• Sonuç bulunamadı

1.3.6.1. Çekim Edatları:

Cümlede kelimeler arasında anlam ilgisi kurmakla görevli olan çekim edatlarının bazıları hâl ekleriyle birlikte kullanılmaktadır. Metnimizde çekim edatı olarak bigi, bile, birle, -den

ötüri, -den özge, dėye/dėyü, -e degin, -e dek, -e göre, gibi, içün, ile, ḳadar, üzere, üzre gibi

örneklere rastlamaktayız.

bigi “gibi”: öd aġacı bigi yanar vücūdum 86v6; ῾ömrüŋ senüŋ oḳ bigi yay içinde ṭopṭolu

63r2; senüŋ bigi biŋi aldadı dünye 15v6.

bile “birlikte, beraber”: ῾amelüŋdür bile ḳancasına gitmez 53v5; ṭanuḳlar bile bulına dostuŋ düşmenüŋ andadur 77r2; ṭopraġıla bile geldi dört ṣıfat 2v5.

birle “ile”: şehvet ü kibr ü ṭama῾ birle ḥased 3r3.

deŋlü “denli, kadar”: bilinmezdi ne deŋlüdür uzunı 28v1; yūnus’ıla buŋa deŋlü naṣībüm

64r3.

-den ötüri “-den ötürü, -den dolayı”: bir vāyeden ötüri yolda maḥrūm ḳalasın 148v3. -den özge “-den başka, -den gayri”: senüŋ sevgüŋden özgeyi hīç ḳabūl ėtmeye 58r6.

dėye/dėyü “diye”: ῾āşıḳlaruŋ göŋli gözi ma῾şūḳ dėye gitmiş olur 65v1; çalap vėribidi bizi var dünyeyi görüŋ dėyü 100v1; kendüŋ görürken yė yėdür yoḳdur dėyü ėtme ῾öẕür 113v2; niçe mālluya yoḫsul dėyü gül dur 37v2.

-e degin “-e değin, -e kadar, -e dek”: baḳ ma῾nā sarāyına ῾arşa degin yücesi 183r1; başdan ayaġa degin ḥaḳ’dur ki seni dutmış 166r5; boġazına degin ḳārūn’ı yutdı 36v2.

-e dek “-e dek, -e kadar”: ezelden ebede dekdür bu ῾izzet 65r4; şimdiye dek bilmedise şimden gėrü ṭuş eyleyem 134v5; üç güne dek oturalar hep işüŋi bitüreler 176r3.

-e göre “e göre”: aŋa göre yaraḳ ḳıl ḥaẕer eyleye 32v5; aŋa göre yüri dirligüŋ eyle 47r1. ġayrı “gayrı, başka”: bunuŋ ġayrı ḫayır bu sözden ıraḳ 19v4; naṣīḥat ne dėyeyin ġayrı bundan 25r6; özinden ġayrı kimseyi begenmez 11v3.

gibi “gibi”: ῾alī gibi er gerek işbu sırra ėresi 201r5; ḥallāc panbuġı gibi bunda atılup geldüm 134r2; ṣıfatuŋ arılıġı bulġur u noḫūd gibi 105r3.

içün “için”: ḳamuya söz söyledür ῾ibret içün 204r7; ḳullaruŋ köpri yaparlar ḫayr içün

209r6; ṭā῾at ḳılan uçmaġiçün dīn ṭutmayan ṭamu içün 65v2.

ile “ile”: bunuŋ gibi göŋül ile nice dirlik iltebilem 97r3; geçürdüŋ ῾ömrüŋi sen buşı ile

23v4; göŋlüme ṣıġmaz nėdeyin meger rāzum ile dėyem 143r2.

ḳadar “kadar”: el götürdi şol ḳadar ḥaḳḳ’a şükür eyledi 186r2; ḳıyās ėt sen seni ne ḳadar indüŋ 19v2; varlıḳlar dükedüben yüz biŋ ol ḳadar gerek 105v5.

