• Sonuç bulunamadı

Zatü n-nitakeyn Yahud İbn-i Zübeyr

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Zatü n-nitakeyn Yahud İbn-i Zübeyr"

Copied!
211
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

Zatü’n-Nitakeyn Yahud

İbn-i Zübeyr

Muallim Naci

(Aslı / Okunşu / Günümüz Türkçesi)

Yayına Hazırlayan Günümüz Türkçesi

Hicabi Karaçorlu

(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(11)
(12)
(13)
(14)
(15)
(16)
(17)
(18)
(19)
(20)
(21)
(22)
(23)
(24)
(25)
(26)
(27)
(28)
(29)
(30)
(31)
(32)
(33)
(34)
(35)
(36)
(37)
(38)
(39)
(40)
(41)
(42)
(43)
(44)
(45)
(46)
(47)
(48)
(49)
(50)
(51)
(52)
(53)
(54)
(55)
(56)
(57)
(58)
(59)
(60)
(61)
(62)
(63)
(64)
(65)
(66)
(67)
(68)
(69)
(70)
(71)
(72)
(73)

Zatü’n-Nitakeyn Yahud

İbn-i Zübeyr

Okunuş

(74)

ZATÜ'N-NİTAKAYN

Binti sıddıka tıynet-i sadık Ümmü İbni'Zübeyr sıdk-ı refik Agahi-perver bedia-nüma Hazret-i Mefharü'n-Nisa Esma [*]

Sene-i evvelin-i hicretde Tayyibe [**] de bir şerefli saatte Etti bir tıfl-i hoş-lika tevlid Geldi İslam'a inbisat-ı cedid

[*] Müşarün ileyha Sıddık-i Ekber'in büyük kerimesi ve Hazreti Aişe'nin li-eb hemşiresidir. Leyle-i hicret-i Nebeviyede nitakını yani futasını (peştemal) ikiye bölerek bir parçasını sofra diğer parçasını kırbaya bağ olmak üzere takdim ile Hatemül-Enbiya Efendimizden

"Ya Esma! senin bu nitakana bedel Cenabı Hak cennette sana iki nitak ihsan buyuracaktır" tebşirini aldığı cihetle kendisine (zatü'n- nitakayn) denilmiştir.

[**] Medine-i Münevvere

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(75)

-4-

Arz-ı şükran edildi Hallak'a Bang-i tekbir erişdi âfaka

Duysa ol nağme-i bülendi Kelîm Derdi : "sahiban-ı kalb-i selim

İşiniz eşref-il umur olacak O da i'lay-ı nam-ı akdes-i Hakk

Ben de olsam Muhammedî olurum Naşir-i feyz-i sermedî olurum"

Allah Allah o dilnişîn tekbir Eyledi Musevileri dilgîr

Çünkü evvelce ta'nan-ı yehud Edip izhar muktezay-ı cehud

Dediler suret-i kehanette :

"Münkati'dir halef bu ümmette

Baht bergeşte serserilerdir Müslümanlar umumen ebterdir"

Bu söz etmişti mü'minini gamîn Geldi imdada lütf-i Rabb-i muin

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(76)

-5-

Kavl-i hassadı eyleyip iptal Ehl-i imandan etti ref-i melâl

Mütevellid olunca Abdullah [*]

O güruhun vücuhu oldu siyah

Hakkın elbette kavli sabit olur Tıfl sakit delil müskit olur

Olarak bir büyük nişane-i hayr Kıldı şâdî ehl-i Hakk'ı ibn-i Zübeyr

Derdi gûya o müjde bahş-ı kemal :

"Müslümanlar, sizindir istikbal

Ey Huda cünd'ünün mukaddimesi Ne demektir yehud şirzimesi

Size akvam sedd-i rah olamaz Kimseler rahzen-i ilah olamaz

Kalsa bâtıl aceb mi bî-revnak Geldi vakt-i zuhur "câ-el Hakk"

[*] İbn-iz Zübeyr. Muhacirîn-i İslâmın ilk Medine-i Münevvere zürriyeti müşâr-ileyhtir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(77)

-6-

"Zehek-el bâtıl" oldu işte a'yan Kaldı mı hükm-ü kavl-i museviyan

Hakka Rabbî Muhammed-i Medenî Bir delil-i mücessem etti beni

Zade-i feyz bî-tenahiyim Size bir müjde-i ilahîyim

Nazarımda cihan sürur abad Milletim pür-ümid, gönlüm şad

Şâkir-i lutf-i müstean olalım Nâsır-ı sürur-i cihan olalım

Sebt-i zîşan Seyyid-es-sakaleyn Nur-i ayn-i Ali İmam Hüseyn

Arsa-i Kerbelâda merdane Durarak karşı ehl-i tuğyana

Akıbet gadr ile olunca şehîd Ağladı kâinat, güldü Yezîd

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(78)

- 7 -

Gitti vaktaki Mekkeye bu haber Oldu ibn-iz Zübeyre ??? (yer minber ?)

Bir hazin hutbe etti irad Oldu halkın teessürü müzdat

Dedi : "Ey sakinan-ı ???

Gerçi pek doğru söylemez şuarâ (ümmü kura: Mekke-i mükerreme)

Lâkin â'lâ bilirsiniz ki benim

Şi'r (?) bi (?) asla benzemez suhanım

Şi'r-i bi-asla: aslı olmayan şiire benzemez sözüm

Sözlerim mazhar-ı hakikattır O cihetle seza-yi dikkattır

Ehl-i beyte ihanet etti Yezid Görmedi böyle muhin-i şedid

Şiddetinden ne ihtiraz edelim Vaktidir şimdi keşf-i raz edelim

Kara taş mı giranbaha, zer mi Hind'in oğlu - Hüseyn'e benzer mi

Merd-i kâmil idi cenab-ı Hüseyn Şanı hiç olmadı mukarin-i şeyn

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(79)

- 8 -

Murtaza oğlu, Mustafa torunu Bimeyen var mıdır cihanda bunu

Biliriz hep : o Haşimî nesebi Belki Zehra kadar severdi Nebi

O habibin habibini severiz Görürüz ittihadı, dîdeveriz

Bu muhabbet esas-ı imandır Bağiyan bir takım leîmandır

Bî muhabbet safa değil mümkün Olmaz imanı sevmiyen mü'min

Görmiyen didelerde var perde Vermemiş Hakk o nuru her ferde

Etmedi hürmet ol şeka' maye Mustafa'ya, Ali'ye, Zehra'ya

Hal ve mustakbeli ne olsa gerek Sevmedi, sevmemişti, sevmeyecek

Fikr edin : nerde ol şehidi said Nerde cellad-ı ehl-i beyt, Yezîd

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(80)

- 9 -

Bir hudâ-cû ki rah-ı aşka gider İki zıdda nasıl temail temayül eder

Biz bu meslekte berdevam olalım Ne için ehl-i bağye ram olalım

Biz bu meslekte berdevam olalım Arzumend-i intikam olalım

Biz bu meslekte berdevam olalım İki âlemde niknam olalım

Düşünün vukuat-ı dirini Yad edin faciat-ı Sıffin'i

Onları geçti Kerbelâ hali Ne belâ !.. Şöyle dursun emsali

Bir eşi var ise cihanda salâ Her belâdan fecidir bu belâ

Cem' edilse belâ meyadini Edemez arz o deşt hûnunu

Hangi meydanda var o reng-i hazin Görmedi öyle renk ruy-i zemin

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(81)

- 10 -

Sanki açmış Huda o meydanı Toplamak üzere cümle ahzanı

Âh ! meydan da bir, Hüseyn de bir Bir gelir öyle seyyid-i sâbir

Rahı, rah-ı Huda-nümay-ı nebi Cahı, cah-ı Huda-efzay-ı vasi

Çeşm, Allah-bin'i nur-i kadim Dil-i pâk metin-i arş-ı azim

Oldu meyyal kurb-i Rabb-il arş Arşiyan hiç oldu mu mâil-i ferş

Cezbe halinde Kerbelâ tarafına tevcih ile

Esselâm ey emir-i âl-i resul Esselam ey enîs-i cân-ı Betül

Esselam ey nühüft-i nûr-i celî Esselam ey füruğ-ı kalb-i Ali

Esselam ey şehid-i gam perver Esselam ey hafid-i peygamber

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(82)

- 11 -

Eb ü ceddin gibi sebat ettin Sen de izhar-ı beyyinat etdin

Serfüru etmedin edaniye Vermedin yüz cihan-ı faniye

Ceddin a'lâsıdır ealinin Pederin bâbıdır maâlinin

Pest olur mu bülend-i lemyezeli Çok mu âli olursa ibn-i Âli

Manevi bir cihanistanlıktır Bu ne şâhane kahramanlıktır Tekrar müstemiine tevcih ile

