• Sonuç bulunamadı

Evlilik İçin İdealize Edilmiş Kadınlar ve Erkekler

HALİDE EDİP ADIVAR’IN ROMANLARINDA EVLİLİK KAVRAMI

3.1. Evlilik Öncesi Süreç

3.2.3. Evlilik İçin İdealize Edilmiş Kadınlar ve Erkekler

İdeal eş, birçok gencin evlenecekleri kimselerin morfolojik, fizyolojik ve psikolojik karakterlerini belirtmek amacı ile kafalarında tasarladıkları, ideal bir kadın

veya erkeğin tanımıdır.462Evlenecek olan kişiler tasarladıkları kişiyi kendileri için “ideal olan” olarak adlandırmakta ve bu bağlamda seçimlerine yön vermektedirler.

Evlilik için “ideal kadın” ya da “ideal erkek” kavramı temelde genel noktalarda buluşsa bile, her bireyin evlilikten, hayattan beklentisi farklı olduğu için “ideal eş” kavramı da değişiklik gösterecektir. İnsanların geneli ideal eş kavramı içerisine; fiziksel özelliklerin çekici olması, sadakat sahibi, doğru ve dürüst bir kişiliği olması, statü sahibi olması, maddi olanaklarının iyi olması, genel temizlik kurallarına dikkat eden bir insan olması gibi maddi ve manevi yönü bulunan özellikler katar. Bu özelliklere beklentiye göre maddeler eklenebilir.

İnsanlar gelişim dönemleri boyunca zihinlerinde, ideal bir eşte ne gibi özellikler aranması gerektiği konusunda kendilerine göre birtakım olumlu ve istenilen özellikleri kurgular. Bazıları ise, en azından ne tür özellikleri olan kimselerle evlenmeyeceklerini saptarlar. Genel olarak aynı ırk, aynı millet, aynı din ve sosyal sınıfın üyesi olmadıkça, evlilik kararı nadiren alınmaktadır. Bunda farklı ırk, milliyet, ülke ve sınıflara karşı oluşmuş olan ön yargılar önemli rol oynamaktadır.463

İdeal eş tipinin belirlenmesinde, psikososyal özelliklerle birlikte, bazı sosyokültürel özelliklerin aynı olması, uyum için önemlidir. Ancak boy, kilo vb. fiziksel özelliklere fazla önem verilmesi, eş adayının olumlu kişiliğinin fark edilmesini engellemektedir. Burada önemli olan, yetişkinin ideal eş özelliklerini bir an önce kesinleştirmesidir. İdeal eş tipinin ise, kurgu dünyası etkisinde kalınmadan, kişinin kendi özelliklerinin farkındalığıyla, sağlıklı şekilde belirlenmesi, gerekmektedir.464

Toplumu oluşturan aile kurumu içerisinde yetişen bireyler farklı ortamlarda ve farklı kurallarla yetiştirilmiş kişilerdir. İki insanın evlenmeye karar vermesi demek bu farklılıklara rağmen ideal olan noktada buluşma çabasıdır. Toplumların yapısı değiştikçe bireylerin ideal eş kavramı da değişecektir. Örneğin bundan elli yıl önce bir

462Yılmazçoban, a.g.e., s. 186

463 Yılmazçoban, a.g.e., s. 186

kişi için ideal olan özellikler günümüzde değişmiş olabilmektedir. Ama başta da belirttiğimiz bazı genel hususlar, zamana ve mekâna göre değişmeyecek özelliklerdir.

Evlilik kararı vermek insan hayatının belki de en zor kararlarından biridir. Bunun nedeni evlilik sebebiyle insanın, hayatının tümüyle değişeceğini bilmesidir. Sonuç olarak, evlenmeyi düşünen kişilerin, birbirini tamamlamak ve sağlıklı bir evlilik kurmak adına, kendi ideal tipini evlilik öncesinde belirlemesi gereklidir. İdeal eş kavramına uyan, olumlu ve istenilen özelliklere sahip bir eş adayı arayışı içerisinde olmalıdır. Evlenecek kişilerin ideal eş kavramı üzerinde düşünmeleri sağlıklı bir ilişki oluşturmak için önemlidir. Tabi ki ideal eş kavramını belirlemek öncelikle kendimizi iyi tanımaktan geçmektedir.

