• Sonuç bulunamadı

1- AHLAKIN FELSEFİ AÇIDAN TEMELLENDİRİLMESİ

1.1. AHLAK İLE ETİĞİN AYRIMI

1.1.1. Ahlaka ve Etiğe İlişkin Kavramlar

1.1.1.9. Etik İlişki-Etik Değer

a) Etik İlişki: İnsanlar arası ilişki türlerinden bir tanesi ve en temel olanı: bir kişinin belirli bütünlükte başka bir kişiyle ya da insanlarla değer sorunlarının söz konusu olduğu ilişkisidir: eylemde bulunarak yaşadığı her ilişki. Kişi ilişki diye de adlandırılabilecek olan her etik ilişki hep bir olay içindedir. Etik ilişkiler yapıca ne değişme ne de değişiklik gösterir: “etik ilişkinin yapısı değişmez bir yapıdır”. Etik ilişkinin yapısını ve sorunlarını araştırmada tek ipucumuz, kişi eylemleridir. Eylem yalnızca bir yapma değildir. Eylemin daha iki tane öğesi vardır: değerlendirme ve ilgili yaşantı aşamaları. Değerlendirme, etik ilişkisinin çeşidini belirler. Etik ilişki kişi ile kişi ilişkisiyse, değerlendirilen, bir eylem dolayısıyla bir kişidir.42 ‘Yapılmaması

41 Bedia Akarsu, a.g.e, s. 101-102. v.d.

gereken’ e bağlamları içinde baktığımızda, bunun üç anlama geldiğini görürüz: 1) O belirli koşullarda (gerekeni yapmamış olmayı da kapsayan) yapılmaması gereken ki, bu bir eylem oluyor. 2) genellikle yapılmaması gereken ki, bu bazı davranışlardır. 3) bir (ahlaksal-hukuksal) “norm’a göre yapılmaması gereken ki, bu da çeşitli yasaklar, yasaklanmış davranışlar (suç) olarak karşımıza çıkar. Eylemdeki kişiden gelen belirleyiciler açısından bakıldığında, eylemi yapan kişinin 1) yapılabilir olanı yapmamış olmasından sorumlu olmadığı, dolayısıyla eylemin onu suçlu kılmadığı durumlar; 2) yapılabilir olanı yapmamış olmaktan sorumlu olduğu, dolayısıyla eylemin onu suçlu kıldığı durumlar; 3) yapılandan başka yapılabilirin olmadığından, yani tek seçeneği ancak yaptığını yapmamak olduğundan, yaptığından sorumlu olduğu ama bu eylemin onu suçlu kılmadığı durumlar, görürüz.43

Kişinin kendiyle ilişkisi de, kendine özgü bir etik ilişkidir. Kişinin kendine yönelik eylemleri, kendine ilişkin kararları, kendine yaptığı muamele, yaşama yön vermesi hep bu ilişki çerçevesi içinde oluşur. Bu ilişki, aynı zamanda kişinin başkalarına yönelik eylemlerinin oluşmasında, en belirgin şekilde de bir eylemin değerini belirleyen noktalarda rol oynar.

Kişinin, her hangi bir etik ilişkisindeki bir eylemini doğru değerlendirmesinin ilk adımı, o eylemin “nedenlerini-niçin” lerini kendi gözünde aydınlığa çıkarmasıdır. İkinci adım ise, bir eylemin değerini belirlemesidir. Bu ilişkideki değerlendirmenin üçüncü adımı ise kişinin kendine hesap verme adımı olarak karşımıza çıkıyor ve bu etik ilişkideki değerlendirmenin özelliğini oluşturuyor. Kişinin bu üçüncü adımı doğru gerçekleştirmiş olması koşuluyla, sorumluluk denen insansal bilinçle karşılaştığımız “yer”dir.44

Belirli tarihsel koşullarda bulunan ilişki ise, bir insanın nelerden sorumlu olduğunu belirler; insan olarak kendine karşı, içinde bulunduğu koşullarda insanın değerinin korunmasından; kişi olarak başka kişilerle etik

43 İoanna Kuçuradi, a.g.e, s. 130-136. v.d.

ilişkiye girdiğinde, belirli koşullarda etik ilişki değerlerinin korunmasından; birey olarak özelliklerinin, rolünün, “iş”inin, içinde bulunduğu koşullarda gerektirdiklerini yapmasından.

Kişinin kendi eylemlerine değer biçmesini izleyen yaşantı ise, Vicdan’ denen bilinç olgusuyla karşılaştığımız “yer”dir. “Vicdan” sorunu, sorumluluk sorunuyla ilgilidir. Vicdan’ denen, kişinin kendi eylemlerine ilişkin değerlilik- değersizlik bilinci, kişinin kendi eylemlerine böyle değer yargılarıyla değer biçmesi sonucu oluşan yaşantı ya da duygu olarak karşımıza çıkıyor.

