Zatü’n-Nitakeyn Yahud
İbn-i Zübeyr
Muallim Naci
(Aslı / Okunşu / Günümüz Türkçesi)
Yayına Hazırlayan Günümüz Türkçesi
Hicabi Karaçorlu
Zatü’n-Nitakeyn Yahud
İbn-i Zübeyr
Okunuş
ZATÜ'N-NİTAKAYN
Binti sıddıka tıynet-i sadık Ümmü İbni'Zübeyr sıdk-ı refik Agahi-perver bedia-nüma Hazret-i Mefharü'n-Nisa Esma [*]
Sene-i evvelin-i hicretde Tayyibe [**] de bir şerefli saatte Etti bir tıfl-i hoş-lika tevlid Geldi İslam'a inbisat-ı cedid
[*] Müşarün ileyha Sıddık-i Ekber'in büyük kerimesi ve Hazreti Aişe'nin li-eb hemşiresidir. Leyle-i hicret-i Nebeviyede nitakını yani futasını (peştemal) ikiye bölerek bir parçasını sofra diğer parçasını kırbaya bağ olmak üzere takdim ile Hatemül-Enbiya Efendimizden
"Ya Esma! senin bu nitakana bedel Cenabı Hak cennette sana iki nitak ihsan buyuracaktır" tebşirini aldığı cihetle kendisine (zatü'n- nitakayn) denilmiştir.
[**] Medine-i Münevvere
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-4-
Arz-ı şükran edildi Hallak'a Bang-i tekbir erişdi âfaka
Duysa ol nağme-i bülendi Kelîm Derdi : "sahiban-ı kalb-i selim
İşiniz eşref-il umur olacak O da i'lay-ı nam-ı akdes-i Hakk
Ben de olsam Muhammedî olurum Naşir-i feyz-i sermedî olurum"
Allah Allah o dilnişîn tekbir Eyledi Musevileri dilgîr
Çünkü evvelce ta'nan-ı yehud Edip izhar muktezay-ı cehud
Dediler suret-i kehanette :
"Münkati'dir halef bu ümmette
Baht bergeşte serserilerdir Müslümanlar umumen ebterdir"
Bu söz etmişti mü'minini gamîn Geldi imdada lütf-i Rabb-i muin
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-5-
Kavl-i hassadı eyleyip iptal Ehl-i imandan etti ref-i melâl
Mütevellid olunca Abdullah [*]
O güruhun vücuhu oldu siyah
Hakkın elbette kavli sabit olur Tıfl sakit delil müskit olur
Olarak bir büyük nişane-i hayr Kıldı şâdî ehl-i Hakk'ı ibn-i Zübeyr
Derdi gûya o müjde bahş-ı kemal :
"Müslümanlar, sizindir istikbal
Ey Huda cünd'ünün mukaddimesi Ne demektir yehud şirzimesi
Size akvam sedd-i rah olamaz Kimseler rahzen-i ilah olamaz
Kalsa bâtıl aceb mi bî-revnak Geldi vakt-i zuhur "câ-el Hakk"
[*] İbn-iz Zübeyr. Muhacirîn-i İslâmın ilk Medine-i Münevvere zürriyeti müşâr-ileyhtir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-6-
"Zehek-el bâtıl" oldu işte a'yan Kaldı mı hükm-ü kavl-i museviyan
Hakka Rabbî Muhammed-i Medenî Bir delil-i mücessem etti beni
Zade-i feyz bî-tenahiyim Size bir müjde-i ilahîyim
Nazarımda cihan sürur abad Milletim pür-ümid, gönlüm şad
Şâkir-i lutf-i müstean olalım Nâsır-ı sürur-i cihan olalım
Sebt-i zîşan Seyyid-es-sakaleyn Nur-i ayn-i Ali İmam Hüseyn
Arsa-i Kerbelâda merdane Durarak karşı ehl-i tuğyana
Akıbet gadr ile olunca şehîd Ağladı kâinat, güldü Yezîd
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 7 -
Gitti vaktaki Mekkeye bu haber Oldu ibn-iz Zübeyre ??? (yer minber ?)
Bir hazin hutbe etti irad Oldu halkın teessürü müzdat
Dedi : "Ey sakinan-ı ???
Gerçi pek doğru söylemez şuarâ (ümmü kura: Mekke-i mükerreme)
Lâkin â'lâ bilirsiniz ki benim
Şi'r (?) bi (?) asla benzemez suhanım
Şi'r-i bi-asla: aslı olmayan şiire benzemez sözüm
Sözlerim mazhar-ı hakikattır O cihetle seza-yi dikkattır
Ehl-i beyte ihanet etti Yezid Görmedi böyle muhin-i şedid
Şiddetinden ne ihtiraz edelim Vaktidir şimdi keşf-i raz edelim
Kara taş mı giranbaha, zer mi Hind'in oğlu - Hüseyn'e benzer mi
Merd-i kâmil idi cenab-ı Hüseyn Şanı hiç olmadı mukarin-i şeyn
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 8 -
Murtaza oğlu, Mustafa torunu Bimeyen var mıdır cihanda bunu
Biliriz hep : o Haşimî nesebi Belki Zehra kadar severdi Nebi
O habibin habibini severiz Görürüz ittihadı, dîdeveriz
Bu muhabbet esas-ı imandır Bağiyan bir takım leîmandır
Bî muhabbet safa değil mümkün Olmaz imanı sevmiyen mü'min
Görmiyen didelerde var perde Vermemiş Hakk o nuru her ferde
Etmedi hürmet ol şeka' maye Mustafa'ya, Ali'ye, Zehra'ya
Hal ve mustakbeli ne olsa gerek Sevmedi, sevmemişti, sevmeyecek
Fikr edin : nerde ol şehidi said Nerde cellad-ı ehl-i beyt, Yezîd
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 9 -
Bir hudâ-cû ki rah-ı aşka gider İki zıdda nasıl temail temayül eder
Biz bu meslekte berdevam olalım Ne için ehl-i bağye ram olalım
Biz bu meslekte berdevam olalım Arzumend-i intikam olalım
Biz bu meslekte berdevam olalım İki âlemde niknam olalım
Düşünün vukuat-ı dirini Yad edin faciat-ı Sıffin'i
Onları geçti Kerbelâ hali Ne belâ !.. Şöyle dursun emsali
Bir eşi var ise cihanda salâ Her belâdan fecidir bu belâ
Cem' edilse belâ meyadini Edemez arz o deşt hûnunu
Hangi meydanda var o reng-i hazin Görmedi öyle renk ruy-i zemin
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 10 -
Sanki açmış Huda o meydanı Toplamak üzere cümle ahzanı
Âh ! meydan da bir, Hüseyn de bir Bir gelir öyle seyyid-i sâbir
Rahı, rah-ı Huda-nümay-ı nebi Cahı, cah-ı Huda-efzay-ı vasi
Çeşm, Allah-bin'i nur-i kadim Dil-i pâk metin-i arş-ı azim
Oldu meyyal kurb-i Rabb-il arş Arşiyan hiç oldu mu mâil-i ferş
Cezbe halinde Kerbelâ tarafına tevcih ile
Esselâm ey emir-i âl-i resul Esselam ey enîs-i cân-ı Betül
Esselam ey nühüft-i nûr-i celî Esselam ey füruğ-ı kalb-i Ali
Esselam ey şehid-i gam perver Esselam ey hafid-i peygamber
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 11 -
Eb ü ceddin gibi sebat ettin Sen de izhar-ı beyyinat etdin
Serfüru etmedin edaniye Vermedin yüz cihan-ı faniye
Ceddin a'lâsıdır ealinin Pederin bâbıdır maâlinin
Pest olur mu bülend-i lemyezeli Çok mu âli olursa ibn-i Âli
Manevi bir cihanistanlıktır Bu ne şâhane kahramanlıktır Tekrar müstemiine tevcih ile
Gasıb-ı hak bir az utansa idi Kendini adam oğlu sansa idi
Yerlere geçmeyi görüp vacip Şahsın eylerdi ortadan gaip
Zulmü sernigûn eder nagâh Muktekimdir aziz olan Allah
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 12 -
Nice zalimler eylemiş pâmâl Etmez ihmal ederse de imhal
Gözün açsın o hâsir-i dâreyn
Uyumaz Hakk, uyur mu hun-ı Hüseyn
Biz Hüseynîler ittihâd edelim Ruh-i ceddi Hüseyn'i şâd edelim
Bana râciyse böyle bir tezkir Size aittir intihab-ı emir"
$
Kimse el çekmedi cemaattan Bu hatib-i beliğ'e biattan
Şevk peyda edip ahalide Hükümran oldu ol havalide
Bu cihetle edildi hep teb'id
Mekke'den, Tayyibe'den rical-i Yezid
İşitince Yezid o ahvali Dedi : "Farz oldu leşker irsali"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 13 -
Bir büyük fırka ettirip ihzar Etti Müslim'i [*] sipahsalar
Evvelen eyledi rica-yi sebat Saniyen verdi şöyle talimat :
"Doğrudan doğruya Medine'ye git Bana hüsn-i muvafakat talep et
Halk ederse itaatımdan ibâ Katl ve garetden etme istihyâ
Kim temerrüd ederse idam et Acıma, katliâma ikdâm et
Oradan Mekke'ye tevcih kıl Ne sakın iktihamdan ne sıkıl
Edip ibn-iz Zübeyr'i derzincir Cânib-i Şam'a kıl heman tesyir
Tâ ki nezdimde serfiraz olasın İ'tilâ'yâb-ı imtiyaz olasın.
