• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR

2.5. ELEŞTĐREL DÜŞÜNME TUTUMU ĐLE ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR

Alanyazın incelendiğinde eleştirel düşünmenin “ne”liğini araştıran pek çok araştırma karşımıza çıkmaktadır. Genelde eleştirel düşünmeyi konu alan bu araştırmaların özelde eleştirel düşünme becerisi, eleştirel düşünme becerisinin içerik temelli öğretimi, eleştirel düşünme eğilimi, eleştirel düşünme eğilimi ve becerisine etki eden faktörler, eleştirel düşünme ve bilişsel özellikler, eleştirel düşünme ve diğer düşünme becerileri ile ilişkisi gibi konuları ele aldıkları görülmektedir.

Eleştirel düşünme tutumu da yine ele alınan konular arasındadır. Ancak eleştirel düşünme tutumunu ele alan araştırma sayısı oldukça sınırlıdır. Bunun temel nedeninin eleştirel düşünme tutumu yerine eleştirel düşünme gücü ve eğiliminin araştırma konusu olarak tercih edilmesi olduğu düşünülmektedir. Facione ve araştırma ekibi 1990 yılında eleştirel düşünme becerisi ve eleştirel düşünme eğilimini tanımlamış ve her ikisi için de birer ölçme aracı geliştirmişlerdir. Bu iki araç, eleştirel düşünmeyi konu alan birçok araştırmada yaygın olarak kullanılmaktadır. Eleştirel düşünme tutumu için ise böylesi bir geçerli-güvenilir araçtan söz edilememektedir. Bu nedenle eleştirel düşünme tutumunu inceleyen araştırmacıların genel olarak “tutum ölçeği” geliştirme yoluna gittikleri görülmektedir. Bu gerekçeden hareketle eleştirel düşünme tutumunu konu alan araştırma sayısının sınırlı olduğu düşünülmektedir.

Eleştirel düşünmeyi konu eden araştırmaların bir diğer boyutu ise örneklemleridir. Đlköğretim öğrencilerinden, farklı meslek guruplarında (öğretmenler, hemşireler, okul yöneticileri) çalışan bireylere kadar birçok farklı örneklem ile çalışılmıştır. Bu araştırmanın konusunu ise sınıf öğretmeni adaylarının eleştirel düşünme tutumu oluşturmaktadır. Ancak alanyazında eleştirel düşünme tutumunu konu alan araştırma sayısı oldukça sınırlı olduğundan, aşağıda sınıf öğretmeni adaylarının eleştirel düşünme beceri/eğilim/düzeylerini inceleyen araştırmalara ve ulaşılabilenler doğrultusunda öğretmen adaylarının eleştirel düşünme tutumunu inceleyen araştırma özetlerine yer verilmiştir.

Chan, Ho ve Ku (2011) üniversite öğrencilerinin epistemolojik inançları ile eleştirel düşünme düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. 138 Çinli üniversite öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilen araştırmaya ilişkin veriler Epistemic Beliefs Inventory (Epistemolojik Đnanç Ölçeği) ile Halpern Critical Thinking Assesment Using Everday Situations (Gündelik Durumları Kullanarak Eleştirel Düşünmenin Değerlendirilmesi) ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Öğrencilerin bilişsel yetenek ve düşünme eğilimlerini ölçmek amaçlanmıştır. Elde edilen verilerin analizi sonrasında düşünme performansının bilişsel yetenekten çok bilgiye ilişkin inançlara bağlı olduğu görülmüştür. Bireylerin epistemolojik inançlarına göre eleştirel düşünme düzeyleri de farklılaşmaktadır.

