• Sonuç bulunamadı

Vesîletü’l-Makâsıd’ın temel özelliği Farsçadan Türkçeye mensur bir sözlük olmasıdır.

Çeviri yazısı yapılan nüshalarda Farsça kelimeler madde başı yapılmış, Türkçe anlamları ise madde başlarının altına gelecek şekilde, satır altlarında verilmiştir. Her Farsça madde başının altına bir ya da iki kelime ile Türkçe karşılığı yazılmıştır. Bu Türkçe karşılıklar, Eski Anadolu Türkçesi özelliği göstermektedir ve çoğunlukla öz Türkçe kelimelerdir. Karşılık olarak öz Türkçe bir kelime verilmediği durumlarda, yaygın olarak kullanılan basit Arapça ve Farsça kelimeler tercih edilmiş, anlaşılamayacağı düşünülen bir Arapça veya Farsça kelime kullanıldığında ise kelimeden sonra “yani” denilerek öz Türkçe ya da daha yaygın kullanılan Arapça veya Farsça kelimelerle açıklamalar yapılmıştır. Örneğin; tovÀn-ger: ġanì yaʿnì bay, ḫorūş: ḥamle yaʿnì çapınma, çemen: murġ-i zÀr yaʿnì baġçe… Bu açıklamalar bazen okunuşu

karıştırılabilecek ya da zor anlaşılabileceği düşünülen öz Türkçe kelimeler için de yapılmıştır:

çìne: dirim yaʿnì ḳuş yemi, ḫìzÀb: ṭalġa yaʿnì mevc, tìr: güz yaʿnì ḫazÀn vaḳti… Ayrıca sesteş

Farsça kelimeler, ayrı ayrı madde başı olarak verilmiş ancak bu durum, her iki nüshada da tutarlı olarak uygulanmamıştır. Bazen TDKN’de ayrı ayrı madde başı olarak yazılan sesteş

Farsça kelimeler, MKN’de tek bir Farsça madde başı altına, farklı anlamların arasına “ve” bağlacı konularak yazılabilmektedir. Bu durum her iki nüsha için de geçerlidir.

Vesîletü’l-Makâsıd, Arap sözlükçülük geleneğine göre düzenlenmiştir. Eserin büyük

bir bölümü “alfabetik ekol”de, bir kısmı da “konulara göre tasnif ekolü”nde telif edilmiştir. Eserde mastarlar ve isimler; ilk harfi temel alınarak alfabetik olarak sıralanmıştır. Bu alfabetik sıralamada kelimelerin ilk vokalleri de tasnife tabi tutulmuş ve sözcükler sırasıyla; fethalı, kesreli ve zammeli olmak üzere üç grup hâlinde tertip edilmiştir. Hâtib Rüstem el-Mevlevî, eserin fihrist bölümünde; “okuyanlar ve arayanlara kolaylık olması için” mastarlarda ve isimlerde alfabe sırasını kulllandığını bildirmektedir. Eserde; edat, zarf, harf, nida gibi kelimeler de ilk harfleri temel alınarak alfabetik olarak sıralanmış ancak bu kelimelerde genellikle hareke durumları dikkate alınmamıştır. Eserin sonunda konularına göre Arapça, Farsça ve Süryanice ay adları, Süryanice mevsimler; gezegen, burç ve yıldız adları kronolojik, sayılar ise sıralı olarak yazılmıştır.

Eserin gramer ile ilgili bölümlerinde de Arap gramer geleneği etkilidir. Kelime türlerinin belirlenmesi ve işlenmesinde Arapçanın gramer yapısı temel alınmıştır. Ayrıca bölüm başlıkları da aynı doğrultuda Arapçadır. Bunun yanı sıra eser, Araplarla birlikte gelenek hâline geldiği kabul edilen “manzum gramer” yazımına dair bölümler ihtiva etmektedir.

Vesîletü’l-Makâsıd’da Fars gramerinin anlatıldığı manzum bölümler mevcuttur.

Eserde, MKN’de mükerrer yazılan 1 beyit hariç tutulduğunda toplam 263 beyit vardır. Bu beyitlerden 27’si Farsça, geri kalanı Türkçedir. İçerik olarak bakıldığında ise farklı konularda yazılan 11 beyit dışında, Farsçanın gramer kurallarını anlatan 252 beyit bulunmaktadır. Eser bu özelliği ile 1549 yılında yazılan ve 412 beyitten oluşan manzum bir gramer kitabı olan

Tuhfe-i Hüsâmî ve 1761 yılında yazılan ve 273 beyitten oluşan manzum bir gramer ve sözlük

olan Tuhfetü’l-Hâfız’dan daha önce yazılmış, hacimli bir manzum gramer bölümüne sahiptir.

