• Sonuç bulunamadı

Teknik analiz yöntemleri, ardışık fiyat hareketlerinin birbirine bağlı olarak gerçekleştiğini

savunur. Buna göre geçmiş fiyat oluşumları gelecekte kendini tekrar edecektir. Bu da

gelecekteki fiyatların anlamlı bir şekilde tahmin edilebilmesini sağlayacaktır. Bu ifade,

ardışık fiyat değişimlerinin birbirinden bağımsız olduğunu yani geçmiş fiyat hareketlerinin

gelecekteki fiyat oluşumlarını belirlemede kullanılamayacağını ifade eden random walk

teorisi ile tamamen zıttır.

Teknik analiz de hisse senedi fiyatları sürekli trendler doğrultusunda hareket eder. Buna göre

yeni bir bilgi piyasada herkes tarafından öğrenilemez. Bilgi önce bilgili ve tecrübeli

profesyonellerden agresif yatırımcılara daha sonra da piyasada bulunan diğer yatırımcılara

ulaşır. Bu bilginin analizi ve değerlendirilmesi kademeli olarak gerçekleşir ve fiyatlara

yansıması da ani olmaz, zaman içinde gerçekleşir. Buradan da hisse senedi fiyat dengelerinin

ani bir şekilde değil, zaman içinde kademeli olarak oluştuğu sonucu çıkar Teknik analiz

yanlılarına göre agresif yatırımcıların yeni bir fiyat dengesini oluşturacak hareketleri

belirleme imkanı sunacak sistemleri geliştirmeleri mümkündür. Yeni bir denge fiyatı

oluşumuna ilişkin sinyaller görülmeye başlandığında, teknik analistler, geriye kalan süre

içinde oluşacak fiyat dalgalanmalarından yararlanmak için hemen alım satım yapmaya

başlarlar. Bu durum, bilginin fiyata hızlı ve doğru yansıdığını, yatırımcıların tüm bilgiyi aynı

anda elde edip değerlendirdiğini savunan etkin pazar hipotezine ters düşmektedir. Fiyat

ayarlanmaları bazı durumda aşağı bazen de yukarı olabileceği ve bunun ne zaman hangi

yönde gerçekleşeceği kesin olarak bilinemediğinden hareket seyrinin çok büyük karlar

getirmesi mümkün olamaz94 .

Piyasa etkin ve denge fiyatları tüm bilgileri yansıtıyorsa geçmiş bilgilere dayanan teknik

analiz yararsızdır. Tüm bilgi ve veriler zamanında ve doğru olarak kamuya yayılmış ve fiyat

ayarlaması gerçekleşmiştir. Bundan sonra teknik analize dayanarak yapılan alım satımlar,

komisyon giderlerinden sonra ortalamanın üzerinde ek bir kazanç sağlayamaz.

2.4.2. Etkin Piyasa ve Temel Analiz

Temel analizde, menkul kıymetin fiyatı ait olduğu firmanın finansal yapısının bir

fonksiyonudur. Temel analizde, hisse senedi cari değeri gerçek değerin farklı olduğu ve

piyasanın bu farkı farkına varıp kapatacağı kabul edilir. Firmanın gerçek değeri tahmin

edilebilirse, ortalamanın üzerinde getiriler elde edilebilir95.

Temel analizde hisse senedine ilişkin gerçek değer, firmanın gerçek değerinden yola çıkılarak

hesaplanır ve bu denge fiyatı cari fiyatla karşılaştırılır. Hisse senedi düşük değerlenmişse satın

alınması, yüksek değerlenmişse satılması gerekir. Bu tip analizden yana olanlara göre, iyi bir

analistin gerçek değere ilişkin isabetli tahminler yapması durumunda düşük değerlenmiş hisse

senetleri üzerinden sürekli olarak ortalamanın üzerinde kar edilebilir.

Temel analizin ilk aşaması, yatırım yapılacak olan ekonomik çevreyi tanımaktır. Büyüyen

ekonomilerde hisse senetlerine yapılan yatırımın karlı olma olasılığı daha yüksektir. Ancak

etkin pazar kuramına göre analistler sadece var olan ekonomik bilgileri kullanarak bazı

sonuçlara ulaşmaya çalışırlarsa "satın al elde tut" politikasından daha üstün bir performans

sergileyemezler.

