• Sonuç bulunamadı

Enerji Kaynaklarını ÇeĢitlendirme Politikaları

2.2. AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NĠN ENERJĠ POLĠTĠKALARI

2.2.2. Enerji Kaynaklarını ÇeĢitlendirme Politikaları

Avrupa Birliğinde kullanılan enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, önce enerji tasarrufu önlemleri ile ve yeni enerji türlerinin yaratılması yoluyla geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu konuda "Yeşil kitap" yenilenebilir enerji kaynaklarının genişletilmesini teşvik etmektedir43

.

AyrıcaAvrupa‟nın enerji ithalatının coğrafi çeşitliliği açısından, öncelik olarak iyi bir yönetim ve siyasi istikrar özelliği bulunan ve büyük olasılıkla yakın bir tarihte de bu durumunu sürdürebilecek üretici ülkeler ve geçiş ülkeleri önem kazanmaktadır. Bu devletler yalnızca yapılmış sözleşmelere uyulmasını sağlamakla kalmaz, beraberinde hammadde elde etme konusunda ve nakliye altyapısında gereken genişletme yatırımlarının sağlanması konusunda da teminatverirler. “Uluslararası Enerji Ajansı”nınyaptığı tahminlere göre 2030 yılına kadar hem dünyanın, hem de "Avrupa‟nın" enerji

41 http://www.avrupa.info.tr/tr/bilgi-kaynaklari/haber-arsivi/news-single-view/article/karadeniz- sinerjisi-boelgenin-abye-yakinlastirilmasi.html, (28.02.2017). 42 Efe, a.g.m., s.4

43 A. Çağatay Dikmen, “AB‟de Enerji ve Çevre”,

30

tüketiminin %90‟ından fazlasının düşeceği doğalgaz, kömür, petrol ve nükleer enerjilerinde önemli farklılıklar bulunmaktadır. “Günümüzde AB‟ndeki enerji sarfiyatının %41‟ini karşılayan petrolde durum, önemli bir farkla, hem "Avrupa‟nın" hem de dünyanın Körfez Bölgesi‟ne bağımlılığını bir bütün olarak artacağıyla bilinmektedir. Petrolün geldiği bu coğrafyanın dünya çapında petrol üretimi payı 2004‟de %30,7, aynı yılda bu coğrafyanın üretilebilen petrol varlığındaki payı ise %61,7 civarında bulunmaktaydı”. AB‟nin petrol ithalatında Afrika, Latin Amerika ve Norveç üzerinde durması, körfez bölgesindeki petrol üretiminin düşük kapasitede ve kısa vadede giderek azalacak olmasından kaynaklanmaktadır. “Prensip olarak, yakın geçmişte Rusya‟nın yalnızca gaz sevkiyatını değil, bununla beraber petrol ihracatını da kendi jeopolitik çıkarları amacıyla kullanması ve bu etkiyi artıracak olduğuna ilişkin sinyallerini gelmesi, "Avrupa" açısından bakıldığı zaman bir sorun oluşturmaktadır”. Dünya petrol ekonomisi için herkesin bildiği perspektiflerden dolayı, 1990‟lardan bu yana Hazar bölgesi ve Orta Asya bölgesinin giderek artan şekilde "Avrupa‟nın" dikkatini çekmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu bölgelerde var olan petrol kaynaklarının büyüklüğü, tahminen dünyada bilinen petrol rezervlerinin %5‟inin altındadır. Bu potansiyel şimdiye dek yeteri kadar değerlendirilememiştir. “Çünkü bu kaynakların değerlendirilebilmesi yüksek miktarlarda sermaye yatırımlarını gerektirmektedir. Fakat bu bölgede birbirine muhalif mülkiyet talepleri, etnik çatışmalar, iç politika kaynaklı gerginliklerin yanında uzun ve kısmen de daha inşa edilmesi gereken ulaştırma yollarının noksanlığından dolayı, güvenlik unsurları bakımından sorunludur”44

.

“Dünya doğalgaz rezervlerinin %5-6‟sı Hazar havzası ve Orta Asya‟da bulunmaktadır”45

. Bu noktada AB için Karadeniz‟in ve Karadeniz Havzası‟nın önemi Orta Asya‟daki ve Hazar Havzası‟ndaki Enerji kaynaklarına ulaşma anlamında gün geçtikçe artmaktadır.

