• Sonuç bulunamadı

Afganistan ile Rusya Federasyonu (Rusya) arasındaki ilişkilerin geçmişi 15. yüzyıla dayanmaktadır. Bu dönemde, Rusya’nın ilk elçisi, İvan Vasilyeviç zamanında, Timurilerin başkenti Herat’a gelmiş ve ikili ilişkiler bu dönemde kurulmuştur.50 Çarlık Rusyası’nın Afganistan’daki ilk Büyükelçiliği, Çarlık Rusyası ile Birleşik Krallık arasındaki Büyük Oyun siyaseti çerçevesinde Dost Muhammad Han döneminde, Birleşik Krallık’ın nüfuzunu önlemek amacıyla açılmış ve Captain Viktovich ilk Büyükelçi olarak atanmıştır.51 Bu arada, Çarlık Rusyası’nda Vladimir Lenin önderliğindeki Bolşevikler, Ekim 1917 tarihinde bir devrim gerçekleştirirken, Afganistan’da ise, Kral Amanullah Han, Üçüncü İngiliz Afgan Savaşı sonrası, 19 Ağustos 1919 tarihinde Rawalpindi Antlaşması ile bağımsızlığını ilan etmiştir. Her iki ülkede de yaşanan önemli gelişmeler sonrası, ikili ilişkiler, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk devlet olmasıyla birlikte gelişmeye devam etmiştir.52 Ayrıca Rusya, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan arasında 3 Mart 1918'de imzalanan Brest-Litovsk Barış Antlaşması'nın bir maddesinde ''Taraflar, İran ve Afganistan'ın siyasi ve ekonomik bağımsızlıkları ile topraklarının bütünlüklerine saygı duyacaklardır.'' açıklaması ile hukuken de tanınmış olmaktadır. Bu arada, Kral Amanullah Han döneminde, Nisan 1919’da General Muhammad Wali Han, Afganistan’ın Büyükelçisi olarak atanmıştır. Her iki ülkede yaşanan gelişmeler

50 Aqila Narges Rahmani, Abbas Husaini, Pas Az Enzewa (Yalnızlık/İzolasyon Sonrası) (1. Baskı), Kabil Stratejik Araştırmalar Merkezi, Kabil, 2012, s. 277.

51 Mirwais Balkhi, ‘‘Seyasate Khariji Afghanistan Dar Qebale Rusiya’’ (Afganistan’ın Rusya Dış Politikası), Tamanna, F. (Eds.), Seyasate Khariji Afghanistan Dar Sephare Hamkarihayi Manteqayi

(Bölgesel İşbirlikleri Çerçevesinde Afganistan Dış Politikası) (Birinci Cilt), Markaze Mutalaate

Stratejike Wezarate Kharija, Kabil, 2014, s. 289.

52 Aziz Aryanfar, Afghanistan Wa Jahan: Keshwarhayi Amrikayi Wa Oropayi (Afganistan ve Dünya:

Amerika ve Avrupa Ülkeleri) (İkinci Cilt), Afganistan Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar

24

sonrası, 28 Şubat 1921’de Kabil’de Dostluk Anlaşması ve 1926 yılında ise, Tarafsızlık ve Saldırmazlık Anlaşması (Paghman Anlaşması) imzalanmıştır. Kral Amanullah Han’ın 1929 yılında gerçekleştirdiği Moskova ziyareti sonrası, ikili ilişkiler daha da gelişmiştir.53

İkili ilişkiler, Afganistan Cumhurbaşkanı Muhammad Dawood Han’ın son yıllarına kadar üst düzeyde seyretmiştir. Afganistan, Sovyetler Birliği’nin yardımlarını en fazla alan ülkelerden birisi olmuş, karşılıklı ziyaretler artmış, Sovyetler Birliği, Afganistan’ı Durand ve Peştunistan meselesi gibi siyasal, ekonomik ve askeri anlamda desteklemişken, ABD ise, İkinci Dünya Savaşı’na kadar Afganistan’la fazla alakadar olmamıştır. Ancak, İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında, uluslararası düzende meydana gelen gelişmelerden Afganistan’ın önemini anlamaya başlamış ve bu ülkeye 1950 ile 1971 yılları arasında 286 milyon doların üzerinde karşılıksız yardım ve borç vermiştir.54 Ancak bu yardımlar, Sovyetler Birliği’nin yaptığı yardımlara göre çok azdır.