Çetinkaya (2011) araştırmasında Türkçe öğretmen adaylarının eleştirel düşünmeye ilişkin görüşlerini incelemiştir. Tarama modelindeki araştırmada Kökdemir (2003) tarafından uyarlaması gerçekleştirilen geliştirilen “California Eleştirel Düşünme Eğilimi” (CCTDI) ölçeğinden yararlanılmıştır. 195 öğretmen adayının katılımı ile gerçekleşen araştırmada eleştirel düşünme düzeylerinin “düşük” düzeyde olduğu belirlenmiştir. Cinsiyet ve sınıf değişkenleri eleştirel düşünme düzeyini etkilemektedir. Kadın öğretmen adaylarının eleştirel düşünmeye ilişkin görüşleri erkek adaylarının görüşlerinden, birinci sınıftaki öğretmen adaylarının eleştirel düşünmeye ilişkin görüşleri dördüncü sınıftakilerin görüşlerinden daha olumludur.

Uluyol (2011) Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nde öğrenim görmekte olan 65 öğretmen adayı ile deneysel araştırma gerçekleştirmiştir. Araştırmanın temel amacı web destekli örnek olay yönteminde çoklu bakış açısı ve yüz yüze etkileşimin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerine etkisini incelemektir. 2010-2011 Güz döneminde ikinci sınıfta öğrenim gören ve “Öğretim Đlke ve Yöntemleri” dersi alan öğretmen adayları ile gerçekleştirilen deneysel çalışma 7 hafta devam etmiştir. Deney grubunda dersler web destekli örnek olay yönteminde çoklu bakış açısı ve yüz yüze etkileşimden yararlanılarak işlenmiştir. Öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerinin ölçülmesi için “Bütüncül Eleştirel Düşünme Dereceleme Ölçeği” (Facione ve Facione, 1994) kullanılmıştır. Araştırmacı ve öğretim teknolojileri alanında doktora sahibi üç uzman, uygulamaya katılan

öğrencilerin yanıtlarını puanlamışlardır. Araştırmada elde edilen verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, frekans, yüzde, ilişkili örneklemler (Tekrarlı ölçümler) için Tek faktörlü ANOVA (One-Way ANOVA for Repeated Measures) kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri ortalama puanları arasında, çoklu bakış açılarını içeren ortamda çalıştıktan sonra anlamlı bir fark olduğu görülmektedir ([F(1–63)=416,502, p<,05]). Benzer biçimde, yüz yüze sınıf etkileşiminin ardından, öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri ortalama puanları arasında anlamlı bir fark olduğu görülmektedir ([F(1– 63)=187,091, p<,05]). Bu bulgular, örnek olay yöntemi içerisinde çoklu bakış açılarının ve yüz yüze etkileşimin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini etkilediğini göstermektedir. Çoklu bakış açısı ve yüz yüze etkileşim, öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri ortalama puanları arasında ise cinsiyet ve mezun olunan lise türüne göre anlamlı bir fark yaratmamıştır.

Ku ve Ho (2010) Çinli üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme performansının yordayıcısı olan eğilimleri incelemişlerdir. Eğilimin bireysel farklılık kökenli olduğu ve bu farklılıkların kişilerin eleştirel düşünme performanslarını da etkileyeceği hipotezinden yola çıkılarak desenlenen araştırmaya 137 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin düşünme eğilimleri ve bilişsel yetenekleri eleştirel düşünme çerçevesinde incelenmiştir. Araştırmada eleştirel düşünme performansının ölçülmesi amacı ile “The Halpern Critical Thinking Assesment Using Everday Situations (2007)”, bilişsel yeteneğin ölçülmesi için “Verbal Comprehension Index’in Çin versiyonu ve düşünme eğilimini belirlemek için “Need For Cognition” ölçeğinin Çin formu kullanılmıştır. Araştırma bulguları düşünsel eğilimlerin eleştirel düşünme performansı üzerinde anlamlı ve önemli etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Bulgulara göre bilişsel yetenek tek başına kişilerin eleştirel düşünme performansları üzerinde etkili değildir. Bilişsel yetenek ve düşünme eğilimleri bir arada olduğunda bireysel eleştirel düşünme performansını arttırmaktadır.