44

WulfdietherZippel, “Enerji Kaynaklarını Çeşitlendirme Yaklaşımları Altında AB‟nin Enerji Politikası”, http://www.konrad.org.tr/Enerji/06ZIPPEL.pdf, (01.03.2017).

45

31

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KARADENĠZ HAVZASI VE ENERJĠ GÜVENLĠĞĠ

3.1.AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NĠN KARADENĠZ HAVZASI POLĠTĠKALARINDA ENERJĠ

Orta Doğu ve Asya‟nın kesiştiği bir noktada bulunan Karadeniz Havzası, aynı zamanda, Avrupa‟ya kadar uzatılması düşünülenulaşım ve enerji hatları ile AB içinönemli bir coğrafyadır.AB, genişleme politikası sonucunda sınırlarının Karadeniz‟e dayanmasıyla, 2004‟te üyeliğe almayacağı ya da alamayacağı ülkeleriçin Avrupa Komşuluk Politikası‟nı geliştirmiştir46

. Bu politika büyüyen AB ile komşuları arasında bölünmelerin önüne geçmek ve tüm tarafların istikrarını, zenginliğini ve güvenliğini güçlendirmek amacı ile geliştirilmiş, demokratik değerler, hukuk kuralları ve insan haklarına saygıya dayalı bir politikadır. Avrupa Komşuluk Politikası, AB‟nin yakın komşuları olan Ermenistan, Arnavutluk, Beyaz Rusya, Azerbaycan, İsrail, Mısır, Gürcistan, Ürdün, Moldova, Lübnan, Fas, Libya, Suriye, Filistin, Tunus ve Ukrayna için geçerli olan iki-taraflı bir politikadır47

.

Bu politika“2010-2011‟de revize edilmiş ve politika içinde bilhassa sürdürülebilir ve derin demokrasiyle katılımcı ekonomik gelişmeye ayrı bir önem verilmiştir. Adaletli seçimler, toplantı ve basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı, yolsuzluklarla mücadele ve askeri gücün demokratik kontrolü bu çerçevede “Komşuluk Politikası”nın önemli birer ayağı olarak belirlenmiştir”. “Bu vurguyla AB‟nin, bu politikakapsamında ikili ilişkide bulunduğu ülkelerde güvenlik tehdidine

46 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

http://www.arastirmax.com/system/files/77/4_2.pdf (03.03.2017).

47

32

dönüşme ihtimali olan sorunlara karşı çözüm arayışına girdiği de ortaya çıkmaktadır”48

.

Komşuluk politikasında AB‟nin amacı genişleme sürecine kabul edilmeyen ülkelere yardım etmek suretiyle Birlik çevresinde istikrarlı, demokratik ve refah seviyesi yüksek ülkeler oluşturmaktır49. Birliğin bölgeye yönelik bir başka girişimi de Karadeniz Sinerjisi‟dir. Bu girişim 2007‟de Parlamento ve Konsey‟le iletişim halinde olan Avrupa Komisyonu tarafından önerilmiştir. Bu öneri daha sonra“Bakanlar Konseyi‟nce de onaylanmış ve Avrupa Konseyi tarafından desteklenmiştir. Karadeniz Sinerjisi inisiyatifi 2008‟de Karadenizli partnerlerin ve AB‟nin Dışişleri Bakanları tarafından resmen Kiev‟de başlatılmıştır”50.

Komisyon aslındaBirliğin bölge için böyle bir girişime neden gereksinim duyulduğunu şöylebelirtmektedir: “Birliğin bölgeye yönelik politikası Türkiye‟yle üyelik öncesi strateji, Komşuluk Politikası ve Rusya‟ylaortaklık girişimleriyle zaten belirlenmiş olduğundan, “AB Komisyonu‟nun bağımsız bir Karadeniz stratejisi önermek gibi bir niyeti yoktu. Bu politikaların gelecekte alacağı şekille büyük oranda iki-taraflı olarak uygulanışları bölgeye yönelik AB stratejisinin çerçevesini belirlemeye devam edecektir”. Bu safhadagereksinim duyulan bölgesel düzeydeki politik ilgiye odaklanılacak ve süregelen işbirliği sürecinde canlandırılacak olan bu politikaları tamamlayıcı nitelikte bir inisiyatif kullanılacaktır. Bu sebeple Karadeniz Sinerjisi‟nintemelgöreviAB ve Karadeniz bölgesindeki işbirliğinin geliştirilmesidir. Öte yandan, AB, Karadeniz Sinerjisi‟yleekonomik ve demokratik reformların özendirilmesi, istikrarın desteklenmesi, kalkınmanınteşvik edilmesi; sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin desteklenmesi ve bölgedeki çatışmaların çözümüneolanak sağlayacak ortamın yaratılması amacını gütmektedir. Bu çerçevede, Karadeniz