Gasıb-ı hak bir az utansa idi Kendini adam oğlu sansa idi

Yerlere geçmeyi görüp vacip Şahsın eylerdi ortadan gaip

Zulmü sernigûn eder nagâh Muktekimdir aziz olan Allah

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(83)

- 12 -

Nice zalimler eylemiş pâmâl Etmez ihmal ederse de imhal

Gözün açsın o hâsir-i dâreyn

Uyumaz Hakk, uyur mu hun-ı Hüseyn

Biz Hüseynîler ittihâd edelim Ruh-i ceddi Hüseyn'i şâd edelim

Bana râciyse böyle bir tezkir Size aittir intihab-ı emir"

$

Kimse el çekmedi cemaattan Bu hatib-i beliğ'e biattan

Şevk peyda edip ahalide Hükümran oldu ol havalide

Bu cihetle edildi hep teb'id

Mekke'den, Tayyibe'den rical-i Yezid

İşitince Yezid o ahvali Dedi : "Farz oldu leşker irsali"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(84)

- 13 -

Bir büyük fırka ettirip ihzar Etti Müslim'i [*] sipahsalar

Evvelen eyledi rica-yi sebat Saniyen verdi şöyle talimat :

"Doğrudan doğruya Medine'ye git Bana hüsn-i muvafakat talep et

Halk ederse itaatımdan ibâ Katl ve garetden etme istihyâ

Kim temerrüd ederse idam et Acıma, katliâma ikdâm et

Oradan Mekke'ye tevcih kıl Ne sakın iktihamdan ne sıkıl

Edip ibn-iz Zübeyr'i derzincir Cânib-i Şam'a kıl heman tesyir

Tâ ki nezdimde serfiraz olasın İ'tilâ'yâb-ı imtiyaz olasın.

_________________________________

[*] : Müslim bin Ukbe-tel mezanî (?)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(85)

- 14 -

Dedi Müslim : "Ne emrederse emîr Onu icrada eylemem taksir

Hayli demdir ki hastayım ama Bulurum yümn-i hizmetinde şifa

Var ise kalbi pekce (?) muzlim imiş Bu yüzden garip müslim imiş

Bir de ibn Ziyad vâli-i Şam Eylemişti şu yolda ba's-i peyam :

Müslimine cefayı mu'tad et Müslim'e sen de git de imdad et

Etti gûya tevehhuş ibn Ziyad Mütemariz olup dedi : "Feryat

Artık eyledin işittiğim yetişir Deme "et" gayri ettiğim yetişir

İrtikâb eylemem diyor vicdan Bir seyh-kar için iki hüsran

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(86)

- 15 -

Verir elbette kalp safe elem

Cemi' katl-i Hüseyn ve harb-i Harem [*]

Hainin şivesi mücerreptir Müslimin şivesinden agreptir

Öyle hâsir kaçar mı husrandan Bak leim'e, dem vurdu vicdandan

Gösterişler yapar münafıklar Hiledendir o hodnümalıklar

İbn Mülcem, o hariciy-yi anid Etti vaktaki Murtazayı şehîd

Bağlayıp zahrına dü pazusun Kestiler dest ve pâyi menhusun

Eyleyip gayret etmedi efgan Lâkin erdikte ân kat-ı zebân

Başladı raciyane feryad Dedi : "Lâyık mıyım bu bî-dâd'a

______________________

[*] Harem : Mekke-i Mükerreme

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(87)

- 16 -

Kat' olunmak reva mı böyle lisan Okurum ben bu dil ile Kur'an

Dediler : "ey gurab-ı turfe-i naib En ziyade bu i'tizar garip

Olamaz nef'i yok mu iz'anın Münkir-i Murtaza'ya kur'ânın "

Olur elbette birdir isti'dat İbn-i Mülcem şibh İbni Ziyad

Bindi Müslim gurur-ı evfer ile Tayyibeye azım oldu leşker ile

Medenîlerle kanlı cenk etti Onlara şehr ü dehri teng etti

Katl ü yağmaya daldı mahzulin Altı bin nefse vardı maktulin

Mekkeye doğru sürdü leşkerini Kapladı reng-i merg peykerini

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(88)

- 17 -

İki gün sonra kıldı terk-i hayat İltikam etti cismini hayyat

Halefi [*] mustaid imiş, yürüdü Mekke vadilerin duman bürüdü

Hayli tazyik eyledi ehl-i harem Nagehan etti Rabb-i Kâ'be kerem

Şam'dan orduya peyam erdi Ki Yezid-i zemîm can verdi

Terk-i tazyik edip hemen leşker Haiben kıldı Şam'a doğru sefer

Sakinan-ı harem oldu mesrur Ettiler Hakk'a şükr-i nâmahsur

İbn-i Mervan [**] firaz minberde Dedi bir gün cemaat serde :

"Var mı bir er ki Mekkeye giderek Harben ibn iz-Zübeyri mahvedecek

[*] : Hasin bin Nemir [**] : Abdulmelik

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(89)

- 18 -

Beni âzade-i melâl etsin Kendini lâyık-ı nevâl etsin

İki defa tekerrür etti hitap Vermemişti henüz kimse cevap

Ki yerinden kıyam edip bir zât Dedi : "Ey milkdar-ı hoş niyat

Beni ol kâr-ı hayra memur et Hem beni hem cihanı mesrur et

Ben ki bir iltifata muhtacım Sakafi Yusuf oğlu Haccac'ım

Bana "git şimdi" der isen giderim Varır ibn-iz Zübeyri mahvederim

Hazırım hizmete, irade senin Hasmıyım halkı bî huzur edenin

İltifat etmedi bu kavle emir Şahs-ı Haccac'ı gördü hayli hakir

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(90)

- 19 -

Müteessir olup bu suretten Dedi Haccac fart-ı gayretten :

"Geldi ilham Rabb-i a'lâdan Müjde vardır cihan bâlâdan

Dün gece mekân-ı tenhada Gördüm ibn-iz Zübeyr'i rüyada

Câmesin bir çekişte çâk ettim Yüzerek cildini helâk ettim"

Zalimin gördüğü bu HABI emir Etti neyl-i meram ile tabir

İltifat eyleyip bu kere ona Dedi : "üç bin mücahit işte sana

İhtiraz eyleme abâdile'den Git halas et bizi şu gaileden

Leşkeri kondurup mükemmelce Eyle teklif-i biat evvelce

Reddederse kıtale agaz et Kudret-i Şamiyan'ı ibraz et"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(91)

- 20 -

O sitemkâr gitti bî perva İptida etti Tâif'i mâvâ

Duyup ibn-iz Zübeyr işi derhal Def' için fırka eyledi irsal

Tarafeyn etti cenk bildefaat Sûy-i Haccac'da göründü sebat

Galip oldukta yazdı bir nâme Arz-ı keyfiyet eyledi ŞAM'a

Dedi : "Mağlup olur muyuz ? Heyhat Galibiz, bizde kaldı hep galebat

Hali Mekkîlerin perişandır Mekkeyi elde etmek âsandır

Mekke teshiri ihtiyata değer GÖNDERİLSİN daha biraz leşker

Gördü Abdulmelik bu re'yi müsib Etti bir fırka-i diğer tesrib

Eyleyip iltizam zulm ü leccâc Yürüdü suy-i Mekkeye Haccac

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(92)

- 21 -

Taht-ı tazyike aldı şehri heman Dedi : "Gelsin edenler istiman"

O kadarla bırakmadı, gitti Cibale [*] nasb-ı mancınık etti

Oldu beyt-i şerife seng endaz Taşlar altında kaldı ehl-i niyaz

Oldu her pâre-i Harem payma Kalıp Haccac'dan numune-i nüma

Bir takım bî-günahı etti telef Haşredek oldu seng-i ta'na hedef

Bir zaman gayret etti mahsurin Hasra ama olunca kaht-ı karin

Dediler : "Oldu bir iken iki şer Çıktılar harice birer ilişer

Kimisi gitti iltica etti Kimi ar etti, Tayyibe'ye gitti

___________________________

[*] : Cebel-i Ebû Kubeys

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(93)

- 22 -

Hasılı : tuttu her biri bir rah Pek az adamla kaldı Abdullah

Hep savuştu görenler ol hali Kaçtı hatta yanından encali

Kaldı nezdinde sade oğlu Zübeyr Dedi : "Yoktur peder bırakmakta hayr"

Dedi ibn-iz Zübeyr : "Ey ferzend Git biradelerinle, görme gezend

Deme : "Şayet ki sağ kalır pederim Ben kariben şehid olur giderim

Seni Haccac eder o anda esir İltica et, esaret emr-i asîr

Oldu giryan Zübeyr pür himmet Dedi : "Bir oğlun eylesin hizmet

Salik-i meslek-i peder olayım Ben yolunda senin heder olayım

Heder olmaz senin yolunda olan Çünkü serdar-ı ehl-i haksın sen

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(94)

