• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.1. Enerji Verimliliği

2.1.2. Enerji Verimliliği Göstergeleri

2.1.2.3. Enerji Yoğunluğu Kavramı

Özellikle son dönemlerde ülkelerin enerji verimliliğin ölçülmesinde ve karşılaştırılmasında enerji yoğunluğu kavramı daha sıklıkla kullanılmaktadır. 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu‟nda enerji yoğunluğu kavramı bir birim hasıla üretebilmek için tüketilen enerji miktarı olarak ifade edilmektedir (DPT, 2008). Enerji yoğunluğunu GSYİH başına tüketilen birincil enerji miktarı şeklinde tanımlamak da mümkündür. Uluslararası yayınlarda enerji yoğunluğu göstergesi olarak genelde 1000$‟lık hasıla için tüketilen TEP (ton petrol eşdeğeri) miktarı kullanılmaktadır (Kavak, 2005: 11). Enerji yoğunluğu enerji verimliliği kavramının tersi olup bir süreçteki belirli çıktı ve etkinliği ölçmektedir. Enerji etkinliği; sanayisel süreç, tüketim uygulamaları ve teknoloji değişmelerine bağlı olmaktadır. Makro düzeydeki bir çok çalışmada enerji verimliliği enerji yoğunluğu tarafından ölçülmektedir (Bessec ve Meritet, 2008: 123).

Enerji yoğunluğunun düşük ve kişi başına düşen enerji miktarının yüksek olması ülkelerin gelişmişlik düzeyinin yüksek olduğunu gösteren olumlu göstergeler arasında bulunmaktadır. Enerji yoğunluğunun düşük olması, daha az enerji kullanılarak aynı miktarda ürün elde edildiği anlamına gelmektedir. Bir ülkede ya da herhangi bir sektörde enerji yoğunluğu ne kadar düşükse, enerji verimliliğinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Enerji yoğunluğu kavramının ülkeden ülkeye farklılık göstermesindeki nedenleri arasında ülkeler arasında enerji kullanımı etkinliğinin değişik olması ve sosyo ekonomik yapının farklı olması yer almaktadır. Gelişmiş ülkelerde daha etkin teknolojilerin kullanılması ve hizmetler sektörünün daha yoğun olması nedeniyle enerji yoğunluğu gelişmekte olan ülkelere göre daha düşüktür (Karadaş: 2008, 93). Gelişmiş ülkeler enerji politikalarını oluştururken enerji verimliliğini artırma, enerji yoğunluğunu düşürme ve enerji tasarrufunun sağlanması konularına önem vermeye başlamışlar, enerjiyi daha verimli kullanmayı sağlayan teknolojilere yönelmişlerdir (Pamir, 2003: 1; Satman, 2006: 49). Örneğin

son 100 yıldır Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya‟da enerji yoğunluğu yılda yaklaşık %1 oranında azalmaktadır. Japonya‟da ise 1950‟li yıllardan itibaren enerji yoğunluğu giderek düşmektedir (TÜBİTAK, 1997: 3; Kavak, 2005: 11)

2.1.2.3.1 Dünya’da ve Türkiye’de Enerji Yoğunluğu GeliĢimi

Aşağıdaki şekilde 1860-2000 dönemi bazı ülkelerin enerji yoğunluğu gelişimi verilmiştir. ABD, İngiltere, Almanya gibi sanayileşmiş ülkelerin enerji yoğunlukları 1860‟lı yıllardan itibaren düşmeye başlamıştır. Çin‟in enerji yoğunluğu ise 2.4‟ten 3.0‟a yükselmiştir (Goldemberg vd., 1994: 30).