Afganistan, jeopolitik konumu sebebi ile Soğuk Savaş döneminde, Batı bloğunun başını çeken ABD ve Doğu bloğunun başını çeken Sovyetler Birliği arasındaki rekabetin yaşandığı ülkelerden birisi olmuştur. Bu dönemde Afgan yetkililerinin Washington veya Moskova’yı ziyaret etmeleri ya da ABD veya Sovyetler Birliği yetkililerinin Kabil’i ziyaret etmeleri, iki süper güç arasındaki rekabeti arttıran bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Yani Kabil’in

Washington’a yakınlaşması Moskova’yı, Moskova’ya yakınlaşması ise,

Washington’u kızdırıyordu. Örneğin, 1977 yılında ABD Başkanı Jimmy Carter,

Afganistan Cumhurbaşkanı Dawood Han’ı, Washington’a davet etmiş,

Cumhurbaşkanı Dawood Han’ında Batı dostu ülkelerini ziyaret etmeye ve Batı ile yakınlaşmaya başlaması üzerine, 13 Nisan 1977 yılında, Sovyetler Birliği lideri Leonid Brejnev, Cumhurbaşkanı Dawood Han’ı Doğu bloğundan uzaklaşmaması konusunda uyarmıştır. Sovyetler Birliği'nin uyarılarını dikkate almayan Cumhurbaşkanı Dawood Han'a, 27 Nisan 1978’de Hafizullah Amin başkanlığında kanlı bir darbe yapılmış ve Cumhurbaşkanı Dawood Han öldürülmüştür. Yerine geçen Cumhurbaşkanı Hafizullah Amin de, ABD ile yakınlaşmaya başlayınca, 27 Eylül 1979 tarihinde Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etmiştir. Afganistan’ın

53 Aryanfar, Afghanistan Wa Jahan: Keshwarhayi Amrikayi Wa Oropayi, .... , s. 274.

25

Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesi sonrası ABD’nin dış politikasında Afganistan dikkate alınmaya başlanmıştır. Başkan Jimmy Carter, Afganistan’ın Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesini ABD’nin ulusal çıkarlarına tehdit olarak yorumlamıştır.55

Afganistan’ın Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesi ABD’yi çeşitli nedenlerden ötürü rahatsız etmiştir; Afganistan, jeostratejik konumu itibarıyla zengin yeraltı kaynaklara sahip Ortadoğu bölgesi ve Basra Körfezi’ne yakın ve sıcak Hint Okyanusu’nun güzergâhı üzerinde yer almaktadır. Ayrıca, ABD’nin eski müttefiki İran’da, yaşanan İslam Devrimi sonrası, olası Sovyetler Birliği-İran ittifakı, ABD’nin bölgedeki müttefiki Pakistan ve ABD’nin bölgedeki çıkarları için ve komünizmin diğer ülkelere yayılma tehlikesi bağlamında ciddi tehdit anlamına gelmektedir.

Tüm bu sebeplerden ötürü, ABD, Afganistan’daki komünist rejime karşı direnen Afgan Mücahitlerini, Sovyetler Birliği’nin 15 Şubat 1989 yılında Afganistan’dan geri çekilmelerine kadar her anlamda desteklemiştir. Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte, ABD’nin Afganistan’a ilgisi azalmış; zaten hemen sonrasında 25 Aralık 1991’de, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılmasıyla beraber, artık bir komünizm tehlikesi de kalmamıştır. Dolayısıyla, Afganistan, ABD’nin Merkezi İstihbarat Teşkilatı-CIA ve Pakistan’ın istihbarat teşkilatı olan ISI’ın yardım ve destekleriyle dünyanın farklı ülkelerinden Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmaları için eğitilip getirilen 35.000 radikal İslamcı gruplar ve diğer sorunlarla kendi kaderine terk edilmiştir. Çoğu Arap ülkelerinden 1981-1992 yılları arasında getirilen bu radikal İslamcı gruplar, Pakistan’daki medreselerde eğitilmişlerdir.56

