• Sonuç bulunamadı

2.4. SAVAŞ SUÇLARI

2.4.2. ESİRLİKTE KATLEDİLENLER

Esir ve kayıp düşmüş, rehin alınmış vatandaşlarla ilgili Devlet Komisyonu’nda toplanmış olgular Ermenistan Cumhuriyeti'nin esir olan Azerbaycan vatandaşlarına karşı uluslararası temel hukuk ilkelerini çiğnediğini, aynı zamanda, “Savaş kurbanlarının korunmasına ilişkin” 1949 tarihli Cenevre konvensiyonunun hayata veya kişiliğe kast etmek, herhangi ortamda öldürmek, sakat etmek, insafsızca muamelede bulunmak veya işkence vermek, insan onuruna dokunmak gibi taleplerini kaba biçimde ihlal ettiğini kanıtlamaktadır.

Ermenistan'ın Azerbaycan'a askeri saldırısı sırasında sivil ahalinin toplu şekilde öldürülmesi, Ermenistan Cumhuriyeti'nde ve Azerbaycan'ın işgal altındaki Dağlık Karabağ ve diğer topraklarında esir olarak tuttuğu Azerbaycan vatandaşlarının korkunç işkenceler ve manevi baskılara maruz kalması, amansız muamele ve onurlarını sürekli alçaltmakla onları kendi hayatlarına kıyma derecesine varma, soğukkanlılıkla katletme veya işkenceler sonucunda ölme halleri işgalci Ermenistan’ın saldırısı savaş suçları işlediğinin kanıtlarıdır. Aşağıda bu olguların bir kısmı gösterilmektedir:

Ermeni silahlı birlikleri Hocavend’in işgali sırasında (17.02.1992) Karadağlı köyünden rehin aldıkları 117 köy sakininden 80'e yakınını orada kurşuna dizdi. Bu konuda köy sakinlerinden Seyyur Hanlar oğlu Nağıyev, Şahruz Emirhan oğlu Aliyev ve diğerleri tanıklık ediyorlar.

Hocavend ilinin (Stepanakert) Karadağlı köy sakini Hakikat Yusuf kızı Hüseynova Ermeni’lerin 1992 yılının Şubat ayında 10 kişi olan kendi köylülerini canlı-canlı yakmalarına tanık olmuştur. (Esir ve kayıp düşmüş, rehin alınmış vatandaşlarla ilgili Devlet Komisyonu, t.y.a)

1 Nisan 1993 - Ermenistan silahlı birliklerinin Azerbaycan'ın Kelbecer bölgesine geniş kapsamlı saldırısı sırasında Ermenistan'ın Vardenis bölgesindeki karargah radyo istansyonundan (QSM-7) Kelbecer’in savaş bölgesindeki baş radyo istansyonuna (Uraqan) ve bölgedeki tüm seyyar radyo istansyonlarına iletmek için acil emir verilmiştir. Emirde esir alınan Azerbaycan vatandaşlarının, aynı zamanda, yaşlıların, kadınların ve çocukların acilen mahvedilip bastırılması talep ediliyordu. Acele etmelerinin nedeni tuttukları Azerbaycan’lılara yaptıkları vahşiliklerin izlerinin savaş bölgesine gelen uluslararası temsilci heyetinden, gazetecilerden gizlemek olmuştu. Ermeni birlikleri komutanlarının bu radyo kaydının metni A.C. Milli Güvenlik Bakanlığının (MTN) radyo istihbarat hizmeti tarafından 6-7 Nisan 1993’de kayda alınmıştır.

Kelbecer’in işgali sırasında Başlıbel köyünün 15 sivili Ermeniler tarafından oldukları yerde öldürüldü. Bunların arasında Muhammet Emraliyev, Surxay Emraliyev, Cengiz Emraliyev, Aygün Emraliyeva, Büsat Ahmetova ve Çiçek Hasanova da olmuştu.

Bu konuda Hasay Muhammet oğlu Emraliyev ve Binnet Abdulali oğlu Ahmetov tanıklık etmekteler.

İmaret Memişovanın ifadesine göre, o Kelbecer’in işgali sırasında iki küçük çocuğu ile rehin alınmıştı. İmaret Memişovanın gözleri önünde Ermeniler sekiz sivili, onun sekiz yaşındaki oğlu Taleh’i kurşunlamış ve cesetleri yakmışlardı. Bundan sonra Ermeniler onun kendisini, 10 yaşındaki oğlu Yadigarı, diğer kadın, çocuk ve yaşlıları Hankendi’ne götürerek korkunç işkencelere maruz koymuşlardı.

Ermeni rehinliğinden 1994 yılında tahliye edilmiş Ahmetovlar ailesinin şehadetine göre, 17 Ağustos 1993 tarihinde Ermeniler Fuzuli bölgesinin Gacar köyünün 25 kadar sivilini onların gözleri önünde kurşuna dizdi.

1993’de Ermeni rehinliğinde olmuş Hasan Mecit oğlu Hüseynov - Horadiz-Füzuli yolunda 40 kadar sivil halkın Ermeniler tarafından öldürüldüğünü bildirmiştir.

