• Sonuç bulunamadı

V. TEZİN SINIRLANDIRILMASI

1.6. EVZÂÎYYE MEZHEBİ

1.6.1. Evzâîyye Mezebinin Yayılması

Daha önce ifade ettiğimiz gibi İmam Evzâî, Şam bölgesinde doğmuştur. İlim tahsilini her ne kadar farklı bölgelerde yapmışsa da, talebe okutması ve ilmi ile şöhret bulması, daha çok Şam bölgesinde olmuş ve bu bölgenin imamı sayılmıştır. Dolayısıyla Evzâî’nin mezhebi ve talebeleri Şam bölgesinden başlayarak Irak, Hicaz, Mısır, Fas ve Endülüs gibi bölgelere yayılmıştır.

Evzâȋ’ye nispet edilen, Evzâîyye mezhebi, Şam ve Endülüs bölgelerinde yıllarca uygulanmıştır.69

1.6.1.1. Evzâîyye Mezhebinin Şam Bölgesindeki Yeri

Evzâîyye mezhebinin Şâm bölgesinde yayılmasını sağlayan, başta Evzâî daha sonra onun talebeleri olmuştur. Şâm bölgesinde, yaklaşık iki yüz yirmi sene Evzâîyye mezhebine göre amel edilmiş, daha sonra bölgeye Şâfiȋ mezhebi hâkim olmuştur. Şâm bölgesinde Şâfiȋ mezhebinden önce Evzâîyye mezhebinin yürürlükte olduğunu, birçok âlim dile getirmiştir. Söz gelimi Nevevȋ: “Şâm’da Şâfiȋ mezhebinden önce Evzâîyye mezhebi var olmuştur”70 Zehebȋ: “Şâm halkı bir süre Evzâîyye mezhebini taklit etmiştir”71 Makdisȋ: “Evzâîyye mezhebi mensupları, Şâm mescidinde toplantılar yapmış ve hadis ekolüne göre fetva vermişlerdir”72ifadelerini kullanmışlardır.

Şâm bölgesinde Şâfiȋ mezhebi yaygınlaşmadan önce hâkim, hatip ve imamlar Evzâîyye mezhebine mensup kişilerden seçilmiş, fetvalar ve hükümler Evzâȋ fıkhına göre verilmiştir.73 Bu durum dördüncü asrın sonuna kadar devam etmiştir.74 Daha

742/1341), Tehzȋbü’l-Kemâl fȋ Esmâi’r-Ricâl, (Bişâr Avvâd Maruf), Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1980, XVII, 315.

69 Ebü’l-Fidâ İsmail b. Amr b. Kesȋr el-Kureşi İbn Kesȋr, (v. 774/1372), el-Bidâye ve’n-Nihâye, (thk.

Ali Şirî), Dârü’t-Türâsi’l-Arabȋ, 1988, X, 115; Makdisî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed el- Beşârî, (v. 380/990), Ahsenü’t-Tekâsîm fȋ Maʽrifeti’t-Tekâsȋm, Kahire, 1991, s. 180.

70 Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâi ve’l-Luğât, I, 298.

71 Zehebȋ, Tezkiretü’l-Huffâz, I, 182.

72 Makdisî, Ahsenü’t-Tekâsîm, s. 179.

73 Tâcüddin Abdülvahab b. Takyeddin es-Süpkî, (v. 771/1370), (thk. Muhammed Muhammed et-

Tannâhî, Abdülfettah Muhammed el-Huluv), Tabâkâtü’ş-Şâfiȋyyetü’l-Kübrâ, Hicrün li’t-Tibâti

ve’t-Tevzȋʽ, 1992,I, 320.

22

sonra Şâfiȋ mezhebi bölgeye hâkim olmuştur.75 Şâm’da, Evzâîyye mezhebine göre hüküm veren en son hâkim, Ebû’l-Hasan Ahmed b. Süleyman b. Hazlem’dir (v. 347/958).76 Bu zatın, Şâm mescidinde halkasının olduğu ve burada Evzâîyye mezhebine göre ders verdiği rivâyet edilmektedir.77 Şâfiȋ âlimlerden Ebû Zurʽa Muhammed b. Osman b. İbrahim ed-Dimeşkȋ, mahkemede hâkim olduğunda, hala Evzâîyye mezhebi uygulanmaktaydı. Ancak Ebû Zurʽa, fetva ve hükümleri Şâfiȋ mezhebine göre vermiş ve Şâfiȋ mezhebini yaymaya çalışmıştır. Öyle ki Ebû Zurʽa, Müzenȋ’nin Muhtasar’ını ezberleyen herkese, bin dinar vererek onları ödüllendirmiştir. Bir süre sonra Şâfiȋ mezhebi âlimleri çoğalmış, Evzâîyye mezhebi yavaş yavaş sahneden çekilmiş ve yerini Şâfiȋ mezhebine bırakmıştır. 78

