• Sonuç bulunamadı

2. MOBIL TEKNOLOJILER

3.2. Bluetooth Teknolojisi

3.2.2. Bluetooth’un Temel Özellikleri

3.2.2.5. Güvenlik

Bluetooth cihazlarının gizlice dinlenmesi ya da mesajların çıkış noktasının

değiştirilmesi gibi tehlikelerin önüne geçmek amacıyla Bluetooth cihazları bazı güvenlik özellikleri içermektedir.

23 3.2.3.Bluetooth Teknolojik Alt Yapısı 3.2.3.1.Bluetooth Radyo Güç Sınıfları

Bluetooth standartları, üç farklı tipte güç sınıfına müsade etmektedir. Bu güç sınıfları Bluetooth cihazlarının farklı mesafelerde bağlantı kurmalarına imkan vermektedir. Bu güç sınıflarının maksimum çıkış güçleri ve mesafeleri aşağıdaki tabloda gösterildiği gibidir.

Güç Sınıfı Maksimum Çıkış

Tablo 3.1: Bluetooth Radyo Güç Sınıfları

Bluetooth bağlantısı için ayrıca minimum mesafe de söz konusudur. Eğer radyolar birbirine çok yakın konulurlarsa, bazı alıcılar doyma noktasına gelebilir ve birkaç bluetooth radyosu kısa mesafadeki hatlarda güvenilir olmayabilir. Bu minimum mesafe yaklaşık olarak 10 cm’dir.

3.2.3.2.Master – Slave Yapısı

Bluetooth şebekesinde neredeyse tüm birimler özdeştir ve 48 bitlik adres bilgisi dışında donanım ve yazılımları aynıdır. Bağlantı ilk kurulduğu zaman geçici bir başlangıç ünitesi tahsis edilmektedir. Bağlantıyı kurmaya başlayan ve trafiği en fazla 7 üniteye kadar kontrol edebilen bu sistem master adını almaktadır. Her bağlantı yolu şebekesi ise slave olarak adlandırılmaktadır.

Bluetooth cihazları, her bir paketten sonra yeni bir frekansa atladıkları zaman

mutlaka kullanacakları frekans sırası ile uyuşmak zorundadırlar. Bluetooth cihazları maste ve slave olmak üzere iki farklı modda çalışabilmektedir. Frekans atlama sırasını belirleyen taraf ise master’dır. Slave’ler master ile eş zamanlı olarak onun frekans atlama sırasını takip ederler.

24

Her bir Bluetooth cihazının kendine özgü bir bluetooth cihaz adresinin yanında bir de bluetooth saati bulunmaktadır. Bluetooth spesifikasyonunun temel bant katmanı, bluetooth cihaz adresi ve bluetooth saatinden frekans atlama sırasını hesaplayan bir algoritma

tanımlamaktadır. Slave’ler master’a bağlandıkları zaman onlara bluetooth cihaz adresi ve master’ın saati bildirilir. Onlar da bu bilgileri frekans atlama sırasını hesaplamak amacıyla kullanırlar. Çünkü, bütün slave’ler master’ın saatini ve adresini kullanmaktadırlar ve master’ın frekans atlama sırasıyla eş zamanlı olarak çalışmaktadırlar.

Aynı zamanda master cihazların ne zaman gönderme yapabileceğini de kontrol etmektedir. Master, slotları ses veya veri trafiği için tahsis ederek, slave’lere iletim için izin verir. Data trafik dilimlerinde, slave’ler yalnızca master tarafından yapılan bir gönderime cevap verme yetkisine sahiptir, onun dışında iletim yapamazlar. Ses trafik dilimlerinde ise, slave’ler master’a cevap versin veya vermesin düzenli olarak, ayrılmış dilimlerde

gönderim yapmak durumundadırlar.

Master, toplam elde edilebilir bant genişliğinin slave’ler arasında nasıl bölündüğüne, her bir slave ile ne kadar sıklıkla haberleştiğine bağlı olarak karar verir. Her bir cihazın alacağı zaman dilimi sayısı, o cihazın veri transfer gereksinimine bağlı olmaktadır.

