BÖLÜM 2: MUKÂTĠL B. SÜLEYMAN‟IN FIKHÎ YAKLAġIMI
2.3. Mukâtil b. Süleyman‟ın Fıkıh AnlayıĢının Ġçtihat Yönü
2.3.3. Fıkhî Hükümleri Kullanması
Mukâtil b. Süleyman eserinde fıkhî ıstılahları günümüzde kullandığımız anlamda sıkça
kullanmaktadır. AĢağıda bunların örnekleri verilmektedir.
Fariza:
Kuşluk namazı fariza değildir. Yüce Allah Ģöyle buyurmaktadır: Bizdağları o'nun maiyyetinde musahhar kılmıĢtık; tesbih ederlerdi yani, dağlar da
Dâvûd ile birlikte Allah'ı anarlardı akĢamleyin ve iĢrak vakti yani, gündüzün ilk saatlerinde. (Sad/18)112
Fariza, Vacib:
Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın yani, bunları mîkatyerlerinden baĢlayarak, baĢka hiçbir maksat karıĢtırmaksızın ve ihrama aykırı
111
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.178-9 112
55
Ģeyler iĢlemeksizin yalnız O'nun için tamamlayın. Çünkü Arab müĢrikleri ihrama girerken Allah'a ortak koĢuyorlardı. Bu sebeble yüce Allah Müslümanlara, Haccı
da, umreyi de Allah için tamamlayın buyurdu. (Bakara/196) Hacc ve umre iki
vacib farizadır.113
Fariza, Vacib, Mektube, Ruhsat ve Helal Kılmak:
Ey iman edenler! Cuma günü namaz için yani, öğle namazı için nida edildiği vakit Allah'ın zikrine koĢun (Cuma/9-10) yani, imam ile birlikte farz (mektube) olan iki rekâtnamaz kılmaya gidin ki bu, farz olan bir görevdir (vâcib bir farizadır) ve
alıĢ-veriĢi bırakın. Eğer bilirseniz bu yani, namaz kılmak sizin için daha hayırlıdır
yani, alıĢ-veriĢten daha hayırlıdır. Namaz yani, Cuma namazı kılındığında
yeryüzüne dağılın yani, dağılabilirsiniz: bu, alış-verişin yasaklanmasından sonra
alışveriş için bir ruhsattır ve Allah'ın fazlından yani, O'nun rızkından arayın yani, arayabilirsiniz: böylelikle namazdan sonra rızık aramayı onlara helâl kılmaktadır. Ġsteyen ticaret için çıkar gider, isteyen de gitmez ve Allah'ı çokça
zikredin yani, Allah'ı dil ile çokça anın ki felaha eresiniz yani, umduğunuzu elde
edesiniz. (Cuma/9-10)114
Sünnet:
- Kocası tarafından kendisine dokunulmadan boĢanan kadının mehri, Bakara suresinde beyan edilmektedir: Kadınları, kendilerine el sürmeden yani, cima etmeden veya mehir tayin etmeden boĢamanızda üzerinize bir cünah yani, bir sorumluluk (harec) yoktur. Ancak onlara muta verin. Eli geniĢ olan geniĢliğiölçüĢünce, eli dar olan da imkânı ölçüĢünce ma'rûf ile bir hediye (mut'a) versin yani, belirli bir miktarı olmamakla birlikte, herkes kendi durumuna göre
vâcib olarak onlara ikram etsin. Bu, ihsan edenler üzerine bir yükümlülüktür. (Bakara/236) Bu da Ģöyle olur: Erkek, velisinin ve Ģâhidlerin huzurunda kadının rızası ile kendisine mehir tayin edilmeden onunla nikâhlanır ve sonra cima etmeden onu boĢarsa, kadının mehir hakkı olmadığı gibi, iddet bekleme yükümlülüğü de yoktur. Fakat marûf bir Ģekilde mut‟a hakkına sahiptir. Ancak mut'anın belirlenmiĢ bir miktarı yoktur; mutayı tesbitte koca muhayyerdir. Dedi: Bu ayet, Hanîfe oğullarından bir kadın ile evlenip de ona dokunmayan bir Ensarî hakkında inmiĢtir. Nebi (sav) kendisine sormuĢ: Onu boĢadın mı? Adam cevab vermiĢ: Evet, fakat nafakasını karĢılayacak gücüm yok. Nebi tekrar sormuĢ: Onu herhangi birĢey ile
113
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.84 114
56
faydalandırdın mı? Adam cevab vermiĢ: Hayır. Bunun üzerine Nebi buyurmuĢ ki: Sarığınla dahi olsa onu faydalandır. Aslında onun fazla bir değeri yoktur, fakat ben bir sünneti ihya etmek istedim. Sonra Nebi ona iki elbise vermiĢ, o da, evlenmiĢ ve evlendiği kadına bu iki elbisenin birisini mehir olarak vermiĢ.115
- Mukâtil Atâ'dan Ģöyle dediğini rivayet etmektedir: "Ġbrahim'in (a.s) fıtratı itibariyle sahip olduğu ve bizim için sünnet olan on haslet vardır. Bunların beĢi baĢta, beĢi de bedenin diğer bölümlerindedir. BaĢtaki sünnetler; mazmaza, istinĢak, misvak kullanmak, bıyıkları kesmek/kısaltmak ve saçı ortadan ayırmaktır. Bedenin diğer yerlerindeki sünnetler ise; istincâ, etek traĢı olmak, sünnet olmak, koltuk altlarındaki kılları yolmak ve tırnakları kesmektir."116
