• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. EDĠRNE EVLERĠ VE BAHÇELERĠ

3.1. Tarihsel Süreç Ġçerisinde Edirne‟de Yer Alan Bahçelerden Örnekler

3.1.2. Edirne Saray Bahçeler

425 yıl süre ile tipik Osmanlı sarayı olarak hizmet veren ve 1877 Osmanlı –Rus savaĢı sırasında bir bölümü cephanelik olarak kullanılan Edirne sarayı talihsiz bir karar sonucu cephaneliğin yakılması yüzünden infilak etmiĢ, Edirne Saray yapılar topluluğu 4-5 harabe duvar dıĢında yerle bir olmuĢtur (Eldem,1969).

1450 yılında II. Murad tarafından yapımına baĢlanan 1454 yılında oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından ilk Ģeması tamamlanan Edirne‟deki yeni saray, Ģehrin kuzey yönünde, Tunca nehrinin batısında 3 000 000 m2

„lik bir alan kaplamakta, üzerinde asırlık ağaçların bulunduğu ormanlık bir düzlükte yer almaktaydı (ġekil 3.1). Edirne sarayının diğer Osmanlı saraylarında farkı geniĢ bahçeler içindeki yaygın yerleĢimi ile kentin hemen yakınında, duvarlarla çevrilmiĢ bir alanda yer almasıdır. Resmi iĢlevi de kapsayan, içeri girilebilen ve Sultanın özel yaĢamıyla iliĢkin binaların yer aldığı içeri girilemeyen iki bölümlü; birbirini hiyerarĢik izleyen avlular sisteminde yerleri belirlenmiĢ binalar ve Sultanın özel beğenisinin de etkili olduğu köĢk yapıları ile Edirne Sarayı “saray kent” durumundadır (ġekil 3.2) (Seçkin,1998).

ġekil 3.1. Edirne Sarayı‟nın görünümü (wowturkey.com)

Edirne sarayının yerleĢim planı, kendi içinde kapanan bir iĢlev Ģemasına sahiptir. Genel Ģema yan yana getirilmiĢ (dört tarafı taĢ duvarlar veya meydanın esas duvarlarıyla sınırlanmıĢ) ve aralarında “ocak” olarak adlandırılan özel kapı ( muhafız ve kapıcıların marifetiyle açılıp kapanan kapılar) ile geçilen beĢ adet avlu / meydandan oluĢmuĢtur (Rıfat Osman,1989/Sazak, 2005‟ten alıntıdır).

1. Avlu (Alay Meydanı) 2. Avlu (Kum meydanı) 3. Avlu (Divan Meydanı)

4. Avlu (Enderun / ÇeĢme Meydanı) 5. Avlu (Valide Sultan TaĢlığı)

Sarayda su mimarisine büyük önem verilmiĢtir. Önemli bir Türk peyzaj elemanı olan su öğesi - çeĢmeler ve havuzlar olarak- ikinci avludan (Kum Meydanı) itibaren kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Sazak, 2005). Ayrıca suyun bir baĢka öneminin olduğu durum; Edirne saray bahçelerinde bulunan nehirlerden, sulama fonksiyonunun yanı sıra dinlenmek ve müzik için su, serinlemek için gölge, renk ve koku için çiçek, kulak ve ruh zevki için müzik olarak faydalanılırdı. Bu tarz kullanım Osmanlı bahçelerinin temel ilkelerindendi (Fidan, 1999).

ġekil 3.2. Edirne Sarayı, Adalet Kasrı ve KöĢkler‟den görünümü (edirnetarihi.com)

Saray avluları içinde padiĢaha ait camlı köĢklerin bulunduğu teraslar oluĢturulmuĢtur. Bu teraslardan biri de sarayların en güzellerinden biri olan 30 m. yüksekliğinde 7 katlı Cihannüma Kasrı‟nın önünde çifte merdivenlerle çıkılan 35x20 m. boylarında ve 6 m. yüksekliğinde üstü mermer levhalarla döĢeli ve ortasında büyük bir havuz bulanan terastır (Fidan, 1999). Bu teras, tipik Türk özelliği olan, bahçe kavramının su üzerine kurulmasını en güzel ifade eden ”Havuzlu mermerlik” tir. Edirne

Sarayı‟nda kısmen bahçe gereksinimini karĢılayan taĢlıklarda suyun estetik olarak kullanımı ”havuzlu mermerlik” adı verilen taĢlığın tarifinden anlaĢılmaktadır. TaĢlığın bir tarafı camlı bir limonluk halindedir. Ortasında dört köĢeli ve fıskiyeli tamamen mermer olan havuz terasta serin bir köĢe yaratmaktadır. Kaynaklarda, fıskiyeden akan sularla dolan havuzdaki fazla suyun, mermer döĢeli zeminde açılmıĢ kanallarla sedirlerin önünde dolaĢıp, bir kısmının hamamın camekânındaki havuza, bir kısmının ise bahçedeki havuza aktığı ve Sultanın konuklarını-yabancı elçileri burada ağırladığı yazılıdır (Eldem,1969).

