• Sonuç bulunamadı

Fransa’da Memur ve İşçi Sendikacılığı Tarihi

BÖLÜM 1: MEMUR VE SENDİKA

2.1. Avrupa’da Memur ve İşçi Sendikacılığı Tarihi

2.1.1. Fransa’da Memur ve İşçi Sendikacılığı Tarihi

Kamu görevlileri en dar anlamıyla idari nitelikli bir kamu örgütünde kamu hukuku bağı ile çalışanlardır. Fransa’da değişik meslek grupları arasındaki yardımlaşma birliklerinin oluşumu 18. yüzyılda başlamıştır. Bu örgütler daha sonra ortaya çıkacak sendika hareketinin öznelerini oluşturmuşlardır (Kamu-Sen: 2010). 1940 yılında çıkan yasayla memur derneklerine, kamu hizmetlerinin düzenlenmesi ile ilgili sorunlara katılma hakkı tanınmıştır. 1946 yılında çıkan bir yasayla da kamu görevlilerine sendikal örgütlenme hakkı tanınmıştır. Memurlar bu yasa ile yönetime katılabilecektir. Kamu hizmetlerinin düzenlenmesi ve personel sorunları devlet-kamu görevlisi arasındadır (Işıklı, 1979: 241).

Fransa’da sendikaların yasal olarak tanınması ve teşkilatlanması 21 Mart 1884 tarihli Sendikalar Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşmiştir. 1946 Anayasası ile de memurlar için sendika ve grev hakları ilk kez anayasal güvence altına alınmıştır. 1963 yılında çıkan bir yasa ile memurlara sınırlı da olsa grev hakkı tanınmıştır (Mahiroğulları, 2000: 18).

1968’de doğan toplu pazarlık uygulaması, yasanın tek yanlı yönlendirmesine baskın çıkarak gelişmiştir. Toplu pazarlık süreci özellikle ücretler üzerinde yoğunlaşmıştır. Diğer personel sorunları ise danışma çerçevesinde ele alınmıştır. Başlangıçta bütçenin parlamento tarafından kabul edilmesinden sonra yürütülen toplu pazarlıklar, daha sonra bütçenin kabulünden önce yürütülmeye başlamıştır. 1983 yılında bu uygulama yasaya geçirilmiş ve sendikalara, hükümete ücretlerin durumunu belirlenmesinden önce toplu görüşmeler yapma yeteneği tanınmıştır.

Fransa’daki sendikacılık, dini ve siyasi ilkelere göre farklı ana örgütlere bölünmüştür. Genel Çalışma Konfederasyonu (CGT), tarafından temsil edilen komünist (ya da eski komünist) sendikal hareket, İşçi Gücü Sendikası (FO) (Force Ouvrier), tarafından temsil edilen sosyal demokrat sendikal hareket ve Fransız Hıristiyan Sendikaları konfederasyonu (CFTC)’nin temsil ettiği Hıristiyan sendikal hareketten bahsetmek mümkündür. Bu üç ana örgüt Fransa’da geniş bir siyasi ve dini spektrumu temsil etse de tümü, işgücünün sadece yaklaşık %10’unu örgütlemektedir. Sendikal yoğunluk da ayrıca son yirmi yıldan fazla bir süredir düşüş kaydetmektedir (Ünsal, 1999: 84).

Avrupa’nın diğer kesimlerindeki sendikal hareketle kıyaslandığında, Fransa’daki sendikalar geleneksel olarak son derece ideolojik ve siyasi yönelimli olmuşlardır. İşverene yönelik düşmanlık, buradaki sendikal hareketin temel bir özelliği olmuştur. İşverene yönelik istikrarlı ve kurumsal ilişkiler kurmak, Fransız sendikaların gündemindeki temel meselelerden olmamıştır. Fransız sendikacılığı birçok açıdan istisnalar barındırmaktadır: Sermaye ile emek (ve sendikalar) arasındaki ilişki, birçok öteki Avrupa ülkesinden daha fazla mücadeleci ve ideolojiktir. Devletin müdahalesi ve devlete bağlılık oldukça aşikârdır. Fraklı sendikal akımlar ve örgütler arasında siyasi mücadeleler oldukça baskındır ve sendikalar oldukça derin bir biçimde parçalanmış ve ideolojik karakterlidirler (Mahiroğulları, 2000: 18).