3.2.3.3.Bluetooth Ağ Yapısı 3.2.3.3.1.Piconet

Bluetooth teknolojisini kullanan cihazlar, ad-hoc biçimiyle bağlantı kurmaktadırlar.

Birbirlerinin kapsama alanı içerisinde bulunan Bluetooth birimleri noktadan noktaya ya da noktadan çok noktaya bağlantı kurabilirler. İki veya daha fazla bluetooh birimi birbiriyle bağlantı kurduğunda bunlar bir ağ oluştururlar ve bu ağa piconet adı verilmektedir. Piconet birbirine bağlı iki birimle (dizüstü bilgisayar ve hücresel telefon gibi) başlar, birbirine bağlanmış sekiz birime kadar genişleyebilir. Bütün bluetooth cihazları eşdeğer olmalarına rağmen, piconet oluştururken piconet bağlantısı süresince bluetooth cihazlarından birisi master, diğer bluetooth cihazları ise slave olarak ağda rol almaktadır.

25

Şekil 3.2: Piconet Yapısı

Piconet içerisinde bir slave sadece kendi master’ı ile haberleşebilir. Piconet içerisindeki tüm birimler master’ın saatini ve Bluetooth adresini kullanarak hesaplanan aynı frekans atlama sırasını paylaşırlar.

3.2.3.3.1.Scatternet

Birden fazla piconet aynı alanda kesişiyor olabilir. Her bir piconet farklı master’a sahip olacağı için piconet’lerin frekans atlamaları birbirinden bağımsız olacaktır. Birden fazla piconet’in birbirine bağlanmasıyla oluşan şebeke yapısına scatternet adı verilir.

Standartlara baktığımızda piconet içerisindeki slave sayısını 7 ile sınırlandırmış olmasına rağmen, scatternet yapısı kullanılarak ağ içerisindeki cihaz sayısı attırılabilir ve daha geniş bir kapsama alanı elde edilebilir. Eğer bir bluetooth cihazı birden fazla piconet’e ait ise, mutlaka zaman-paylaşımlı (time sharing) olmalıdır. Bunun anlamı, bluetooth cihazı birkaç dilim bir piconet’te birkaç dilim diğer piconet’te harcayacak demektir.

Bluetooth v1.1 standartlarına göre, bir bluetooth cihazı, iki farklı piconet’te slave olarak rol alabilmektedir fakat, master olarak düşünüldüğünde ise sadece bir piconet’te görev alma yetkisi verilmiştir.

Şekil 3.3: Scatternet Yapısı

Bir master ya da slave başka bir piconet’in master’ı tarafından çağırılarak (paging) o piconet’te slave olarak rol alabilir. Aşağıda örnek olarak master M1, master M2’ yi

çağırmakta ve böylece master M2 iki role sahip olmaktadır; birinci piconet’te slave, ikinci piconet’te master.

26

Şekil 3.4: Bir bluetooth master biriminin slave olarak rol alması.

3.3.Wi-Fi (Wireless Fidelity)Teknolojisi /IEEE 802.11

Kablosuz yerel ağ yapıları (Wireless Local Area Networks-WLAN) için geliştirilen uluslararası bir standart bulunmaktadır. IEEE (Institute of Electrical and Electronic Engineers) tarafından kablosuz yerel ağlar için geliştirilmiş bir radyo transmisyon standardıdır. Wi-Fi, Bluetooth teknolojisi gibi 2.4GHz’lik spektrumda çalışır. 100 metre yarı çap menzilindeki tüm Wi-Fi uyumlu cihazlarla 11Mbps – 54Mbps gibi yüksek

hızlarda veri alışverişi gerçekleştirmektedir. Böylece Wi-Fi kullanılan evlerde, ofislerde ve mekanlarda kablo karmaşasından kurtulup, kullanıcılara özgürce hareket imkanı

verilmektedir. Wi-Fi uyumlu PDA’ler, kablosuz yerel ağlar üzerinde veri aktarımı için kullanılan bu teknoloji sayesinde yerel mobil uygulamalarda önemli avantajlar

sağlamaktadır.

