• Sonuç bulunamadı

FAKTÖRLER

Finansal okuryazarlık hakkında yürütülen çalışmalarda kritik öneme sahip olan verilerin toplanmasında yapılan anketlerde yer alan demografik sorularla elde edilen veriler çalışmaların çok farklı yönleriyle değerlendirilmesine olanak sağlamıştır. Bu sayede elde edilecek verilerin yani demografik özelliklere göre bireylerin ihtiyacı olan finansal okuryazarlık bileşenleri tespit edilebilecektir. Bireylerin demografik özelliklerine göre finansal okuryazarlık bileşenleri değişmektedir (Bayram, 2010: 16).

Böylece tespit edilecek grupların ihtiyacı olan finansal okuryazarlık eğitimi sağlıklı verilere dayanacak ve istenilen sonuca varma imkanı tanıyacaktır.

Bu sebeple finansal okuryazarlık düzeyini etkileyen faktörlerin tespit edilmesi büyük önem arz etmektedir. Aşağıda bu faktörler ve elde edilen bazı uygulama sonuçları sunulmuştur.

18 4.1. Sosyo Demografik Faktörler

Finansal okuryazarlık seviyesinin düşük olması, sadece bireyi olumsuz yönde etkileyen bir sorun değil aynı zamanda ulusal hatta uluslararası düzeyde bir sorundur.

Bireylere, tasarrufa yönelerek birikim yapma alışkanlığının kazandırılmamış olması, ekonomiyi sıkıntıya sokarak iflas ve haciz gibi olaylara sebep olmaktadır. Bu sebeple finansal okuryazarlığın, sosyo – demografik durumlara, statüye, yaşa ve cinsiyete bakmaksızın tüm topluma kazandırılması önemlidir (Bayram, 2010: 16). Fakat finansal okuryazarlığın kazandırılması aşamasında bu faktörlerin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Bu kapsamda bireylerin finansal okuryazarlık düzeylerini ve bireylere verilecek finansal eğitimi etkileyen etmenlerden sosyo-demografik faktörlerin neler olduğunu saptamak ve incelemek büyük öneme sahiptir. Bu doğrultuda daha önce yapılan çalışmalara bakacak olursak, araştırmacılara göre finansal okuryazarlık düzeyini etkileyen başlıca sosyo-demografik faktörler: “eğitim durumu, cinsiyet, yaş, medeni durum” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu faktörlerin finansal okuryazarlık üzerindeki etkilerinden bazıları aşağıdaki gibidir.

Eğitim Durumu: Yapılan çalışmalarda bireylerin eğitim durumlarının yükselmesi ile finansal okuryazarlık düzeylerinin yükselmesi arasında doğru orantı olduğu tespit edilmiştir (TEB, 2017). Buna ek olarak bireyler, eğitim hayatları boyunca farklı finansal enstrümanlarla tanışma imkanı bulmaktadır. Bu duruma örnek olarak öğrencilere öğrenimleri süresince verilen öğrenim bursları ve öğrenim kredileri gösterilebilir. Aslında bunlar bir borçlanma aracıdır yani öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun bir finansal araç da diyebiliriz. Ayrıca öğrencilerin eğitimleri süresince elde ettikleri harçlıkları veya gelirleri olacaktır. Bu durumda zorunlu olarak bir bütçe idaresi tecrübesi edineceklerdir. Bu ve benzeri sebeplerle kişilerin normal yaşamlarında zaten gerekli finansal tecrübeleri edineceği düşünüldüğünde alacakları finansal eğitiminde katkısıyla eğitim durumu ile finansal okuryazarlık seviyesi arasında önemli derecede pozitif bir etkileşim olduğu söylenebilir.

Cinsiyet: Finansal okuryazarlık seviyesinin tespit edilmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında büyük bir fark olmamakla birlikte erkeklerin kadınlara göre finansal kavramlara daha hakim olduğu tespit edilmiştir (TEB, 2014). Ayrıca yapılan çalışmalarda gerekli finansal okuryazarlık eğitiminin sağlanması ile bu farkın ortadan

19

kalkacağı gözlemlenmiştir (TEB, 2017). Erkekler, kadınlara göre risk faktörünün minimize edilmesi için yatırımın çeşitlendirilmesi hususunda daha başarılı olmaktadır.

Bu husus kadınların, eşlerinin ölümü veya boşanma gibi sebeplerle yalnız kalması kapsamında değerlendirildiğine büyük bir önem arz etmektedir (Lusardi, 2008b: 8).

