• Sonuç bulunamadı

Gökalp Sosyolojisinin Genel Özellikler

Belgede Ziya Gökalp sosyolojisi (sayfa 31-35)

Gökalp‟in sosyoloji anlayıĢı Durkheim metodolojisini takip eder.

Gökalp‟in sosyoloji anlayıĢının en temel özelliği indirgemeci olmamasıdır. Gökalp öncelikle toplumsal olguların müstakil varlığını isbata yönelir. Sosyal olaylar, maddi ya da psikolojik olaylardan farklı, ayrı bir varlığa sahiptir. O toplumsal olguların psikolojik olaylara indirgenmesini kabul etmez ve bu konuda kendisine muhalif olan Satı Bey‟i eleĢtirir.

“Satı Bey‟in Durkheim mektebine mensup içtimaiyat ilmini mabadettabia (metafizik) ile alude görmesi kadar hakikatten uzak bir fikir olamaz. Çünkü mabadettabianın aslı bir Ģeniyeti diğer Ģeniyete irca etmekten ibarettir. Mabadettabianın zembereği birciliktir.” (Gökalp, 1981; 80)

Gökalp‟in ilim anlayıĢı Satı Bey‟e yaptığı eleĢtiriden anladığımız üzere bircilikten uzaktır. O ilmi alanda çoğulculuktan yanadır. Her ilimin kendine konu edindiği müstakil bir gerçeklik vardır ve her ilim kendi alanına giren gerçekliği incelerken kendi alanına ait kurallar kullanır.

Gökalp genel olarak ilmin çoğulculuğunu kabul ettikten sonra sosyolojinin de her hangi bir ilim dalına indirgenemeyeceğini belirtir.

“Filzoflar, fikriyatçılar, hayatiyatçılar, ruhiyatçılar, içtimai hadiseleri kendi nokta-i nazarlarından tetkik ettikleri zaman, kendilerini içtimaiyatla uğraĢıyor, bu ilme hizmet ediyor zannedebilirler. Halbuki bunların, içtimaiyatı baĢka bir Ģube-i marifetin usuliyle tetkik edilebilir suretinde görmeleri bile, içtimaiyata bir tahrip darbesi indirmektedir.” (Gökalp, 1981; 92)

Gökalp‟e göre ilim çok faktörlüdür, tek bir açıdan ele alınamaz. Gökalp bu anlamda Karl Marx‟ın topluma yaklaĢımını da eleĢtirir. Marx ekonomik hayatı diğer toplumsal alanların temeline koyar. Marx‟ın alt yapı olarak gördüğü ekonomi siyasi, dini, ailevi vb. diğer bütün alanları yönlendirmektedir. Gökalp ise ekonomik hayat ve

22

diğer toplumsal alanların karĢılıklı iliĢkisine inanır, sosyal hayatın bu Ģekilde sadece ekonomik hayatla açıklanmasını kabul etmez. (Türkdoğan, 2015; 91)

Gökalp sosyolojisinin bir diğer özelliği ise karĢılaĢtımacı olmasıdır. Gökalp bu konuda da Durkheim‟ı izler. Durkheim da sosyolojik araĢtırmalar için karĢılaĢtırma yöntemini tercih eder. Durkheim toplumsal olayların, doğa bilimlerinin aksine, araĢtırmacı tarafından denetime alınamayacağı için sosyoloji için en uygun yöntemin karĢılaĢtırma olduğunu belirtir. AraĢtırmacı toplumsal olayları laboratuvar ortamında yaratamaz, bilakis bu olaylar kendiliğinden ortaya çıkar. Bu yüzden toplumsal olaylar arasından nedensellik bağı kurabilmek için bu olayların bir arada bulundukları ya da bulunmadıkları durumların tespit edilmesi gerekir. Bunun içinde farklı toplumsal yapılanmalar arasında karĢılaĢtırmalar yapılır. (Durkheim, 2013; 157)

KarĢılaĢtırma yöntemi günümüzde sosyolojinin en temel özelliklerinden biri haline gelmiĢtir. Bu durum toplumsal araĢtırmalarda Batı merkezci anlayıĢtan uzaklaĢmanın getirdiği bir sonuçtur. Artık toplum ve uygarlık dendiğinde Batı toplumunun yanında dünyanın diğer kısımlarındaki toplumlar da ilgi alanına girmektedir. (ġentürk, 2017; 33) Gökalp‟te, erken bir dönemde, toplumlar arası kıyaslamaların önemine dikkat çekmiĢtir.