Şekil 3.5 Kablosuz Modem Bağlantısı

27 3.4.GSM

Gsm (Global System for MObile Communication) 2. nesil teknolojisidir. Ses ve veri aktarımı için kullanılabilir. Bu sistem Avrupa’da 900Mhz ve 1.8Ghz frekanslarında

kullanılırken Amerika’da 1.9 Ghz frekanslarında kullanılır. Veri aktarım hızı 9.6kbps’a kadar çıkabilir. Dünya çapında yaygındır. 160 karaktere kadar mesaj yollayıp mesaj alımı yapılabilir.

3.5.GPRS

GPRS (General Packet Radio Service) bir çok şebekenin kullanıcılarının veri uygulamalarına erişim sağlayabilmek için kullanmak durumunda olduğu bir teknolojidir.

GPRS, son kullanıcının mobil veri iletişimini, 'devamlı sanal bağlantı' durumunu ekonomik hale getirerek ve veri alımını ve gönderimini bugünkünden çok daha yüksek hızda

mümkün kılarak önemli ölçüde geliştirir. Veri transferi 115kbps'a kadar çıkabilir. Aynı zaman da mesaj 160 karakterle sınırlı değildir.

28

4. J2ME(JAVA 2 MICRO EDITION) PLATFORMU 4.1. Java Dilinin Kısa Bir Tanıtımı

Java programlama dili bilgisayar dünyasında önemli bir yer teşkil etmektedir. Nesne tabanlı programlama özelliği, yazılan programın değişikliğe uğraması ya da yeniden derlenmesi gerekmeden farklı yapıdaki bilgisayar sistemlerinde kullanılması gibi özellikler Java dilinin popülerliğini sağlayan önemli özelliklerin sadece birkaçıdır. İlk geliştirilme amacı SUN Microsystem şirketinin içinde ortak bir dil kullanılması olan ve o zamanki adı OAK olan Java dili, kısa zamanda dünya çapında yoğun olarak kullanıma girmiştir.

Javanın kullanıldığı yerler, basit bir ev bilgisayarlarından, en karmaşık sistem sunuculara kadar değişen bir yelpazede yer almıştır.

4.1.1. Java Mimarisi

Java mimarisi ilk yayımlandığı günden bu yana pek değişmemiştir. Java derleyicisi Java programlama dilini “bytecode” kümelerine çevirmektedir. Bytecodelar, “sanal makina” olarak bilinen soyut hesap makinası komutlarıdır. Java Sanal Makinası (JVM), Java programını çalıştırabilmek için java kodlarını yorumlar. Java bytecode uygulamaları, Sun Microsystems tarafından verilmiş belirtimleri (Java Virtual Machine Specification (JVMS)) izlemek zorundadır.

Java dilinin doğasından gelen en güçlü yönlerinden biri taşınabilirliğidir. Java programı alınır ve tekrar derlenmesine gerek kalmadan değişik işletim sistemleri üzerinde çalıştırılabilir. Bu taşınabilirliği pek çok yolla sağlayabilir. Java belirtimleri, tiplerin ve bytecode’ların altta çalışan işletim sisteminden bağımsız olduğunu garanti ederler.

Java, güvenlik altyapısıyla da bilinmektedir. Java çalışma-zamanı ortamı Java programlarını “sandbox” içinde çalıştırır. Bu “sandbox”lar programın çalışacağı bilgisayarın kaynaklarının kısıtlı bir kümesine ulaşırlar. Java programları “sandbox”lar içine hapsedilirler, böylece kötü programlar programa ulaşamazlar veya programın

çalışacağı bilgisayara zarar veremezler. Bu özellik dağıtık veya web-tabanlı uygulamaların hem sunucu hem de istemci taraflarında gereklidir.

Java dilini bir diğer önemli özelliği nesneye dayalı olmasıdır. Java’daki nesne

modelinin genişletilmesi oldukça kolaydır. Çoğu nesneye dayalı diller sert, yönetilmesi zor nesne hiyerarşileri seçerler veya performansı ve çok yönlülüğü arttırmak için tamamen

29

dinamik nesne modelleri kullanırlar. Java ise dengeyi sağlamıştır, gerektiği yerde kullanılan dinamik arayüz modeli ile basit bir sınıf mekanizması sağlar.

