• Sonuç bulunamadı

Eyüp Sultan V Mehmed Reşad Türbesi, Yazıları ve Reşâdiye Numûne

4. HATTAT HATİB ÖMER VASFİ EFENDİ’NİN MİMARİ ESERLERDEKİ

4.4. Eyüp Sultan V Mehmed Reşad Türbesi, Yazıları ve Reşâdiye Numûne

Sultan V. Mehmed Reşad (Fotoğraf No: 74)Eyüp Sultan’a hürmetinden dolayı bu semte defnedilmeyi istemiş; vefatında cenazesini o sıralarda iktidarda bulunan İttihâd ü Terakkî gürûhunun ortada bırakacağından endişelendiği için, saltanatta bulunduğu yıllarda (1909-1918) türbesini Mimar Kemâleddin Bey’e (1870-1927) inşâ ettirmiştir (Fotoğraf No: 75)

Fotoğraf No: 74. Sultan V. Mehmed Reşat (Ali Rıza Özcan’dan)

Fotoğraf No:75 Türbenin genel görünümü (Arif Şahin, 05.03.2018).

Bununla da kalmamış, çocuklara olan sevgisini de, bu türbenin hemen yanına yaptırdığı ve "Eyüp Sultan Reşâdiye Nümûne Mektebi" (Fotoğraf No: 76) ismini verdiği öğretim müessesesiyle göstermiştir (Derman, 2000: 171). Bu mektep

günümüzde restorasyonda olduğu için eski fotoğraflarından istifade ettik (Fotoğraf No: 77).

Fotoğraf No: 76. Türbe ve Mekteb’in genel görünümü (Derman, 2000: 171)

Fotoğraf No: 77. Mekteb’in günümüzde restorasyon durumundaki hali (Arif Şahin, 07. 09. 2018).

Türbe içerisindeki hattat imzasının altında yer alan tarihe göre 1332/1913- 1914’lerde tamamlanmış olmalıdır (Önkal, 2017: 473). Sultan Reşat 1918 yılında vefat etmiş ve bu türbeye defnedilmiştir (Önkal, 2017: 462).

Türbede Sultan Mehmed Reşad ile birlikte başkadını Kâmures Kadın (ö. 1921) ve oğlu Necmeddin Efendi (ö. 1913) medfundur (Orman, 2003: 519).

Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde, 19. yy’ın başlarında Sultan V. Mehmed tarafından yaptırılan bu türbe (Orman, 2003: 518), mezar mimarimizdeki en güzel örneklerden biridir (bkz: Fotoğraf No: 75).

Türbenin Ömer Vasfi Efendi’nin elinden çıkan kitâbesi, Cumhuriyet’e intikal eden tesis ve yapıların üzerinde bulunan Osmanlı hânedanını temsil eden kitâbe, tuğra vb. unsurların kaldırılmasına yönelik kanun maddesi neticesinde kazınarak tahrip edilmiştir (Orman, 2003: 518) (Fotoğraf No: 78).

Fotoğraf No: 78. Reşâdiye Nümûne Mektebi kitâbesinin kazınmış durumu. (Derman, 2000: 175)

Mehmed Reşad Türbesi, Osmanlı hânedanının himaye ettiği mimarinin son dönemine damgasını vuran Osmanlı Neoklasik üslûbunun mezar yapılarındaki en önemli temsilcisidir. Bu akımın önde gelen isimlerinden biri olan Mimar Kemâleddin’in bu yapısı esasen sekizgen planlı olmakla birlikte girişin iki yanına yerleştirilen, tromplarla örtülü üçgen planlı hücrelerle taban planında bozuk altıgene dönüşür. Üst katta görülen sekizgen plan kubbe ile örtülü ana mekânın kurgusunu yansıtır (Fotoğraf No: 79).

Fotoğraf No: 79. Sultan Reşat Türbesi planı (Önkal, 2017: 466).

