• Sonuç bulunamadı

2.2.5. GİYSİLER

2.2.5.1. ERKEK GİYSİLERİ

XIII.-XVIII. yüzyıllara ait Karaçay Balkar erkek giyim kuşam unsurları hakkında arkeolojik bilgilerde yeterince bulgu bulunmamaktadır. Arkeolojik kazılarda bulunan erkek giyim kuşam unsurları, kadınların giyim kuşam unsurları kadar zengin değildir. Kazılarda bulunan şapka, gömlek, ayakkabı örnekleri, diğer giyim kuşam unsurları kadar çok sayıda değildir. Bulunan ürünlere göre, erkek giyim kuşam unsurları, kendilerinin yaptıkları keçe, deri ya da kumaşlardan veya ithal edilen kumaşlardan oluşmaktadır. Bulunan verilere göre, erkek giyim kuşam unsurlarının biçimlerini ortaya çıkartmak oldukça zordur. Çünkü XIII.–XVIII. yüzyıllarda Kuzey Kafkasya halklarının erkek giyim kuşam unsurları hiçbir zaman gösterişli ve süslü olmamıştır (Котляровых, 2010; Т. 1., 68).

Karaçay Balkar geleneksel erkek giyim kuşam unsurları tamamıyla XIX. yüzyıl ortalarında oluştuğu bilinmektedir. Kuzey Kafkasya Karaçay Balkar erkek giyim kuşam unsurlarının öz karakteristik özelliği, temel biçimleri ve sanatsal görüntüsü XIX. yüzyıl ortalarına kadar tamamlanıp günümüzde de özel günlerde kullanılmaktadır. XIX. yüzyıl Rus subayları tarafından Kafkasya erkek giyim kuşamına değer verilmiştir. Erkek giyim kuşam unsurları, gündelik yaşamda pratik nitelikleriyle, doğanın zor yaşam koşulları sebebiyle gelişmiştir. Rusya Kazakları erken dönemlerde, Kuzey Kafkasya bölgelerindeki Türk halkları tarafından kullanılan bu tür erkek giyim kuşam tarzına ilgi duymuş ve büyük ölçüde benimsenmiştir (Мамбетов, 1971; 277).

Karaçay Balkarların kültürel ve ulusal özelliklerini iyi analiz ederek yaşamın belirli koşulları ve kamu düzeninin kimi durumları altında oluşan Karaçay Balkar geleneksel erkek giyim kuşam unsurları hakkında genel bir görünüm ve fikir oluşturabiliriz. Günlük erkek giysisi iç gömlek, şalvar ve beşmetten oluşmuştur. Tunik şeklinde olan gömlek, çok eski kesim tekniği ile yapılmıştır. Bu şekilde bez kumaş, omuz kısımlarından çift katlanarak başın girebileceği kadar bir delik yapılmıştır. Çift katlanan esas kumaşın, kolları ve eşkenarlı dörtgen veya baklava dilimli şeklinde bez parçaları, koltuk altına dik açıyla dikilmiştir (Kat. No. 560). Zaman içerisinde şehir kültürünün etkisiyle giysilerde takma kol kesimi