48

E. Sare Aydın Yılmaz, “AB‟nin Güvenlik Politikası ve Karadeniz Bölgesi ile İlişkileri”, Karadeniz Araştırmaları, 2013, (39), ss.1-14, s.7-8.

49 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

http://www.arastirmax.com/system/files/77/4_2.pdf (03.03.2017).

50“Black SeaSynergy”,

http://europa.eu/rapid/press-release_MEMO-10-78_en.htm?locale=en, (03.03.2017).

33

Sinerjisi‟ninesasamacı Karadeniz Bölgesi‟nde ve bölgeyle AB arasında işbirliğinin geliştirilmesidir”51

.

Karadeniz Sinerjisi çerçevesinde tespit edilenana işbirliği alanlarıysa demokrasi, göç hareketlerinin yönetimi ve güvenliğin geliştirilmesi, insan haklarına saygı ve iyi yönetişim, “donmuş çatışmalar”, çevre, taşımacılık, enerji, balıkçılık, denizcilik politikası, bilim ve teknoloji,ticaret, araştırma ve eğitim şebekeleri, istihdam ve sosyal meseleler ve bölgesel gelişimdir52

.

Bu kapsamda Sinerji ileenerji, iletişim veulaşım altyapısının geliştirilmesi ve birbirlerine bağlanması amaçlanmaktadır. “Sinerji, enerji üreticileri, tüketiciler ve transit ülkeler arasındaki enerji kaynaklarına ve piyasalara adil girişi garantilemekte ve enerji güvenliğinin ve çevresel sürdürülebilirliğinartırılmasını amaçlayan diyaloğun da teşvik edilmesini amaçlamaktadır”53

.

Birliğin Karadeniz‟e ilişkin politikasını ve Karadeniz‟deki uluslararası rekabeti en fazla etkileyen, Sinerji‟ninanahedefleri arasında enerji sektörü yer almaktadır.Birliğin enerji arz güvenliği için Karadeniz hem üretim hem de ulaşım hatları bakımından stratejik açıdan önemlidir. “Birliğin enerji politikalarının temelini oluşturan enerji üretim ve arz çeşitliliğinin güvenceye alınması, Birlik açısından bölge güvenliğine olan ilginin artmasına sebep olmaktadır. Bölgede yeni enerji altyapılarının oluşturulması ve mevcutlarıniyileştirilmesi yoluyla enerji istikrarı güçlendirilmeye çalışılmaktadır”54

.

Öte yandanAçıkmeşe (2012) Karadeniz için birbirlerinden farklı stratejilerin yerine, AB‟nin bölge için, 2007 tarihli Komisyon evrakına ekli

51 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

http://www.arastirmax.com/system/files/77/4_2.pdf (03.03.2017).

52“Black

SeaSynergy - A New RegionalCooperationInitiative”,

http://eeas.europa.eu/enp/pdf/pdf/com07_160_en.pdf).

53 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

http://www.arastirmax.com/system/files/77/4_2.pdf (03.03.2017).

54 Aslıhan P. Turan, “AB ve ʺKaradeniz Sinerjisiʺ”,

http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=778:abve-qkaradeniz- sinerjisiq&catid=70:ab-analizler&Itemid=134 (03.03.2017).

34

“Karadeniz Sinerjisi-Yeni Bir Bölgesel Girişim” başlıklı bir vizyonplanladığını, diğer bir ifade ile Karadeniz Sinerjisi‟nin tüm bölgenin “Birlik için stratejik bir önemi olduğunu tanıyan ve Birliğin bölgedeki mevcut bağlantı mekanizmasını sağlamlaştıran bir mekanizma olarak başlatıldığını vurgulamaktadır”55

.