Yapıda dikkat çeken giriş cephesi bir çıkma yapan anıtsal taç kapıyla değerlendirilmiştir. Yayvan kemerli giriş açıklığı iki sütunun taşıdığı sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Genel görünümü itibariyle neoklasik üslûbun özelliklerini taşıyan bu yapı içindeki çinileriyle birlikte klasik Osmanlı üslûbu özelliklerini de taşımaktadır. Klasik üslûbun özelliklerini taşıyan kapının üst kısmındaki dikdörtgen panoya Hattat Ömer Vasfi Efendi’nin besmelesi hakkedilmiştir (Orman, 2003: 518). Besmele Neml Sûresi’nin 30. Ayeti olarak yazılmıştır.

Yapıdaki bütün yazıların hattatı Ömer Vasfi Efendi’dir. Kapı nişinin kemer aynasında da müsennâ olarak Sâd sûresinin 50. âyeti yazmaktadır. Kemer üstü alınlıkta ise oklu celî sülüs besmele vardır.

İçeride ise çini panoların üstünde besmele ile birlikte ”Fecr” sûresinin tamamını içeren lâcivert zemin üzerine beyaz renkli celî sülüs hatla yazılmış paftalı âyet kuşağı dolanır. Ayrıca her birisi, sekizgen yapının her bir duvarının üstündeki iki pencerenin orta alınlığına yerleşirilmiş “Lafza-i Celâl, İsm-i Nebî, Çehâr-i Yâr-i Güzîn (Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali), Hasan ve Hüseyn” ism-i şerîfleri vardır.

Bu yazıları anlatırken giriş kapısı üstündeki müsenna istifli yazıya daha geniş yer vereceğimizden dolayı sona bırakıp, öncelikle türbe içindeki çini üzerine uygulanmış olan yazıları ele alarak başlamayı uygun gördük (Fotoğraf No: 80).

Fotoğraf No: 80. Türbe içinin ve yazılarının panoramik görüntüsü (Arif Şahin, 09. 08. 2018).

Paftaların her birinin ölçüsü 260 x 40 cm. dir. Okunuşlarını ve Türkçesini yazdığımız sekiz pafdalı bu kuşak yazısı şu şekildedir (Fotoğraf No: 81-88).

Fotoğraf No: 81. 1.Pafta (Arif Şahin, 09. 08. 2018).

Metin: ِميِحَرلا ِن ٰمْحَرلا ِالله ِمْسِب ﴿ ِرْجَفْلاَو ١ ﴿ رْشَع لاَيَلَو ﴾ ٢ ﴿ ِرْتَوْلاَو ِعْفَشلاَو ﴾ ٣ ﴿ ِِۚرْسَي اَذِا ِلْيَلاَو ﴾ ٤ ي ۪ذِل ٌمَسَق َكِل ٰذ ي۪ف ْلَه ﴾ ﴿ ٍۜ رْجِح ٥ ﴾ Okunuşu:

Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve-l fecri. Ve leyâlin aşrin. Ve-ş şef’ı ve-l vetri. Ve- l leyli izâ yesri. Hel fî zâlike kasemün li zî hicrin.

Fotoğraf No: 82. 2. Pafta(Arif Şahin, 09. 08. 2018). Metin: ﴿ ۖ داَعِب َكُّبَر َلَعَف َفْيَك َرَت ْمَلَا ٦ ﴾ ﴿ ۖ ِداَمِعْلا ِتاَذ َمَرِا ٧ ﴾ ﴿ ۖ ِد َلِبْلا يِف اَههلْثِم ْقَلْخهي ْمَل ي۪تَلَا ٨ ﴾ اوهباَج َني ۪ذَلا َدوهمَثَو َرْخَصلا Okunuşu:

E lem tera keyfe feale rabbüke bi âdin. İrame zâti-l imâdi. Elletî lem yuhlak mislühâ fî-l bilâdi. Ve semûde-llezîne câbû-s sahra

Fotoğraf No: 83. 3. Pafta (Arif Şahin, 09. 08. 2018).