ġekil 2-2: Enerji Yoğunluğu

AB üyesi ülkeler, petrole olan bağımlılıklarını azaltmak üzere 1970‟lerin başından itibaren yaptıkları çalışmalarla enerji yoğunluklarını düşürmüşlerdir. Örneğin Almanya‟da %40, Danimarka‟da ve Fransa‟da %30 oranlarında enerji yoğunluklarında düşüşler yaşanmıştır. Eğer bu çalışmalar yapılmamış olsaydı AB‟nin (25 ülke) bugün 1,72 milyar TEP değil 2,55 milyar TEP enerji tüketiyor olacağı ve enerjide dış bağımlılıklarının daha yüksek seviyelerde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Verimlilik artışı sonucu tüketilmeyen bu kısım “yok enerji” “negajoule” olarak adlandırılmaktadır (Keskin, 2006). AB ülkeleri için enerji yoğunluğu 200 kg PEE/bin euro iken Türkiye için bu miktar yaklaşık 500 kg PEE/bin euro civarındadır. Yani ülkemizde bir birim mal üretmek için AB ülkelerine göre 2,5 kat daha fazla enerji harcanmaktadır (İTÜ, 2007: 7). Diğer bir gelişmiş ülke olan ABD 30 yıl önceye göre günümüzde bir dolar gayrisafi yurtiçi hasıla yaratabilmek için %56 oranında daha az enerji kullanmaktadır (Pamir, 2003: 1).

OECD ülkelerinin kişi başına enerji tüketim ortalaması yaklaşık ülkemizin beş katıdır. Enerji yoğunluğu açısından kıyaslandığında ise, ülkemizin enerji yoğunluğu OECD ülke ortalamasının yaklaşık iki katı kadardır. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, enerji yoğunluğu Japonya için 0.09, OECD ülkeleri ortalaması için 0.19 iken, ülkemizin enerji yoğunluğu değeri 0.38‟dir. Bu her 1000 dolarlık milli gelir yaratmada 0.38 TEP enerji tükettiğimiz anlamına gelmektedir (EİE: 2007).

Sanayileşmiş ülkelerdeki enerji yoğunluğundaki bu gelişimin arkasında üç faktör yer almaktadır. İlk faktör enerji taşıyıcılarının üretim etkinliğinde zamanla görülen gelişimlerdir. İkinci faktör enerji nihai-kullanım teknolojilerinde görülen gelişimdir. Üçüncü faktör ise, ekonomilerin yüksek ekonomik faaliyet seviyelerinde daha az metariyal yoğun madde kullanması nedeniyle ekonomik yapıdaki yapısal değişimdir. Gelişmekte olan ülkelerin ise, enerji tüketim seviyeleri ve sağlanan enerji hizmet düzeyleri ve verimlilikleri sanayileşmiş ülkelerle kıyaslandığında daha düşük seviyededir (Goldemberg vd, 1994: 30-31).

Aşağıdaki tablo 2-5‟de 1994 yılı ve 1981-1994 dönemi arasında Türkiye ve bazı diğer ülkelerdeki enerji yoğunluğu ve kişi başına enerji tüketimi verileri

verilmiştir. Tabloya göre Türkiye‟nin enerji yoğunluğunun OECD ülkelerinin ortalamalarının üstünde, kişi başına enerji tüketiminin ise OECD ortalamasının altında olduğu, yaklaşık dörtte biri kadar olduğu, görülmektedir. Türkiye‟nin 1970- 1996 dönemi dikkate alındığında kişi başına tüketilen enerji miktarının artması kalkınma açısından olumlu bir gelişme iken, enerji yoğunluğunda gözlenen artış ülkemizde mevcut ekonomi ve yaşam standardı için kullanılan enerji miktarının verimsiz kullanıldığı yönünde bir işaret olarak algılanmalıdır (TÜBİTAK, 1997: 4). Tablo 2-5: Türkiye’de ve Bazı GeliĢmiĢ Ülkelerle KiĢi BaĢına Enerji Tüketimi ve Yoğunluğu Enerji Yoğunluğu(1994) Enerji Yoğunluğu Artışı %(1981-1994) Kişi Başına BirincilEnerji Tüketimi (1994) Kişi Başına EnerjiTüketim Artışı %(1981 –1994) Türkiye 0.3498 0.4 0.9505 2.5 Japonya 0.1554 -0.5 3.8561 2.3 Almanya 0.1920 -2.4 4.1333 -0.5 İngiltere 0.2182 -1.4 3.7739 0.7 Fransa 0.1895 -0.1 4.0441 1.3 Kanada 0.3820 -0.8 7.8547 0.3 ABD 0.3381 -1.4 7.8083 0.2 OECD 0.2487 -1.1 4.5826 0.6 Kaynak: TÜBİTAK, 1997: 4.