üzere “üzere, üzerinde”: belḳīs’ıla taḫt üzere mühr-i süleymān’dayıdum 118r4; geh çıḳam ῾ārş üzere biŋ cān olam selmān olam 137v5; geh çıḳam ῾arş üzere vü seyrān cevlān olam

138r1.

üzre “üzere, üzerine”: bir ḳurı aġacıdum yol üzre düşmişidüm 154r3; levḥ üzre kimdür yazan azduran kim kimdür azan 82r6; oḳınur ḫalḳ üzre āyetüŋ var 86v2.

1.3.6.2. Bağlama Edatları:

ammā “ama”: ve biri ḥaḳḳe’l-yaḳīndür ammā ol īmān kim ῾ilme’l-yaḳīndür 3v4; yūnus sözi şi῾rden ammā aṣlı kitābdan 110v6.

ancaḳ “sadece, yalnız”: ῾ilm oḳımaḳ ma῾nāsı ῾ibret almaḳdur ancaḳ 150v2.

bārī “hiç olmazsa, bir kere, keşke”: bārī ḳoyuban ḳaçmasaŋ göçkünci gibi göçmeseŋ

205v4; gel aḫī ėy şehriyārī sözümüzi diŋle bārī 95v2.

bāşed ki “ola ki, olur ya”: göŋlüm ile ḳavl ėtmişem bāşed ki ma῾şūḳa ėrem 143r5. belki “belki, hatta, olsa olsa”: belki ebedī varasın ölmek fāsidler rāyıdur 77v1. bolay ki “ola ki, belki, inşallah”: bolay ki olayıdı ṭāli῾üm öŋ 36r5.

çü “çünkü, mademki; ne vakit ki”: çü ῾ömri kibrile yėle vėresin 16r6; çü sensin düşmenüŋ dostuŋ kim ola 13v6; çü şāhuŋ ḥikmeti aḳdemdenidi 4v7.

çün “çünkü”: ῾ārif ma῾nāya ṭaldı çün biledür ferişte 168v6; ayrılmayam sevdügümden çün giderin sevgüyile 175r3; sever dünyāyı çün oldur īmānı 6r6.

çünki “çünkü”: çünki ῾amel eylemedüŋ gerekse var yüz yıl oḳı 193v2; gerekmez dünyeyi bize çünki bāḳī bünyād degül 115v3; ölümden ne ḳorḳarsın çünki ḥaḳḳ’a yararsın 77v1.

çünkim “çünkü”: çünkim beni esritdüŋ cān u göŋül iletdüŋ 157r5; o murdār çünkim andan ṭaşra düşdi 39v5.

da/de “da, de, dahi, bile”: aṣṣıdan da geçdük ziyānı yaġmaya vėrdük 108r2; özi oġlan da olursa sözinde vebāl olmaya 59v2; ṣaġ müsülmān seyrekdür ol da gümān olısar 92r3; açdum ben de göŋlüm gözin 102v2; bir ḳul biŋ de yaşarısa ölicek bir sā῾at degül 115v3; eger sen de varursaŋ ṣabrıla var 30r2.

daġı “dahi, de, da”: ol arada ḥāżır oldı ol daġı 2r2.

daḫı “daha”: cānı birdür ma῾şūḳıla daḫı ne dürlü ḥāli var 72r2; daḫı saŋa ḳuş ḳonmamış ne gügercin ne ḫod dürrāc 62r5; ne dėnse ṭarlıġından biŋ daḫı var 34r1.

eger “eğer”: eger varısa ῾amelüŋ giŋ olısar sinüŋ senüŋ 115r6; ḫoşdur eger yürürisem ῾ışḳ odına yana yana 162v3; yūnus eger ῾āşıḳısaŋ varlıġuŋ degşür yoḳlıġa 77r4.