- 23 -

Şimdi meydan-ı gayrete gireyim Pîş-i çeşm-i pederde can vereyim

Tâ ki olsun sadakatim müsbit Böyle isbatı Hakk sever elbet"

Etti pedrud, girdi meydana Okudu bir recez dilîr-âne

Dedi : "Ey leşker-i sakim es-seyr Benim ibn-iz Zübeyr'in oğlu Zübeyr

Köpeğe iltica eder mi peleng Ederim âlemi köpeklere teng

Çiğnese cismimi hezar kümeyt Size insan demem bi-rabbil-beyt

Bende birdir cevap o da "lâ" dır Bence merdane olmak âlâdır

Çekmem ölsem de iz'af-ı millet İki günlük hayat için zillet

Ten şehiden düşünce ğubraya Azm eder ruh arş-ı âlâya

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(95)

- 24 -

Gözetir ol hayatı can her ân Şüheda zindedir diyor Kur'an

Sizden etmiş Huda o devleti selb Bir mi na'ş-ı şehid ve lâş-i kelb Nefsine hitap ile

Ey Zübeyr, ey peleng ahen çenk Kıl tenezzül de et kilap ile cenk Kılıcını sıyırır

Ey benim seyf-i serefrazım gel Edelim sernigûn beş on engel

Sana lâyık değildir katl-ı kilap Çare ne ? öyle eyliyor icap

Kılıcını havaya kaldırarak oynadır

Haramiyyuna lem'a-i şan ol Yıldırımlar gibi drahşan ol

Gözü Şâmîlerin zıya görsün Başı bağilerin belâ görsün

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(96)

- 25 -

Muhalifine Hitap İle

Kiminiz var bana adil olacak Darb-ı tığım ile katl olacak

$

Geldi pür ızdırap o esnada Kurb-ı ibn-iz Zübeyre (Vellade) [*]

Kan içinde dü çeşm efsunger Başta bir mi'cer, elde bir hançer

Dilde "eyn-iz Zübeyr ?" velvelesi Dilde "fât-el meram!" zelzelesi

Sîne pür-dûd, rahlar ateşbar Meğer ahvali etmiş istihbar

Arkasından yetişti bir dâye Dedi : "lutf eyle ey kerem mâye

Çıktığın varmıdır bu mi'cer ile Gezilir mi haremde hançer ile [*] Zübeyr'in maşukası (!?)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(97)

- 26 -

Bize bakmakta bak halife ne der Kıl inayet, şu hançeri bana ver

Bizi me'mur-ı istitar etmiş Harp için hak ricali var imiş

Dönelim haydi suy-i me'vaya Edelim rapt-ı kalp mevlaya

Nasıl isterse ol hakim-i habir Öyle olsun bu iş netice-pezîr

Dedi Vellade : "Pek daraldı zaman"

Diyerek "Yâ Zübeyr !" koştu hemen

Etti tekrar ol lafz-ı mümtazı Erdi sem-i Zübeyre avazı

Yetişip daye tuttu damanın Dedi : "Fevt etme dönmek imkânın

Karşıdan şimdi seng ve tir atılır Burada belki yaradan yatılır

Bizi görsün mü öyle bigâne Böyle halet seza mı nisvana

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(98)

- 27 -

Runumun olmadan bir yed-i ecel Gidelim hemen nuri aynim gel

Oldu lerzan Zübeyr avare Ah edip döndü canibi yare

Kalmadı gayri yer mefahireye İptidar ettiler müşavereye Vellade

Geldim yolunda ölmeğe ey şanlı safderim Davama şahid ister isen işte hançerim

Sevdayi saf ile bulunur pür safa serim Gül yağrağı kesilse de kanımla micerim

Zübeyr

Sen gelme ey yegane vefadar dilber (im) Lazım gelirse ölmeğe ben gitmek isterim

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(99)

- 28 -

İmdada ihtiyaç görülmez, muzafferim Aşkınla zindedir dil ümit perverim

Bir nida geldi şöyle a'dadan :

"Bakınız yüz çevirdi heycadan

Kim imiş seyr eden sakim es-seyr İşte havf etti kaçtı gitti Zübeyr

Geldi bundan Zübeyre heyecan Suyi a'daya döndü nara zenan

Yürüdü kalp ehl udvana Hamleler etti safşikafane

Eyledi ol dilaveri bipak Nice bedhahı ferşi hak helak

Bir zaman sonra oldu pek mecruh Cismi terk etti gitti rabbine ruh

Anlayınca bu hali Vellade Hançerin eylemişti amade

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(100)

- 29 -

Elini kaldırınca hiddetle Kalbine vurmak üzere şiddetle

Sâidin tuttu daye kuvvetle Hançeri aldı bir fütüvvetle

Dedi : "Bundan büyük hasar olmaz Müslümanlıkta intihar olmaz

Hakkın ihsanı hasıdır bu hayat Onu hıfz eylemekte eyle sebat

Onu tahkir töhmet olmazmı Aynı küfranı nimet olmazmı

Şer'a uymaz fa'al olurmu sevap Veremezsin huzuru hakta cevap

İktiza eyleyince hal ama Etmeli adam ol hayatı feda

Ger kaldıkta tığ birane Gitmeli ölmeğe Zübeyrane

Münselik olmayıp bu minhaca İltihak eyleseydi Haccaca

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(101)

- 30 -

Yükselir miydi, alçalır mıydı Sence bir kıymeti kalırmıydı

İşte o vakit olurdun me'yus Der idin : "er değilmiş, efsus !"

Ölmesin de ne yapsın öyle yiğit Kendi vicdanına müracaat et"

Daye hem arz etti bu nükteleri Hem de Velladeyi alırdı geri

Daha bir hayli tesliyet vererek Refte refte götürdü haneye dek

Vardı kızda yolda bir hayret Eve geldikte geldi bir sevret

Nevha eyler görünce maderini Eşk-i hasret pür etti gözlerini

Bir zaman etti girye, ah, figan Ba'de oldu şöyle mersiyehan :

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(102)

- 31 -

Kim kıydı Zübeyr-i bi misale İnsan kıyamaz o nevnihale

Geldikçe şemaili hayale Göz gark olur sirişk-i al'e

İnsaf ! kim ağlamaz bu hale Sad hayf o cemale, ol kemale

Talipti bu yolda intikale Müştaktı kurb-i Zülcelale

Azm eyledi alem-i cemale Enfasmı etti ah ve nale Yarın bırakıp giden Zübeyrim

Tutmuştu Hicazı iştiharı Erlik, iyilik idi şiârı

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(103)

- 32 -

Âli idi tab'-ı zi vakarı Pür sûz idi şi'r-i abdarı

Olmuştu ulvi iktidarı Fahr-ı Arabın büyük medarı

Eyvah ki ömrünün baharı Gösterdi bu renk inkisarı

Üzmezmi beni hayat bari Kalp eyledi ye'se kalp zari Ümidimi var eden Zübeyrim

Tehdit ve hücum-ı Şamiyandan Havf etmedi bir zaman Zübeyrim

Göğsünde gülüm hunfeşandan Arz eyledi sad nişan Zübeyrim

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(104)

- 33 -

Hür gitti bu dar-ı imtihandan Şan-âver handan Zübeyrim

Hicrin ile geçti în ü ândan Velladei natüvan Zübeyrim

Al sevdiğini götür cihandan Bir lahza için uyan Zübeyrim Gönlümde uyandı nar-ı hicran

Bin tığ-ı ecel-nümun içinde Cenk eyledi kahraman Zübeyrim

Kalsam yeridir cünun içinde Düşmüş yere yar-ı can Zübeyrim

Pirahen lâlegûn içinde Yatmış uyuyor civan Zübeyrim

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(105)

- 34 -

Sen yatmada sinn-i sükûn içinde Ben etmedeyim figan Zübeyrim

Gördüm seni hak ve hun içinde Lâzım mı bana cihan Zübeyrim Lazım mı bana cihan bî can

Gördü Haccac onu ziyade zayıf Etti ibn-iz Zübeyre bir teklif

Dedi : "bizden hemen eman-hah ol Kalmamıştır hulasa diğer yol

Varsa aklın edersin istiman Yoksa halin olur şu anda yaman

Bu hatarlı tarike gel gitme Kendini göz göre helak etme"

Dedi ibn Zübeyr: "Kimsin sen Arz-ı hacet edermiyim sana ben

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(106)