1980 yılında enerji yoğunluğu dünya ortalaması 332 TEP/ Milyon $ olarak gerçekleşmiştir. 1999 yılında ise dünya enerji yoğunluğu ortalaması 270 TEP/Milyon $‟a düşmüştür. AB üyesi ülkelerin ve OECD üyesi ülkelerin enerji yoğunlukları benzer yıllar itibariyle düşüş göstermiştir. 1980 yılında ABD‟nin enerji yoğunluğu 380 TEP/Milyon $ iken 1999 yılına gelindiğinde ABD‟nin enerji yoğunluğu 265 TEP/Milyon $‟a düşmüştür. Japonya‟nın enerjiyi verimli kullanan ülkelerden biri olduğu dikkatleri çekmektedir. 1980 yılında 107 TEP/Milyon$ olan enerji yoğunluğu 1999 yılında 96 TEP/milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Çin ve Hindistan gibi büyüyen ekonomilerde ise enerji yoğunluklarının oldukça yüksek olduğu ve özellikle Çin‟in enerji yoğunluğunun dünya ortalamasının çok üzerinde kaldığı görülmektedir. Çin Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde enerji yoğunluğunun yüksek seviyede kalması enerjinin verimsiz kullanıldığı yönünde bir gösterge olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tablo 2-6: Bazı Ülkelerin Enerji Yoğunluklarındaki GeliĢmeler (TEP/Milyon $, 1995 fiyatlarıyla) Ülke/Yıl 1980 1985 1990 1995 1999 ABD 380 320 295 284 265 İngiltere 252 230 205 199 184 Almanya 197 184 157 138 130 Fransa 163 158 153 154 150 İtalya 168 151 147 146 145 Çin 2508 1883 1696 1234 908 Japonya 107 96 92 97 96 Güney Kore 287 252 269 305 320 Hindistan 588 630 646 686 609 OECD Ortalama 254 227 208 206 198 AB Ortalama 191 180 165 160 153 Dünya Ortalama 332 315 298 285 270 Kaynak: Kavak, 2005: 16.

Aşağıdaki grafikte 2000-2008 döneminde Türkiye‟nin birincil enerji yoğunluğu gelişimi verilmektedir. Türkiye‟nin 2008 yılı birincil enerji yoğunluğu 282 kg eşdeğeri petrol/1000 dolardır. ETKB tarafından toplam birincil enerji yoğunluğu 2008 yılına göre 2015 yılına kadar %10, 2023 yılına kadar %20 oranında düşürülmesi hedeflenmektedir (ETKB, 2010: 20).

Grafik 2-1: 2000-2008 Dönemi Birincil Enerji Yoğunluğu GeliĢimi (kg eĢdeğeri petrol/1000$)

*1998 yılı GSYİH serisine göre, 2000 yılı dolar fiyatları ile Kaynak: ETBK, 2010: 20.

Türkiye‟nin 1994 yılında 0,34 TEP enerji tüketirken, 2008 yılında enerji yoğunluğu 0,39 TEP‟e yükselmiştir (TEVEM, 2010: 69). Türkiye ekonomik üretim açısından enerjiyi ve elektriği verimli kullanamamaktadır (TÜBİTAK, 2003: 19). Enerji yoğunluğunun düşürülmesinde, tüm enerji zincirinde verimliliğin artırılması, iletim ve dağıtımda kayıp kaçakların azaltılması, üretimde verimlilik artırıcı teknolojilerin uygulanması, binaların rehabilitasyonu, verimli ev aletleri ve ofis cihazlarının tercih edilmesi, ilgili tarafların eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir (TMMOB, 2009: 5).

Enerji verimliliği ile ilgili diğer bir kavram enerji tasarrufudur. Aşağıdaki alt bölümde enerji tasarrufu kavramı tanımlarına ve enerji tasarrufunun önemine yer verilmiştir.

Benzer Belgeler