• Sonuç bulunamadı

USÛLİ’D-DÎN ESERİ

2. Mealimu Usuli’d Din’in Genel Vasfı, Muhtevası ve Metodunun Tahlili 1: Eserin Genel Vasfı, Muhtevası

2.3. Eserin Metodunun Umumî Tahlil

Eserin metodu ile ilgili bazı tahlilleri ve ulaştığımız sonuçları bu başlık altında ele alacağız. Çünkü bu meseleler, araştırmanın genel çerçevesini düzenleyen ve onu sistematik bir bütüne kavuşturan unsurlardır.

2.3.1: “Meâlim”de Delil ve Bilginin Yakinliği Meselesi

Razi‟nin bilgi anlayışında dayandığı temelleri anlamanın ilk şartı, bu bilgiyi oluşturan düzeni açıklamayı gerekli kılar. Bu düzenin hâkim unsuru “akıl ve nakil”in kanunlarıdır.

Yakin bilgisinin araştırılması, Razi‟yi felsefe ve kelam eleştirisine iten en önemli saiklerdendir. Yakin bilgisinin kanunlarından bahsederken Razi, bu bilginin tenakuz ve inkâr ihtimalini bünyesinde barındırmaması gerektiğine işaret eder. Bu, diğer beşeri bilgilerle kıyas edildiğinde makbul gözükmektedir. Bu kaide, bir fikri kabul veya reddetmenin sağlam bir

177

Bkz. Razi, Meâlim, s. 137,138.

178 Metnin tahkiki kısmında tahrici yapılacaktır

179

Bkz. Razi, a.e, s. 139-145.

esasını teşkil eder. Bilhassa bu kaide bir fikrin şüphe, zan veya katiyetten hangisine dâhil olduğuna hükmeder. Bu durum ister nakle veya akla müstenit olması sebebiyle ilim ifade edip etmemesini sorgulama; isterse de bilgi ve itikat yakinliğini kendisi üzerine inşa etmenin imkânını sorgulama açısından olsun değişmez.

Razi, alışılagelmiş bilgilerin her gün birbirine bağlı olarak tekerrür eden hâlin tabiatına müstenit olduğunu açıklamıştır. Zira bir çocuk, fıtratı itibarıyla, her şeyin bir sebebi olduğunu bilir. Alışılagelmiş bilgiler istikraya dayanır. Razi‟ye göre istikra/tümevarım, yakîn bilgiye ulaştırma bakımından makbul bir yöntemdir.

Yakin olarak vasıflanamayan hükümler ise zannî olup, bu tür bilgiler itikatta delil teşkil etmez. Razi‟nin nakli veya akli delillerdeki görüşü, bilginin yakinlik ifade etmesi kaydına bağlıdır. Bu onu, yalnızca nakli delillere dayanan “itikadi hükmün yakin ifade etmediği” şeklindeki aşırı düşünceye itmiştir. Bir nassın kati derecede yakinlik ve delalet ifade ettiğinden emin olmak için ise Razi, Mealim ve diğer eserlerinde on şart zikretmiştir.181

Bu şartlar gerçekleştiğinde nakli delil bilgi ve itikatta yakîn ifade eder.

Okur burada, Razi‟nin nakli istidlal‟i lafızların mahiyetine dayandırdığını görebilir. Zira nakli delillerin delâletinde bulunan ihtimaliyet onların katiyetini zayıflatmaktadır. Buna rağmen Razi, nakli delillerin aslen yakin ifade etmediğine inanmamaktadır. Razi‟nin el-

Erbain‟deki -muâkese mefhumu182- ile ilgili ifadeleri bu manayı taşımaktadır.183 Yakin

kelamda asıl olan, sübût ve delâlet bakımından kati olmasıdır. Demek ki nakle subût ve delâletin kat‟iyyetini zayıflatan ihtimaller isabet etmediği müddetçe nakil itikatta yakîn ifade etmekte fakat nakle bahsi geçen ihtimaller arız olduğunda nakil yakîn ifade etmeyebilmektedir.

