ÇİFTE KUŞAKLI
Sıddık'ın kızı mizacı sadık
Sadık arkadaş Zübeyr oğlunun annesi
Bilgiyle yetişmiş benzersiz yüce Kadınların iftiharı Hazret-i Esma [*]
Hicretin ilk senesinde
Tayyibe [**] de şerefli bir saatte
Hoş görünüşlü bir çocuk doğdu İslama yeni bir ferahlık geldi
[*] Adı geçen muhterem annemiz, Hz. Ebubekir-i Sıddık'ın büyük kızı ve Hz. Ayşe annemizin baba bir kız kardeşidir. Efendimizin hicret gecesinde kuşağını ikiye bölerek bir parçasını yiyeceklere, diğerini su kabına bağ olmak üzere sunduğundan son peygamber efendimizden
"Yâ Esma, senin bu kuşağına bedel olarak Cenab-ı Hak Cennette sana iki kuşak ihsan buyuracaktır" müjdesini aldığından kendisine
"İki Kuşaklı" denilmiştir.
[**] Tayyibe : Medine-i Münevvere
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-4-
Yaradana şükürler arz edildi
Toplu tekbir sesleri ufuklara yükseldi
Bu yüksek nağmeyi Kelim (*) duysaydı Derdi : Selim kalp sahipleri
Sizin işleriniz işlerin en şereflisi olacak
O da en mukaddes olan Hakk'ın adını yüceltmektir
Ben de (orada) olsam Müslüman olurum Sonsuz verimliliğin yayıcısı olurum"
Allah Allah o gönüllere yerleşen tekbir Musevileri rahatsız etti
Çünkü evvelce iftiracı Yahudiler Çıfıtlığın gereğini ortaya koyarak
Kehanette bulunup dediler
"Bu ümmette nesil kesiktir
Bahtı tersine dönmüş serserilerdir Müslümanların hepsi kısırdır"
Bu söz müslümanları çok üzmüştü
Yardım eden Rabb'in lûtfu imdada gelmişti (*) Kelim : Hz. Musa A.S.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-5-
Hasetçilerin sözünü iptal edip İman sahiplerinden kederi kaldırdı
Abdullah [*] doğmuş olunca O sevimsiz topluluğun yüzü karardı
Hakkın sözü elbette sabit olur Düşük çocuk susturucu delil olur
Büyük bir hayrın işareti olarak Zübeyr oğlu Hakk ehlini sevindirdi
O olgunluk müjdesi sanki dedi ki:
"Müslümanlar, gelecek sizindir
Ey Hüda ordusunun başlangıcı O yahudilerin ne önemi olabilir
Sizin yolunuza kavimler bile engel olamaz Kimseler sizin yolunuzu kesemez
Geçersiz olanın sönük kalması olağan değil mi
"Hak geldi" nin ortaya çıkma vakti gelmiştir.
[*] Zübeyr'in oğlu. Mekkeden hicret eden müslümanların Medinede doğan ilk çocuğudur.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 6 -
"Bâtıl yok oldu" işte ortaya çıktı Musevilerin sözlerinin hükmü kaldı mı
Muhammed-i Medenî'nin Rabbi, hakka Cisimlenmiş bir delil etti beni
Tükenmez bolluğun oğluyum Size ilahi bir müjdeyim
Gözümde dünya sevinçle bayındır Milletim ümit dolu, gönlüm sevinçli
O tek yardımcının lütfuna şükredenler olalım Dünya sevincine yardımcı olalım"
Şanla dolu, insanların ve cinlerin efendisi Ali'nin gözünün nuru İmam Hüseyin
Kerbela toprağında mertçe Azgınlara karşı durarak
Sonunda acımasızca şehit edilince Kainat ağladı Yezit güldü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 7 -
Bu haber Mekkeye ulaşınca Zübeyr oğluna yer mimber oldu
Hüzün dolu bir konuşma yaptı Halkın üzüntüsü daha da arttı
Dedi "Ey Mekke-i Mükerremenin aziz halkı Gerçi şairler pek doğru söylemez
Ama iyi bilirsiniz ki benim sözüm Aslı olmayan şiire benzemez
Sözlerim hakikatin kendisidir Onun içinde dikkate değer