Ekinci (2009) tarafından gerçekleştirilen araştırmada öğretmen adaylarının eleştirel düşünme ve empatik eğilimleri bağımlı değişkenleri ile okudukları program, sınıf düzeyleri, cinsiyetleri, anne ve baba eğitim düzeyleri, algıladıkları sosyo-ekonomik

düzey bağımsız değişkenleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırmanın evrenini Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim görmekte olan 671 öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmada Kökdemir (2003) tarafından Türkçeye uyarlanan “California Eleştirel Düşünme Eğilimi” (CCTDI) ile Dökmen (1988) tarafından geliştirilen “Empatik Eğilim Ölçeği” (EEÖ) ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimi ile empatik eğilimi arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Öğretmen adaylarının öğrenim gördükleri program, cinsiyet, sınıf düzeyi, algıladıkları sosyo-ekonomik düzey, anne eğitim düzeyleri, baba eğitim düzeylerine göre eleştirel düşünme eğilimlerinin farklılaşmadığı bulunmuştur. Empatik eğilim ile araştırmadaki bütün bağımsız değişkenler arasındaki fark ise anlamlıdır.

Celuch, Black ve Warthan (2009) norm, değer ve kendini tanıma gibi kavramlardan yola çıkarak üniversite öğrencilerinin “eleştirel düşünür” olma sürecine ilişkin görüşlerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırmacıların hipotezi tutumların normatif inançları, bu inançların ise kişinin kendini tanıma sürecini yönlendireceği üzerinedir. Bu hipotez ışığında tutumların eleştirel düşünme üzerinde etkili olduğu ileri sürmüşlerdir. 161 üniversite öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilen araştırmaya ilişkin veriler 4 farklı ölçme aracı yardımı ile toplanmıştır. 7’li likert tipinde olan bu araçlardan birisi kendini tanımayı, birisi normatif inançları, birisi tutumları ve diğeri de tutumların gücünü belirleme amacı ile kullanılmıştır. Ölçme araçlarının tümü alanyazın incelemesi sonucunda seçilmiştir. Eleştirel düşünme programlarının ve eleştirel düşünmeyi destekleyici uygulamaların süreç içerisinde bireylerin tutumlarına, normatif inançlarına ve kendilerine ilişkin kabullerine etki ettiği görülmüştür.

Korkmaz (2009) 480 eğitim fakültesi öğrencisinden görüş alarak “eğitim fakültelerinin öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilim ve düzeyleri üzerindeki etkisini” incelemiştir. Tarama modelinde desenlenen araştırmaya Ahi Evran Üniversitesi Fen bilgisi öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği, sosyal bilgiler öğretmenliği ve sınıf öğretmenliği lisans programlarında öğrenim görmekte olan öğretmen adayları katılmıştır. Araştırmaya ilişkin veriler, Kökdemir (2003) tarafından Türkçe’ye uyarlanan California Eleştirel Düşünme Eğilimleri ölçeği aracılığı ile toplanmıştır.

Çalışma grubundan elde edilen veriler öğrencilerin sınıf düzeylerine göre karşılaştırılarak eğitim fakültelerinin öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimleri üzerindeki etkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. Birinci sınıf öğretmen adayları (n=112) ile dördüncü sınıf (n=110) öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimi puanları arasında anlamlı fark görülmemiştir. Sınıflar arası karşılaştırmalarda ise anlamlı farkın ikinci sınıflar ile üçüncü sınıflar arasında ikinci sınıflar lehine, üçüncü sınıflar ile dördüncü sınıflar arasında üçüncü sınıflar lehine olduğu görülmüştür. Cinsiyete ya da bölümlere göre faklılaşma görülmemiştir.