1.6.1.2. Evzâîyye Mezhebinin Endülüs Bölgesindeki Yeri

Evzâîyye mezhebi, Endülüs ve Fas’ta da halk tarafından bir süre taklit edilmiştir. Evzâîyye mezhebinin Endülüs’e taşınmasının büyük sebeplerinden biri, Endülüs Emevȋ devletinin adından da anlaşıldığı gibi, Şâm Emevȋ devletinin bir nevi uzantısı olmasıydı.79 es-Selâvȋ, “Endülüs Emevȋ devletinin, Şâm Emevȋ devletine olan bağlılığından dolayı, Şâm imamlarından Evzâȋ’nin mezhebi olan Evzâîyye mezhebini burada uyguladığını, bu durumun Mâlikȋ mezhebinin bölgeye gelmesine kadar devam ettiğini”80 söylemektedir. Daha önce de ifade dildiği gibi Evzâî, Şâm bölgesinin imamı sayılıyordu. Evzâîyye mezhebini Şam’dan ilk olarak Endülüs’e taşıyan kişi, o dönemin Endülüs müftüsü ve Kurtuba hatȋbi olan, Evzâȋ’nin arkadaşı Saʽsaʽa b. Selâm el-Endülüsȋ ed-Dımaşkȋ (v. 192/807) dir. Evzâîyye mezhebi

75 Muhammed b. Hasan b. Arabȋ b. Muhammed el-Hacvî es-Seʽâlibî, (v. 1376/1956), el-Fikrü’s-Sâmî

fî Târȋhi’l-Fıkhi’l-İslâmî, Beyrut, 1995, I, 437.

76 Rivayetlere göre, Ebü’l-Hasan, Cuma günleri oluşturduğu ders halkasına hadis yazdırmıştır.

Sohbetlerinden birinde, Hz. Peygamber’in kendisine şu ifadeleri kullandığını söylemiştir. “ey Ebi Hasan! Biz seni özledik sen bizi özlemedin mi?” Ebû Hasan, bu ifadeleri kullandıktan birkaç gün sonra hicrȋ 347 yılında vefat etmiştir. (İbn Asâkir, Târȋhu Dımaşk, XXXXXXXI, 152.)

77 İbnü’l-İmâd, Abdülhay b. Ahmed b. Muhammed b. İmâd el-Akrî, (v. 1089/1679), Şezerâtü’z-

Zeheb fî Ahbâri men Zeheb, (thk. Mahmut Arnavut), Beyrut, 1986, IV, 248; Zehebî, Târȋhu’l- İslâm, VI, 337; Muhammed Kürt Ali, Muhammed b. Abdürrezzak b. Muhammed, (v. 1372/1953), Hitatü’ş-Şâm, Dımaşk, 1983,IV, 25.

78 İbnü’l-İmâd, Şezerâtü’z-Zeheb, IV, 246.

79 Kâdı İyâd, İyad b. Musa b. İyad b. Amrun el-Yahsebî, (v. 544/1149), Tertȋbü’l-Medârik ve

Takrȋbü’l-Mesâlik, (İbn Tâvȋt et-Tencȋ, Abdülkadir es-Sahrâvȋ), Matbatü Fedâle, Mağrib, 1983, I,

27.

80 Selâvî, Şihabuddin Ebü’l-Abbas Ahmed b. Halid b. Muhammed en-Nâsırî ed-Derʽî, (v. 1376/1956),

el-İstiksâ li Ahbâri Düveli’l-Mağribi’l-Aksâ, (thk. Cafer en-Nâsırî, Muhammed en-Nasırî), Dârü’l-

23

Endülüs’te yaklaşık kırk yıl devam etmiştir. Evzâîyye mezhebinin Endülüs ve Fas’taki varlığı hakkında Nevevȋ şöyle demiştir: “Fas halkı, Mâlikȋ mezhebine geçmeden önce Evzâîyye mezhebini taklit etmişlerdir.”81 Bu konuda Zehebȋ, şu ifadeleri kullanmıştır: “Endülüs halkı, bir müddet Evzâîyye mezhebine göre amel etmiştir.”82 Hacvȋ el-Hamevȋ ise, “Evzâîyye mezhebi hicrȋ II. yüz yılda Endülüs’te hâkim olmuş, daha sonra Mâlikȋ mezhebi buraya hâkim olmuştur”83 ifadelerine yer vermiştir.