Chen ve Volpe (Chen ve Volpe, 2002: 305)’de yaptığı çalışmalarda benzer sonuçlara rastlamıştır. Bu sonuçların altında yatan neden olarak kadınların finansal kavramlara karşı ilgisiz olması ve böyle konuları sıkıcı bulması sayılabilir. Ya da geçmiş toplum süreçlerinde ev idaresini erkeklerin yürütmesi bu sonuçların kaynağı olarak gösterilebilir. Bu sebeple finansal kararları genelde erkek aldığından dolayı kadınlar finansal konulara yabancı kalmışlardır. Fakat günümüzde gerek kadınların iş hayatında aktif rol almaya başlaması gerek aile yapısının güncel hukuk zemininde müşterek sorumluluk olgusunun yer alması kadınların daha çok finansal kararlar almasına neden olmaktadır.

Yaş: Finansal okuryazarlık seviyesi ile yaş arasında önemli bir bağ vardır.

Finansal okuryazarlık seviyesi ile yaş grupları arasında çan şeklinde bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Yani orta yaş grubunun finansal okuryazarlık seviyesi diğer yaş gruplarına nazaran daha yüksek çıkmaktadır (TEB, 2013). Lusardi (2009) de orta yaşın üzeri olan 55 yaş ve üstündekilerin temel finansal bilgilere hakim olmadığını tespit etmiştir. Aynı şekilde belli bir yaştan sonra yaşın yukarıya çıktığı durumlarda finansal okuryazarlık düzeyinin aşağıya doğru indiğini, ters etkileşim içinde olduklarını belirlemiştir. Bu sebeple bilhassa ileri yaş grubu özellikle dolandırıcıların hedefi haline gelmektedir (Lusardi, 2008b: 8).

Bu kapsamda değerlendirildiğinde orta yaş grubunun (30-45) konut alımı vb.

sebeplerle uzun vadeli borçlanma gibi hayati öneme sahip finansal kararlar almak durumunda olduğu aşikardır. Kişilerin elde ettikleri gelirlerle tasarruf yapmaya başladıkları bu süreçte, gerçekleştirilen bu tasarrufların nasıl değerlendirileceği sorusu ortaya çıkmaktadır. Artık geleceğe dair planlar yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu sebeple kişi yaşlanınca da finansal refaha kavuşabilmek için gerekli bireysel emeklilik (BES) araştırmaları yapacak ve bu tasarruflarını gerek BES gerek diğer yatırım araçları yoluyla değerlendirecektir. Ayrıca orta yaş grubunda araba ve ev alımı gibi önemli dönüm noktaları mevcuttur Bu kapsamda yapılacak borçlanma da büyük öneme sahiptir. Bütün veriler birlikte değerlendirildiğine orta yaş grubunun finansal

20

okuryazarlık seviyesinin diğer yaş gruplarına göre daha üstün olması kaçınılmazdır.

Çünkü bu yaş grubunda daha fazla finansal karar alınmaktadır.

Medeni Hal: Bireylerin finansal okuryazarlık düzeylerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında bekarların evlilere göre az da olsa daha fazla finansal bilgi seviyesine sahip olduğu tespit edilmiştir (TEB, 2016). Bu sonuç büyük bir farkla ortaya çıkmış olmasa bile evlilerin sorumluluklarını paylaşacak birisinin olması fakat bekarların bütün sorumluluğu tek başına yüklenmesi kapsamında değerlendirildiğinde finansal ürünlerle daha çok karşılaşan ve uygulama alanı bulan bekarların finansal okuryazarlık seviyesinin evlilere göre daha yüksek çıkmasının normal karşılanması gerekir.

4.2. Ekonomik Faktörler

Finansal okuryazarlığın temel konusu ekonomi oldu için etkilendiği en büyük faktörde ekonomik faktörlerdir. Finansal okuryazarlık seviyesini etkileyen ekonomik faktörlerin de başında yaşanan ülkenin gelişmişlik düzeyi ile ülkenin mali durumu ve kişisel gelir gelmektedir.

Ülkenin Mali Durumu (Gelişmişlik Seviyesi): Ülkelerin ekonomik yapısının gelişmişlik düzeyinin, finansal okuryazarlık düzeyi ile doğru orantılı olduğu söylenebilir. Az gelişmiş ülkelerin finansal okuryazarlık düzeyleri çoğunlukla olması gerekenden düşüktür (Bönte ve Filipiak, 2012). Bununla birlikte gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda da vatandaşların finansal okuryazarlık seviyelerinin olması gereken seviyenin altında olduğu tespit edilmiştir (Lusardi ve Mitchell, 2007).