egerçi “gerçi, her ne kadar; nasıl ki”: dervīş sırrı ῾ārşdan geçer egerçi yer yüzindedür

eved/evet “ancak, fakat, ama; şüphesiz”: eved toḫmını bitmez yėre ṣaçar 31v1; evet ῾ömri ḳāṣırlıġın aŋıcaġaz beŋzi ṣolar 69v2; verür kendü evet anuŋ dilegin 36r2; yūnus yedi nişān dėdi evet üçüni gizledi 164v3.

ger “eğer”: ger döşegüm ṭopraġısa yaṣduġumı ṭaş eyleyem 134v3; ger ṭaşısaŋ eriyesin baḳup göricek bunları 194r2; iki cihān varlıġı ger benüm olurısa 142r2.

hele “hele”: hele baŋa şöyle şol göz açup yunmış gibi 207v4; ṭolmış oḳa ne ṭurmaḳ hele sen anı atduŋ ṭut 63r2.

hem “hem, aynı zamanda”: kişi gerek bile anı hem uyanuḳ ola cānı 76v5; ṣoḥbet cānı semirdür hem ῾āşıḳuŋ ῾ömridür 74r3; ṭolaşur kendüye hem kendü fi῾li 33r3.

içün “için”: ben seni sevdügüm içün eger bahā derlerise 57v6; beş on gün ῾ömür içün gėrü ḳayıḳma 15v5; ṭā῾at ḳılan uçmaġiçün dīn ṭutmayan ṭamu içün 65v2.

illā/illā ki “ille, her durumda”: bir ḳaṭreyem illā ki ῾ummāna benem ῾ummān 160r6; evveli hū āḫiri yā hū vü illā hū olam 140v5; söz dėmek ḳandan baŋa illā üstādum vardur 87v2.

ki “ki; ise”: bir dürr-i yetīmem ki beni görmedi ῾ummān 160r6; cercīs’em ki biŋ kez öldüm

171v3; ol deŋizden içür bize ki andan içer şeyḥ ü faḳī 193r4.

kim “ki”: kimde kim ṭoġrulıḳ var ḥaḳ çalap anı sever 199r5; neye kim lāyıḳısaŋ teŋri vėrür

32v3; tekebbür eyleme kim sevrikesin 12r3.

meger “meğer, fakat, illâ; yeter ki”: biŋi ṭoġar biŋi gider buyruḳ böyle geldi meger 81r5; meger söz ḥaḳ ola hem ḥaḳ ola gūş 50v2; senüŋ ῾ışḳuŋ odı meger ṣıçramaya kimesneye

185v1.

meŝelā “Misal olarak, söz gelişi”: ῾āşıḳlara işbu ṣūret meŝelā göŋlek gibidür 72v1. niteki “nasıl ki, nitekim”: niteki ol ma῾şūḳıla ben rāzumı bir eyleyem 143v4.

nitekim “nasıl ki, nitekim, gerçekten”: ῾aḳlum vardı bilüm şaşdı nitekim şunları gördüm

145r3; nitekim ben beni buldum bu oldı kim ḥaḳḳ’ı buldum 196v5; seni daḫı böyle ėde nitekim

ėtdi bunları 194v3.

tā/tā ki “tā ki, yeter ki, -ıncaya kadar”: ῾imāret olmayasın tā ḫarāb olmayınca 164r1; işitdüŋ ṣabr ḥālin tā nihāyet 30v6; tā bilesin kendözüŋi ṭaŋla seḥer vaḳtinde ṭur 84r4; ben ḳaçan dervīş olam tā ki aŋa ėş olam 191v5.

u/ü/vü “ve”: cān u göŋül ῾aḳl u fehim-niŝār olsun ma῾şūḳına 72r3; od u ṣu ṭopraġ u yėle

söyledi 2r1; yūnus’a ṭapduġ u ṣaltuġ u baraḳ’dandur naṣīb 140v1; dīv ü perī ins ü melek sever seni her maḫlūḳāt 109v3; ῾ilm ü ῾amel zühd ü ṭā῾at pes ῾ışḳsuz ḥelāl olmaya 59v6; şehvet ü kibr ü ṭama῾ birle ḥased 3r3; geh çıḳam ῾arş üzere vü seyrān cevlān olam 138r1; sen bilürsin āşikāre vü nihān 210r4; teze vü yumşaḳ geymeyem cümlesinden fāriġ olam 134v3.