Java dili basittir. Java dili eğer başka bir nesneye dayalı programlama diline

aşinaysanız basittir. Java’nın sözdizimi öğrenilmesi kolaydır. Java dilinin sözdizimi C++

ile benzerdir ve diğer programlama dillerinde bulunan yararlı özellikleri içerir.

4.1.2.Java 2

Tüm programlama dilleri ve geliştirme ortamları gibi Java da ilk çıktığı günden bu yana gelişmiştir. Java’nın ilk çıkışından itibaren pek çok özellik ve yetenek Java’ya

eklenmiştir. Java 1.2 deki ilerlemeler üzerine Sun Microsystems Java’yı yeniden tanımladı ve Java’da temel değişikler yapmak üzere Java’yı lisansladı. Java 1.2 Java 2 oldu ve JDK ve JRE versiyonları 1.2 de kaldı. Daha önemlisi Java platformu 3 sürüme ayrıldı.

1. Java 2 Standart Edition (J2SE) 2. Java 2 Enterprise Edition (J2EE) 3. Java 2 Micro Edition (J2ME)

Her sürüm Java tabanlı uygulamaları geliştirmek için Java sanal makinasını ve çalışma zamanı sınıflarını içeren eksiksiz bir ortam sunar. Üç sürüm de değişik cihazlar üzerinde çalışabilen uygulamaları hedeflerler. Masaüstü uygulamaları için gerekli kullanıcı arayüz sınıflarını sunan J2SE kullanılır. Bileşen tabanlı programlamayı vurgulayan J2EE ise sunucu tabanlı uygulamalarda tercih edilir. Gömülü ve el cihazları içinse hedef J2ME’dir.

Bir sürümü diğerinden ayıran, her sürümün tanımladığı sınıf kütüphaneleridir.

J2ME’yi J2SE’nin alt kümesi olarak ve J2SE’yi de J2EE’nin alt kümesi olarak

düşünebiliriz. Bytecode’ların gerektirdiği, üç sürümde de bulunan sınıfları sağlayarak Java bytecode’unu her sürümde çalıştırmak mümkündür. J2ME tabanlı cihazlar J2SE ve

J2EE’nin sağladığı sınıflardan çok daha az sınıfa sahiptir.

Şekil 4.1 de, soldaki yüksek seviyeli kullanıcı platformlarından başlayarak sağdaki düşük seviyeli kullanıcı platformlarına doğru ilerleyen Java 2 Platform’unun sürümlerini ve hedef pazarları gösterilmektedir. Temel olarak, beş hedef pazar veya geniş cihaz kategorileri tanımlanmıştır. Sunucu bilgisayarlar Java 2 Eneterprise Edition,ve kişisel bilgisayarlar Java 2 Standart Edition ile desteklenmektedir. Java 2 Micro Edition ise

yüksek seviyeli ve düşük seviyeli kullanıcı cihazlarına odaklanan iki kategoriye ayrılmıştır.

Son olarak, Java Kart standartları ise smart kart pazarına odaklanmıştır.

30 1. Java 2 Standart Edition

Java 2 Standart Edition, temel Java ortamıdır. Bu ortam, çekirdek Java sınıflarını ve API’lerini web browserlar üzerinde çalışabilecek uygulamalar da dahil standart istemci- sunucu uygulamalarını geliştirme ve çalıştırma olanağı sağlar.

• Java 2 SDK (J2SE)

• Java 2 Runtime Environment

• Java Plug-in

• Java Web Start

• Java HotSpot Server Virtual Machine

• Collections Framework

• Java Foundation Classes (JFC)

• Swing Components

• Pluggable Look & Feel

• Remote Method Invocation (RMI)

• Java 2D

2. Java 2 Enterprise Edition

Java 2 Enterprise Edition farklı Java API’lerini ve Java olmayan teknolojileri birleştirir. Genellikle çok katlı ve dağıtık uygulamaları geliştirmek için kullanılır. J2EE teknolojileri, günümüzün büyük çok katlı, heterojen uygulamalarını birarada sunar. J2EE sıklıkla orta-katman veya sunucu taraflı teknolojileri tanımlamak için kullanılır. Gerçekte, J2EE bilgi sistemlerinin tüm katmanlarında kullanılan teknolojileri içerir. JDBC’yi örnek olarak alalım. JDBC istemci Java appletlerinden, orta katmanlı Java servleti veya

Enterprise Java Bean tarafından verilere ulaşmak için kullanılır.

