• Sonuç bulunamadı

Esnek Kur Sisteminde Dış Dengelenme Mekanizması

2.2. ESNEK KUR SİSTEMİ

2.2.1. Esnek Kur Sisteminde Dış Dengelenme Mekanizması

Sabit kur sisteminde ödemeler bilançosunun denkleşmesinde gelir, faiz oranı ve fiyat değişmeleri etkili olurken, esnek kur sisteminde mal ve hizmetlerin nispi fiyatlarındaki uluslararası değişmeler, faiz oranlarındaki değişmelerin uluslararası sermaye akımları üzerine etkileri ve gelirlerdeki değişimin ithalat üzerine etkisi gibi faktörler dış denkleşme eğilimini beraberinde getirecek ancak fiyat, faiz ve gelir etkisinin belirleyici role sahip olduğunun kabul edildiği sabit kur sistemlerindeki denkleşme mekanizmasından farklı olarak en önemli unsur olacaktır54. Benzer şekilde nispi fiyat değişmelerinin aksine gelir değişmeleri dengelenme sürecinde ters yönde bir etkiye sahip olacaktır. Belirtilen fiyat, gelir ve faiz etkileri aşağıda daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Esnek kur sistemlerinde döviz piyasasında ulusal paranın arzının talebini aşması ödemeler bilançosu açıklarına yol açmaktadır. Dış dengenin sağlanması için de ulusal paranın diğer ulusal paralar karşısında depresiasyonu (değer kaybı) ya da tersi durumda apresiasyonu (değer kazanımı) gerekmektedir. Ülkenin ulusal parasının depresiasyonundan beklenen ilgili ülke yerleşikleri açısından ithal malların daha pahalı hale gelerek ithalatın azalması; ve ülkede üretilen malların ticarette bulunulan diğer ülkeler açısından daha ucuz hale gelmesidir. Böylece ülkenin ihracatı artarken ithalatı azalacak ve dış denge sağlanabilecektir. Ancak bu durum ulusal paranın depresiasyonunun dış dengenin sağlanmasında ne ölçüde etkili olabileceği konusunu gündeme getirecek ve ithal elastikiyetleri ön plana çıkacaktır55.

Ülkenin ihraç mallarının diğer ülkelerin ulusal paraları cinsinden fiyatlarındaki düşme uluslararası ticaret hadlerini aleyhine döndürecektir. Buna karşılık ülkenin ihraç mallarının dış talep elastikiyeti sıfırdan büyük ise ülkenin ihraç mallarının fiyatının ucuzlamasına karşın toplam ihracat geliri artabilecektir. Benzer şekilde ithal talep elastikiyetinin 1’den büyük olması durumunda ulusal paranın depresiasyonu ithalat harcamalarında bir azalmayı beraberinde getirebilecektir.

54 Walter, s.383. 55 Walter, s. 384- 388.

Esnek kur sisteminde dış denkleşmenin elastikiyetler yaklaşımı çerçevesinde açıklanmasında çoğunlukla Marshall- Lerner koşulundan yararlanılmaktadır.

Marshall- Lerner koşuluna göre ödemeler dengesi açık veren ülkede üretilen malların yabancı para cinsinden fiyatlarında ülkenin ithal ettiği malların ulusal para cinsinden fiyatlarına nazaran bir düşme iki ülkenin ithal malları talep elastikiyetleri toplamı 1’den büyük olduğu taktirde ödemeler bilançosunun denkleşmesine katkıda bulunabilecektir. Bu durum döviz piyasasının istikrarına ve dolayısıyla döviz kurunda daha küçük oranlı bir değişme ile dış denkleşmenin sağlanmasına imkan verebilecektir. Her iki ülkenin elastikiyetler toplamı 1’den küçük olduğunda ise dış açık veren ülkede ithal malların fiyatlarının yükselmesi nedeniyle ithal mallar için ulusal para cinsinden yapılan harcamalar ulusal para cinsinden ihracat gelirlerini aşacağından ödemeler dengesi açığı daha da büyüyecektir.

