• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde fen(bilimlerine) yönelik tutum ile ilgili yapılmış çeşitli araştırmaların sonuçları ele alınmaktadır.

Westerback (1982), öğretmenin, fene yönelik tutumları etkileyen en önemli ve tek faktör olduğunu ortaya koymuştur.

Fen, Matematik, Sosyal Bilgiler, Dil gibi farklı derslerde yapılan pek çok araştırmada, tutum ile başarı arasında olumlu ilişkilerin bulunduğunu (Bloom, 1971;

1979; Baykul, 1990; Bilen, 1995; Özkal, 2000) ve tutumların başarıyı, başarının da tutumları etkilediğini (Aiken, 1970; Aşkar, 1986) ortaya koymaktadır.

Feyzioğlu (2002)’nun yapmış olduğu araştırma 2001-2002 öğretim yılında Buca Lisesi süper lise bölümü ikinci sınıftaki 32, normal lisedeki 18 ve Buca Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi’ndeki 34 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada Kimya Tutum Ölçeği ve Değerlendirme Testi araçları kullanılmıştır. Bu ölçekler ön test ve son test olarak geleneksel öğretim gören kontrol grubu ile Internet tabanlı öğretim metodu uygulanan deney grubuna uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda kontrol grubunda bulunan öğrencilerin fen alanı kimya dersi başarılarında ve tutumlarında anlamlı bir değişme olmadığı, oysa ile Internet tabanlı öğretim metodu uygulanan deney grubu öğrencilerinin kimyaya karşı olan tutumlarında pozitif yönde bir gelişme olduğu sonucuna varmıştır.

Saka ve Kıyıcı’nın 2003-2004 eğitim öğretim bahar yılında Sakarya ili ve Hendek ilçesinde bulunan 6 farklı ilköğretim okulunda 6., 7. ve 8. sınıflarda öğrenim gören 450 öğrenci ve bu okullarda görev yapan 20 fen bilgisi öğretmeni ile tarama modeline dayalı olarak yürüttükleri çalışmada, ilköğretim ikinci kademedeki öğrencilerin fen dersine karşı tutumlarını etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada öğrencilerin fene karşı tutumlarını etkileyen faktörler incelenerek, öğrencilerin fen tutumları ile fen başarıları arasında pozitif yönde bir korelasyon olduğu sonucuna varılmıştır (Saka ve Kıyıcı, 2004).

Saka ve Kıyıcı (2004) yaptıkları çalışmada yaşı küçük olan öğrencilerin fene karşı daha olumlu tutum geliştirdikleri sonucuna varmışlardır. Ayrıca, fen bilgisi dersine karşı olumlu tutum belirten öğrencilerin akademik başarılarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. İlköğretim öğrencilerinin fen bilgisi dersine yönelik tutumlarının cinsiyetlerine göre farklılık göstermediği sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan, öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıf mevcudunun kalabalıklığı, öğrencilerin ikamet ettikleri yerleşim birimi, baba eğitim durumu ve mesleği, öğrencilerin derse fene karşı tutumlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bunun yanı

sıra, öğrencilerin daha önceki dönemlerde fen bilgisi dersinden başarılı veya başarısız olmaları, derse karşı geliştirdikleri tutumu etkilemediğini saptamışlardır.

Yenice (2003)’nin yaptığı araştırmanın temel amacı, ilköğretim 8. sınıf düzeyinde bilgisayar destekli fen öğretimi yönteminin öğrencilerin fen ve bilgisayar tutumlarına etkisini belirlemektir. Araştırma Aydın ilinde, Müfredat Laboratuar Okulu Modeli kapsamında bulunan bir ilköğretim okulunda 8. sınıf düzeyinde Fen Bilgisi dersi “Genetik” ünitesi üzerinde deney (n=33) ve kontrol (n=33) gruplarına uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Fen Bilgisi Tutum Ölçeği ve Bilgisayar Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma bilgisayar destekli fen öğretiminin öğrencilerin fen ve bilgisayar tutumlarına etkisinin incelendiği “kontrol gruplu öntest-sontest modeline” uygun deneysel bir çalışma olarak yürütülmüştür. Araştırma sonunda, bilgisayar destekli fen öğretiminin öğrencilerin fene yönelik tutumlarını olumlu yönde geliştirdiği tespit edilmiştir.

