• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

7- Savaş muhabirliği açısından en çok tartışılan embedded gazeteciliği nasıl

3.5 Elif AKKUŞ (30.04.2019 Tarihinde Yapılan Röportaj)

Irak, Suriye, Mavi Marmara Gemisi ve doğudaki hendek operasyonları başta olmak üzere birçok riskli bölgede görev yapmıştır.

1-Neden savaş muhabirliği?

Hayatın gerçeklerinin en net olduğu yer savaş bölgeleri. İnsanların acı çektiği, çocukların öldürüldüğü yerde yaşanan tüm gerçekleri dünyaya anlatma isteği. 2-Savaş muhabirliğini birkaç kelimeyle tanımlar mısınız?

Savaş muhabirliği kavramından çok riskli bölgelerde gazetecilik olarak tanımlıyorum ben bunu. İnsanların kaçtığı yerde olmak, oradaki gerçekleri yaşananları dünyaya anlatabilmek…

3-Sahada “savaş muhabiri” olmayı nasıl açıklarsınız?

Hayatın en gerçek olduğu yerler. Gerçeğin en sert en acı yüzüyle burun buruna. Ölümle de burun buruna ama gerçekler bazen ölüm riskinden daha ağır basıyor. 4-Etik kavramını savaş muhabiri için nasıl bir tanım kullanırsınız? Karşılaştığınız bir olayla ile ilişkilendirir misiniz?

Savaş bölgesinde ya da savaş olmayan herhangi bir görevde önceliğin ne olduğuyla alakalı bir şey bu. Üniversite döneminde de bize öğretilen meslek yaşantımızda da karşımıza çıkan bir gerçek. Bir çocuk öldürülürken ya da bir insan gözünüzün önünde onu kurtarmak mı o görüntüyü fotoğrafı çekmek ve o haberi yazmak mı? Tercih burada insani görünmese de mesleki açıdan bakıldığında o anı görüntülemek ve haberini yazmak. Çünkü orada bulunma amacınız bu, haberi yapmak. Acımasızca evet ama mesleğin gereği bu.

5-Savaş muhabirliğini diğer muhabirlik türlerinden ayıran noktalar nelerdir? Muhabirlik temelde asla ayrılmaz, temel kuralları nettir, doğru tarafsız ve hızlı. Savaş bölgelerinde işin içine risk faktörü giriyor günlük hayattaki haberlerin dışında olağanüstü risk faktörü. Bunun dışında da tecrübe her zaman çok daha fazla olmalı. 6-Savaş muhabirliğinde bağlı bulunduğunuz yayın kuruluşunun etkisi var mıdır? Varsa bunu etik açısından nasıl değerlendirirsiniz?

Hayır. Nerede çalışırsam çalışayım bu işi yapmak isterdim.

7-Savaş muhabirliği açısından en çok tartışılan embedded gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her zaman embedded şekilde çalışmıyorsunuz. Bazen hiç bilmediğiniz bir coğrafyada oranın farklı gruplarıyla hareket etmek zorunda kalabiliyorsunuz. Doğru ve verimli olanın da bu olduğunu düşünüyorum.

64

8-Savaş ortamından normal hayatınıza döndüğünüzde nasıl bir adaptasyon süreci yaşıyorsunuz? Psikolojik destek alıyor musunuz?

İlk başta yaşadığınız yere dönünce insanların geldiniz savaş bölgesinde yaşananlara ne kadar uzak olduğunu kiminin hiç farkında bile olmadığını kiminin umursamadığını kiminin yakından ilgilendiğini fark ediyorsunuz. Umursamayan ve ilgilenmeyenlerle karşılaşınca “nasıl olabilir ki, orada insanlar ölüyor hiçbir suçları olmadığı halde” diye düşünüyorsunuz. Zaman içinde bu normalleşiyor çevrenizdeki insanları bu şekilde kabul ediyorsunuz. Psikoloji…Bu en çok sorulan soru. Bazen aynı bölgelerde görev yapan arkadaşlarla yaşadığımız karşılaştığımız anları konuşurken buluyorum kendimi. Belki de bu bizim arınma sürecimiz. Karşılaştığımız anları gördüklerimizi unutmamız elbette çok mümkün değil ama psikolojinin etkilenmesine müsaade edersek işimizi yapamayız. Belki bunu kafamızda başka bir yere koyuyoruz ve o şekilde yaşamaya ve yenileriyle karşılaşmaya devam ediyoruz.

9-Dünya’da ve Türkiye’deki savaş muhabirliği arasında ne tür farklılıklar söz konusu? Savaş ortamında ve haberi hazırlamada o farklar ne şekilde gözlenmektedir?

