• Sonuç bulunamadı

3. ÖLÇÜM PARAMETRELERİ VE İNSAN SAĞLIĞINA OLAN ETKİLERİ

3.5. Titreşim

3.5.1. Elle iletilen titreşimin sağlıkla ilgili etkileri

Kullanıcın ellerini titreşime maruz bırakan motorlu aletler ve bu aletlerle yapılan işlemler, birçok sanayi faaliyetlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Elle iletilen titreşime mesleki olarak maruz kalma, imalat sanayinde, taş ocaklarında taş çıkartmada, madenlerde ve inşaatlarda, ormancılık ve tarımda, halka hizmet vermede ve diğer çalışma işlemlerinde/kullanılan, dönen ve/veya darbeli elle tutulan motorlu aletlerden kaynaklanabilir. Elle iletilen titreşime maruz kalma

kullanıcının elleri ile tuttuğu titreşim veren iş parçasından ve motosikletin kumanda kolları veya araçların direksiyon simidi gibi elle tutulan, titreşim veren kumandalardan da kaynaklanabilir.

Elle iletilen titreşime aşırı maruz kalma, parmaktaki kan akışında ve elin ve kolun nörolojik ve motor fonksiyonlarında istenmeyen etkiler oluşturabilir. Avrupa ülkelerindeki ve Amerika Birleşik Devletlerindeki çalışanların % 1,7’si ila % 3,6’sının, potansiyel olarak zararlı olan elle iletilen titreşime maruz kaldığı tahmin edilmektedir. “El-kol titreşim sendromu” (HAVS) terimi, yaygın olarak, elle iletilen titreşime maruz kalma ile ilişkili olan çevresel kan dolaşımı, nörolojik ve kas ve iskelet sisteminin tamamı ile ilgili olan rahatsızlıklara atıf yapmak için kullanılır. Elle iletilen titreşime maruz kalan çalışanlar, nörolojik ve/veya kan dolaşımı rahatsızlıklarından ayrı ayrı veya eş zamanlı olarak etkilenebilir. Elle iletilen titreşim nedeniyle oluşan kan dolaşımı rahatsızlıkları ve kemik ve eklem anormallikleri, birçok ülkede mesleki hastalıklar olarak tanımlanır. Bu rahatsızlıklar, bilinen mesleki hastalıklar listesinde yer almaktadır (Özgen, 2015).

Kan dolaşımı hastalıkları: Elle iletilen titreşime maruz kalan çalışanlar, genellikle soğuğa maruz kalma nedeniyle oluşan solgun veya kan çekilmiş parmak bölümlerinden şikâyet edebilirler. Parmaklara olan kan dolaşımının geçici olarak yapılamaması nedeniyle oluşan bu rahatsızlık, Raynaud hastalığı (bu rahatsızlığı, 1862’de ilk olarak tanımlayan Fransız fizikçi Maurice Raynaud’un adına ithafen) olarak adlandırılır. Titreşimin, soğuğun damarları büzüştürme ve kan basıncını artırma etkisine karşı hassas yapan parmak damarlarını (kan dolaşımının debi değerlerini) etkilediğine inanılır. Titreşime maruz kalan çalışanlarda, soğuk nedeniyle oluşan Raynaud hastalığını açıklamak amacıyla, bazı araştırmacılar, parmak damarlarında titreşim nedeniyle oluşan lokal (yerel) değişikliklerin rolünü vurgulamaya yönelmesine rağmen, bazı araştırmacılar ise, zararlı titreşime uzun süreli maruz kalma nedeniyle oluşan, bir abartılmış merkezi damarları büzüştürme ve kan basıncını artırma refleksini öne çıkarırlar. Titreşim nedeniyle oluşan kan dolaşımı rahatsızlıklarını tanımlamak için birçok eş anlamlı kelimeler kullanılmıştır. Solgun veya kan çekilmiş parmak, meslek nedeniyle oluşan Raynaud hastalığı, travmatik damar spazm hastalığı ve en son olarak, titreşim nedeniyle oluşan kan çekilmiş parmak (VWF). Titreşim nedeniyle oluşan kan çekilmiş parmak, birçok ülkede, önceden tanımlanmış bir mesleki hastalıktır (Yardım vd., 2007).

