• Sonuç bulunamadı

Ahlak, kültürel değerler ve idealler kapsamında doğru ve yanlıĢ ayrımı yaparak, sonuç itibariyle nasıl davranılması gerektiğini belirler. Daha geniĢ anlamıyla, ahlak, insanların bir davranıĢ karĢısında nasıl davranması gerektiğini belirleyen ve yazılı olmayan kurallardır. Bu nedenle ahlaki değer ve algılar,

9 Cüneyt Yüksel, 2010, s. 26.

10 Kılavuz, s. 26-27.

11 KurtuluĢ Tayanç ÇalıĢır, Yargı Etiğine Giriş Hukukçunun Hayat Felsefesi, Adalet Yayınevi, Ankara, 2011, s. 3.

12 Ahmet Kılınç, “Osmanlı Devletinde Hâkimlerin Uyması Gereken Etik Ġlkeleri: Hâkimin Adabı”, Uluslararası Yargı Etiği Sempozyumu, ABSGBY, 2016, Ġstanbul, s. 125.

6

topluluklar arasında değiĢkenlik gösterdiği gibi değiĢen zaman içinde, aynı topluluk içerisinde de değiĢkenlik gösterebilir. Buna karĢın etik, soyut kavramlara dayalıdır.13

Ahlak felsefesi olarak da tanımlanan etik, ahlaki davranıĢları kendi özellikleri içinde betimler. Bu yönüyle betimleyici etik, belirli bir ahlak anlayıĢını savunmaz. Bu nedenle etikte ahlaki yargılar yoktur. Ahlaki yargıların topluma vermek istediği mesajı inceler. Bu yönüyle de etiğe, “ahlak yargıları mantığı”

denilebilir.14 Bununla beraber etik, ilkeler ve kavram itibariyle ahlaktan daha bağımsız gözükmektedir. Bu açıdan etiğin daha kapsayıcı olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.15 Ġdeal bir yaĢamın neler olması gerektiğini anlamaya çalıĢan etik, toplumun geneli tarafından kabul görmüĢ ahlak kurallarından daha özeldir. Ġdeal olanı soyut bir Ģekilde bulmaya çalıĢırken insan davranıĢlarının temelinde yatan sebepleri araĢtırır.16

Bununla beraber etik, toplum için uygulanmaya çalıĢılan ahlaki ilkeleri belirleme amacı taĢıdığından, insan-kamu iliĢkilerinde en uygun olan davranıĢı belirler. Ahlaki kurallar ise, toplumdan topluma farklılık gösterebileceği gibi bu farklılıkların oluĢmasında insanların yaĢadığı bölge, kültürel, sosyal ve ekonomik durumları ile dini inanıĢları gibi etkenler önemli rol oynamaktadır. Bu açıdan bakıldığında etik ilkelerin ahlaki ilkelerden daha evrensel değerleri ortaya koymaya çalıĢtığı görülmektedir. Ayrıca ahlak terimi, Yunanca’da adet, gelenek ve görenek anlamına gelen “morality” kelimesinin karĢılığı olup köken olarak etikten farklıdır.17Yazılı olmayan ve toplumun geneline hitap eden ahlak kuralları, kiĢilerin davranıĢ Ģekillerini belirler. Ayrıca toplumu yönlendiren değer yargılarının zaman içerisinde değiĢebildiği görülmektedir. Hatta belli dönemlerde yasak olan davranıĢların zaman içerisinde teĢvik edilir olması mümkündür. Etikte ve özellikle meslek etiğinde ise toplumsal farklılıkların olmadığı evrensel kurallar

13 F. Dilek Gözütok, “Öğretmenlerin Etik DavranıĢları”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C. 32, S. 1, 1999, s. 85.

14 Doğan Özlem, Etik Ahlak Felsefesi, Notos Kitap Yayınevi, Ankara, 2014, s.179.

15 Arslan Topakkaya, Hukuk ve Adalet, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 195.

16 Ġnayet Aydın, “Kamuda Etik”, s. 1., E.T.: 05.02.2016,

https://www.tbmm.gov.tr/etik_komisyonu/belgeler/makale_KamudaEtik-InayetAydin.pdf.

17 Cüneyt Yüksel, Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu Yönetiminde Etik Kavramsal Çerçeve ve Uluslararası Uygulamalar, Tüsiad Yayınları, C. 1., Ġstanbul, 2005, s. 49. vd.