Ne var ki, kendini “sorumlu duyma” sorumlu olmayı gerektirmiyor. Bir insanın “kendine karşı sorumluluğu” söz konusu olduğunda ‘sorumluluk duyma’nın kişinin, içinde bulunduğu çeşitli varlıksal ilişkilerin hangisine öncelik verdiğinden, yani “kendi”sini en başta ne olarak gördüğünden kaynaklandığı görülüyor.

Kuçuradi’ye göre ‘Kendini tanımak’: kendi ana bilgisel ve etik özelliklerinin farkında olmak, dolayısıyla bilgisel ve etik alanlarda ne gibi şeyler yapabileceğini, ne gibi şeyleri de yapmayacağını veya yapamayacağını kestirebilmektir. Kendini tanıma, kendini değerlendirmenin birinci adımıdır, ikinci adım ise, kişinin o güne dek yaptıklarına-yaşadıklarına bakarak, o ana dek yaşamının özelliğini-: değerini-belirlediği, eşsizliğinde kim olduğunu belirlediği adımdır. Bir kişinin “değişme”, “başka bir insan olma” gibi çabaları ve bu arada etik değişme kararları, kişinin kendiyle hesaplaşması sonucu onda bir değerlilik anlayışı değişikliğine işaret ediyor.

b) Etik Değer: kişinin etik değeri ise, etik ilişkilerinde yapıp ettikleri ile ortaya koyduklarının insan için anlamı ve bunların o kişinin yaşamında oluşturduğu eksenin anlamıdır. Etik değerler kişinin bazı olanaklarıdır: yaşantı ve eylem olanakları. Etik değerler kişinin değerleridir: böyle olanakları gerçekleştiren kişiyi değerli ya da etik kişi kılarlar. ‘İyi’nin etik bir değer olmadığı, onun dışında genellikle ‘etik değerler’ denilenlerin ise: kişinin a) etik ilişkilerinde edindiği, değer korumaya yönelik eylemleri aracılığıyla kazandığı

belirli özellikler ve b) yine bu etik ilişkilerinde belirli bir içeriği olan değerlilik yaşantıları olduğu görülüyor. Etik değerlerin iki türü: etik kişi değerleri ve etik ilişki değerleridir. Birincilerine dürüst, saygılı, güvenilir gibi kişi özellikleri; ikincilerine de saygı, sevgi, güven, minnet gibi değerlilik yaşantıları örnek verilebilir. Etik değerlerin diğer değerlere göre özelliği; etik ilişkilerde ortaya çıkmalarıdır. Bu değerlerin birinci türünü oluşturan kişi özelliklerinin diğer kişi özelliklerinden ayrılığı, her türlü etik ilişkilerinde kişinin belirli bir şekilde eylemde bulunmakla edindiği özellikler olmalarıdır. Etik değerlerin ikinci türünü oluşturan kişi yaşantılarının diğer kişi yaşantılarına göre özelliği ise, yalnızca kişi ile kişi ilişkisinde yaşanabilen değerlilik yaşantıları olmalarıdır. Kişi değerlerinin bir çeşidi, kişinin belirli bilgisel olanakları ya da özellikleri, kişinin bilgisel yetenekleridir: Zeka, dikkatli bakabilme, hızlı bağlantı kurabilme, güçlü bir belleğe sahip olma ve bu gibi yeteneklerdir.

Kişi değerlerinin başka bir çeşidi, kişinin kendi ile ilişkisinde edindiği belirli karakter özellikleri: ölçülü, dayanıklı, sabırlı, cesur, sorumlu olma gibi kişilik özellikleridir. Bu iki çeşit kişi özelliği, kişinin yaşamının bütününde ve etik ilişkilerinde rol oynayan ama eylem ve tutumlarının etik değerlerini doğrudan doğruya belirlemeyen özelliklerdir.

Etik kişi değerleri, etik ilişkilerinde değer kurmaya veya bulunduğu durumlarda en az harcanmasını sağlamaya çalışan kişinin özellikleridir; insan olmanın değerinin bilgisine sahip olan ve her eylem ve tutumda bunu hesaba katan kişinin özellikleri: dürüst, saygılı, adil ve dolayısıyla “özgür” olma gibi özellikler.

Etik ilişki değerleri: sevgi, saygı, minnet, güven-bir kişinin başka belirli bir kişiyle ilişkisinde değerlilik yaşantılarıdır. Değerlilik yaşantıları ise, ilişkide olan her iki kişinin etik bütünlüğü ile ilgilidir.

Etiğin çerçevesi içinde değer sorunları, insanlar arası ilişkilerde ortaya çıkan sorunlardır: başka bir deyişle ‘değer’, eylemlerin ve kişilerin bir

özelliği olarak karşımıza çıkar. Bir etik ilişkisinde kişinin bir eyleminin anlamı, o eylemin değerliliğinin bilgisidir.

Etik bir kişi özelliği olarak saygılılık, başkasının kendi kendisiyle etik ilişkisine karışmamadır. Saygılı kişi, ilişkide olduğu kişilere, kendi kendileriyle etik ilişkilerinde dokunmayan kişidir.