Başlangıç olarak, kan çekilme durumları, bir veya daha fazla parmağın uçlarında başlar, ancak, titreşime maruz kalmanın devam etmesiyle, kan çekilmesi parmakların üstüne doğru genişleyebilir. Bazı durumlarda, kan çekilme durumunu bir morarma, başka bir deyişle, parmak damarlarındaki yavaş kan dolaşımından kaynaklanan oksijen miktarının daha fazla azalması

nedeniyle, etkilenen parmakların renginin mavimsi olarak değişmesi takip eder. Isıtmak suretiyle yaygın olarak hızlandırılmış veya lokal (yerel) masajın bulunduğu iyileşme aşamasında, nihai olarak tüylerin diken diken olması ve/veya acı ile ilişkili olarak renkte bir kırmızıya dönüş, deriye yakın olan damarlardaki kan akışının tepki olarak artmasının sonucu olarak etkilenen parmaklar üzerinde görülebilir. Kan çekilme durumları, yaz mevsimine göre kışın daha yaygındır.

Bu süre, uyarıcıları tetikleme yoğunluğuna ve damar spazm hastalığının şiddetine göre değişir ve kan çekilmesi durumu, genel olarak bütün vücut ısıtıldığı zaman ortadan kalkar. Titreşime maruz kalma devam ederse, kan çekilme durumu da daha sık oluşur ve bütün yıl boyunca meydana gelebilir. Nadir olarak ilerlemiş durumlarda, tekrar eden ve aşırı kan çekilme durumları, parmak uçlarındaki deride kan beslemesi değişimlerine (yaralanmalara veya kangrene) neden olabilir. Çalışma esnasında kan çekilme durumundan etkilenen çalışanlar, çalışma işlemleri ile ilgili ara yüzü sağlayan dokunma hissinin ve hareket etme yeteneğinin tamamen kaybedilmesi ile karşı karşıya kalabilirler. Böylece, bu durum, kazalar nedeniyle oluşan tehlikeli bir şekilde yaralanma riskini artırabilir. Mesleki olarak kullanılan ilaçlarda, oluşan kan çekilmiş parmak sınıflandırması için farklı aşama oluşturma sistemleri geliştirilmiştir. Stockholm Çalışma Birimi Göstergesi (Skalası) (1986), el-kol titreşim sendromunda soğuk nedeniyle oluşan Raynaud hastalığını sınırlandırmak amacıyla uluslararası olarak bilinen bir derecelendirme sistemidir.

Farklı laboratuvar deneyleri, parmaklardan kan çekilmesi durumunu objektif olarak belirlemek amacıyla kullanılır. Bu deneylerin büyük bir çoğunluğu, soğuk uygulanmasını ve parmakların ve ellerin soğutulmasından önce, soğutulması esnasında ve soğutulmasından sonra parmak derisi üzerindeki sıcaklığın veya parmak damarındaki kan akışının veya basıncının ölçülmesini temel alır.

Salgın hastalıklarla ilgili çalışmalar, titreşime maruz kalan bir çalışan grubunda bulunan her bir çalışanda titreşim nedeniyle kan çekilmesi ile ilgili yayılmanın % 0’dan % 100’e kadar geniş bir aralıkta da oluştuğunu göstermiştir. Parmaktan kan çekilmesi sendromunun oluşması ihtimali ve şiddeti, titreşime maruz kalma karakteristikleri (frekans, genlik, yön, darbeli olma özelliği, süre), el aleti ve çalışma işleminin tipi, çevre şartları (sıcaklık, hava debisi, nem, gürültü), bazı biyodinamik ve ergonomik faktörler (tutma kuvveti, besleme kuvveti, kolun duruşu) ve farklı bireysel özellikler [hassasiyet (etkilenebilirlik), hastalıklar ve ajanlar, örneğin nikotin ve parmak çevresindeki kan dolaşımını etkileyen belirli ilaçlar] gibi birçok faktöre göre değiştiği bilinmektedir. Bu nedenle, titreşime maruz kalma ile parmaklardan kan çekilmesi sendromunun gelişmesi arasında karmaşık bir ilişki vardır. Salgın hastalıklarla ilgili çalışmalarda, titreşim

nedeniyle parmaktan kan çekilmesi durumunun oluşumu, titreşime maruz kalma süresinin artmasıyla birlikte arttığı kabul edilmektedir (Özgen, 2015).

Parmaklardan kan çekilme durumunun oluşmasından önceki toplam titreşime maruz kalma, yaklaşık olarak maruz kalınan titreşimin genliği ile ters orantılı olduğuna yönelik bazı deliller vardır (başka bir deyişle, titreşim genliği iki katına çıkarılırsa, aynı etkiyi oluşturmak amacıyla, titreşime maruz kalınan yılların yarıya indirilmesi gereklidir).

