• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: YÖNTEM VE YAKLAŞIMLARA PARALEL OLARAK MATERYAL OLARAK MATERYAL

3.7. EYLEM ODAKLI YÖNTEM-YAKLAŞIM VE MATERYAL KULLANIMI

2001 yılında Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Diller için Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde yeni bir yaklaşım ortaya atılmıştır. Böylelikle İletişimsel Yaklaşım’ın yerini Eylem Odaklı Yaklaşım almaya başlamıştır denebilir. Bu yöntemi Ortak Eylem Odaklı

Perspektif olarak isimlendirenler de bulunmaktadır. Günday (2015) teknolojinin gelişmesiyle birçok özgün materyale erişimin kolaylaştığını ve günümüzde yabancı dil öğretiminde multimedya ya da yazılım gibi internet araçlarının da kullanılmasıyla tek bir kitaba bağlı bir yöntem anlayışının, yerini ana ilkelerin belirlendiği perspektif kavramına bıraktığını belirtmektedir.

Bu bilgiden de anlaşılacağı üzere gelişen dünyada teknoloji çok önemli bir konum edinebilmiştir. Yabancı dil öğretimi veya öğrenimi artık sadece kitaplara bağımlı durumda değildir. İnternet ya da telefon uygulamalarının sıkça kullanılmasını destekleyen Eylem Odaklı Yaklaşım’a göre öğrenen kişinin sosyal bir aktör olduğu düşünülebilir. Günday’a (2015) göre sosyal aktörler olarak yetişmesi beklenen öğrenciler bir yandan toplumda hedef dili kullanmaya yönelik eylemler gerçekleştirmeleri beklenirken, diğer bir yandan da sınıf içerisinde gerçekleştirilen görevlerde sosyal aktör olarak hareket etmeleri gerekmektedir

Yabancı dil öğrenirken hedef dilin kültürünün de farkına varılması gerekmektedir. Dil ve kültürün birbirinden ayrılamaz kavramlar olduğu bilinen bir gerçektir.

“Kültürlerarasılık yerini ortak kültürlülüğe, kültürlerarası iletişim de ortak kültürel ve ortak eylemsel iletişime bırakmaktadır.” (Günday, 2015, s.118) Tek bir kültürün benimsenmesi yerine yabancı dil öğretiminde ortak kültürü savunan bu yaklaşımın birlikte bir şeyler yapabilmeyi hedeflediği düşünülmektedir. “Öğrenenler ya da aktörler sosyal ortamda bir görevi gerçekleştirirken bireysel kültürlerini grup kültürüne yansıtarak ortak kültürün yaratılmasına katkıda bulunurlar.” (akt. Günday, 2015, s.119).

“Kültür, ortak davranış biçimi ve paylaşılan eylemler bütünüdür. Bu nedenle bir yabancıyla birlikte bir iş yapmak ve ortak eyleme geçmek, ortak kültürel bakış açısını da beraberinde getirir.” (Coşkun, 2017, s.90)

Günday (2015) Eylem Odaklı Yaklaşım’ın, Avrupa’nın bütünleşme hedefi ve sürecine bağlı olarak iş yaşamından eğlence yaşamına kadar tüm alanlarda hedef dilin kullanılmasını amaç edindiğini belirtmektedir.

Görüldüğü üzere dili her yönüyle değerlendiren bu yöntemde hedef dilin sosyal bağlamda kullanılması asıl amaç olarak değerlendirilebilmektedir. Teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan bu yöntemde dijital materyallerin kullanımın yerinin büyük olduğu bilinmektedir. Günümüzde de yabancı dil öğretimini dijital ortamdan bağımsız

gerçekleştirmek pek de mümkün olamayacağından internet, bilgisayar, telefon uygulamaları ya da uzaktan eğitim gibi seçeneklerle bu süreç zenginleştirebilir.

Örneğin; hedef dilde bir sözcük öğretirken öğrencilerin sözcüğü daha iyi kavrayabilmeleri için gerçek materyaller kullanılabilmektedir. Sınıf içerisine getirilemeyecek materyallerde ya da modeli bulunmayan sözcüklerin görseline internet ve telefon aracılığıyla kolaylıkla ulaşılabilir. Diller için Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde de bu tür dijital materyallerin kullanımına önem verilmektedir. Günday (2015) multimedya araç ve materyallerinin yabancı dil öğretiminde kullanılmasıyla daha etkili bir öğrenme sağlanacağını ve bu yaklaşımın da sosyal iletişim bağlamında tüm dillerin öğretiminde kullanılabileceğini savunmaktadır.

Dört temel beceriye eşit oranda değer verildiği düşünülmektedir. Ortak Başvuru Metni’ne (2001) göre yapılan yanlışlar öğrenme sürecinde ortaya çıkan bir “ara dil”

olarak adlandırılır. Anlamlı bir şekilde öğrenilen bilginin daha kullanışlı olduğu savunulmaktadır. Bu durumda sözcük öğretimine yönelik ezberleme tekniğini kullanmamaktadır. Bir içerik içerisinde çeşitli etkinlikler ile sunulmaktadır. “Sözcük bilgisi de bağlama dayalı ve gerçekleştirilen etkinlikler içerisinde verilir.” (Günday, 2015, s.123)

Eylem Odaklı Yaklaşım’da karşılıklı kültür ve dil etkileşimine büyük önem verildiğinden önerilebilecek dijital materyallerin Penpaland, Italki ve Lang-8 olduğu düşünülebilir . Bu uygulamalar aracılığıyla öğrenciler hedef dilin konuşucularına kolaylık ulaşabilmekte ve onlarla karşılıklı etkileşime geçebilmektedir. Mesafe gözetmeksizin yeni insanlar ve yeni kültürlerle karşılaşma imkânı sağlanabilmektedir.