Metin: ﴿ ۖ ِداَوْلاِب ٩ يِذ َن ْوَع ْرِفَو ﴾ ﴿ ۖ ِداَتْوَ ْلَا ١١ ﴾ ﴿ ۖ ِد َلِبْلا يِف اْوَغَط َني ۪ذَلَا ١١ ﴾ ﴿ ۖ َداَسَفْلا اَهي۪ف اوهرَثْكَاَف ١٢ ﴾ ْمِهْيَلَع َبَصَف ﴿ ۖ باَذَع َط ْوَس َكُّبَر ١٣ ﴾ Okunuşu:

bi-l vâdi. Ve fir’avne zî-l evtâdi. Ellezîne dağav fî-l bilâdi. Fe ekserû fîhâ-l fesâde. Fe sabbe aleyhim rabbüke sevda azâbin.

Fotoğraf No: 84. 4. Pafta

(Arif Şahin, 09. 08. 2018).

Metin: ﴿ ٍِۜداَص ْرِمْلاِبَل َكَبَر َنِا ١٤ ﴾ ﴿ ٍِۜنَمَرْكَا ي۪ ّبَر هلوهقَيَف ههَمَعَنَو ههَمَرْكَاَف ههُّبَر ههيٰلَتْبا اَم اَذِا هناَسْنِ ْلَا اَمَاَف ١٥ ﴾ اَذِا ا َمَاَو ههَق ْزِر ِهْيَلَع َرَدَقَف ههيٰلَتْبا اَم Okunuşu:

İnne rabbeke le bi-l mirsâdi. Fe emmâ-l insânü izâ mâbtelâhü rabbühû fe ekramehû ve ne’amehû fe yegûlü rabbî ekrameni. Ve emmâ izâ mâbtelâhü fe kadera aleyhi rızkahû

Fotoğraf No: 85. 5. Pafta(Arif Şahin, 09. 08. 2018).

Metin: ﴿ ِِۚنَناَهَا ي۪ ّبَر هلوهقَيَف ١٦ ﴿ َمي۪تَيْلا َنوهمِرْكهت َلَ ْلَب َلَك ﴾ ١٧ ﴾ ﴿ ِني ۪كْسِمْلا ِماَعَط ىٰلَع َنوُّضا َحَت َلََو ١٨ ﴾ َثاَرُّتلا َنوهلهكْأَتَو ﴿ ًّامَل ًلْكَا ١٩ ﴾ ًّابهح َلاَمْلا َنوُّبِحهتَو Okunuşu:

fe yegûlü rabbî ehâneni. Kellâ bel lâ tükrimûne-l yetime. Ve lâ tehâddûne alâ taâmi-l miskini. Ve te’külûn-et türâse eklen lemmâ. Ve tühibbûne-l mâle hubben

Fotoğraf No: 86. 6. Pafta (Arif Şahin, 09. 08. 2018). Metin: ﴿ ًٍّۜامَج ٢١ هض ْرَ ْلَا ِتَكهد اَذِا َلَك ﴾ ﴿ ًّاكَد ًّاكَد ٢١ ﴾ ﴿ ًِّۚافَص ًّافَص هكَلَمْلاَو َكُّبَر َءا َجَو ٢٢ ﴾ ذِئَمْوَي َمَنَهَجِب ذِئَمْوَي َءي ۪ جَو ﴿ ٍۜى ٰرْكِّذلا ههَل ىّٰنَاَو هناَسْنِ ْلَا هرَكَذَتَي ٢٣ ﴾ Okunuşu:

cemmâ. Kellâ izâ dükketi-l ardu dekken dekkâ. Ve câe rabbüke ve-l melekü saffen saffâ. Ve cîe yevme izin bi cehenneme yevme izin yetezekkerü-l insânü ve ennâ lehû-z zikrâ.

Fotoğraf No: 87

.