Görüldüğü gibi her ne kadar ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile finansal okuryazarlık seviyeleri arasında paralel bir bağ varmış gibi görünse de dünya genelinde finansal okuryazarlık seviyesinin düşük olduğu ve bunun gelişmiş ülkeler için de geçerli olduğu söylenebilir. Fakat tüm tablo birlikte değerlendirildiğinde gelişmiş ülkelerdeki bireylerin finansal okuryazarlık düzeylerinin az gelişmiş ülke bireylerinin finansal okuryazarlık düzeylerinden daha üstün olduğu göz ardı edilmemelidir.

Kişisel Gelir: Yapılan çalışmalarda gelir seviyesi yüksek grupların finansal okuryazarlık seviyelerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir (TEB, 2013). Kişilerin gelir grubuna göre karşılaşacakları finansal enstrümanlar farklılık göstermektedir.

Düşük gelirli bir kişinin hisse senedi hakkında bilgi sahibi olma ihtimali yüksek

21

gelirli birine kıyasla daha düşük olmaktadır. Ayrıca yüksek gelir grubunun karşılaşacağı finansal araç sayısı da daha fazladır. Yüksek gelir düzeyine sahip bireyler elde ettikleri tasarrufları yatırıma dönüştürürken daha fazla çeşitlendirme yapabilmekte veya daha kolay ve çeşitli şekillerde borçlanabilmektedirler.

Yüksek gelir sahiplerinin düşük gelir sahiplerine göre daha fazla finansal okuryazarlık seviyelerine sahip olmalarının altında yatan etmen yüksek gelir gruplarının ihtiyacı olan finansal okuryazarlık eğitimine ulaşma imkanlarının bulunması ve bu imkanlarını değerlendirmeleridir. Bu sebeple gerçekleştirilecek finansal okuryazarlık eğitimlerinde düşük gelir sahiplerine odaklanılması ve ihtiyaçları olan finansal eğitimin verilmesi büyük önem taşımaktadır (Bayram, 2010).

4.3. Çevresel Faktörler

Kişilerin yaşadıkları çevre de finansal okuryazarlık seviyesini etkileyen faktörler arasında gösterilmektedir. Yapılan çalışmalarda büyük şehirlerde yaşayanların kırsal kesimde yaşayanlara göre finansal okuryazarlık seviyelerinin gözle görülür bir farkla önde olduğu tespit edilmiştir. Bunun dışında bu iki yerleşim yeri dışında kalan yerlerin il ve ilçelerde yapılan çalışmalarda finansal okuryazarlık seviyesinin olması gerekenin altında olduğu fakat birbirine yakın olduğu tespit edilmiştir (TEB, 2015). Chen ve Volpe’ye göre sanayileşerek ekonomik anlamda gelişmiş bölgeler tarımsal anlamda gelişmiş bölgelere göre daha yüksek finansal okuryazarlık düzeyine sahiptirler (Chen ve Volpe, 2002: 305).

Bir başka önemli çevresel faktör de aile, arkadaş çevresi ve finansal okuryazarlık hakkında bilgi sahibi olduğu düşünülen kimselerdir. Yapılan çalışmalarda bireylerin finansal kararlar alırken büyük ölçüde aile büyüklerine danıştığı görülmüştür. Diğer bir karar paydaşı da arkadaş çevresidir. Genelde finansal karar almadan önce birey, daha önce bu konuya benzer finansal karar almış arkadaşlarına sorarak bilgi edinmeyi ve uygulamayı hedeflemektedir. Bunun dışında bireyle genellikle yaşam çevresindeki mevcut ilgili finansal kuruluşlardan birisine giderek işlem yapmaktadır. Bu da alınacak finansal kararın sadece o yerdeki finansal kuruluşların vereceği hizmetle sınırlı kalması anlamına gelmektedir.

22

Finansal okuryazarlığı etkileyen çevresel faktörler içerisinde internet, televizyon, gazeteler, dergiler, reklamlar, kitaplar, haberler bültenleri ve bunlara benzer basın yayın ve iletişim araçları sıralanabilir. Ayrıca ekonomik sistemin önemli paydaşları olan devlet, bankalar, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, borsalar, merkezinde ekonomi ve finans olan odalar, üniversiteler ile finans uzmanları da finansal okuryazarlığı etkileyen çevresel unsurlardandır.

Finansal okuryazarlık seviyesini etkileyen bütün bu faktörler ve sayamadığımız diğer faktörler birlikte değerlendirilerek, bireyin ve dolayısıyla toplumun refahını yükseltmek amacıyla verilecek olan finansal eğitimin başarısı da arttırılmaktadır.

5. FİNANSAL OKURYAZARLIK VE MİKROEKONOMİ İLİŞKİSİ