• Sonuç bulunamadı

EYTÂM MÜDÜRLÜĞÜ (EYTÂM SANDIĞI)

Eytâm, yetim kelimesinin çoğulu olup, ana babası ölmüĢ, yalnız kalmıĢ küçük çocuklar, öksüzler anlamına gelmektedir63 .

Yetim konusu gerek Ġslâm öncesi ve gerekse Ġslâmiyetin kabulünden sonraki dönemde Türklerin üzerinde önemle durdukları konulardan biridir. Osmanlı Devleti'nde dul ve yetimlerin haklarının gözetilmesi ile ilgili sosyal yardım teĢkilatları kurulmuĢtur. Bunların baĢında ise vakıflar gelmektedir.

58 Sinân PaĢa Vakfı ile ilgili geniĢ bilgi ve değerlendirmeler için bkz., Mustafa Karazeybek, “Sinân PaĢa

Evkâfı”, VI. Afyonkarahisar AraĢtırmaları Sempozyumu (10-11 Ekim 2002), Afyon Belediyesi Yay., Afyon 2003, ss.395-416; Ġbrahim Zeybek, SinânpaĢa Belgeseli, SinanpaĢa Belediyesi Yay., [yy] tarihsiz, ss.115-131

59 Bu vakıf Afyonkarahisar'da olmayıp Ġstanbul Üsküdar'dadır. Defterde ismi geçtiği için burada yer

verdik.bkz., A.ġ.S., 647/s.5/15 60 Baykal, a.g.e., s.142 61 A.ġ.S., 647/s.13/32 62 A.ġ.S., 647/s.207/202 63 Develioğlu, a.g.l., s.244

1851 yılında Eytâm Nazırlığı, 1868'de Tuna Valisi Mithat PaĢa tarafından ıslahhâneler, 1872'de DarüĢĢafaka, 1915'te de Trablusgarp ve Balkan SavaĢları'nda babaları Ģehit olan çocukların korunması amacıyla da Dârüleytâmlar kurulmuĢtur64.

Kimsesiz çocukların bakımı meselesi sadece Balkan Harbi ve Birinci Dünya Harbi'nin çıkardığı bir mesele değildir65. TaĢra eytâm idarelerinin baĢına, Eytâm Müdürleri

1908'den önce iki yıllığına seçilirdi. Ancak yapılan bir değiĢiklikle her yıl ġubat ayı sonunda eytâm meclislerinde muhâsebeleri görülenlerin herhangi bir usulsüzlüğü bulunmaz veya istifa etmez ise sürekli görev yapmaya devam etmiĢlerdir66. 1915-1916

yıllarında Karahisar-ı Sahip Eytâm Ġdaresi'nin müdürü Hasan Efendi ibn-i Hâcı Mehmed Efendi'dir67. 1915 yılında Karahisar-ı Sahip Askerî Hastahânesi olarak

kullanılan binanın yetimler evi olarak kullanılması teklif edilmiĢse de bunun mümkün olmadığı belirtilmiĢtir68.

Batılı devletler Kırım SavaĢı'nda ölen veya Ģehit düĢen askerlerin çocuklarına yardım amacı ile sosyal güvenlik fonu oluĢturmuĢlardı. Osmanlı Devleti de bu uygulamadan esinlenerek Ģehit mülkî ve askerî ailelerin yetimleri için yardım sandıkları oluĢturmuĢtur69.

Birinci Dünya SavaĢı sırasında Türkiye'yi terkeden Ġngiliz, Fransız ve Ġtalyanlar'ın boĢalttıkları yurt ve mektep vb. binalara el koyularak bu binalar Dârüleytâm haline getirildi ve savaĢlar sebebiyle kimsesiz kalan çocuklar da buralara yerleĢtirildi70

.

Toplam 325 belgenin 56'sında Eytâm Müdürü ya da Eytâm Sandığı ifadesi geçmekte olup, bunlardan bir kısmı âkil-bâliğ ve reĢit olmayan çocukların mallarının Eytâm Sandığı'na teslimi, bu teslimin Ģartları, vasinin bu mallar üzerindeki hakkı ya da âkil-bâliğ olup rüĢdünü isbat edenlerin mallarının iadesi vs. ile ilgili iken bir kısmı da Eytâm Sandığı'ndan alınan borçlarla ilgilidir. Bunlardan birinde de; Emîne Hâtûn bint-i

64

Mehmet ÇANLI, "Eytam Ġdaresi ve Sandıkları (1851-1926), Türkler, c.XIV, Yeni Türkiye Yay., Ankara 2002, s.57

65 Nazif Öztürk, "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Sosyal YardımlaĢma Kurumları", Vakıf Medeniyeti

Sempozyumu Kitabı (12-13 Mayıs 2003), VGM.Yay., Ankara 2003, s.63

66

ÇANLI, a.gm.,s.63

67 Karahisar-ı Sahip Eytâm Müdürü'nün Hasan Efendi olduğuna dair ilk belge A.ġ.S.,647/s.5/15 (2

C.1333) numara ve tarihli, son belge ise 647/s., 231/230 (10 Ra.1334) numara ve tarihli belgedir.