7. Pafta (Arif Şahin, 09. 08. 2018).

Metin: ﴿ ِۚي ۪تاَيَحِل هتْمَدَق ي۪نَتْيَل اَي هلوهقَي ٢٤ ﴾ ﴿ ٌدَحَا ههَباَذَع هبِّذَعهي َلَ ذِئَمْوَيَف ٢٥ ﴾ ﴿ ٌٍۜدَحَا ههَقاَثَو هقِثوهي َلََو ٢٦ هسْفَنلا اَههتَيَا ا َي ﴾ Okunuşu:

Yegûlu yâ leytenî kaddemtü li hayâtî. Fe yevme izin lâ yuazzibü azâbehû ehadun. Ve lâ yûsigu vesâgahû ehadun. Yâ eyyetühâ-n nefsü

Fotoğraf No: 88. 8. Pafta (Arif Şahin, 09. 08. 2018). Metin: ﴿ ُۗهةَنِئَمْطهمْلا ٢٧ ﴾ ﴿ ًِۚةَيِض ْرَم ًةَيِضاَر ِكِّبَر ىٰلِا ي ۪ عِجْرِا ٢٨ ﴾ ﴿ ي ۪داَبِع ي۪ف ي۪لهخْداَف ٢٩ ﴾ ﴿ ي ۪تَنَج ي۪لهخْداَو ٣١ ﴾ ميظعلا للّاقدص Okunuşu:

el mütmainnetü. İrciî ilâ rabbiki râdıyeten merdıyyeten. Fedhulî fî ibâdî. Vedhulî cennetî. Sadegallâhü-l azîm.

İmza okunuşu: Ketebehû es-seyyid el-hâc el-fakîr Ömer Vasfî el-hatîb fî

câmii’l-hırkati’ş-şerîfeti 1332 / 1913.

Türkçesi:

﴾1 ﴿Yemin olsun tan yerinin ağarmasına; ﴾2 ﴿On geceye;

﴾3 ﴿Çift olana ve tek olana; ﴾4 ﴿Geçip gitmekte olan geceye.

﴾5 ﴿Düşünen kimse için bunlar yemine konu olacak kadar önemli değil midir? ﴾6-7 ﴿ Görmedin mi, rabbin ne yaptı Âd kavmine;

﴾7 ﴿Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e; ﴾9 ﴿Vadide kayaları oyarak şehir yapan Semûd’a;

﴾10 ﴿Kazıklı Firavun’a?

﴾11 ﴿İşte bunların hepsi ülkelerinde azgınlık etmişlerdi. ﴾12 ﴿Oralarda durmadan fesat çıkardılar.

﴾13 ﴿Bu yüzden rabbin onların üzerine kırbaç gibi ceza yağdırdı. ﴾14 ﴿Çünkü rabbin her şeyi yakından izlemektedir.

﴾15 ﴿İnsana gelince, rabbi ona imtihan için ikramda bulunduğunda ve onu nimetlere boğduğunda, "Rabbim bana ikram etti" der (mutlu olur).

﴾16 ﴿Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "Rabbim beni önemsemedi" der (mutsuz olur).

﴾17 ﴿Hayır, hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. ﴾18 ﴿Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz. ﴾19 ﴿Mirası hak hukuk demeden yiyorsunuz.

﴾20 ﴿Malı aşırı derecede seviyorsunuz.

﴾21 ﴿Hayır, bu böyle olmamalı! Yer dağılıp parça parça olduğunda; ﴾22 ﴿Rabbin gelip melekler de saf saf dizildiğinde;

﴾23 ﴿O gün cehennem de getirildiğinde, insan işte o gün yaptıklarını birer birer hatırlayacaktır. Fakat bu hatırlamanın ona ne faydası var?

﴾24 ﴿İnsan, "Keşke (âhiret) hayatım için daha önce bir şeyler yapmış olsaydım!" der. ﴾25 ﴿Artık o gün Allah’ın vereceği cezayı kimse veremez.

﴾26 ﴿O’nun bağladığı gibi kimse bağlayamaz. ﴾27 ﴿Ey imanın huzuruna kavuşmuş insan!

﴾28 ﴿Sen O’ndan razı, O da senden hoşnut olarak rabbine dön. ﴾29 ﴿Böylece has kullarımın arasına sen de katıl.

﴾30 ﴿Cennetime gir!

Büyük olan Allâh doğru söyledi.