Okuma, dinleme, konuşma, duyduğunu yazma gibi etkinlikleri içerisinde barındıran Duolingo da önerilebilir. Böylelikle dört temel beceriye hitap edilebilir. Gelişen teknolojiyle birlikte multimedya ve yazılım kullanımının yabancı dil öğretiminde kullanılması taraftarı olduğundan bu materyallerin yanı sıra internet ve bilgisayar da önerilen materyaller arasında sayılabilir. Görseller de bir diğer önerilen materyal olarak ele alınabilir. Her türlü sözcüğün görseline internet ortamında erişim sağlanabilmektedir. Video ve etkileşimli videoların kullanımı da kaçınılmaz durum olarak değerlendirilebilir.

İlgili çalışmamızın yukarıda değinilen yaklaşım ve yöntemlerden birçoğuna hitap ettiği ve kullanılabilir durumda olduğu düşünülmektedir. Sarıçoban (2015) Dil Bilgisi Çeviri Yöntemi’nde sözcük öğrenmenin önemli olduğunu ve metinlerde geçen sözcüklerin teker teker ezberlendiğini belirtmektedir. Hazırlanan bu materyal sözcüklerin türüne bakmasının yanı sıra örnek cümleler aracılığıyla da dil bilgisel açıdan sözcük öğretimine katkı sağlayacaktır. Bu çalışmanın da sözcüğün anlamının ve türünün öğrenilmesi yönünden söz konusu yönteme benzediği düşünülebilir. Freeman ve Anderson (2011) İtalya’da bir okulda Doğrudan Yöntem’in nasıl uygulandığına dair birtakım çalışmalar yapmış ve bu yöntemde sözcüklerin görseller aracılığıyla öğretildiği ve telaffuza bir hayli önem verildiği sonucuna varmıştır. Hazırlanan bu dijital uygulamanın görsellik ve işitsellik yönü sayesinde hem sözcük anlamlandırılmış hem de sözcüğün telaffuzunun öğretimi sağlanacaktır. Bu yönüyle söz konusu yöntemde uygulanabileceği düşünülebilir. Doğal Yöntem denilince akla gelen Krashen (akt.

Durmuş, 2013, s.85) anlaşılabilir bir girdiye maruz kalındığında bilginin kolaylıkla edinilebildiğini savunmaktadır. Hazırlanan bu dijital materyalde sözcüklerin anlamlı bir şekilde edinilebilmesi için anlamlarının verilmesinin yanı sıra görselleri ve seslendirmeleri de verilmiştir. Ayrıca sözcükler örnek birer cümle ile sunularak içerik odaklı olmaları sağlanmıştır. Bu durumun anlamlı öğrenmeye katkısı olması amaçlanmıştır. Buna göre söz konusu yöntem uygulanırken bu çalışmadan faydalanılabilinir. Bu durumda çalışmanın İşitsel-Dilsel Yöntem için de uygun olabileceği söylenebilir. Bilişsel Yaklaşım’ın da öğrenmenin bilerek ve anlamlı bir şekilde olması gerektiğini savunduğu düşünüldüğünde bu yaklaşıma da hitap edebilir.

Bir bağlam içerisinde sunulan sözcüklerin anlamlı öğrenmeye katkı sağlaması amaçlanmıştır. Hazırlanan bu dijital materyalde birden fazla duyuya hitap etmek amaçlandığından görsellik ve işitselliğin yanı sıra örnek cümleyi okuma ve anlama, istenildiğinde söyleme dökebilme gibi etkinlikler hedeflenmiştir. Bu yönüyle dört temel beceriye eşit derecede önem veren İletişimsel Yaklaşım’a birebir uygun bir materyal olarak değerlendirilebilir. Günday (2015) multimedya araç ve materyallerinin yabancı dil öğretiminde kullanılmasıyla daha etkili bir öğrenme sağlanacağını ve bu yaklaşımın da sosyal iletişim bağlamında tüm dillerin öğretiminde kullanılabileceğini savunmaktadır. Bu durumda Eylem Odaklı Yaklaşım’ın dijital materyallere verdiği önem düşünüldüğünde hazırlanan bu dijital uygulamanın söz konusu yaklaşıma oldukça

uygun olduğu ifade edilebilir. Tüm bu bahsedilenlere göre ilgili çalışma hazırlanmıştır.

Görüldüğü üzere dijital ortamda hazırlanan bu sözlük çalışmasının birçok yabancı dil öğretim yönteminde kullanılabileceği düşünülmektedir.

Tüm bu bilgiler ışığında çağımızın bir gereği olan teknoloji ve dijital ortamda öğrenme ortamının, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi’ni de ilgilendiren bir konu olduğu düşünülmektedir. Yalnızca kitap, dergi ve sözlüklere bağımlı olmayan, hem okulda hem de sosyal çevrede kullanılabilen bir dijital uygulamanın varlığı Türkçe öğretimini destekleyici bir unsur olarak değerlendirilebilir. Günümüz gençlerinin dijital ortama olan ilgisi de düşünüldüğünde, dersle bütünleşmiş bir şekilde kullanılan bu teknolojik materyaller öğretimin kalıcı ve uzun süreli olması bakımından önemli bir etkendir.

Öğrencinin ders dışında da her anını değerlendirebileceği bu tür uygulamaların hazırlanması güzel Türkçemize faydalı bir kazanım olarak değerlendirilebilir.