• Sonuç bulunamadı

2.1.2. Ebeveynlik Ve Sosyokültürel Bağlam

2.1.2.2. Ebeveynlik Ve Ebeveynlerin Sosyoekonomik Durumu

Kültür ve ebeveynlik arasındaki iliĢkiyi inceleyen birçok çalıĢma olmakla birlikte, ebeveynliği açıklamakta sosyodemografik faktörlerin bağlamsal etkisinin incelenmesinin de yararlı olacağı kabul edilmektedir (Garcia Coll ve Pachter, 2002; Hernandez, 1997).

Sosyoekonomik statü olgusu, ebeveynlik ve çocuk geliĢimi konularında ki farklılıkların önemli bir belirleyicisi olarak görülmektedir (Cowan, Powell ve Cowan, 1998; Hernandez, 1997). Kohn sosyoekonomik durum ve ebeveynlik arasındaki ilintiyi inceleyen ilk araĢtırmacılardan birisidir. Kohn mesleğin, bireylerin sosyal sınıfının ve yaĢam tarzının belirleyicisi olduğu görüĢünü savunmuĢtur (Kohn, 1959, 1963). Kohn (1959) yılında yaptığı çalıĢmasında, farklı sosyal sınıflardan gelen annelerin çocuk yetiĢtirme tutumlarında farklılık olduğunu saptamıĢtır. ĠĢçi sınıfa mensup annelerin yaptırımlarını otoriteye saygı ve itaat Ģeklinde iken; orta sınıf ebeveynlerin ise içselleĢtirilmiĢ olduğu standartlar, yaratıcılık ve keĢif gerektiren bağımsız davranıĢlar Ģeklindedir (Kohn, 1959).

Sosyal sınıf ve ebeveynlik iliĢkisi hakkında Kohn (1959, 1963) teorilerini destekleyen çok sayıda çalıĢma bulunmaktadır. Tudge vd. (2000) yaptığı çalıĢmada bu doğrultudadır. Amerikan ve Rus ebeveynlerin çocuk yetiĢtirme konusundaki inançları ve çocuk yetiĢtirme uygulamaları arasındaki iliĢkiyi incelemiĢlerdir. ÇalıĢmanın sonuçları, kendi kendini yönetme ve uyum sağlama davranıĢlarında sosyal sınıflara göre farklılaĢma olduğu yönündedir. Amerikan ve Rus toplumlarındaki orta sınıfa mensup aileler çocuklarının hem ev ortamında hem de kendi çevrelerinde bireysel özgürlüklerini kazanmalarını teĢvik etmektedir. ĠĢçi sınıfı aileler çocuklarının kurallara ve otoriteye itaat etmesini beklemektedirler. Bir baĢka çalıĢmada (Luster, Rhoades ve Haas, 1989), 9-23 ayları arasında bebek sahibi olan Amerikan annelerin, sosyal sınıf sebebiyle farklılaĢan değerleri ve davranıĢları olduğu sonucuna ulaĢmıĢlardır. Bulgular sonucunda alt sınıfa mensup ebeveynlerin uyum sağlama davranıĢı, üst sınıfa

18 mensup ailelerin ise kendi kendini yönetme davranıĢını daha değerli bulduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Literatür incelendiğinde sosyal statünün, ebeveynlik biliĢleri ve davranıĢlarının belirleyicilerinden biri olduğu gözlenmektedir. Sosyoekonomik durum zenginlik, güç ve sınıf farklılıklarına bağlı olarak birey aile ve grup bazında oluĢan sosyal tabakalaĢmaya neden olmaktadır (Mueller ve Parsel, 1981). Bununla birlikte sosyal bilimciler sosyoekonomik düzeyi en iyi temsil eden olgunun ne olduğu konusunda bir fikir birlikteliği sağlayamamıĢlardır. Ayrıca Duncan ve Magnuson‟a (2003) göre ebeveyn eğitim düzeyi, mesleği ve ailenin gelirinin sosyoekonomik statünün en yaygın bileĢenleridir. Bazı araĢtırmacılar, ebeveynlik ve insan geliĢiminin her bir bileĢenin üzerinde etkili olan sosyoekonomik statüyü oluĢturan faktörlerin tek tek incelenmesi gerektiğini düĢünmektedirler (Bornstein, Hahn, Suwalsky ve Haynes, 2003).

