• Sonuç bulunamadı

Anahtar Kavramlar

2.1. Jeomorfolojinin Araştırma Yolları

2.1.2. Gözlem Safhası

Arazideki incelemeler gözlem safhasıdır. Gözlemlerin en büyük kısmı arazi üzerinde yapılır. Bunun için de, çalışma alanını, sistematik olarak dolaşmak gerekir. İnceleme gezileri belirli yönlerde yapılırken, ara yerde boşluk bırakmamaya, yani gezi güzergâhı üzerinde hiçbir yeri incelemeden geçmemeğe dikkat edilmelidir. Arazide ilk yapılacak iş, yapı özel-liklerini tanımaktır. Hazırlık safhasında yapılan jeolojik çalışmaların da yardımıyla bütün kayaç serilerinin fasiyesleri tanınır, rölyefin izahına yardımcı olabilecek tektonik özellikler ortaya çıkarılır ve evvelce çizilmiş olan jeolojik kesitler ile jeoloji haritası tamamlanır veya gereken yerlerinde düzeltmeler yapılır. Bundan sonra, detritik kayaçları daha özel bir incelemeden geçirmek gerekir. Hava fotolarının da yardımıyla, bunların yayılış alanları tespit edilir ve muhtelif noktalarda yerinde incelemeler yapıldığı gibi, numune almak yoluna da

39

gidilir. Bunların petrografik tabiatı incelenerek, menşe sahaları ve diğer kayaçlarla ilişkileri ortaya konmaya çalışılır. Bu esnada fotoğraf da çekilebilir. Ayrıca, bazı sedimantolojik analiz yöntemleri hemen yerinde veya arazi dönüşü, alman numunelere uygulanabilir. Arazi çalışmalarında çözülme olayı üzerinde de önemle durmak gerekir. Çünkü bu, kayaç tabiatı ve topografik konumun özelliklerine göre değişiklikler gösterdiği gibi, bölgede hâkim olan sürecin etkisini de aksettirebilir. Detritik kayaçların sedimantolojisi iyice ortaya çıkarılabildiği takdirde, eski çözülme şartları ve etkili süreçler, yani paleocoğrafik durum aydınlatılabilir ve kronolojik bir sıralama yapılması imkân dâhiline girer. Şüphesiz, böyle bir kronolojik sıralama jeomorfolojik gelişimin tespitinde temeli teşkil eder. Arazi çalışmalarında uygulanan araştırma yöntemleri dışında, laboratuvar analizleri için de numune alınması gerekir. Yerinde yapılan incelemelerin kaydedildiği deftere, bu numunelerin alındığı yer, tarih ve numuneye verilen sıra numarası kaydedildiği gibi, burası mevcut harita üzerine de işaretlenir veya dijital araçlara bu bilgiler yüklenir.

Yerşekli morfolojik, izahlara yol açacak ve bu izahları kolaylaştıracak şekilde tasvir edilir. Seviye farkı gösteren düzlükler, tabakaların uzanışları ve dalışları gibi sahalar ölçülür.

Görülen şekiller haritaya geçirilir. Gerektiği takdirde küçük bir çevrenin krokisi alınır.

Yerşekillerinin morfolojik izahlarına yardım edecek ve birer vesika olacak tarzda Yerşekillerinin fotoğrafları çekilir. Araştırma yapılan yerlerin şekil bakımından olsun, jeolojik yapı bakımından olsun esas çizgilerini belirten manzara krokileri, özellikle dağlık yerlerde panoramik fotoğraflar almak veya sahayı resmetmek ve bu süreçte bunların gerçeğe uymasına mümkün olduğu kadar dikkat etmek lazımdır. Yine bu arazinin yüksekliklerini, çukurluklarını ve başka morfolojik hususiyetlerini ortaya koyan profiller çizmek, bunları mümkün olduğu kadar kesit haline getirmek lâzımdır. Bu araştırmalar sırasında yapılacak en önemli iş, müşahedeler sırasında gereken notları, yazı ve çizgi ile yahut ölçerek hemen notlarını almaktır (Şekil 1, Şekil 2).