11 Eylül Saldırıları sonrası dönemde, Rusya da, uluslararası toplumla birlikte ABD’nin yanında terörizmle mücadelede yer almıştır. Bu dönem itibarıyla Afganistan ve Rusya ilişkileri, siyasal, ekonomik ve askeri alanda yeniden ele alınmış ve normal şekilde devam ettirilmeye başlamıştır. 28 Eylül 2002 tarihinde, Rusya’nın Kabil Büyükelçiliği ve 14 Ekim 2002’de de bu ülkenin başkonsolosluğu Mezar-i Şerif’te açılmıştır. Ayrıca bu ülkenin Ticari ve Ekonomik Temsilciliği de

55 Ahmadi, a.g.e., s. 210.

56 Sayed Mahdi Alizada Musawi, Afghanistan Rishayabi wa Bazkhvani Tahawwulate Muaser

(Afganistan ‘ın Çağdaş Gelişmelerinin Temelini Bulmak Ve Yeniden Değerlendirmek) (1. Baskı),

26

Kasım 2002’de faaliyete başlamıştır.57 Afganistan Geçici Hükümet Başkanı Hamid Karzai’nin, Mart 2002’de Moskova’ya yaptığı resmi ziyaret sonrası, ikili ilişkiler de hızla gelişmeye başlamıştır.58

Rusya, Taliban sonrası dönemde, Afganistan’nın yeniden yapılandırılması sürecinde her zaman önemli yer edinmek istemiştir. Dolayısıyla, ABD ve NATO ile yakından işbirliği yapmış ve Afganistan’da güvenliğin sağlanmasına önemli katkıda bulmuştur. Moskova, ABD ve NATO ile işbirliği yapmayı, kendisinin ve Orta Asya’nın güvenliğini sağlamak, Orta Asya’yı radikal örgütlerden korumak, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerle ve Batı ile iyi ilişkiler kurmak ve Afganistan’ın yeniden yapılandırılmasında yer almayı faydalı görmüştür.59 Bu nedenle, 11 Eylül saldırıları sonrası dönemde, uluslararası terörizmle mücadele, Afganistan’ın güvenliğinin sağlanması, uyuşturucu ile mücadele ve ülkenin yeniden yapılandırılması süreçlerinde, Rusya, ABD ve NATO ile işbirliği yapmıştır. NATO ve ABD’nin Afganistan’da terörizmle mücadele etmek için ihtiyaç duyduğu teçhizatların, bu ülke ve Orta Asya ülkeleri üzerinden Afganistan’a sevkiyatına ve ABD’nin, 2001 yılında bazı Orta Asya ülkelerinde askeri üsler kurmasına karşı çıkmamıştır.

Rusya’ya göre, kendi güvenliği ve Orta Asya ülkelerinin güvenliğinin sağlanması için öncelikle güvenliği tehdit eden Afganistan’daki terörizm sorununun son bulması gerekmektedir. Rusya ve Afganistan’a göre, Pakistan’daki radikal terör örgütlerinin Afganistan’da nüfuz oluşturmaları ve Pakistan’daki varlıkları, her iki ülkenin de güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Rusya ve Afganistan, Orta Asya ve bölgedeki radikal İslamcı terörün kaynağının Pakistan’da olduğunu defalarca ifade etmiştir.60 Rusya, Afganistan’ın, özellikle de Orta Asya ülkeleriyle sınırı olan küzey bölgelerinin güvenlik sorunlarından ciddi anlamda tedirginlik duymaktadır. Çünkü Afganistan’ın küzey bölgelerinin güvensiz ve istikrarsız olması, Rusya’nın ulusal güvenliği ve çıkarlarını doğrudan etkilemektedir. Böyle bir durumda, terör örgütleri ve radikal düşünceler için uygun bir ortam oluşmuş olacak ve hem teröristlerin ve radikal düşüncelerin, hem de uyuşturucunun Orta Asya

57 Aryanfar, Afghanistan Wa Jahan: Keshwarhayi Amrikayi Wa Oropayi, .... , s. 276.

58 Rahmani, Husaini, a.g.e., s. 281.

59 Balkhi, Tamanna (Eds.), a.g.e., s. 304.

27

ülkeleri üzerinden Rusya’nın içine doğru ilerlemesi adına uygun bir zemin hazırlanmış olacaktır. Dolayısıyla, Rusya’nın bu anlamda ABD ile işbirliği yapması, Afganistan’ın güvenliğinin ve istikrarının sağlanmasında olumlu rol oynamış olacaktır.