Saracaloğlu ve diğerleri (2000) tarafından Fen Bilgisi, Biyoloji, Fizik, Kimya ve Matematik Öğretmenliği Anabilim Dallarında öğrenim gören son sınıf öğrencilerinin fene yönelik tutumları ile başarıları arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, öğretmen adaylarının fene yönelik tutumlarının bölümlere, ailenin ekonomik durumuna, öğretim elemanının tutumuna göre farklılaşırken; cinsiyet, bitirilen lise türü, lise mezuniyet derecesi, anne-baba eğitim düzeyi ve mesleği, anne-baba tutumu, ailede öğretmen bulunma durumu, en uzun süre kalınan yerleşim birimi, bölüm tercih sırası ve nedenleri, bölümünde okumakta ve verilen eğitimden memnun olma/olmama durumu ile öğrenimi boyunca kalınan yer gibi değişkenlere göre farklılaşmadığı; öğretmen adaylarının genel başarı durumlarının; bölüm, cinsiyet ve öğrenim boyunca kalınan yer açısından değiştiği, ancak diğer değişkenlere göre ise farklılaşmadığı; fen başarılarının, cinsiyete ve öğrenim boyunca kalınan yere göre anlamlı bir biçimde farklılaştığı, diğer değişkenler bakımından ise değişmediği saptanmıştır.

Serin ve diğerlerinin (2000) üniversite öğrencileri üzerinde yaptıkları araştırmada, öğretmen adaylarının fene yönelik tutumlarının bölümlere, ailenin

ekonomik durumuna, uzun süre yaşanılan yerleşim birimine ve öğretim elemanlarının tutumlarına göre farklılaşırken; cinsiyet, bitirilen lise türü, lise mezuniyet derecesi, anne-baba eğitim düzeyi ve mesleği, anne-baba tutumu, ailede öğretmen bulunma durumu, bölümde verilen eğitimden memnun olma/olmama ve öğrenimi boyunca kalınan yer gibi bağımsız değişkenlere göre farklılaşmadığı bulunmuştur.

Türkmen (1999)’nin yaptığı benzer bir araştırmada da, Atatürk, Dokuz Eylül, Gazi, ve Karadeniz Teknik Üniversitelerinde Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dallında öğrenim gören öğretmen adaylarının fene ve fen öğretimine yönelik tutumlarının sınıf seviyesine ve ailelerin sosyoekonomik durumlarına göre farklılaştığı; cinsiyet ve öğrenim görülen üniversite değişkenlere göre farklılaşmadığı saptanmıştır.

Akçay ve diğerleri (2003)’nin “Bilgisayar Destekli Fen Bilgisi Öğretiminin Öğrenci Başarısına ve Tutumuna Etkisine bir Örnek: Mol Kavramı ve Avogadro Sayısı” adlı araştırmasını 2001-2002 eğitim öğretim yılında ilköğretim 8. sınıftaki 152 öğrenci ile gerçekleştirmişlerdir. Araştırmada İlköğretim 8. sınıf eğitim programında bulunan ve öğrencilerin kavrama güçlüğü çektiği mol kavramı ve Avogadro sayısı konuları kullanılarak hazırlanan bilgisayar destekli programın uygulanan yöntemlere bağlı olarak öğrencilerin tutumlarına ve başarılarına etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla iki deney grubu geleneksel öğretim yöntemi uygulanan kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. Deney gruplarından birine bilgisayar destekli- öğretmen merkezli, diğerine ise bilgisayar tabanlı, öğrenci merkezli öğrenme yöntemleri uygulanmışlardır. Araştırma sonuçları kontrol grubunda bulunan öğrencilere kıyasla deney gruplarında bulunan öğrencilerin, fen bilgisi dersine karşı olan tutumlarında, fen bilgisi öğretmenine karşı olan tutumlarında pozitif yönde gelişme olduğunu göstermiştir. Ayrıca bu pozitif değişimin öğrenci merkezli eğitim alan deney grubunda çok daha etkili olduğu saptamışlardır.

Makrokis ve Sawada (1996) tarafından Tokyo ve Stockholm’de toplam 773 dokuzuncu sınıf öğrencileri üzerinde yapılan araştırmada sonucunda, erkeklerin

matematik ve fen bilimlerine yönelik daha olumlu tutumlara sahip olduğunu kesin bir şekilde ifade etmişlerdir.

Bone (1997)’nin araştırması da Makrokis ve Sawada’nın yaptığı araştırmayı destekler niteliktedir. Boone’nin Çin’de rasgele seçilen bir orta öğretim kurumunda öğrenim gören 170 sekizinci sınıf öğrencisi üzerinde yaptığı araştırma sonucunda, erkek öğrencilerin fene yönelik tutumlarının kız öğrencilere göre daha olumlu olduğu fakat kız öğrencilerin fen başarısı için daha yüksek bir motivasyona sahip olduklarını ortaya koymuştur.

Chin (2005)’in Tayland’da üniversite birinci sınıfta öğrenim gören öğretmen adayları üzerinde yaptığı araştırma sonucunda ise öğrencilerin fen yönelik tutumları ile cinsiyet arasında önemli bir ilişki saptanmamıştır.