2.3.2. Genel çerçevesi itibariyle Mealim’de Razi’nin İstidlal İlkeleri

Kitabı tahlil ve analiz ettiğim sırada, Razi‟nin görüşlerini üzerine bina ettiği ve münakaşalarında dayandığı bir takım ilkeler manzumesine sahip olduğunu müşâhede ettim. Bunlar; hemen bütün meselelerde ilahlığın mülâzımı olarak gördüğü “mahiyet”, “kemal ve tenzih” kaideleridir. Zira ilahın mahiyeti mutlak kemal ve tam bir tenzihi zorunlu kılmaktadır. Yine “sebep ve müsebbib”, “tenakuzun butlanı” kaideleri de bu kapsamdadır. Bu iki ilke “teselsül ve devrin butlanı”, “müraccih olmadan tercihin butlanı”, “tecviz” ve “imkan”

181 Bkz. Razi, El-Muhassal, s. 143; Razi, El-Erbain fi Usuli’d Din, c. 2, s. 251-254; Razi, El-Matalib El-Âliye, c.

9, s. 113-119.

182 “Muhalefe/muakese mefhumu” birbiriyle mütenakız iki halinde aynı anda mümkün olmamasıdır. Meselâ kişi

aykta iken oturuyor değildir veya tam aksine oturuyorken ayakta değildir. Razi‟ye göre delâletin kat‟iyyetini gerektiren şartları taşımadığı takdirde nakil yakîn ifade etmez. Fakat bu şartlar tahakkuk ettiğinde yakîn ifade eder. İşte “muakese/muhâlefe mefhumu”ndan maksat budur.

mefhumlarıyla doğrudan irtibatlıdır. Razi‟nin Mealim‟deki istidlal yöntemini tahlil ederken bu kaidelerin birçok misalini zikrettim.

Mealim‟de yer alan bu kaidelerden çıkarılan akli istidlal, araştırma ve incelemede kullanılan umumi kaideler Razi‟nin metodunun açıklaması mesabesindedir. Bahsi geçen kaidelerle Razi, başka ekollerin ulaştığı görüşleri, akli delilleri eleştiriye tabi tutmakta ve bilgiyi bu kaideler üzerine tesis ederek, kurallarını eleştirdikten sonra kendi fikirlerinin esaslarını ifade etmektedir.

2.3.3. Meâlim’in Uslüb ve İfade Tarzı

Razi bu eserinde, diğer kitaplarında benimsediği genel plana riayet etmektedir. Bu bağlamda o söze en mühim meselelerden başlar, sonra bu meselelerin teferruatına temas eder ve bütün bunların ispatı için münakaşalara girer, nihayetinde ilgili itirazlara ve şüphelere cevap verir. Razi, Mealim‟in girişinde bazı mühim meselelerle ilgili mukaddimeleri zikrettiği gibi bilginin kanunlarıyla ilgili “ahkam-ı nazar” konusundaki genel mukaddimeleri de takdim etmektedir.184 Bu kitabın üç mühim temel meselesi vardır. Bunlar: 1. Allah‟ın varlığının ispatı ve kainatı yoktan yaratması. 2. İlâhi sıfatların ispatı ve bunların zat ile alakası. 3. Tenzihle birlikte Allah‟ın mutlak vahdaniyetinin ispatıdır.

Razi, Mealim‟in takdiminde şu ilkelere riayet etmiştir: Meseleleri ve delilleri zikrederken muhtasar olmak, bu delillerde bulunan ihtimalleri ve onlarla ilgili olan manaları zikretmek, diğer fırkaların görüş ve istidlallerini naklederken titiz davranmak. Yine Razi, açıklamalarında farazi bir üslup kullanmamıştır. Bilakis bir görüş ile ilgili itirazları zikretmiş, fakat ihtimallere derinlemesine girmemiştir.

Razi‟nin bu eseri, ibaresinin kolaylığı ve istidlalinin orijinalliği ile temayüz etmiştir. Zira o, istidlallerini meşhur yöntemiyle geliştirmiş ve meseleyi kendisinden doğduğu esasa irca ettirmiştir. Ardından gerektiğinde meseleleri unsurlarına ayırmış ve tariflerini yapmıştır. Daha sonra bunlarla, mana ve istidlalin sıhhatine hüküm veren mefhumlar arasında mutabakatı gerçekleştirmiştir. Razi‟nin muhalifleriyle münâkaşasında mutaassıp olmadığını, seviyeli ve müsamahalı bir tavır sergilediğini söyleyebiliriz.

Benzer Belgeler