• Sonuç bulunamadı

EVLĠYÂ ÇELEBĠ‟NĠN HAYATI

Yalnızca XVII. yüzyıl Osmanlı sahası Türk edebiyatının değil, tüm Türk ve dünya edebiyatının en çok tanınan seyyahlarından olan Evliyâ Çelebi‟nin hayatıyla ilgili bilgilere genellikle kendi yazdığı ve ona bu tanınırlığı katan Seyahatnâme‟den ulaĢılabilmektedir.

Evliyâ Çelebi, Sultan I. Ahmed döneminde babası sarayda görevliyken 10 Muharrem 1020/25 Mart 1611 tarihinde Ġstanbul, Unkapanı‟nda dünyaya gelmiĢtir2;

2 Evliyâ Çelebi‟nin doğum tarihiyle ilgili olarak bk. (Tezcan 2011b)

26 ancak bazı kaynaklar onun Kütahya‟nın günümüzde Saray Mahallesi diye bilinen Zeryen Mahallesi‟nde doğduğundan bahsetmektedir (ġavk 2011: 2). Dünyaya geliĢini Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme‟de Ģu ifadelerle anlatmaktadır:

[59a]

Bu hakîr-i pür-taksîr Evliyâ-yı bî-riyâ ibn DervîĢ Mehemmed Zıllî rahm-ı mâderden müĢtak olup rû-yı arza kadem basdığımız bu Sultân Ahmed Hân'ın zamân-ı saltanatında bin yigirmi Muharremü'l-harâm'ın onuncu günü yevm-i âĢûrâda vücûda gelüp yigirmi altı târîhinde nâmûs [u] ârı fark edüp Sultân Ahmed Hân'ın Edirne seferin ve Yeni câmi„ binâsına mübâĢeret olunduğun a„lâ bilürdüm. Hamd-i Hudâ kim böyle bir azîmü'Ģ-Ģân pâdiĢâh-ı Cem-cenâb asrında vücûda gelmiĢiz.

Evliyâ Çelebi eser boyunca adını Evliyâ olarak anmaktadır. Adını Hocası Evliyâ Mehmed Efendi‟den esinlenerek almıĢ olmasını bir varsayımdır (Akalın 2013:

11; Dankoff 2010: 53). Çelebi ise Evliyâ‟nın unvanıdır. Görgülü, terbiyeli kiĢiler için kullanılan çelebi sözü Osmanlı Devleti‟nde çeĢitli sanat ve meslek sahiplerine simge olmuĢ bir tabirdir (Akalın 2013: 11).

Evliyâ Çelebi‟nin ailesiyle ilgili bilgiler kısıtlıdır. Seyahatnâme‟de aile kökünün Ahmet Yesevî‟ye kadar ulaĢtığını belirten Evliyâ Çelebi ile ilgili olarak Dankoff, “Atası Ece Yakup, Osmanlıların atası Ertuğrul ile birlikte Maveraünnehir‟deki Mahan‟dan gelmiş ya da Kütahya‟da doğmuştur ve Sultan Orhan‟un sütkardeşidir.” demektedir (Dankoff 2010: 43-44). Kendi Ģeceresi ile ilgili olarak Evliyâ Çelebi Ģunları söylemektedir.

[27a]

Abdürra‟ûf Samedânî ibn ġeyh Cemâlüddîn ibn bint-i Emîr Sultân ibn ġerefüddîn ibn Tâceddîn anlar dahi kız evlâdından râzı bilâ-oğuldur. Anlar bint-i Seyyid Sikkîn kim AkĢemseddîn kurbünde Türbeli Göynük'de medfûndur. Anlar Ġslâmbol zindânında medfûn Baba Ca„fer oğludur. Anlar Muhammed Hanefî evlâdıdır kim bizim ceddimiz Ahmed Yesevî ibn Muhammed Hanefî'ye müntehî

oldu-27 ğunda Ģecerelerimizde böyle tahrîr olunmağile hasîb ü nesîbleri ile

ma„lûmumuzdur.

Adı DervîĢ Mehemmed Zıllî olan babası Saray‟da kuyumcubaĢı olarak görev yapmaktadır. Ġz, DerviĢ Mehemmed Zıllî‟nin son yıllarında Kanunî‟ye, daha sonra II.

Selim, III. Murad, III. Mehmed ve I. Ahmed‟e hizmet ettiğini musahibliğe kadar yükseldiğini belirtmektedir (Ġz 1979: 62). Babasının bu göreviyle ilgili bilgiler [60b]‟de yer alan ifadeler arasında geçmektedir.

[60b]

Ba„zı kimesneler bu kapu Üstürgon'da Kızılelma Kilisesi'nden gelmiĢdir derler ammâ galatdır. Ol kapu hâtırıyçün Nemse küffârı Üstürgon'u küffâr sene 1013 târîhinde alup mezkûr kapuyu yerinden kal„ edüp hâlâ Beç kal„ası içre Ġstifani deyrine Bâb-ı Meryem etmiĢdir. Ammâ bu Ahmed Hân câmi„inin mezkûr harem kapusu merhûm u mağfurun-leh pederimiz DervîĢ Mehemmed Zıllî ser-zergerân iken bu bâb-ı sa„âdeti inĢâ edüp bâlâda iki kıt„a kitâbeler içre tahrîr olunan hatlarda ketebesiyle mastûrdur.