Random walk ile temel analiz arasındaki ilişki şöyledir: Random walk hisse senedinin gerçek

değerinden kısa dönemli sapmaların tesadüfi olduğunu söyler. Kısa dönemde rastgele yürüyen

hisse senedi fiyatı uzun dönemde yukarı ya da aşağı hareket edebilir. Random walk uzun

dönemli trendler ve fiyat belirlemesi ile ilgili bir şey söylemez, o sadece kısa dönem fiyat

değişmelerinin bağımsız olduğunu söyler.

Etkin bir piyasada temel analizin gereksiz ve faydasız olduğunu öne süren bir iddia yoktur.

Temel analizci, cari değer ve gerçek değer arasındaki çelişkileri diğer yatırımcılardan daha

çabuk fark ettiği sürece basit "satın al ve tut" politikalarına oranla daha yüksek getiri elde

etme şansını yakalayabilir. Yani üstün nitelikli bir analizci, hisse senetlerinin gerçek

değerlerini doğru olarak tahmin edebilirse, doğru zamanlamayla düşük değerlenmiş hisse

senetlerini satın alarak aşırı getiri sağlayabilir.

2.4.2.1. Etkin Piyasa ve Ekonomik Piyasa Analizleri

Temel analizin ilk adımı yatırım yapılan ekonomik çevrenin incelenmesidir. Zira hisse

senedine yapılan yatırımın karlı olma olasılığı güçlü ve büyüyen bir ekonomide daha

yüksektir. Genel ekonomik duruma ilişkin beklentiler, firmanın çalışma koşullarını

etkileyeceğinden, yatırımcı ekonominin genel göstergelerinin alacağı değerleri ve

ekonomideki dalgalanmaları izlemek zorundadır. Ekonomik gelişme veya daralma şirketin

faaliyetlerini ve dolayısı ile karlılığını etkileyeceğinden analizde bütçe açığı, enflasyon, faiz

hadleri, istihdam, yatırımlar, milli gelir, dış ticaret gibi değişkenlerin göz önüne alınması ve

yönünün tahmini önemlidir96.

Hisse senetlerinin gerçek değer analizleri yapılırken toplam piyasa analizleri de göz önüne

alınmalıdır. Analistin değerlendirmelerini sadece geçmişteki ekonomik verilerle kısıtlaması

durumunda basit "satın al elde tut" politikalarına göre üstün performans sergilemesi mümkün

olamayacaktır. Etkin pazar hipotezi, sadece geçmiş bilgilere bağlı kalınmaması gerektiğini,

hisse senedi piyasasını etkileyen tüm ekonomik değişkenlerle ilgili tahminler yapılması

gerektiğini ifade eder. Toplam piyasa analizi yapmak kolay olmasa da, başarılı yatırım

tercihlerinde bulunabilmek için gereklidir

2.4.2.2. Etkin Piyasa ve Sektör-Şirket Analizleri

Çeşitli hisse senedi ve sektör getirileri geniş bir dağılım gösterdiğinden firma ve sektör

analizleri dikkate alınmalıdır. Etkin piyasalar teorisine göre hisse senedi fiyatlarını belirleyen

değişkenlerin hareketlerinin tahmin edilmesi gerekir.

Mallkid ve Cragg çalışmalarında, şirketlerle ilgili geçmiş verileri kullanarak her bir hisse

senedinin geçmiş verileri kullanarak açıklanmaya çalışıldığı bir model geliştirilmiştir Bu

model, geçmiş verileri kullanarak gelecekteki hisse senedi fiyat değişimlerini tahmin etmeye

yöneliktir. Elde edilen sonuç, sadece geçmiş verilerin kullanılması halinde, doğru olarak

belirlenen bir değerleme modelinin bile hisse senedi seçiminde yeterli olmadığıdır.

Bir başka çalışmada Niederhoffer ve Reagen belirli bir yıl boyunca baz alınan, en iyi ve en

kötü fiyat performansını gösteren hisse senetleri arasındaki önemli farkın, tahmini ve gerçek

kazançlar arasındaki ilişkiden kaynaklandığını göstermişlerdir. Burada gelecekte

gerçekleşecek kazançların doğru tahmin edilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır En iyi

performansı gösteren hisse senetlerinin gerçek getirileri tahmini getirilerinden önemli ölçüde

yüksekken, en kötü performansı gösteren hisse senetlerinde ise gerçek getirinin tahmini

getiriden önemli ölçüde düşük olduğu belirlenmiştir. Burada analist getirileri başarılı bir

şekilde tahmin edebilirse, isabetli hisse senedi tercihleri yapabilecektir.