Rusya’yı tehdit eden başka bir unsur da uyuşturucudur. Moskova’ya göre, yıllık 30 ton üzerinde eroin Afganistan’dan Rusya’ya girmektedir. Bunların sadece yüzde 10’u Uyuşturucuyla Mücadele Güçleri tarafından ele geçirilmektedir. Bunun önüne geçmek için, ABD ile uyuşturucuyla mücadele alanında ortak işbirliği yapmaktadır.61 Rusya ve ABD’nin Nangarhar’da uyuşturucuyla mücadele için yaptıkları ortak operasyonlar, buna örnek olarak gösterilebilir.62 Rusya, Taliban rejimi sonrası Afganistan’ın yeniden yapılandırılması sürecine ve Afganistan’ın siyasal ve ekonomik kalkınmasına destek vermiş ve ülkenin askeri gücünün artırılması konusunda yardım etmeye istekli olmuştur. Moskova, siyasal anlamda uluslararası ve bölgesel alanda Afganistan’a destek vermektetir. Örneğin; Afganistan’ın Şangay İşbirliği Örgütü’ne üyeliğini desteklemektedir.63 Ekonomik olarak da Afganistan’a yardım ve destek vermektedir. Rusya eski Başkanı Dmitri Medvedev, daha önce, Afgan Güvenlik ve Savunma Güçleri’nin artırılması için yardım etmeye hazır olduklarını64 ve Afgan Güvenlik Güçleri’nin eğitilmesi ve Afganistan’a askeri teçhizatların satılması konusunda da yardım edebileceklerini ifade etmiştir. Nitekim ABD ve Rusya, Afgan Güvenlik ve Savunma Güçleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak için mutabakat sağlamış65 ve Rusya ile ABD’nin bu alanlardaki işbirliğinin devam etmesi Afganistan ile ABD’nin ikili ilişkileri açısından da önem arz etmektedir.

61 Rahmani, Husaini, a.g.e., s. 282.

62 The Killid Group, “راهرگنن رد ردخم داوم دیلوت زکارم رب اكیرما و هیسور کرتشم هلمح (Rus Ve Amerikan Askerlerinin Nangarhar’daki Uyuşturucu Merkezlerine Operasyonu)”, 2010,

http://tkg.af/%D8%AD%D9%85%D9%84%D9%87- %D9%85%D8%B4%D8%AA%D8%B1%DA%A9- %D8%B1%D9%88%D8%B3%DB%8C%D9%87-%D9%88- %D8%A7%D9%85%D8%B1%D9%8A%D9%83%D8%A7-%D8%A8%D8%B1-%D9%85%D8%B1%D8%A7%DA%A9%D8%B2-%D8%AA%D9%88%D9%84%DB%8C/ (Erişim Tarihi:15/05/2017)

63 FarsiRu, “یاهگناش نامزاس رد ناتسناغفا تیوضع زا هیسور تیامح (Rusya’nın Afganistan’ın Şanghai’e Üyeliğine Desteği)”, 2011, http://www.farsi.ru/doc/4665.html (Erişim Tarihi:15/05/2017)

64 BBC Farsça, “داد رادشه برغ هب یماظن تازیهجت هراب رد یزرک (Karzai Askeri Teçhizatlarla İlgili Olarak Batı’yı Uyardı)”, 2009, http://www.bbc.com/persian/afghanistan/2009/01/090125_a-karzai-military-equepment.shtml (Erişim Tarihi:15/05/2017)