Şekil 1: Örnek not defteri

40

Şekil 2: Örnek not defteri

Arazi üzerinde yapılan gözlemler, her şeyden evvel, iyi bir jeomorfolojik bilgiye ve tecrübeye dayanır. Az bilgi ile mücehhez bir araştırıcı, bilgisi nispetinde gözlem yapabilir, birçok hususları göremez. Yardımcı bilimlere ait bilginin de yetersiz olması halinde, gene çalışma verimli olamaz. Örnek olarak: Jeolojik bilgiden yoksunluk yapı özellikleriyle yerşekilleri arasındaki ilginin ortaya çıkarılmasına imkân vermeyebilir. Bunların yanında, yukarıda da belirtildiği gibi, bir araştırıcı, arazide ne kadar çok çalışmış ise, o nispette tecrübe kazanmış, çok şey görebilecek ve iyi gözlem yapabilecek hale gelmiş demektir.

Yerşekillerinin gözlem, tahlil ve sınıflandırılmasından başka, uygulanan diğer bir çalışma metodu da, tasvir ve tespittir. Tasvirle beraber yapılan analiz ve sınıflandırma daha verimlidir. Gözlemler sırasında araştırma yapılan yerşekilleri tasvir edilir, gereken yerler ölçülür, görülen olaylar hartaya geçirilir, gerektiği takdirde, basit de olsa küçük bir çevrenin krokisi alınır, fotoğrafları çıkarılır, yörenin özel çizgilerini belirtmekte çok faydası görülen resimler yapılır. Yerşekillerinin gözlenmesi ile yapılan ve coğrafyanın özel yollarından olan tasvir, bu şekillerin meydana gelişini izah etmeye yardım eder. Bir amaca yönelik sistemli olarak yapılmış yerşekli tasvirleri, izahı (açıklamayı) kolaylaştırır, hatta daha ileri gidilerek denilebilir ki, bu gibi tasvirler olmaksızın jeomorfolojik açıklamalar yapmak gerçekten güçleşir. Bu çalışmalar sırasında, yapılacak en önemli iş konuların gözlenmesi sırasında gereken notları, yazı ve resim ile yahut ölçerek hemen gezi defterine veya dijital ortama olduğu gibi geçirmektir. Rölyef şekillerinin bir taraftan gözlenmesi, diğer taraftan, bu şekillerin ayrıntılı, harita, kroki, profil, taslak, fotoğraf, uydu görüntüsü, hava fotoğrafı, grafik ve yazı gibi unsurlarla tespiti, her türlü morfolojik çalışmaların temelini teşkil eder.

Sistematik ve devamlı olan arazi gözlemlerinde pek çok rölyef şekli görülür.

41

• Müşahede (gözlem),

• Analiz (çözümleme),

• Tasvir (betimleme),

• Tasnif (sınıflandırma)