_________________________________
[*] : Müslim bin Ukbe-tel mezanî (?)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 14 -
Dedi Müslim : "Ne emrederse emîr Onu icrada eylemem taksir
Hayli demdir ki hastayım ama Bulurum yümn-i hizmetinde şifa
Var ise kalbi pekce (?) muzlim imiş Bu yüzden garip müslim imiş
Bir de ibn Ziyad vâli-i Şam Eylemişti şu yolda ba's-i peyam :
Müslimine cefayı mu'tad et Müslim'e sen de git de imdad et
Etti gûya tevehhuş ibn Ziyad Mütemariz olup dedi : "Feryat
Artık eyledin işittiğim yetişir Deme "et" gayri ettiğim yetişir
İrtikâb eylemem diyor vicdan Bir seyh-kar için iki hüsran
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 15 -
Verir elbette kalp safe elem
Cemi' katl-i Hüseyn ve harb-i Harem [*]
Hainin şivesi mücerreptir Müslimin şivesinden agreptir
Öyle hâsir kaçar mı husrandan Bak leim'e, dem vurdu vicdandan
Gösterişler yapar münafıklar Hiledendir o hodnümalıklar
İbn Mülcem, o hariciy-yi anid Etti vaktaki Murtazayı şehîd
Bağlayıp zahrına dü pazusun Kestiler dest ve pâyi menhusun
Eyleyip gayret etmedi efgan Lâkin erdikte ân kat-ı zebân
Başladı raciyane feryad Dedi : "Lâyık mıyım bu bî-dâd'a
______________________
[*] Harem : Mekke-i Mükerreme
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 16 -
Kat' olunmak reva mı böyle lisan Okurum ben bu dil ile Kur'an
Dediler : "ey gurab-ı turfe-i naib En ziyade bu i'tizar garip
Olamaz nef'i yok mu iz'anın Münkir-i Murtaza'ya kur'ânın "
Olur elbette birdir isti'dat İbn-i Mülcem şibh İbni Ziyad
Bindi Müslim gurur-ı evfer ile Tayyibeye azım oldu leşker ile
Medenîlerle kanlı cenk etti Onlara şehr ü dehri teng etti
Katl ü yağmaya daldı mahzulin Altı bin nefse vardı maktulin
Mekkeye doğru sürdü leşkerini Kapladı reng-i merg peykerini
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 17 -
İki gün sonra kıldı terk-i hayat İltikam etti cismini hayyat
Halefi [*] mustaid imiş, yürüdü Mekke vadilerin duman bürüdü
Hayli tazyik eyledi ehl-i harem Nagehan etti Rabb-i Kâ'be kerem
Şam'dan orduya peyam erdi Ki Yezid-i zemîm can verdi
Terk-i tazyik edip hemen leşker Haiben kıldı Şam'a doğru sefer
Sakinan-ı harem oldu mesrur Ettiler Hakk'a şükr-i nâmahsur
İbn-i Mervan [**] firaz minberde Dedi bir gün cemaat serde :
"Var mı bir er ki Mekkeye giderek Harben ibn iz-Zübeyri mahvedecek
[*] : Hasin bin Nemir [**] : Abdulmelik
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 18 -
Beni âzade-i melâl etsin Kendini lâyık-ı nevâl etsin
İki defa tekerrür etti hitap Vermemişti henüz kimse cevap
Ki yerinden kıyam edip bir zât Dedi : "Ey milkdar-ı hoş niyat
Beni ol kâr-ı hayra memur et Hem beni hem cihanı mesrur et
Ben ki bir iltifata muhtacım Sakafi Yusuf oğlu Haccac'ım
Bana "git şimdi" der isen giderim Varır ibn-iz Zübeyri mahvederim
Hazırım hizmete, irade senin Hasmıyım halkı bî huzur edenin
İltifat etmedi bu kavle emir Şahs-ı Haccac'ı gördü hayli hakir
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 19 -
Müteessir olup bu suretten Dedi Haccac fart-ı gayretten :
"Geldi ilham Rabb-i a'lâdan Müjde vardır cihan bâlâdan
Dün gece mekân-ı tenhada Gördüm ibn-iz Zübeyr'i rüyada
Câmesin bir çekişte çâk ettim Yüzerek cildini helâk ettim"
Zalimin gördüğü bu HABI emir Etti neyl-i meram ile tabir
İltifat eyleyip bu kere ona Dedi : "üç bin mücahit işte sana
İhtiraz eyleme abâdile'den Git halas et bizi şu gaileden
Leşkeri kondurup mükemmelce Eyle teklif-i biat evvelce
Reddederse kıtale agaz et Kudret-i Şamiyan'ı ibraz et"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 20 -
O sitemkâr gitti bî perva İptida etti Tâif'i mâvâ
Duyup ibn-iz Zübeyr işi derhal Def' için fırka eyledi irsal
Tarafeyn etti cenk bildefaat Sûy-i Haccac'da göründü sebat
Galip oldukta yazdı bir nâme Arz-ı keyfiyet eyledi ŞAM'a
Dedi : "Mağlup olur muyuz ? Heyhat Galibiz, bizde kaldı hep galebat
Hali Mekkîlerin perişandır Mekkeyi elde etmek âsandır
Mekke teshiri ihtiyata değer GÖNDERİLSİN daha biraz leşker
Gördü Abdulmelik bu re'yi müsib Etti bir fırka-i diğer tesrib
Eyleyip iltizam zulm ü leccâc Yürüdü suy-i Mekkeye Haccac
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 21 -
Taht-ı tazyike aldı şehri heman Dedi : "Gelsin edenler istiman"
O kadarla bırakmadı, gitti Cibale [*] nasb-ı mancınık etti
Oldu beyt-i şerife seng endaz Taşlar altında kaldı ehl-i niyaz
Oldu her pâre-i Harem payma Kalıp Haccac'dan numune-i nüma
Bir takım bî-günahı etti telef Haşredek oldu seng-i ta'na hedef
Bir zaman gayret etti mahsurin Hasra ama olunca kaht-ı karin
Dediler : "Oldu bir iken iki şer Çıktılar harice birer ilişer
Kimisi gitti iltica etti Kimi ar etti, Tayyibe'ye gitti
___________________________
[*] : Cebel-i Ebû Kubeys
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 22 -
Hasılı : tuttu her biri bir rah Pek az adamla kaldı Abdullah
Hep savuştu görenler ol hali Kaçtı hatta yanından encali
Kaldı nezdinde sade oğlu Zübeyr Dedi : "Yoktur peder bırakmakta hayr"
Dedi ibn-iz Zübeyr : "Ey ferzend Git biradelerinle, görme gezend
Deme : "Şayet ki sağ kalır pederim Ben kariben şehid olur giderim
Seni Haccac eder o anda esir İltica et, esaret emr-i asîr
Oldu giryan Zübeyr pür himmet Dedi : "Bir oğlun eylesin hizmet
Salik-i meslek-i peder olayım Ben yolunda senin heder olayım
Heder olmaz senin yolunda olan Çünkü serdar-ı ehl-i haksın sen
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 23 -
Şimdi meydan-ı gayrete gireyim Pîş-i çeşm-i pederde can vereyim
Tâ ki olsun sadakatim müsbit Böyle isbatı Hakk sever elbet"
Etti pedrud, girdi meydana Okudu bir recez dilîr-âne
Dedi : "Ey leşker-i sakim es-seyr Benim ibn-iz Zübeyr'in oğlu Zübeyr
Köpeğe iltica eder mi peleng Ederim âlemi köpeklere teng
Çiğnese cismimi hezar kümeyt Size insan demem bi-rabbil-beyt
Bende birdir cevap o da "lâ" dır Bence merdane olmak âlâdır
Çekmem ölsem de iz'af-ı millet İki günlük hayat için zillet
Ten şehiden düşünce ğubraya Azm eder ruh arş-ı âlâya
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 24 -