Devalüasyonun ödemeler dengesi üzerine etkisine ilişkin elastikiyet ve massetme yaklaşımlarının önemi ile ilgili tartışmalarda rol oynayan Laursen- Metzler etkisine göre ise, ticaret hadlerindeki bir kötüleşme reel geliri azaltmakta; reel gelirdeki azalma ise her bir gelir düzeyinde tasarrufları azaltmaktadır. Dolayısıyla sabit yatırım ve kamu açığının bulunmaması varsayımı altında tasarruftaki değişme cari işlemler fazlasındaki değişmeye eşit olmaktadır. Bu nedenle Laursen- Metzler etkisi, ticaret hadlerinin aleyhe dönmesinin cari işlemler hesabını da kötüleştireceği anlamını da taşıyacaktır56.

Elastikiyetler yaklaşımında devalüasyonun etkileri incelenirken devalüasyonun etkisini azaltan tersine çevirici nitelikli faktörler olarak yurtiçi gelir değişmeleri ile bunların fiyatlar ve üretim üzerindeki etkileri yok sayılmıştır. Şöyle ki, ilgili ülkede döviz kurundaki yükselmenin yurtiçi üretimi teşvik edici etkisinin bir sonucu olarak reel gelirde meydana gelecek bir artış, ithalatın da artmasını teşvik ederek kurdaki yükselmenin başlangıçtaki etkisini azaltıcı bir eğilim doğuracaktır. Benzer şekilde artan parasal gelirlerin yurtiçinde üretilen mallara olan talebi de artırması bu malların fiyatlarını yükseltici ve iç ve dış fiyatlar arasındaki farklılığı azaltıcı bir etki meydana getirerek kur değişiminin başlangıçtaki etkisini tersine

56 Lars E. O. Svensson, Assaf Razin, The Terms of Trade and the Current Account: The Harberger-

çevirici nitelikte olabilecektir57. Bu durumda dengelenme için daha yüksek oranlı bir

depresiasyon gerekli hale gelebilecektir.

Ödemeler bilançosu üzerinde pozitif yönlü etkili olan fiyat etkilerinin aksine daha güçlü bir negatif etki doğuran depresiasyonun gelir etkilerine yönelik sistematik bir yaklaşım, Alexander tarafından geliştirilen “Gelir Massetme Yaklaşımı”dır. Yaklaşıma göre, ihracat artışı ya da ithalattaki bir azalmanın dış denge üzerindeki olumlu etkisi çarpan mekanizmasıyla gelir artışını da teşvik edecektir. Gelirdeki artış aralarındaki bağlantıya bağlı olarak marjinal ithal eğilimi ölçüsünde ithalatı da teşvik edeceğinden olası bir depresiasyonun yol açacağı negatif gelir etkilerinin dış denge üzerindeki olumsuz etkileri marjinal tüketim eğilimi ve marjinal ithal eğilimine bağlı olacaktır58.

Alexander’ın yaklaşımında belli bir dönemde parasal gelirlerde meydana gelen bir artış hem marjinal iddihar eğilimini hem de dış ticaret dengesinin marjinal kötüleşme eğilimini artıracaktır. Yaklaşımda tasarruf, yatırıma gitmeyip iddihar edilen geliri ifade etmekte ve marjinal tasarruf eğilimi yerine marjinal iddihar eğilimi kullanılmaktadır. Depresiasyon sonucunda artan ihracatın yol açtığı gelir artışının sadece ithalatı artırmakla kalmayıp ihraç mallarının yurtiçi tüketime sokulmasına yol açarak dış dengesizliği bir de bu kanaldan artırabileceğinden marjinal ithal eğilimi yerine de dış ticaret dengesinin marjinal kötüleşme eğilimi kavramı kullanılmaktadır.