Günümüzün önemli hammadde kaynaklarının başında olan ve enerji güvenliği açısından sürekli olarak erişilebilir olmaları hayati bir önem taşıyan petrol ve doğalgazı sıradan ticari bir meta olarak görmek son derecezordur.Zira bu kaynaklar esasında normal bir hammadde kaynağı olmadığından istenildiği gibi alıp satılabilen kaynaklardan da değildir. Tam aksine gelişmiş endüstrilerin gelişmişliklerini sürdürebilmek için gereksinim duydukları temel enerji kaynakları durumundadır. Bu kaynaklar sıradan bir ticari meta olmaktan ziyade yaşamın devamında çok önemli bir rolü olan, zenginlik ve gücün bir unsuru olarak düşünülmelidir. Diğer bir ifade ile“petrol ve doğalgazın varlığı veya ticareti ülkeler açısından hem ekonomik zenginlik hem de güvenlik anlamına gelmekte, yokluğu da bir ulusal güvenlik sorunu olarak görülmektedir”. Bu nedenle ulusal güvenlik politikalarında ya doğrudan bu kaynaklara sahip olmak ya da bu olanaklı değil ise bu kaynaklara güvenli erişim imkanlarına sahip olma hayati bir öneme haizdir. Bu kapsamda 21. yüzyılda dünya ölçeğinde savaş, kriz ve çatışma bölgelerine bakıldığında bilhassa Orta Doğu ve Orta Asya ve civar bölgelerinin ön plana çıktığı görülmektedir. “1. Dünya Savaşı sonrasında büyük güçlerin işgaline uğrayan ve ardından da petrol rezervleri dikkate alınarak birçok devlet arasında paylaşılan Orta Doğu coğrafyası bu anlamda en ön planda yer almaktadır.Özellikle Sovyetler Birliği‟nin dağılmasının ardından zengin petrol ve doğalgaz rezervlerinin daha fazla dikkat çektiği Orta Asya, günümüzde de

55 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

35

sahip olduğu enerji kaynakları dolayısıyla krizlerin, savaşların ve çatışmaların odağı olmaya devam etmektedir”.56

Bu kapsamdasözü edilen bölgelerin kesişme noktasında bulunan Karadeniz, geçmişte uzaklığı sebebiyle AB için bir güvenlik sorunuoluşturmamıştır. Fakat şimdilerde Karadeniz enerji hatlarının güvenliği konusunda AB için büyük önem arz etmektedir. Norveç ve İngiltere dışında AB ve Batı Avrupa enerji bakımından dışa bağımlı bir durumdadır. “2. Dünya Savaşı‟nın sonrasında ABD etkisi altında Orta Doğu petrolüne bağımlıduruma gelen Avrupa ekonomileri, pekçok krizden sonra günümüzde bir yandan Hazar Havzası‟nda alternatif arayışlarına girmişken öte yandan daha çok doğal gaz için Rusya‟nın kapısını çalmaktadır”57

.

AB‟nin enerji bağımlılığı yapılan tahminlere göre 2030 yılına kadar petrolde %90, doğalgazda ise %85 dolaylarına çıkacaktır. “Bu durum AB için Karadeniz bölgesinin jeo-politik ve jeo-stratejik önemini farklı bir seviyeye yükseltmiştir. Birlik enerji güvenliğininarttırılması için enerji kaynaklarını ve yollarını çeşitlendirmenin yanı sıra, Rusya‟ya olan bağımlılığını da azaltmaya çalışmaktadır. Özellikle 2006 ve 2009‟da Rusya‟nın Ukrayna‟ya doğal gaz sevkiyatını durdurması ve 2008‟de Rusya‟yla Gürcistan arasındaki çatışmaların ardından, AB için enerji güvenliği daha da önemli bir hale gelmiştir”58

.

Enerji arzını özellikle doğalgazda çeşitlendirmek Avrupa için son derece önemlidir. Bu çerçevede“Rus enerji kaynaklarına alternatif olacak önemli doğal gaz kaynakları Geniş Karadeniz Bölgesi‟nde (Hazar Denizi‟nde) bulunmaktadır. Türkmenistan, Azerbaycan ve Kazakistan‟daki doğalgaz ve petrol kaynakları AB‟nin gelecekteki enerji arzı için oldukça önemlidir ve Karadeniz Bölgesi‟nin stratejik öneminin artmasına neden olmaktadır”. Bu

56

Murat Gül, “Birleşmiş Milletler İklim Konseyi‟nin Felaket Senaryosu ve Uluslararası Siyasal İktisat”, TheJournal of AcademicSocialScienceStudies, 2014, (28), ss.157-177, s.172-173.

