36.

Erzen, J. N.(2012). Çoğul estetik, İstanbul: Metis Yayıncılık, s: 184

Farthing, S. (2012) , Sanatın Tüm Öyküsü, Çeviri: Gizem Aldoğan, Firdevs Candil Çulcu, Hayalperest Yayınevi s:424.

Gallery, G. (2006). Portrait in 20th century European painting art. Gorry Gallry LTD, 56 p.

Giderer, H. E. (1999). Ekspresyonizm ve şehir. Anadolu Sanat, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları, S. 7, s. 52-66.

Gök, C. (2016). Resim ve fotoğraf sanatında portre geleneğinden selfie'ye. Medeniyet Sanat, İMÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dergisi, C. 2, S. 1, s. 29- 47.

İçden, M. K. (2015). Günümüz Sanatında Otoportre, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel Anasanat Dalı Yüksek Lisans Tezi, s: 89

İşman, S. A. (2007). 20.Yüzyıl Batı Resim Sanatında Aşk Olgusu. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, s: 153 Kahraman, R. (2010). Die Brucke ve Der Blaue Reıter Sanat Anlayışında Renk ve Biçim İlişkisi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Yüksek Lisnas Tezi, s: 98

Karabaş, P. A. ve Polat, A. (2016). Yükselişi ve öncü sanatçılarıyla soyut dışavurumculuk. SED Sanat Eğitimi Dergisi, C. 4, S. 1, s. 37-52.

Kornfeld, E. W. ve Stauffer, C. E. (1992). Biography Ernst Ludwig Kirchner. Kirchner Museom Davos, CH-7270 Davos, 15 p.

Kurut, T. (2012). Özgün Baskı Sanatında Bir Anlatım Biçimi Olarak Portre. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim Öğretmenliği Programı Yüksek Lisans Tezi, s: 94

Lauder, O. (Ed.) (2010a). Otto Dix, Munich: Prestel, The Montreal Museum of Fine Arts, 255 p.

Lauder, R. S. (2010b). Preface. Otto Dix, Munich: Prestel, The Montreal Museum of Fine Arts, 5 p.

Leppert, R. (2002). Sanatta Anlamın Görüntüsü, İmgelerin Toplumsal İşlevi, (Çev: İsmail Türkmen), İstanbul: Ayrıntı Yayınları, s: 432

Özgan, R. (2012). Roma Portre Sanatı I, (Ed. İbrahim Karaoğlan) İstanbul: Ege Yayınları, s: 219

Richard, L. (1984). Ekspresyonizm Sanat Ansiklopedisi, (Çevirenler: Beral Madra, Sinem Gürsoy, İlhan Usmanbaş), İstanbul: Remzi Kitabevi, s: 291

Ronald, A. (1981) İngiliz Sanatçılar , Londra, Works'ün dışındaki Tate Gallery'nin Modern Sanatlar Koleksiyonu Kataloğu s. 283

Sadık, C. (2017). Anasayfa / Sanat Tarihi / Ekspresyonizm Sanat Akımı – Dışavurumculuk. www.tarihlisanat.com, (ET: 19.12.18), s. 1.

Sadık, C. (2018). Erich Heckel kimdir? Hayatı ve sanatı. Hata! Köprü başvurusu geçerli değil.erich-heckel-kimdir-hayati-ve-sanati/, (ET: 26.12.18 ), s. 1.

Sanal-1, (2012). Expression. www.etimolojiturkce.com, (ET:19.12.18), s. 1.

Sanal-2, (2016). Resim sanatı tarihçesi. https://ozcanlar.com/index.php/resim-sanati- tarihcesi/, (ET:20.12.18), s. 1..

Sanal-5, (2018). Edvard Munch Hayatı. http://www.ressamlar.gen.tr/edvard-munch- kimdir-hayati-biyografisi/, (ET: 25.12.18), s. 1.

Sanal-6, (2016). Otto Dix hayatı ve eserleri (1891 – 1969). Hata! Köprü başvurusu geçerli değil..com/sanatcilar/soyadi-d/dix-otto/otto-dix-1891-1969/, (ET: 27.12.18), s. 1.

Schröder, K. A./ Winkler, J. (Hrsg/Eds.) (1991). Kokoschka. Munich: Prestel-Verlag, 227 p.

