• Sonuç bulunamadı

Faktör Arz Şartlarında Ekonomik Gelişmeye Paralel Değişmeler

TARIM SANAYİ İLİŞKİSİ VE İKTİSADİ KALKINMADA TARIM SEKTÖRÜNÜN ETKİLERİ

3.4. Faktör Arz Şartlarında Ekonomik Gelişmeye Paralel Değişmeler

Ekonomik gelişme ile birlikte kapital birikimi hızla artmakta ve kapital, işgücü ve toprağa oranla daha bol ve dolayısıyla daha ucuz bir üretim faktörü haline gelmesi, kapital entansif faaliyetlerin, yani genellikle endüstriyel sektörün gelişmesini özendirirci unsur olmaktadır. Yatırımların giderek yoğunlaştığı endüstriyel sektörün milli gelir içindeki payının zamanla artması da son derece normal olmaktadır. Dolayısıylada artan endüstriyel yatırımlarla büyüyen endüstri karşısında tarım sektörünün milli gelirden aldığı pay azalmaktadır.

Bu bağlamda ülkemizin henüz bu gelişmişlik düzeyine gelmediği, sermaye birikiminin bollaşmadığı ve ucuz üretim faktörü olmadığı gerçeği, gelişmemişlikten ziyade bu üretim faktörünün kıt olması ve pahalı olması, işgücünün ise bol ve ucuz olması, kıt olan sermayenin sanayie yönlendirilerek bol olan işgücünü emmesi ve böylece dengeye gelen faktörlerle gelişmenin yakalanmaya çalışılması, ülkemiz için en doğru gelişme politikası olacaktır. Bu sebeple gelişme süreci içerisinde zaman zaman tarımın göz ardı edilmesi, genel ekonomi ve ekonominin tarım dahil her sektörü için rasyonellik dahilindedir.

4.Tarımın İktisadi Kalkınmaya Katkısı

Sanayileşmenin gelişmesinden sonra teknolojik yeniliklerin sanayie girmesi sonucu “tarım toplumu” yapısı yerini “sanayi toplumu” yapısına dönüştürmektedir. Bu itibarla başlangıçta tarıma dayalı ekonomilere sahip olan gelişmiş ülkeler önce tarım sektörüne ağırlık vererek bu sektörün gelişmesini sağlamışlar. Daha sonrada bu sektörden elde edilen kaynak birikimi ile de sanayilerine hız vermişlerdir. Nitekim Fransa, İngiltere Rusya ve Japonya gibi ülkeler sanayileşmenin finansmanını büyük ölçüde tarım kesiminden aktarılan kaynaklarla

sağlamışlardır.

İktisadi kalkınma çerçevesinde gelişme yolundaki ülkeler gelişmişlik düzeyine ulaşabilmek için kalkınmada tarıma öncelik, sanayie öncelik yada iki sektörün birlikte ele alınması şeklinde üç modelden birini uygulamaya çalışırlar Ancak hangi model uygulanırsa uygulansın özellikle kalkınmanın başlangıç aşamasında, tarım sektörü iktisadi kalkınmaya önemli katkıda bulunmaktadır (Tuna, 1993: 85).

Azgelişmiş bir ülke kalkınma hamlesine başladığında;

• Ülke GSMH sının büyük bir yüzdesine sahip olan tarım sektörü altyapı, ulaşım ve enerji yatırımlarının finansmanı ve işgücü ihtiyacını karşılayan tek sektördür.

• Endüstrinin oluşumu için gerek duyulan finansman tarım sektörünce sağlanır.

• Endüstrinin oluşumu ve gelişimi için ihtiyaç duyulan ucuz işgücü tarım sektöründen istihdam edilir.

• Azgelişmişliğin gereği olarak sanayi kuruluşları ulaşım, ticaret merkezlerine yakınlık ve üretim olanakları açısından tarım arazilerine kurulur. Tarım sektörü kendine ait olan toprak faktörünü sanayi sektörüne verir.

• Oluşan sanayinin korunması açısından ithalat yurt içinde üretilen ürünler açısından sınırlandırıldığından, sanayi ürünlerinin alıcı grubunu oluşturan tarımsal nüfus bu sanayi ürünlerini pahalıya alarak, sanayinin korunmasını, ayakta kalmasını ve teknolojisini yenilemesi pahasına yüksek fiyata satın almak zorunda kalır.