Yezit ehl-i beyte ihanet etti Böyle şiddetli hain görülmedi
Bu şiddetten sakınmanın anlamı yok Şimdi gizlenenleri açığa çıkarma vaktidir
Kara taş mı pahalıdır altın mı Hind'in oğlu Hüseyine benzer mi
Yüce Hüseyin olgun bir mertti Şanı bir kötülüğe asla yakın olmadı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 8 -
Murtazanın oğlu, Mustafa (A.S.) ın torunu Bunu dünyada bilmeyen var mıdır
Hepimizi biliriz : O Haşimî soyundandı Hz. Nebi (A.S.) onu belki, Zehra kadar severdi
O Habibin (A.S.) sevdiğini severiz
Birlik ve beraberliği görürüz, gözümüz görür
Bu sevgi imanın esasıdır Azgınlar bir takım aşağılıklardır
Sevgi olmadan safa mümkün değil İnsanı sevmiyen mü'min olamaz
Görmeyen gözlerde perde var Hakk o nuru herkese vermemiş
O mayası eşkıya hürmet etmedi Mustafa'ya (A.S.), Ali'ye, Zehra'ya
Bu günü ve geleceği ne olabilir ki Sevmedi, sevmemişti, sevmeyecek
Düşünün, nerde o mübarek şehit Nerde ehl-i beyt celladı Yezit
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 9 -
Aşk yoluna giden bir Huda arayıcı Nasıl iki zıt yöne eğilim gösterir
Biz yolumuza devam edelim Azgınlara ne diye boyun eğelim
Biz yolumuza devam edelim İntikam arzusu sahipleri olalım
Biz yolumuza devam edelim İki dünyada ismimiz iyi olsun
Eski olayları düşünün Sıffin'deki afeti düşünün
Kerbelâ'nın durumu onları geçti Ne belâ !.. benzeri şöyle dursun
Bu afetin dünyada benzeri varsa Her beladan fecidir bu belâ
Bela meydanları bir araya toplansa O kana bulanmış sahrayı anlatamaz
O hazin renk hangi meydanda vardı Yeryüzü böyle bir renk görmedi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 10 -
Huda o meydanı sanki açmış Bütün mahzunları toplamak için
Âh ! meydan da bir, Hüseyin de bir
Öyle sabırlı bir efendi dünyaya bir defa gelir
Yolu, Huda'yı gösteren -haber veren- Nebi'nin yolu Makamı, Huda'nın yükselttiği yüce makam
Gözü, Allah'ı gören kadim gözün nurundan Temiz gönlü yüce arş gibi sağlam
Arş'ın Rabbinin yakınlığını istedi Göktekiler hiç yeri ister mi
( Cezbe halinde Kerbelâ tarafına yönelerek )
Selam sana ey Resul (A.S.) ailesinin başkanı Selam sana ey Betül'ün ( Hz. Fatıma) can yoldaşı
Selam sana ey apaçık nur'un gizlisi Selam sana Ali'nin kalbinin ziyası
Selam sana ey gam yükünün şehidi Selam sana ey Peygamber (A.S.) torunu
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 11 -
Baban ve ceddin gibi sebat ettin Sen de delillerini ortaya koydun
Aşağılıklara baş eğmedin Geçici dünyaya yüz vermedin
Senin ceddin yüksek zatların en yükseğidir Baban şereflerin kapısıdır
Kalıcı yükseklik aşağılarda olur mu
Âli'nin oğlunun da yüce ve yüksek olması çok mu olur
Manevi bir cihan alıcılıktır Bu ne şâhane kahramanlıktır ( Tekrar dinleyicilere yönelerek )
Hak gasbedici biraz utansaydı Kendini insan evladı sansaydı
Yerlere geçmeyi vacip görüp Kendini ortadan kaybederdi
Aniden zulmü tersyüz eder Aziz olan Allah intikam alıcıdır
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 12 -
Nice zalimleri ayak altında süründürmüş Süre verse bile önemsemezlik etmez
Gözünü açsın o iki dünyada eliboş Hakk uyumaz, Hüseyinin kanı uyur mu
Biz Hüseyin'i sevenler birleşelim Hüseyin'in ceddinin ruhunu şad edelim
