• Sonuç bulunamadı

3 SES ÜRETĠMĠNDE KARġILAġILAN SORUNLAR ve BUNLARA

3.8 Fonasyon

Fonasyon ataktan sonra gerçekleĢen ses oluĢumudur. Atak fonasyonun bilinçli ve denetimli oluĢmasını sağlar. Atak olmadan da fonasyon gerçekleĢebilir, fakat çıkan ses kontrolsüzdür. Atak hem solunum denetiminin, hem de iyi bir fonasyon oluĢumunun ve devamının garantisidir.

3.8.1 Fonasyon Türleri

Fonasyon türleri atağın devamı olduğu için atak türleriyle yakından ilintilidir ve kendi aralarında havalı fonasyon, sert fonasyon, sıkıĢtırılmıĢ fonasyon ve yumuĢak fonasyon olarak dörde ayrılır. Havalı atak ile baĢlayan havalı fonasyonda kord vokaller tam olarak kapanmazlar. ġarkı söyleme boyunca ses ile birlikte hava duyulur.

Sert fonasyonda seste sertlik, sıkıĢma ve zorlanma ataktan sonra da duyulmaya devam eder. Fonasyon baĢladıktan sonra glottisin sadece bir bölümü açılıp kapanır, serbest bir açılıp kapanma siklusu gerçekleĢmez ve kıkırdakların da sıkıca tutulduğu bir görüntü oluĢur.59

SıkıĢtırılmıĢ fonasyonda larenksin yükselmesi ve epiglotun düĢmesiyle larenks giriĢi kapanmıĢ ve kord vokalleri tamamen sıkıĢtırılmıĢtır. Bu fonasyon sonucunda oluĢan ses sert ve detone tınlar.

YumuĢak atakla baĢlayan fonasyonda glottiste ince bir yarık oluĢur, sonra kapanma gerçekleĢir. Soluk vermeye devam edildiğinde hava basıncı giderek artar ve buna bağlı olarak ses titreĢimleri de artarak devam eder. Fonasyon ani ve sert

59

hareketlerle değil yumuĢak ve kontrollü biçimde devam eder. En doğru fonasyon biçimi yumuĢak fonasyondur.

Fonasyon problemleri, larengeal mekanizmadaki aktivite düzeyine göre hipofonksiyonel fonasyon ve hiperfonksiyonel fonasyon olarak nitelendirilir. Bu problemler ve düzeltilme yöntemleri aĢağıda detaylandırılmıĢtır.

3.8.2 Hipofonksiyonel Fonasyon Problemi ve Düzeltilmesi

Larengeal mekanizmada yeterince aktivitenin olmaması durumuna hipofonksiyon denir. Bu problem genç ve ergenlik dönemindeki Ģancılarda yaygın olarak görülür; fakat bazen ses geliĢimini tamamladıktan sonra yetiĢkin dönemde de görülebilir. Hipofonksiyonel fonasyonun temel sebebi, glottisin yeterince sıkı kapanamaması ya da kord vokallerin vibrasyon hareketlerinde ve birbirlerine yaklaĢma biçimlerinde bozukluk olmasıdır.

Hipofonksiyonel fonasyonun birinci kanıtı seste hava duyulmasıdır. Kord vokaller düzgünce ve sıkıca kapanamadıklarında aralarından fazla miktarda hava kaçar; kaçan hava boĢa harcanmıĢ ses demektir. Kord vokaller tam kapanmadığında aradan kaçan nefes aynı zamanda nefes desteği sisteminde de sıkıntılar yaratacaktır. Bu sebeple hipofonksiyonel fonasyon, Ģancının nefesinin çabuk bitmesine, nefessiz kalıyormuĢ gibi hissetmesine ve nefes mekanizmasının çabuk yorulmasına da neden olur.

Sesteki havayı engellemenin en iyi yolu kord vokallere düzgün ve sıkıca kapanma becerisini kazandırmaktır. Fakat interaritenoid ve lateral krikotiroid kaslarına daha sıkı kapanmaları için komut vermek mümkün olmadığı için, bu problemi dolaylı yöntemlerle çözmek gerekir.

