• Sonuç bulunamadı

Esaret Yılları, Medine Yolculuğu ve Vefatı

4. Kafkasya'nın Coğrafi Konumu, Demografik ve Sosyo-Kültürel Yapısı

3.3. İmamlar Devri

3.3.3. İmam Şamil Dönemi

3.3.3.8. Esaret Yılları, Medine Yolculuğu ve Vefatı

İmam Şamil esir alınmasının ardından Temurhanşura’da bir hafta kaldıktan sonra 11 Eylül 1859’da Petersburg’a gönderildi. Burada Çar II. Aleksander onu büyük bir törenle karşılamış, aralarındaki husumete ve din ayrılığına rağmen onu yüzünden ve sakalından öpmüştür. Bir ay sonra Kaluga’ya, gönderilmiştir.

Şamil en yakın nâiblerinden Muhammed Emin’e yazdığı 24 Kasım 1959 tarihli mektubunda esaretteki hayatından şu şekilde söz etmektedir: “Fakir kul, esir kâtip

Şamil’den487 oğlu Muhammed Emin’e. Allahuteala’nın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Mesele şu ki; Aziz ve Alim olan Allah’ın taktiriyle düşmanların eline düştüm. Mukadder olan değiştirilemez ve bundan sakınmak da kaderi etkilemez. Ancak Ruslar bezi zor duruma düşürerek ellerine düşmeme sebep olan düşmanlarımı ve hasetçilerimi güldürmediler. Bilakis ancak gözüyle gören kimsenin inanacağı ve tasdik edeceği şekilde bana son derece saygı ve ikramda bulundular. Yüce Çar bana her sene için bin tuman tahsis etti. Beni Moskova’ya yakın büyük bir şehir olan Kaluga’ya yerleştirdi; bana halı ve ev için gerekli her türlü eşyayla dolu büyük yüksek evler verdi. Ben boşum ve rafah içindeyim. Diğer taraftan vilayetindeki esirlerin zorluk ve meşakkat içinde olduklarına dair Rusların aralarında yayılan bir haber

486 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 314.

487 Yenilgiye uğradıktan sonra Şamil’in mektubunda yeniden “fakir kul” ifadesi kullanması dikkat çekmektir. Esaret altında olduğu için bir de “esir katip” ifadesini eklemiştir.

duydum. Buna inanmadım. Ancak bu durumu sana bildirmek için hakimden izin alarak bu mektubu sana gönderdim. Eğer söylenenler yalan ise zaten istenen de budur, yoksa onlar sebebiyle ayıba düşmeyeceğimiz şekilde onları terbiye etmen gereklidir. Ayrıca oğlum Gazi Muhammed’i oğlumuz Muhammed Şafi ile birlikte ailemi buraya getirmesi için rebiyyülevvel ayının 26’sında oraya gönderdim. Onların gelişini beklemekteyim. Selam.”488

Şamil’in mektubundan da anlaşıldığı üzere Rus Çarı Şeyh Şamil’e karşı çok iyi davranmaktadır.489 Ayrıca kente uğrayan tüm yüksek memur, komutan ve yetkililerin üniformalarını giyerek onu ziyaret etmelerini zorunlu kılmıştır. Rus valileri İmam Şamil’in ayağına gitmeyi gururlarına yedirememekteydiler. Bu yüzden Gürcü valisi ile Şamil ile tartışmıştır. Buna çok üzüldüğü için bu ziyaretlerin kaldırılmasını Çar’dan rica etmiş. Bunun üzerine Gürcü vali görevden alınmış ve Şamil’in yaşadığı konak ziyaretlere kapatılmıştır.490

Bundan sonra Şamil kendini kitaplara ve ibadete vermiştir. Esir olduğunda 63 yaşındaydı ve saçında ak bile yoktu. Ancak burada kaldığı iki üç sene içinde saçları bembeyaz olmuştu.491 Ayrıca buranın havası Şamil ve ailesine yaramamış, büyük kızı