Böyle bir hatırlatma bana aitse
Hangi emre uyacağınızı seçmek de size aittir
$
Topluluktan kimse elini çekmedi Bu açık sözlü hatip'e tabi olmaktan da
Ahalide şevk oluşturup O havalide yönetici oldu
Bu yüzden (hepsi) uzaklaştırıldı
Mekke'den Medine'den Yezit'in adamlarının
Bu durumu işitince Yezit
"Asker göndermek farz oldu" dedi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 13 -
Büyük bir tümen hazırlatıp Müslim'i [*] komutan olarak atadı
Önce sebat etmesini istedi Sonra şöyle bir talimat verdi :
"Doğrudan doğruya Medine'ye git Bana güzellikle tabi olmalarını iste
Halk bana itaat etmek istemezse
Öldürmekten ve yağmalamaktan utanma
Direneni idam et
Acıma, toplu kıyım uygula
Oradan Mekke'ye yönel Saldırmaktan ne sakın ne sıkıl
Zübeyr'in oğlunu zincire vurup Hemen Şam'a sevket
Böyle yap ki yanımda değerli olasın Yüksek ayrıcalıklara kavuşasın [*] : Müslim bin Ukbe-tel Mezanî
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 14 -
Müslim dedi ki : Yönetici ne emrederse Onu uygulamakta kusur etmem
Epeydir hastayım ama
Hizmetinin bereketiyle şifa bulurum
Bir kalbi varsa pek karanlıkmış Bu yüzden garip Müslim imiş
$
Bir de Şam valisi ibn-i Ziyad'a Şöyle bir haber göndermişti:
"Müslümanlara sürekli cefa et Sen de git Müslim'e yardım et"
İbn-i Ziyad sanki ürktü Hasta göründü ve dedi:
"Çok feryat ettin, artık yeter Bana "et" deme, ettiklerim yeter
Vicdanım üstlenmem diyor Bir yok-edici için iki zarar
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-15-
Elbette kalbe iki kat elem verir Hüseyin'in katli artı Harem [*] savaşı
Hainin şivesi denenmiştir Müslümanın şivesinden gariptir
Öyle ziyankar kaybetmekten kaçar mı Aşağılığa bak, vicdandan dem vuruyor
Münafıklar gösteriş yapar O gösterişler hiledendir
O inatçı harici ibn-i Mülcem Murtazayı şehit ettiği zaman
İki kolunu arkasına bağlayıp O uğursuzun el ve ayağın kestiler
Gayret etti bağırmadı
Lakin dilini kesme sırası geldiğinde
Yalvararak feryat etmeye bağladı
"Bu işkenceye lâyık mıyım" dedi
[*] Harem : Mekke-i Mükerreme
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-16-
Böyle bir dili kesmek uygun mu Ben bu dille Kur'an okuyorum"
Dediler "ey tuhaf sesli karga En fazla bu özürün garip
Senin anlayışın yok mu
Murtazayı inkâr edene Kur'anın yararı olamaz
Yetenekleri aynı, elbette olur
İki benzer İbn-i Mülcem ile İbn-i Ziyad
Müslüm büyük bir gururla bindi (atına) Askeriyle Medineye doğru yürüdü
Medinelilerle kanlı savaşlar yaptı Onlara şehri ve dünyayı dar etti
Öldürmeye ve yağmaya daldı aşağılıklar Öldürülmüş altı bir kişi vardı
Askerini Mekkeye doğru sürdü Yüzünü ölüm rengi kaplamıştı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-17-
İki gün sonra hayatı terketti Bedenini yılanlar yuttu
Yerine gelen yetenekliymiş, yürüdü Mekke vadilerini duman bürüdü
Harem halkını çok sıkıştırdı
Aniden Mekke'nin Rabbi kerem etti
Şamdan orduya haber geldi Kötü Yezit can vermişti
Asker hemen baskıyı kaldırdı Şam'a doğru yola çıktı
Harem halkı sevindi Hakka sınırsız şükrettiler
İbn-i Mervan [**] yüksek minberde Bir gün cemaata şöyle dedi:
"Bir er var mı, Mekkeye giderek Zübeyr oğlunu savaşla mahvedecek
