• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

4. Çok boyutlu fen okuryazarlığı: Gerekli fen ve teknoloji kavramlarını geniş bakış

2.1.2. Epistemolojik İnanış

2.1.2.2. Epistemolojik inanış modelleri

Epistemolojik inanışa yönelik araştırmalar 1968’de Perry tarafından başlatılmış olup yürütülen çalışmalarda bireylerin epistemolojik inanışlarını ve epistemolojik inanışlarının gelişimini inceleyen ve bu durumu modellerle açıklayan çalışmalara aşağıda yer verilmiştir (Deryakulu, 2004: 262-267):

Zihinsel ve ahlaki gelişim modeli: Epistemolojik inanışla ilgili olarak Perry (1968)

tarafından yürütülen ilk çalışmada genç yetişkinlerin epistemolojik inanışlarının gelişimi incelenmiştir (Hofer ve Pintrich, 1997). Çoğunluğu erkeklerden oluşan üniversite öğrencilerinin üniversiteye başladıklarında ve son sınıfta epistemolojik inanışları karşılaştırılmıştır. Üniversiteye başladıklarında bilginin mutlak, kesin, basit, kolay anlaşılan, uzmanlara tarafından aktarılan ve ilişkisiz olduğunu belirten öğrenciler, son sınıfa geldiklerinde bilginin mutlak ve kesin olamayacağını, doğruluk veya yanlışlık durumunun değişebildiğini, ilişkili birçok parçadan oluştuğunu ve karmaşık yapıya sahip olan bilginin akıl yoluyla ya da deneylerden elde edilen delillerle bireyler tarafından oluşturulabileceğini ifade etmiştir. Perry, elde ettiği bu bulgulara dayanarak dokuz farklı zihinsel aşama içeren ilerlemeli bir model oluşturmuştur. Zihinsel ve Ahlaki Gelişim Modeli olarak adlandırılan model ikilik, çoğulluk, görelilik ve adanmışlık süreçlerini içerisinde barındırmaktadır (Deryakulu, 2004).

Kadınların bilme yolları modeli: Perry’nin erkeklerle yürüttüğü çalışmadan elde

ettiği sonuçların kadınların epistemolojik inanışını tamamen yansıtamayacağı düşünülerek Belenky, Clinchy, Goldberger ve Tarule (1986)’nin yürüttüğü çalışma ile çoğu üniversite öğrencisi olan kadınların bilme ve öğrenme durumlarının değişimi incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda sessizlik, bilgi alma, öznel bilgi, işlemsel bilgi ve yapılandırılmış bilgi olmak üzere beş basamaklı bir sınıflandırmayı içeren model oluşturulmuştur. Çalışma grubunda kadınlar yer aldığı için bu modele “Kadınların Bilme Yolları Modeli” adı verilmiştir (Deryakulu, 2004).

Tartışmacı uslamlama modeli: Kuhn (1991) tarafından yürütülen araştırmada

gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde yer alan bireylerin epistemolojik inanışları tespit edilmiş ve bireyler mutlakçılar, çoğulcular ve değerlendirmeciler şeklinde üç gruba ayrılmıştır. Mutlakçılar grubunda yer alan bireylerin bilgiyi mutlak ve kesin olduğunu, uzmanlardan elde edilen bilgilerin ise kesin doğru olduğunu düşündükleri belirlenmiştir. Çoğulcular grubunda yer alan bireyler de uzmanların bilgisine kuşku ile baktıklarını, bilginin kesin ve mutlak olamayabileceğini, kendi düşüncelerinin uzman bilgisinden daha önemli olduğunu ve onlarında uzmanlar gibi mantıklı ve geçerli düşüncelere sahip olabileceklerini belirtmiştir. Değerlendirmeciler de kesin veya mutlak bilginin olmadığını, düşüncelerin doğruluğunu veya geçerliğini değerlendirerek belirlediklerini ve uzman görüşlerinin kendi görüşlerine göre daha doğru olabileceğini ifade etmiştir (Deryakulu, 2004).

Epistemolojik yansıtma modeli: Epistemolojik yansıtma modeli eşit sayıda kız ve

erkek öğrencinin yer aldığı grupla yürütülen çalışmalar (Magolda, 1992) sonucunda oluşturulmuştur. Magolda (1992), yürüttüğü çalışma sonuncunda mutlak, geçiş, bağımsız ve bağlamsal olmak üzere dört aşamadan oluşan bir epistemolojik gelişim sürecinin yer aldığını ifade etmiştir. Mutlak kategorisinde yer alan bireyler bilginin kesin değişmez olduğunu ve uzmanların tüm yanıtları bildiğini; geçiş kategorisindekiler, bilginin kısmen kesin kısmen kesin olmadığını ve uzmanların her şeyi bilemeyeceğini düşünmektedir. Bağımsız grubundaki bireyler, bilginin kesin olmadığını, bireysel görüşlerinin olabileceğini ve uzmanları bilginin tek kaynağı olarak görmediklerini ifade etmiştir. Bağlamsal kategorisindeki bireyler de var olan bilgileri değerlendirerek düşüncelerini oluşturduklarını belirtmiştir (Deryakulu, 2004).