Gözetir ol hayatı can her ân Şüheda zindedir diyor Kur'an
Sizden etmiş Huda o devleti selb Bir mi na'ş-ı şehid ve lâş-i kelb Nefsine hitap ile
Ey Zübeyr, ey peleng ahen çenk Kıl tenezzül de et kilap ile cenk Kılıcını sıyırır
Ey benim seyf-i serefrazım gel Edelim sernigûn beş on engel
Sana lâyık değildir katl-ı kilap Çare ne ? öyle eyliyor icap
Kılıcını havaya kaldırarak oynadır
Haramiyyuna lem'a-i şan ol Yıldırımlar gibi drahşan ol
Gözü Şâmîlerin zıya görsün Başı bağilerin belâ görsün
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 25 -
Muhalifine Hitap İle
Kiminiz var bana adil olacak Darb-ı tığım ile katl olacak
$
Geldi pür ızdırap o esnada Kurb-ı ibn-iz Zübeyre (Vellade) [*]
Kan içinde dü çeşm efsunger Başta bir mi'cer, elde bir hançer
Dilde "eyn-iz Zübeyr ?" velvelesi Dilde "fât-el meram!" zelzelesi
Sîne pür-dûd, rahlar ateşbar Meğer ahvali etmiş istihbar
Arkasından yetişti bir dâye Dedi : "lutf eyle ey kerem mâye
Çıktığın varmıdır bu mi'cer ile Gezilir mi haremde hançer ile [*] Zübeyr'in maşukası (!?)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 26 -
Bize bakmakta bak halife ne der Kıl inayet, şu hançeri bana ver
Bizi me'mur-ı istitar etmiş Harp için hak ricali var imiş
Dönelim haydi suy-i me'vaya Edelim rapt-ı kalp mevlaya
Nasıl isterse ol hakim-i habir Öyle olsun bu iş netice-pezîr
Dedi Vellade : "Pek daraldı zaman"
Diyerek "Yâ Zübeyr !" koştu hemen
Etti tekrar ol lafz-ı mümtazı Erdi sem-i Zübeyre avazı
Yetişip daye tuttu damanın Dedi : "Fevt etme dönmek imkânın
Karşıdan şimdi seng ve tir atılır Burada belki yaradan yatılır
Bizi görsün mü öyle bigâne Böyle halet seza mı nisvana
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 27 -
Runumun olmadan bir yed-i ecel Gidelim hemen nuri aynim gel
Oldu lerzan Zübeyr avare Ah edip döndü canibi yare
Kalmadı gayri yer mefahireye İptidar ettiler müşavereye Vellade
Geldim yolunda ölmeğe ey şanlı safderim Davama şahid ister isen işte hançerim
Sevdayi saf ile bulunur pür safa serim Gül yağrağı kesilse de kanımla micerim
Zübeyr
Sen gelme ey yegane vefadar dilber (im) Lazım gelirse ölmeğe ben gitmek isterim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 28 -
İmdada ihtiyaç görülmez, muzafferim Aşkınla zindedir dil ümit perverim
Bir nida geldi şöyle a'dadan :
"Bakınız yüz çevirdi heycadan
Kim imiş seyr eden sakim es-seyr İşte havf etti kaçtı gitti Zübeyr
Geldi bundan Zübeyre heyecan Suyi a'daya döndü nara zenan
Yürüdü kalp ehl udvana Hamleler etti safşikafane
Eyledi ol dilaveri bipak Nice bedhahı ferşi hak helak
Bir zaman sonra oldu pek mecruh Cismi terk etti gitti rabbine ruh
Anlayınca bu hali Vellade Hançerin eylemişti amade
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 29 -
Elini kaldırınca hiddetle Kalbine vurmak üzere şiddetle
Sâidin tuttu daye kuvvetle Hançeri aldı bir fütüvvetle
Dedi : "Bundan büyük hasar olmaz Müslümanlıkta intihar olmaz
Hakkın ihsanı hasıdır bu hayat Onu hıfz eylemekte eyle sebat
Onu tahkir töhmet olmazmı Aynı küfranı nimet olmazmı
Şer'a uymaz fa'al olurmu sevap Veremezsin huzuru hakta cevap
İktiza eyleyince hal ama Etmeli adam ol hayatı feda
Ger kaldıkta tığ birane Gitmeli ölmeğe Zübeyrane
Münselik olmayıp bu minhaca İltihak eyleseydi Haccaca
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 30 -
Yükselir miydi, alçalır mıydı Sence bir kıymeti kalırmıydı
İşte o vakit olurdun me'yus Der idin : "er değilmiş, efsus !"
Ölmesin de ne yapsın öyle yiğit Kendi vicdanına müracaat et"
Daye hem arz etti bu nükteleri Hem de Velladeyi alırdı geri
Daha bir hayli tesliyet vererek Refte refte götürdü haneye dek
Vardı kızda yolda bir hayret Eve geldikte geldi bir sevret
Nevha eyler görünce maderini Eşk-i hasret pür etti gözlerini
Bir zaman etti girye, ah, figan Ba'de oldu şöyle mersiyehan :
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 31 -
Kim kıydı Zübeyr-i bi misale İnsan kıyamaz o nevnihale
Geldikçe şemaili hayale Göz gark olur sirişk-i al'e
İnsaf ! kim ağlamaz bu hale Sad hayf o cemale, ol kemale
Talipti bu yolda intikale Müştaktı kurb-i Zülcelale
Azm eyledi alem-i cemale Enfasmı etti ah ve nale Yarın bırakıp giden Zübeyrim
Tutmuştu Hicazı iştiharı Erlik, iyilik idi şiârı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 32 -
Âli idi tab'-ı zi vakarı Pür sûz idi şi'r-i abdarı
Olmuştu ulvi iktidarı Fahr-ı Arabın büyük medarı
Eyvah ki ömrünün baharı Gösterdi bu renk inkisarı
Üzmezmi beni hayat bari Kalp eyledi ye'se kalp zari Ümidimi var eden Zübeyrim
Tehdit ve hücum-ı Şamiyandan Havf etmedi bir zaman Zübeyrim
Göğsünde gülüm hunfeşandan Arz eyledi sad nişan Zübeyrim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 33 -
Hür gitti bu dar-ı imtihandan Şan-âver handan Zübeyrim
Hicrin ile geçti în ü ândan Velladei natüvan Zübeyrim
Al sevdiğini götür cihandan Bir lahza için uyan Zübeyrim Gönlümde uyandı nar-ı hicran
Bin tığ-ı ecel-nümun içinde Cenk eyledi kahraman Zübeyrim
Kalsam yeridir cünun içinde Düşmüş yere yar-ı can Zübeyrim
Pirahen lâlegûn içinde Yatmış uyuyor civan Zübeyrim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 34 -
Sen yatmada sinn-i sükûn içinde Ben etmedeyim figan Zübeyrim
Gördüm seni hak ve hun içinde Lâzım mı bana cihan Zübeyrim Lazım mı bana cihan bî can
Gördü Haccac onu ziyade zayıf Etti ibn-iz Zübeyre bir teklif
Dedi : "bizden hemen eman-hah ol Kalmamıştır hulasa diğer yol
Varsa aklın edersin istiman Yoksa halin olur şu anda yaman
Bu hatarlı tarike gel gitme Kendini göz göre helak etme"
Dedi ibn Zübeyr: "Kimsin sen Arz-ı hacet edermiyim sana ben
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 35 -
Ben Zübeyr oğluyum, aman dilemem Öyle alçakça şeyleri bilemem
Ölürüm şan ile zamanında Yaşamam alçağın amanında
$
Nezd-i Esmaya gitti ol server Dedi : "Ey mader-i deha perver
Tebaam yüz çevirdiler benden Şimdi hem halet-i Hüseynim ben
Şu kadar var ki akraba-i Hüseyn Ederek canların feda-yı Hüseyn