• Oluşan ilk sanayi kuruluşları gıda endüstrisi yada tarımsal girdi ve makine, araç, gereç üreten sanayi olduğundan sanayinin tek talepçisi tarım sektörüdür.

• Sanayinin yaygınlaşması ve gelişmesi sürecinde sanayi ve hizmetler sektörü gelirlerinin, vergilendirilecek gelir matrahı tanımı yapılırken yeni yatırımların vergi matrahından mahsubunun söz konusu olması ayrıca yatırım teşvik belgeli yatırımlara farklı uygulamaların getirilmesi tarım dışı sektörlerin kamu gelirleri içindeki reel katkısının, olması gerekenden daha düşük belirmesine sebep olmaktadır. Tarım ise dolaylı yada dolaysız olarak vergilendirilerek kamu harcamalarının ve tarım dışı sektörlerin yatırım teşviklerinin finansmanını sağlama özelliğini sürdürmek zorunda bırakılmaktadır.

• Tarımsal örgütlenmelerin önüne yasal engeller oluşturularak, tarımcılar bireysel hareketlerle baş başa bırakılmakta, girdi fiyatları ve ürün fiyatları üzerindeki yaptırımları sınırlandırılmaktadır.

• Sosyal devlet, sağlık, eğitim gibi hizmetler önce tarım dışı sektörlere daha sonra ise tarım sektörüne ulaşır.

Tarım sektörü maddeler halinde sıraladığımız bu etkenleri ülke kalkınması için isteyerek vermez yada kalkınmanın başladığı ilk yıllarda bir çok ülkede olduğu gibi bu faktörler bilerekte alınmaz. Ancak tüm gelişen ve gelişme yolundaki ülkelerde çiftçi, kırsal kesimi içinde barındıran tarım sektörü kalkınma uğruna bu zorlukları çekmek zorunda kalmıştır. Bu durumda ülkemiz tarımcısının içinde bulunduğu durumu acımasızca eleştirmek yersiz olur. Eleştirilmesi gereken, eldeki kaynakları, tarımcının ürettiğinin elinden alınması sonucunda oluşan kaynakları kullanırken, rasyonel davranmak, kaynak israfını önlemek, planlı yatırımları öncelik sırasına göre gerçekleştirmek, yada teşvik etmek bu insanlara karşı minnet ve vefa borcudur. Ülke bir an önce kalkınmalıdır ki tarımcı çektiği cefanın karşılığını bir an önce almalıdır.

Avrupa da ki bir çok ülke GATT ın tüm baskılarına rağmen tarımı yoğun bir şekilde desteklemektedir. Bu destekleme de stratejik önemi olan gıda maddeleri üretiminde kendine yeterlilik düzeyine ulaşma isteği yanında, tarımcının gelir seviyesini yükseltme, tarımcıdan

alınanı geri ödeme özeliği de ağır basmaktadır. Çünkü sanayi yatırıma bir noktada doyacak. Pazar sorunları ile birlikte sanayie yapılamayan yeni yatırımlar, kalan kapasiteyi mecburen tarım dışı sektörlere yöneltecektir. Bu bir süreçtir. Türk tarımı da ülkemiz gelişene dek elindekini verecektir.

Tarım sektörünün iktisadi kalkınmaya katkısını, üretim katkısı, piyasa katkısı, sermaye dışındaki üretim faktörleri katkısı ve endüstriyel sektöre tarımsal hammadde katkısı başlıkları altında inceleyeceğiz.

4.1.Üretim katkısı

Ekonomik gelişme süreci içerisinde tarım sektörünün GSMH içindeki payı nispi olarak azalmaktadır. Ancak üretim açısından ve yıllar itibariyle gösterdiği ekonomik büyüme açısından ekonomik gelişme içerisinde önemli bir rol oynar.

Tarım sektöründeki hasıla artışının toplam hasılaya katkısı şu şekilde ölçülür(17)

1 X= P2 P1 1+ . Q2 Q1 Burada;

Q1=Tarım gelirinin yıllık artış hızı,