- 35 -

Ben Zübeyr oğluyum, aman dilemem Öyle alçakça şeyleri bilemem

Ölürüm şan ile zamanında Yaşamam alçağın amanında

$

Nezd-i Esmaya gitti ol server Dedi : "Ey mader-i deha perver

Tebaam yüz çevirdiler benden Şimdi hem halet-i Hüseynim ben

Şu kadar var ki akraba-i Hüseyn Ederek canların feda-yı Hüseyn

Bir büyük erlik ettiler izhar Oldu zahir bizimkilerde firar

Bak Zübeyrimden eylemem şekva Çıkmadı kazip ettiği dava

Etti Hakka ki iltizam-ı sebat Kıldı ahır yolumda terki hayat

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(107)

- 36 -

Barekallah kahraman oğlum Sen imişsin benim heman oğlum

Şimdi Haccacdan haber geldi Demiş : "Eyyam-ı terk-i ser geldi

Durmasın gelsin iltica etsin Kendisi bitmeden bu iş bitsin"

Edecekmiş edersem isti'tâf Cümle mes'ûlemi heman isaf

Valdem, işte halimiz böyle Şimdi reyin nedir senin söyle"

Zatün-nitakeyn

İltizam-ı kemal-i hazm ile Rah-ı ihlasa öyle azm eyle

İhtimam eyle pek mühimdir hal Bozmasın hüsn-i reyi sui hayal

Cem-i fikir ile imtihan demidir Demlerin her cihetten akdemidir

Bir fazilet yar etmemiş mevla Hüsn-ü hatem hayattan evla

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(108)

- 37 -

Belki binlerce vardır emsali Mahveder yek dakika sad salı

Bir hususun bakan bidayetine Bakmalı derakap nihayetine

En ziyade netice olmalı hup Hasılı : hasen akıbet matlup

Muttakiler safa bulur ondan Oku "lilmuttakin" i Kur'andan [*]

Oğlum, ey mayedar hass-ı hasen Seni benden güzel bilirsin sen

Sözünü dinle ol sühendanın

"Haklı sensin" diyor mu vicdanın

Sanırım öyle hükmeder ama Yine dikkatle eyle sen isğa

Bence hakdır yolun, devam eyle Daima hakkı iltizam eyle [*] vel akıbetü lil muttekin

ُ ةَبِقاَعْلا َو

َُني ٖقَّت مْلِل Kasas, 83

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(109)

- 38 - İbn-iz Zübeyr

Bileli kendimi huda-cûyum Hakbilir hakperest ve hak-gûyum

Yoktur icrayı hakta bir halelim Hakkı i'lâdır en bülent emelim

Bilerek bir dem olmam zalim Her zaman uydu halime kalim

Adl idi daim olduğum mail Bir zaman zulme olmam kail Cenab-ı Hakka hitap ile

İlahi, değildir sözüm iftihar Teselliye mader için bir medar

Bu üslup ile maksadım taziyet O mahzunenin kalbini takviyet

Bize kuvvet ihsan buyur ey Kaviyy Bizi yıkmasın hahiş-i dünyevi

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(110)

- 39 -

Dü alemde muhtacı ihsanınız Hulus üzere münkadı fermanınız Tekrar validesine hitap ile

Kalbe kuvvet verir makal sarih Eyle rey-i sedidini tavzih

Zat-ül Nukateyn

İtimat etme va'd-i Haccaca Ver musırran cevap o leccace

De ki : "ibn-iz Zübeyre ey epter Çık da meydana kerrüfer göster

Beni haddin midir senin tehdit Edelim gel de bir hitam-ı şedit

Tilki şir-i nerr'e şikâr olsun Kim imiş galib aşikâr olsun

Ey deni, ey muharrib-el Kabe Ne zaman vasıl oldun ol kâ'b'a

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(111)

- 40 -

Kâ'be yıkmakla alçalan hazele Sanma çıkmakla yükselir cebele

Maddi manevi karabet yok Beyninizde onunla nisbet yok

Küleği etmem ol zelile kıyas Mütesavi olurmu taç ve midas

İki zıt eylemiş sizi gerdun Sen süreyyasın, ol seradan dun

Geçen evkatını teemmül kıl Şeref-i zatını teemmül kıl

Tayyibe'de geldiğin zaman dehre Seni gördükte öyle hoş çehre

Hazreti Hakka şükr edib pederin Dedi : "ey rabbi seyid-el beşerin

En büyük atifetlerin bizdedir Bu da bir zi-hayat mucizedir

Aldı peygambere götürdü seni Olarak mübtesim nebiyy seni

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(112)

- 41 -

Okşayıp dest-i latifleriyle Ağzını açmış ağazi yar ile

Eser etti ol iltifat refi' Eyledi Hakk seni beliğ ve seci'

Buldu gittikçe itila şanın Şanına gıpta etti akranın

Şan-ı heftad sale var sinde Nur-ı Ahmet yüzünde tabında

Böyle bir mert Haşimi unvan Hiç o namerdden diler mi eman

Göremem bunda ben mela-i hüsn Göz önünde değil mi hal-i hüsn

Yaşamaktan cihanda zillet ile Ölmek evla değil mi izzet ile

Kan içinde yuvarla da tenini Dest-i Haccac'a verme gerdanını

Matlubun bir saadet olmalıdır Ya zafer ya şehadet olmalıdır

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(113)

- 42 -

Olsa bir mader hirasan-ı dil Bilerek ıstıbarı ne kabil

Derki matem gibi görüp düğünü

"Bari ölsem de görmesem bu günü"

Neki sabbareyim demem öyle Deseler "söyle" söylerim şöyle :

"Göreyim de nedir neticei hal Edeyim sonra azm dar-ı cemal

Ya görüp olduğun bu gün mansur Edeyim nasrı Hakkla kesbi sürur

Ya görüp olduğun yolunda şehit Olayım fazlı halkla pür-ümit

İtimat etme zalimin sözüne Uymaz ol nakesin sözü özüne

Yürü meydana gir Hüseyn gibi Göz kamaştır o nuru ayn gibi

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(114)

- 43 -

Sen de ibn-i Ebu Turap gibi Kendini göster afitap gibi

Bir değil mi Hüseyn ile rahın İki mi bir mi rahı Allahın

Ol kabapuş hun-ı pür ateş Paralamazmı şafak içinde güneş

"Yere düştü" diyorsa zahir bin

"Göğe çıktı" diyor imamı mübin

Ey safabahş-ı ruh, candır can Ten değildir hakikat-i insan

İbn-i Zübeyr

Ayn-i re'y-i rezinin ey mader Dilde etmişti bundan evvel yer

Dedim: "elbet budur tariki sevap Ben de Haccaca verdim öyle cevap"

Ben senin oğlunum, senin gibiyim Şeref-i bizeval talibiyim

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(115)

-44-

İki mirat-ı safdır iki dil Bir görünse suver garip değil

Pek mühim istifade ettim evet Sözlerin verdi kalbime kuvvet

Takviyette bırakmadın noksan Hakk mükafatın eylesin ahsen

Oğlunu rahı şana sevk ettin Kalbini neşveyab-ı şevk ettin

Kimde var böyle nüktedan mader Yok nazirin senin, değil ender

Oğlun olmakla iftihar ederim Ölemezsem bu yolda ar ederim

Gelişimden vedadır maksut Kalacak ruhsuz bu gün bu vücut

Muhbirim hatır-ı eminimdir Bu benim ruz-ı vapesinimdir

Yetmiş üç yıl hayattar oldum Mesleğimde sebatkar oldum

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(116)

-45-

Son demimde yine sebat ederim Geldiğim yolda Rabbe giderim

Gideyim valdem, dua eyle Sabır ve teslime itina eyle Zat-ün Nakateyn

Bu imameyne iktida yoludur Allah de git Huda yoludur Cenabı Hakka hitap ile

İlahi, Zübeyr oğlunu kıl metin Gelip aldı etrafını zalimîn

Zübeyr, beni, halkı incitmedi Hilaf-ı şeriat yola gitmedi

Teabbüd edip zatına ruz ve şeb Rızay-ı ilahini kıldı talep

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(117)

-46-

Ne yazdıysa hakkında kilk-i kaza Ona hüsn-i suretle verdim rıza

Olur lütfuna mustehak sabirin Beni onlara mülhak et ya muin

İki mahzun sarıldı birbirine

Dedi SABBEREHU NECCEL SABİRİNE

"Sen zırhpuş etmişsin ey gazi Bu değil layık-ı ser-endazi"

Çıkarıp dir'ini o merd-i ferit Dedi : "Muhtaç olurmu dir'a şehit

Zırhın nerde kaldı ? derse dedim Hoş ki gitmek üzere giymiş idim

Çıktı meydana, aldı tekbirin Durdu merdane, çekti şimşirin

Tab'ına etti feyz-i hak imdad Şu mezamini eyledi irad :

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(118)

-47-

Muhalifine hitap ile

Sizler gibi kem-reh değilim, rehrev-i dinim Bilmezmisiniz ey zaleme ibn-i Zübeyrim