İmza istifinin Türkçesi: Bunu seyyid, hacı ve fakir (muhtâc) olan, Hırka-i Şerîf Camii hatibi Ömer Vasfi yazdı 1333 / 1914.

Yazı paftaların herbirinde iki satır halinde yirmi parça çini üzerine uygulanmıştır. İki satır halinde istiflenen yazının zemini lacivert, yazı ise beyazdır. Yazıdaki bütün kapalı harflerin içi açık mavi ile boyanmıştır. Bu uygulama Sultan Ahmet Camii gibi klasik dönem mimari eserlerindeki çiniye uygulanan yazılarda sıkça gördüğümüz durumdur.

Pencere alınlıklarındaki isim yazıları celî sülüs hatla müdevver formda yine aynı şekilde lacivert zeminli beyaz renkli yazı ile uygulanmıştır. Fakat harflerin kapalı kısımlarında farklı renk kullanılmamıştır. Burada “ Allâh (celle celâlühü),

Muhammed (Aleyhisselâm), Ebû Bekr Sıddîk (radiyallâhü anhü), Ömeru-l Fârûk (radiyallâhü teâlâ anhü), Osman (radiyallâhü anhü), Ali (radiyallâhü anhü), Hasan (radiyallâhü anhü), Hüseyn (radiyallâhü anhü)” isimleri yazmaktadır (Fotoğraf No: 89-96).

Fotoğraf No: 89. Alınlık yazısı. Fotoğraf No: 90. Alınlık yazısı Fotoğraf No:91.Alınlık yazısı

Fotoğraf No: 92. Alınlık yazısı. Fotoğraf No: 93. Alınlık yazısı Fotoğraf No: 94.Alınlık yazısı

Fotoğraf No: 95. Alınlık yazısı. Fotoğraf No: 96. Alınlık yazısı

Bu isim yazılarında, özellikle küçük kalemle yazılan kısımlarında çiniye uygulanma aşamasında dikkat çekecek derecede bozulmalar olmuştur.

Bu çini yazıları, mekteb kitabesindeki tarihten anlaşılacağı üzere kitabeden bir sene sonra yazılmıştır.

Giriş kapısı kemeri üstündeki besmele üç parçalı mermer üzerine hakkedilmiştir. Zemin boyasız, yazı ise altın varaklıdır. Besmele âyet olarak celî sülüs hatla yazılmıştır. 280 x 60 cm. ebadında yazı alanına sahip olan yazının besmelesinin kalem kalınlığı 3 cm. keşide üstündeki âyetin ilk kısmı olan, oklu besmelenin “sin” harfi keşidesi üzerine dikdörtgen formda yazılan yazının kalem kalınlığı ise 8 mm. Dir (Fotoğraf No: 97).

Fotoğraf No: 97. Kapı alınlığındaki besmele (Arif Şahin, 09. 09. 2018).

Metin: ا ههَن ْنِم َن ٰمْيَلهس ههَنِاَو ِمْسِب ِ ّٰالله ِن ٰمْحَرلا ِمي ۪حَرلا

Okunuşu: İnnehû min süleymâne ve-innehû bismillâhirrahmânirrahîm

Türkçesi: O (mektup), Süleyman’dan gelmiştir ve O, ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ diye başlamakta. (Neml: 30)

Giriş kapısının hemen üstündeki alınlıkta bulunan “Sâd” Sûresi 50. âyet ise celî sülüs hatla müsenna olarak kubbe formunda yazılmıştır (Fotoğraf No: 98).

Fotoğraf No: 98. Sultan Reşat Türbesi kapısı üstünde bulunan celî sülüs müsenna yazı (Arif Şahin, 05. 05. 2018)

Metin:

هباَوْبَ ْلْا همههَل ًةَحَتَفُّم نْدَع ِتاَنَج

Okunuşu:

Cennâti adnin müfettehaten lehümül-ebvâb.

Türkçesi:

“Kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır. (Sâd-38/50. âyetin bir kısmı).

