• Sonuç bulunamadı

Afganistan, komşusu İran ile diğer ülkelerle karşılaştırılamaycak kadar ortak dilsel, dinsel ve kültürel özellikleri paylaşmaktadır. Bu iki komşu ülkenin geçmişleri de birbirlerine çok benzerdir. Örneğin, her iki ülke, geçmişte sömürgeci devletlerin nüfuzu ve etkisi altında kalmışlardır. Afganistan, Birleşik Krallık’ın nüfuzu ve etkisi altındayken, İran ise, Çarlık Rusyası’nın nüfuz ve etkisi altında kalmıştır.91 Bu komşu ülkeler, sömürgeci devletlerin nüfuz ve etkilerinden kurtulur kurtulmaz birbirleriyle diplomatik, ekonomik ve ticari ilişki kurmuşlardır. Afganistan,

90 Alizada Musawi, a.g.e., s. 125.

39

bağımsızlığını kazandığı 1919’da bu ülkenin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olan İran92 ile ilk resmi ilişkisini bağımsızlığını ilan ettikten sonra kurmuş ve 1921 tarihinde de iki ülke arasında Tahran’da imzalanan Dostluk Anlaşması’yla ilk büyükelçilikler her iki ülkenin başkentinde açılmış ve ilk Büyükelçiler atanmıştır.93

Afganistan-İran ilişkileri, ara sıra çıkan Helmand suyu anlaşmazlıkları hariç, Afganistan’da komünistlerin iktidara geldiği tarihe kadar genellikle karşılıklı saygı içerisinde devam etmiştir. Komünistlerin iktidarda olduğu dönemlerde, ABD’nin yanında yer alan İran’ın, Afganistan ile ilişkileri komünizm karşıtlığı nedeniyle iyi olmamıştır. Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı 1979’da işgal etmesine ilk tepki gösteren ve karşı çıkan devlet olan İran, dönemin Afganistan hükümetine doğrudan ve Sovyetler Birliği’ne ise dolaylı olarak Afganistan’dan çekilmesi için diplomatik yollarla baskı kurmuştur.94 İran’ın Afganistan işgaline çok sert tepki göstermesinin nedenleri arasında, komünist düşüncenin İran toplumuna yayılmasının önüne geçmek istemesi ve Afganistan’ın işgalinin resmen ulusal birlik ve güvenliğine karşı tehdit oluşturduğunu düşünmesidir. Bunun sebebi Sovyetler Birliği’nin Pakistan ve İran’lı güçleri, kendisine yakın ayrı bir devlet kurma düşüncesiyle ulusal birlik ve toprak bütünlüğüne karşı kışkırtmasından korkmaktadır. Dolayısıyla İran, Sovyetler Birliği’ne Afganistan konusundaki düşüncelerinden ve Afgan Mücahitlerini desteklemekten vazgeçmeyeceğini belirtmiştir. Ancak Mücahitlerin döneminde nispeten normalleşen İran Afganistan ilişkileri, Taliban’ın iktidara gelmesiyle daha önce hiç olmadığı kadar kötüye gitmiştir. Taliban’ın Mezar-i Şerif’te uğradığı büyük yenilgiden sorumlu tuttuğu İran’dan, Haziran 1997’de Kabil’deki büyükelçiliğinin tüm personellerini çekmesini istemiş ve böylece Kabil’deki İran büyükelçiliği kapanmıştır.95 8 Ağustos 1997’de, tekrar Mezar-i Şerif’i ele geçiren Taliban, bu sefer İran’ın Mezar-i Şerif başkonsolosluğundaki sekiz diplomatı ve bir gazeteciyi

92 Sayed Asghar Kiwan Husaini, ‘‘ Seyasate Khariji Jamhori İslami İran Va Buhrane Afghanistan’’ (İran İslam Cumhuriyeti’nin Dış Politikası Ve Afganistan Krizi), Saqafi Amiri, N. (Eds.), Mutalaate

Asyaye Markazi Va Qafqaz (Orta Asya Ve Kafkasya Araştırmaları), Wezarate Omore Kharijaye

Jamhori İslami İran, Tahran, 1998, s. 44.