1970’li yılların sonundan bugüne kadar, diğer zararlı çalışma ortamı faktörlerini (örneğin soğuk nedeniyle oluşan ve fiziksel gerilmeler) azaltmak amacıyla yapılan çalışmalar ile birlikte titreşimsiz zincirli testerelerin kullanılmaya başlanmasından ve testere kullanım süresini azaltan idari tedbirlerin alınmasından Avrupa’nın ve Japonya’nın her ikisinde bulunan ormanda çalışanlar arasında parmaktan titreşim nedeniyle kan çekilme durumunun oluşma sıklığında bir azalma olduğu rapor edilmiştir. Emekli olmuş orman çalışanları arasında, parmaktan titreşim nedeniyle kan çekilme durumunda iyileşme olduğu da rapor edilmiştir. Benzer bulgular, diğer el aleti tipleri için henüz elde edilmemiştir (TS EN ISO 5349-1, 2001).

Çizelge 3.2. Stockholm çalışma birimi göstergesi(Skalası) (Özgen, 2015).

Kan Dolaşımı ile İlgili Bileşenler Aşama Derece Tarif

0 - Kan çekilmesi durumu oluşmaz.

1V Hafif Bir veya birkaç fazla parmağın uçlarını etkileyen, nadiren oluşan kan çekilmesi durumu

2V Orta Bir veya birkaç fazla parmağın uç veya orta (nadiren de elde bağlanan) parmak kemiklerini etkileyen nadiren oluşan kan çekilmesi durumu.

3V Şiddetli Birçok parmağın bütün parmak kemiklerini etkileyen, sıkça oluşan kan çekilmesi durumu.

4V Çok Şiddetli Parmak uçlarındaki kan beslemesi değişimleri birlikte Aşama 3’te olduğu gibi.

Nörolojik hastalıklar: Elle iletilen titreşime maruz kalan çalışanlar, ellerinde ve parmaklarında hissizlik ve tüylerin diken diken olması ile karşı karşıya kalabilir. Titreşime maruz kalma durumu devam ederse, titreşime bağlı semptomlar daha da kötüleşebilir ve çalışma kapasitesi ve ömür hesaplamaları ile ilgili bir ara yüz oluşturabilir. Titreşime maruz kalan çalışanlar, klinik incelemelerde eli kullanma yeteneğinde zayıflamanın yanısıra, dokunma ve sıcaklığın normal olarak algılanmasında bir azalmaya sebep olabilirler. Elle iletilen titreşimin

diğer bir etkisi olarak, parmak uçlarının derisindeki titreşim hassasiyetinde bir azalma da bulunabilir. Titreşime maruz kalan çalışanlar üzerinde yapılan salgın hastalıklarla ilgili çalışmalar, nörolojik hastalıkların yayılması, titreşime maruz kalan bir çalışan grubundaki her bir kişinin çok küçük yüzdelerinden % 80’ninden daha fazlasına kadar değiştiğini ve duyulardaki algılama kayıplarının geniş bir aralıktaki el aleti tiplerinin kullanıcılarını etkilediğini göstermektedir (Özgen, 2015).

Algılama sinirlerindeki etkilerin, muhtemelen farklı patolojik mekanizmaları içeren, titreşim nedeniyle oluşan diğer hastalıkların bağımsız olarak gelişebileceği bilinmektedir. Dokunma duyusu ile ayrım oluşturma, titreşim nedeniyle dokunma duyusundaki algılama ve tam olarak hareket etme yeteneği gibi algılama sinirlerinin klinik incelemesinin ve psikofiziksel (fiziğin psikoloji ile ilgili bölümü) olarak deneye tabi tutmanın sonuçlarına ve şikayet edilen semptonlara göre üç aşamadan oluşan “el kol titreşim sendromunun (HAVS)’’ algılama sinirleri ile ilgili bileşenleri için bir sınıflandırmayı, Stockholm Çalışma Birimi (Çizelge 3.2), 1986’da tavsiye etmiştir.

Titreşime maruz kalan çalışanlar, kol kaslarını harekete geçiren sinirin, bilek içindeki anatomik bir kanaldan geçtiği gibi, bu sinirin sıkışması nedeniyle oluşan bir hastalık olan el bileğinin içindeki bilek kanal siniri sendromu (CTS) gibi beyne giden sinirlerin sıkışmasına ait belirtileri ve semptomları gösterir. Bilek kanalı sinir sendromunun, taş parçalayıcı ve düzleştirici aletleri kullanan kişiler ve ormanda çalışanlar gibi titreşim veren aletleri kullanan bazı meslek gruplarında oluşabileceği kabul edilmektedir. Titreşim ile birlikte ele ve bileğe etki eden ergonomik olarak gerginlik kaynaklarının (tekrarlı hareketler, kuvvetlice tutma, uygun olmayan duruş şekilleri), titreşim veren aletleri kullanan çalışanlarda, bilek kanalı sinir sendromu’na (CTS) neden olabileceğine inanılmaktadır (Özgen, 2015).