Şahin, A. N. E. ve Kayalıoğlu, S. (2016). Dünya Savaşı’nın Avrupa resim sanatına etkileri. Akademik Bakış, C. 10, S. 19, s. 83-207.

Taşkesen S. (2018) Ekspresyonizm Akımının Köprü ve Mavi Atlı Gruplarına Yansımalarının Beden Olgusu Üzerine Yansımaları, Atatürk Üniversitesi, s:3

Turani, A. (2015) Dünya Sanat Tarihi, Genişletilmiş Yeni Basım, Remzi Kitabevi s: 182

Urban, M. (1966). Emil Nolde flowers and animals: Watercolours and drawings,Publisher: Thames & Hudson, s: 87

Usta, N. (2015). 1914 Çallı Kuşağından Günümüze Portre Resminde Karakter Çözümlemelerinin İncelenmesi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Anasanat Dalı. s: 259 .

Wolf, N. (2005). Dışavurumculuk (Ekspresyonizm), (Çev. Mehmet Tahsin Yalım), İstanbul: Remzi Kitapevi, s: 96.

İNTERNET KAYNAKÇASI

1. Kaynak: (https://www.elitegitim.com/kokoschka-oskar-kimdir/).

2. Kaynak:(.http://www.fotografya.gen.tr/TR,1795/renklerden-kirmizi-kirmizinin- diliyle-duygusal-okuryaza-.html).

4. Kaynak: (https://www.istanbulsanatevi.com/sanat-terimleri-kavramlar/akad- sanati-tarihsel-kokeni-ve-bilgiler/).( 5. Kaynak: (https://www.istanbulsanatevi.com/sanat-terimleri-kavramlar/asur- sanati/). 6. Kaynak: (https://www.mailce.com/ekspresyonizm-disavurumculuk-nedir.html). 7. Kaynak: (https://www.kigem.com/renklerin-psikolojik-etkileri.html). 8. Kaynak: (https://posterdergi.blogspot.com/2018/01/avrupada-karolenj- hanedanligi-ve-donem.html). 9. Kaynak: (https://www.pubhist.com/w46233). 10. Kaynak: (http://yunanmitolojisi.blogspot.com/2007/09/mitolojide-narsizm- narkissos.html). 11.Kaynak: ( http://www.sanatindibi.com/edvard-munch-nisanlisiyla-bulustu/). 12. Kaynak: (http://sanatokuma.blogspot.com/p/rottluf.html). 13. Kaynak: (https://www.sanatvebilgi.com/kirchner-bir-askerin-portresi/). 14. Kaynak: (https://www.tarihnotlari.com/gabriele-munter/). 15. Kaynak: (https://translate.google.com/translate?hl=tr&sl=en&u=http://www.all- art.org/art_20th_century/schmidt-rottluff1.html&prev=search). 16. Kaynak: (http://www.zeno.org/Kunstwerke/B/Macke,+August:+Abschied).

TERİMLER SÖZLÜĞÜ

Betili: Figüratif. İçinde insan, hayvan, doğa varlıklarının biçimleri bulunan (resim) ya

da bu türlü varlıkları konu almış olan (yontu).

Ard izlenimcilik: Post empreyonizm, Fransa'da, izlenimciliğin kurallarına tepki

niteliğinde 19. yüzyılın sonlarına doğru doğan akım.

Barok: Avrupa’da 16. yüzyılın sonlarında başlayıp 18. yüzyılın ortalarına değin süren,

güzel sanatlarda şaşırtmayı, görkemi ve göz kamaştırıcılığı yeğleyen bir sanat biçemi; özellikle mimaride, plastik sanatlarda, müzikte bu biçemle büyük yapıtlar ortaya konmuştur.

Coşumculuk: Romantizm. 18. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da ortaya çıkan,

başlıca özelliği duyguların ve içgüdülerin yüceltilmesi, ulusal özelliklerin değer kazanması, aşırı ölçüde coşkuya ve imgeye dayanma olan sanat akımı.

Dışavurumculuk: Ekspresyonizm. İzlenimciliğe ve doğalcılığa karşıt yolda gelişen,

iç dünyayı, insanın ruhsal durumunu anlatmaya çalışan, dış dünyadan, dış görünüşlerden çok yaşamın iç gerçeğini vermek isteyen, nesneyi bütün somut ilişkilerinden ayırıp bireysel, soyut ilişkileriyle değerlendirmeyi yeğleyen, iç yaşantının önemli olduğunu ve bunu dışa yansıtmak gerektiğini öne süren ve bu görüşü uygulayan sanat akımı.