uygulanmıştır. Ancak takma kol kesimi sadece “beşmet” ve “çepken” denilen dış giyimde kullanılmıştır. Çünkü o dönemlerde giysi diken ustaların çok az sayıda olduğu söylenmektedir. Bununla beraber iç gömlekler, genellikle satın alınan kumaştan ve kadınlar, tarafından tunik kesim şeklinde dikilmiştir. Günlük yaşamda erkeklerin rahat hareket edebilmeleri için el sanatlarının da gelişimiyle pantolonun orta kesimine, bacakları saran kumaş parçalarının arasına geniş bir dikdörtgen şeklinde parça dikilmiştir (Kat. No. 552; 553; 555-557). Çünkü bu tür kesim, at binicisinin hareketlerini kısıtlamadan ata kolay bir biçimde binmesini sağlamıştır. Pantolonun bel kısmı ip ile bağlanmıştır. Paçaları oldukça dar olan pantolon, beden şekillerinin uyumunu bozmamış ve yüzyıllar içerisinde bu kesim hiç değişmemiştir (Kat. No. 449; 558). Karaçay Balkar erkek giyim kuşamında renklere ve kumaşa çok önem verilmiştir, bundan ötürü pantolon ve beşmet aynı renkte ve ev yapımı keten kumaştan yapılmıştır. “Dış könçek” denilen, ev yapımı yün kumaş pantolon kullanmışlardır. Bu pantolonun içine “iç könçek” adı verilen iç pantolon giymişlerdir. Üst üste giyilen bu pantolonlara aynı zamanda“şalbar” da denmiştir. (Kat. No. 444-449; 462). Eski zamanlarda kullanılan beşmet ile gömleğin çok benzerlikleri olmuştur. Ancak beşmet, gömleğe göre, dik yakalı olup boğaz kısmına kadar düğmelenmiştir (Kat. No. 321; 444-446; 448; 449). Günlük kullanılan beşmet, ev yapımı kalın kumaştan dikilmiştir. Satın alınan saten, atlas gibi kumaşlardan sadece özel günlerde kullanılan dış giysiler dikilmiştir. Bu tür kumaşların renk doygunluğu, hemen ön plana çıkmıştır. “Beşmet”, vücuda tam oturmuş, bunun üstüne “çepken” giyilmiştir. “Beşmet”in yaka ve etek kısımları genellikle kürk ile dekore edilmiştir. Eski dönemlerde yaşlı kimseler, koyu renklerde, ev yapımı kumaştan yapılan astarlı, kalın “beşmet” kullanmışlardır (Kat. No. 456; 457; 462).

Geleneksel giyim kuşam unsurlarının şeklinin ve kullanımının erken dönemlere dayandığı bilinmektedir. Karaçay Balkar giyim kuşamında da eski Türk kıyafetlerine benzer noktaların olduğu söylenmektedir. Pletneva’ya göre, Kuman anıtlarında kolları dar, vücuda tam oturan dar kaftan örnekleri tasvir edilmiştir. Heykellerinin üzerinde kaftanın bel kısımından aşağıya kadar geniş olduğu da görülmektedir. Bazı heykellerde dik yaka belirgin bir şekilde tasvir edilmiştir. (Плетнева, 1974; 16).

Nina Gagen-Torn, iklim koşullarında düğmeli giysilere ihtiyaç olduğunu

söylemektedir (Гаген-Торн, 1960; 120). T.Ravdonikas, “Alan’lar”ın mezarlarında bulunan kaftanların bel kısmı kesilmiş ve belden aşağı doğru geniş şekilde olduğunu açıklamıştır. Örneğin, “Zmeyskaya” mezarından bulunan soldan sağa veya sağdan sola katlanmış kıyafetlerdir (Равдоникас, 1972; 199). XII. yüzyılda yaşayan yerel Kafkasya halklarına ait olduğu açıklanan “Etok” anıtlarında Kafkasya dağ kıyafetlerine benzeyen, şekli belirgin giysiler görülmektedir (Мизиев, 1991).

Kuzey Kafkasya Kuban ve Teberda bölgelerinde bulunan, heykeller üzerinde tasvir edilmiş asker bedenine tam oturmuş ve bel kısmından aşağıya doğru geniş şekilde olan kaftanlar bulunmuştur. Bulunan heykelin hangi halka ait olduğu bilinmemektedir ancak Vsevolod Fedorovich Miller, bu heykelin üzerinde tasvir edilmiş giyim kuşam unsurlarından hareketle bu tür giyim kuşam tarzının yerel Kafkasya tarzında olduğunu açıklamıştır (Миллер, 1893; 124).

Araştırmacılara göre, Kuman ve “Etok” taş heykelleri birbirleriyle kıyaslandığında, “Etok” taş heykelleri üzerinde tasvir edilmiş resimler Kafkasya giyim kuşamı ve unsurlarına çok benzemektedir. Kuman taş heykelleri üzerinde tasvir edilmiş kaftanların göğüs kısmı ise kemer ile bağlanmıştır.

XVIII. yüzyılda görülmeye başlanan, geniş, uzun, takma kollu pelerin sadece soylular tarafından kullanılmıştır. Pelerin, XIX. yüzyıl başlarında basitleştirilmiş ve Karaçay Balkarlar arasında “çepken” şekline dönüşerek tüm Kafkasya ve Rus halkları arasında “çerkeska” olarak bilinmiştir. “Çepken” oluştuğundan beri bel kısmı kesilmiş, üst bölüm bedene oturmuş ve bel kısmından aşağı doğru genişleyen dış giysi olarak kabul edilmiştir. Bel kısmı kemer ile bağlanmış ve göğüs kısmıda

“hazır”lar ile süslenmiştir (Kat. No. 428; 442; 443; 447; 452-454; 465; 475).