Bir büyük erlik ettiler izhar Oldu zahir bizimkilerde firar
Bak Zübeyrimden eylemem şekva Çıkmadı kazip ettiği dava
Etti Hakka ki iltizam-ı sebat Kıldı ahır yolumda terki hayat
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 36 -
Barekallah kahraman oğlum Sen imişsin benim heman oğlum
Şimdi Haccacdan haber geldi Demiş : "Eyyam-ı terk-i ser geldi
Durmasın gelsin iltica etsin Kendisi bitmeden bu iş bitsin"
Edecekmiş edersem isti'tâf Cümle mes'ûlemi heman isaf
Valdem, işte halimiz böyle Şimdi reyin nedir senin söyle"
Zatün-nitakeyn
İltizam-ı kemal-i hazm ile Rah-ı ihlasa öyle azm eyle
İhtimam eyle pek mühimdir hal Bozmasın hüsn-i reyi sui hayal
Cem-i fikir ile imtihan demidir Demlerin her cihetten akdemidir
Bir fazilet yar etmemiş mevla Hüsn-ü hatem hayattan evla
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 37 -
Belki binlerce vardır emsali Mahveder yek dakika sad salı
Bir hususun bakan bidayetine Bakmalı derakap nihayetine
En ziyade netice olmalı hup Hasılı : hasen akıbet matlup
Muttakiler safa bulur ondan Oku "lilmuttakin" i Kur'andan [*]
Oğlum, ey mayedar hass-ı hasen Seni benden güzel bilirsin sen
Sözünü dinle ol sühendanın
"Haklı sensin" diyor mu vicdanın
Sanırım öyle hükmeder ama Yine dikkatle eyle sen isğa
Bence hakdır yolun, devam eyle Daima hakkı iltizam eyle [*] vel akıbetü lil muttekin
ُ ةَبِقاَعْلا َو
َُني ٖقَّت مْلِل Kasas, 83
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 38 - İbn-iz Zübeyr
Bileli kendimi huda-cûyum Hakbilir hakperest ve hak-gûyum
Yoktur icrayı hakta bir halelim Hakkı i'lâdır en bülent emelim
Bilerek bir dem olmam zalim Her zaman uydu halime kalim
Adl idi daim olduğum mail Bir zaman zulme olmam kail Cenab-ı Hakka hitap ile
İlahi, değildir sözüm iftihar Teselliye mader için bir medar
Bu üslup ile maksadım taziyet O mahzunenin kalbini takviyet
Bize kuvvet ihsan buyur ey Kaviyy Bizi yıkmasın hahiş-i dünyevi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 39 -
Dü alemde muhtacı ihsanınız Hulus üzere münkadı fermanınız Tekrar validesine hitap ile
Kalbe kuvvet verir makal sarih Eyle rey-i sedidini tavzih
Zat-ül Nukateyn
İtimat etme va'd-i Haccaca Ver musırran cevap o leccace
De ki : "ibn-iz Zübeyre ey epter Çık da meydana kerrüfer göster
Beni haddin midir senin tehdit Edelim gel de bir hitam-ı şedit
Tilki şir-i nerr'e şikâr olsun Kim imiş galib aşikâr olsun
Ey deni, ey muharrib-el Kabe Ne zaman vasıl oldun ol kâ'b'a
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 40 -
Kâ'be yıkmakla alçalan hazele Sanma çıkmakla yükselir cebele
Maddi manevi karabet yok Beyninizde onunla nisbet yok
Küleği etmem ol zelile kıyas Mütesavi olurmu taç ve midas
İki zıt eylemiş sizi gerdun Sen süreyyasın, ol seradan dun
Geçen evkatını teemmül kıl Şeref-i zatını teemmül kıl
Tayyibe'de geldiğin zaman dehre Seni gördükte öyle hoş çehre
Hazreti Hakka şükr edib pederin Dedi : "ey rabbi seyid-el beşerin
En büyük atifetlerin bizdedir Bu da bir zi-hayat mucizedir
Aldı peygambere götürdü seni Olarak mübtesim nebiyy seni
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 41 -
Okşayıp dest-i latifleriyle Ağzını açmış ağazi yar ile
Eser etti ol iltifat refi' Eyledi Hakk seni beliğ ve seci'
Buldu gittikçe itila şanın Şanına gıpta etti akranın
Şan-ı heftad sale var sinde Nur-ı Ahmet yüzünde tabında
Böyle bir mert Haşimi unvan Hiç o namerdden diler mi eman
Göremem bunda ben mela-i hüsn Göz önünde değil mi hal-i hüsn
Yaşamaktan cihanda zillet ile Ölmek evla değil mi izzet ile
Kan içinde yuvarla da tenini Dest-i Haccac'a verme gerdanını
Matlubun bir saadet olmalıdır Ya zafer ya şehadet olmalıdır
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 42 -
Olsa bir mader hirasan-ı dil Bilerek ıstıbarı ne kabil
Derki matem gibi görüp düğünü
"Bari ölsem de görmesem bu günü"
Neki sabbareyim demem öyle Deseler "söyle" söylerim şöyle :
"Göreyim de nedir neticei hal Edeyim sonra azm dar-ı cemal
Ya görüp olduğun bu gün mansur Edeyim nasrı Hakkla kesbi sürur
Ya görüp olduğun yolunda şehit Olayım fazlı halkla pür-ümit
İtimat etme zalimin sözüne Uymaz ol nakesin sözü özüne
Yürü meydana gir Hüseyn gibi Göz kamaştır o nuru ayn gibi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 43 -
Sen de ibn-i Ebu Turap gibi Kendini göster afitap gibi
Bir değil mi Hüseyn ile rahın İki mi bir mi rahı Allahın
Ol kabapuş hun-ı pür ateş Paralamazmı şafak içinde güneş
"Yere düştü" diyorsa zahir bin
"Göğe çıktı" diyor imamı mübin
Ey safabahş-ı ruh, candır can Ten değildir hakikat-i insan
İbn-i Zübeyr
Ayn-i re'y-i rezinin ey mader Dilde etmişti bundan evvel yer
Dedim: "elbet budur tariki sevap Ben de Haccaca verdim öyle cevap"
Ben senin oğlunum, senin gibiyim Şeref-i bizeval talibiyim
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-44-
İki mirat-ı safdır iki dil Bir görünse suver garip değil
Pek mühim istifade ettim evet Sözlerin verdi kalbime kuvvet
Takviyette bırakmadın noksan Hakk mükafatın eylesin ahsen
Oğlunu rahı şana sevk ettin Kalbini neşveyab-ı şevk ettin
Kimde var böyle nüktedan mader Yok nazirin senin, değil ender
Oğlun olmakla iftihar ederim Ölemezsem bu yolda ar ederim
Gelişimden vedadır maksut Kalacak ruhsuz bu gün bu vücut
Muhbirim hatır-ı eminimdir Bu benim ruz-ı vapesinimdir
Yetmiş üç yıl hayattar oldum Mesleğimde sebatkar oldum
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-45-
Son demimde yine sebat ederim Geldiğim yolda Rabbe giderim
Gideyim valdem, dua eyle Sabır ve teslime itina eyle Zat-ün Nakateyn
Bu imameyne iktida yoludur Allah de git Huda yoludur Cenabı Hakka hitap ile
İlahi, Zübeyr oğlunu kıl metin Gelip aldı etrafını zalimîn
Zübeyr, beni, halkı incitmedi Hilaf-ı şeriat yola gitmedi
Teabbüd edip zatına ruz ve şeb Rızay-ı ilahini kıldı talep
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-46-
Ne yazdıysa hakkında kilk-i kaza Ona hüsn-i suretle verdim rıza
Olur lütfuna mustehak sabirin Beni onlara mülhak et ya muin
İki mahzun sarıldı birbirine