Altun (1997) tarafından İngiltere’de bağımsız bir ortaokulda öğrenim gören 14- 15 yaş grubu öğrencilerinin üzerinde yapılan deneysel bir araştırmada, fen öğretiminde interaktif video ile öğretim yapmanın öğrencilerin kaygı düzeyini azaltmada, olumlu tutum oluşturmada olumlu yönde katkı sağladığı saptamıştır.

Türkmen (2002)’nin yaptığı araştırmada, 1999-2000 öğretim yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği programına kayıt yaptırmış 102 kız ve 89 erkek öğrencinin fen bilimleri ve fen bilgisi öğretimine yönelik tutumları ölçülmüştür. Öğrencilerin fen bilimleri ve fen bilgisi öğretimine yönelik tutumları olumlu çıkmış ve tutumları cinsiyetlerine, yaşlarına, ÖSS puan yüzdeliklerine, orta öğretimde aldıkları fen gurubu derslerinin sayısına, anne ve babalarının eğitim durumuna ve ailelerinin gelir durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermemiştir. Sadece geldikleri yerin nüfus sayısına göre anlamlı bir fark gözlenmiş ve nüfusu 50.000'in üzerinde olan yerlerden gelen öğrencilerin tutumları diğerlerinden fazla çıkmıştır. Orta öğrenimde aldıkları fen derslerinin sayısı fazla olan öğrencilerin tutumları, diğerlerin tutumlarından daha olumlu çıkmıştır. Öğrencilerin genelde bilimin doğasını anladıkları fakat bilim ve teknolojiyi tam olarak ayırt edemedikleri gözlenmiştir. Fen bilgisi öğretimi açısından öğrenci

merkezli bir öğretimin gerekli olduğunu düşünürlerken öğretmen merkezli eğitimi de aynı zamanda desteklemişlerdir.

Mathew (1998)’ün yaptığı araştırmanın amacı; elektronik ağ tabanlı öğretimin öğrencilerin fen öğretimine yönelik tutumlarına olan etkilerini ortaya koymaktır. Araştırma 60 ilköğretim öğretmen adayı üzerinde öntest-sontest desenine uygun olarak yürütülmüştür. Deney grubunda yer alan öğrencilerin Internet üzerinden oluşturulan elektronik ağa bağlanmaları sağlanmıştır. Oluşturulan bu elektronik ağın; işbirlikli çalışılabilecek sosyal içerik sunan, fen öğretiminde yer alan deneylerin ve pratiklerin paylaşıldığı, etkili bir şekilde araştırma yapılabilen bir ortam olarak dizayn edildiği belirtilmiştir. Öğrenciler elektronik posta, haber grupları, ilan tahtalarını ve www’yi kullanmışlardır. Kontol grubunda yer alan öğrenciler ise oluşturulan elektronik ağa bağlanmamışlar, derslerini geleneksel fen öğretim yöntemleriyle işlemişlerdir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; deney grubu öğrencilerinin (ağa bağlantısı olan) fen öğretimine yönelik tutumlarının kontrol grubuna göre daha olumlu bir gelişim gösterdiği fakat bu sonucun anlamlı olmadığı ortaya konmuştur.

Fen Bilimlerindeki başarı, öğrencilerin sahip oldukları bilimsel bilgileri sürekli olarak analiz, sentez ve yorumlamalarının yanı sıra bilimsel bilgiyi problem çözme süreçleri sonucunda elde etmelerine bağlıdır. Genelde öğrenciler, Fen ve Matematik derslerinde sınıflar ilerledikçe, artan bir olumsuz tutum sergilemektedirler. Bunun nedenlerinden birisinin de bu derslerin pek çok soyut kavram içermesi olduğu gözlenmektedir. Bu iki derse yönelik görülen olumsuz tutumun ise matematik tabanlı fen derslerinde arttığı düşünülmektedir. Bu olumsuz düşünceleri ortadan kaldırabilmek için ise, işe soyut kavramları somutlaştırmak ve öğrenilen kavram ve karşılaşılan problemleri günlük yaşamla özdeşleştirmeye çalışmakla başlanmalıdır (Kesercioğlu, 2001).

Chin (2005)’nin ifade ettiği gibi bireylerin fene yönelik tutumları günlük yaşamlarında önemli bir rol oynamaktadır. Bu noktada öğrenciler açısından soyut kavramları soyutlaştırarak canlıyı, fiziksel ve kimyasal olayları, biyolojik temelleri

anlamalarını kolaylaştıracak ve geleneksel öğretimde yaşadıkları sıkıntıları ortadan kaldıracak nitelikleri içerisinde bulunduran ağ tabanlı fen öğretiminin, öğrencilerin fen (bilimlerin)’e yönelik tutumlarına olan etkisinin incelenmesi gerekli görülmüştür.