Terk eylemedim mesleğimi, merd-i metinim Yok nispetim ibn-i Hakeme ibn-i Zübeyrim [*]

Zat-ün Nakateyn Oğluna hitap ile

Serdeylediğim sözleri üssü-l-harekât et Oğlum, bulun âgâh

Zinhar udul eyleme sabreyle sebat et Ecrin verir Allah

İbn-iz Zübeyr Muhalifine hitap ile

Her suret ile nam-ı bülent eyledin ihraz Her münkire samsam-ı bülent eyledin ibraz

[*] İbn-i Hakem Mervanın babasıdır

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(119)

-48-

Şayesteyiz olsak iki alemde serefraz Kılmış bizi Hak kurb-ı nübüvvet ile mümtaz ( İlerler )

Zatün Nakateyn Oğluna hitap ile

Şahane yürürsün yürü ey mefhar-ı merdan Mert istedi meydan

Bir şan da bu suratle kazan var iken imkân Aşık sana bin şan

İbn-iz Zübeyr

Kendi kendine

Bir büyük kalbe malik etmiş Hak En büyük lutfudur denilse ehak

Meyl-i ciddisi hep maaliye Aşıkım ben bu hass-ı âliye

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(120)

-49-

Çünkü Allahımın vediasıdır Pertevi kudret bediasıdır

Ben o pertevle rah-bin oldum Vasılı menzil-i yakin oldum

Biniş ashabına odur hadi Nur bir, gerçi bir değil vadi Heyecan ile

Böyle bir kalb-i ruşen-i maye Meyl eder mi kulub-ı muzlimeye

Uyamam hükmü geçse dünyaya Mustafa var iken Müseylime'ye Muhalifine Hitap suretiyle

Bari er olsa gördüğüm ecsam Şahsı insan eder mi bir kuru nam

Sade bir cism sert var, can yok Koca bir orduda bir insan yok

Ben ki insanım eylesem de ziyan Bu edaniden etmem istiman

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(121)

-50-

Şir-i ner bimecal kalsa yine Giremez rubhun himayesine

Ederim kavli evveli tekrar Kavli evvelde eylerim ısrar :

"Ben Zübeyr oğluyum, aman dilemem Öyle alçakça şeyler bilemem

Ölürüm şan ile zamanında Yaşamam alçağın amanında ( Kahramanane gezinir )

Bir sada çıktı kalb-i düşmandan Dedi : "Ey Şamiyan-ı şir-efgen

Size Haccac der mi : "vurmayınız"

Vurunuz eblehane durmayınız

Dinledik bi-meal sözlerini Şunu söyletmeyin, kesin serini

Güler adam bu tavrı bi-sebebe Sanki dünyaya eylemiş galebe

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(122)

-51-

Sanki mülkü zemin bunun olmuş Sıyt-ı fethiyle asuman dolmuş

Askerinden geçilmiyor yerde Gökte nam-ı bülendi ezberde

Bu kim ? ibn-iz Zübeyr tenharev Aferin ey sipahsız husrev

Bulunaydı yanında neferi Derdik "İşte alamet-i zaferi"

O da yok, bir tuhaf meliktir bu Allah Allah ne sadeliktir bu"

$

Ederek ref'i savt Abdullah Dedi : "Ey Şamiyan-ı ruy-i siyah

Beni rabb-i muhitimin avni Eyledi razdan "vahşevni" [*]

Haşyetim vardır ancak ol şahtan Havfım olmaz sipah-ı gümrahtan

[*] Ve la tahşevhüm (en-nase) vahşevni ("onlardan (insanlardan) korkmayın benden korkun") ayet meali)

Maide - 3

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(123)

-52-

Kaldı zahirde bi-muin ama Kalbin ikdâr edince avn-ı Huda

Oldu bir muktedir Zübeyr oğlu İşte bir ordu, bir Zübeyr oğlu

Vakt olur bir dile hezar ordu Veremez bin çalışsa bir korku

Böyle bir hısn-ı manevidir dil Arşı Rahman kadar kavidir dil

Derseniz : "Biz seni eder de esir O kavi kalbi eyleriz tahkir

Onu bin parça eylemek de kolay Bir kılıç pare pare eyledi say" (?)

Derim: "Efkarımız mubayindir Ruhu tahkir gayri mümkündür

Pertev-i mihr-i lemyezeldir ruh Pertev olsun mu tığ ile mecruh

Kalp ile ruhu bir bilir örfa Bunu siz bilmiyorsanız hayfa

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(124)

-53-

Sanmayın ruhlar müsavidir Dediğim ruh ruh-ı ulvidir

Ruh-ı ulvi ki nur-ı hazrettir İbda-ı mücizat-ı kudrettir

Kahr-ı kahhardan bulurmu reha Ruhi ulviye hasm olan süfeha

Biz şerefmend-i ruh-i ulviyiz Bize düşmansınız onunçin siz

Sevmez ehli ulviyi alçaklar Duydunuz mu salâyı alçaklar

Ehli gıl işte öyle bifer olur Ehli dil işte böyle berter olur

$

Çıkıyorken bu söz dehanından Bir iki tir geçti yanından

Yürüdü suyi hasmı namerde Kılıç vurdu yetiştiği ferde

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(125)

-54-

Söz dilirane, öz emirane Çehre pirane, zehre şirane

Bi müdârâ mukavim-i bi pak Bi muhâbâ muhacim-i çalak

Can değil tende, nur-i mühr-i celal Kan değil yürekte, ateş-i seyyal

Harik adet bu erde barizdir Harikulade bir mübarizdir

Önüne bir sürü aduv kattı Pişi tığında bir çoğu yattı

Harem'e [*] girdi bir güruh-ı diğer Etti ibn-iz Zübeyr o semte güzer

Gayret etmişti savletin teşdit Kahrile kıldı cümlesin teb'it

O besalet, o şiddeti gayret Verdi ibtal-i düşmana hayret

_______________________________

[*] Harem Kâ'bei Muazzama

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(126)

-55-

Dedi: "Ey Rabbi Kâ'be-i ulya Ne güzel çıktı gördüğüm rü'ya

Havl bittikte eylemişti zuhur Bir sürü kanlı yüzlü kelbi akur

Onları def'e gayret etmiş idim Sonra Babı Safaya gitmiş idim

Beni indinde muhterem kıldın Hadım-ı mahlas-ı Harem kıldın

Bunca nimetler eyledin ihsan Sana ey lutufkar bin şükran

Bize Kur'an "Ölün yolunda" dedi Asıl maksat yolunda ölmek idi

Onu da eyle Halikım ruzi O değilmi esas firuzi (?)

$

Ederek safvet üzere Beyte nigah Gitti Bab-ı Safa'ya Abdullah

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(127)

-56-

Hatiften bir nida

Ey Zübeyr oğlu - Huda şahit - dilin agâhdır Bigüman "La tahsebenn-Allah" dır [*]

Tuhfei ulviye-i haktır bu agahi sana Alem-i balada derler merd-allahi sana

Eylemiş ali nazar feyz-i ulvi din seni Fahr eyle seyr eyliyor alâ-yi illiyyin seni

Muntazırdır ruh-i azim [*] iltihak ruhuna Ruhi azamdan mededhah ol, sığın sebuhuna

İbn-iz Zübeyr - cezbedar

Bir cezbede kevninden ettim güzer Allah Etmekteyim ancak sana doğru sefer Allah !

___________________

[*] La tahsebenn-Allah ...

Ve lâ tahsebennallâhe ğâfilen ammâ ya'meluz zâlimûn

Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma [**] Ruh-i Muhammedi Sallallahu aleyhi ve sellem

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(128)

-57-

Aşkın ile bir şey mi imiş terk-i ser Allah Senden gelir ah ne ulvi haber Allah

$

Rabt-ı kalp etti rabb-i erbaba Çıktı süratle haric-i bab'a

Etti zaten şehadeti istikbal Giydi şahane bir seraseri al

Olarak haiz hubur-ı vefir Şamiyan birden aldılar tekbir

Bang-ı tekbiri duydu ibn-i Ömer [*]

Dedi : "Elhak garib hükm-i kader

Dehre geldikte meymenetle bu zat Olarak pür meserret ehl-i sebat

Alıp ihlası tam ile tekbir Eylemişlerdi Hakka şükrü kesir ______________________________

[*] Abdullah ibn-i Ömer hazretleri vukuatın esnai cereyanında Mekkede bulundular. Bitaraf idiler.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(129)

-58-

Güldü onlar bunun hayatıyla Güldü bunlar onun mematıyla

Şu garabet gelir mi tabire Bak o tekbire, bak bu tekbire"

$

Muhterem başını kesip derhal Nezd-i Haccaca ettiler isal

Secde etti makamı şükranda Ne gezer halisane şükr onda

Sanki hami-i hak imiş kendi Doğrusu : ehl-i hakla eğlendi

Böyle etvara ehl-i istintac Dese şayeste "secdetel Haccac"