57

Sait Yılmaz, “Karadeniz‟de Değişen Dengeler ve Türkiye”, Karadeniz Araştırmaları, 2007, (15), ss.45-66, s.51.

58

Gökhan Özkan, “Georgia‟s NATO MembershipWithinContext of the Black SeaDimension of „the New Great Game‟”, Karadeniz Araştırmaları, 2010, (27), s.17

36

amaçla 1993 yılında Orta Asya ve Kafkasya‟daki sekiz eski Sovyet ülkesini Avrupa‟ya bağlamak için“TRACECA (Avrupa - Kafkasya - Asya Ulaştırma Koridoru) oluşturulmuştur”. TRACECA, Karadeniz çevresinde Doğu-Batı ekseninde ulaşım alternatifleri geliştirmektedir. Birliğin teknik yardımlarıyla TRACECA, Karadeniz‟dekiönemli ulaştırma altyapı projeleri ile uluslararası yatırımların çekiciliğini artırmayı amaçlamaktadır. 1997 yılındaki“3. Avrupa Ulaştırma Bakanları Konferansı”nda Karadeniz 4“Pan-Avrupa Ulaşım Alanı”ndan biri olarak belirlenmiş, 1999 yılında AB‟nin desteğini almış çeşitli ulaştırma projelerinin uygulanmasınınizlenmesiiçin8 ülkenin temsilcileri (Rusya, Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Romanya, Moldova,Bulgaristan ve Yunanistan) ile AB Komisyonu bir İcra Grubu oluşturmuştur59

.

Enerji konusunda AB‟nin bölgeye yönelik bir başka önemli girişimiyse “Avrupa‟ya Devletlerarası Petrol ve Gaz Taşımacılığı (INOGATE)” programıdır. INOGATE Programı, AB‟nin eski SSCB için teknik yardım programına dahil olan bir girişimdir. Programın temelamacı, bölgesel petrol ve doğalgaz ürünlerinin kalitesinin daha iyi hâle getirilmesine ve Hazar ve Orta Asya‟dan Avrupa‟ya hidrokarbon taşınması için farklı alternatiflerin değerlendirilmesine yönelik olarak ilgili ülkelerin çabalarınadestek olmaktır. Programa, AİKB,AYB ve Dünya Bankası mali destek sağlamaktadır60. “INOGATE programının 1999 yılında yapılan toplantıda Karadeniz havzasından geçen Hazar Denizi ve Avrupa arasındaki hidrokarbon taşımacılık ağlarının geliştirilmesine dair bir anlaşma imzalanmış ve Kasım 2000‟de de INOGATE sekreterliği Kiev‟de oluşturulmuştur”61

.

AB‟nin enerji konusunda bir diğer girişimi de “Bakü Girişimi”dir. Girişim 13.11.2004 tarihinde Bakü şehrinde düzenlenen ve Avrupa Komisyonu ile aralarında Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bulgaristan, Kazakistan, İran, Moldova, Kırgızistan, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye, Tacikistan, Özbekistan ve Ukrayna gibi ülkelerin yer aldığı Karadeniz‟e ve

59

Akın Alkan, 21. “Yüzyılın İlk Çeyreğinde Karadeniz Güvenliği”, Ankara, Nobel Yayın, 2006, s.93.

60

Murat Erdoğan, “Avrupa Birliği‟nin Orta Asya Politikaları”, Ankara, Ahmet Yesevi Üniversitesi Yayınları, 2011, s.52.

61

37

Hazar Denizi‟ne kıyısı olan ülkelerle onların komşularının da dâhil olduğu“Enerji Bakanları Konferansı”aracılığıyla başlatılmıştır. Bakü Girişimi bu bölgenin enerji pazarlarının AB pazarına tedricen entegrasyonunun yanında büyük çaplı Hazar petrol ve doğalgaz kaynaklarının Rusya veya Türkiye ve İran gibi diğer yollar üzerinden Avrupa‟ya taşınmasını da hedeflemektedir. Aslında, Hazar petrol ve doğalgazı için güvenli ihraç yolları, AB‟nin dışarıdan enerji sağlama kaynaklarının coğrafi çeşitliliğinin artırılmasıyla, AB‟nin enerji güvenliği için önemlidir. Bu bakımdan AB‟nin enerji sağlama kaynaklarının çeşitlendirilmesi bakımındanBakü Girişimi oldukçaönemlidir62

.