ve “ve”: odıla ve yelile 4r2; ve ol īmān ki ῾ayne’l-yaḳīndür 3v5; ve ol īmān ki ḥaḳḳe’l- yaḳīndür 3v6.

velī “ve lākin, ama”: yenür ṭurmaz velī ẕerre gedilmez 10r6.

ve līkin “lākin, fakat”: işbu sözi işitmezem ve līkin ḳulaġum anda 171v6.

ya/yā “ya, ya da, veya”: ḳoġıl dünye bezegini bu dünye yėldür ya ḫayāl 117r5; nedür lā ya belā ol hīç bilmez 38r2; ya ḳalb ṣāfī mi olur ḳızmayınca 45v1; aydurısam eyā göŋül ḳanı farīża yā sünnet 97v1; maḥal mi ῾arş yā ferş ṭoġrulara 52v3; yā göŋül birligi cān ḳudret budaġıdur 77v5.

yaḫūd “yāhut, veya, yoksa”: geçemez dost döşegine at u ḳatır yaḫūd deve 57r6; ne ḥavṣala ola bende yaḫūd aŋa lāyıḳ baṣar 90r3; ya gel bildügüŋden ayıt yaḫūd bilenlerden işit 91v2.

ya῾nī “yani, sözün kısası”: derdüm daḫı arturdı ya῾nī tīmār eyledi 188r5; fikrine baḳ iblīs’üŋ ya῾nī hüner eyledi 187r1; ya῾nī er ḳopdı erden elin çekmezden murdārdan 92r6.

yoḫsa/yoḳsa “yoksa, aksi takdirde; acaba”: miskīn yūnus bilmez misin yoḫsa naẓar ḳılmaz mısın 205v6; yoḫsa serhengler elinde ḳatı yaramaz olur ḥāl 117v2; yoḫsa ṣırsın güveci sebīl olur güveci 183v3; ḳatı ṭaşı mūm eyler yoḳsa ferhād sen misin 158v4.

zīrā/zīre “çünkü, şundan dolayı”: dönem gėrü saŋa varam zīrā ki ῾ārum yoḳ durur 88r4; zīrā tefsīr oḳıyup ma῾nāsın bilmediler 79r3; zīrā ḥaḳ’dan gelen āvāz ṣavulmaz dügündür baŋa

60v3; göŋül yėg durur zīre kim göŋüldedür dost ṭuraḳı 193v4; ṭoġan ileyinden ṣapar zīre

elinde murdārı var 68v5; vėrülür uçmaḳ anlara zīre bilişdür yad degül 116r1.

1.3.6.3. Karşılaştırma ve Denkleştirme Edatları:

biŋi ... biŋi ... : biŋi ṭoġar biŋi gider buyruḳ böyle geldi meger 81r5.

biri ... biri ... : biri ῾ilme’l-yaḳīndür ve biri ῾ayne’l-yaḳīndür 3v3; biri raḥmān-ı raḥīm biri şeyṭān-ı racīm 80r6; ol dördüŋ birisi cān biri dīn biri īmān 124v1.

birisi ... birisi ... : birisi ṣaġ omzuŋda birisi ṣol omzuŋda 169r3; birisi ḫayruŋ yazar birisi şer cünbişde 169r3.

dilerisem ... dilerisem ... : dilerisem ten eyleyem dilerisem cān eyleyem 120v2. dilerseŋ dilemezseŋ “istesen de istemesen de”: dilerseŋ dilemezseŋ ala senden 32r5.

gāh ... gāh ... : gāh bir müftī müderris geh mümeyyiz gāh temyīz 137v4; gāh ῾izzetde ῾azīz ü gāh ẕilletde ḥaḳīr 140r5; gāh varam ῾arşa çıḳam geh şāh geh sulṭān olam 139r1.