ġekil 3.3. ġehvar Havuzu (Eldem, 1976)

Manzaraya karĢı yer alan sarayın 5. Avlusu (Valide Sultan TaĢlığı) sedli bahçelerden oluĢmaktaydı. Alçak seddeki bahçeye güller dikilmiĢ ve buna Gülhane adı verilmiĢ, üst seddeki bahçeye de Dolmabahçe denmiĢti. Yüksek duvarlarla oluĢturulmuĢ bu sedler fevkalade güzel manzaraya sahipti (Eldem,1969). Dolmabahçe‟nin büyük seddinin ortasında 75 zira uzunluğunda, 50 zira geniĢliğinde Edirne sarayının en büyük havuzu bulunmaktaydı. Bu havuza Sultan Mehmed tarafından ġehvar ismi verildiği rivayet edilmektedir (ġekil 3.3). Havuzun dört tarafı ceviz ağacından imal edilmiĢ parmaklık ile çevrilmiĢ olup, kenarına iki odalı fevkalade süslü küçük bir kasır yapılmıĢtır. Kasrın küçük sofasının havuz tarafındaki cephesi açık ve mermer direklere

dayanan bir çatı altında gizlenmiĢtir. Bu direklerin dayandığı taĢ rıhtım havuzun içindedir. Sultan Mehmed Edirne havalisinde bulunan koru ve ormanlardan oldukça büyük fidanlar getirterek Dolmabahçe‟ye diktirdiği gibi, dairesi civarında Sofya‟dan naklen pek çok çam ağaçları ve duvar kenarlarına da yasemin fidanları diktirtmiĢ ve her iki seddin ağaçlık- korulukları içinde birçok kameriyeler, küçük camlı köĢkler yaptırmıĢtır (Rıfat Osman, 1989)

Bahçesinin olağanüstü güzelliğinden dolayı “Hünkâr Bahçesi Sarayı” adıyla da anılan sarayın Edirne güllerinden yapılan gülyağı dillere destandır. Ayrıca Edirne saray bahçelerinde, meyve ağaçları ve kokulu çiçeklerin yer aldığı, bu bahçelerden esen sabah ve akĢam rüzgârlarının güzel kokuları Edirne‟nin en güzel yerlerine ve camilerin içlerine kadar götürdüğü bilinmektedir (Fidan, 1999).

ġekil 3.4. PadiĢah IV. Avcı Mehmed‟in Av KöĢkü (edirneden.com)

Sultan II. Mehmed sarayın inĢaatının baĢlaması üzerine ayrıca yanındaki Hadika-i Hassa (Sultanların Av Bahçesi) adı verilen alanı ağaçlandırmıĢtır. Hassa, “Bir kimseye ya da bir Ģeye özgü” nitelik ifade eder. Bu sözcük, Osmanlı Devleti‟nde padiĢahlar için kullanılmıĢtır. Hadika sözcüğü de “ağaçlı ve meyveli bahçe” anlamına gelmektedir. Böylece bu iki Arapça kelimeden oluĢturulan tamlamanın özgün açıklaması “Sultanların Bahçesi”dir. Sonraki yıllarda bu alana 14. padiĢah I. Ahmed (1603-1617) 50 bin diĢbudak, meĢe ve ıhlamur ağacı diktirmiĢtir. Yine 19. padiĢah IV.

Avcı Mehmed (1648-1687) adaya binlerce ağaç diktirip, pek çok av hayvanını adaya salıvermiĢtir (ġekil 3.4). Böylece Hadika-i Hassa tarih boyunca av hayvanları ile doldurulup ağaçlandırılarak, Sultanlar ve ġehzadeler için avlanmaya hazır hâlde tutulmuĢtur (Ağırgan, 2009). Osmanlı Devleti döneminde Hadika-i Hassa içine 1671 yılında, IV. Avcı Mehmed tarafından yaptırılan Av (Bülbül) KöĢkü günümüze gelebilen nadir tarihî eserlerimizdendir.