• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV: BULGULAR ve YORUMLAR

4.6. Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının, Öğrencilerin Maddenin Tanecikli Yapısı

5.1.2. Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Maddenin Tanecikli Yapısı

Bu çalışmada, öğretmen adaylarının maddenin tanecikli yapısı konusuna ilişkin konu alan bilgilerinde eksiklikler görülmüştür. Çalışmanın bu alt problemine ilişkin bulguları, Tamir (1988)’in görüşleri ile örtüşmektedir. Tamir, öğretmenlerin hizmet içi eğitimle pedagojik alan bilgisinin geliştirilmesi ile ilgili yaptığı araştırmada, öğretmenlerin konu alan bilgisinde eksikliklere ve yanlış kavramalara sahip olduklarını belirtmiştir.

Öğretmen adayları, maddenin katı, sıvı ve gaz hallerinde taneciklerin yaptıkları hareketleri açıklarken hata yapmışlardır. Öğretmen adaylarından sadece biri maddenin taneciklerinin her üç halde de titreşim hareketi yaptığını, sıvı ve gaz haldeyken ise öteleme hareketi yaptığını açıklamıştır.

Çalışmadan elde edilen diğer bir sonuç ise, bu konuda yapılan çalışmaları destekler niteliktedir. Çalışma grubundaki öğretmen adayları fiziksel değişmeyi geri dönüşümü olan bir değişme, kimyasal değişmeyi ise geri dönüştürülemeyen bir değişme olarak tanımlamışlardır. Öğretmen adaylarından birinin sınıf içi uygulamasında da maddelerdeki değişmeyi geri dönüşümle açıkladığı gözlemlenmiştir. Öğretmen adaylarının benzer şekillerdeki yanlış kavramaları, öğrencilerin zihinlerinde düzeltilmesi zor olan yanlış kavramaların oluşmasına neden olabilir. Aynı şekilde, öğretmen adaylarından biri, şekerli su çözeltisini açıklarken, şeker su içerisinde çözündü yerine şeker eridi ifadesini kullanmıştır.

Konu alan bilgisi sınırlı olan öğretmen adaylarının, ders anlatımı sırasında da öğrenciye aktardıkları bilgilerin sınırlı olduğu gözlemlenmiştir. Öğretmen adayları, dersin kazanımlarında olmasına rağmen, görüşmelerde açıklamakta zorlandıkları kavramları derslerde anlatmaktan kaçınmışlardır.

Çalışma grubundaki öğretmen adaylarının element, bileşik ve karışımları modellemekte zorlandıkları görülmüştür. Ayrıca, öğretmen adayları modelleme yaparken tanecikleri üçgen, kare, dikdörtgen şeklinde göstermişlerdir. Hatalı modeller çizen öğretmen adayları, kendilerine daha önceden çizilmiş modeller verildiğinde bu modelleri açıklarken daha az hata yapmışlardır.

Öğretmen adayları konu hakkındaki kavramları açıklarken, bilimsel olarak yanlış ifadeler kullanmışlardır. Bu konudaki yanlış kavramaları model üzerine gösterirken de yanlış modellemeler yapmalarına neden olmuştur. Örneğin, suyun buz halindeyken tanecikler arası boşluğun daha az olduğunu ifade eden öğretmen adayları, bu açıklamaları doğrultusunda modelleme yaptıkları görülmüştür.

Öğretmen adaylarından ikisi; tuzlu suda, tuzun iyonlarına ayrışarak su ile reaksiyona gireceğini bu nedenle kimyasal bir formülü olacağını, şekerin ise suda moleküler yapısını korumasından dolayı şekerli suyun kimyasal formülü olmayacağını açıklamıştır.

Yapılan araştırmalar da, Magnusson, Borko ve Krajcik (1999) pedagojik alan bilgisinin konu alan bilgisine bağlı olabileceğini, Marks (1990), PAB’ın konu alan bilgisinden ya da pedagojik bilgiden ayrılmasının imkânsız olduğunu ifade ederken, Uşak (2005), öğretmen adaylarının konu alan bilgileri ile pedagojik alan bilgileri arasında bir ilişki olmadığını belirtmiştir. Hollon, Roth ve Anderson (1991) , öğretmenlerin konu alan bilgisine sahip olmalarına rağmen, öğrencilerin bilimsel bilgilerinin gelişmesine yardımcı olamadıkları tespit etmişlerdir. Bu çalışmada da konu alan bilgisinin, pedagojik alan bilgisinin gelişimini etkileyen bir faktör olduğu, ancak konu alan bilgisinin tek başına pedagojik alan bilgisini etkilemediği görülmüştür.

5.1.3. Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Maddenin Tanecikli Yapısı Ünitesindeki Müfredat Bilgilerinin Durumuna İlişkin Sonuçlar

Araştırmanın bu alt problemine ilişkin bulguları değerlendirildiğinde, mesleki tecrübenin pedagojik alan bilgisinin müfredat bilgisi boyutunun gelişimini etkilediği göze çarpmıştır. Okul deneyimi dersi kapsamında uygulama okullarında dersleri düzenli takip eden öğretmen adayıyla, iki yıldır öğretmenlik yapan öğretmen adayının bu alt problemi değerlendirmek için sorulan sorulara cevap verebildikleri görülmüştür.