7

belirleme amacı bulunmaktadır. Etik, ahlak üzerine soyut inceleme yaptığı için yeni bir ahlak kuralı üretmez, ancak ahlak üzerine söz söyler.18

Özlem, etik, moral ve ahlak kavramlarının günlük dilde ve felsefe dilinde zaman zaman eĢ anlamlı kullanıldığını, kavramlar arasında etimolojik olarak incelendiğinde eĢ anlamlı olduklarının görüldüğünü, bu nedenle etik ve ahlak ayrımının kavramdan öte bir ayrım olduğunu ileri sürmüĢtür. Yazara göre etik, felsefe dilinde daha özel bir anlam ifade etmektedir.19 Öte yandan toplumu oluĢturan bireylerin uyması gereken manevi kuralları belirleyen ahlakın, etkisi ve yaptırım gücü bireylerin vicdanıdır. Vicdani kanaatine göre hareket eden birey, bu Ģekilde toplum içerisinde uyum sağlar. Bir yönüyle ahlak kuralları yazılı olmayan ve somut kurallar içerirken, etik soyut kavramlar üzerinde durarak bunları yazılı kurallar haline getirme amacı taĢır.20

Bu açılardan ahlak ve etik kavramlarının birbirinden farklı oldukları ileri sürülmüĢ ise de,21 birçok tanımlamada eĢ anlamlı olarak kullanıldıkları22 görülmüĢtür. Ahlak, etikten daha genel olarak, toplumun doğru olarak ya da adaletli kabul ettiği uygulamalar anlamına gelir. Ahlaki değerler kiĢilere, bölgelere, dini inanıĢa, ekonomik ve sosyal durumlara göre değiĢkenlik gösterebilir. Bunun yanında etik değerler daha evrenseldir denebilir. Filozoflar her iki kavram arasında ayrım yapmıĢlardır. Buna rağmen, ahlak ve etik kavramları kesin olarak ayıramamıĢ, birçok noktada çakıĢtığını kabul etmiĢlerdir.23 Zira sözlük anlamıyla ahlak,24 toplum içerisinde bulunan insanların uymak zorunda

18 Kılavuz, s. 27.

19 Özlem, s. 175.

20 Aydın, 2016, s. 1.

21 Aydın’a göre her iki kavram farklı olup, bunun nedeni etiğin ahlak felsefesi olması, ahlakın da etiğin araĢtırma konusu olmasıdır. Bkz. Ġnayet Aydın, Yönetsel, Mesleki ve Örgütsel Etik, B.5, Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2012, s. 6.; Kılavuz da benzer Ģekilde insanın değer ve tutumlarını içeren ahlakın, bu konularla ilgili akademik çalıĢmaları içeren etikten farklı olduğunu belirtir. Bkz. Kılavuz, s. 26.

22 EĢ anlamlı kullanım için bkz.; Mehmet Yüksel, 2002, s. 180.; Etik ve moral kavramlarının eĢ anlamlı kullanımı için bkz.: Alasdair Maclntryre, Ethik’in Kısa Tarihi, Çev. Hakkı Hünler- Solmaz Zelyüt Hünler, Paradigma Yayınları, Ġstanbul, 2010.

23 Cüneyt Yüksel, 2010, s. 26., Etik ile ilgili felsefi yaklaĢımlar için ayrıca bkz.: Maclntryre, 2010.:

Cüneyt Yüksel, Kavramsal Çerçeve ve Uluslararası Uygulamalar, 2005, s. 52-58.

24 1) a. Belli bir dönemde belli insan topluluklarınca benimsenmiĢ olan, bireylerin birbirleriyle iliĢkilerini düzenleyen törel davranıĢ kurallarının, yasalarının, ilkelerinin toplamı. b. ÇeĢitli toplumlarda ve çağlarda kapsamı ve içeriği değiĢen ahlaksal değerler alanı. 2) Bir kiĢi ya da bir insan öbeğince benimsenen eyleme kurallarının toplamı. 3) Ahlaksal olan Ģeylerle bağlantısı olan bir görüĢler dizgesi (tek kiĢinin, bir ulusun, bir toplumun, bir çağın). 4) Felsefenin bir dalı olarak:

8

olduğu davranıĢ biçim ve kuralları, iyi nitelikler ve güzel huy anlamına gelirken, etiğin sözlük anlamı, “töre bilimi, ahlak, ahlaki, ahlakla ilgili” anlamlarına gelmektedir.25 Felsefe çevrelerince her iki kavramın farklı olduğuna yönelik çalıĢmalar özellikle yirminci yüzyılın baĢlarında yoğunlaĢsa da, her iki kavramı kesin çizgilerle ayırmanın zorluğu ortaya çıkmıĢtır. Özlem, her iki kavramı belirli bir seviyeye kadar ayırmanın gerekli olduğunu, ancak tarihi açıdan incelendiğinde ayrım yapmanın imkânsız hale geldiğini belirtir. Aynı Ģekilde ahlakçı ve etikçi ayrımı yapmak da bir seviyeden sonra zor bir hal alır. Anılan nedenlerle her iki kavram arasında yapılan ayrım net olarak ortaya konulması çok zor olup, netice itibariyle her etikte bir ahlak, her ahlakta bir etik bulunmak zorundadır.26

