• Sonuç bulunamadı

3.5. Verilerin Analizi ve Yorumlanması

3.5.2. Göçün Suriyelilere Etkileri

3.5.2.2. Ekonomik Durumun Suriyelilere Etkileri

Suriyelilerin Viranşehir’e gelmeleriyle birlikte iş bulmanın zorlaşması ve iş ücretlerinin düşmesiyle, her iki topluluk arasında bu konuyla ilgili bir çatışma ortamı oluşmuştur. Viranşehirliler kendiişlerinin ellerinden alındığını düşünmekte ve bunun sorumlusu olarak da Suriyelileri görmektedir. Suriyeliler ise tam tersi ekonomiye artıları olduğunu düşünmektedirler. Bu toplumsal çatışma noktaları, toplumun değişip, dönüşmesine de neden olmaktadır. Örneğin bunun sonucunda Viranşehirliler de daha düşük iş ücretine razı olmakta ya da kendi işini farklılaştırarak bu olumsuzluktan kurtulmaya çalışmaktadır. Bazı Viranşehirliler de göç ederek, farklı şehirlere gitmektedir ve oralarda hayatlarını idame etmeye çalışmaktadır. Ayrıca her iki gurup arasındaki çatışma ortamı, her iki gruba da olumlu şekilde yansıyabilmektedir. Örneğin Viranşehirliler ile Suriyeliler yaptıkları zanaatı daha iyi şekilde icra etmeye yönelmektedir ve iyi ürünler üretebilmektedir. Ayrıca her iki sosyal kesimin ötekini tanıması sonucu, kendi içerisinde bir bütünleşme söz konusu olmakta, bu da her iki sosyal kesime de olumlu olarak yansımaktadır.

Viranşehir’e kaçmak zorunda kalan Suriyeliler, mallarını ve mülklerini de orada bırakmak zorunda kalmıştır, hayatları boyunca çalışarak, kazandıkları, ürettikleri bütün varlıklarını terk ederek, hayatlarını kurtarmak için kaçmışlardır. Suriye’de yaşadıkları olağan ve alışa gelmiş yaşam dünyaları savaşla birlikte bir anda çökmüştür ve onları hiçliğe sürüklemiştir. Ekonominin bireyin bütün dünyasını

etkilediği kesindir. Yaşanan ekonomik sıkıntılar sığınmacıların savaştan sonra mücadele etmesi gereken en büyük problemlerden biridir.

Viranşehirlilerin genelinin, göçle birlikte şehrin ekonomisinin bozulduğu, fiyatların yükseldiği söylemlerine Suriyeliler katılmamaktadır. “Götürümüz olduysa getirimizde oldu” diyen M. (Erkek, 37, Evli) Suriyelilerin ekonomiyi canlandırdığını, paralı gelenlerin zaten Türkiye için velinimet olduğunu parasız gelenlerinde çalışıp aynı zamanda harcadığını belirtmiştir.

Savaşla birlikte ekonomik kaybı fazla olan bireylerin yaşananları, ekonomik kaybı az olan veya hiç olmayan bireylere göre çok daha zor kabullendikleri gözlemlenmiştir. R. (Erkek, 35, Bekâr) onlardan biridir. Suriye’de bir ayakkabı fabrikası, evi, arabası olan R. Viranşehir’de bir otoparkta 500 TL karşılığı araba yıkamaktadır. Bir saat süren mülakat boyunca hiç durmadan ağlayıp, ülkesinin fotoğraflarını gösterip, savaş ve Viranşehir’de yaşadıkları ile ilgili yöneltilen sorulara rağmen savaş öncesi hayatını anlatmaya devam etmiştir. G. (Kadın, 32, Evli) ise tam tersi olarak “Suriye’de de kazancımız böyleydi, evim yoktu ne fark eder gitsem kalsam. Hatta burada insanlar yardım bile ediyor. Suriye’de çocuklarıma yeni bir şey giydiremezken burada yardım yapılıyor. Eğer burada şartlarım daha iyi olacaksa gitmem” demiştir. R. ve G. Kaybedilenlerin değeri ile yaşanan acının doğru orantılı olduğuna dair örnek teşkil etmektedirler. Göçen bireye destek veren, onu koruyan ve güçlendiren ne kadar çok şey geride bırakılırsa, göçün psikolojik etkisi de o kadar olumsuz olacaktır (Gürkan, 2006: 11).