Birlik, “Orta Asya ve Hazar doğalgazını ve petrolünü, Rusya sınırlarının dışından Azerbaycan‟ın ve Türkiye‟nin üzerinden Avrupa‟ya ulaştıracak boru hatları planlamakta,Türkmenistan ve Azerbaycan gibi büyük enerji satıcısı ülkeler ile uzun dönemli enerji satın alma anlaşmaları yapmaya çalışmaktadır”63

.

Bu çerçevede, adını, işbirliği anlaşmasını 2002 yılının Ekim ayında imzalayan beş ortağın, imzanın ardından Viyana‟da Verdi‟nin Nabucco operasını dinlemeye gitmelerinden almış olan “Nabucco” projesiyle, gerekgüzergâhtaki ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayacak, gerekse Avrupa‟nın doğalgaz dağıtım merkezi olan Avusturya aracılığı ile diğer AB ülkelerine de doğalgaz nakledilecektir64

.

Nabuccoprojesi Rusya‟ya olan doğal gaz bağımlılığını düşürmek için Hazar, Orta Doğu veOrta Asya‟dan alternatif doğalgaz kaynakları bulmayla ilgilenen Avrupa Komisyonu için de kabul gören bir projedir. Rusya‟nın

62

BakuInitiativehttp://ec.europa.eu/dgs/energy_transport/international/regional/caspian/energ y_en.htm, (04.03.2017).

63 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

http://www.arastirmax.com/system/files/77/4_2.pdf (03.03.2017).

64

Mustafa Aydın, “Kafkasya ve Orta Asya‟yla İlişkiler”, Baskın Oran (Ed.), Türk Dış Politikası Cilt III: 2001-2012, 1. Baskı içinde (463-532), İstanbul: İletişim Yayınları, 2013, s.521.

38

doğalgaz tedarikini ve taşıma yollarını önlemek için Nabucco, önemligeçiş ülkeleri olarak Gürcistan ve Türkiye‟ye güzergahını kullanmaktadır65

.

Bu kapsamda, Avrupa doğalgaz arzınınsürekliğini sağlayacak ve AB‟nin Orta Asya ve Karadeniz ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirecek olan Nabucco Projesi, şayetgerçekleşirse, “Türkmenistan enerji hatlarına bağlandığındaTürkmenistan,Azerbaycan ve Kazakistan gibi ülkelerin enerji güvenliğine de katkıda bulunacaktır”. Ayrıca AB‟nin Rusya‟ya olan bağımlılıklarını azaltacaktır. Bunun dışında, Türkiye‟nin bölge ve Avrupa için bir enerji terminali olma hedefine de katkı sağlayacaktır66.

Fakat Türkiye‟nin, Rusya‟nın yapmak istediği “Güney Akım” projesinin Karadeniz‟de Türk karasularından geçen bölümüne inşaat izni vermesi ve Şahdeniz doğalgazıyla ilgili olarak 2011‟de Azerbaycan‟la “Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı”nın inşası konusunda anlaşmasıyla, 2012‟de projeye ilişkin devletlerarası anlaşmanın imzalanmış ve 2014‟te de projenin temeliatılmış olan Nabucco projesinin gerçekleşme olasılığınıoldukça düşüren gelişmelerdir67

.

65BorisBarkanov, “Geopolitics of Black SeaEnergy Security in a Changing Global Order: South

Stream vs. Nabucco”, Gül Sarıkaya ve Fatma Çoban (Ed.), “V. Karadeniz Uluslararası Sempozyumu Tarihi ve Güncel Siyasal Konular: Görüşler & Öneriler”, (127-147), Ankara: EkoAvrasya, 2012, s.133.

66 Haydar Efe, “Avrupa Birliği‟nin Karadeniz Bölgesi Politikası”,

http://www.arastirmax.com/system/files/77/4_2.pdf (03.03.2017).

67

40

Benzer Belgeler