Diğer yandan ahlak kuralları toplumlara ya da bölgelere göre farklılık göstermekle beraber belirli bir inançtan etkilenerek oluĢur. Türkiye’nin de üye olduğu Avrupa Konseyi,27 Avrupa Polis Etik Kurallarını hazırlarken belgenin giriĢ kısmında dini farklılıkları göz önüne alarak etik ve ahlak kavramlarının farklı olduğunu özellikle belirtmiĢtir. Bu sayede oluĢturulan ilkelerin evrensel nitelik kazanması amaçlanmıĢ, Konsey üyesi olan ve farklı inançlara sahip ülke hukuklarının da ilkelere mesafeli yaklaĢması engellenmek istenmiĢtir. Ayrıca çoğunluğu Hristiyan ülkelerden oluĢan Konseyin kendi dinlerinde kullanılan ahlak kavramını tercih etmeleri halinde Avrupa içinde ya da diğer ülke devletlerinde bulunan farklı dini inanca sahip kiĢilerin önyargılı olması ve bu ilkeleri benimsenmesi pek mümkün olmayabilir. Etik kavramı bu açıdan tercih edilerek evrensel bir nitelik kazanması amaçlanmıĢtır. Buna rağmen Etik Kuralların giriĢ kısmında etik ve ahlak kavramlarının yakın iliĢkisinden bahsedilmiĢ ve ahlakın,

a. Ahlak üzerine kavramsal öğretiler. b. Ġnsanların kiĢisel ve toplumsal yaĢamdaki ahlaksal eylemlerine iliĢkin sorunları inceleyen felsefe öğretileri.

Türk Dil Kurumu, Felsefe Terimleri Sözlüğü.

http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5abfba8a7f86 e3.40497086 (30.3.2018).

25 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, 10. Baskı, Ankara, 2005, s. 43, 661.

26 Özlem, s. 179-181.

27 5 Mayıs 1949’da kurulan Avrupa Konseyi’nin amaçları, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulcu demokrasi ilkelerini korumak ve güçlendirmek; azınlıklar, ırkçılık, hoĢgörüsüzlük ve yabancı düĢmanlığı, sosyal dıĢlanma, uyuĢturucu madde ve çevre konularındaki sorunlara çözüm aramak; Avrupa kültürel benliğinin oluĢmasına ve geliĢmesine katkıda bulunmak olarak ifade edilmektedir. http://www.mfa.gov.tr/avrupa-konseyi_.tr.mfa (E.T. 30.3.2018). Türkiye 8 Ağustos 1949’da Konsey’e üye olmuĢtur.

9

bireylerin değerlerini ilgilendiren yönüne vurgu yapılmıĢtır. Etik ise ahlak kavramının meslek sahiplerince yerine getirilirken oluĢan mesleğe yansımasıdır.28

Ahlak ve etik arasındaki en önemli farklardan biri ahlakın yaĢamın her anında olması gerektiğidir. Bu nedenle her dönemde ve birçok toplumda rastlamak mümkündür.29 Bu çalıĢmada etik kavramı, kiĢilerin davranıĢına yön veren, davranıĢları oluĢturan ahlak ilkelerinin tümü30anlamında ele alınacaktır. Zira her iki kavram arasında süregelen tartıĢmalar ve tanımlar etik ve ahlakın tam olarak iki ayrı kavram olduğunu ortaya koyamamıĢtır. Etik ve ahlak kavramlarının eĢ anlamlı kullanımı her hangi bir sorun teĢkil etmemekle beraber burada asıl önemli olan kavramın anlatmak istediğinin ne olduğudur. Konumuz bağlamında meslek etiği ya da meslek ahlakı kavramları aynı amaca yönelik olup birbiri yerine kullanılması mümkündür. Son dönem felsefe dünyası ve etik kodlara ihtiyaç duyan kiĢi ya da kurumların etik kavramını tercih ettikleri ve bu kavramın kabul gördüğü görülmektedir. Bunun nedenleri arasında yukarıda da değinilen ahlak kavramının her toplumda farklılık göstermesi yanında yeni bir arayıĢ ve baĢlangıç umuduyla etik kavramının tercih edildiği görülmektedir. Belki de ahlaksızlığın had safhaya çıktığı 21. yüzyıl günümüz toplumlarında ahlak kelimesine olan güvenin azalması yeni bir baĢlangıç umuduyla yeni kavram arayıĢlarına yol açmıĢtır.