• Sonuç bulunamadı

Beş faktör kişilik modelinin 1920’lere dayanan eski bir tarihi olduğu söylenebilir. Allport ve Odbert (1936), kişilik özelliklerini ve duygusal durumları tanımlayan yaklaşık 18.000 terime ulaşmışlardır. Terimler çeşitli araştırmacılar tarafından azaltılmış ve beş faktörlü çözümler birçok araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır (Cooper, 2014:8).

Araştırmacılar bireylerin kendilerini ve başkalarını tanımlamak için kişiliğe yönelik beş temel boyutun olduğu konusunda fikir birliğine varmışlardır. Beş faktör yaklaşımının evrensel bir model olduğunun ispatı için İngilizceden başka dillere de

çevirisi yapılarak (İbranice, Portekizce, Çince, Korece, Japonca ve Almanca vb.) birçok dilde uygulaması gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen çalışma bireyleri birbirinden farklı kılan taksonominin (sınıflandırmanın) temellerini atmıştır (Gerrig ve Zimbardo, 2012:411). Kuramcılar tarafından üst düzey özelliklerden oluşan sınıflandırmaların farklı faktörlerle farklı etiketlerle ifade edilse de çarpıcı şekilde beş faktör boyutunda tutarlı hale geldiği gözlemlenmiştir (Westen, 1999:469).

Beş faktör kişilik modeli, bireyleri kapsamı en geniş bakış açısıyla değerlendirirken detaylı bir nitelik yapısınıda incelenmeye almaktadır. Kişilik farklılıklarının sebebini açıklayan beş temel etkenin varlığını FFM (Beş Faktör Kişilik Modeli) anlayışı ifade ederken aynı zamanda kişilik farklılıklarının sebebini de açıklamaya çalışmıştır (Otero-Lopez, Pol ve Bolano, 2017:441). Kişilik alanı ve iş araştırmaları için en büyük gelişmelerden biri, beş faktör modelinin oluşturulması ve araştırmacılarca kabul görmesidir (Cook, 2005:3).

Beş faktörün, bireyin kişiliğini tanımlamak için gereken en önemli bilgileri içerdiği söylenebilir. Dolayısıyla bireyleri tanımlamak için ortak dilden hareket ederek oluşturulan bu model, aslında kişiler hakkında cevap aranan birçok temel soruyu kapsamaktadır (McAdams, 1992:331). Büyük beş faktörün bileşenleri; dışa dönüklük, nevrotiklik, uyumluluk, deneyime açıklık, ve sorumluluktur.

1.5.1. Dışadönüklük

Dışadönüklük kişilik boyutu, büyük beş kişilik nitelik sıralamasında, en üst sırada yer alır. Sosyallik, maceraperestlik, neşeli olma, samimiyet, konuşkanlık ve atılganlık gibi davranış biçimlerini içerir. McCrae ve Costa (1987), dışadönüklük faktörünün olumlu duyguları ifade ettiğini ve sosyal hayatta aktif kişiler olarak yer aldığını vurgulamaktadır(Tappin, 2014:81).

Sosyal ilişkilerinde samimi, sıcakkanlı, sempatik ve konuşkan olma gibi dışadönüklük özelliklerine sahip bireyler enerjik kişiliklere sahip olup bu enerjilerini çalışma ortamlarına da yansıtabilmektedirler. Dışadönük bireyler satış ve yönetim gibi kişilerarası ilişkilerin gerektirdiği çalışma alanlarında başarılı olup, iş tecrübeleri, eğitim ve çalışma girdileri bakımından yeterli birikimlere sahip olan kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Bu özellikleri düşük seviyede taşıyan, içe dönük bireyler ise, içe kapanık ve çekingen kişilik yapısının niteliklerini taşıdığı söylenebilir (Perry, 2003:5).

1.5.2. Duygusal Denge/Nevrotizm

Duygusal kararsızlık ve uyumsuzluk ile eşdeğer görülen nevrotizm, hiçbir sebep yokken “Kendini perişan mı hissediyorsun?” ve “Sıklıkla mutsuz musun?” gibi sorulara olumlu yanıt veren kişilerin taşıdığı özellikleri yasıtmaktadır (Geitman, 1992:461). Nevrotizm, duygusal kararlık ve uyumluluk ile duygusal kararsızlık ve uyumsuzluk arasındaki sürekliliği ölçen bir etmendir. Keder, öfke, suçluluk, korku ve utanç gibi olumsuz etkilerle karşı karşıya kalmış bireyler için nevrotizmin üst sınırında olduğu söylenebilir. Dolayısıyla, nevrotikliğin üst sınırında olan bireyler, irrasyonel fikirlere sahiptirler, dürtüleri kontrol etme olasılıkları azdır ve negatif duyguların adaptasyonlarına engel olması sebebiyle stresle başa çıkabilme olasılıkları daha düşük olduğu söylenebilir. Nevrotizmin alt sınırında yer alan kişiler ise duyusal olarak daha kararlı oldukları görülmektedir (Muilenburg-Trevino, 2009:26).