Kafkasya giyim kuşam unsurları üzerine çalışan araştırmacılara göre, bu unsurlar birbirine çok benzemektedir. Örneğin, Gadjieva Sakinat Shihahmedovna’nın açıkladığı Kumuk beşmetiyle Y.N.Studenetskaya tarafından açıklanan Kabardey giysisi aynıdır (Студенецкая, 1948; 223).

Karaçay Balkar giyim kuşamının zaman içerisindeki değişim ve gelişim seyri, daha önceki çalışmalardan öğrenilmektedir. Bu çalışmalardan, Kuman taş heykelleri üzerindeki uzun kaftanlarla Alan kaftanlarının, “Etok” taş heykelleri, “Taşlı-Tala”,

ve günümüzde tüm Kafkasya halkları arasında yaygın kullanılan “çepken” giysisine benzediği öğrenilmektedir. Karaçay Balkarın geleneksel giyim kuşamı ile ilgili koleksiyon oluşturmak için eski dönemlerden itibaren giysilerin nasıl ve hangi teknik ile yapıldığı önem arz etmektedir. Eski dönemlerde oluşan giyim kuşam unsurları, ekonomik gelişmeler neticisinde değişime uğrasalar da Karaçay Balkar geleneklerinin kültürünü ve özünü korudukları katalogta görülmektedir. Katalogta yer alan görsellerde fabrika imali kumaşlarla yapılmış giysiler bulunmaktadır. Bu giysilerin kesimi kumaşların genişliğine göre şekil almıştır. Karaçay Balkarlarda

“çepken”, ev yapımı, tek parça saf kumaştan yapıldığı düşünülmektedir. Bu parçanın

eni, dik açıyla ana kumaşa dikilir ve çepkenin koltuk altına eşkenar dörtgen bir parça eklenir. Çepkenin yan tarafındaki, belden aşağı doğru genişleyen ek parçalar, çapraz şekilde birbirine dikilip giysinin aşağı kısmında etek oluşmaktadır. Katalogta görüldüğü gibi çepkenin ön ve arka detayları tek bir parça kumaştan dikilmiştir. Zaman içerisinde giysideki ustalığın gelişmesinden sonra çepken detayları birkaç tane kumaş parçasından oluşarak adım atarken kolaylık sağlanmıştır. Giysilerde gelişen kesim teknikleriyle beraber çepkenin üst ve alt parçadan oluşan kollar katalogta görülmektedir (Kat. No. 285).

XVIII. yüzyıllarda bu bölgelere gelen gezginlerin açıklamalarına göre, soyluların giysilerinde kullanılan takma ve ayrı kollar, büyük hacimli başlıklar ile Kafkasya erkek giyim kuşamı giderek daha ciddi bir şekil almıştır. Özel günlerde, halk arasında siyah ve gri renkli, soylular arasında ise beyaz renkli, yün kumaştan yapılmış çepken tercih edilmiştir.

Halk arasında kullanılan giyim kuşam unsurlarında detayların daha da az olduğu bilinmektedir. Erkek giyim kuşamında gelişen kesim tekniği, insan vücudu oranları ile daha tutarlılık göstermektedir. Bu durum, “çepken” ve “beşmet” giysilerinde görülmektedir. Çepken ve beşmetin şekli geniş omzu ve dar gövdeyi belirgin biçimde ortaya çıkarmaktadır. Beşmet” altında kimi zaman “gabara” denilen yelek giymişlerdir. “Gabara”, iyi işlenmiş deri, sahtiyan, astar kumaşı ile kaplanmış kumaştan yapılmıştır (Kat. No. 241-265). Kışın, “çepken” veya “kaptal” üzerine “ton” denilen mont giymişlerdir (Kat. No. 132sağ; 283; 428sağ; 429sağ; 456; 457; 458; 459; 460; 461; 464; 506; 522). Yağışlı ve soğuk günlerde “ton” üzerine “jamıçı” adı verilen pelerine benzer bir giysi kullanmışlardır. Ayrıca soğuk

havalarda “gebenek” adlı kolsuz pelerin de kullanmışlardır. “Gebenek” denilen aba, kaba kumaştan yapılmış ve tamamen kaba, yün yamalar ile dikilmiştir (Kat. No. 424; 425; 429). Karaçay Balkar çoban giysisi olarak, ev yapımı kaba kumaştan veya keçeden yapılan gebenek, Kazak, Kırgız ve Özbekler arasında kibenek olarak bilinmektedir. Proto Türk kabilelerinin de “kibenek” kullandıkları belirtilmiştir (Еремеев, 1969; 69).