Halide Edip Adıvar’ın romanlarında her karakter kendine göre kadın ve erkek karakterleri evlenmek için idealize etmiştir. Elbette her karakterin” ideal kadın” ve “ideal erkek” kavramı farklılık göstermektedir.

Râik'in Annesi adlı romanında Sîret, yengesine evlenmek için ideal kadın modelini şöyle aktarmaktadır:

"Bastonumla tozların üstüne yollar yapıyor, aynı zamanda yengemle hayali bir konuşma yürütüyordum. Bakınız ben nasıl kadın isterim. Dil, isterse bilsin, hatta iki-üç; fakat hiçbir zaman Beyoğlu'nda Fransızca pazarlık etmesin. Fransız kadınlarını taklit edeceğim diye sahte gülüşler, garip el ovuşturmalar, baş sallamalar, sıçrayarak, hoplayarak yürümeler yapmasın. Her lüzumsuz şeye Fransızca hayret etmesin. Babasını görünce "Oh! Mon per", bir şeyden korkunca (Oh! Mondiyö) demesin, tanrıya inansın, ara sıra camiye gitsin..." 465

Romanda, Sîret yengesine evlenmek istediği ideal kadın tipini aktarırken bir nevi Batılılaşma etkisiyle başka bir kültüre zorla benzeme eleştirisi yapılmaktadır. Halide Edip, modernleşmenin yanında olmuş ama kendi kültürümüzün tamamen dışına çıkmanın ise karşısında durmuştur.

Handan romanında, Handan kocası Hüsnü Paşa'ya yazdığı mektupta, Neriman'ın kocası Refik Cemal’in, herkesin istediği ideal eş olduğunu söylemektedir. Kocasına onun gibi olmadığı sebebiyle serzenişte bulunmaktadır. Refik Cemal’in "vefakâr temiz ve müşfik bir hayat arkadaşı"466olduğunu Neriman'ın şanslı bir kadın olduğunu belirtmektedir.

Handan'ın ideal erkek tipi sakin ve sade bir kişiliğe sahip olmasıdır. Ama Hüsnü Paşa hiçbir zaman sade ve sakin bir hayat yaşamamıştır. Handan’ın ruhunu anlayamayacak kadar kendi zevkleri peşine düşmüş bir adamdır.

Kalp Ağrısı romanında, Zeyno nişanlı bir kız olmasına rağmen Zabit Hasan Bey ile tanıştıktan sonra, kalbin de farklı hisler uyanmıştır. Hasan Bey'den hoşlanmıştır. Ama nişanlı bir kız olduğu için Hasan Bey'e karşı kat’i bir tavır almak gerektiğini de bilmektedir. Hasan Bey ile ilgili karar vermeye çalıştığı sürede aklından şu düşünceler geçmektedir ve Hasan Bey'in evlenmek için ideal bir erkek olmadığına karar vermiştir:

"Olmayacak şey ama Hasan Bey ve ben tamamıyla Azize’siz ve Saffet’siz tesadüf etseydik ve evlenseydik herhalde çok kuvvetli ve maddi bir inzicâba rağmen ben, şiddetle bedbaht olacaktım, o, her süslü kadının heyecan ve arzu veren kadının arkasından belki gidecekti." 467

Zeyno’nun ideal eş kavramı içerisinde sadakate ne kadar önem verdiğini bu sözlerinden anlamaktayız. Hissedilen duygular insanı yanıltıp, hayat boyu mutsuz bir yaşamın içerisine katabilmektedir. Zeyno hassas olduğu konuyu tespit etmiş ve duygularının esiri olmamıştır. Bunun yanında romanda yazar tarafından kaleme alınan bu satırlarla Zabit Hasan özelinde sadece hazzın ve zevkin peşinde olan erkeklerin eleştirisi yapılmıştır.

Bunun yanında, Saffet nişanlısı Zeyno'nun kendisi için ideal kadın ve ideal aşk olduğunu şu sözlerle aktarmaktadır:

466Adıvar, a.g.e., 2019d, s. 119

"Doğruluk, muhabbet ve zayıf insanların, zebun insanlara eziyet etmekten [kaçınmasının] mert erkeklerin hasleti olduğunu söylerler, fakat ben bu hasletin bilhassa ideal kadınlarda olduğuna iman etmişimdir. Benim için ideal kadın sensin! İdeal kadın ideal aşk ister. İşte onun için seni kendim için değil, senin için seviyorum, Zeyno, ne olsa, benim olmasan dahi böylece sevmekte, yalnız senin için yaşamakta devam edeceğim Zeyno!” 468

Sinekli Bakkal romanında Rakım Amca yeğeni Rabia’nın mevlit okumayı bırakıp artık kendisiyle konuşmasını isteyince, Rabia’da amcasının isteğini kırmamıştır ve ne konuşacaklarını sorunca aralarında şu konuşma geçmiştir.