Evzâîyye mezhebinin Endülüs’te uygulanışını hicrȋ iki yüz otuza kadar sürdüren Zehebȋ, bu tarihten sonra Mâlikȋ mezhebinin yavaş yavaş buraya yerleştiğini, Evzâîyye mezhebinin de bölgede yok olduğunu söylemektedir.84 Zehebȋ’nin de aktardığı bu tarihe göre, Evzâîyye mezhebi Endülüs’te yaklaşık kırk sene varlığını sürdürmüştür.85

Mâlikȋ mezhebinin Endülüs’e ilk girmesi, Hişâm b. Abdurrahman (v. 171/180) döneminde başlamıştır. Mâlikȋ mezhebinin Endülüs’te yayılmasına zemin oluşturan ise, Şebtûn (v. 212/827) lakabıyla tanınan Ziyad b. Abdurrahman b. Ziyad el-Kurtubȋdir (v. 212/827). Bu zat İmam Mâlik’ten (v. 179/795) Muvattaʹ kitabını dinledikten sonra, onun fıkhını öğrenmiş ve Endülüs’e dönmüştür. Döndüğünde İmam Mâlik’in evsaflarını talebelerine aktaran Şebtûn, öğrendiği Mâlik’in fıkhını burada ders vermeye başlamıştır. Daha sonra, Ğazi b. Kays (v. 199/814), Karʽûs b. Abbas (v. 220/835), Yahya b. Yahya el-Leysȋ (v. 234/848) ve İsa b. Dinâr (v. 263/876) gibi kişiler Mâlik’ten ders almak için Medine’ye gitmişlerdir. Bu da bölgede Mâlikȋ mezhebinin yayılmasını hızlandırmıştır.86

1.6.2. Evzâȋyye Mezhebinin Kaybolmasının Sebepleri

Fıkhȋ bir mezhebin kurulması, kurucusunun içtihat ehliyetine haiz olmasına bağlıdır. İçtihat edecek müçtehidin ise usul kaynaklarında da ifade edildiği gibi, akıllı ve adaletli olmasının yanısıra hüküm içeren âyetler ve hadisleri bilmesi gerekir.

81 Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâi ve’l-Luğât, I, 298.

82 Zehebȋ, Tezkiretü’l-Huffaz, I, 182.

83 Hacvî, el-Fikrü’s-Sâmî, II, 71.

84 Zehebî, Târȋhu’l-İslâm, IV, 338.

85 Muhammed Kürt Ali, Hıtatü’ş-Şam, IV, 25.

24

Öte yandan müçtehidin kendine özgü bir metota sahip olması ve bu metodun diğer fakihler tarafından kabul görmesi de müstakil mezhep şartları arasında sayılmaktadır.87 Evzâȋyye mezhebinin kurucusu olan Evzâȋ’de de ifade ettiğimiz bütün özellikler bulunmaktadır. Bu yüzden söz konusu mezhep uzun bir süre taraftar bulmuştur.

Ancak bir mezhebin bekâsı, mezhebe özgü, sosyal merkez ve faaliyetlerin bulunması, halkın bu mezhep fakihlerine kolayca ulaşabilmesi, mezhebe karşı merkezi yönetimin tavrı ve taraftarlarının desteklemesi gibi bir takım faktörler etkili olmaktadır. Bu sebeplerin yanında Evzâȋyye mezhebinin yok olmasının başlıca sebepleri şu hususlar sayılabilir;

1. Evzâî, hayatının başında ilim tahsili için halkla sıkı ilişkileri olmuşsa da, hayatının sonuna doğru ise, halktan uzak, o günün şartlarında küçük bir yer olan Beyrut’ta ömrünü geçirmiştir. Yaygın olan diğer mezheplerin karargâhı ise ilim, ibadet ve siyaset merkezi olan Bağdat ve Medine-i Münevvere olmuştur.

2. Diğer mezhep imamları gibi, İmam Evzâî’nin de talebeleri olmuş, ancak bu talebeler Ebû Hanîfe, İmam Şafiî ve diğer mezhep imamlarının talebeleri kadar, Evzâȋyye mezhebinin yayılması için çaba göstermemişlerdir.88

Benzer Belgeler