Divizyonizm: Resim sanatında, boya maddesinin palette karıştırılmadan tuvale küçük,

noktamsı fırça vuruşlarıyla uygulanması.

Doğalcılık: Naturalizm. Güzel sanatlarda, doğayı ve gerçekliği olduğu gibi anlatmayı,

yansıtmayı sanatın asıl ödevi sayan öğreti ve çığır.

Dörtte üçlük görünüş: Truvakar. Fr. Trois-quarts. Daha çok kıyafette ceketten uzun,

mantodan kısa kadın giyeceği veya bluz gibi giysilerde bilekle dirsek arasında kalan kol kısmı olarak kullanılan bu sözcük insan başını gösteren portre resimlerindeki burun ve dudak gibi organ çizimlerin dörtte üçlük görünüştür.

Estamp: Metal, tahta, muşamba ve benzeri bir şey üzerine kazıldıktan sonra

boyanarak kâğıda basılan resim.

Fizyonomi: Fizyonomi ya da fizyognomi kelimesi Yunanca üç kelimenin

birleşmesinden oluşmuştur. Physis, tabiat; nomos, asa; gnomon, hüküm verici veya yorumlayıcı anlamına gelmektedir. Bu kelimelerin hepsinin birleşimi “tabiatı bilmek” anlamına gelir.

Fizyonotras: 18. yüzyılın sonlarında icat edilen ve insan başı profilleri çizmek için

kullanılan bir araç.

Fovizm: Fransa'da 1898-1908 yıllarında Henri Matisse tarafından geliştirilmiş bir

akımıdır. Renkleri tüpten çıkmış gibi çiğ bir şekilde kullanmıştır.

Gerçeküstücülük: Sürrealizm. 1924’te Fransa’da ortaya çıkan, daha sonra dünya

sanatına yayılan, alışkanlıkların, geleneklerin ve aklın denetiminden uzak bilinçaltı gerçeklerini vermeyi amaçlayan, bilinen, nesnel gerçekle bağlarını koparıp kendince bir gerçek, bir üst gerçek yaratma k ereğini güden bir yazın ve sanat akımı.

Grafit: Yumuşak, yağlı, kâğıt üzerinde iz bırakan, siyah renkli katı bir maddedir.

Grafit, yağ haline getirilip makinelerde, çalışan parçaların birbirine sürtünürken aşınmasını azaltmak ya da engellemek amacıyla yağlayıcı olarak kullanılır.

Grafiti: Resimlerle yazı yazma sanatıdır. Çeşitli şekillerle ortaya çıkar. Günümüzde

glişimini sürdürmektedir. Sokak sanatları arasında yer alır. Bu özelliğinin eskiden mağara duvarlarına çizilmesinden geldiği düşünülmektedir. Genel olarak duvarlara, camlara ya da yollara yapılan bu sanat kimi kesimlerce “vandalizm” şeklinde de algılanabilir. Daha çok yasadışı olarak ortaya çıkan bu sanat dalının günümüzde artık bir akım olarak kabul görmesinden sonra yasal olarak yapılmaya başlanması da gerçekleşmiştir.

Gravür: Ağaç, metal ve benzeri bir maddenin yüzeyini değişik renkte boyalarla

boyadıktan sonra yer yer kazıyarak, oyarak resim yapma ve bu kalıpla resim basma tekniği, sanatı veya bu teknikle yapılmış resim.

İzlenimcilik: Empresyonizm. 19. yüzyılın sonlarında Fransa’da ressamlarda bir tutum

olarak beliren ve daha sonra bütün sanat dallarında benimsenen, doğayı, insanın dış dünyasını olduğu gibi bütün çirkinlik ve gerçekliğinden ziyade, ondan edinilen izlenime göre vermeyi yeğleyen, doğrudan gerçek yerine onun sanatçıda uyandırdığı duyumları, izlenimleri yansıtan sanat akımı.

Kara kalem çizimi: Füzen. Kara kalemle yapılan resim.

Karolenj sanatı: Avrupa sanatının 8.yy sonunda 10.yy başına kadarki dönem.