Bu aşamalarda yapılan işlemlerle tespit edilmiş rölyef şekillerini birbiri ile mukayese etmek, onların büyüklük, materyal, şekil, eskilik ve yenilik bakımlarından ve bunları meydana getiren etkenler bakımından ve nihayet köken ve gelişme açısından birbirinden ayrılmalarına veya gruplar halinde toplanmalarına imkân hazırlar. Diğer taraftan rölyef şekilleri arasında yapılacak bir mukayese, aynı zamanda gözlenen rölyef şekillerinin arasında, hangilerinin bugün oluşmakta olan şekillere benzediklerini, hangilerinin bugünkülerden farklı olduğunu ortaya çıkarmaya yarar. Gözlenen rölyef şekilleri çok eski zamanlarda meydana gelmiş çeşitli olayların birer sonucu olduklarından, çeşitli etkenlerin ve kısa veya uzun bir gelişmenin izlerini taşırlar. Bu olayların da, hangi bakımlardan, bugünkü olaylara benzedikleri veya hangi noktalarda ayrıldıkları ortaya çıkmış olur. Bunun için de halen rölyefin oluşumuna sebep olan bugünkü iç ve dış faktörlerin ve etki derecelerinin bilinmesi icap eder. Böylece bugünden geriye doğru giderek, olayları ve meydana gelen rölyef şekillerini, bugün içerisinde yaşanılan kanun ve prensipleri, geçmişteki safhalarla karşılaştırarak, maziyi anlayıp kavramak mümkün olabilir. Bu bakımdan aktüalizm teorisini uygulamak ve birçok yerlerde bu teoriyi göz önünde tutmak, morfolojide takip edilmesi gerekli bir metot olarak belirtilebilir. Bugün, bu olayın veya şeklin sebebi şudur ve sonucu da şu olacaktır diyebildiğimiz gibi, geçmişe ait olay veya olayların sonucu olan rölyef şekillerini açıklarken, olayların sebeplerini ve cereyan yöntemlerini düşünmek de gerekir. Bu da, sebep ve neticeye dayanan sebebiyet prensibinin, coğrafyanın bütün alanlarında olduğu gibi, morfolojide de uygulanmasını zorunlu kılar.

Yerşekilerinin analizi de, morfolojinin metotları arasında önemli bir yer tutar.

Morfolojide analiz veya tahlil, arazide yerşekillerinin tespiti ve geçici açıklaması ile başlar ve onlarla beraber devam eder. Çok çeşitli ve çok geniş ölçüde teşekkül etmiş bulunan rölyef şekillerinin mahiyeti ancak iyi bir tahlil neticesinde anlaşılabilir. Böylece yerşekillerinin iyi ve isabetli bir sınıflandırılması yapılabilir. Esasen gözlenen rölyef şekillerinin geçici ve devamlı olarak gruplara ayrılması da gerekir, örnek olarak ovalar, ya alüvyal düzlükler veya tabaka düzlükleri veyahut da eski peneplen şekilleri grubuna, krater üzerinde bulundukları koniler volkanik rölyef grubuna alınabilecekleri gibi, yamaçlarının eğimleri bakımından disimetrik olan çıkıntı rölyef şekilleri ile disimetrik vadiler de, monoklinal veya disloke strüktürlere bağlı rölyef grupları içerisinde toplanabilirler. Aynı şekilde, penepleni parçalamış olan derin vadiler de yeni bir aşınma devresi şekilleri arasında yer alır. Böylece iyi bir sınıflandırma, gözlem ve tahlilin sistematik bir şekilde derinleşmesini kolaylaştırdığı gibi, esas prensiplerin de daha başlangıçta kavranmasına ve dolayısıyla geniş bir açıklamaya imkân verir.

Jeomorfoloji araştırmalarının temellerinden biri de karşılaştırma (mukayese) dır.

Jeomorfoloji araştırmalarının esaslarından biri müşahede ise diğeri de mukayesedir.

42

Karşılaştırma, gerek doğrudan doğruya, gerekse doğrudan doğruya olmayan gözlemlere dayanır. Büyük bir bölgenin her yanı hakkında bir tek araştırıcının sadece kendi gözlemleri ile jeomorfolojisini yapması pek doğru değildir. Karşılaştırmaya başvurmaksızın tek tek olaylar ve araştırmalarla büyük bir ülkenin veya bütün yeryüzünün şekilleri hakkında fikir yürütmek ve bir sonuca varmak imkânsızdır. Böylece doğrudan doğruya gözlemlerle elde edilen tutamak noktaları ile bunlar arasında kalan boşluklar, karşılaştırma yoluyla doldurularak geniş bölgelerin jeomorfolojik incelenmesi tamamlanır. Karşılaştırma, jeomorfolojik yöre tiplerine ve gelişme safhalarına götürür, belirli olayların gidişinde ayrı ayrı sonuç veren etkenlerin tespitinde esaslı bir değer gösterir.