Nefiset ile oğlu Gazi Muhammed’in hanımı Kerimet veremden vefat etmişti. Cenazeleri askeri törenle Gimri’ye defnedilmiştir.492 Şamil ve ailesine Kaluga’nın havası iyi gelmediği için doktor tavsiyesinden sonra Çar, Şamil ve ailesini Kiev’e nakletmiştir.493

Böylece bir on yıl geçmiştir. 1869 nisanında kendisini ziyarete gelen Çar’a hacca gitmek istediğini söylemiş, Çar da yeni bir savaş başlatmayacağı konusunda söz verdiği takdirde oğulları Gazi Muhammed ve Muhammed Şafi’yi rehin bırakarak hacca gitmesine izin vermiştir. Şamil şartları kabul ederek kendisi ve ailesine tahsis edilen vapurla yola çıkmıştır.494

488 Efe, Şamil’in 100 Mektubu, s. 291. 489 Efe, Şamil’in 100 Mektubu, s. 73.

490 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 298-300. 491 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 300. 492 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 307. 493 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 308. 494 Yetik, İmam Şamil, s. 130.

Şamil’in geleceği haberini işiten Sultan Abdülaziz ve İstanbullular onu heyecanla karşılamışlar, Rus vapurunun Dolmabahçe’ye yanaşması sonucu Osmanlı donanması tarafından 30 pare top atışı yapılmıştır. Saltanat kayıklarıyla Kabataş iskelesine çıkartılan Şamil ve ailesini bizzat Sultan Abdülaziz sarayın önünde karşılamış ve büyük bir hürmetle “Babam mezarından kalksa ancak bu kadar sevinebilirdim” demiştir.495

Şamil İstanbul’da yedi buçuk ay kalmış. Bu süre zarfında İstanbul’u gezmiş, burada çok iyi ağırlanmıştır.496 Padişahla bol bol sohbet ederek yaptığı mücadeleleri

anlatmış, fakat Osmanlı yönetiminden yardım göremediğini de belirtmiştir. Sultan’ın arzularını sorması üzerine Şamil Medine’ye yerleşmesine izin verilmesini ve rehin tutulan çocuklarının serbest bırakılmasını istemiştir. Abdülaziz Rus elçisi İgnatiyef’i sarayına çağırarak durumu anlatıp Çar’a bildirmesini emretmiştir. Çar’ın bu isteği kabul etmesi üzerine Şamil geldiği günkü gibi büyük bir törenle İstanbul’dan uğurlanmıştır. Kendisine tahsis edilen gemiyle ailesiyle beraber Medine’ye gitmek üzere yola çıkar.497

Şeyh Şamil Mısır’a ulaştığı zaman burada da Hidiv İsmail Paşa tarafından büyük bir törenle karşılanmış, Kahire’ye götürülerek burada bir ay misafir edilmiştir. Bu sırada İsmail Paşa’nın yanında Cezayir’i Fransız işgalinden kurtarmak için büyük gayretler gösteren Abdülkadir Efendi de bulunmaktaydı. XIX. yüzyılın bu iki büyük mücahidi ikinci kez Mısır’da buluşmuşlar, her ikisi de halkın yoğun ilgisine maruz kalmışlardır.498

Mısır’dan yola çıkan İmam’ın vapuru Cidde limanında da büyük bir kalabalık tarafından karşılanmıştır. Mekke Emiri Şerif Abdullah, Hicaz Valisi ve Hicaz’da bulunan tüm ulema da bu karşılayıcılar arasındadır. O yıl “Hacc-ı Ekber” olduğu için hacca gelen Müslümanların sayısı çok fazlaydı. Tavaf sırasında İmam Şamil’in orada

495 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 309.