Endişe, kızgınlık, depresyon, bilinçaltına atma, güvensizlik gibi niteliklerin bir kısmı veya tümü nevrotizmi yüksek seviyede olanların yönelimleridir. Bu kişilerin başka bireylere karşı endişeyle yaklaşarak, düşmanlık besledikleri görülmektedir. Bu özellik negatif etkilenme ve mutluluk ile olumsuz korelasyona

sahiptir. Düşük derece nevrotiklerin mutluluk duyguları daha fazlayken, bireylerin olumsuzluklardan etkilenme olasılığı daha fazladır. Yüksek derece nevrotikler ise; kaygı, depresyon, iş ortamında doyumu yakalayamama, yalnızlık gibi olumsuz durumlara maruz kalabilmektedirler (Core, 2013:5).

1.5.3. Uyumluluk

Uyumluluk kişilik özelliğini üst sınırda taşıyan bireyler, sevecen, iyi huylu, sempatik, cömert, sıcakkanlı gibi niteliklere sahipken, alt sınırda taşıyan bireyler ise düşmanca, cimri, soğuk ve acımasız gibi sıfatlarla karakterize edilmektedir. Uyumluluk faktörü, daha çok araştırmacılar tarafından diğer faktörlerin eksikliği gündeme geldiğinde yaygın olarak kullanılmaktadır (Church, 1993:9).

Uyumluluk, fedakar olma yönelimini göstermektedir. Bu nitelikleri taşıyan kişiler, başkalarına yardım etme arzusuna sahip olup, başka insanlara karşı sempatik davranırlar ve diğer bireylere yararlı olacaklarına inanırlar. Diğer taraftan, karşıt ya da hoşnutsuz kişiler ise egolu, diğer insanlara karşı rekabetçi ve şüpheci yaklaşmaktadırlar. Uyumluluk (kabul edilebilirlik) toplumun bakış açısı için tercih edilen bir faktör gibi görünse de uyumsuzlukta topluma katkılar sağlayabilmektedir. Çünkü uyumsuzluğun süreklilik özelliği bireyin eleştirel ve olaylara şüpheci yaklaşımı, kendi düşüncelerini savunma becerileri gibi niteliklerinin temelini atmaktadır. Bu bakımdan hem uyumluluk özelliği hem de tersi uyumsuzluk özelliği taşıyan bireyler toplum içinde faydalı bireyler olarak nitelendirilebilirler (Muilenburg-Trevino, 2009:28).

1.5.4. Deneyime Açıklık

Deneyime açıklık boyutu; edinilen tecrübeyi genişletme ve inceleme gereği ile açıklanırken, bireyin hem içsel hem de dışsal etkilerden hangi derecede etkileneceğini belirlemiştir. Yüksek derecede deneyime açık birey, yeni deneyimler edinmeye, yeni düşünceler oluşturmaya ve yaratıcı bir beyine sahip olma yöneliminde olduğu söylenebilir. Kültür olarakta nitelendirilen bu faktör, evrenin sunduğu olanakları almak, işlemek ve tartmak biçiminde yorumlanırken aynı zamanda, normal insanların duygularından daha derin ve çeşitli duygulara sahip kişilerin taşıdığı özellikleri içermektedir (Mohan ve Mulla, 2013:21).

Deneyime açık bireyin, tüm yönlerini kendi kendine yönetme davranışına sahip olduğu saptanmaktadır. Bu kişilik faktörüne sahip bireylerin kararlarını vermede bireysel hareket edebileceği meslekleri seçmeleri halinde yüksek performans gösterebilecekleri ifade edilmektedir. Bu faktörün özelliklerini taşıyan kişiler, ekip çalışmalarına karşı çıkarak, bağımsız olduğu, kendini özerk hissettiği mesleklerde başarıyı yakalayabilmektedirler. Yaratıcı ve keşfetmeyi seven yönleri ile yenilik ve yaratıcılık gerektiren meslekler bu tip kişiler için pozitif çalışma sonuçları yaratabilmektedir (Judge ve Zapata, 2015:1156).

1.5.5. Öz Disiplin/ Sorumluluk

Sorumluluk faktörü, güvenilirliğin ölçütlerinden biridir. Sorumluluğu yüksek bireyler organize, güvenilir, sorumluluk sahibi ve yaptığı işte ısrarcı davranan kişilerdir. Bu boyut ölçüldüğünde düşük puanlar alan bireyler güvenilmez, dikkat dağıtıcı ve dağınık olarak nitelendirilmiştir. Öğrenmeye açık sorumluluk sahibi kişiler, işin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmeleriyle beraber negatif geri

bildirimlerin karşısında dahi performanslarını devam ettirmede başarılı olan kişilerdir (Robbins ve Judge, 2013:170).

Sorumluluk boyutu kişilerin düzenliliğine ve güdülenmesine etki etmektedir. Bu faktörün özelliklerini üst sınırda taşıyan kişiler, gidecekleri yere zamanında gitmeye özen gösterirler ve özel eşyalarını korumada dikkatlidirler. Alt sınırında yer alan bireyler ise, katılacakları bir aktiviteye dahi her zaman gecikirler, ödünç aldıkları bir eşyayı geri vermeyebilirler ya da zarar vererek iade edebilirler (Ciccarelli ve White, 2016:426).

1.6. KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNE YÖNELİK YAPILAN