[*] : Hasin bin Nemir [**] : Abdulmelik
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-18-
Beni kederden kurtarsın Kendini ödüllere değer kılsın
Bu hitap iki kere tekrarlandı Henüz kimse cevap vermemişti
Bir kişi yerinden kalkıp
Dedi : "Ey güzel niyetli hükümdar
Beni o hayırlı işle görevlendir Hem beni hem dünyayı sevindir
Benim bir ilgiye ihtiyacım var Adım : Sakaf'lı Yusufun oğlu Haccac
Bana "şimdi git dersen giderim Varıp Zübeyr oğlunu mahvederim
Hizmete hazırım irade senin Halkı huzursuz edenin düşmanıyım"
Hükümdar bu söze ilgi göstermedi Haccac'ı oldukça önemsiz gördü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-19-
Haccac bu tutuma üzüldü ve Gayretkeşlikle şöyle dedi:
"Yüce Rab'den ilham geldi Yüksek dünyadan haber var
Dün gece tenha bir yerde Zübeyr oğlunu gördüm rüyada
Elbisesini bir çekişte parçaladım Derisini yüzerek onu mahvettim"
Hükümdar zalimin gördüğü bu rüyayı Kendi niyetine göre tabir etti
Bu sefer ona iltifat edip
"İşte sana üç bin savaşçı
Abdullahlardan çekinme Git de bizi bu kaygıdan kurtar
Askeri en iyi şekilde kondurup Önce bize tabi olmalarını teklif et
Reddederse öldürmeye başla Şamlıların kudretini göster
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-20-
O zalim çekinmeden gitti Önce Taif'e yerleşti
Zübeyr oğlu işi duyunca hemen Kovmak için bir birlik gönderdi
İki taraf defalarca çarpıştı Haccac tarafında direnç göründü
Galip gelince bir mektup yazdı Şam'a durumu arz etti
Dedi "yenilir miyiz ? ne mümkün Yendik, yengiler hep bizde kaldı
Mekkelilerin durumu perişandır Mekkeyi elde etmek kolaydır
Mekke önlem almaya değer Biraz daha asker gönderilsin
Abdülmelik bu fikri uygun buldu Bir birlik daha gönderdi
Zulümde ısrar etmeyi gerekli görüp Haccac Mekke'ye doğru yürüdü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-21-
Şehri hemen baskı altına aldı
"Aman dileyenler gelsin" dedi
O kadarla bırakmadı, gitti Dağa [*] mancınık kurdu
Kutsal eve taş atmaya başladı Dua ediciler taşlar altında kaldı
Haremin her parçası mahvoldu Haccac'dan görünür bir örnek kaldı
Günahsızları telef etti
Beddua taşlarına Haşre kadar hedef oldu
Kuşatma altındakiler bir süre dayandı Ama bir de kıtlık başgösterince
"Şer bir iken iki oldu" dediler Birer ikişer dışarı çıktılar
Kimisi gitti (düşmana) sığındı Kimisi utandı, Medineye gitti [*] : Ebû Kubeys dağı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-22-
Kısacası her biri bir yol tuttu Abdullah pek az adamla kaldı
O durumu görenler hep kaçıştı Hatta yakınları bile yanından kaçtı
Yanında bir tek oğlu Zübeyr kaldı Dedi "Babayı terketmekte hayır yoktur"
Zübeyr oğlu dedi : "Ey oğul Kardeşinle git, zarar görme
Deme : "Eğer babam sağ kalırsa Ben de çok geçmez şehit olur giderim
Haccac seni o anda esir eder Sığınma iste, esaret zor iştir
Himmet sahibi Zübeyr ağlamaya başladı Dedi : "Bir oğlun sana hizmet etsin"
Baba yolunda giden (biri) olayım Ben senin yolunda harcanayım
Senin yolunda olan heder olmaz Çünkü Hak ehlinin serdarısın sen
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-23-
Şimdi gayret meydanına gireyim Babamın gözü önünde can vereyim