“Arkalık” arka tarafı örten giysi de Türklere aittir. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü’nde “arkalık” maddebaşında ikinci anlam için “ceket” anlamı verilmiştir. “İç kölek” denilen dik yakalı gömlek, eski dönemlerde iç çamaşırı olarak

kullanılmıştır. Gömlek iki yakası küçük, yuvarlak şekilde örülmüş düğmeler ile iliklenmiştir. “Tış kölek” denilen dış gömlek, el yapımı yün iplikten yapılmış, yuvarlak şekilde örgülü düğmeler ve aynı şekilde yapılan ilikler ile gömleğin şekline göre belden boğaza veya göğüsten boğaza kadar düğmelenmiştir. Tış kölek giysisine aynı zamanda “beşmet” ve “kaptal” da denilmektedir (Kat. No. 82; 286-321; 444- 446; 448; 449; 453).

Karaçay Balkarlarda kullanılan montların birkaç türü bilinmektedir: “ullu

ton” denilen koyun derisinden yapılmış mont; “eltir ton” denilen bir aylık kuzu

derisinden yapılan mont; “kerpe ton” denilen üç aylık kuzu derisinden yapılmış montlar. Bu montlar yün kumaş ile kaplanarak “tışlı ton” adı verilmiştir (Kat. No. 429).

Miziev, XIV.-XV. yüzyıllara ait erkek giysileri ile XVIII.-XIX. yüzyıllara ait erkek giysilerinin şekil ve yapılma tekniklerinin pek farklı olmadığını açıklamıştır. Kuzey Kafkasya bölgesinde yaşayan halkların ve toplulukların kökenlerinin, yüzyıllar içinde farklı dönemlerde ve halk kültür ilişkileri ile bağlantılı olduğu bilinmektedir. V.P.Levaşova’nın “Beloreçensk” kurganında bulduğu kaftanlardan birisi diz üstüne kadar uzun ve büyük düğmelerle iliklenmiştir. Bu kurganda önü açık, tek taraflı, kruvaze biçiminde, yakasız giysi de bulunmuştur. Giysi, dört tane kumaş parçasından kesilmiş ve onun yan kesimlerine uzun ek parçalar eklenmiştir.

“Verhnya Balkariya” bölgesinde Orta Çağ Dönemi’ne ait mezarda “Çin kesimi”

erkek gömleği bulunmuştur. G.N.Prozritelev, XIV.-XV. yüzyıllara ait Balkar mezarlarında bulunan mumya üzerindeki Balkar erkek gömlekleri hakkında bilgiler vermiştir. G.N.Prozritelev’e göre, gömlek kimono türünde geniş kesimli ve kaba

ketenden yapılmıştır. Gömleğin alt kısımları basılarak dikilmiş ve yaka kısmı iki tane ince ip ile bağlanmıştır. G.N.Prozritelev, bu gömleğin renkli ipek kumaştan ve ince şerit ip ile bağlandığını açıklamıştır.

Günümüzde giyilen ve keçeden yapılan jamçının erken dönemlerde de kullanıldığı, mezar ve kurganlarda bulunan keçelerden anlaşılmaktadır. “Jamçı” denilen pelerin, hayvancılık ve çiftçilikte kullanılmıştır. Kuzey Kafkasya dağlarında havanın ani değişiklik göstermesinden dolayı pelerin vazgeçilmez giysilerden birisi olmuştur. Kuzey Kafkasya’daki tüm halklar tarafından kullanılmaktadır. Karaçay Balkarların kullandığı jamçı, yapımı ve günlük yaşamda çok amaçlı kullanıma sahip olması açısından farklıdır (Kat. No. 282; 419-423; 426; 427; 431-440).