• Java 2 SDK (J2SE)

• Java 2 Runtime Environment

31

• Java Plug-in

• Java Web Start

• Java HotSpot Server Virtual Machine

• Collections Framework

• Java Foundation Classes (JFC)

• Swing Components

• Pluggable Look & Feel

• Accessibility

• Remote Method Invocation (RMI)

• Java 2D

4.2.Java 2 Micro Edition (J2ME)

Java 2 Micro Edition veya J2ME, Java yazılımlarını elektronik ve gömülü cihazlara yerleştirebilmek için dizayn edilmiş geliştirme ve çalıştırma ortamıdır. Diğer daha büyük Java sürümleri gibi, Java 2 Micro Edition’ın amacı ürünler arasındaki uyumluluk, kodun taşınabilirliği, güvenli ağ yapısı ve ölçeklenebilirliğin arttırılması gibi Java teknolojisinin özelliklerinin sürdürebilmektir. Hayatta pekçok şeyde olduğu gibi bir boyut herşeye uymaz. Doğal olarak mainframelerden cep telefonlarına kadar herşeye uyan bir Java platformu pek pratik olmaz. J2ME Java dilini kişisel bilgi, iletişim ve hesap makinalarına yerleştirmiştir. Genellikle bu cihazlar geleneksel bilgisayarlardan daha küçük ve daha az güçlüdürler.

J2ME’nin geliştirilmesine Sun tarafından başlanılmıştır, fakat günümüzde dünyanın en büyük elektronik ve gömülü cihaz üreticileri tarafından desteklenmektedir. Dünyanın mobil ve kablosuz teknoloji satıcıları J2ME teknolojisini inceliyorlar veya aktif olarak katılıyorlar veya yarışan ürünler üzerinde çalışıyorlar. Bu destekleyiciler Sun tarafından geliştirilen J2ME’yi standartlaştırmak için bir topluluk oluşumu başlattılar. Bu oluşum Java Community Process olarak adlandırıldı ve J2ME’nin ilerlemesinde önemli rol oynadı.

32

J2ME veya diğer Java uygulamalarının çalıştığı platformlara genel olarak “cihaz”

denilir. J2ME için bu cihazlar “küçük cihazlar ” başlığı altında toplanır. Bu cihazları başka sözcüklerle de ifade edebiliriz: bilgi cihazları, tüketici elektronikleri, gömülü cihazlar gibi.

Bu “küçük cihazların” geniş çeşitlerini tanımlamak önemlidir ve asıl önemli olan bu küçük cihazların J2ME’nin hedef cihazları olduğudur.

Java’nın J2ME ile küçük cihazlar için programlama dili ve yazılım platformu olarak yeniden doğumu, yakın gelecekte bilgisayar sistemlerinin sayısını aşacaktır. Genç bir teknoloji olarak J2ME hala gelişmektedir ve J2ME için temel destek hala büyümektedir.

J2ME kablosuz ve mobil cihazlar için Java olarak bilinir. J2ME teknolojisi pek çok kablosuz ve mobil cihaz için kullanılsa da J2ME sadece bu ortamlarda kullanılmaz. J2ME mobil platformlar için önemli bir Java platformu olmasına rağmen mobil platformlar için tek Java platformu değildir. Ve sadece Java da bir çözüm değildir.

“Mobil” bir cihazın kapasite veya durumunu tanımlar. Mobil cihazlar daha küçüktür ve bunların kaynakları kısıtlıdır. J2ME mobil cihazlar için önemli bir rol oynasa da

“mobil” deyimi tüm J2ME uygulamalarını kapsamaz. Ayrıca J2ME kablosuz cihazlar üzerinde de çalışabilir, fakat “kablosuz” deyimi de “mobil” deyimi gibi tüm J2ME uygulamalarını kapsamaz.