Bu konuda atılacak ilk adım öğrenciye doğru atağı öğretmek olacaktır. Esnemenin baĢlangıcındaki gibi derin bir nefes alınması öğretilmelidir; derin nefes alırken glottis daha geniĢ açılır ve bu hareketi takiben de daha sıkı kapanır. Daha sonra öğrenciye fonasyonun daha sıkı olduğu ve önde tınlayan sesli harfler ile ([i] ve [é]) kısa atak egzersizleri yaptırılmalıdır.60 Ayrıca bebeklerin çıkardığı “ınga” sesine benzer [ng], [m] ve [n] gibi nazal sessiz harfler ile yapılacak egzersizler de daha sıkı

60

dudak ve dil aksiyonu gerektirdiğinden sesin havalı çıkmasını engelleyecektir. Bunun yanında “ding” ,“yeng”, “wing”, “bom”, “mim”, “mom”, “zom” “vom” “hmm” vokalleri ile yapılacak egzersizler de sesteki havayı azaltacaktır.

Ek olarak Ģancının postürü, nefes alma ve verme alıĢkanlıklarının da doğru olup olmadığı kontrol edilmelidir. Hipofonksiyonel fonasyonun nedenlerinden biri de nefes kullanımında hiperfonksiyonun (aĢırı fonksiyon) olmasıdır. Bir baĢka deyiĢle Ģarkı söylemeye baĢlandığı anda tüm karnı aniden ve sertçe içeriye çekmek larenkse çok fazla miktarda hava gönderir. Bu durum hipofonksiyonel fonasyon olan bir Ģancıda zaten yeterince kapanamayan kord vokallerin arasından daha sık ve fazla miktarda hava geçmesine neden olur. Ayrıca, nefes aldıktan sonra atağa baĢlamadan hemen önce Ģancı mutlaka çok kısa da olsa bekleme ve hazırlık aĢamasını yapmalı, nefes alır almaz fonasyona hazırlıksız bir Ģekilde baĢlamamalıdır.

Son olarak Ģancının Ģarkı söylerken daha canlı ve enerjik olmasını sağlamak gibi psikolojik faktörler de sesi kullanım sırasında harcanan enerjiyi arttıracaktır. Utangaç, içine kapanık, korku ve endiĢeli hal gibi kiĢilik özellikleri de sesin hipofonksiyonel olmasına neden olur. Duygusal durum ve kiĢilik özelliklerinin ses üzerinde son derece büyük bir etkisi vardır. Dolayısıyla Ģan pedagogu öğrencinin psikolojisini de Ģarkı söylemeye hazırlayabilmelidir. Ders sırasında rahat, sıcak, anlayıĢlı ve dostça bir ortam sağlamak, hipofonksiyonel fonasyonu olan öğrencilerin bu problemlerini daha kolay çözmelerine yardımcı olacaktır.

3.8.3 Hiperfonksiyonel Fonasyon Problemi ve Düzeltilmesi

Larengeal mekanizma ve çevresindeki bölgelerdeki kasılma aĢırı derecede olduğunda hiperfonksiyonel fonasyon oluĢur. Hiperfonksiyonel fonasyonu genelde hiperfonksiyonel nefes desteği takip eder. Bu durumda çıkan ses sert, sıkı, köĢeli, zorlanıyormuĢ veya bağırıyormuĢ gibi duyulur. Hiperfonksiyonel fonasyon bir süre sonra Ģancının, doktor yardımına ihtiyaç duyacağı ciddi ses problemlerinin oluĢmasına neden olur.

ġan pedagogları Ģancının sesini sadece Ģarkı söylerken değil, konuĢurken ve günlük alıĢkanlıklarını sürdürürken de kötüye kullanılıp kullanmadığını kontrol etmelidir. Sesin kötüye kullanıldığının en belirgin semptomu ses kısıklığıdır. Dr.

Morton Cooper ses kısıklığının çok sık görülen, fakat tek bir nedene bağlı olmayan bir yakınma olduğunu belirtir. Ses kısıklığı sadece sesi kötü kullanma sonucunda değil, aynı zamanda allerjik rinit, sigara ve tütün alıĢkanlığı, sinüzit, hava kirliliği, ısı değiĢimleri vb. gibi sebeplerden de kaynaklanabilir. Yanlızca Kulak-Burun-Boğaz doktorları ses kısıklığının esas nedenini bulabilecek donanımdadır, fakat bir Ģan pedagogu da tehlike iĢaretlerini farkedip öğrenciyi uyarmalıdır. Ses kısılması her Ģarkı söyleme sonunda oluĢuyorsa, konuĢma sesinde kronik bir hıĢırtı ve kısıklık varsa mutlaka ses konusunda uzman bir doktora gidilmelidir. Ses kısıklığı kord vokallerin normal olmayan vibrasyon patternleri sonucunda da oluĢabilir. Sesi kötü kullanmanın bir diğer belirtisi de, bir süre Ģarkı söylendikten sonra sesteki en pes ve en tiz notaların kaybolmasıdır. Bunların yanında sesteki gerginlik ve stres sonucu hiperfonksiyonel seslerde vibratoda da problemler duyulur.