Viranşehir’de çalışan sığınmacıların hemen hemen hepsi çalışma saatlerinin uzunluğuna değinmişlerdir. Geçinebilmek için çalışma saatlerine uymak zorunda kalan sığınmacıların yaşam şekillerinde değişiklik olmaya başlamıştır. Evine, kendine, akrabalarına daha az zaman ayırmak zorunda kalan Suriyelilerin hayatlarında bir değişim söz konusu olmaktadır.

Viranşehir’deki çalışma saatleri Suriyelileri çok etkilemiştir. Uzun çalışma saatleri Suriyeli vatandaşları rahatsız etmekte ve bu rahatsızlıklarını ev ortamına da

taşımaktadırlar. F. (Kadın, 34, Evli) 14 yıllık eşinin ilgisizliğini bu çalışma saatlerine bağlamaktadır.

“Savaştan dolayı olamaz. Tabi ki savaş en başta hepimizi çok etkiledi ama dört yıl olacak nerdeyse hep aynı acıyla yaşamaz insan. Eşim çalışmadığı zamanlar benim 14 yıldır tanıdığım adam ama çalıştığı zaman çok ilgisiz çünkü çok yoruluyor. Sabah 7’de gidiyor işe, öğlen arası gelemiyor akşama kadar, geldiğinde de çok yorgun oluyor dinlenmek, uyumak istiyor. Suriye’de böyle değildi. Orda öğlen eve gelip üç, dört saat dinlenirdi sonra gider iki, üç saat çalışıp dönerdi. ”

Suriye’nin çalışma saatleri sabah 9-10’da başlamaktadır, öğlen 12’de tatil 15- 16’ya kadar sonrasında da günün uzunluğuna ve işin niteliğine göre iş saati belirlenmektedir. Suriye’de daha az çalışarak birbirleri ile daha uzun vakit geçirebilmektedir çiftler fakat Viranşehir’de bu fırsatı bulamamaktadırlar. Viranşehirlilerin, Suriyeliler için sarf ettikleri kapitalizmin bulaşmadığı sade insanlar söylemi, yoğun çalışma temposuyla birlikte belki de Suriyeliler için çökmeye başlamıştır. Viranşehir’in çalışma saatlerine, geçinebilmek için uymak zorunda kalan Suriyeliler, bu durumdan sürekli şikâyet ederek rahatsızlıklarını dile getirmektedirler. İnsanlar davranışların ve olayların tamamen tahmin edilebilir olduğu ortamda huzur bulur. “Bizler alışkanlıkları ya da âdetleri olan hayvanlarız – gelenekçiyiz” dola- yısıyla, insan toplumu içindeki davranışların bir standardı vardır ve bunların dışına çıkmak zorunda kalınması kişileri mutsuz, huzursuz kılar (Barclay, 2015: 18).

Bir diğer konu Suriyelilerin ucuza çalıştırılmaları olmuştur. Düşük ücretler ve geçim zorluğu, ailelerde derin tahribatlar oluşturmaya başlamıştır. Düşük ücretlerle çalıştırılan Suriyeliler, bundan oldukça şikâyetçidir. Suriye’de daha az çalışıp Viranşehir’de kazandıklarından daha az kazandıklarını belirten sığınmacılar da olmuştur fakat Suriye’de iken paranın onlara yettiği ve hayatın daha ucuz olduğunun altını çizmişlerdir. Viranşehir’de bir kafede çalışan A. (Erkek, 19, Bekâr) Suriye’de iken buradan daha az para kazandığını ama kazandığı paranın yettiğini, Viranşehir’de ise parayı yettiremediğini ve bunun da onu sinirli yaptığını söylemiştir.