Böylece bağlılığım ispatlansın Böyle ispatı Hakk sever elbet
Veda etti, girdi meydana Bir yiğitlik şiiri okudu
Dedi : "Ey yanlış yoldaki asker Ben ibn-iz Zübeyr'in oğlu Zübeyr'im
Panter köpeğe sığınır mı
Ben dünyayı köpeklere dar ederim
Bedenimi binlerce at çiğnese de
Beyt'in Rabbi hakkı için, size insan demem
Bende cevap tek'tir o da "hâyır" dır Bence en yüce yol mert olmaktır
Ölsem de millet yolunda çekmem İki günlük hayat için zillet
Ten şehit olup toprağa düşünce Ruh yüze arşa yollanır
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-24-
Can her an o hayatı gözler Kur'an "Şüheda diridir" diyor
Huda size o devleti nasip etmemiş Şehit cenazesi ile köpek leşi bir mi ( Nefsine hitap ile )
Ey Zübeyr, ey demir pençeli panter Tenezzül et de köpeklerle savaş ( Kılıcını sıyırır )
Ey benim başı yukarda kılıcım gel Beş on engeli baş aşağı edelim
Köpek öldürmek sana lâyık değildir Ne yapalım ki öyle gerekiyor ( Kılıcını havaya kaldırarak oynatır )
Haramilere şan parıltısı ol Yıldırımlar gibi parla
Şamlıların gözü ışık görsün Eşkıyaların başı bela görsün
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-25-
( Karşısındakilere seslenerek )
Bana denk olacak içinizde kim var Kılıcımın vuruşuyla ölecek
O sırada ızdırap içinde geldi İbn-iz Zübeyrin yanına Vellade [*]
İki gözü kan içinde, büyülenmiş gibi Başında bir yazma, elinde bir hançer
Gönlünde "Zübeyr nerde?" çalkantısı Dilinde "Ne yapmak istiyor!" zelzelesi
Göğsü dumanlı gözler ateş saçıyor Meğer durumu haber almış
Arkasından bir dadı yetişti Dedi : "Ey asil soylu lütfen dur
Bu yazma ile dışarı çıktığın var mı Haremde hançerle gezilir mi [*] Zübeyrin yavuklusu
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-26-
Bak halife bize bakıyor, sonra ne der İyilik et, şu hançeri bana ver
Bize örtünme görevi vermiş Harp için erkekler var
Haydi gel evimize dönelim Kalbimizi Mevlamıza bağlayalım
O hükmeden ve haberi olan nasıl isterse Bu işin sonu öyle olsun
Vellade "Pek daraldı zaman" dedi
"Yâ Zübeyr !" diyerek hemen koştu
O seçkin sözü tekrarladı Sesi Zübeyr'in kulağına ulaştı
Dadı yetişip eteğini tuttu
Dedi : "Geri dönme imkanını kaçırma
Karşıdan şimdi taş ve ok atılır Sonra yaralanır burda kalırız
Yabancılar bizi öyle görsün mü Böyle bir durum kadınlara yakışır mı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-27-
Bir ecel eli yüzünü göstermeden Gözümün nuru gel hemen gidelim
Avare Zübeyr titredi Ah edip yar yönüne döndü
Artık övünmeye yer kalmadı Hemen konuşmaya başladılar ( Vellade )
Ey düşman saflarını yaran şanlı yiğidim yolunda ölmeye geldim Davama şahit istersen işte hançerim
Başım saf sevgiyle rahata erer
Yazmam kanımla gül yaprağına dönse de ( Zübeyr )
Ey biricik vefalı dilberim sen gelme Lazım gelirse ölmeğe ben gitmek isterim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-28-
Yardıma ihtiyacım yok, zaten muzafferim Gönlüm aşkınla diridir, ümitliyim
Düşmandan bir ses geldi
"Bakın vuruşmaktan yüz çevirdi
Yanlış yolda yürüyen kimmiş İşte Zübeyr korktu kaçtı gitti
Bundan Zübeyr'e heyecan geldi Nara vurarak düşman yönüne döndü