Teori ve araştırmalar, üstün nitelikli analist olunabileceğini ancak üstün niteliği sürekli olarak

koruyabilmenin çok zor olduğunu gösterir. Analist hangi değişkenlerin değerlendirmeyle ilgili

olduğunu anlamalı ve üstün niteliğini devam ettirebilmek için bunlarla ilgili sürekli geleceğe

yönelik tahminler yapmalıdır. Analist tek bir hisse senedine yoğunlaşarak bununla ilgili

değişkenleri fark edebilirken, bazı hisse senetlerinde bazı değişkenlerin gelecekteki değerini

tahmin edebilir. Ancak bu işlemin devamlı olarak değişik birçok hisse senedi için yapılması

zor olduğundan analistlerin performansının değerlendirilmesi gerekmektedir97.

2.4.2.3. Analistlerin veya Yatırımcıların Performans Değerlendirmesi

Etkin bir piyasada herhangi bir zaman diliminde bir hisse senedi piyasa fiyatı, bu hisse

senedi ile ilgili mevcut bilgiye sahip birçok analistin kendi yargısını yansıtır. Analist bazı

hisse senedi cari değeri ile gerçek değeri arasında çelişki olduğunu savunabilir veya gerçek

değerin henüz varolmayan ama ileride ortaya çıkacak bazı gelişmelerin etkisiyle değişimler

göstereceğini düşünebilir. Analist bu görüşlerini piyasaya taşımadıkça bu görüşler doğruluk

değeri taşımaz.. Diğer bir ifadeyle analist bir hisse senedinin alım satımıyla ilgili bazı

tahminlerde bulunuyorsa aynı risk düzeyine sahip, tesadüfi seçilmiş hisse senetleri üzerinde

de uygulama yapmalıdır. Analiz yeteneği olmayan bir analist bile tesadüfi seçimden %50 iyi

şansı vardır. Bundan dolayı analist tesadüfi seçimin yarattığı sonuçlardan daha iyisini

yaratmalıdır98.

97

A.e. s242-243

98

A.e., s243

2.4.3. Etkin Piyasa ve Portföy Analizi

Portföy analizinde, portföyün performansı portföyü oluşturan menkul kıymetlerin tek tek

performansından daha önemlidir. Burada analiz edilecek portföyün performansı tesadüfen

seçilmiş herhangi bir portföyün performansı ile karşılaştırılmak istenecektir. Bununla ilgili

Fisher ve Lorie New York Menkul Kıymetler Borsası’nda 1926- 1990 dönemleri arasında

çeşitli peryotlarda hisse senedi getirilerini hesaplamışlardır. Belirli zaman periyotlarında bir

analistin portföyünün getirisi aynı zaman diliminde ve aynı risk oranında Fisher ve Lorie

tarafından tesadüfi olarak seçilmiş portföyün getirisiyle karşılaştırılır.

Çalışmalar, profesyonel para yöneticilerinin performansının ayarlanmış risk bazında basit

"satın al elde tut" uygulamasını geçemediklerini göstermiştir. Bu duruma neden olarak

"üstün nitelikli analist”in bulunmaması ve araştırma maliyetlerinin olumsuz sonuçlar

doğurması gösterilmektedir99.

2.4.3.1. Üstün Nitelikli Analistler Olmadan Portföy Yönetimi

Üstün nitelikli analistler olmadan da bir portföyün verimini arttırmanın çeşitli yolları

mevcuttur. Örneğin bir hisse senedi portföyünün t zamanındaki getirisi ile "t-1 "deki risk

ölçümleri arasında bir ilişki mevcuttur. Buradan hareketle, bir portföy yöneticisinin, var olan

geçmiş risk bilgilerini kullanarak müşterilerin risk tercihlerine uygun portföyler oluşturması

mümkündür. Bu seçim yoğun bir çabayı gerektirmeyeceği için, bir portföy yöneticisinin, üstün

nitelikli bir analiste ihtiyaç duymadan da maksimum getiriyi sağlayacak portföyü oluşturması

mümkündür. Bu uygulamada dikkat edilmesi gereken noktalar aşağıdaki gibidir100.