J2ME’nin arkasında yatan yüksek seviyeli düşünce elektronik ve gömülü cihazlar pazarı için dinamik olarak genişletilebilen, ağ özellikleri fazla cihazlar ve uygulamalar yaratmak için etraflı bir uygulama geliştirme platformu sağlamaktır.

J2ME’in sınırlı özelliklerin bulunmasının temel sebebi cep telefonları ve mesaj cihazı gibi bilgisayar sistemlerin kapasitelerin kısıtlı olmasıdır. İlk olarak bu sistemlerin kısıtlı hafızaları bulunmaktadır. Ayrıca bu sistemlerin işlemcileri basit bir bilgisayarlarla bile kıyaslanmayacak kadar azdır. Kablosuz cihazların diğer bir farkı basit klavye

özellikleridir. Birçoğunun kullandığı klavye keypad olarak bilinen ve birkaç tuştan oluşan bir teknolojidir. Bunlara ilaveten, kablosuz cihazların ekranları küçük ve birçoğu ekranı yalnızca siyah beyazdır.

Kablosuz cihazların bahsi geçen sınırlamaları göz önüne alındığında J2ME’nin neden diğer sürümlere oranla kısıtlı özellikler taşıdığı daha iyi anlaşılmaktadır. Java’nın kablosuz cihazlar için ürettiği J2ME sürümü üretilmeden önce Wireless Access Protocol (WAP) ve i-mode adında iki programlama platformu geliştirilmiştir. Bu teknolojilerde hali hazırda var olan programlama platformları tamamen yeniden düzenlenmiştir. Örneğin WAP,

33

HTML adındaki normal bilgisayarlarda kullanılan dil yerine, Wireless Markup Language (WML) adında kendi uygulama dilini hazırlamıştır. Benzer çalışmalar “i-mode"

teknolojisinde de yapılmıştır. Tamamen yeniden düzenlenen programlama yapısı, farklı makinelerde uyum problemine yol açmaktadır. Farklı yapıdaki programlama yapısı ile aynı programın değişik makinelerde kullanılması mümkün olmamaktadır. Örneğin, WAP destekli cihazlar normal bilgisayarlar için hazırlanan web sayfalarını ziyaret

edememektedirler. Bu yüzden WAP kullanıcılarının bu sayfaları görebilmeleri için tamamen yeniden bir sayfanın hazırlanması gerekmektedir. Benzer bir şekilde, i-mode kullanıcıları sitelere basit socket bağlantıları yapamamakta ve ancak bağlantı kurucu ek protokoller ile bağlantı işlemlerini yerine getirebilmektedirler. WAP ve i-mode sistemleri hakkında bahsi geçen farklı programlama yapıları J2ME için geçerli değildir. Java dilinde yazılan bir program ile socket bağlantısında, Internet sitelerine giriş direkt olarak

sağlanabilmektedir.

Değişik mimarisinin sonucu olarak J2ME, J2SE ve J2EE’ye kıyasla değişik amaçlara sahiptir. Aşağıda J2ME mimarisinin ana hedefleri özetlenmeye çalışılmıştır:

1. Değişik yetenekteki cihazlara destek sağlar. Bu cihazlar kullanıcı arayüzü, veri depolama, ağ bağlantısı ve bant genişliği, bellek büyüklüğü, güç tüketimi, güvenlik gereksinimleri duyarlar.

2. Çok fazla kişiselleştirilmiş hatta sadece tek bir kişi tarfından kullanılan cihazlara odaklanmıştır.

3. Değişen aralıklardaki ağ kapasitelerinde ve servislerinde ağ bağlantısı sağlar. Ağ bağlantısı J2ME uzayında yer alan cihazlar için çoğunlukla hayati önem taşır ve yetenekleri, düşük bant genişliği, kablosuz ve aralıklı bağlantıdan daha sık ve daha yüksek bant genişliğindeki bağlantılar aralığında değişir.