Yansıtıcı yargı modeli: İnsanların bilme sürecini ve sorunlar hakkındaki inanışlarını

belirlemeyi konu alan bu model King ve Kitchener (1994) tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda oluşturulmuştur. Farklı gelişim gruplarında yer alan bireylerle yürütülen çalışmalarda katılımcılara yansıtıcı yargı görüşleri uygulanmıştır. Görüşmelerden elde edilen sonuçlar doğrultusunda üç evreden ve yedi basamaktan bir model oluşturulmuştur. Yansıtma öncesi evresinde (1, 2 ve 3. basamaklar) bireyler doğru cevabı olmayabilecek durumdaki sorunları algılayamaz. Birinci basamakta bilgi basit ve mutlaktır. İkinci basamakta uzmanlar tarafından aktarılan bilginin gerçek ve doğru olduğuna dair bir düşünce hâkimdir. Üçüncü basamakta ise belirsizlik yer almaktadır. Bu basamakta yer alan bireyler uzmanların kesin ve mutlak bilgiye sahip olamayabileceğine inanmaktadır. Yarı yansıtma evresinde yer alan dördüncü basamakta bireyler kendi görüşlerini ortaya koyabilmektedir. Beşinci basamakta ise bilginin bağlamsal ve göreceli olduğu inanışı hakimdir. Üçüncü evre olan yansıtıcı düşünme evresindeki altıncı ve yedinci basamakta bilgi etkin bir değerlendirme sürecinden geçirilerek yeniden yapılandırılır. Altıncı basamakta, bilgi birey tarafından yapılandırılır. Elde edilen bilginin kesinliği yoktur. Son basamak olan yedi basamakta da düşünme, eleştirel sorgulama ile ilişkilendirilmiştir. Bu basamakta yer alan bireyler her görüşün tekrar değerlendirilebilecek ve olguların anlamlandırma ve geçerliliğini belirleyebilecek seviyededir (Hofer ve Pintrich, 1997; Deryakulu, 2004).

Yukarıda yer alan epistemolojik inanış modelleri birbirilerine benzerlikleriyle dikkat çekmektedir. Açıklamalarına yer verilen modeller içerisinde gelişimsel bir süreci barındırmakta olup tek boyutludur. Ancak Schommer (1990) tarafından gelişimsel olmayan çok boyutlu bir model geliştirmiştir. Schommer tarafından geliştirilen bu modele ait açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

Schommer’in çok boyutlu epistemolojik inanış modeli: Schommer (1990)

epistemolojik inanışın sadece bilgi ile ilgili tek boyuta ait inanışları kapsamasının sınırlayıcı olduğunu ifade etmiş ve epistemolojik inanış kavramını tek boyutlu bilgi anlayışından çok boyutlu bir sisteme doğru taşımıştır. Schommer’a göre epistemolojik inanış sadece bilgi ile ilgili inanışları değil, bilginin edinilmesi ve kullanılması sürecine ilişkin öğrenme ve öğrenme yeteneği ile ilgili inanışları da içermelidir (Deryakulu, 2004).

Schommer başlangıçta epistemolojik inanışların yapısı ile ilgili bilginin yapısı, kesinliği ve kaynağı, öğrenme sürecinin hızı ve denetimi olmak üzere beş boyuttan oluşan bir sistem tasarlamış ve bu boyutları inceleyebilecek 63 maddeden oluşan bir epistemolojik inanç ölçeği geliştirmiştir. Ölçeğin faktör analizi sonucunda bilginin kaynağına olan inanışa yönelik bir boyut oluşmadığı için model dört boyutu içermektedir (Deryakulu, 2004). Schommer tarafından geliştirilen dört boyutlu epistemolojik inanış modeline Şekil 1’de yer verilmiştir.

Şekil 1. Schommer'ın Dört Boyutlu Epistemolojik İnanış Modeli

Schommer’ın dört boyutlu epistemolojik inanış modeli incelendiğinde bireylerin epistemolojik inanışları basit bilgi boyutunda bilginin belirli ve bağımsız parçalar olması ile bilginin birbiriyle bağlantılı kavramlardan olması, kesin bilgi boyutunda bilginin mutlak ve değişmez olması ile bilginin değişebilir olması, hızlı öğrenme boyutunda öğrenmenin bir anda gerçekleşmesi ile öğrenmenin süreci kapsaması, öğrenme yeteneği boyutunda öğrenme becerisinin doğuştan geldiği ve değişmediği

Schommer'ın Dört Boyutlu Epistemolojik İnanış Modeli

Gelişmemiş/Olgunlaşmamış Epistemolojik İnanış ( - )

Bilgi basittir. Bilgi kesindir.

Öğrenme anında gerçekleşmelidir. Öğrenme yeteneği doğumla belirlenmiştir. Sonradan geliştirilemez. Gelişmiş/Olgunlaşmış Epistemolojik İnanış ( + ) Bilgi karmaşıktır. Bilgi kesin değildir. Öğrenme zaman içinde

gerçekleşebilir. Öğrenme yeteneği

ile öğrenme yeteneğinin değişebilir olması aralığında yer almaktadır (Schommer, 1998).

Schommer tarafından geliştirilen dört boyutlu epistemolojik inanış modeli öğrenmeye ilişkin inanışları dikkate alması, farklı inanışları ileri sürmesi, bağımsız inanışların aynı oranda ve hızda gerçekleştirilemeyeceğine değinmesi, denge ihtiyacına vurgu yapması, epistemolojik inanışlar için kuramsal bir çerçeve oluşturması bakımından diğer araştırmalara göre farklılık göstermektedir.