Ser-i maktuu Şam'a gönderdi Arz-ı hizmet değil mi ya derdi

Cesedi astı damen-i kûha [*]

Bunu zeyl etti harb-i mekruha

______________________________________

[*] Cebeli Haccun

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(130)

-59-

Hükmü gayretle hazreti Esma Onu defnetmek istedi ama

Vermedi zalim-i mühin ruhsat Dedi : "Artık elimdedir fırsat

Geliverse bakınca rikkat ona Gönderir bir niyazname bana

O zaman belki izin alır benden İlticasız o izni vermem ben

Dedi Esma : "Nedir bu kavli sahif Kibri bir paça eylesin tahfif

Eylemezse küçüklük etmiş olur Gerçi bin doğru söz işitmiş olur

Ben ki ibn-iz Zübeyri bi perva Eylemiştim şehadete iğra

Kaçmak ister miyim o devletten Yoksa korkar mıyım bu savletten

Var mı umrumda bir ehemmiyet Ki tekapuya edeyim niyet

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(131)

-60-

Bir sadakat-güzin-i sadsale Minnet eyler mi öyle muhtale

Sanmasın ilticaya meyl ederim Oğlumun gittiği yola giderim

Böyle söz söylenir mi bir kadına Ne denir öyle erkeklik adına

O kadar da neden uzanmalıdır Şimdi bari biraz utanmalıdır

Bir şehidin vücudu meydanda Defn edilmek değilmiş imkânda

Bu nasıl zulüm hayret efzadır O nasıl zalim sitemzâdır

Dedi Haccac olunca vakıf hale

"Bize Esma'nın ilticası muhal

Böyle bir haleti mükedderede Ne metanet bu bir muhadderede

Sebebi hilkat-ı selimesidir Yar-i garin büyük kerimesidir

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(132)

-61-

Leylei pür ziyayı Hicrette Hizmet etmişti nezdi hazrette

Futasın eliyle eyleyip dü nim Eylemişti huzuruna takdim

Eyleyip lutf ile karin-i kabul Olarak münbasit demişti Resul :

"Sana Cennet sarayı içre Huda Edecektir iki nitak ihda"

$

Ne kadar etse zalimane sebat Gelir insana böyle kalbiyat

Doğruyu gösterir durur bu delil Yine eyler o fi'line te'vil

"Etme böyle" nida-yı kalbisi Ne olur bozsa hükm-ü telbisi

Ne de dehşetlidir aman onda Oldu Haccac ona sonunda feda

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(133)

-62-

Etti en sonra bir saidi şehit [*]

Oldu beyninde ihtilal-i bedit

Gece rü'yasına girip der idi :

"Sana kim böyle fiili işle dedi

Sen beni öyle bi-sual ve günah Niçin öldürdün ey adüvv-Allah"

Uyanırdı hiras ve lerziş ile Yaşadı altı ay bu verziş ile

Hali sıdk ehline muhalif olur Hain elbet böyle haif olur

Kimseyi katle bulmadan meydan Cani dar-ı cezaya oldu revan

$

İki gün sonra azm edip mader

Oğlunun maslubundan (masleb) etti güzar

Mevkiinde görünce maslubu Dedi : "Hasmın bu muydu matlubu

[*] Said bin Cubeyr

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(134)

-63-

Buna zulmü sarih denilmez mi Merkebinden bu rakip inmez mi"

İşitince bu fıkrayı zalim

Dedi : "Esma da oldu pamalim"

İltica eylemek demek bu reca İftihar eylesem bununla beca"

Hiddetin setr edip göründü halim Na'şı Esmaya eyledi teslim

$

Yine Haccaca geldi bir nahvet Etti Esmayı nezdine davet

Lakin Esma icabet eylemedi Kesri izze necabet eylemedi

Bu iba etti zalimi muğber

Gönderip bir müheddidane haber

Yine izharı i'tila etti Lakin Esma yine iba etti

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(135)

-64-

Baktı yaklaşmıyor müdaraya Gitti bizzat nezdi Esmaya Haccac

Çok yoruldum Tihameye geleli Gelişim oldu hayli velveleli

Mekkeyi elde etmekti meram Hüsnü suretle halkı olmadı ram

Çaresiz şehri eyledim tazyik İltica ettiler ferik ferik

Lakin oğlun inat edip durdu Kendi tığıyla kendini vurdu

Ne gam olduysa haiben maktul O mudur yoksa ben miyim mes'ul

Zat-ün nitakeyn

İptida hak tebeyyün etmeliydi Haklı haksız teayyün etmeliydi

Kendini haklı zanneder herkes Bari sen etmesen o zanna heves

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(136)

-65-

Bize etme inadını isnat Olamaz haklının sebatı inat

O sıfat bir büyük meziyettir Çünkü manada galibiyettir

Ademiyetle eyleyen galebe Düşse de mesleğinde bin tab'e

Olsa da sahvı mahvının sebebi Yine galip odur bi-hakkı nebi

Mezhebimce Hüseyn galiptir Her ne olsa Yezit haiptir

Galibiyet midir o nadanlık Dikkat et kimde kaldı insanlık

Ne yezit ortada bugün ne Hüseyin Şan Hüseynin, fakat Yezitte şin

Bir Hüseyin eyledikte celbi kulup Sadhezaran Yezit olur mağlup

Oğluma etme nispeti haybet Sana aittit ol sıfat elbet

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(137)

-66- Heyecan ile

Bakın ey salikan mescit ve deyr İşte Haccac, işte ibn-iz Zübeyr

Hangisinde göründü adamlık Kime şayestedir mukaddemlik Haccac

Söyledin kendi halini, sözü kes

"Kendini haklı zanneder herkes"

Oğluna biat eyledim teklif Ne idi ondaki o reddi anif

Sonrada rahm edip dedim : "söz ver Müsterih ol, amanım altına gir"

Yüz çevirdi rah-ı selametten Ben serazadeyim melametten

Hasılı : ben bu işte mazurum Çünkü icrayı emre mecburum

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(138)

-67-

Zat-ün Nitakeyn

Sözü kesmek senin vazifen iken İnhiraf eyledin vazifenden

Amir olmaz ise vazife güzin Düşünülsün ! olur mu memurin

Ona düşmezdi biat, istiman Serfüru etmemek düşerdi heman

İşte - gördüğüm - bir vazifeşinas Nefsine etme azm-i kıyas

Ona rahm etme, kendine rahm et Bir haber var işitmedinse işit:

Bize bir gün peygamber agah Dedi : "Ettim Benî Sakıf'e nigah

Onda var bir yalancı, bir mühlik Rahı idbara oldular salik" [*]

[*] "Resulü Ekrem hazretleri "An fi sekıf kezzab ve mübira"diye bize benî Sakıf'de bir kezzap ile bir mühlik zuhur edeceğini haber vermiş

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(139)

-68-

Gördük evvelce şahs-ı kazibi Bilir ol bi-vefayı erbabı

Şahsı mühlik de sensin ey seffak Bunu ben şimdi etmedim idrak

Gelmeden sen teferrüs etmiş idim Sakafi olduğun işitmiş idim

Ey neguhide zalim sakafi Geçti zulmün mezalim-i selefi

Zulmü mahveder celalet-i Hakk Hakkı meydana kor adalet-i Hakk

Kemali heyecan haletinde Cenabı Hakka hitap ile

Dilersin, görürsün, bilirsin İlahi Zaifin (?) henüz etmiyor ??? dad-hahı

___________________________________

idi. Kezzabı gördük. ( Bununla Muhtar es-sakafi'yi murat etmişlerdir ki mumaileyh ibn-iz Zübeyr ammalinden olduğu halde müşarileyh mekr ve isyan eylemiştir). "Mühlik dahi sensin" cevabını verdi. Bu hadisi şerif sahihtir. İmam Müslim onu sahihinde zikretmiştir.

( mübir ) ihlak manasına (ebere) den ism-i faildir.