Konu alan bilgisi iyi olan öğretmen adayı, bu alt boyuttaki sorulara cevap verememiştir. Buradan, pedagojik alan bilgisinin müfredat bilgisi kategorisinin; öğretmeni, konunun bilimsel açıklamasını bilen bir uzmandan ayıran bilgi türü olduğu söylenebilir. Bu sonuç Magnusson, Borko ve Krajcik (1999)’ın görüşleri ile örtüşmektedir.

Öğretmen adayları, maddenin tanecikli yapısı ünitesinin müfredattaki sırasını ve bu üniteye ait kazanımların 6., 7. ve 8. sınıftan hangisinde yer aldığını belirlemekte zorlanmışlardır. Ayrıca, müfredatta yer alan BSB, FTTÇ ve TD kısaltmalarının açılımlarını da ifade edememişlerdir.

Bu bulgulardan öğretmen adaylarının özellikle okul deneyimi dersi kapsamında gittikleri okullardaki dersleri düzenli takip etmedikleri, üniversitede müfredat bilgilerinin gelişmesini sağlayacak derslere yeteri kadar önem vermedikleri görülmüştür.

5.1.4. Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Maddenin Tanecikli Yapısı Ünitesindeki Öğretim Strateji, Yöntem ve Teknik Bilgilerinin Durumuna İlişkin Sonuçlar

Araştırmanın bu alt problemine ilişkin bulguları değerlendirildiğinde, öğretmen adaylarının alan bilgilerinin, sınıf içi uygulamalarında kullandıkları öğretim, yöntem ve tekniklerini kullanmalarını etkilediği göze çarpmıştır. Örneğin, öğretmen adaylarından ikisi drama tekniğini sınıf içi uygulamalarında

kullanmışlardır. Ancak bu tekniğin içeriğinde ve uygulamasında eksiklikler görülmüştür. Öğrencilerin yanlış cevaplarına açıklama yapmayan öğretmen adaylarının, bu davranışlarının nedeni, alan bilgilerindeki yetersizlikler olabilir. Benzer şekilde, Smith ve Neale (1989), öğretmen adaylarının konu alan bilgilerinin, Marek, Eubanks ve Gallaher (1990)’de öğretmenlerin pedagojik bilgi eksikliklerinin öğretim yöntem, teknik ve stratejilerinin etkili kullanmalarına engel olduğunu ifade etmişlerdir.

Öğretmen adaylarının ders anlatımları değerlendirildiğinde, diğer öğretmen adaylarına göre mesleki deneyimi olan öğretmen adayının, öğretim yöntem ve teknikleri dersin kazanımlarına uygun şekilde kullandığı gözlemlenmiştir. Clermont, Borko ve Krajcik (1994), belirli kimya konularını sunmada tecrübeli öğretmenlerin, mesleğe yeni başlayan öğretmenlere göre farklı öğretim stratejileri bildiklerini, bu bilgilerini öğrencilerin zorlandıkları kavramları kolaylaştırma da kullandıklarını ifade etmişlerdir. Ancak, tek başına tecrübeli olma, öğretmenin etkili öğretim yöntem ve tekniklerini bileceği anlamına gelmemektedir.

Öğretmen adayları, görüşmelerde maddenin tanecikli yapısı ünitesine ilişkin açıklamakta zorlandıkları ya da yanlış kavramalara sahip oldukları kavramları ders anlatımları sırasında açıklamaktan kaçınmışlardır. Öğrenciler bu kavramlarla ilgili sorular sorduklarında, bilimsel olarak uygun olmayan açıklamalar yaparak, dersi devam ettirmişlerdir. Carlsen (1993), öğretmenlerin alan bilgilerinin eksik olduğu konuları anlatırken, daha çok düz anlatım kullandıklarını ve çoğunlukla düşük seviyeli sorular sorduklarını belirtmiştir.

5.1.5. Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Maddenin Tanecikli Yapısı Ünitesindeki Ölçme ve Değerlendirme Bilgilerinin Durumuna İlişkin Sonuçlar

Araştırmanın bu alt problemine ilişkin bulguları değerlendirildiğinde, öğretmen adaylarının maddenin tanecikli ünitesine ilişkin kavramları değerlendirirken geleneksel ölçme ve değerlendirme yöntemlerini, bu yöntemlerden de özellikle çoktan seçmeli testleri, doğru yanlış ve boşluk doldurma soru tekniklerini kullanacaklarını ifade ettikleri görülmüştür. Fen Bilgisi öğretmenlerinin

kullandıkları değerlendirme yöntemlerini inceleyen araştırmalar ; mesleğe yeni başlayan ya da tecrübeli tüm öğretmenlerin, çoğunlukla müfredatla ilişkili çoktan seçmeli testleri kullandıklarını göstermektedir (Doran ve diğ., 1994).

Bu çalışmada öğretmen adayları, alternatif değerlendirme yöntemlerinden haberdar olmadıklarını, bu nedenlede derslerinde belirli bir tecrübe kazanmadan uygulayamayacaklarını açıklamışlardır. Özellikle müfredatta sık kullanılan tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, performans değerlendirme, proje ve poster tekniklerinin özelliklerini ifade edememişlerdir. Görüşmelerde drama, kelime ilişkilendirme, gösteri gibi alternatif tekniklerden bahsetmeyen öğretmen adaylarının okul deneyimi dersinde bu teknikleri kullanması, öğretmen adaylarının deneyim kazandıkça pedagojik alan bilgilerinin gelişeceğinin bir göstergesidir.

5.1.6. Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının, Öğrencilerin Maddenin