Phan (2009) eğitsel hedeflerin, öz-yeterliliğin, eleştirel düşünme ve derin süreç stratejilerinin ilişkisini biri boylamsal diğeri ise kesitsel 2 araştırma ile incelemiştir. Birinci araştırmada motivasyonel değişkenler arasındaki ilişki doğrudan incelenmiştir. Psikoloji bölümü üçüncü sınıfta öğrenim görmekte olan 276 (153 K, 123 E) öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılımda gönüllülük esas alınmıştır. Her bir katılımcıya birleştirilmiş form verilmiştir. Bu formda Kember ve ark. (2000) tarafından geliştirilmiş Eleştirel Düşünme Ölçeği, Simon ve ark. (2004) tarafından geliştirilmiş Derin Düşünme Stratejileri Ölçeği, Harrackiewicz ve ark. (1997) tarafından geliştirilmiş olan Đşten Kaçınma Ölçeği ve Motivasyonel Stratejiler Ölçeğinin Öz-Yeterlikle ilgili 9 maddesi yer almaktadır. Akademik başarıya ilişkin veriler ise okul puanlarından elde edilmiştir. Araştırma bulgularına göre performans yaklaşımlı olarak ortaya konan hedefler öğrencilerin eleştirel düşünmeleri üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Ayrıca derin süreçler ve işten kaçınma, öğrencilerin akademik performansını etkilemektedir. Alanyazındaki birçok araştırmanın aksine öz-yeterlik ile akademik başarı arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. Araştırmanın ikinci aşamasında birinci aşamaya katılanlardan olmak üzere toplam 164 (119 K, 145 E) öğrenci katılmıştır. Katılımcılardan ilk verinin 2007 / Şubatında ikinci verinin ise 2007 / Şubatında toplandığı bu boylamsal araştırmada birinci araştırmada kullanılan ölçme araçları geliştirilerek tekrar kullanılmıştır. Elde edilen veriler üzerinde modelleme çalışması yapılmış ve değişkenler arası ilişkilerden yola çıkılarak model oluşturulmaya çalışılmıştır. Modelde akademik başarı, çalışma stratejileri, hedefler ve öz yeterliğin eleştirel düşünme ile ilişkili olduğu görülmüştür.

Şen (2009) araştırmasında Türkçe öğretmeni adaylarının eleştirel düşünme tutumlarının çeşitli değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediklerini ele almıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Ana Bilim Dalı dördüncü sınıfta öğrenim gören 144 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak Özdemir (2005) tarafından geliştirilmiş olan Likert tipi eleştirel düşünme tutum ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; Türkçe öğretmeni adaylarının eleştirel düşünme becerisi bakımından orta düzeyde oldukları ve eleştirel düşünme becerisine sahip olma durumlarının cinsiyet, yaş, öğretim durumu, anne ve baba eğitim durumu, anne ve baba mesleği, gelir durumu, lisede okunan alan, mezun olunan lise türü, kitap ve gazete okuma sıklığı değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık göstermediği ortaya çıkmıştır.

Çetin, A. (2008) Uludağ üniversitesi eğitim fakültesinde öğrenim görmekte olan sınıf öğretmeni adaylarının eleştirel düşünme gücü düzeyini ve bu gücü oluşturan düşünme becerileri düzeylerini karşılaştırmalı olarak incelemiştir. 308 birinci ve dördüncü sınıf öğretmen adayının katıldığı tarama modelinde desenlenen araştırmada kişisel bilgi formu ile Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonunda sınıf öğretmeni adaylarının eleştirel düşünme gücü düzeyleri ile bu gücü oluşturan düşünme becerileri düzeylerinin “orta” düzeyde olduğu görülmüştür. Ayrıca dördüncü sınıf öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücü düzeyleri daha yüksektir.

Dutoğlu ve Tuncel (2008) öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimleri ile duygusal zeka düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. 2006-2007 öğretim yılında gerçekleştirdikleri çalışmaya Abant Üniversitesi Eğitim Fakültesi dördüncü sınıfında öğrenim görmekte olan 374 öğretmen adayı katılmıştır. Öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimlerinin belirlenmesinde Kökdemir (2003) tarafından Türkçeye uyarlanan “Kalifornia Eleştirel Düşünme Eğilimi” (CCTDI) ölçeği, duygusal zeka düzeylerinin belirlenmesinde Mumcuoğlu (2002) tarafından Türkçeye uyarlanan Bar-On Duygusal Zeka anketi kullanılmıştır. Araştırma sonunda öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimleri alt ölçekleri ile duygusal zeka alt boyutları arasında p<.01 düzeyinde anlamlı

ilişki olduğu belirlenmiştir. Ancak belirlenen bu ilişki pozitif yönlü, düşük ve orta derecededir. Ayrıca öğretmen adaylarının eleştirel düşünme ölçeği ve duygusal zeka anketinden aldıkları toplam puanlar arasında p<.01 düzeyinde pozitif yönlü ve orta seviyede anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur.