Ömer Vasfi Efendi’nin yazmış olduğu müsenna formdaki bu yazı mermere mahkûk, zemini hâkî yeşil boyalı yazı altın varaklıdır.

Eğer yazılacak olan yazı levha dışında bir alana uygulanacaksa uygulanacağı alanın genel biçimine göre tasarlanır. Ömer Vasfi Efendi’nin yazmış olduğu bu yazı uygulanmış olduğu türbe kapısı alınlığındaki yerine göre kubbe formundadır.

Bu müsenna istif harflerin ekseni geçmesiyle oluşturulmuş ve dikey eksen çizgisi kullanılmıştır (Fotoğraf No: 99).

Fotoğraf No: 99. Ömer Vasfi Efendi’nin Sultan Reşat Türbesi kapı alınlığındaki yazısının eksen çizgisi detayı

Bu yazıda hareke huruf-u mühmellerde yerine göre farklı ölçülerde kalemler kullanılmıştır (Fotoğraf No: 100).

Fotoğraf No: 100. Kalem ölçüsü detayı

Celî sülüs yazıda harfler ve harekeler arsındaki klasik sülüs (üçte bir) oranı Sami Efendi’nin Yeni Camii sebil kitabesinde olduğu gibi hattatın tasarrufuyla burada da gözetilmemiştir. Farklı ölçülerde kalemler kullanılarak yazılmış olan yazıdaki, harf bünyelerindeki dolgunluk, yazıdaki leke dengesi ve hareke huruf-u mühmellerle, celî sülüste üstadı Sami Efendi’ nin teknik ve tavrını gözler önüne sermektedir. Fakat bu istifte Ömer Vasfi Efendi ayrı bir tasarruf kullanarak tenvinli harekelerin meylini diğer üstün ve esrelere göre daha fazla yapmıştır. Bunun sebebi ise tenvinlerin istifte yerleşmiş olduğu yerdeki harflerin meyline uyum sağlamak içindir Bu tasarrufla yapılan hareket yazının ahengini arttırmıştır (Fotoğraf No: 101).

Fotoğraf No: 101. Hareke meyli detayı

Ömer Vasfi Efendi bu istifinde imzasını “Ketebehû Ömer Vasfî” olarak tarih kullanmadan yazmıştır.

Bu yazı, Ömer Vasfi Efendi’nin mimaride bulunan tek müsenna yazısı olarak celî sülüs yazılarının şaheseridir.

Sultan Reşad’ın türbenin hemen yanına inşa ettirdiği Reşadiye Numûne Mektebi (şimdiki adıyla Reşadiye İlköğretim Okulu) kitabesinde ise o devrin şairlerinden Üsküdarlı Talat Bey (1858-1926)’in kaleme aldığı tarih manzûmesi vardı. Bu manzûmeyi yine Hatib Ömer Vasfi Efendi celî ta’lîk hatla kalıp olarak yazmış daha sonra harflerin hemen kıyısına iğneyle sıkça açılan deliklerden bu yazılar mermer levhanın üzerine kömür tozuyla geçirilip taşçı ustası tarafından çelik

kalemle kabartma halinde işlenmiştir. Lâkin mektebin kara tarafındaki kapısı üzerine konulmuş olan kitâbenin yeri şimdilerde boştur (Derman, 2000: 171-172) (bkz. Fotoğraf: 78).

Bu kitabenin siyah kağıt üzerine sarı zırnık mürekkebiyle yazılmış olan aslının (Fotoğraf No: 102) 1963 yılında Ömer Vasfi Efendi’nin metrûkâtı arasında kendisine ulaştığını söyleyen Uğur Derman kitabedeki manzumeyi şöyle nakletmiştir:

Fotoğraf No: 102. Ömer Vasfi Efendi’nin siyah kağıda zırnık mürekkebiyle ve celî ta’lîk hatla yazdığı, Reşâdiye Nümûne Mektebi’nin kitabe kalıbı. (Uğur Derman’dan)

Hazret-î Sultan Mehemmed Hâmis’i Rabb-î Alîm Pür-fazîlet eyledî ihsan, vatan evlâdına