496 Ahmed Fevzi, “Şeyh Şamil Merhuma Dair”, Sebîlü’r-Reşad, 1330, XIII/322, 50.

497 Ubilava, Elizbar, Şamil Elveda Kafkas Dağları, terc. Hacer İrem, Belge Yayınları, İstanbul, 2001, s. 253; Yetik, İmam Şamil, s. 130.

oluğunu öğrenen hacıların yoğun ilgisinden dolayı hükümet makamları onu Kabe’nin üzerine çıkararak insanlarla selamlaşmasını sağlamışlardır.499

Hac ibadetinden sonra Şamil tahtırevanla Medine’ye götürüldü çünkü rahatsızlığı nedeniyle başka türlü bir yolculuğa dayanacak güçte değildi. Burada Şeyh Ahmet Rufai’nin oturmasına tahsis edilmiş konağa yerleştirilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kabrini gözyaşları içinde ziyaret ederek hasretini giderdi.500

İmam Şamil Medine günlerinde dünya hayatından uzaklaşıp manevi ve ruhani aleme çekilmiştir. Mesane darlığı çekmekte ve idrar esnasında taş düşürmekte idi ve bu yüzden takatten kesilmişti. Doktorlar hastalığına bir çare bulamıyorlardı.

4 Şubat 1871 günü durumu iyice fenalaşınca eşleri Ahmet Rufai’ye haber verdiler. Ahmet Rufai’nin kendisine telkin ettiği kelime-i şehadeti tekrarlayarak akşam ezanına 15 dakika kala ruhunu teslim edip ebediyete intikal etti. Ömrü boyunca yolunda savaştığı Yüce Peygamber’in şehri Medine’de, 74 yaşındayken bu dünyadan öbür dünyaya intikal etti. Genup köyünde bulunan kendi evi, tarlası, bağı ve bahçesinin köydeki yetimler için kullanılmasını vasiyet etmiştir.501

Şeyhü’l-harem Hacı Emin Paşa bizzat cenazenin yıkanma ve kefenlenme işi ile meşgul oldu. Cenazesi yıkanırken vücudunda 19 büyük yara izi sayılmıştır. Bunların arasında göğsünden girip sırtından çıkan süngünün yol açtığı tahribat da vardır. Cenaze namazı Mescid-i Nebi’de bütün Medine halkı ile beraber kılınmış, tabutu Medinelilerin parmakları üzerinde Cennetü’l-Baki mezarlığında peygamberimizin hanımlarının medfun bulunduğu yer yakınındaki küçük bir tepeye defnedilmiştir502.

499 Yetik, İmam Şamil, s. 131.

500 Yetik, İmam Şamil, s. 131-132. Tarık Mümtaz Göztepe İmam Şamil Medine’deyken gerçekleşen şöyle bir olaydan bahsetmektedir: O sırada Medine’de Nakîbüssadat denilen ve peygamber soyundan olup dünya üzerindeki tüm seyyid ve şeriflerin en yaşlısı olan bir şahıs vardı. Ömrünün son yıllarını yaşayan ve uzun süredir yataktan çıkmayan bu şahıs günün birinde Şamil’i görmek istediğini söylemiştir. Çocukları ve yardımcıları sayesinde Şamil’in yanına getirildiğinde dizlerinin bağı çözülür. Şamil tarafından ayağa kaldırılan peygamber torunu şöyle demiştir: “Dün gece rüyamda

Ceddimuazzamım Muhammmed (s.a.v.)’i gördüm. Bana, ya nakibim, orada en büyüğünüz ve muhterem misafiriniz Şamil’dir. Ona hizmet ve hürmette kusur etmeyin, buyurdular.” (Göztepe, Dağıstan Aslanı İmam Şamil, 435-436; Göztepe, Tarık Mümtaz, İmam Şamil Kafkasya’nın Büyük Harp ve İhtilal Kahramanı, İnkılab Kitabevi, İstanbul 1961, s. 289-290.)

501 Karakî, Dağıstan Kılıçlarının Parlaması, s. 404.

502 Barlas, Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, s. 313; Uyan, Abdullatif, “Şeyh Şamil”, Menkıbelerle İslâm