- Kadınları boĢadığınız
zaman yani, ey Nebi ve o'nun ümmeti, iddetlerine doğru yani, hayızdan
temizlendikten sonra ve onlarla cima etmeden önce bir defa boĢayın ve iddeti
sa-yın ve rabbiniz Allah'a ittika edin yani, size verdiği emirlerde O'na karĢı
gelmeyin. Apaçık bir fahiĢe iĢlemedikçe onları evlerinden çıkarmayın, onlar da
çıkmasınlar yani, iddet müddeti zarfında, kendiliklerinden evden çıkmasınlar. Zira
kocanın onların üzerinde geri dönme hakkı vardır. ĠĢte bunlar Allah'ın
hududlarıdır yani, Allah'ın sünneti ve emridir; kadını iddeti içinde hayızdan temiz
iken ve cima etmeden boĢanır. Kim. Allah'ın sınırlarını aĢarsa yani, O'nun sünnetini ve emrini çiğneyerek, iddetin baĢlayacağı Ģeklin dıĢında bir halde iken boĢarsa, kendine zulmetmiĢ olur…(Talak/1-2)117
Tatavvu:
- … Daha sonra tatavvuyu söz konusu ederek buyuruyor ki: Vesecdelerin arkaları sıra da yani, akĢam namazının ardından da iki rek'ât!
(Kaf/40)118 - Geceden pek az uyurlardı yani, o muhsinler geceleri çok uz uyurlardı ve seherlerde istiğfar ederlerdi yani, namaz kılarlardı: onlar gecenin ilk bölümünde uyurlar, son bölümünde namaz kılarlardı.(Zâriyât/17-18) yani tatavvvu (nafile) namaz. Yüce Allah'ın Al-i Ġmrân suresindeki: Seherlerde istiğfar ederler yani, namaz kılarlar (Âl-i Ġmrân/17) buyruğunda olduğu gibi.119
Fariza ve Tatavvu:
Nebi (sav) buyurdu ki: Üç husus benim için fariza, sizin için115
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.196-7 116
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.23-24 117
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.182 118
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.18 119
57
tatavvvudur: Gece kıyamı, vitr ve misvak kullanmak.120
Mektube, Tatavvu ve Mekruh:
… Sonra, Tatavvu namazı zikrederek buyuruyor ki: Yıldızların arkaları sıra da O'nu tesbih et yani, o sabah namazından önceki iki rek'âtı kıl! (Tûr/49) Bunun vakti, fecrin doğuĢundan sonradır. Bu iki rekâtın birincisinde, Kâfırûn sûresi bir defa, ikincisinde de Ġhlâs sûresi üç defa okunur. Bundan sonra Mektube kılana kadar konuĢmak mekruhtur.121Lâ Bes:
Mukâtil dedi: Suyun, abdest azalarına ulaĢması durumunda, abdest azalarını üçten fazla veya az yıkamanın herhangi bir beis yoktur (Lâ bes). Ancak mest giyilmiĢ ise, onlar meshedilir.122Ruhsat: -
Allah size güçlük çıkarmayı istemez yani, dinde iĢi aleyhinizedaraltmak istemez. O, teyemmüme ruhsat vermekle dinde bir geniĢlik kılmıĢtır.
Aksine sizi temizlemeyi yani, hadesten ve cünüblükten temizlemeyi ve üzerinizdeki nimetini tamamlamayı ister. Böylelikle bu ruhsat nimetlerden birisi
olmaktadır. Ta ki Ģükredesiniz. (Mâide/6)123
Ġstisna ve Ruhsat:
Sonra Yüce Allah istisnada bulunarak ve ruhsat vererek buyurdu ki: Aranızda devredeceğiniz yani, peĢin, elden ele alıp vereceğiniz birticaret olması müstesna. O zaman onu yani, peĢin, elden ele yaptığınız ticareti yazmamanızda sizin için bir cünah yani, Harec yoktur. AlıĢ-veriĢ yaptığınız vakit de Ģâhid tutun yani, her durumda hakkınıza dâir Ģâhid bulundurun.
(Bakara/282)124
Kefaret ve Muhayyerlik:
Mukâtil dedi ki: Kur'ân'da geçen her ev (veya, yahut, ya da), muhayyerlik; yani Allah'ın, kullarını o hususta muhayyer bıraktığını ifade eder. On yoksulu doyurmak veya giydirmek veya bir köle azad etmek hükmü, bu türdendir. Yemin keffâreti dolayısıyla bir ya da iki gün oruç tutan, sonra yemek yedirecek imkânı bulan kimse, tuttuğu orucu nafile kabul edip yemek120
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.17 121
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.18-9 122
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.22 123
Kitab‟u Tefsir‟i Hamse Mie Âye Mine‟l-Kur‟an, s.26 124
58
yedirmelidir.125