Dedi SABBEREHU NECCEL SABİRİNE
"Sen zırhpuş etmişsin ey gazi Bu değil layık-ı ser-endazi"
Çıkarıp dir'ini o merd-i ferit Dedi : "Muhtaç olurmu dir'a şehit
Zırhın nerde kaldı ? derse dedim Hoş ki gitmek üzere giymiş idim
Çıktı meydana, aldı tekbirin Durdu merdane, çekti şimşirin
Tab'ına etti feyz-i hak imdad Şu mezamini eyledi irad :
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-47-
Muhalifine hitap ile
Sizler gibi kem-reh değilim, rehrev-i dinim Bilmezmisiniz ey zaleme ibn-i Zübeyrim
Terk eylemedim mesleğimi, merd-i metinim Yok nispetim ibn-i Hakeme ibn-i Zübeyrim [*]
Zat-ün Nakateyn Oğluna hitap ile
Serdeylediğim sözleri üssü-l-harekât et Oğlum, bulun âgâh
Zinhar udul eyleme sabreyle sebat et Ecrin verir Allah
İbn-iz Zübeyr Muhalifine hitap ile
Her suret ile nam-ı bülent eyledin ihraz Her münkire samsam-ı bülent eyledin ibraz
[*] İbn-i Hakem Mervanın babasıdır
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-48-
Şayesteyiz olsak iki alemde serefraz Kılmış bizi Hak kurb-ı nübüvvet ile mümtaz ( İlerler )
Zatün Nakateyn Oğluna hitap ile
Şahane yürürsün yürü ey mefhar-ı merdan Mert istedi meydan
Bir şan da bu suratle kazan var iken imkân Aşık sana bin şan
İbn-iz Zübeyr
Kendi kendine
Bir büyük kalbe malik etmiş Hak En büyük lutfudur denilse ehak
Meyl-i ciddisi hep maaliye Aşıkım ben bu hass-ı âliye
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-49-
Çünkü Allahımın vediasıdır Pertevi kudret bediasıdır
Ben o pertevle rah-bin oldum Vasılı menzil-i yakin oldum
Biniş ashabına odur hadi Nur bir, gerçi bir değil vadi Heyecan ile
Böyle bir kalb-i ruşen-i maye Meyl eder mi kulub-ı muzlimeye
Uyamam hükmü geçse dünyaya Mustafa var iken Müseylime'ye Muhalifine Hitap suretiyle
Bari er olsa gördüğüm ecsam Şahsı insan eder mi bir kuru nam
Sade bir cism sert var, can yok Koca bir orduda bir insan yok
Ben ki insanım eylesem de ziyan Bu edaniden etmem istiman
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-50-
Şir-i ner bimecal kalsa yine Giremez rubhun himayesine
Ederim kavli evveli tekrar Kavli evvelde eylerim ısrar :
"Ben Zübeyr oğluyum, aman dilemem Öyle alçakça şeyler bilemem
Ölürüm şan ile zamanında Yaşamam alçağın amanında ( Kahramanane gezinir )
Bir sada çıktı kalb-i düşmandan Dedi : "Ey Şamiyan-ı şir-efgen
Size Haccac der mi : "vurmayınız"
Vurunuz eblehane durmayınız
Dinledik bi-meal sözlerini Şunu söyletmeyin, kesin serini
Güler adam bu tavrı bi-sebebe Sanki dünyaya eylemiş galebe
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-51-
Sanki mülkü zemin bunun olmuş Sıyt-ı fethiyle asuman dolmuş
Askerinden geçilmiyor yerde Gökte nam-ı bülendi ezberde
Bu kim ? ibn-iz Zübeyr tenharev Aferin ey sipahsız husrev
Bulunaydı yanında neferi Derdik "İşte alamet-i zaferi"
O da yok, bir tuhaf meliktir bu Allah Allah ne sadeliktir bu"
$
Ederek ref'i savt Abdullah Dedi : "Ey Şamiyan-ı ruy-i siyah
Beni rabb-i muhitimin avni Eyledi razdan "vahşevni" [*]
Haşyetim vardır ancak ol şahtan Havfım olmaz sipah-ı gümrahtan
[*] Ve la tahşevhüm (en-nase) vahşevni ("onlardan (insanlardan) korkmayın benden korkun") ayet meali)
Maide - 3
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-52-
Kaldı zahirde bi-muin ama Kalbin ikdâr edince avn-ı Huda
Oldu bir muktedir Zübeyr oğlu İşte bir ordu, bir Zübeyr oğlu
Vakt olur bir dile hezar ordu Veremez bin çalışsa bir korku
Böyle bir hısn-ı manevidir dil Arşı Rahman kadar kavidir dil
Derseniz : "Biz seni eder de esir O kavi kalbi eyleriz tahkir
Onu bin parça eylemek de kolay Bir kılıç pare pare eyledi say" (?)
Derim: "Efkarımız mubayindir Ruhu tahkir gayri mümkündür
Pertev-i mihr-i lemyezeldir ruh Pertev olsun mu tığ ile mecruh
Kalp ile ruhu bir bilir örfa Bunu siz bilmiyorsanız hayfa
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-53-
Sanmayın ruhlar müsavidir Dediğim ruh ruh-ı ulvidir
Ruh-ı ulvi ki nur-ı hazrettir İbda-ı mücizat-ı kudrettir
Kahr-ı kahhardan bulurmu reha Ruhi ulviye hasm olan süfeha
Biz şerefmend-i ruh-i ulviyiz Bize düşmansınız onunçin siz
Sevmez ehli ulviyi alçaklar Duydunuz mu salâyı alçaklar
Ehli gıl işte öyle bifer olur Ehli dil işte böyle berter olur
$
Çıkıyorken bu söz dehanından Bir iki tir geçti yanından
Yürüdü suyi hasmı namerde Kılıç vurdu yetiştiği ferde
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-54-
Söz dilirane, öz emirane Çehre pirane, zehre şirane
Bi müdârâ mukavim-i bi pak Bi muhâbâ muhacim-i çalak
Can değil tende, nur-i mühr-i celal Kan değil yürekte, ateş-i seyyal
Harik adet bu erde barizdir Harikulade bir mübarizdir
Önüne bir sürü aduv kattı Pişi tığında bir çoğu yattı
Harem'e [*] girdi bir güruh-ı diğer Etti ibn-iz Zübeyr o semte güzer
Gayret etmişti savletin teşdit Kahrile kıldı cümlesin teb'it
O besalet, o şiddeti gayret Verdi ibtal-i düşmana hayret
_______________________________
[*] Harem Kâ'bei Muazzama
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-55-
Dedi: "Ey Rabbi Kâ'be-i ulya Ne güzel çıktı gördüğüm rü'ya
Havl bittikte eylemişti zuhur Bir sürü kanlı yüzlü kelbi akur
Onları def'e gayret etmiş idim Sonra Babı Safaya gitmiş idim
Beni indinde muhterem kıldın Hadım-ı mahlas-ı Harem kıldın
Bunca nimetler eyledin ihsan Sana ey lutufkar bin şükran
Bize Kur'an "Ölün yolunda" dedi Asıl maksat yolunda ölmek idi
Onu da eyle Halikım ruzi O değilmi esas firuzi (?)
$
Ederek safvet üzere Beyte nigah Gitti Bab-ı Safa'ya Abdullah
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-56-
Hatiften bir nida
Ey Zübeyr oğlu - Huda şahit - dilin agâhdır Bigüman "La tahsebenn-Allah" dır [*]
Tuhfei ulviye-i haktır bu agahi sana Alem-i balada derler merd-allahi sana
Eylemiş ali nazar feyz-i ulvi din seni Fahr eyle seyr eyliyor alâ-yi illiyyin seni
Muntazırdır ruh-i azim [*] iltihak ruhuna Ruhi azamdan mededhah ol, sığın sebuhuna
İbn-iz Zübeyr - cezbedar
Bir cezbede kevninden ettim güzer Allah Etmekteyim ancak sana doğru sefer Allah !
___________________
[*] La tahsebenn-Allah ...