Kas sistemi ve iskeletle ilgili rahatsızlıklar:

1) İskelet ile ilgili rahatsızlıklar: Daha önceden yapılmış olan radyolojik araştırmalar, titreşime maruz kalan çalışanların ellerindeki ve bileklerindeki kemiklerde sıvı içeren boşlukların ve kistlerin yüksek derecede yaygın olduğunu ortaya çıkarmıştır, son yapılan çalışmalar ise, titreşime maruz kalmayan elini kullanarak çalışan işçiler ile ilgili olarak önemli bir artışın bulunmadığını göstermiştir. Kası kemiğe bağlayan dokunun bağlantı yerlerindeki sertleşmenin (kemikleşmenin) yanı sıra bilek ve dirseklerdeki osteoforozun (kemik erimesinin) aşırı oluşmasına, pnömatik darbeli aletlerden yayılan yüksek genlikli (< 50 Hz) şoka ve düşük frekanslı titreşime maruz kalan madencilerde, yol yapımında çalışan işçilerde ve metal işleri ile uğraşan işçilerde karşılaşılmıştır. (Özgen, 2015).

Kienböck hastalığının (bilek içinde bulunan ay şeklindeki kemik etrafındaki dokunun yumuşaması) ve bilek içindeki, başparmak tarafında yer alan en büyük kemiğin pseudoporozunun (kemiğin eğilmesi veya kırılmasını takiben oluşan kemik erimesi) aşırı yayılması, birkaç araştırmacı tarafından da rapor edilmiştir. Zincirli testerenin çalışmasından veya öğütme işlemlerinden kaynaklanan orta veya yüksek frekanslı titreşime maruz kalan çalışanların sağ ve sol kollarındaki (eller dahil) dejenerasyona neden olan kemik ve eklem hastalıklarının artan bir oranda yayılmasına ait küçük bir delil vardır. Darbeli el aletlerini kullanan çalışanlarda karşılaşılan iskeletle İlgili yaralanmaların daha yüksek oranda yayılması ile ilişkili olarak, fiziksel ağır çalışma, çok kuvvetli tutma ve farklı biyomedikal faktörler dikkate alınabilir. Lokal ağrılar, şişmeler ve eklemin sağlamlığı ve şekil bozukluğu, kemik ve eklem dejenerasyonu ile ilgili radyolojik bulgular ile birlikte değerlendirilebilir. Bazı ülkelerde (örneğin Fransa, Almanya, İtalya), elle tutulan, titreşim veren el aletlerini kullanan çalışanlarda oluşan kemik ve eklem hastalıkları, meslek hastalığı olarak dikkate alınır ve bu durumdan etkilenen çalışanlara telafi edici yönde haklar verilir. (Özgen, 2015).

2. Kas sistemi ile ilgili rahatsızlıklar: Uzun süreli olarak titreşime maruz kalan çalışanlar, kas sisteminin zayıflığından, ellerinde ve kollarından ağrı bulunmasından ve kas gücünün azalmasından şikayet edebilirler. Titreşime maruz kalmanın, elin tutma kuvvetinin azalması ile de ilgili olduğu tespit edilmiştir. Doğrudan mekanik yaralanmalar veya çevresel sinir sistemindeki hasarlar, benzer kas semptonları için hastalığa neden olan muhtemel faktörler olarak dikkate alınmıştır. Tendinitis (ellerde ve kollarda bulunan kas dokularındaki şişme) ve tenosivitis (bilekteki kası kemiğe bağlayan dokunun şişmesi) (başka bir deyişle kas dokusunun ve kas ile kemik bağlantı dokusunun şişmesi) ve el ayasının düz dokularının bir hastalığı, Dupuytren kasılması veya gevşemesi gibi çalışma ile ilgili diğer hastalıkların, titreşime maruz kalan çalışanlarda bulunduğu rapor edilmiştir. Bu hastalıkların, elle yapılan ağır işlerden kaynaklanan ergonomik olarak gerginlik faktörleri ile ilgili olduğu kabul edilmektedir ve elle iletilen titreşimin değerlendirmesinin yapılması, bütün şüpheleri ortadan kaldırmaz.

4. İŞ HİJYENİ ÖLÇÜM PARAMETRELERİNİN ÖNLENMESİ VE

Benzer Belgeler