Hacmi ve yazılış tarihi dikkate alındığında Öz eser için; “Anadolu’da Farsça için yazılmış ilk manzum dilbilgisi kitaplarından biri olarak değerlendirilebilir”147 ifadelerini kullanmaktadır. Eser bir sözlük olarak değerlendirildiğinde ise Anadolu’da Farsça-Türkçe yazılmış mensur sözlüklerin on ikincisidir.148

Eserin manzum gramer bölümleri gibi sözlük kısmının hacmi de dikkat çekicidir. Eserdeki Farsça madde başı sayısı; 905 mastar, 6770 isim ve 578 edat, zarf, nida, sayı; ay, mevsim, gezegen, burç adı gibi konulara ait sözcük olmak üzere 8253’tür. Bu sayı, sözlükteki

147

Öz, 2010: 123.

148

mastarların çekimli hâlleri de eklendiğinde 9972’ye ulaşmaktadır. Madde başı kelime sayısı149 dikkate alındığında eserin, kendisine kadar yazılan en hacimli sözlük olduğu söylenebilir.150

Eserin bir diğer özelliği, Mevlânâ’nın Mesnevî’si ile olan ilişkisidir. Hâtib Rüstem el-

Mevlevî’nin Mevlevi tarikatından olması ve kitabını “Mevlevi oğullarının ilim yolunda ilerlemeleri” için yazdığını belirtmesi bu ilişkinin önemli belirtilerini oluşturmaktadır. Öz de Hâtib Rüstem el-Mevlevî’nin sebeb-i telifteki bu ifadelerine vurgu yaparak Vesîletü’l- Makâsıd’da yer alan “Farsça kelimelerin bir kısmının Mesnevî’den derlendiğini”151 ifade etmiştir. Abdülmecîd Sivâsî’nin Mesnevî Sözlüğü (Meyâdînü’l-Fürsân) üzerine çalışan Tan

ise Vesîletü’l-Makâsıd’ı “Mesnevî’ye rağbeti arttırmak gayesiyle Mevlevi tarikatına mensup

şahıslar tarafından yazılan sözlüklerin ilki”152 olarak tanımlamaktadır. Vesîletü’l-Makâsıd’ın Mesnevî’deki kelimelerin ne kadarını ihtiva ettiğini belirlemek farklı bir çalışmanın konusu

olmakla beraber çalışmamız sırasında tanıtlayıcı sözlüklerden biri olarak başvurulan ve sadece Farsça fiilleri içeren Abdülmecîd Sivâsî’nin Mesnevî Sözlüğü’ndeki fiiller ile Vesîletü’l-Makâsıd’daki fiillerin hemen hemen tamamen uyuştuğu görülmüştür.

Son olarak eserin yaygın kullanılan ve kendisinden sonra yazılan sözlüklere kaynaklık eden önemli bir eser olduğu belirtilmelidir. Yurtiçi ve yurtdışında 60’a yakın nüshası tespit edilen Vesîletü’l-Makâsıd’ın 1504 yılında yazılan ve bilinmeyen bir müellif tarafından

derlenen Lügat-ı Müntehâb adlı bir seçkisi de bulunmaktadır.153 Ayrıca Lügat-ı Nimetullâh

(1550), Tuhfetü’s-Seniyye ile’l-Hazreti’l-Haseniyye (1580), Abdülmecîd Sivâsî’nin Mesnevî Sözlüğü (Meyâdînü’l-Fürsân) (1613), Lisânü’l-Acem (Ferheng-i Şuʿûrî) (1681) gibi pek çok

önemli sözlüğün mukaddimesinde Vesîletü’l-Makâsıd’ın adı geçmekte, eserin tarandığına dair

ifadeler yer almaktadır.154 Bunun yanı sıra Bursalı Mehmed Tahir; “Halîmî” maddesi

içerisinde “Farsçadan Türkçeye yazılan lügat kitaplarının makbullerinden”155 biri olarak

Vesîletü’l-Makâsıd’ı da anmaktadır. Burada adı geçen diğer sözlükler; Şâmil’ül-Lüga (1504), Lügat-ı Niʿmetullah (1550), Burhân-ı Kâtıʿ (1797) ve Ferheng-i Şuûrî’ (1681)’dir.

149

Bu sayıma bir nüshada olup diğerinde olmayan kelimelerle, eş anlamlı olduğu belirtilen kelimeler dâhildir.

150

1455-1468 yılları arasında yazıldığı kabul edilen Lügat-ı Halîmî 6.060; 1446-1473 yılları arasında yazıldığı

kabul edilen Es-Sıhâhü’l-Acemiyye ise 4200’si isim, 420’si fiil olmak üzere 4620 madde başı kelime

içermektedir. Yapılan karşılaştırma sadece madde başı kelime sayısını içermektedir. İçerik olarak bakıldığında kelimeler hakkında ayrıntılı açıklamalar içeren Lügat-ı Halîmî’nin ya da 920 madde başı kelime içermesine

rağmen kelimeleri ayrıntılı inceleyen Miftâhü’l-Lüga’nın (1491) daha hacimli eserler oldukları belirtilmelidir.

Bkz. Öz, 2010: 103-113. 151 Bkz. Öz, 2010: 66. 152 Tan, 2006: 4. 153 Bkz. Öz, 2010: 71, 72, 134. 154

Ayrıntılı bilgi için Bkz. Öz, 2010.

155

Benzer Belgeler