93 Sayed Mahdi Manadi, ‘‘Seyasate Khariji Afghanistan Dar Qebale İran’’(Afganistan’ın İran Dış Politikası), Tamanna, F. (Eds.), Seyasate Khariji Afghanistan Dar Sephare Hamkarihayi

Manteqayi(Bölgesel İşbirlikleri Çerçevesinde Afganistan Dış Politikası) (Birinci Cilt), Markaze

Mutalaate Stratejike Wezarate Kharija, Kabil, 2014, s. 92.

94 Kiwan Husaini, Saqafi Amiri (Eds.), a.g.e., ss. 46.

95 Wahid Muzhda, Rawabete Seyasi Afghanistan Wa Iran Dar Qarne Bistum (20. Yüzyılda Afganistan

40

öldürmüş ve bir kaç tane İranlı şöförü de tutuklamıştır.96 Bu olaylar sonrası Afganistan İran ilişkileri tarihte hiç olmadığı kadar kötüye gitmiştir. İran, Taliban, ABD, Pakistan ve Suudi Arabistan’ın kendisine karşı bir planı olduğu görüşündeydi. Bunun sebebi Taliban Şii karşıtıydı ve desteklerini de bu ülkelerden almasıdır. Ancak, ABD’nin Taliban’a karşı değişen politikaları ile beraber, İran’ın da Taliban’a karşı politikası değişmiştir. Bu sefer İran Taliban’a karşı olan tüm düşüncelerine rağmen, Taliban yönetimindeki Afganistan ile ilişkisini az da olsa iyileştirmek adına kapalı olan sınır kapılarını açmıştır.97

11 Eylül Saldırıları sonrası düşmanı ABD’nin Afganistan’daki Taliban yönetimine karşı 7 Ekim 2001 tarihinde NATO ve birçok devletin de desteğini alarak başlattığı Sonsuz Özgürlük Operasyonu’na, İran ilk başta karşı çıkmıştır. İran’ın dini lideri Ali Hamenei, ABD’nin önderliğindeki Sonsuz Özgürlük Operasyonu’nu dünya barışını tehlikeye soktuğu nedeniyle, İran Cumhurbaşkanı Muhammad Hatemi ise, şiddet üreten cahiller tarafından İslam imajını kötüleştirmek amacıyla yapıldığını söyleyerek eleştirmiştir.98 Ancak, daha sonradan, her ne kadar ABD önderliğindeki askeri operasyonları tam anlamıyla desteklememiş ve hatta bazen eleştirmişse de, uluslararası toplumla birlikte Afganistan’daki Taliban yönetiminin ortadan kaldırılması için gereken destek ve yardımları sağlamıştır. 11 Eylül saldırıları sonrası Afganistan’a, ABD ile birlikte en fazla yardım yapan ülkeler arasına girmiştir. Zaten ABD de, Taliban yönetimi ve El Kaide’ye karşı yaptığı askeri operasyonunun başarılı olması için bölgedeki en önemli ülkelerden birisi olan İran’ın yardım ve desteklerinin önemli olduğunu belirtmiştir. İran’ın bu anlamda Taliban ve El Kaide’ye karşı savaşta Amerikan askerlerine İran topraklarına hayatlarını kurtarmak için girdiklerinde gereken yardımları sağlayacağını açıklaması üzerine, Dışişler Bakanı Colin Powell, İran’in, ABD’nin Taliban yönetimi ve El Kaide’ye karşı savaşında önemli rol oynadığını ifade etmiştir.99

Taliban yönetiminin dağılması ve Afganistan’da uluslararası toplumun yardım ve destekleriyle kurulan yeni düzen sonrasında İran, ABD ve NATO’nun Afganistan’daki varlığından dolayı rahatsız olmaya başlamıştır. Bu rahatsızlığın