Bugünkü olayların ve şekillerin meydana gelişinde olduğu gibi, geçmişe ait yerşekillerinin oluşmasında da, dış ve iç etkenlerin tesirleri vardır. Rölyef şekillerinden bazılarının meydana gelişinde, daha ziyade dış faktörlerin, bazılarının oluşumunda da daha çok iç faktörlerin, bir kısmının meydana gelişlerinde de her ikisinin ortak etkisi görülür.

Herhangi bir rölyefin oluşumunda, bu etkenlerden hangisinin ne şekilde ve ne derecede tesir ettiğini tespit etmek, açıklamak bakımından başta gelen bir iştir. Bir yapının oluşmasında, İç kuvvetlerin hatta dış kuvvetlerin esaslı rolü olduğu gibi, bazı rölyef şekillerinin oluşumunda da, daha ziyade iç kuvvetler birinci derecede rol oynayabilir. Rölyefin gelişebilmesi için gereken gelişim şartlarını ve teorilerini ve nihayet gelişimi bozan, onun seyrini değiştiren ve bunun daha kısa veya daha uzun bir zamanda gerçekleşmesine sebep olan, kesinti ve karışıklıkları da, göz önüne almak, morfolojide takip edilmesi gereken önemli bir metottur.

Burada ayrıca döngüsünün safhasının tespiti de söz konusu olabilmektedir. Bu teorilerin yanında, karaların genellikle, Dördüncü Zamanda, sabit kaldığını, buna mukabil, okyanuslar düzeyinin büyük ölçüde değiştiğini müdafaa eden östatik teorisi de, bilhassa morfolog için geniş bir ufuk açan esaslı bir yoldur.

Jeomorfolojide tabiat gözlemi ve karşılaştırma yanında deney ’in de bir dereceye kadar yeri vardır. Ancak, tabiatta görülen olaylar ya pek geniş yerler kaplar ya da deneye giremeyecek kadar ağır etkili olurlar. Yalnız dar yerlere münhasır olan ve az süren olaylar, denemeye elverişli şartlar gösterebilirler. Küçük ölçüde olmak üzere, bazı doğal olaylar zaman ve mekân dâhilinde küçültülerek laboratuvarlarda tekrar edilebilir. Bu takdirde de, olayın meydana gelmesi esnasında etkisi olan bütün faktörlerin ve bunların işleyiş tarzlarının çok iyi bilinmesi icap eder. Bu denemelere, bugüne kadar coğrafyacılar tarafından az önem verilmiştir. Bunun yanı sıra son dönemdeki modellemeler için bazı sabit katsayı tespitleri ve arayışları için deneyler yapıldığı görülmektedir. Bugün laboratuvarlarda, kayaçların donma ve çözülmesi olayının üzerinde yapılan denemeler verilebilir. Bunların olumlu sonuçlar vermesi, donma ve çözülmeye etki yapan faktörlerin iyi bilinip, bunların tekrar edilebilmesine bağlıdır.

Dolayısıyla fiziksel bilimlerde sık sık başvurulan deney metodu, morfolojide bugün için ancak sınırlı yer ve alanlarda kullanılabilmektedir. Akarsuların, hangi şartlar altında, ne oranda bir aşınma, taşımaya ve birikime sebep olabileceği laboratuvarlarda özel şekilde hazırlanmış âlet ve araçlarla araştırıldığı gibi, deniz ve havanın da, aşınma ve birikim ba-kımlarından oynadığı veya oynayabileceği roller aynı şekilde fizik âletlerinin yardımı ile denenebilmektedir. Tabaka ve taşlarla bunları meydana getiren elemanların bir arada veya ayrı ayrı oldukları zaman, ısı, nem, basınç, kimyasal maddeler kozmik ışınların etkisi altında 43

gösterdikleri değişiklikler ve bilhassa kazandıkları veya kaybettikleri eski ve yeni özellikler laboratuvarlarda deney yolu ile görülebilmektedir. Bu şekilde yeni çalışmalarla elde edilen olumlu sonuçlar, morfolojide deney metodunun da gerekli olduğunu göstermektedir.