“Cemiyetler arasında ciddi mukayeseler yapılınca, bütün cemiyetlerin aynı devrelerden geçtiği görülür. Bazı kimseler, cemiyetler arasında bu gibi mukayeselerin yapılmasını caiz görmüyorlar. Halbuki her ilim, bir nevi hadiselerin arasındaki mukayeselerden doğduğu gibi, içtimaiyat ilmi de ancak cemiyetler ve içtimai hadiseler arasındaki mukayeselerden doğabilir.” (Gökalp, 1981; 173)

Gökalp‟in karĢılaĢtırma yöntemini neredeyse bütün sosyolojik incelemerinde görürüz. Örneğin, Gökalp aile kurumunu incelerken eski Türklerden baĢlayarak, Türk aile yapılanmasının tarihi serüvenini, aile yapısının farklı tarihi dönemlerdeki durumları arasında yaptığı karĢılaĢtırmalar ile açıklamaya çalıĢmıĢtır.

Gökalp sosyolojisinin bir diğer özelliği de Gökalp‟in olayları geniĢ bir bakıĢ açısıyla ele almasıdır. O herhangi bir olay ve olgu hakkında yapılan inceleme ve

23

yorumların tek bir noktadan ele alınmasına karĢıdır. Örneğin, bir sanat eseri ahlaki olarak hoĢ karĢılanmasa da sanatsal anlamda değerli olabilir. Faiz dinen haram olsa da ekonomik olarak faydalı olabilir. (Gökalp, 1977; 69) Gördüğümüz kadarıyla Gökalp‟in çoğulcu yaklaĢımı burada da göze çarpar. Farklı alanlar, olguları farklı değerlendirirler önemli olan her alanın kendi değerlendirmelerini genelleme yoluyla diğer kısımlara dayatmamasıdır. Yani kıymetler arasındaki farkı görmezden gelmemek gerekir. Örneğin, hurafeler ve peri masallarına verilen önem dini açıdan kıymetsizdir. Hurafelerin dini bir değeri yoktur. Fakat, bunlar halk kültürü açısından gayet değerli kıymetlerdir. ( Gökalp, 1977; 70)

Gökalp Türklerin medeni milletler arasına girememesinin sebeplerinden biri olarak bu tek taraflı bakıĢ açısını gösterir. Bu tekilci yaklaĢımın sebebi ise iĢbölümünün gerçekleĢmemesidir. Artık dini, sanatsal, ahlaki ve ekonomik değerlerin müstakilliği kabul edilmelidir. Burada dikkatimizi çeken Gökalp‟in bu çoğulcu bakıĢ açısıyla laik siyasi düzenin düĢünsel temellerini oluĢturmaya baĢlamasıdır.

Gökalp‟in sosyolojisi aynı zamanda disiplinler arası bir yapıya sahiptir. Örneğin, Gökalp‟in teklif ettiği içtimai usulü fıkıh adındaki yeni ilim dalı sosyoloji ve fıkıhın ortak bir çalıĢmasının ürünü olarak sunulmuĢtur.

Ayrıca Gökalp‟e göre tarih ilmi de sosyoloji ile iç içedir. Ona göre tarih sosyolojinin içinde erimelidir. Tarihi hadiseler sadece basit olaylar olarak nakledilmekten ziyade, toplumsal kanunların izahında kullanılmalıdır. (ġapolyo, 1943; 196) Yani sosyoloji bir bilim olarak diğer bilimlerle irtibat halindedir.

Gökalp‟in araĢtırmalarında dikkat çeken bir diğer özellikte kurduğu tipolojilerdir. Gökalp aile, millet, fert vb. birçok hususta tipolojiler oluĢturmuĢtur. Örneğin, Gökalp, fertleri milliyet açısından üçe ayırır: la milli, gayri milli ve milli fertler. Çocuklar dünyaya geldiği zaman la millidir. Eğer çocuklar hayatlarının ilerleyen aĢamalarında okullarda sadece kuru ananeleri ,cansız gelenekleri öğrenirlerse gayri milli fertler haline gelirler. Bu kiĢilerin ruhlarında milli değerler ve

24

duygular canlanmaz. Milli kıymetler ve mefkurelerle yetiĢen fertler ise milli fertlerdir.(Gökalp, 1981; 48)

Gökalp sosyolojisinin bahsedeceğimizi en son özelliği objektifliktir. Pozitivist ekole tabi olan Gökalp ilmi araĢtırmalarda objektifliği en önemli ön koĢul kabul eder. Gökalp araĢtırmacının içinde yetiĢtiği topluma karĢı tarafsız davranmasının zorluğunun farkındadır fakat ona göre bir araĢtırmacının kendi toplumuna karĢı en büyük sorumluluğu, içinde büyüdüğü toplumu objektif ve tarafsız bir Ģekilde incelemektir. (Gökalp, 1977; 4)

Görüldüğü üzere Gökalp sosyolojisi genel olarak pozitivist- evrimci sosyoloji anlayıĢının temel özelliklerine sahiptir. Gökalp Durkheim‟ın bir toplumun incelenmesi için gerekli gördüğü bütün kuralları kabul etmektedir.

25

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

Belgede Ziya Gökalp sosyolojisi (sayfa 31-35)