“- Kocaya varmak, çocuk doğurmak konuşalım. Niçin Galip Bey’i istemedin Rabia?

-Bırak şu sıkıntılı herifi. Onun karısı olsam esneme illetine tutulurum. - Kocaların hepsi öyledir.

- Peregrini insanın kocası olsa hiç sıkılmaz.” 469

Rabia Peregrini'nin evlenmek için ideal bir eş olduğunu ima etti. Amcası bu duruma bozuldu ve “bırak şu gavuru”470diyerek, Peregrini hakkındaki fikrini aktardı. Rakım aralarındaki din ve yaş farkından dolayı Peregrini’nin Rabia için ideal eş olmadığını düşünmekteydi. Rabia’nın amcası dini mensubiyet farklılığını evlenmeye engel bir durum olarak görmekteydi.

Tatarcık romanında Zehra tanıştığı altı genç arasında evlenilecek kişiyi gözden geçirirken çeşitli tahliller yapmaya başlamıştır. Zehra için evlenmeye uygun kişi evvela bir statü ve paraya sahip olmalıdır. Bu düşüncesine uygun olarak şunları söylemektedir:

“Şinasi’den hariciye vekili olması beklenemez ama pekâla sefir olabilir. Hiç olmazsa müsteşar. Londra yahut Paris müsteşarının karısı olmak fena değil. Zehra taliplerin de meslek olarak hariciye ister ve bunlar arasında zihninde tasarladığı

468Adıvar, a.g.e., 2020a, s. 93

469 Adıvar, a.g.e., 2020b, s. 279

namzetlerin herhalde en muvafığı Şinasi görünüyor. Nazmi Molla ne yapar yapar, oğlunu mutlak bir sefaret müsteşarı mevkisine çıkarır. O halde? Şinasi ihmal edilmemeli fakat fazla üstüne de düşmemeli. Evlenilecek adama karşı alınan vaziyet başka, flört yapılacak adama gösterilecek iltifat başka, sırf aklı başından alınıp kalbi göğsünden koparılıp bir tarafa atılacak erkeğe yapılacak muamele başka.”471 Bu

sözlerin, düşüncelerin devamında evlenilecek kişide aradığı nitelikleri tetkike devam etmektedir:

Ahmet'le ilgili ; "Onda da talip vaziyeti var fakat hiç münasip değil! İri yarı, hantal, gözleri sevimli, canlı, fakat ne olsa bir bakkalın oğlu. Geçelim. Flört serisine bile ithal etmek doğru değil."472

Zehra için ideal eş kavramı içerisinde maddi hususların önemli olduğu görülmektedir. Bunları sıralarken, bazı bedensel özellikleri de kriterlerine eklemiştir. Âkile Hanım Sokağı romanında Sadi Arslan Serin Esen’le evlenmeye karar verince, meseleyi kızın babasına açmak için onu ziyarete gitmiştir. Babasına Serin’in kendisi için ideal eş olduğunu şu sözlerle açıklamıştır: " Kızınız Serin Esen, benim hayatımda arkadaş olabileceğim yani evlenebileceğim tek kadındır. O, ne eski, ne de yeni zamana mensup, ideal bir kadın."473

Görüldüğü üzere romanda kaleme alınan karakterler içerisinde her karakter için ideal olan eş tarifi farklı açılardan olmuştur. Çünkü her insanın hayatı ve evliliği algılama biçimi birbirinden farklıdır. Yetiştiği toplum, kişinin aldığı eğitim, çevresinde gözlemleme fırsatı bulduğu insanlar ve evlilikler kişinin “ideal insan” kavramına katkı yapmaktadır. Kişi bu noktadan sonra elemek için zihninde oluşturduğu “ideal kadın” ve “ideal erkek” arayışında olmaktadır.

471Adıvar, a.g.e., 2018b, s. 105

472Adıvar,a.g.e., 2018b, s. 105