28

Rusya, 11 Eylül sonrası dönemde, Taliban, El Kaide ve diğer terör örgütlerinin ulusal güvenliğine tehdit oluşturan unsurlarının ülkesine yönelik tehditlerini bertaraf etmek için başta ABD olmak üzere Batı ülkeleri ile işbirliği yapmıştır. Ancak, ABD’nin Afganistan’da daimi askeri üsler kurması, bir yandan Afganistan-Rusya arasındaki ilişkileri doğrudan, diğer yandan da Afganistan-ABD arasındaki ilişkileri de dolaylı olarak olumsuz etkilemektedir. Bunun sebebi, ABD’nin Taliban rejiminin yıkılışı ve terörizmle mücadele sonrası Afganistan’daki askeri varlığını, kendi ulusal çıkarları için bir tehdit olarak algılamakta ve ABD’nin askeri olarak Afganistan’da bulunmasını kabul edememektedir.66 Rusya’nın Afganistan’a bu anlamda baskı uygulaması, Afganistan-ABD ilişkilerini menfi anlamda etkileyecektir. Afganistan'ın Rusya'yı dünyanın önemli askeri ve ekonomik gücü olarak görmesi, her iki ülkenin de aynı bölgede yer almaları doğrultusunda, Afganistan'ın İran ve Pakistan ile sorun yaşadığında karşılaştığı ekonomik ve ticari sıkıntılarını gidermek için Rusya'yı bir alternatif olarak görmektedir. Terörizm ve uyuşturucunun her iki ülkenin ulusal çıkarlarına yönelik ortak bir sorun olması ve Rusya'nın geçmişten beri bölgesel ve uluslararası alanda Afganistan'ın bazı iddialarını desteklemesi, bu anlamda Rusya'ya Afganistan'a baskı uygulayabilme avantajı sunmaktadır. Rusya, Afganistan’ın Durand ve Peştunistan iddialarını geçmişte de desteklemekteyken; ABD ise, Pakistan’ı desteklemektedir. Eski Sovyetler Birliği liderleri Nikita Kruşçev ve Nikolay A. Bulganin, Aralık 1955’te

Afganistan’a yaptığı ziyaretlerinde Afganistan’ın Peştunistan iddasını

desteklediklerini ifade etmiş67 ve Nikita Kruşçev “Buraya barışı desteklemek için geldik, eğer bir savaş çıkarsa sizlerle beraber omuz omuza savaşmak istiyoruz”68

açıklamasını yapmıştır. Ayrıca Rusya, Afganistan’daki uyuşturucu ticareti ve sorununun ülkede binlerce Amerikalı askerinin varlığına rağmen, çözülmemesini kendisine karşı bir savaş olarak görmektedir. Afganistan’da takip ettiği dış politika hedefleri arasında; teröristleri yenmek, kendi ve komşu ülkelerinin sınır güvenliğini sağlamak, dostça görmediği ittifak oluşumlarını ve uyuşturucu ticaretini önüne

66 Balkhi, Tamanna (Eds.), a.g.e., s. 301.

67 Muhammad Ikram Andishmand, Munazaayi Durand Wa Aqlaniyate Seyasi (Durand Çatışması Ve

Siyasal Gerçekçilik, (1. Baskı), Entesharate Saed, Kabil,2013, s. 97.

68 Muhammad Nazir Kabir Seraj, Roydadhayi Nimayi Dowume Saddayi Bist Dar Afghanistan (20.

29

geçmek vardır.69 Dolayısıyla, ABD’nin Afganistan’da takip ettiği dış politika hedeflerinden herhangi birisi, Rusya’nın takip ettiği Afganistan dış politikasına karşı gelecek olursa, göstereceği tepki, Afganistan ile ABD’nin ilişkilerini etkileyecektir. İki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel geçmişine bakığımızda bunun örnekleri mevcut olduğu görülmektedir. Özellikle ABD’nin, 1974’lerden itibaren Sovyetler Birliği’nin Afganistan’da takip ettiği stratejilerine karşı Mücahitleri desteklemesi, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı 1979’da işgal etmesine ve Afganistan-ABD arasındaki ilişkilerin tamamen kesilmesine neden olmuştur.