1)Portföy yöneticisi müşterisinin risk tercihlerini ölçüp belirlemelidir. Portföy yöneticileri,

alternatif yatırım olanaklarının, müşterilerin belli bir portföye olan eğilimini etkileyebileceğini

göz önünde bulundurarak, kendi risk tercihleri üzerinde yoğunlaşırlar. Bu nedenle, finansal

varlık fiyatlama modelinden de yararlanılarak müşteri tercihine göre risk belirlenmelidir

2) Müşterilerin risk tercihlerini yansıtan portföy, hem risksiz varlıklardan hem de

çeşitlendirmesi iyi yapılmış riskli varlıklardan oluşturulmalıdır

99

A.e., s244

100

A.e.,s 244-245

3) Riskli varlıklardan oluşan portföyün, piyasanın tümüyle tutarlı şekilde hareket etmesi için

tamamıyla çeşitlendirilmiş olduğundan emin olunmalıdır

4)Portföy yöneticisinin, gelecekteki piyasa hareketlerini tahmin edemeyeceği kabul edilirse;

örneğin boğa piyasasında daha riskli bir portföye geçmek ya da ayı piyasasında riski az olan bir

portföye geçmek gibi, portföyün risk düzeyini değiştirmeye çalışmaktansa belirlenmiş risk

düzeyi korunmalıdır.

5)İşlem masrafları en düşük seviyeye indirilmelidir. Beklenen getiriye ulaşan bir yatırımcı için

en önemli engel, ek kazanç getirmeyen çok sayıdaki işlem maliyetidir. Toplam işlem

maliyetlerini minimuma indirmek için yapılması gerekenler şunlardır:

a) En önemli olan konu vergiler, en düşük seviyeye indirilmelidir. Bu çeşitli şekillerde

yapılabilir ve en önemli adımdır.

b) İşlem devir hızı, likidite ve risk düzeyinin korunma zorunluluğunun gerekli kıldığı düzeyde

tutulmalıdır

c) İşlem yapıldığında likidite maliyetini en düşük seviyede tutabilmek için elde likit hisse

senetleri bulunmalıdır. Kullanılacak hisse senetleri düşük işlem maliyetine sahip olmalı ve

fiyat üzerinde az bir etki olması açısından nispeten likit olmasına dikkat edilmelidir. Bunun

sağlanması için belirlenen fiyata yakın net birkaç hisse senedi alım satım fiyatı verilmelidir.

Hisse senedi alındı veya satıldı ise diğerleri geri çekilir.

2.4.3.2. Endeks Fonları

Üstün nitelikli analistlerin bulunmaması durumunda, etkin sermaye piyasalarında yatırımcıların

tüm piyasa tarafından ulaşılan performansa erişebilmesi için, portföylerin işlem ve araştırma

maliyetlerini en aza indirecek şekilde pasif yöntemlerle yönetilmesi gerekmektedir. Bu

ihtiyacın karşılanması için 1970 li yıllarda ABD' de üç kuruluş endeks fonları (index funds) adı

verilen pazar fonlarını teşvik etmiştir. Endeks fonları bazı seçilmiş endekslerce ifade edilen ve

tüm menkul kıymet piyasasının performansını arttıracak şekilde tasarlanmış menkul kıymet

portföyleridir. Bu fonların amacı, üstün nitelikli analistlere ihtiyaç duyulmaksızın portföyü

etkin kılmak, işlem ve araştırma maliyetlerini en aza indirmektir.

Etkin piyasalar kavramına olan inancın artması ve pek çok portföy yöneticisinin piyasanın

genelinde gözlenen sürekli başarıyı elde edememesinin de etkisiyle bu fonlar önem

kazanmıştır. Nitekim 1975- 1991 yılları arasında endeks fonları ve S&P- 500endeksinin üç

aylık getiri değerleri arasındaki korelasyonda artış gözlenmiştir. Bu da endeks fonlarının piyasa

performansını yakalama hedefine ulaştığını gösterir101.

2.4.3.3. Üstün Nitelikli Analistlerle Portföy Yönetimi

Portföy yöneticisi analitik yetenekli ve özgün düşünceleri olan analistlere sahipse onlardan en

verimli şekilde faydalanmaya çalışacaktır. Burada problem, daha düşük seviyedeki

analistlerin kullanımının maliyetinden kaçarak, üstün nitelikli analistleri bulup onlardan

yararlanabilmektir. Portföy yöneticisi, birkaç üstün nitelikli analistin var olduğu

varsayımıyla, müşterilerinin risk tercihlerini de dikkate alarak, her bir analistin, portföyün

belli bir yüzdesi ile ilgili yatırım önerisi yapmasına izin verecektir. Piyasada faaliyet gösteren

firmalar 3 kategoriye ayrılır102:

1)Top-tier firmalar: Anlamlı bir pozisyon yaratmak isteyen, aynı zamanda likiditesini

muhafaza edebilecek büyüklükteki şirketler

2)Middle-tier firmalar: Çok büyük kuruluşlar olmamakla birlikte birçok kurum ve büyük

yatırımcı tarafından elde edilebilecek büyüklükteki şirketler

3)Bottom-tier firmalar: Kurumlar ve diğer büyük firmalar tarafından dikkate alınmayan diğer

tüm şirketler

Üstün nitelikli analistlerin, top-tier şirketler kadar middle-tier sirketler üzerinde de

yoğunlaşmaları beklenir. Zira middle-tier şirketlere, top-tier şirketler kadar ilgi gösterilmediği

için bunların piyasaları top-tier şirketlerinkiler kadar etkin olamasa da, middle-tier şirketlerin

gerekli likiditeye sahip olabileceği varsayılır. Etkin bir piyasada yatırımcılar yeni haberlerin

101

A.e., s 245-246

102

Keleş, A.g.e., s 27-29

menkul kıymet fiyatlarına etkisini inceler. Bu nedenle piyasada bilgilerin hisse senetlerine

yansımasını izleyen analist sayısının değişmesi durumunda, pazarın etkinlik durumu da

değişim gösterir. Top-tier firmalarla ilgili yeni haberler derhal yayılır ve birçok analist

tarafından değerlendirmeye alınır. Middle-tier firmalarla ilgili yeni bilgiler pek hızlı duyulmaz

ve az sayıda analistin ilgisini çekeceğinden fiyatlar haberlerin etkisiyle ani ve hızlı bir değişim

göstermez. Bu durumda fiyatı geçici bir süre için ucuz kalmış hisse senetlerinin bulunabilmesi

mümkündür. Analistlerin, bilgi ve becerilerini bu tip hisse senetlerine yoğunlaştırmaları

istenir. Üstün nitelikli analistlere çok büyük miktarlarda para ödenmediği ve bu analistlerin

önerileri sonucu elde edilecek getirinin, kendilerine başvurmanın maliyetinden çok yüksek

olduğu düşünülürse, portföyün getirisinin, piyasa getirisinden daha fazla olması mümkündür.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KULLANILAN YÖNTEM ve VERİ SETİ

3.1. IMKB DE ZAYIF FORMDA ETKİNLİK TESTİ

Etkin Piyasa Hipotezi’nin hisse senetlerine ilişkin elde edilebilir tüm bilginin fiyatlara tam

olarak yansımış olduğunu öne sürdüğü daha önce belirtilmiştir. Geçmiş fiyatlara ilişkin tüm

bilginin fiyatlara yansımış olması Zayıf Etkin Piyasa Hipotezi’ni oluşturur. Zayıf Etkin Piyasa

Hipotezi’nin test edilmesi Rassal Yürüyüş Modeli’nin test edilmesi olarak kabul edilir. Eğer

piyasa zayıf formda etkinse geçmişe ait bilgilere dayalı alım satım kuralları değersiz kalır.

Diğer bir ifade ile herhangi bir hisse senedine ait fiyatlardan oluşan zaman serisindeki

değişken değerler rassal olarak ortaya çıkmakta olup birbirinden tamamen bağımsızdır. Zayıf

şekilde etkin bir piyasada teknik analiz yöntemi ile ortalamanın üzerinde ekstra bir getiri elde

edilemez.

Bu çalışmanın amacı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın zayıf formda etkinliğinin test

edilmesidir. Çalışmanın temel hipotezi:

H0 :

İMKB zayıf formda etkindir

Karşı hipotez:

H1 :

İMKB zayıf formda etkin değildir.

Bulguların temel hipotezi desteklemesi durumunda IMKB’nin zayıf formda etkin olduğu;

bulguların karşı hipotezi desteklemesi durumunda ise IMKB’nin zayıf formda etkin olmadığı

sonucuna varılacaktır.

Fama(1965 )103’ya göre Rassal Yürüyüş Hipotezi iki ayrı hipotezden oluşmaktadır.

- Ardışık fiyat değişimleri birbirinden bağımsızdır.

- Getirilerden oluşan zaman serisi belli bir sıklık dağılımı izlemektedir.

Bu nedenle temel hipotezi test edilebilir hale getirmek amacıyla, çalışmada kullanılacak her

test yöntemi için uygun hipotezler geliştirilmesi gerekmektedir.

Benzer Belgeler