Nieto ve Saiz (2008) eleştirel düşünmenin öğretimi geliştirmesini konu edinen bir araştırma gerçekleştirmişlerdir. Araştırmanın temelini Halpern (1998)’in ortaya koymuş olduğu “Eleştirel Düşünmede Transfer Becerilerini Geliştirme: Dört Bileşenli Model” oluşturmaktadır. Nieto ve Saiz bu dört bileşenli modelin “yapısal bileşenler” basamağını ele alarak deneysel bir araştırma tasarlamışlardır. 112 dördüncü sınıf öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilen araştırmada 3 grup oluşturulmuştur. Birinci grupta (n=42) dersler yapısal bileşenler modeli ile, ikinci grupta (n= 36) yapısal bileşenler modelinin kullanılmadığı eleştirel düşünmeyi geliştirici program ile yürütülmüştür. Üçüncü grupta (n=34) ise hiçbir uygulama yapılmamıştır. Her iki deney grubunda da aynı becerilere (karar verme, mantıksal muhakeme, bilgiye ulaşma) odaklanılmıştır. 8 ay süren deneysel işlem öncesinde ve sonrasında ölçme araçları tüm gruplara uygulanarak veriler karşılaştırılmıştır. Araştırmada Cornell Eleştirel Düşünme Testi, Bilgi Testi, Mantık Testi ve Karar Verme Testi veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre “yapısal bileşenler” modelinin uygulandığı grubun bilgi testi, mantık testi ve karar verme testlerine ilişkin puanları diğer gruplardan yüksektir. Ancak bu grubun Cornell eleştirel düşünme testinden elde ettiği puan bu modelin uygulanmadığı deney grubundan düşüktür. Araştırma bulgularına genel olarak bakıldığında eleştirel düşünmeye ait becerilerin konu ile ilgili modeller aracılığı ile geliştirilebildiği söylenebilir.

Tok (2008) tarafından gerçekleştirilen araştırmada düşünme becerileri eğitimi programının okul öncesi öğretmen adaylarının eleştirel, yaratıcı düşünme ve problem çözme becerilerine ilişkin algılarına etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmada uygulanan düşünme becerileri eğitimi programında, Sternberg’in Başarılı Zeka Teorisi temel alınmıştır. Öntest- sontest kontrol gruplu yarı-deneysel desene göre düzenlenen araştırmanın örneklemini 2006-2007 güz döneminde eğitim alan 101 4. sınıf okul öncesi öğretmen adayları oluşturmuştur. Đki deney iki kontrol grubunun yer aldığı araştırmaya