Ve lâ tahsebennallâhe ğâfilen ammâ ya'meluz zâlimûn
Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma [**] Ruh-i Muhammedi Sallallahu aleyhi ve sellem
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-57-
Aşkın ile bir şey mi imiş terk-i ser Allah Senden gelir ah ne ulvi haber Allah
$
Rabt-ı kalp etti rabb-i erbaba Çıktı süratle haric-i bab'a
Etti zaten şehadeti istikbal Giydi şahane bir seraseri al
Olarak haiz hubur-ı vefir Şamiyan birden aldılar tekbir
Bang-ı tekbiri duydu ibn-i Ömer [*]
Dedi : "Elhak garib hükm-i kader
Dehre geldikte meymenetle bu zat Olarak pür meserret ehl-i sebat
Alıp ihlası tam ile tekbir Eylemişlerdi Hakka şükrü kesir ______________________________
[*] Abdullah ibn-i Ömer hazretleri vukuatın esnai cereyanında Mekkede bulundular. Bitaraf idiler.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-58-
Güldü onlar bunun hayatıyla Güldü bunlar onun mematıyla
Şu garabet gelir mi tabire Bak o tekbire, bak bu tekbire"
$
Muhterem başını kesip derhal Nezd-i Haccaca ettiler isal
Secde etti makamı şükranda Ne gezer halisane şükr onda
Sanki hami-i hak imiş kendi Doğrusu : ehl-i hakla eğlendi
Böyle etvara ehl-i istintac Dese şayeste "secdetel Haccac"
Ser-i maktuu Şam'a gönderdi Arz-ı hizmet değil mi ya derdi
Cesedi astı damen-i kûha [*]
Bunu zeyl etti harb-i mekruha
______________________________________
[*] Cebeli Haccun
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-59-
Hükmü gayretle hazreti Esma Onu defnetmek istedi ama
Vermedi zalim-i mühin ruhsat Dedi : "Artık elimdedir fırsat
Geliverse bakınca rikkat ona Gönderir bir niyazname bana
O zaman belki izin alır benden İlticasız o izni vermem ben
Dedi Esma : "Nedir bu kavli sahif Kibri bir paça eylesin tahfif
Eylemezse küçüklük etmiş olur Gerçi bin doğru söz işitmiş olur
Ben ki ibn-iz Zübeyri bi perva Eylemiştim şehadete iğra
Kaçmak ister miyim o devletten Yoksa korkar mıyım bu savletten
Var mı umrumda bir ehemmiyet Ki tekapuya edeyim niyet
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-60-
Bir sadakat-güzin-i sadsale Minnet eyler mi öyle muhtale
Sanmasın ilticaya meyl ederim Oğlumun gittiği yola giderim
Böyle söz söylenir mi bir kadına Ne denir öyle erkeklik adına
O kadar da neden uzanmalıdır Şimdi bari biraz utanmalıdır
Bir şehidin vücudu meydanda Defn edilmek değilmiş imkânda
Bu nasıl zulüm hayret efzadır O nasıl zalim sitemzâdır
Dedi Haccac olunca vakıf hale
"Bize Esma'nın ilticası muhal
Böyle bir haleti mükedderede Ne metanet bu bir muhadderede
Sebebi hilkat-ı selimesidir Yar-i garin büyük kerimesidir
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-61-
Leylei pür ziyayı Hicrette Hizmet etmişti nezdi hazrette
Futasın eliyle eyleyip dü nim Eylemişti huzuruna takdim
Eyleyip lutf ile karin-i kabul Olarak münbasit demişti Resul :
"Sana Cennet sarayı içre Huda Edecektir iki nitak ihda"
$
Ne kadar etse zalimane sebat Gelir insana böyle kalbiyat
Doğruyu gösterir durur bu delil Yine eyler o fi'line te'vil
"Etme böyle" nida-yı kalbisi Ne olur bozsa hükm-ü telbisi
Ne de dehşetlidir aman onda Oldu Haccac ona sonunda feda
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-62-
Etti en sonra bir saidi şehit [*]
Oldu beyninde ihtilal-i bedit
Gece rü'yasına girip der idi :
"Sana kim böyle fiili işle dedi
Sen beni öyle bi-sual ve günah Niçin öldürdün ey adüvv-Allah"
Uyanırdı hiras ve lerziş ile Yaşadı altı ay bu verziş ile
Hali sıdk ehline muhalif olur Hain elbet böyle haif olur
Kimseyi katle bulmadan meydan Cani dar-ı cezaya oldu revan
$
İki gün sonra azm edip mader
Oğlunun maslubundan (masleb) etti güzar
Mevkiinde görünce maslubu Dedi : "Hasmın bu muydu matlubu
[*] Said bin Cubeyr
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-63-
Buna zulmü sarih denilmez mi Merkebinden bu rakip inmez mi"
İşitince bu fıkrayı zalim
Dedi : "Esma da oldu pamalim"
İltica eylemek demek bu reca İftihar eylesem bununla beca"
Hiddetin setr edip göründü halim Na'şı Esmaya eyledi teslim
$
Yine Haccaca geldi bir nahvet Etti Esmayı nezdine davet
Lakin Esma icabet eylemedi Kesri izze necabet eylemedi
Bu iba etti zalimi muğber
Gönderip bir müheddidane haber
Yine izharı i'tila etti Lakin Esma yine iba etti
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-64-
Baktı yaklaşmıyor müdaraya Gitti bizzat nezdi Esmaya Haccac
Çok yoruldum Tihameye geleli Gelişim oldu hayli velveleli
Mekkeyi elde etmekti meram Hüsnü suretle halkı olmadı ram
Çaresiz şehri eyledim tazyik İltica ettiler ferik ferik
Lakin oğlun inat edip durdu Kendi tığıyla kendini vurdu
Ne gam olduysa haiben maktul O mudur yoksa ben miyim mes'ul
Zat-ün nitakeyn
İptida hak tebeyyün etmeliydi Haklı haksız teayyün etmeliydi
Kendini haklı zanneder herkes Bari sen etmesen o zanna heves
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-65-
Bize etme inadını isnat Olamaz haklının sebatı inat
O sıfat bir büyük meziyettir Çünkü manada galibiyettir
Ademiyetle eyleyen galebe Düşse de mesleğinde bin tab'e
Olsa da sahvı mahvının sebebi Yine galip odur bi-hakkı nebi
Mezhebimce Hüseyn galiptir Her ne olsa Yezit haiptir
Galibiyet midir o nadanlık Dikkat et kimde kaldı insanlık
Ne yezit ortada bugün ne Hüseyin Şan Hüseynin, fakat Yezitte şin
Bir Hüseyin eyledikte celbi kulup Sadhezaran Yezit olur mağlup
Oğluma etme nispeti haybet Sana aittit ol sıfat elbet
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-66- Heyecan ile
Bakın ey salikan mescit ve deyr İşte Haccac, işte ibn-iz Zübeyr
Hangisinde göründü adamlık Kime şayestedir mukaddemlik Haccac
Söyledin kendi halini, sözü kes
"Kendini haklı zanneder herkes"
Oğluna biat eyledim teklif Ne idi ondaki o reddi anif
Sonrada rahm edip dedim : "söz ver Müsterih ol, amanım altına gir"
Yüz çevirdi rah-ı selametten Ben serazadeyim melametten
Hasılı : ben bu işte mazurum Çünkü icrayı emre mecburum
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-67-
Zat-ün Nitakeyn
Sözü kesmek senin vazifen iken İnhiraf eyledin vazifenden
Amir olmaz ise vazife güzin Düşünülsün ! olur mu memurin
Ona düşmezdi biat, istiman Serfüru etmemek düşerdi heman
İşte - gördüğüm - bir vazifeşinas Nefsine etme azm-i kıyas
Ona rahm etme, kendine rahm et Bir haber var işitmedinse işit:
Bize bir gün peygamber agah Dedi : "Ettim Benî Sakıf'e nigah
Onda var bir yalancı, bir mühlik Rahı idbara oldular salik" [*]
[*] "Resulü Ekrem hazretleri "An fi sekıf kezzab ve mübira"diye bize benî Sakıf'de bir kezzap ile bir mühlik zuhur edeceğini haber vermiş
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-68-
Gördük evvelce şahs-ı kazibi Bilir ol bi-vefayı erbabı
Şahsı mühlik de sensin ey seffak Bunu ben şimdi etmedim idrak
Gelmeden sen teferrüs etmiş idim Sakafi olduğun işitmiş idim
Ey neguhide zalim sakafi Geçti zulmün mezalim-i selefi
Zulmü mahveder celalet-i Hakk Hakkı meydana kor adalet-i Hakk
Kemali heyecan haletinde Cenabı Hakka hitap ile
Dilersin, görürsün, bilirsin İlahi Zaifin (?) henüz etmiyor ??? dad-hahı
___________________________________
idi. Kezzabı gördük. ( Bununla Muhtar es-sakafi'yi murat etmişlerdir ki mumaileyh ibn-iz Zübeyr ammalinden olduğu halde müşarileyh mekr ve isyan eylemiştir). "Mühlik dahi sensin" cevabını verdi. Bu hadisi şerif sahihtir. İmam Müslim onu sahihinde zikretmiştir.