Ma’rifetdir dâimâ nakdîne-î şâhânesi ilm’dir bahşâyifli her an, vatan evlâdına Cânib-î Eyyûb-ı Ensârî’yi ihyâ eyledi Yapdırıp bir mekseb-î irfan, vatan evlâdına Fazl-ı sübhânîsinî hemvâre kıldıkçâ atâ Eyledikçê feyzinî erzan, vatan evlâdına Ol şehinşâh-i maârif-perverî bahş eylesin Ömr ilê, iclâl ilê Yezdan, vatan evlâdına Mevlevî Tal’at tilâvet eyledî târîhinî

Yapdı mekteb, bak şeh-î devran, vatan evlâdına

Bu manzûmeyi zamanımızın diline nesir şekliyle şöyle aktarabiliriz:

"Her şeyi bilen Allah, Sultan Beşinci Mehmed

Hazretleri’ni fazîlet sâhibi olarak vatan evlâdına ihsan eyledi. Pâdişahın dâima kıymet verdiği şey mârifetdir

ve vatan evlâdına her an sunmak istediğide ilimdir. Pâdişah, vatan evlâdının irfan kazanacağı

bir yeri yaptırmakla Eyüp Sultan cihetine hayat verdi.

Allah’ın kendisine verdiği lutufları bu vatan çocuklarına dâimâ aktardıkça ve bereketini

de lâyık gördükçe, Cenâb-ı Hak, marifetlerden hoşlanan o Pâdişah’ı ömrü ve kudreti ile vatan evlâdına bağışlasın. Mevlevî Tal’at târihini okudu: Zamanın

pâdişahı vatan evlâdına mektep yaptı".

Celî ta’lîk ile altı beyit halinde yazılan her satırı 15x88,5 cm. olan mazûmenin son satırında mektebin inşa tarihi ebced hesabıyla hicrî 1331 olarak belirtilmiştir. Ömer Vasfi Efendi kitâbe kalıbının ilk mısrâındaki "Sultan" kelimesinin keşidesi üstüne "Eyüp Sultan’da Mehmed Reşad Hân-ı Hâmis Hazretleri’nin inşagerdeleri olan Reşâdiye Mektebi’nin tarihidir. “Elhac Ömer Vasfiyyü’l-Mevlevî. 1331 / 1912" notunu da rık’a yazısıyla ilâve etmiştir” (Derman, 2000:173).

Bu kitabeden başka Galata Köprüsü için yine Üsküdarlı Tal’at Bey’in tarih düşürdüğü ve Ömer Vasfi Efendi’nin celî ta’lîkle yazdığı fakat sonrasında yok olan bir yazı ile ilgili Uğur Derman “1912 yılında yenilenen Galata Köprüsü için de

Üsküdarlı Tal’at Bey’in tarih düşürdüğünü, yine Ömer Vasfi Efendi tarafından celî ta’lîkle yazılan bu manzûmenin sarı madenden oyularak kesildikten sonra, deniz vâsıtalarının geçişine ayrılan köprü gözünün üstüne bu yazıların vidalanmak sûretiyle tutturulduğunu; ancak geçen vâsıtaların direk ve baca uzantılarının bâzan dokunmasıyla harflerin zaman içinde dökülerek bu tarih manzûmesinin yok olduğunu merhum üstâdım Necmeddin Okyay’dan (1883-1976) işitmiştim” demiştir.

Köprünün tarih manzûmesi şudur:

“Çerh’den bâlâ,

semânın köprüsünden muhteşem,/ Tâk-ı dünyâdan muallâ,

cisr-i gerdûndan müfîd./ Verdi pây-î taht’a

mânend-î sırât-î müstakîm,/ Sanki cennetden,

riyâz-î adn-i â’lâdan nüvîd./ Yazdı târîhin, gelip Tal’at, yediyle tâkına:/

Kıldı ihyâ,

seyredin Istanbul’u, cisr-î cedîd.

1330 / 1911” (Derman, 2000:173-174).

4.5. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (Eski Fatih Belediye Binası)

Benzer Belgeler