Kalbi elinde düşmana yürüdü Safları yararcasına hamleler etti
O korkusuz yiğit delikanlı
Nice kötülük isteyeni yere serip yok etti
Bir süre sonra çok yaralanmıştı Ruhu bedenini terk edip Rabbine gitti
Vellade bu hali anlayınca Hançerini hazır etmişti
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-29-
Hiddetle elini kaldırınca Şiddetle kalbine vurmak için
Dadı kuvvetle kolunu tuttu Bir yiğitlikle hançeri aldı
Dedi : "Bundan büyük hasar olmaz Müslümanlıkta intihar olmaz
Hakkın özel ihsanıdır bu hayat Onu korumakta sebat etmelisin
Onu hor görmek kabahat olmaz mı Aynen nimete küfretmek olmaz mı
Şeriata uymayan eylem sevap olur mu Hakkın huzurunda cevap veremezsin
Durum gerektirince ama İnsan o hayatı feda etmeli
Kılıç virane kalınca Zübeyr gibi ölmeye gitmeli
Bu yola girmeyip Haccac'a katılsaydı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-30-
Yükselir miydi, alçalır mıydı Sence bir kıymeti kalır mıydı
İşte o zaman kederlenirdin
Derdin : "er değilmiş, yazıklar olsun !"
Öyle yiğit ölmesin de ne yapsın Kendi vicdanına sor"
Dadı hem bu ince sözleri söyledi Hem de Vellade'yi geri götürdü
Daha bir çok teselli vererek Yavaş yavaş, eve kadar götürdü
Yoldayken kızda bir hayret vardı Eve gelince bir öfke geldi
Annesini ağıt söyler görünce Gözlerini hasret gözyaşları doldurdu
Bir zaman ağladı, ah ve figan etti Sonra şöyle bir mersiye söyledi :
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-31-
Benzersiz Zübeyr'e kim kıydı O taze fidana insan kıyamaz
Görüşü hayaline geldikçe Göz kızıl gözyaşında boğulur
İnsaf ! Bu duruma kim ağlamaz
Binlerce yazık oldu o güzelliğe, o olgunluğa
Bu yolda ölmeye istekliydi
Büyüklük sâhibinin yakınlığına can atıyordu
Güzellik alemine gitti
Ah ve inleme nefesler ??? mi etti Yarini bırakıp giden Zübeyrim
Ünü Hicaz'ı tutmuştu İlkesi erlik ve iyilikti
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-32-
Ağırbaşlı ahlakı yüksekti Zarif şiiri çok yanıktı
İktidarı yüce olmuştu
Arabın övüncünün büyük kaynağı
Eyvah ki ömrünün baharı Böyle bir kırılma gösterdi
Üzmez mi beni hayat artık
Kalbimin ağlayışını ümitsizliğe çevirdi Ümidimi var eden Zübeyrim
Şamlıların tehdit ve hücumundan Bir an bile korkmadı Zübeyrim
Göğsünde kan saçan gülü Binlerce nişan arz etti Zübeyrim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-33-
Bu sınav yurdundan özgür gitti Şanlı ve neşeli Zübeyrim
Hasretinle ayrıntılardan geçti Zayıf Vellade Zübeyrim
Al sevdiğini götür cihandan Bir lahza için uyan Zübeyrim Gönlümde uyandı ayrılık ateşi
Ecel saçan binlerce kılıç içinde Savaştı kahraman Zübeyrim
Çılgınlık içinde kalsam yeridir Düşmüş yere canımın yari Zübeyrim
Gömleği lâle renginde Yatmış uyuyor civan Zübeyrim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-34-
Sen yatarken sessiz kabrinde Ben figan ediyorum Zübeyrim
Seni toprak ve kan içinde gördüm Bana cihan lazım mı Zübeyrim Bana cansız cihan lazım mı
Haccac onu çok zayıf görünce Zübeyr oğluna bir öneri yaptı
Dedi : Hemen bizden aman dile Kısacası başka yol kalmadı
Aklın varsa teslim olursun Yoksa şu anda halin yaman olur
Gel bu tehlikeli yola gitme Göz göre göre kendini mahvetme"