İngiltere’nin tersine, Fransa’da devlet endüstri ilişkileri düzenlemeleri üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Fransız hükümetlerinin çalışma saatleri gibi birçok konuda düzenlemeler yapması buna örnektir (Işıklı, 1979: 243). Fransız emek piyasalarında bulunan ve iyi bilinen genişleme mekanizmaları (erga omnes) da yine buna örnektir. İşçi ve işveren sendikaları, emek piyasalarının çok kısıtlı bir bölümünü kapsamasına rağmen, bu genişleme mekanizmaları toplu sözleşmeleri, tüm emek piyasasını kapsayacak niteliğe büründürmektedir.

Fransa’da memurlar siyasal parti üyesi olabilir ve seçimlere katılabilirler. Bunun istisnası, vilayet hizmetleri sınıfında yer alanların yönettikleri ildeki durumlarına ilişkindir. Seçilen memur, görevinden ayrılır ve temsil görevi bittiği zaman görevine geri dönebilir.

Görev başında olmadıkları sırada geniş bir ifade özgürlüğünün sınırı bulunmaktadır: Ulusa karşı sadakat, meslek sırrı ve ketumluk yükümlülüğü.

Memurlar için mesleki çıkarları savunmak amacıyla sendika kurma hakkı, 1946 tarihli yasayla tanınmıştır.

Personel, danışma organlarında bulunan temsilciler aracılığıyla, kariyerlerine ilişkin kararlara (Eşityanlı Temsili Komite), hukuki statülerine ilişkin kuralların hazırlanmasına ve hizmetin işleyişine ilişkin yönelimlerin belirlenmesine katılabilir. Komite üyeleri, sendikaların sunduğu listelerden çalışanlar tarafından seçilir. Ulusal düzeyde de, devlet kamu personeli grubuyla sınırları olmak üzere, Kamu Personeli Yüksek Kurulu bulunmaktadır. Bu yapılar “zorunlu danışılma” ve “zorunlu bildirimde bulunulma” yollarıyla sisteme dahil edilmiştir. Örneğin, Eşityanlı Temsili Komite’ye danışılması, işe almalarda, derece ilerlemelerinde, görevlendirilmekte, geçicici olarak görevden almalarda, uyarma ve kınama dışındaki disiplin cezalarında, mesleki yetersizlik gerekçesiyle göreve son verme vb. konularda zorunludur. Sendikal faaliyet nedeniyle izin veya işten muaf tutulma taleplerinin reddedilmesi kararlarının da bu komitelere bildirilmesi zorunludur.

Fransa’da memurlar, serbestçe sendika kurabilir, sendikalara üye olabilir ve sendikal faaliyet yürütebilirler. Memur sendikaları, kamu personelinin statüsünü ilgilendiren

düzenleyici işlemlere ve memurların kolektif haklarına (çıkarlarına) sınırlama getiren birel işlemlere karşı dava açabilirler.

Sendikalar, ulusal düzeyde, ücretlerinin belirlenmesinden önce hükümet ile toplu görüşme yapabilirler. Ayrıca her düzeyde hizmetin örgütlenmesi ve yürütülmesinden sorumlu olan bakanlarla, çalışma koşullarına ve iş örgütlenmesine ilişkin görüşmeler yapabilirler (Ayman ve diğerleri, 2009: 139).

Kamu personelin grev hakkı uzun bir süre reddedildikten sonra, 1950 yılında devlet şurası tarafından Dehaene kararı ile 1946 Anayasası’nın başlangıç yükümlülükleri uygulanarak kabul edilmiştir. Fransa’da grev, her türlü iş bırakmayı ifade etmektedir. Fakat yeni bir düzenlemeyle grev yapmak konusunda da daha önce bulunmayan önemli bir sınırlama getirilmiştir.

Buna göre her grev günü (kaç saat grev yapıldığına bakılmaksızın) devlet kamu personelinin ve idari kamu kurumları personelinin aylığından otuzda bir oranında kesinti yapılması sonucunu doğurur.