geh ... geh ... : geh yine maḥmūd olam geh cin olam geh cānn olam 140r4; ırmaḳ gibi ben çaġlaram geh gülerem geh aġlaram 128v7; ῾ışḳ şerbetin içen kişi geh esrük geh mestān ola

59r1.

ger ... ger ... : ben senüŋem baŋa ne ġam ger ṣuç ėdem ger ėtmeyem 123v5.

gerek ... gerek ... : kişi gerek çoḳ bile ol gerek ögüt ala 151r6; kişi gerek bile anı hem

gerekse ... gerekse ... : gerekse müsülmān olam biŋ yıl ῾ibādet ḳılam gerekse kāfir olam küfr ü īmāndan fāriġ 101v6; gerekse ῾illiyyīnde yüz biŋ kez minber uram gerekse şirk besleyem ṣıdḳ u gümāndan fāriġ 102r2; gerekse ῾uryān yüri gerekise gey aṭlās 99r4.

hem ... hem ... : hem evvelsin hem āḫir ḳamu yerlerde ḥāżır 157r3; hem leylā’yıdum anda hem mecnūnıdum ḥayrān 160v1; ṣūret-i insān olam hem cān olam hem ḳan olam 137v3.

kim ... kim ... : oġlaniken sulṭān ḳopar kim elin kim yüzin öper 114v3.

kimi ... kimi ... : kimi biter kimi yiter yėre toḫum ṣaçmış gibi 207v6; kimisi ẕevḳ ü ῾işretde kimi sāz u beşāretde 144v4; kimi yaylar u kimi anda ḳışlar 23r4.

ne ... ne ... : ῾ilm ü ῾amel ṣıġmaz anda ne terāzū var ne ṣırāt 66r1; ne reng ü ne şekil ne ḳad ne ḳāmet 86r4; ne uṣṣuŋ var ne ḫod bellü delüsin 15r4.

ne deŋlü ... ol deŋlü ... : ne deŋlü yėriseŋ çoḳ ol deŋlü yüriseŋ ṭoḳ 74r1.

yā ... yā ... /ya ... yā ... / ya ... ya... : niçe bir dilkü olam yā ḳurd u yā aṣlan olam 138r4; iblīs ü ādem kim olur ya aza yā azdura 122v3; ya sevgil dünye dutġıl ya sevgil yol iletgil

79v2; ya niçe bir ḫandān olam ya niçe bir giryān olam 137r6.

1.3.6.4. Ünlem Edatları:

āh “ah”: āh nėdeyin ῾ömrüm seni 205r5, 205r6, 205v1; çoḳ āh ėdüp söyleyesin peşmānligüŋ neniŋi 182r6; yėdi ṭamu dėdükleri ḳatlanmaya bir āhuma 153r3.

dirīġā “Çok yazık! Eyvahlar olsun!”: dirīġā cümle ῾ömrüŋ ḥayfa vardı 13r5; dirīġā sen seni hīç bilimedüŋ 15r2; ῾ömür geçdi dirīġā gėç uyandum 39r2.

ḥāşā “asla”: ḥāşā ben terk ėdem seni şol bir ala çardaġiçün 146r5; iledeler seni ḥāşā göresin sinüŋ tengini 182r4; kim beŋzede miŝl ü miŝāl ḥāşā ki ben beŋzetmeyem 123r6.

hāy “vah, eyvah”: ėderler hāy u hū nefrīn ü efġān 9r5.

heyhāt heyhāt “yazık, ne yazık”: o ṣaġınçdan saŋa heyhāt heyhāt 47r6. hū (2) “hū”: ėderler hāy u hū nefrīn ü efġān 9r5.

itteḳū “Sakınınız!”: ḳur’ān aydur ki itteḳū gine aydur ki tezra῾ū 110v4. şükür “Ne iyi! Ne güzel!”: Allāh aydur ādem’e şükür ėrdüŋ bu deme 186r3.

teŋriçün “Allah aşkına! Allah’ını seversen!”: teŋriçün ėy uṣlular göŋlüm baŋa bulıvėrün

