• Sonuç bulunamadı

Farkındalık, uzun yıllardır hayatın zorluklarını ve acısını azaltmanın bir yolu olarak kullanılmaktadır. Özellikle de insanların kendi kendilerine yarattığı zorlukları azaltmada etkili olduğu bilinmektedir (Germer, 2005). Farkındalık, farkında olmanın bir yoludur. Tarihsel sürece bakıldığında farkındalık Budist meditasyonun ‘kalbi’ olarak anılmıştır (Thera, 1962; akt. Kabat-Zinn, 2003). Farkındalıkta, algılar, düşünceler ve hisler oldukları gibi deneyimlenir (Mace, 2008). Farkındalık farklı araştırmacılar tarafından değişik biçimlerde açıklanmıştır. Gunaratana’ya (1992) göre “farkındalık, bize ne yapıyor olmamız gerektiğini hatırlatır. Farkındalık, olayları olduğu gibi görür ve tüm olguların gerçek doğasını görür” (s. 156). Goleman’a (1988) göre “farkındalıkta, meditasyon yapan kişi her olayı ilk defa oluyormuş gibi görerek, düzenli olarak deneyimlerinin yalın gerçekleriyle yüzleşir” (s. 20). Hanh’a (1991) göre “farkındalık, kişinin bilinçliliğini şu anki gerçeklikte tutmaktır” (s.11). Germer’e (2005) göre farkındalık, mevcut deneyime kabul vererek farkında olma anlamına gelmektedir. Kabat-Zinn (1994) farkındalığı “şu anda ve yargılamadan, kasıtlı olarak dikkati belirli bir yöne verme olarak tanımlamaktadır” (s. 4). Ayrıca McCown, Reibel ve Micozzi (2010) farklı kaynaklardan derleyerek farkındalığın neye, nasıl dikkatini vermeye ilişkin dört temeli olduğunu belirtmiştir.

İlk temel fiziksel farkındalık, nefesin duyumlarına dikkatini vermekle başlar, bedeni ve zihni bir araya getirip sakinleştirir. Ardından diğer bedensel duyumlar, tüm olası duruşlarda, günlük hayat ve biçimsel uygulamanın tüm hareketlerinde gözlenebilir (McCown, Reibel ve Micozzi, 2010). İkinci temel duygusal farkındalık, dikkatin her andaki deneyimin his tonuna çevrilmesidir. “Hisler” buradaki kullanımı ile duygular değildir. Aksine, deneyimin, duyguların ve tavırların sahneye çıkmasından önce yaşantı olarak iyi, kötü veya nötr olarak değerlendirilmesidir. Hisler, ortaya çıktıkları, durdukları ve kayboldukları süreç boyunca gözlenirler (McCown, Reibel ve Micozzi, 2010). Üçüncü temel zihinsel odaklanma, dikkati

21

zihinsel aktivitenin kalitesine çeviren, dikkat dağılması, odaklanma veya acı çekmenin üç kökünden biri olan istek, nefret, yanılgı gibi durumları izler (McCown, Reibel ve Micozzi, 2010). Dördüncü temel zihin-nesnelerinin (mind-objects) farkındalığı, dikkatin zihin içinde ve dışında karşılaştığı her şeye yöneltildiği farkındalıktır. Burada, Budizm’in çok farklı özellikleri yer almaktadır. Bu özellikler belli başlıklar altında toplanmıştır. Bunlar beş engel (algı-istek, öfke, tembellik ve uyuşukluk, ajitasyon ve kaygı, şüphe), beş küme (madde hali, duygu, algı, zihinsel formasyonlar ve bilinçlilik), altı objektif/subjektif algı faktörü (göz/şekil, kulak/ses, burun/koku, dil/tat, vücut/dokunma ve zihin/ konseptler), aydınlanmanın yedi konsepti (farkındalık, gerçeği arama, enerji, heves, huzur, konsantrasyon ve ağırbaşlılık) ve son olarak dürtü yüceltici gerçeğidir (McCown, Reibel ve Micozzi, 2010).