Evliyâ Çelebi‟nin annesi ise Abaza kökenli birisidir. Aslında cariye olan annesi Sultan I. Ahmed tarafından babasına hediye edilmiĢtir. Ġz, Evliyâ Çelebi‟nin annesinin Vezir Melek Ahmed PaĢa‟nın yakını olduğunu söyleyerek, Ahmed PaĢa‟nın IV. Murâd‟ın kızı Kaya Sultan ile evlenerek padiĢaha damat olduğunu belirtmektedir (Ġz 1979: 62). Evliyâ Çelebi‟nin annesi ile ilgili bilgiler Seyahatnâme‟deki Ģu satırlardan alınmaktadır:

[79b]

"Hazîneden çok mâl itlâf etdin" deyü ma„zûl edüp sene (---) târîhinin mâh-ı (---) (---) günü efendimiz Melek Ahmed PaĢa sadrıa„zam oldu. Hâk-i Ġslâmbol'da Tophâne Ģehrinde vücûda gelüp üç yaĢına bâliğ iken Abaza diyârında (---) nâm aĢîretde süd vâlidesinde perveriĢ bulup on beĢine bâliğ iken bu hakîrin vâlidesiyle Sultân Ahmed'e hedâyâ getirüp Melek'i harem-i hâssa alup vâlidemizi pede-rimize ihsân edüp bu hakîr andan mütevellid olmuĢuz.

28 Kendisinden büyük olan kız kardeĢiyle ilgili olarak Balıkesir‟de ayaklanan ve Sultan IV. Murâd zamanında idam edilen Ġlyas PaĢa ile niĢanlandığı, PaĢa‟nın isyanı üzerine Evliyâ Çelebi‟nin babası nikâhtan vazgeçtiği, buna rağmen kız kardeĢinin PaĢa tarafından kaçırıldığı bilgileri mevcuttur (Kahraman 2013a: 22).

Evliyâ Çelebi çağı değerlendirildiğinde iyi eğitime sahip bir kiĢi olarak değerlendirilebilir. Bunda babasının Saray‟da nüfuzlu kiĢilerden olmasının etkisi büyüktür. Mahalle mektebinden sonra ġeyhülislâm Hâmid Efendi Medresesinde yedi yıl eğitim gören Evliyâ Çelebi, Sâdîzâde Dârü‟l-Kurrâsında Kurân-ı Kerim hıfzetmeye baĢlamıĢ ve babasından hat, nakıĢ, tezhib, hakkaklık gibi sanatlar öğrenmiĢtir.

1635 yılında Ayasofya Camii‟nde Kadir gecesi Kurân-ı Kerim okurken sesini IV. Murâd Han‟ın beğenmesiyle saraya alınan3 Evliyâ Çelebi daha sonra yüksek seviyede devlet ve bilim adamları ile üst rütbeli askerlerin yetiĢtiği Enderûn Mektebine kabul edilmiĢtir. Eğitimi sırasında Arapça, Farsçayı öğrenen Evliyâ Çelebi babasının komĢusu Rum kuyumcu Simyon‟dan da Rumca öğrendiğini kendisinin de ona Arapça öğrettiğini belirtmektedir. Ayrıca konuĢmaya yetecek kadar da Latince öğrendiğini aktarmaktadır.

Maddi durumu iyi bir aileye mensup olan Evliyâ Çelebi, Enderûn‟da aldığı eğitimden sonra Saray‟da müsahib olarak göreve baĢlamıĢtır. Evliyâ Çelebi devlet adamları yanında baĢka görevler de icra etmiĢtir. Müezzinlik, gümrük memurluğu, vergi toplayıcılığı, ulaklık gibi çeĢitli türden görevler üstlenmiĢtir.

Alptekin, Evliyâ Çelebi‟yi konu alan kaynakların tamamında onun evlenmediğinden söz edildiğini söylemektedir. Alptekin, bununla beraber Evliyâ Çelebi‟nin katıldığı savaĢların sonucunda kendisine verilen gulam (erkek esir) ve cariyelerin fazlalığının da gözden kaçmadığını söylemektedir (Alptekin 2011: 48).