68Yusuf ILGAR, "Afyonkarahisar'da Eğitim" Anadolu'nun Kilidi Afyon, Afyon Valiliği Yay.Afyon,2004,

s.293

69Ġsmail Hızal, "Ġlk Sosyal Güvenlik Birimlerinden Eytâm Sandıkları", IV.Afyonkarahisar AraĢtırmaları

ve Sempozyumu Bildirileri (29-30 Eylül 1995 Afyonkarahisar), Afyon Beldiyesi Yay.,s.286

Hâcı Ömer ile kefilleri Mehmed Ağa ibn-i El-hâc Necîb Ağa ve mahdûmu Mustafâ'nın Karahisar-ı Sahip Sancağı Eytâm Sandığı'ndan, üç sene önce toplam on bin altı yüz doksan altı kurûĢ borç aldıklarını, fakat vadesinde ödemedikleri için asaleten ve kefâleten borçlu bulunanlara ihbarnâme gönderildiği halde borçlarını yine ödememeleri üzerine mahkemenin, faiziyle birlikte toplam on bin altı yüz doksan altı kurûĢun tahsil edilmesi ve tahsilatın sonuna kadar ortaya çıkacak bütün masrafında borçlulardan alınması kararına dair bir ilam suretidir71.

Eytâm Sandıkları‟nın üstlendiği sorumluluklardan biri de kendilerine küçük yaĢtayken miras kalan çocukların mallarının bu kuruluĢlarca muhafaza altına alınmasıdır. Defterde geçen bir belge; Mehmed bin Abdülkadir'in, babasının vefatı tarihinde küçük olduğu için kendi payına düĢen ve Eytâm Sandığı'na teslim edilen iki bin kuruĢun daha sonra, âkil-bâliğ ve reĢit olmasından dolayı kendisine teslimi hususunda Eytâm Müdürü Hasan Efendi'ye karĢı açmıĢ olduğu dava ile ilgilidir. Belgenin devamında, Eytâm Müdürü iki bin kuruĢun muhafazaları altında bulunduğunu söylemiĢ fakat Mehmed Bin Abdülkadir'den iddiasına delil ve Ģahit istemiĢtir. Davacı Mehmed'in mahkemede hazır bulunan Ģahitlerinin, Mehmed'in iddialarına Ģahitlik etmeleri üzerine iki bin kuruĢ paranın Eytâm Müdürü Hasan Efendi tarafından davacı Mehmed bin Abdülkadir'e ödenmesine karar verilmiĢtir72

. 22 M. 1334 tarihli bir baĢka belgede73

ise; Karahisar-ı Sahip'e bağlı Susuz Köyü'nden Apak Oğlu Hüseyin bin Mustafa, vasisi bulunduğu mecnûn olan kardeĢi Ali'nin nafakaya ihtiyacı olduğunu beyanla mecnûn-ı merkûmun, daha önceden sandık tarafından muhafaza altına alınan parasının faizinden nafaka bağlanmasını istemesi üzerine Eytâm Müdürü Hasan Efendi'nin bilirkiĢilerin de ifadeleri doğrultusunda her ay için altmıĢ kuruĢ nafaka bağlanmasına izin verdiğine dair hüccet suretidir. Buradan anlaĢıldığı üzere yardıma muhtaç olan özürlü diye nitelendirdiğimiz insanların hakları korunmuĢ oluyor ve ihtiyaçları da bu vesileyle karĢılanıyordu.

Defterde, Eytâm Ġdaresi'nin amaçlarından biri olan savaĢlarda Ģehit olanların çocuklarının barındırılması, korunması ile ilgili bir bilgiye rastlayamadık.

71 Bkz., Ek 5 (A.ġ.S., 647/s. 27/58, 14 ġ. 1333 tarihli belge) 72 A.ġ.S., 647/s. 48/13

Benzer Belgeler