_______________________________________________

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(140)

-69-

Sen ihsan buyurdun bana akl ve dini Bu akl-ı selimi, bu din-i mübini

Bu ömr-ü medidi, bu kalb-i metini Bu kavl-i sedidi bu re'y-i rezini

Bıraktırma Esma'ya ol şahrahı Bu cah-ı celil-i risaletpenahı

$

İşiten "ah !" derdi sözlerini Gören "Allah !" derdi gözlerini

Bir celaletle etmişti zuhur İkisinden birer ilahi nur

Sanki efkârı mahz-ı nur olmuş İki çeşm-i münirine dolmuş

O iki gözde çok hakayık var Nice söylenmedik dakaik var

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(141)

-70-

O iki nazra-i kaza tesir Kalbi Haccacı eyledi tağyir

Zulmü belki dağdar etti Yıldırım sanki taşa kar etti

Çehresin müznibane ekşitti Bi tekellüm kıyam edip gitti

Müstebidane verdi şehre nizam Sonra leşkerle oldu azmı Şam

$

Az zaman sonra hazreti Esma Etti nur içinde azmı sema

+---+

| Hitam | +---+

Fi 11 Nisan sene 306 -- Sultan Selim

(142)

Zatü’n-Nitakeyn Yahud

İbn-i Zübeyr

Günümüz Türkçesi

(143)
(144)

ÇİFTE KUŞAKLI

Sıddık'ın kızı mizacı sadık

Sadık arkadaş Zübeyr oğlunun annesi

Bilgiyle yetişmiş benzersiz yüce Kadınların iftiharı Hazret-i Esma [*]

Hicretin ilk senesinde

Tayyibe [**] de şerefli bir saatte

Hoş görünüşlü bir çocuk doğdu İslama yeni bir ferahlık geldi

[*] Adı geçen muhterem annemiz, Hz. Ebubekir-i Sıddık'ın büyük kızı ve Hz. Ayşe annemizin baba bir kız kardeşidir. Efendimizin hicret gecesinde kuşağını ikiye bölerek bir parçasını yiyeceklere, diğerini su kabına bağ olmak üzere sunduğundan son peygamber efendimizden

"Yâ Esma, senin bu kuşağına bedel olarak Cenab-ı Hak Cennette sana iki kuşak ihsan buyuracaktır" müjdesini aldığından kendisine

"İki Kuşaklı" denilmiştir.

[**] Tayyibe : Medine-i Münevvere

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(145)

-4-

Yaradana şükürler arz edildi

Toplu tekbir sesleri ufuklara yükseldi

Bu yüksek nağmeyi Kelim (*) duysaydı Derdi : Selim kalp sahipleri

Sizin işleriniz işlerin en şereflisi olacak

O da en mukaddes olan Hakk'ın adını yüceltmektir

Ben de (orada) olsam Müslüman olurum Sonsuz verimliliğin yayıcısı olurum"

Allah Allah o gönüllere yerleşen tekbir Musevileri rahatsız etti

Çünkü evvelce iftiracı Yahudiler Çıfıtlığın gereğini ortaya koyarak

Kehanette bulunup dediler

"Bu ümmette nesil kesiktir

Bahtı tersine dönmüş serserilerdir Müslümanların hepsi kısırdır"

Bu söz müslümanları çok üzmüştü

Yardım eden Rabb'in lûtfu imdada gelmişti (*) Kelim : Hz. Musa A.S.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(146)

-5-

Hasetçilerin sözünü iptal edip İman sahiplerinden kederi kaldırdı

Abdullah [*] doğmuş olunca O sevimsiz topluluğun yüzü karardı

Hakkın sözü elbette sabit olur Düşük çocuk susturucu delil olur

Büyük bir hayrın işareti olarak Zübeyr oğlu Hakk ehlini sevindirdi

O olgunluk müjdesi sanki dedi ki:

"Müslümanlar, gelecek sizindir

Ey Hüda ordusunun başlangıcı O yahudilerin ne önemi olabilir

Sizin yolunuza kavimler bile engel olamaz Kimseler sizin yolunuzu kesemez

Geçersiz olanın sönük kalması olağan değil mi

"Hak geldi" nin ortaya çıkma vakti gelmiştir.

[*] Zübeyr'in oğlu. Mekkeden hicret eden müslümanların Medinede doğan ilk çocuğudur.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(147)

- 6 -

"Bâtıl yok oldu" işte ortaya çıktı Musevilerin sözlerinin hükmü kaldı mı

Muhammed-i Medenî'nin Rabbi, hakka Cisimlenmiş bir delil etti beni

Tükenmez bolluğun oğluyum Size ilahi bir müjdeyim

Gözümde dünya sevinçle bayındır Milletim ümit dolu, gönlüm sevinçli

O tek yardımcının lütfuna şükredenler olalım Dünya sevincine yardımcı olalım"

Şanla dolu, insanların ve cinlerin efendisi Ali'nin gözünün nuru İmam Hüseyin

Kerbela toprağında mertçe Azgınlara karşı durarak

Sonunda acımasızca şehit edilince Kainat ağladı Yezit güldü

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(148)

- 7 -

Bu haber Mekkeye ulaşınca Zübeyr oğluna yer mimber oldu

Hüzün dolu bir konuşma yaptı Halkın üzüntüsü daha da arttı

Dedi "Ey Mekke-i Mükerremenin aziz halkı Gerçi şairler pek doğru söylemez

Ama iyi bilirsiniz ki benim sözüm Aslı olmayan şiire benzemez

Sözlerim hakikatin kendisidir Onun içinde dikkate değer

Yezit ehl-i beyte ihanet etti Böyle şiddetli hain görülmedi

Bu şiddetten sakınmanın anlamı yok Şimdi gizlenenleri açığa çıkarma vaktidir

Kara taş mı pahalıdır altın mı Hind'in oğlu Hüseyine benzer mi

Yüce Hüseyin olgun bir mertti Şanı bir kötülüğe asla yakın olmadı

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(149)

- 8 -

Murtazanın oğlu, Mustafa (A.S.) ın torunu Bunu dünyada bilmeyen var mıdır

Hepimizi biliriz : O Haşimî soyundandı Hz. Nebi (A.S.) onu belki, Zehra kadar severdi

O Habibin (A.S.) sevdiğini severiz

Birlik ve beraberliği görürüz, gözümüz görür

Bu sevgi imanın esasıdır Azgınlar bir takım aşağılıklardır

Sevgi olmadan safa mümkün değil İnsanı sevmiyen mü'min olamaz

Görmeyen gözlerde perde var Hakk o nuru herkese vermemiş

O mayası eşkıya hürmet etmedi Mustafa'ya (A.S.), Ali'ye, Zehra'ya

Bu günü ve geleceği ne olabilir ki Sevmedi, sevmemişti, sevmeyecek

Düşünün, nerde o mübarek şehit Nerde ehl-i beyt celladı Yezit

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(150)

- 9 -

Aşk yoluna giden bir Huda arayıcı Nasıl iki zıt yöne eğilim gösterir

Biz yolumuza devam edelim Azgınlara ne diye boyun eğelim

Biz yolumuza devam edelim İntikam arzusu sahipleri olalım

Biz yolumuza devam edelim İki dünyada ismimiz iyi olsun

Eski olayları düşünün Sıffin'deki afeti düşünün

Kerbelâ'nın durumu onları geçti Ne belâ !.. benzeri şöyle dursun

Bu afetin dünyada benzeri varsa Her beladan fecidir bu belâ

Bela meydanları bir araya toplansa O kana bulanmış sahrayı anlatamaz

O hazin renk hangi meydanda vardı Yeryüzü böyle bir renk görmedi

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(151)

- 10 -

Huda o meydanı sanki açmış Bütün mahzunları toplamak için

Âh ! meydan da bir, Hüseyin de bir

Öyle sabırlı bir efendi dünyaya bir defa gelir

Yolu, Huda'yı gösteren -haber veren- Nebi'nin yolu Makamı, Huda'nın yükselttiği yüce makam

Gözü, Allah'ı gören kadim gözün nurundan Temiz gönlü yüce arş gibi sağlam

Arş'ın Rabbinin yakınlığını istedi Göktekiler hiç yeri ister mi

( Cezbe halinde Kerbelâ tarafına yönelerek )

Selam sana ey Resul (A.S.) ailesinin başkanı Selam sana ey Betül'ün ( Hz. Fatıma) can yoldaşı

Selam sana ey apaçık nur'un gizlisi Selam sana Ali'nin kalbinin ziyası

Selam sana ey gam yükünün şehidi Selam sana ey Peygamber (A.S.) torunu

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(152)

- 11 -

Baban ve ceddin gibi sebat ettin Sen de delillerini ortaya koydun

Aşağılıklara baş eğmedin Geçici dünyaya yüz vermedin

Senin ceddin yüksek zatların en yükseğidir Baban şereflerin kapısıdır

Kalıcı yükseklik aşağılarda olur mu

Âli'nin oğlunun da yüce ve yüksek olması çok mu olur

Manevi bir cihan alıcılıktır Bu ne şâhane kahramanlıktır ( Tekrar dinleyicilere yönelerek )

Hak gasbedici biraz utansaydı Kendini insan evladı sansaydı

Yerlere geçmeyi vacip görüp Kendini ortadan kaybederdi

Aniden zulmü tersyüz eder Aziz olan Allah intikam alıcıdır

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(153)