( mübir ) ihlak manasına (ebere) den ism-i faildir.
_______________________________________________
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-69-
Sen ihsan buyurdun bana akl ve dini Bu akl-ı selimi, bu din-i mübini
Bu ömr-ü medidi, bu kalb-i metini Bu kavl-i sedidi bu re'y-i rezini
Bıraktırma Esma'ya ol şahrahı Bu cah-ı celil-i risaletpenahı
$
İşiten "ah !" derdi sözlerini Gören "Allah !" derdi gözlerini
Bir celaletle etmişti zuhur İkisinden birer ilahi nur
Sanki efkârı mahz-ı nur olmuş İki çeşm-i münirine dolmuş
O iki gözde çok hakayık var Nice söylenmedik dakaik var
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-70-
O iki nazra-i kaza tesir Kalbi Haccacı eyledi tağyir
Zulmü belki dağdar etti Yıldırım sanki taşa kar etti
Çehresin müznibane ekşitti Bi tekellüm kıyam edip gitti
Müstebidane verdi şehre nizam Sonra leşkerle oldu azmı Şam
$
Az zaman sonra hazreti Esma Etti nur içinde azmı sema
+---+
| Hitam | +---+
Fi 11 Nisan sene 306 -- Sultan Selim
Zatü’n-Nitakeyn Yahud
İbn-i Zübeyr
Günümüz Türkçesi
ÇİFTE KUŞAKLI
Sıddık'ın kızı mizacı sadık
Sadık arkadaş Zübeyr oğlunun annesi
Bilgiyle yetişmiş benzersiz yüce Kadınların iftiharı Hazret-i Esma [*]
Hicretin ilk senesinde
Tayyibe [**] de şerefli bir saatte
Hoş görünüşlü bir çocuk doğdu İslama yeni bir ferahlık geldi
[*] Adı geçen muhterem annemiz, Hz. Ebubekir-i Sıddık'ın büyük kızı ve Hz. Ayşe annemizin baba bir kız kardeşidir. Efendimizin hicret gecesinde kuşağını ikiye bölerek bir parçasını yiyeceklere, diğerini su kabına bağ olmak üzere sunduğundan son peygamber efendimizden
"Yâ Esma, senin bu kuşağına bedel olarak Cenab-ı Hak Cennette sana iki kuşak ihsan buyuracaktır" müjdesini aldığından kendisine
"İki Kuşaklı" denilmiştir.
[**] Tayyibe : Medine-i Münevvere
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-4-
Yaradana şükürler arz edildi
Toplu tekbir sesleri ufuklara yükseldi
Bu yüksek nağmeyi Kelim (*) duysaydı Derdi : Selim kalp sahipleri
Sizin işleriniz işlerin en şereflisi olacak
O da en mukaddes olan Hakk'ın adını yüceltmektir
Ben de (orada) olsam Müslüman olurum Sonsuz verimliliğin yayıcısı olurum"
Allah Allah o gönüllere yerleşen tekbir Musevileri rahatsız etti
Çünkü evvelce iftiracı Yahudiler Çıfıtlığın gereğini ortaya koyarak
Kehanette bulunup dediler
"Bu ümmette nesil kesiktir
Bahtı tersine dönmüş serserilerdir Müslümanların hepsi kısırdır"
Bu söz müslümanları çok üzmüştü
Yardım eden Rabb'in lûtfu imdada gelmişti (*) Kelim : Hz. Musa A.S.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-5-
Hasetçilerin sözünü iptal edip İman sahiplerinden kederi kaldırdı
Abdullah [*] doğmuş olunca O sevimsiz topluluğun yüzü karardı
Hakkın sözü elbette sabit olur Düşük çocuk susturucu delil olur
Büyük bir hayrın işareti olarak Zübeyr oğlu Hakk ehlini sevindirdi
O olgunluk müjdesi sanki dedi ki:
"Müslümanlar, gelecek sizindir
Ey Hüda ordusunun başlangıcı O yahudilerin ne önemi olabilir
Sizin yolunuza kavimler bile engel olamaz Kimseler sizin yolunuzu kesemez
Geçersiz olanın sönük kalması olağan değil mi
"Hak geldi" nin ortaya çıkma vakti gelmiştir.
[*] Zübeyr'in oğlu. Mekkeden hicret eden müslümanların Medinede doğan ilk çocuğudur.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 6 -
"Bâtıl yok oldu" işte ortaya çıktı Musevilerin sözlerinin hükmü kaldı mı
Muhammed-i Medenî'nin Rabbi, hakka Cisimlenmiş bir delil etti beni
Tükenmez bolluğun oğluyum Size ilahi bir müjdeyim
Gözümde dünya sevinçle bayındır Milletim ümit dolu, gönlüm sevinçli
O tek yardımcının lütfuna şükredenler olalım Dünya sevincine yardımcı olalım"
Şanla dolu, insanların ve cinlerin efendisi Ali'nin gözünün nuru İmam Hüseyin
Kerbela toprağında mertçe Azgınlara karşı durarak
Sonunda acımasızca şehit edilince Kainat ağladı Yezit güldü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 7 -
Bu haber Mekkeye ulaşınca Zübeyr oğluna yer mimber oldu
Hüzün dolu bir konuşma yaptı Halkın üzüntüsü daha da arttı
Dedi "Ey Mekke-i Mükerremenin aziz halkı Gerçi şairler pek doğru söylemez
Ama iyi bilirsiniz ki benim sözüm Aslı olmayan şiire benzemez
Sözlerim hakikatin kendisidir Onun içinde dikkate değer
Yezit ehl-i beyte ihanet etti Böyle şiddetli hain görülmedi
Bu şiddetten sakınmanın anlamı yok Şimdi gizlenenleri açığa çıkarma vaktidir
Kara taş mı pahalıdır altın mı Hind'in oğlu Hüseyine benzer mi
Yüce Hüseyin olgun bir mertti Şanı bir kötülüğe asla yakın olmadı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 8 -
Murtazanın oğlu, Mustafa (A.S.) ın torunu Bunu dünyada bilmeyen var mıdır
Hepimizi biliriz : O Haşimî soyundandı Hz. Nebi (A.S.) onu belki, Zehra kadar severdi
O Habibin (A.S.) sevdiğini severiz
Birlik ve beraberliği görürüz, gözümüz görür
Bu sevgi imanın esasıdır Azgınlar bir takım aşağılıklardır
Sevgi olmadan safa mümkün değil İnsanı sevmiyen mü'min olamaz
Görmeyen gözlerde perde var Hakk o nuru herkese vermemiş
O mayası eşkıya hürmet etmedi Mustafa'ya (A.S.), Ali'ye, Zehra'ya
Bu günü ve geleceği ne olabilir ki Sevmedi, sevmemişti, sevmeyecek
Düşünün, nerde o mübarek şehit Nerde ehl-i beyt celladı Yezit
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 9 -
Aşk yoluna giden bir Huda arayıcı Nasıl iki zıt yöne eğilim gösterir
Biz yolumuza devam edelim Azgınlara ne diye boyun eğelim
Biz yolumuza devam edelim İntikam arzusu sahipleri olalım
Biz yolumuza devam edelim İki dünyada ismimiz iyi olsun
Eski olayları düşünün Sıffin'deki afeti düşünün
Kerbelâ'nın durumu onları geçti Ne belâ !.. benzeri şöyle dursun
Bu afetin dünyada benzeri varsa Her beladan fecidir bu belâ
Bela meydanları bir araya toplansa O kana bulanmış sahrayı anlatamaz
O hazin renk hangi meydanda vardı Yeryüzü böyle bir renk görmedi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 10 -
Huda o meydanı sanki açmış Bütün mahzunları toplamak için
Âh ! meydan da bir, Hüseyin de bir
Öyle sabırlı bir efendi dünyaya bir defa gelir
Yolu, Huda'yı gösteren -haber veren- Nebi'nin yolu Makamı, Huda'nın yükselttiği yüce makam
Gözü, Allah'ı gören kadim gözün nurundan Temiz gönlü yüce arş gibi sağlam
Arş'ın Rabbinin yakınlığını istedi Göktekiler hiç yeri ister mi
( Cezbe halinde Kerbelâ tarafına yönelerek )
Selam sana ey Resul (A.S.) ailesinin başkanı Selam sana ey Betül'ün ( Hz. Fatıma) can yoldaşı
Selam sana ey apaçık nur'un gizlisi Selam sana Ali'nin kalbinin ziyası
Selam sana ey gam yükünün şehidi Selam sana ey Peygamber (A.S.) torunu