97r2.

vāh “vah, yazık”: ayruḳ nişüme yarar derd ü firāḳ vāh u sūz 98r4; bu āh u vāh ῾ışḳ ṭonıdur taḫta oturan ḫan neyimiş 100r5.

vāy “eyvah, yazık, vay hâline”: vāy eger olmazısa Allāh’uŋ ῾ināyeti 200r2; vāy ol gün kim ṣūret naḳşı yıḳıla 12v3; vāy ol kişiye kim ol ḍarb uruldı 36v1.

zinhār “sakın, kat῾iyen, aman, asla”: zinhār ėy yūnus gördüm dėmegil oda yaḳarlar gördüm dėyeni 184v10; zinhār göŋül evinde dutma yavuz endīşe 162r3; zinhār gözüŋi açagör nefs duzaġın seçegör 78v2.

1.3.6.5. Çağırma ve Hitap Edatları:

aḫī “kardeş, dost”: bir ṣor aḫī sen bunlara ḳancarudur ῾azm-i sefer 69r6; bu ṭopraġuŋ cevherini ḥażrete ėrgürdüm aḫī 196r3; gel aḫī ėy şehriyārī sözümüzi diŋle bārī 95v2.

ėy “ey!”: ėy ῾āşıḳlar ėy ῾āşıḳlar meẕheb ü dīn ῾ışḳdur baŋa 60r2; ėy yārenler ėy ḳardaşlar ṣoruŋ baŋa ḳandayıdum 132r4; ṭoldur bize ḳadeḥi ῾ışḳ şarābından ėy sāḳī 193r4.

eyā “ey, hey!”: aydurısam eyā göŋül ḳanı farīża yā sünnet 97r6; eyā uṣlu kişi sen bir ḫaber vėr 24v5.

hey “hey!”: işidüŋ hey ulular āḫir zamān olısar 92r3; yūnus aydur hey sulṭānum özge şānum vardur benüm 96r4; yüri hey ṣūfī zerrāḳ ne sālūslıḳ ṣatarsın 201v4.

ilāhī “ey Allah’ım!”: ilāhī ben ḳuluŋ ṣuçı var ola 28v4; ilāhī sen beklegil yavuz gözlerden ıraḳ 105r6; ilāhī sen cevāb vėrgil Allāh saŋa ṣundum elüm 125v6.

yā “ey, hey!”: evveli hū āḫiri yā hū vü illā hū olam 140v5; geç ikilik fikrinden ḳoġıl beŋligi yā ḳul 112v4; yā ilāhī ger su’āl ėtseŋ baŋa 208r6.

1.3.6.6. Temenni Edatları:

῾aleyhi's-selām “Ona selam olsun!”: oḳuna ḥadīŝ ü kelām deyeler ῾aleyhi's-selām 84r2

el-ḥamdüli’llāh “Allah’a hamdolsun, şükürler olsun!”: ḥaḳ’dan gelen şerbeti içdük el- ḥamdüli’llāh 161r6; ḫalḳa ṭapduḳ ma῾nāsın ṣaçduḳ el-ḥamdüli’llāh 161v2; yūnus miskīn çigidi bişdi el-ḥamdüli’llāh 162r1.

ḥāşe-li’llāh “Allah göstermesin!”: ḥāşe-li’llāh 210r1.

ne῾ūẕü bi’llāh “Allah’a sığınırız, Allah korusun!” ne῾ūẕü bi’llāh 21r5. şey’ullāh “Allah için bir şey!”: ḫāṣṣ u ῾āmm göŋlini şey’ullāh eyle 10v5.

teŋriçün “Allah aşkına! Allah’ını seversen!” teŋriçün ėy uṣlular göŋlüm baŋa bulıvėrün

97r2.

va’llāhu a῾lem “Allah daha iyi bilir!”: ḳanḳısınuŋ sözin dutarsaŋ anuŋ bölügindensin va’llāhu a῾lem 4v4.

Benzer Belgeler