Farkındalık ilk olarak antik zamanlarda gelişmiştir ancak Doğu ve Batı kültürlerinin her ikisinde de bulunabilmektedir. Farkındalık, 2,500 yıl öncesinin Budist psikoloji dilidir ve Pali dilindeki “Sati” kelimesinin bir çevirisidir (Alidina, 2010; Germer, 2005; Mace, 2008). Çevirmen Rhys Davis bir asır önce Pali metinleri üzerinde çalışırken farkındalığı ortaya çıkartmıştır. Pali dilindeki “sati” kelimesini çevirmek için kullanılan “farkında olma (awareness)” veya “yalın dikkat” gibi alternatif çevirilerde vardır. Ancak “sati” kelimesi daha geniş anlamlara sahiptir. Bunlardan biri olan zihni düzenleme kapasitesi “farkındalık” içinde yer almaktadır (Mace, 2008). Farkındalık, eski Hintçe’de farkında olma, dikkat ve hatırlama anlamına gelmektedir ve farkında olma ve dikkat bilincin çatısı altında toplanmıştır (Alidina, 2010; Germer, 2005; Mace, 2008).

- Farkında olma (awareness): Deneyimlerin bilincinde olmayı sağlayan

unsurdur.

- Dikkat (attention): Odaklanmış bir farkında olma durumudur; farkındalık

eğitimi kişinin dikkatini istediği zaman ve şekilde kaydırabilmesi ve sabitleyebilmesi yeteneğini geliştirir (Alidina, 2010). Farkındalığın anahtarı sadece dikkat değildir. Daha da önemlisi kişinin dikkatini nasıl verdiğidir. Kişiyi dikkatini vermeye götüren amaç çok önemlidir. Dikkat; şefkati, tarafsızlığı, kendini ve başkalarını kabul etmeyi içermelidir. Bu özelliklerden yararlanarak kişi, o andaki dikkatini bir hedefe tutkulu ve yumuşak bir şekilde odaklandırabilir ve kişi farkındalık alanına giren her şeye açık olur (Shapiro, Schwartz ve Bonner, 1998).

22

- Hatırlama (remembering): Hatırlama kelimesi Latince de ‘re’ tekrar ve

“memorari” dikkatli olmaktan gelir (Alidina, 2010). Farkındalık, hatırlamayı içerir ama anılarla uğraşmayı içermez (Germer, 2005). Farkındalığın bu unsuru bireyin deneyimine her zaman dikkat etmeyi hatırlamasıyla ilgilidir. Farkındalığı unutmak kolaydır.

Jon Kabat-Zinn, farkındalığı terapi yöntemi olarak geliştiren ilk kişidir. Farkındalık şu şekilde ortaya çıkarılabilir; dikkatini verme, şu anda olma, tepkisel olmama, yargılayıcı olmama ve açık yüreklilik. Bunların açıklamaları şu şekildedir (Alidina, 2010):

- Dikkatini verme (paying attention): Farkında olma, neye dikkat etmeyi

seçiyorsan ona dikkatini verme.

- Şu anda olma (present moment): Şimdi ve burada olmak demenin

şeylerin/varlıkların şu andaki hallerinin farkında olmanın gerektiği gerçeğidir. Deneyimin olduğu gibi geçerli ve doğru olmasıdır.

- Tepkisel olmama (non-reactively): Normalde, bir deneyim yaşandığında

otomatik olarak o deneyime kişi önceki koşullanmasına göre tepki verir. Örneğin, kişi “hala çalışmamı bitirmedim” diye düşünürken belli bir şekil ve kalıptaki düşüncelerle, kelimelerle ve hareketlerle tepki verir. Farkındalık, düşüncelerle tepki vermek yerine, deneyime cevap vermeyi teşvik eder. Tepki, otomatiktir ve seçim şansı bırakmaz; cevap ise kasıtlı ve düşünülmüş bir harekettir.

- Yargılayıcı olmama (non-judgementally): Bir deneyimi iyi ya da kötü, sevilen

ya da sevilmeyen olarak nitelendirmek cazip ama yanlış bir şeydir. Mutlu hissetmek istiyorum, korkmak istemiyorum gibi. Yargılardan kurtulmak, olayları/varlıkları olduğu gibi görmeyi (kişisel önyargıların filtresinin ardından görmek yerine) kolaylaştırır.

- Açık yüreklilik (openheartedly): Farkındalık, sadece zihnin bir unsuru

değildir, aynı zamanda kalbin de farkındalığı önemlidir. Açık yürekli olmak, deneyimlerine bir şefkat, tutku, sıcaklık ve samimiyet getirmek demektir. Örneğin, kişi kendini “meditasyonda işe yaramazım” şeklinde düşündüğünün farkına varınca, bu kritik düşünceden kurtulmanın ve dikkatini yumuşak bir şekilde meditasyonun odağına geri döndürmenin yolunu bulur.

23