XVII. yüzyılda Adam Olearius ve Jan Jansen Streiss’in açıklamalarına göre, Kuzey Kafkasya halklarında yünden yapılan ve sıcak tutan yün kılları dışarıda olan

“jcamıçı”nın boğaz kısmında iki tane ip ile bağlanmış veya bir tane düğmeyle

iliklenmiştir. Hava durumuna göre yağmur, kar, rüzgar ve tozdan korumak amacıyla istenilen tarafa döndürülebilmiştir. (Стрейс, 1936; 215). Jan Jansen Streiss, kitabında, at binicisinin üzerindeki kısa pelerinin yün kıllarını resimlemiştir. Kısa

jamçı ise C.Rommel’in kitabında daha net olarak resimlenmiştir (Rommel, 1808; 2).

Kısa “jamçı”yı çoban ve yayalar çok kullanmıştır (Kat.No. 419; 423; 424; 426). Ancak binici için dağlarda daha uzun “jamçı”ya ihtiyaç olmuştur. Çünkü uzun jamçı binci ile birlikte atı da koruma görevi üstlenmiştir (Kat. No. 421; 427; 432; 433). Jamçı, XIX. yüzyıldan itibaren erkek omuzlarını ön plana çıkarmış ve Kuzey Kafkasya Karaçay Balkar erkeklerinin özgür ve iç dünyasının güzeliğini ifade etmiştir (Kat. No. 434-441). “Jamçı”nın estetik özelliği, keçenin birbiriyle kaynaşması ve kıvırcık yün kılların giysinin dış tarafında olmasıdır. “Jamıçı”nın etek kenarları ve boğaz kısmı deri ile dikilmiştir. “Jamıçı” boğaz kısmında bulunan düğme aplikasyon tekniğiyle deriden yapılmıştır (Kat. No. 421-423; 426; 427). Kimi durumlarda ise“jamçı”ların boğaz kısmı kabartmalı gümüş tokalar ile dekore edilmiş ve geometrik şekillerde vurgulanmıştır (Kat.No. 39; 176;177). K.Berladin, keçeden yapılan çoban giysilerinde deri aplikasyonlar kullanıldığını açıklamıştır (Берладина, 1960; 124).

Ünlü Pers bilimadamı Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî, çok sayıda ülke gezmiş ve o ülkelerdeki halkların tüm kültürel ve kutsal değerlerini hiç

değiştirmeden inceleyip açıklamıştır. Hemedânî, onların tarihlerini ve şeceresini de incelemiştir (Записки Императорского Русского археологического общества, 1858; Т. 14., 6–8). Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî, seferi ile ilgili bilgileri açıklarken şöyle demiştir: “Tüm ordu, keçe kapeneklerini giymiştir” (Рашид ад- Дин, 1960; Т. 2., 23). A.Budagov, Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî’nin yazdıklarını tercüme ederken onun esasen “Yağmurlu günlerde giyilen giysidir” demek istediğini belirtmiştir (Будагов, Собр. соч.; Т. 2., 112). Türk tarihçileri ve etnografları da yağmurlu günlerde kısa kepeneğin kullanıldığı yönünde açıklamalarda bulunmuşlardır (Bayri, 1939; 90; // 1940; 215).

XX. yüzyılda başlayan ekonomik gelişme ile birlikte tüm Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde yaşayanlar halkların yaşamına Rus dili hâkim olmaya başladı. Ekonomi büyüyerek tekstil sektöründe fabrikasyon eşyalar üretilmiş ve bu eşyalara Rusça adlar verilmiştir. Ancak Miziev’in çalışmalarında geçen Türkçe terimler ve sözcüklere bakıldığında bu Rus adların esasen Kafkasya coğrafyasına Türk halklar ve kabilelerinden geçtiği anlaşılmaktadır. N.M.Budayev, Kuzey Kafkasya’da kullanılan Karaçay Balkar giyim kuşam unsurlarının Türk kökenli olduğunu kanıtlamıştır (Будаев, 2012; 168).

XX. yüzyılın başlarında zengileştirilmeye başlanan erkek giyim kuşamı genel tarzında sadelik ve askerî özellikler kaybolmaya başlamıştır. Karaçay Balkar erkek giyim kuşamı tarzı, Kafkasya’da yaşayan Türk ve diğer halklara da yansımıştır.

Benzer Belgeler