96 Rahmani, Husaini, a.g.e., s. 240.

97 Manadi, Tamanna (Eds.), a.g.e., s. 95.

98 Mujadidi, a.g.e., s. 335.

41

arkasındaki temel neden ise, İran’a karşı yapılan uluslararası yaptırımlara ek olarak, İran’ın düşmanı ABD ve müttefikleri tarafından çevrelenmiş ve sınırlanmış olduğu yönündeki düşüncesi ve üzerinde duyduğu baskıdır.100 İran’ın ABD ile NATO’nun Afganistan’daki varlığını zora sokmak için eski düşmanı Taliban’ı, Amerikan, Afgan ve NATO askerleriyle savaşmaları için askeri eğitim, silah ve parasal yardımla donatmaya başladığı yönünde haberler çıkmıştır.101 ABD ise, İran’ı, Taliban ve diğer terör örgütlerini desteklememesi ve Afganistan’ın içişlerine karışmaması için uyarmıştır.

İran, ABD ve NATO’nun Afganistan’daki varlığına karşı ulusal güvenliğini sağlamak ve toprak bütünlüğü korumak ve İslami devrim ilkelerine ve ulusal çıkarlarına karşı büyük tehdit oluşturduğu için elinde olan bazı kozları Afganistan’a karşı kullanmaktadır. Afganistan, Taliban sonrası dönemde ulusal güvenlik, istikrar ve kalkınmasını sağlayabilmek için diğer ülkerlerin yanında, özellikle ABD ve İran’ın yardım ve desteklerine ihtiyaç duymaktadır. Bu anlamda her iki ülkenin de Afganistan’da nüfuz oluşturma politikaları ve mücadelelerinden vazgeçerek terör örgütlerine karşı ortak mücadele vermeleri Afganistan’ın en önemli ihtiyaç duyduğu alandır. Afganistan, İran’a özellikle terörizm ve uyuşturucuyla mücadele, batı sınırının güvenliğini sağlamak, Pakistan ile olan ciddi sorunları nedeniyle İran üzerinden uluslararası sulara açılmak ve İran’daki iki milyon üzeri Afgan mültecilerin durumları nedeniyle ihtiyaç duymaktadır. Afganistan’ın bu konularda İran’a karşı zayıf yönleri, İran’ın Afganistan’da ABD ve NATO ile mücadeledesinde elini güçlendiren önemli kozlar arasındadır. Bu nedenle İran, elindeki bu kozları ABD ve NATO’nun Afganistan’daki nüfuzlarını zayıflatmak, kendi nüfuzunu artırmak ve doğu sınırında güvenliği sağlamak için kullanmaktadır. İran; ABD ve NATO Afganistan’da olduğu sürece kendisini güvende hissedemeyeceğinin farkındadır. Dolayısıyla, Afganistan’da kendisinin taraftarı olmasa da, en azından ABD’nin dostu olmayan bir yönetimin olmasını istemektedir.

İran ile ABD’nin Afganistan’daki nüfuz ve güç mücadeleleri, hem Afganistan-ABD ilişkilerini, hem de Afganistan-İran ilişkilerini kötü yönde etkilemektedir. Afganistan, İran Cumhurbaşkanı Muhammad Hatemi döneminde, İran ile ABD arasındaki sorunların çözülmesi için iki ülke arasında arabuluculuk

100 Manadi, Tamanna (Eds.), a.g.e., ss. 117-119.

42

yapmaya yönelik politika izlemiş ve bu dönemde, iki ülke düşman olmaktan çıkıp rakip/muhalif ülkelere dönüşmüştür. Ancak, ABD Başkanı George W. Bush’un İran’ı da şer eksenli devlet olarak tanımlaması, oluşan bu olumlu havayı bozmuş ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde iki ülke arasındaki ilişkiler iyice gerilmiştir.102 İran ABD arasındaki bu nüfuz ve güç mücadeleleri ve İran’a uygulanan yaptırımlar nedeniyle Afganistan, İran ile istediği ticari ve ekonomik ilişki seviyesine de ulaşamamıştır. Ancak yine de Afganistan, izlediği dış politikada, ABD ve İran ile olan ilişkilerinin biribirlerinin etkisi altında kalmaması için hep dengeyi sağlamaya yönelik politikalar izlemiş ve bu iki ülke arasındaki sorunlarda taraf tutmamaya çalışmıştır.