16 Şubat 1994 yılında Ermenistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı sözde kaçmaya çalışırken atışma zamanı 8 Azerbaycan’lı askeri esirin öldürüldüğünü beyan etmişti. Baküde cesetler üzerinde yapılan adli tıp incelemesi sırasında Uluslararası Hukuk ve Sosyal Tıp Akademisi Yönetim Kurulu ve İngiltere'nin “Doktorlar insan hukukları uğrunda” örgütünün üyesi, profesör Derek Paunder Azerbaycan’lı askeri esirlerin aynı silahtan (tabanca) şakak nahiyesine yakın mesafeden açılan ateş sonucu öldürüldüğünü bildirmiş ve esirlerin güya “kaçmaya çalışırken” öldürülmesi fikrini reddetmişlerdir.

Esirlikten dönmüş Niyaz Balay oğlu Zeynalov bildirdi ki, Ermeniler rehin aldıkları Şuşa bölgesinin Kuşcular köyünün sakinleri ,1910 doğumlu Seriye Tağı kızı Zeynalovanı, 1920 doğumlu Yegane Dadaş kızı Medetovanı ve Mövsüm Abdulrahim oğlu Ahmetovu 11 Şubat 1992 tarihinde diri-diri yakarak öldürmüşlerdir.

61 yaşındakı eski rehin Budak Ali oğlu Alışanov Ermeni esirliğinde 5 Azerbaycan’lının Drmbon köyünde (Dağlık Karabağ) ağır fiziksel işlerde köle gibi kullanılarak öldürüldüğünün tanığı olmuştur.

Esirlikden tahliye edilmiş İsrayıl Sarif oğlu İsmayılov onaydı ki, Ermeniler rehin aldıkları üç Azerbaycan’lının başını Ermeni kabrinin üstünde kesmişlerdi. Laçın

ilçesinin sakini Semaye Kerimova 2 yaşındaki kızı Nurlane’ye ve kendisine yapılan işkencelere dözmeyerek Ermeni esirliğinde intihar etmişti.

18 Mayıs 1992 tarihinde Laçın’ın işgali sırasında aileleri ile birlikte rehin alınan 1977 doğumlu Taleh Medet oğlu İbişovun bildirdiğine göre, Ermeniler onun babası Medet Evez oğlu İbişovu ve ablası, 1967 doğumlu Yegane Medet kızı İbişovanı vahşice öldürmüşlerdi.

1973 doğumlu İlham Nesirov esirlikte uzun süre aç-susuz bırakıldığından 23 Kasım 1993 tarihinde Erivan askeri hastanesinde “keskin kaxeksiya” teşhisinden öldü.

Ermeni esirliğinde ölmüş 20 yaşındaki Ferhat Rahman oğlu Atakişiyevin secedinin kalıntılarının adli-tıbbi incelemesi kanıtlamıştır ki, o düzenli olarak aldığı dayak ve ağır işkenceler sonucunda ölmüştü.

Yardımlı bölgesinin sakini Haydar Haydarov 24 Aralık 1994’te Şuşa hapishanesinde Ermeniler tarafından verilmiş düzenli işkenceler sonucu ölmüştü. Bu olguyu eski esirler Habip Aliyev, Evez Muhtarov, Ebülfet Kasımov ve diğerleri teyit etmekteler.

Ermeni esirliğinde olan Hocalı şehir sakini Faik Şahmalı oğlu Alimemmedov Gence şehrinin adını “Kirovabat” demediğine göre, Ermeni askeri tarafından kurşunlandı. Bu olguyu Zülfi İbrahim oğlu Memmedov, Mehmet Cümşüd oğlu Memmedov ve diğerleri teyit ediyor.

Esirlikden tahliye edilmiş Abuzer Manafov’un, Hasan Hüseynov’un ve Aydın Muharremov’un ifadelerine göre, 14 Şubat 1994 tarihinde Şuşa hapishanesinde Kolya, Slavik ve Gore isimli gardiyanlar aslen Azerbaycan’ın Beylegan ilçesinden olan İlqar Enver oğlu Gurbanovu düzenli işkenceler vererek öldürmüşlerdi.

1962 doğumlu Şemkir ilinin sakini Fikret Hasan oğlu Hüseynov düzenli dayak ve işkenceler sonucu 28 Haziran 1993 tarihinde Ermeni esirliğinde ölmüştü. Esirlikden tahliye edilmiş Bahtiyar İbrahim oğlu Tağıyev ve Metlep Şiraslan oğlu Allahverdiyev bu olgunun tanıklarıdır. Bakü’de düzenlenen adli-tıbbi inceleme sırasında Fikret Hasan oğlu Hüseynov’da kaburga kırığı tespit edilmiştir.

Esirlikden tahliye edilmiş Zöhrap Nadir oğlu Haydarov 21 Mayıs 1993 tarihinde Şuşa hapishanesinde, 1973 doğumlu Zahit Nesibulla oğlu Emrullayevin Ermeni denetçileri tarafından boğularak öldürüldüğünü bildirmiştir.

Esirlikten tahliye edilmiş Maşallah Bendeliyev bildirmişti ki, 1992 yılının Mayıs ayında Hankendi’nde garajda tutulmaktayken garajın sahibi Mero ve Sarkisyan Vazqen adlı diğer Ermeni adını bilmediği dilsiz rehine önce çeşitli dereceli işkenceler vermiş, sonra ise onun başını kesmiştir. (A.C. MM aparatının analitik malumat tetkikat sektörü, AMEA A.A. Bakıhanov adına Tarih Enstitüsü, t.y.: 145; Esir ve kayıp düşmüş, rehin alınmış vatandaşlarla ilgili Devlet Komisyonu, t.y.a)