ilişkin veriler Watson Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği, Torrance Yaratıcı Düşünce Testi ve Heppner Problem Çözme Envanteri aracılığı ile toplanmıştır. Araştırma bulgularına göre deney grubunun Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeğinde “Yorumlama” boyutu dışında bütün boyutlar ve toplam puanda son test puanları, öntest puanlarından yüksektir. Deney grubunun Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği toplam sontest puanları; her iki grubun sontest puanlarından anlamlı derecede yüksektir. Araştırmanın diğer değişkenlerinde de benzer bulgulara ulaşılmıştır.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Yabancı Dil Eğitimi Bölümü’nde öğrenim gören öğretmen adaylarının eleştirel düşünme seviyeleri ve tanımları inceleyen bir araştırma 2008 yılında Tufan tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya ilişkin veriler Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Ölçeği (WGEAGÖ) form YM’nin Türkçe versiyonu ile öğrenci bilgi formundan oluşan bir anket aracılığı ile toplanmıştır. 2007-2008 öğretim yılı bahar yarıyılında, Yabancı Dil Eğitimi Bölümü 3. ve 4. sınıflarında öğrenim gören 103 öğretmen adayının katılımı ile gerçekleştirilen araştırmada; öğretmen adaylarının eleştirel düşünme seviyelerin orta düzeyde olduğu, bildirilen okuma alışkanlığı, akademik başarı ve cinsiyet değişkenlerinin öğretmen adaylarının WGEAGÖ ile ölçülen eleştirel düşünme seviyeleri üzerinde bir etkisi olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca, bulgular, öğretmen adaylarının ortak bir eleştirel düşünme aktivitesine buluşamadıklarını, eleştirel düşünme aktiviteleri ile ilgili olarak basit ve belirsiz açıklamalar yaptıklarını göstermiştir. Katılımcıların eleştirel düşünme tanımları incelendiğinde, eleştirel düşünmenin genellikle bir bilişsel beceri olarak algılandığı görülmüştür. Öğretmen adayları eleştirel düşünmenin tanımıyla ilgili olarak alanyazına dayanan bir algılamadan daha çok genel geçer bir bakış açısına sahiptir. Özetle bulgular doğrultusunda öğretmen adaylarının, eleştirel düşünebilen bireyler yetiştirebilmek için gerekli olan, eleştirel düşünme anlayışına ve becerilerine sahip olmadıkları söylenebilir.

Tümkaya ve Aybek (2008) tarafından üniversite öğrencilerinin sosyo-demografik özellikleri ile eleştirel düşünme eğilimleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacı ile gerçekleştirilen araştırmanın örneklemini Çukurova Üniversitesinde 2006– 2007 bahar yarıyılında öğrenim görmekte olan 353 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya ilişkin veriler California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu

aracılığı ile toplanmıştır. Araştırma sonunda öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimleri ile “anne eğitim düzeyi”, “algılanan anne-baba tutumu” ve “algılanan baskın kişilik özelliği” değişkeni arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimlerini yordayan en önemli sosyo-demografik özelliklerin neler olduğunu bulmak amacıyla aşamalı regresyon analizinden yararlanılmış ve yordayıcı değişkenlerin sırasıyla; algılanan anne-baba tutumu, baskın kişilik özelliği ve anne eğitim düzeyinin olduğu görülmüştür.

Yücel (2008) tarafından gerçekleştirilen araştırmanın amacı, Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi’nde okutulan Gelişim ve Öğrenme dersinin, eleştirel düşünmeye dayalı öğretime göre geliştirilmesi sürecinin Stufflebeam’in Çevre, Girdi, Süreç ve Çıktı modeli kullanılarak değerlendirmektir. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket, bireysel ve grupla görüşme, öğrenci günlükleri, basarı testi ve Kaliforniya Eleştirel Düşünme Eğilimi Envanteri (CCTDI) kullanılmıştır. Süreç değerlendirmesi sonuçları, dersin hedeflerinin kazanımında problemler olduğunu ve öğrenme ve düşünme becerilerinin geliştirilmesi için etkili olan öğretim stratejilerinin çoğunun derste hiç uygulanmadığını ya da nadiren uygulandığını göstermiştir. Girdi değerlendirmesi aşamasında, ders; çevre değerlendirmesi sonuçları dikkate alınarak eleştirel düşünmeye dayalı öğretime göre yeniden tasarlanmıştır. Bu dersin uygulanması aşamasında deneysel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Süreç değerlendirmesine ilişkin olarak, deney grubunda her hafta doldurulan öğrenci günlükleri, bu dersin öğrenme, düşünme ve meta-biliş beceriler üzerinde etkili olmasına rağmen, öğrencilerin bazı sorunlar da yasadığını göstermiştir. Çıktı değerlendirmesi ile ilgili olarak, basarı testinin ön-sontest ve kalıcılık testi sonuçları ile CCTDI ön-sontest sonuçları, deney ve