- 12 -

Nice zalimleri ayak altında süründürmüş Süre verse bile önemsemezlik etmez

Gözünü açsın o iki dünyada eliboş Hakk uyumaz, Hüseyinin kanı uyur mu

Biz Hüseyin'i sevenler birleşelim Hüseyin'in ceddinin ruhunu şad edelim

Böyle bir hatırlatma bana aitse

Hangi emre uyacağınızı seçmek de size aittir

$

Topluluktan kimse elini çekmedi Bu açık sözlü hatip'e tabi olmaktan da

Ahalide şevk oluşturup O havalide yönetici oldu

Bu yüzden (hepsi) uzaklaştırıldı

Mekke'den Medine'den Yezit'in adamlarının

Bu durumu işitince Yezit

"Asker göndermek farz oldu" dedi

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(154)

- 13 -

Büyük bir tümen hazırlatıp Müslim'i [*] komutan olarak atadı

Önce sebat etmesini istedi Sonra şöyle bir talimat verdi :

"Doğrudan doğruya Medine'ye git Bana güzellikle tabi olmalarını iste

Halk bana itaat etmek istemezse

Öldürmekten ve yağmalamaktan utanma

Direneni idam et

Acıma, toplu kıyım uygula

Oradan Mekke'ye yönel Saldırmaktan ne sakın ne sıkıl

Zübeyr'in oğlunu zincire vurup Hemen Şam'a sevket

Böyle yap ki yanımda değerli olasın Yüksek ayrıcalıklara kavuşasın [*] : Müslim bin Ukbe-tel Mezanî

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(155)

- 14 -

Müslim dedi ki : Yönetici ne emrederse Onu uygulamakta kusur etmem

Epeydir hastayım ama

Hizmetinin bereketiyle şifa bulurum

Bir kalbi varsa pek karanlıkmış Bu yüzden garip Müslim imiş

$

Bir de Şam valisi ibn-i Ziyad'a Şöyle bir haber göndermişti:

"Müslümanlara sürekli cefa et Sen de git Müslim'e yardım et"

İbn-i Ziyad sanki ürktü Hasta göründü ve dedi:

"Çok feryat ettin, artık yeter Bana "et" deme, ettiklerim yeter

Vicdanım üstlenmem diyor Bir yok-edici için iki zarar

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(156)

-15-

Elbette kalbe iki kat elem verir Hüseyin'in katli artı Harem [*] savaşı

Hainin şivesi denenmiştir Müslümanın şivesinden gariptir

Öyle ziyankar kaybetmekten kaçar mı Aşağılığa bak, vicdandan dem vuruyor

Münafıklar gösteriş yapar O gösterişler hiledendir

O inatçı harici ibn-i Mülcem Murtazayı şehit ettiği zaman

İki kolunu arkasına bağlayıp O uğursuzun el ve ayağın kestiler

Gayret etti bağırmadı

Lakin dilini kesme sırası geldiğinde

Yalvararak feryat etmeye bağladı

"Bu işkenceye lâyık mıyım" dedi

[*] Harem : Mekke-i Mükerreme

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(157)

-16-

Böyle bir dili kesmek uygun mu Ben bu dille Kur'an okuyorum"

Dediler "ey tuhaf sesli karga En fazla bu özürün garip

Senin anlayışın yok mu

Murtazayı inkâr edene Kur'anın yararı olamaz

Yetenekleri aynı, elbette olur

İki benzer İbn-i Mülcem ile İbn-i Ziyad

Müslüm büyük bir gururla bindi (atına) Askeriyle Medineye doğru yürüdü

Medinelilerle kanlı savaşlar yaptı Onlara şehri ve dünyayı dar etti

Öldürmeye ve yağmaya daldı aşağılıklar Öldürülmüş altı bir kişi vardı

Askerini Mekkeye doğru sürdü Yüzünü ölüm rengi kaplamıştı

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(158)

-17-

İki gün sonra hayatı terketti Bedenini yılanlar yuttu

Yerine gelen yetenekliymiş, yürüdü Mekke vadilerini duman bürüdü

Harem halkını çok sıkıştırdı

Aniden Mekke'nin Rabbi kerem etti

Şamdan orduya haber geldi Kötü Yezit can vermişti

Asker hemen baskıyı kaldırdı Şam'a doğru yola çıktı

Harem halkı sevindi Hakka sınırsız şükrettiler

İbn-i Mervan [**] yüksek minberde Bir gün cemaata şöyle dedi:

"Bir er var mı, Mekkeye giderek Zübeyr oğlunu savaşla mahvedecek

[*] : Hasin bin Nemir [**] : Abdulmelik

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(159)

-18-

Beni kederden kurtarsın Kendini ödüllere değer kılsın

Bu hitap iki kere tekrarlandı Henüz kimse cevap vermemişti

Bir kişi yerinden kalkıp

Dedi : "Ey güzel niyetli hükümdar

Beni o hayırlı işle görevlendir Hem beni hem dünyayı sevindir

Benim bir ilgiye ihtiyacım var Adım : Sakaf'lı Yusufun oğlu Haccac

Bana "şimdi git dersen giderim Varıp Zübeyr oğlunu mahvederim

Hizmete hazırım irade senin Halkı huzursuz edenin düşmanıyım"

Hükümdar bu söze ilgi göstermedi Haccac'ı oldukça önemsiz gördü

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(160)

-19-

Haccac bu tutuma üzüldü ve Gayretkeşlikle şöyle dedi:

"Yüce Rab'den ilham geldi Yüksek dünyadan haber var

Dün gece tenha bir yerde Zübeyr oğlunu gördüm rüyada

Elbisesini bir çekişte parçaladım Derisini yüzerek onu mahvettim"

Hükümdar zalimin gördüğü bu rüyayı Kendi niyetine göre tabir etti

Bu sefer ona iltifat edip

"İşte sana üç bin savaşçı

Abdullahlardan çekinme Git de bizi bu kaygıdan kurtar

Askeri en iyi şekilde kondurup Önce bize tabi olmalarını teklif et

Reddederse öldürmeye başla Şamlıların kudretini göster

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(161)

-20-

O zalim çekinmeden gitti Önce Taif'e yerleşti

Zübeyr oğlu işi duyunca hemen Kovmak için bir birlik gönderdi

İki taraf defalarca çarpıştı Haccac tarafında direnç göründü

Galip gelince bir mektup yazdı Şam'a durumu arz etti

Dedi "yenilir miyiz ? ne mümkün Yendik, yengiler hep bizde kaldı

Mekkelilerin durumu perişandır Mekkeyi elde etmek kolaydır

Mekke önlem almaya değer Biraz daha asker gönderilsin

Abdülmelik bu fikri uygun buldu Bir birlik daha gönderdi

Zulümde ısrar etmeyi gerekli görüp Haccac Mekke'ye doğru yürüdü

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(162)

-21-

Şehri hemen baskı altına aldı

"Aman dileyenler gelsin" dedi

O kadarla bırakmadı, gitti Dağa [*] mancınık kurdu

Kutsal eve taş atmaya başladı Dua ediciler taşlar altında kaldı

Haremin her parçası mahvoldu Haccac'dan görünür bir örnek kaldı

Günahsızları telef etti

Beddua taşlarına Haşre kadar hedef oldu

Kuşatma altındakiler bir süre dayandı Ama bir de kıtlık başgösterince

"Şer bir iken iki oldu" dediler Birer ikişer dışarı çıktılar

Kimisi gitti (düşmana) sığındı Kimisi utandı, Medineye gitti [*] : Ebû Kubeys dağı

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Referanslar

Benzer Belgeler

Ka- tolik din adamları her ne kadar bizi bu okulda sıkı disiplin altın- da tutmak istese de çok zenginlerin, Jasper gibi “Sinjoren” * veya benim gibi zengin Marran **

Konya Otobüs teıTrıİnalinin yakınında Nalçacı caddesinin batısındaki yeni ko-::' nut bölgesi içinde İmar Planında öngörü- len yaya ulaşım arteri üzefittde'

Whitman's great subject was America, but he wrote on an expansive variety of smaller subjects to accomplish the task of capturing the essence of this

Sonuçta, yeni bir antidepresif ilaç olan moklobemi- din, kalp yetersizliği olan ve olmayan depresif hasta- larda iyi tolere edildiği, kalbin sistolik ve diyastolik fonksiyonuna,

Yani kendinizi onun yerine koya- caks›n›z, bencilli¤inizden silkinecek- siniz, sizin bir etiniz, kemi¤iniz oldu¤u gibi onun da bir eti, kemi¤i oldu¤unu, onun da

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

dan haber geldi önce iki ile 3 kişilik Rum askeri var dedi harekat durdurmadım ben keşif için öne çıktım sayıları artıyordu bi ü durdurdum acele pusu düzeni aldırdım

Fransız  Yahudilerinin  ya  da  Fransa  bayrağı  taşıyan  gemilerle  ticaret  yapan  Yahudilerin  bu  zaman  diliminde  Levant’ta  ticaret