Marjinal iddihar eğilimi ile dış ticaret dengesinin marjinal kötüleşme eğilimini incelemek açısından parasal gelir artışının etkileri reel gelir etkileri ve fiyat etkileri olmak üzere ikiye ayrılmıştır59. Bunun için de, öncelikle istihdam edilemeyen kaynakların yoğun olduğu bir ekonomi varsayılmıştır. Böyle bir ekonomide harcamalardaki artış reel geliri artıracak fakat fiyatları yükseltmeyecek ve olumsuz gelir etkileri, dış ticaret dengesinde meydana gelen iyileşmeden daha küçük olacağından; gelir, massetme karşısında yükselerek dış ticaret bilançosunda net bir iyileşme söz konusu olacaktır60. Bu durum bir ülkenin net ithalat ya da ihracatını

57 Sidney S. Alexander, Effects of a Devaluation: A Simplified Synthesis of Elasticities and

Absorption Approaches, The American Economic Review, Vol. 49, No.1, 1959, s. 22- 42.

58 Walter, s. 419. 59 Alexander, s. 31. 60 Walter, s. 419.

ifade eden ticaret dengesinin ulusal mal ve hizmet üretimi ile tüketim ve yatırım olarak ulusal massetme arasındaki farka eşit olması şeklinde ifade edilebilir. Bu nedenle eğer massetme üretimi aşarsa dış ticaret bilançosu negatif; üretim massetmeyi aşarsa dış ticaret bilançosu pozitif olacaktır.

Tam istihdama yakın seviyedeki bir ekonomide ise depresiasyon parasal gelirlerde bir artış ile sonuçlanacak, reel gelir değişmeyecek ve bu nedenle yurtiçinde üretilen malların fiyatları yükselme eğilimine girecektir. Dolayısıyla, gelirde herhangi bir artış olmaksızın sadece massetmede artışa yol açan bir depresiasyon marjinal iddihar eğilimi yükselmediği taktirde sadece dış ticaret bilançosunda kötüleşme sonucunu doğuracaktır. Yaklaşımda, olası bir depresiasyonun marjinal iddihar eğilimini yükseltebilmesinin koşulları ise Alexander tarafından şu şekilde sıralanmıştır61;

Eğer para arzı esnek değilse ve para sahipleri veri reel nakit balansları korumak istiyorlarsa fiyatlar yükselip iddihara zorlanacaklar ve reel harcamalar azalacaktır.

Ücret artışları fiyat artışlarının karşısında gecikme eğilimine sahip olduğundan karlar ücretlerden daha hızlı yükselecek ve gelirin yüksek massetme eğilimine sahip gruplardan iddihar eğilimi yüksek olan gruplara yeniden dağılımı sağlanmış olacaktır.

Para yanılgısı etkisi ekonomik birimleri parasal gelirleri daha yüksek olsa bile daha yüksek fiyatlarda daha az tüketime yöneltecektir.

Bekleyişler, massetmede üretime nazaran artış ya da azalış ile sonuçlanacak bir rol oynayabilecektir.

Gelir ve fiyatların sabit kabul edildiği Massetme yaklaşımında Alexander, tam istihdam şartlarındaki bir ekonomide döviz kuru değişmelerinin ve buna bağlı olarak gelir etkilerinin üretim yerine fiyat artışları ile ihraç mallarının yurtiçi tüketime yönelmesi gibi bir sonuç doğurabileceğini belirtmiştir62. Dolayısıyla, tam

61 Walter, s. 420. 62 Alexander, s.32.

istihdamda bulunan bir ekonomide tüketim ve yatırımı caydırmaya dönük olarak, sıkı kredi politikaları ile vergi artırımını savunmuştur. Depresiasyonla birlikte uygulanacak bu tip politikalar ihraç mallarının yurtiçi tüketime yönelmesi riskini azaltarak dış ticaret dengesine katkıda bulunabilecektir.