Baysun da Evliyâ Çelebi‟nin evlenmemiĢ ve evlat sahibi olmamıĢ bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söylemektedir. Evliyâ Çelebi kendisinin 1073 (1663) yılına kadar “mücerret ve pâk” olduğunu söylerken bu vesile ile kısırlıktan bahsetmektedir. Evliyâ Çelebi 1059 (1649)‟da Bosna seyahatinde çektiği

3 bk. [68b-69a]

29 meĢakkatler yüzünden akamete uğrayarak zürriyetten ümidini kestiğini, 27 sene sonra Mısır‟da Kalavun hastanesinden aldığı bir ilaç sayesinde yeniden gençleĢtiğini ileri sürer (Baysun 1977: 406-407). Duman, Evliyâ Çelebi‟nin hattatlık, hakkâklık, musikiĢinaslık, mimarlık, okçuluk, kuyumculuk gibi sanatlarda maharetli olduğunu Kurân-ı Kerim‟i yedi sekiz saatte hatmedebilecek kadar da iyi bir hâfız olduğunu belirtmektedir. Evliyâ Çelebi‟nin aynı zamanda kendisine göre vasat bir Ģair olduğunu aktaran Duman, onun cirit oynadığını, iyi silah kullandığını, güreĢçi olduğunu ancak haddini bilerek herkesle iyi geçindiğini, bulunduğu meclise neĢe kattığını belirtmektedir. Hizmet ettiği kimselerin verdiği hediyeler, bağıĢlar, gazalarda ele geçirdiği ganimetler, uzak ülkelerden getirdiği malların satıĢından elde ettiği kazançlar kendisinin ve Ġstanbul‟daki yakınlarının masraflarını karĢılamaya yetmiĢtir (Duman 2011: 172). Evliyâ gazalardan aldığı ganimetleri Ģu Ģekilde aktarmaktadır:

[84a]

Hamd-i Hudâ bu gazâda bu hakîrin destine on yedi esîr ve yigirmi at ve üç semmûr ve bir çift sîm üzengi ve gayrı sîm âvânî elimize girdi.

[85b]

Hamd-i Hudâ bu üslûb üzre Eflak u Boğdan vilâyeti yigirmi günde feth olup bu hakîrin eline yigirmi esîr bahâsı girüp ganîme aldık.

Evliyâ Çelebi eserinde kendi dıĢ görünüĢünü de tarif etmektedir. Devamlı tıraĢlı olduğunu bu nedenle de tanınmakta zorluk çektiğini belirten Evliyâ Çelebi, sakalsız olduğunu birkaç defa ifade etmektedir. Evliyâ Çelebi gençliğinde biraz ince yapılı, çelimsiz, zayıf ve çocuk görünüĢlüydü. Ġri yapılı ve uzun boylu değildi. Ancak kafası gövdesine göre biraz büyüktü. (Kahraman 2013a: 31).

Hayatının büyük bir bölümünü seyahatleri ile geçiren Evliyâ Çelebi bu seyahatlere baĢlayıĢını bir rüyasına dayandırarak anlatmaktadır. Kendisinin naklettiğine göre4 rüyasında Ġstanbul‟da YemiĢ Ġskelesi civarında bulunan Ahi Çelebi

4 bk. [7a-7b]

30 Camii‟ndedir. Camide muazzam bir cemaat bulunmaktadır. Ġslâm peygamberi Hz.

Muhammed bu kalabalık arasında dikkatini çeker. Dört halife ile diğer ashabı da hep bu camidedir. Evliyâ Çelebi, Hz. Muhammed‟in yanına gidip ondan Ģefaat dilemek arzusundadır; ancak bir türlü cesaret edip de gidemez. Nihayetinde cesaretini toplayıp peygamberin yanına gider ve heyecan ile “ġefaat ya Resulullah” diyeceğine

“Seyahat ya Resulullah” der. Hz. Muhammed onu hem Ģefaat ile hem de seyahat ile müjdelemiĢtir. Böylece çeĢitli sıkıntılar, tehlikeler atlatmasına rağmen vazgeçmeyeceği seyahati baĢlar. Bu seyahatleri sırasında baĢından geçen olayları, gördüğü yerleri, farklı kültürleri, dilleri vb. yazarak oluĢturduğu Seyahatnâme ile ününe kavuĢan Evliyâ Çelebi‟nin onun tabiriyle ne zaman gülşen-i hayâtı varağı hâke düştüğü5 ve mezarının nerede olduğu kesin olarak bilinmemektedir. ġavk, bir kısım araĢtırmacının onun 71 yaĢlarında 1682 yıllarına doğru Ġstanbul‟da öldüğünü, bir kısım araĢtırmacının ise 1682‟de Mısır‟dan dönerken yolda ya da Ġstanbul‟da vefat ettiğini söylediğini aktarmaktadır. Bununla birlikte ġavk, bazı araĢtırmacılara göre Seyahatnâme‟de anlatılan olayların tarihlerine dayalı olarak Evliyâ Çelebi‟nin 1683 yılında yaĢıyor olduğunu düĢündüklerini söylemektedir (ġavk 2011: 15).

Baysun yazısında Evliyâ Çelebi‟nin ölüm tarihinin 1682‟den sora olabileceğini düĢünmektedir (Baysun 1977) Dankoff ve Tezcan ise 1683-1685 tarihleri arasında yoğunlaĢmaktadır (Dankoff 2010: 12; Dankoff-Tezcan 2011: 9)

Benzer Belgeler