Seste hiperfonksiyona sebep olan durumlar aĢağıda sıralanmıĢtır.

YanlıĢ ses sınıfında, özellikle pes bir sese sahip olup da tiz repertuar söylemek

KonuĢma tonunun olması gerektiğinden daha pes veya tiz oluĢu ġancının günlük hayatta yüksek sesle ve çok konuĢması

Bağırmak, çığlık atmak ve bu durumlara sebep olacak ortamlarda sık bulunmak (yüksek sesli müziğin olduğu eğlence ortamları, maçlar vb.)

Hiperfonksiyonel nefes desteği ve yanlıĢ nefes alma biçimleri ġarkı söylerken vücut postüründe katılık ve kasılma olması

KiĢilikle ilgili faktörler (sinirli ve agresif kiĢilik yapısı, korku, utanç, kendine güvensizlik, vb.)

Hiperfonksiyonel fonasyonu düzeltme yöntemlerinin baĢında, larenkste ve genel olarak vücutta aĢırı kasılmaların oluĢtuğu bölgelerde gerginliği azaltacak gevĢeme tekniklerinin uygulanması gelir. Postürden baĢlayarak esneme, uzanma ve kıvrılma egzersizleri, baĢın nazikçe, daireler çizerek çevirilmesi, aynı Ģekilde omuzların gevĢeyip daireler çizmesi, bacakları ve kolları gevĢeterek sallamak,

çeneyi, dudakları ve dili gevĢetecek egzersizler61

yapılarak vücut rahatlatılmalıdır. Postürden kaynaklanan gerginliği azaltmak için Ģancıların düzenli olarak yoga, Alexander tekniği veya Pilates egzersizlerini yapması önerilir.

Bunların yanında yanlıĢ nefes ve aĢırı destek de larenkste kasılmalara sebep olacağından kontrol edilmelidir. Sesli alınan nefes, akciğerlerin özellikle üst kısımlarını fazla hava ile doldurmak, üst karnı sertçe içeriye çekerek sesi desteklemeye çalıĢmak, söylerken aĢağıya doğru ıkınmak gibi alıĢkanlıklar larenkste stres yaratacağından engellenmelidir.

Hiperfonksiyonel fonasyon olan bir seste atak ve fonasyon da sıkıdır. Subglottik basınç fazla olduğu için ses patlarcasına bir atakla baĢlar. Sert atak zaman içinde kord vokallerin hassas dokularına zarar verir, nodül, polip veya kontak ülserlerin oluĢmasına neden olabilir. Bunun için atağa yumuĢak baĢlanmalı ve kord vokaller önce değil, hava akıĢı ile senkronize olarak kapanmalıdır. Hiperfonksiyonel fonasyon olan bir ses [i] ve [e] gibi sıkı vokaller yerine [u], [o], [a] gibi gevĢek ve biraz dudak yuvarlamanın gerektiği vokaller ile çalıĢmalıdır. Bu vokaller [y], [m] gibi sessiz harfler ile birleĢtirildiğinde çenedeki gerginlik de azalacaktır. Ek olarak “yu,” “maw,” “no,” “uwa” gibi vokaller ile yapılan egzersizler de atağı yumuĢatacaktır.

Amerikalı Ģan pedagogu William Vennard tüm vokallerin baĢında önce abartılı bir [h] ünsüzü söylemenin ve bunu takiben net ve temiz bir vokal çıkarmanın atağı yumuĢattığını belirtmiĢtir.62

Zaman içinde, atak yumuĢadıktan sonra abartılı [h], duyulmayan bir [h]‟ye dönüĢmelidir. Vennard ayrıca “yawn-sigh” egzersizini de bu problemi yaĢayan öğrencilerde kullanmaktadır. Bu egzersiz esner gibi, rahat bir pozisyonda, iç çeker gibi ([aaaaah], vb.) doğal sesler çıkarılarak ve ses kaydırılarak yapılır.

Hiperfonksiyonel sese sebep olan konuĢma tonundaki yanlıĢlıklar ve konuĢma alıĢkanlıkları bu tezin ilkel sesi ve doğru konuĢma tonunu bulmak bölümünde anlatılmıĢtır.

61 Tezin dil ve çene bölümlerinde bu egzersizler incelenebilir. 62