4. Ağ bağlantısı üzerinden uygulamaların ve verinin alınmasını sağlar. Ağ bağlantısı J2ME uygulamalarının cihazlara taşınmasında tercih edilen bir yoldur. Uygulamaların cihaz üzerinde hazırlanabilmesi veya belleğe doğrudan yüklenebilmesi ve çalıştıktan sonra bellekten atılabilmesi gerekir.

5. Java dilinin çapraz-platform özelliklerini her cihazın eşsiz özelliklerini ve kısıtlarını alarak genişletir.

6. Hızlıca değişen pazara esneklik ve var olan ve henüz çıkmamış uygulamalara uyum sağlar.

34

7. Değişik yetenekteki, özellikteki ve işlem gücündeki cihazlarda uygulamaların ölçeklenmesini sağlar.

8. Original Equipment Manufacturer (OEM)’dan bağımsız olarak J2ME destekli cihazlarda uygulama geliştirmeyi sağlar.

Şekil 4.1: JAVA Kavram Haritası

4.2.Neden J2ME’ye Gerek Duyuyoruz?

Java ilk olarak elektronik cihazlar için tasarlandığından doğal olarak aklımıza neden yeni bir sürüme gerek duyulduğu sorusu geliyor. Neden standart Java’yı küçük cihazlar için kullanamıyoruz? Daha iyi bir organizasyon için API’leri üç ayrı sürüme ayırma fikrinin arkasında Sun firmasının gelirlerini arttırma isteği olabilir. Ayrıca Java’yı değişik sürüme ayırmanın bir gerekliliği de J2ME’nin hedef cihazlarının özel gerekliliklerinin olduğudur. Bu cihazların geniş uygulama yazılım ortamından farklı yazılım gereksinimleri var. Genelde yazılımın küçük bir ayak izi olması gerekir. Bazı durumlarda Java

uygulamaları, Java sınıfları ve sanal makine için gereken toplam bellek yüzlerce kilobaytı bulabiliyor. Ayrıca, elektronik ve gömülü cihazlar için geliştirilmiş yazılım uygulamaları genellikle tekil yayılma mekanizmasına sahiptirler. Örneğin, PDA cihazlarının masaüstü

35

bilgisayarlarından uygulamaları ve veriyi indirmek için “cradle” adı verilen cihazları vardır. Sonuç olarak, bu cihazların kullanıcı arayüzü, ağ bağlantıları var ve diğer pek çok gereklilikleri Java API’leriyle karşılanamaz. Cep telefonlarının küçük ekranları için grafik kullanıcı arayüzü geliştirirken Java’nın kullanıcı arayüzü geliştirmek için kullanılan Swing paketinin içerdiği bileşenler genişletilmelidir. Fakat bu paket cep telefonunun belleğine sığmaz. Bir Java ortamının tüm cihazlara uymayacağı gerçeğini J2ME göstermiştir.

Platform bağımsızlığının gerektirdiği aynı prensipler, dil sözdizimi, güvenlik ve güvenilirlik J2ME de dahil tüm Java sürümlerinde bulunmaktadır.

4.3.Konfigürasyon ve Profiller

J2ME mimarisinin çözmeye çalıştığı en önemli problem farklı kısıtlara, özelliklere, becerilere sahip çeşitli cihazları nasıl destekleyeceği sorunudur. Birinci çözüm yolu; her cihaz için gerekli olacak tüm mimari elemanları katarak Java’yı genişletmekti. Fakat bu bellek sıkıntısı çeken küçük cihazların kullanılamamasına yol açtı. Başka bir çözüm yolu,

J2ME mimarisinin çözmeye çalıştığı en önemli problem farklı kısıtlara, özelliklere, becerilere sahip çeşitli cihazları nasıl destekleyeceği sorunudur. Birinci çözüm yolu; her cihaz için gerekli olacak tüm mimari elemanları katarak Java’yı genişletmekti. Fakat bu bellek sıkıntısı çeken küçük cihazların kullanılamamasına yol açtı. Başka bir çözüm yolu,