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 11 -
Baban ve ceddin gibi sebat ettin Sen de delillerini ortaya koydun
Aşağılıklara baş eğmedin Geçici dünyaya yüz vermedin
Senin ceddin yüksek zatların en yükseğidir Baban şereflerin kapısıdır
Kalıcı yükseklik aşağılarda olur mu
Âli'nin oğlunun da yüce ve yüksek olması çok mu olur
Manevi bir cihan alıcılıktır Bu ne şâhane kahramanlıktır ( Tekrar dinleyicilere yönelerek )
Hak gasbedici biraz utansaydı Kendini insan evladı sansaydı
Yerlere geçmeyi vacip görüp Kendini ortadan kaybederdi
Aniden zulmü tersyüz eder Aziz olan Allah intikam alıcıdır
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 12 -
Nice zalimleri ayak altında süründürmüş Süre verse bile önemsemezlik etmez
Gözünü açsın o iki dünyada eliboş Hakk uyumaz, Hüseyinin kanı uyur mu
Biz Hüseyin'i sevenler birleşelim Hüseyin'in ceddinin ruhunu şad edelim
Böyle bir hatırlatma bana aitse
Hangi emre uyacağınızı seçmek de size aittir
$
Topluluktan kimse elini çekmedi Bu açık sözlü hatip'e tabi olmaktan da
Ahalide şevk oluşturup O havalide yönetici oldu
Bu yüzden (hepsi) uzaklaştırıldı
Mekke'den Medine'den Yezit'in adamlarının
Bu durumu işitince Yezit
"Asker göndermek farz oldu" dedi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 13 -
Büyük bir tümen hazırlatıp Müslim'i [*] komutan olarak atadı
Önce sebat etmesini istedi Sonra şöyle bir talimat verdi :
"Doğrudan doğruya Medine'ye git Bana güzellikle tabi olmalarını iste
Halk bana itaat etmek istemezse
Öldürmekten ve yağmalamaktan utanma
Direneni idam et
Acıma, toplu kıyım uygula
Oradan Mekke'ye yönel Saldırmaktan ne sakın ne sıkıl
Zübeyr'in oğlunu zincire vurup Hemen Şam'a sevket
Böyle yap ki yanımda değerli olasın Yüksek ayrıcalıklara kavuşasın [*] : Müslim bin Ukbe-tel Mezanî
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
- 14 -
Müslim dedi ki : Yönetici ne emrederse Onu uygulamakta kusur etmem
Epeydir hastayım ama
Hizmetinin bereketiyle şifa bulurum
Bir kalbi varsa pek karanlıkmış Bu yüzden garip Müslim imiş
$
Bir de Şam valisi ibn-i Ziyad'a Şöyle bir haber göndermişti:
"Müslümanlara sürekli cefa et Sen de git Müslim'e yardım et"
İbn-i Ziyad sanki ürktü Hasta göründü ve dedi:
"Çok feryat ettin, artık yeter Bana "et" deme, ettiklerim yeter
Vicdanım üstlenmem diyor Bir yok-edici için iki zarar
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-15-
Elbette kalbe iki kat elem verir Hüseyin'in katli artı Harem [*] savaşı
Hainin şivesi denenmiştir Müslümanın şivesinden gariptir
Öyle ziyankar kaybetmekten kaçar mı Aşağılığa bak, vicdandan dem vuruyor
Münafıklar gösteriş yapar O gösterişler hiledendir
O inatçı harici ibn-i Mülcem Murtazayı şehit ettiği zaman
İki kolunu arkasına bağlayıp O uğursuzun el ve ayağın kestiler
Gayret etti bağırmadı
Lakin dilini kesme sırası geldiğinde
Yalvararak feryat etmeye bağladı
"Bu işkenceye lâyık mıyım" dedi
[*] Harem : Mekke-i Mükerreme
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-16-
Böyle bir dili kesmek uygun mu Ben bu dille Kur'an okuyorum"
Dediler "ey tuhaf sesli karga En fazla bu özürün garip
Senin anlayışın yok mu
Murtazayı inkâr edene Kur'anın yararı olamaz
Yetenekleri aynı, elbette olur
İki benzer İbn-i Mülcem ile İbn-i Ziyad
Müslüm büyük bir gururla bindi (atına) Askeriyle Medineye doğru yürüdü
Medinelilerle kanlı savaşlar yaptı Onlara şehri ve dünyayı dar etti
Öldürmeye ve yağmaya daldı aşağılıklar Öldürülmüş altı bir kişi vardı
Askerini Mekkeye doğru sürdü Yüzünü ölüm rengi kaplamıştı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-17-
İki gün sonra hayatı terketti Bedenini yılanlar yuttu
Yerine gelen yetenekliymiş, yürüdü Mekke vadilerini duman bürüdü
Harem halkını çok sıkıştırdı
Aniden Mekke'nin Rabbi kerem etti
Şamdan orduya haber geldi Kötü Yezit can vermişti
Asker hemen baskıyı kaldırdı Şam'a doğru yola çıktı
Harem halkı sevindi Hakka sınırsız şükrettiler
İbn-i Mervan [**] yüksek minberde Bir gün cemaata şöyle dedi:
"Bir er var mı, Mekkeye giderek Zübeyr oğlunu savaşla mahvedecek
[*] : Hasin bin Nemir [**] : Abdulmelik
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-18-
Beni kederden kurtarsın Kendini ödüllere değer kılsın
Bu hitap iki kere tekrarlandı Henüz kimse cevap vermemişti
Bir kişi yerinden kalkıp
Dedi : "Ey güzel niyetli hükümdar
Beni o hayırlı işle görevlendir Hem beni hem dünyayı sevindir
Benim bir ilgiye ihtiyacım var Adım : Sakaf'lı Yusufun oğlu Haccac
Bana "şimdi git dersen giderim Varıp Zübeyr oğlunu mahvederim
Hizmete hazırım irade senin Halkı huzursuz edenin düşmanıyım"
Hükümdar bu söze ilgi göstermedi Haccac'ı oldukça önemsiz gördü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-19-
Haccac bu tutuma üzüldü ve Gayretkeşlikle şöyle dedi:
"Yüce Rab'den ilham geldi Yüksek dünyadan haber var
Dün gece tenha bir yerde Zübeyr oğlunu gördüm rüyada
Elbisesini bir çekişte parçaladım Derisini yüzerek onu mahvettim"
Hükümdar zalimin gördüğü bu rüyayı Kendi niyetine göre tabir etti
Bu sefer ona iltifat edip
"İşte sana üç bin savaşçı
Abdullahlardan çekinme Git de bizi bu kaygıdan kurtar
Askeri en iyi şekilde kondurup Önce bize tabi olmalarını teklif et
Reddederse öldürmeye başla Şamlıların kudretini göster
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-20-
O zalim çekinmeden gitti Önce Taif'e yerleşti
Zübeyr oğlu işi duyunca hemen Kovmak için bir birlik gönderdi
İki taraf defalarca çarpıştı Haccac tarafında direnç göründü
Galip gelince bir mektup yazdı Şam'a durumu arz etti
Dedi "yenilir miyiz ? ne mümkün Yendik, yengiler hep bizde kaldı
Mekkelilerin durumu perişandır Mekkeyi elde etmek kolaydır
Mekke önlem almaya değer Biraz daha asker gönderilsin
Abdülmelik bu fikri uygun buldu Bir birlik daha gönderdi
Zulümde ısrar etmeyi gerekli görüp Haccac Mekke'ye doğru yürüdü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-21-
Şehri hemen baskı altına aldı
"Aman dileyenler gelsin" dedi
O kadarla bırakmadı, gitti Dağa [*] mancınık kurdu
Kutsal eve taş atmaya başladı Dua ediciler taşlar altında kaldı
Haremin her parçası mahvoldu Haccac'dan görünür bir örnek kaldı
Günahsızları telef etti
Beddua taşlarına Haşre kadar hedef oldu
Kuşatma altındakiler bir süre dayandı Ama bir de kıtlık başgösterince
"Şer bir iken iki oldu" dediler Birer ikişer dışarı çıktılar
Kimisi gitti (düşmana) sığındı Kimisi utandı, Medineye gitti [*] : Ebû Kubeys dağı
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~