Kalorenj İmparatorluğu 8. 9. yüzyıllarda Frank kökenli Kalorenj Hanedanı üyesi krallar tarafından yönetilmiş bir imparatorluktur. Frankların Kralı ve daha sonra Kutsal Roma İmparatoru olan Şarlman , Kalorojen Rönesansı olarak bilinen kültürel bir uyanış başlatmıştır. Bir yandan antik geleneğin sürdürülmesi amaçlanırken öte yandan da Ortaçağ’ı hazırlamıştır. Bu dönemde üretilen yapıtlar arasında mimarlık ürünleri ve minyatürlü yazmalar da bulunmaktadır. Mimarlıktaki en önemli örneği Charlemagne’ın başkenti Aachen’daki Saray Şapeli’dir.

Maniyerizm: İtalya'nca üslup anlamına gelen “Maniera” sözcüğünden

türemiştir. Maniyerizm, 16. 17. yüzyıl arasında etkili olmuş bir sanat akımıdır. Yaklaşık 1520-1580 tarihleri arasında ortaya çıkmış olan bir sanat üslubudur. Klasikçilik ile henüz kendini bulamamış Barok tarzı ile iç içe gelişmiştir. Rönesans'ın getirmiş olduğu yetkinliğe karşı bir çıkış olmuş, kendisinden sonra gelen üslup ve akımlara önayak olmuştur. Başlatıcısı ve en önemli temsilcisi Michelangelo Bounarotti'dir.

Natürmort: Hareketsiz durgun doğa anlamına gelmektedir. Konusu cansız varlıklar

veya nesneler olan sanat eseridir. Fransızca Nature morte "ölü doğa" anlamına gelen tanımlamadan doğmuştur. Natürmort resimler Roma döneminde Herculanium ve Pompei'de küçük taşınabilir eşyalar üzerine, duvarlara fresk ve mozaik olarak uygulanırdı. Bu terim sanat alanında 17. yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlanmıştır.

Olguculuk: Pozitivizm. Fransız düşünürü Auguste Comte’ça sistemleştirilmiş olan,

gerçeğe ancak olgulara, deney ve gözleme dayanılarak, pozitif bilimlerin yardımıyla ulaşılabileceğini öne süren öğreti.

Ölçü birimi: Modül. Bir sanat yapıtında, yapının çeşitli bölümleri arasında orantı

sağlamak için kullanılan ölçü birimi.

Persona: Maske, Jung tarafından ortaya atılmıştır

Plastik efekt: Doğal görünüm boyalarıyla farklı bir görünüm verilmesine denir.

Porte: (< Fr. portrait "suret, resim, özellikle insan yüzü resmi" < Lat. pro “ön ek” +

tragere “çizgi çekmek, çizmek” ). Müzikte birbirine pararel beş çizgiden oluşan ve bu çizgiler arasında kalan dört aralıktan oluşan şekle de "porte" ya da "dizek" denir.

Primitif: İlk durumunda kalmış olan, gelişememiş bulunan; yapmacıksız olan, yalın

bir nitelik gösteren.

Resim: Varlıkların, doğa görünüşlerinin kalem, fırça ve boya gibi araçlarla çoğunlukla

boyayı kullanarak bez, kâğıt vb. üzerinde yapılan, günümüzde kavramsal bir boyutta ele alınması açısından hemen her tür malzemenin kullanılabildiği bir görsel anlatım biçimi, anlatım tekniğidir.

Resim sanatı: Duygu ve düşüncelerin belirli estetik kurallar dahilinde herhangi bir

yüzeye yansıtıldığı sanattır.

Renkli kalem çizimi: Sangin. Renkli kalemle yapılan resim.

Siluet: Bir nesnenin yalnızca kenar çizgileriyle ve tek renk olarak beliren görüntüsü.

Taşbaskı: Litografi. Kalkerli taş yüzeyine sert bir cisimle kazındıktan sonra basılmış

olan (resim, yazı).

Triptik: Yan yana ve birbiriyle ilişkili üç resmin oluşturduğu pano şeklindeki hareketli

tarafında bulunan ve ortadakinin yarı boyutunda olan diğer iki pano ise gerektiğinde ortadaki panonun üzerine kapanacak şekilde tasarlanmıştır.

Üç boyutlu yontu sanatı: Plastik sanatlar. Yontu, seramik gibi, ürünleri üç boyutlu

olan sanatlardır. Boya, kil, alçı gibi çeşitli malzemelerin kullanımı ile oluşturulan resim, heykel, çizim, vb. sanat dallarıdır.

Benzer Belgeler