Zübeyr oğlu dedi : "Kimsin sen Sana ihtiyaç sunar mıyım ben
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-35-
Ben Zübeyr oğluyum, aman dilemem Öyle alçakça şeyleri bilemem
Ölürüm şan ile zamanında Yaşamam alçağın amanında
O ulu kişi Esma'nın yanına gitti Dedi : "Ey deha yetiştiren anne
Halkım benden yüz çevirdi Şimdi Hüseyin'in halindeyim ben
Ne var ki Hüseyin'in akrabası Canlarını Hüseyin'e feda ederek
Büyük bir erlik gösterdiler Bizimkilerde ise kaçmak göründü
Bak Züberimden şikayet etmem Davasında yalancı çıkmadı
Doğrusu sebatı terketmedi
Sonunda benim yolumda hayatını terk etti
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-36-
Allah mübarek etsin benim kahraman oğlum Demek benim oğlum senmişsin
Şimdi Haccac'dan haber geldi
Demiş "kafayı terketmenin zamanı geldi
Durmasın gelsin bana sığınsın Kendisi bitmeden bu iş bitsin
Merhamet dilersem
Bütün isteklerimi yerine getirecekmiş
Annem, işte halimiz böyle Şimdi senin fikrin nedir söyle İki kuşaklı :
Doğru kararın olgunluğunu iste İhlas yoluna öyle yönel
Durum çok önemli, özen göster Yanlış hayal doğru kararı bozmasın
Birleştirilmiş fikirlerle sınav zamanıdır Zamanların her bakımdan önemlisidir
Mevla bir fazilet yar etmemiş Güzel son hayattan daha iyidir
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-37-
Belki binlerce emsali vardır Tek dakika yüz yılı mahveder
Bir hususun başlangıcına bakan Hemen arkasından sonucuna bakmalı
En çok sonuç güzel olmalı Kısacası istenen güzel sonuçtur
Takva sahipleri ondan safa bulur Kur'andan "lil muttakin" i oku [*]
Oğlum, ey güzellerin en hası Sen seni benden iyi bilirsin
O sözü güzel söyleyenin sözünü dinle Vicdanın "haklı sensin" diyor mu
Sanırım öyle hükmeder ama Sen yine de dikkatle kulak ver
Bence yolun haktır, devam et Daima hakkı gözet, takip et [*] vel akıbetü lil muttekin Kasas, 83
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-38-
İbn-iz Zübeyr :
Kendimi bildim bileli huda yolundayım Hakkı bilir Hakka tapar ve hakkı gözetirim
Hakkı uygulamakta bir hata yapmadım En yüksek emelim Hakkı yüceltmektir
Bir an bile bilerek zalim olmam Her zaman sözüm halime uygundur
Her zaman meylettiğim adaletti
Hiç bir zaman zülme uymadım, boyun eğmedim ( Cenab-ı Hakk'a hitap ederek )
Allahım, sözüm övünme değil Annemi teselli için bir sebep
Bu üslup ile maksadım teselli
O mahzun kadının kalbini güçlendirmek
Ey Kaviyy bize kuvvet ver Dünya istekleri bizi yıkmasın
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-39-
İki alemde senin ihsanına muhtacız Fermanına samimiyetle itaat ederiz ( Tekrar anneesine hitap ederek: )
Açık söz kalbe kuvvet verir Doğru kararını açıkla ( İki Kuşaklı : )
Haccac'ın sözüne güvenme
O düşmanlıkta direnene ısrarla cevap ver
De ki : "ey soyu kesilmiş
Meydana çık da saldırışını göster
Beni tehdit etmek senin haddin midir Gel de bu işi şiddetle bitirelim
Tilki aslana av olsun Yenen kimmiş belli olsun
Ey alçak, ey Kâbe'nin yıkıcısı O topuğa ne zaman ulaştın
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-40-
Kâ'be yıkmakla alçalan aşağılık Dağa çıkmakla yükselir sanma
Maddi manevi yakınlık yok
Maddi manevi yakınlık yok