Gözlemlediğim kadarıyla dünyanın bazı ülkelerindeki gazeteciler yerel halkı da kullanıyor iş yaparken. Örneğin kameraman kiralayıp riskli bölgelerde onları çalıştırabiliyorlar. Ama bizde ki ben bunun daha doğru olduğunu düşünüyorum giden ekibin kendi gözlemi görüntüsü fotoğrafı aldığı bilgi ve yaşadıklarını yansıtması daha önemli. Ben kameraman arkadaşımla çektiğimiz görüntüye yaşadıklarımıza tanık olduklarımıza yüzde yüz inanır ve altına imza atarım ama araya çok emin olmadığım üçüncü bir kişi girerse o zaman bir soru işareti olur bende ve haberin böyle bir soru işaretini kaldıracağını düşünmüyorum. Ben altına imza attığım her şeyden emin olmalıyım.

10-Sahada duygularınızı yönetmek zor oluyor mu?

Sahada duygu yok. Sahada profesyonellik var. Duygularınızı karıştırırsanız o işi yapamazsınız.

11-Savaş muhabiri olmanın size getirdiği avantaj ve dezavantajlar nelerdir? Herhangi bir avantaj veya dezavantajı yok. İstediğim hayalini kurduğum işi yapmanın verdiği keyif var sadece. Ekstra bir kazanım ya da kaybediş yok.

12-Türkiye’de verilen savaş muhabirliği eğitimlerini yeterli buluyor musunuz? Bu konuyla ilgili ne tür eklemeler ya da değişiklikler yapılmalıdır?

Ben savaş muhabirliği eğitimi almadım. Anadolu ajansının bir eğitimi var bunu biliyorum. En azından bir fikir vermesi açısından iyi olduğunu düşünüyorum ancak savaşın gerçekleri verilen eğitimlerden daima farklıdır ve hiçbiri birbirine benzemez.

65

Oranın gerçeklerini bin kez savaş bölgesine giden biri anlatsa bile kısmen yardımcı olur. Tüm gerçekler orada değişkendir, düşmanlar, mağdurlar, silahlar gibi.

13-Savaş muhabirliği yaptığınız süre içerisinde sizi en çok etkileyen olay ne oldu?

Suriye’deyken Irak Telafer’den 8 bin Türkmen IŞİD’den kaçıp Suriye’de bir bölgeye gelmişti. Onların yanına gittiğimde bir çocuğu toprağa veriyorlardı. Herkes korkunç kötü şartlardaydı. Bebekler sebze kutularında yatıyordu altları torbalarla bağlanıyordu. Bu beni çok etkilemişti.

14-Korkusuz ve ölümle burun buruna gelmekten çekinilmeyen bu meslekte, ölüme en yakın hissettiğiniz an nedir?

Korkusuz değilim. Biz de korkuyoruz…Korkmamak mümkün mü? Ölümle burun buruna olmak, çok anlatılabilir bir durum değil. O savaş bölgelerinde yaşanan tanımlanamayan bir adrenalin hali. Amaç sağ kalmak ve işi en iyi şekilde yapmak. Çünkü ölürseniz orada olmanızın bir anlamı yok. Öldüğünüzle kalırsınız ama hayatta kaldığınız her an oradan haber vermeye devam edebilirsiniz. Sistem bu. Ölüme en yakın hissettiğim yüzlerce an var. Mavi Marmara gemisindeki saldırı, Irak, Suriye… 15-Savaş muhabirleri daha çok savaş bölgesinde bulunarak mı yoksa orada gördükleri ve yaşadıklarıyla mı deneyim kazanmaktadır?

Yaşananlar elbette tecrübe kazandırır ama daha önce de söylemiştim, her savaş bölgesinde durum değişir coğrafya gibi insanlar gibi silahlar ve dostla düşman gibi… 16- “Ben şimdi bir savaş muhabiri oldum’’ dediğiniz bir an oldu mu? Olduysa bu hissi size yaşatan olayı paylaşır mısınız?

Bu meslekte savaş muhabiri oldum ya da ben muhabir oldum evet ben oldum denmez. Bu iş öğrenmenin asla bitmediği bir iştir. Oldum denmez hep daha iyisini yapmaya çalışmak vardır.

17-Savaş muhabirlerinin asli görevi nedir?

Önce hayatta kalmak sonra orada yaşanan her şeyi hızlı bir şekilde haber merkezine ulaştırmak.

18-Savaş bölgelerinden sizin geçtiğiniz haber içerikleriyle diğer haber portallarının geçtiği haberlerin kullanımlarını karşılaştırıyor musunuz?

Savaş bölgelerinde buna vaktiniz olmuyor.

19-Farklı ülkelerden gelen savaş muhabirleri taraflardan birine entegre olmak zorundalar mı?

Hayır.

20-Son cümleniz nedir?

Gittiğim ve risk yaşadığım her bölge için şunu düşündüm; “orada olmasaydım orada olmak isterdim. “

66