Son on yıl içerisinde çocuk geliĢimi alanında yapılan anne eğitimi temalı çalıĢmalarda, sosyoekonomik statünün en yaygın olarak kullanılan değiĢkenlerden biri olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır (Ensminger ve Forhergill, 2003). Mesleki statü ve gelir durumu kısa vadede değiĢiklik arz etmesi nedeniyle, sosyoekonomik statünün sorunsal değiĢkenleri olarak nitelendirilmektedirler (Bornstein vd., 2003). Daha önce yapılan çalıĢmalar incelendiğinde ebeveynlik inançları, çocuk yetiĢtirme tutumları ve ev ortamı değiĢkenlerinin eğitim ile daha iliĢkili değiĢkenler olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır (Bornstein vd., 2003; Davis-Kean, 2005; Laosa, 1980). Eğitim seviyesi yüksek ebeveynler, çocuk geliĢimi hakkında daha çok bilgiye sahip olmaktalar, çocukları ile daha etkili iletiĢim kurabilmekteler, duygusal destek sağlamaktalar ve biliĢsel uyarım için uygun materyal ve yöntem desteğini sağlamaktadırlar (Davis-Kean, 2005). Laosa (1980) araĢtırmasında Meksika kökenli annelerin çoğunlukla, görsel ima, negatif fiziksel kontrol ve direktif verme yöntemini kullandıklarını, Anglo annelerin öğretim yöntemi olarak övme ve soru sormayı kullandıkları saptamıĢtır. Ancak kültürel grup farklılıklarından kaynaklanan öğretim stratejilerinin, anne eğitim düzeyine göre değiĢmediği sonucuna ulaĢılmıĢtır. Camara ve Fox (1996) Meksikalı annelerin fiziksel ve duygusal olarak çocuklarının doyurulması ile eğitim düzeyinin iliĢkili olduğu bulmuĢlardır. Bu bağlamda eğitim seviyesi düĢük annelere kıyasla eğitim düzeyi yüksek ebeveynler çocukların psikolojik olarak doyum sağlamalarına daha çok önem vermektedirler. Williams ve Soetjiningsih vd. (2000) yılında Balili annelerin eğitim düzeylerinin çocuklarının fiziksel ve algısal motor geliĢimlerine etkisi üzerine yürüttüğü bir çalıĢmada eğitim düzeyi yüksek ebeveynlerin erken dönemlerde bebekleri ile konuĢmaya baĢladıkları, hikayeler okudukları, bebeklerini emzirme ile çocuklarının hem fiziksel hem de duygusal açıdan doyum sağladıkları

19 ortaya çıkmıĢtır. Buna bağlı olarak eğitim düzeyi yüksek annelerin, çocuk geliĢimi hakkında bilgi seviyelerinin de yüksek olduğu belirlenmiĢtir.

KağıtçıbaĢı (1989) yılında yapmıĢ olduğu çalıĢmasında eğitim düzeyi düĢük olan annelerin, çocuklarının çevresel uyarım açısından (oyuncak, kitap vb.) yetersizlik yaĢadığını saptamıĢtır. Ayrıca eğitim düzeyi düĢük olan annelerin, çocuk geliĢimi hakkında bilgi seviyelerinin de düĢük olduğu saptanmıĢtır. Bir de düĢük eğitim düzeyine sahip ebeveynlerin yetersiz kelime dağarcığına sahip oldukları ve çocukları ile sözel iletiĢimlerinin sınırlı olduğu görülmüĢtür. Bradley ve Corwyn (2002) çocuğa biliĢsel uyarım sağlanması için gerekli olan, çevrenin yapılandırılması, ebeveynlerin beklentileri, çocuk yetiĢtirme tutumları, biliĢsel uyarıcılar gibi faktörler çocuğun geliĢimi için gerekli olan çevresel Ģartlar olduğunu belirtmektedir. Andrade vd. (2005) anne eğitim düzeyi ve ailenin sağladığı uyarıcıların kalitesi ile çocuğun biliĢsel geliĢimi arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢtır. Sonuç olarak ev ortamının iki bileĢeninin eğitim ile pozitif iliĢkili olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Bu iki bileĢen; “fiziksel ve zamansal olarak çevre organizasyonu” ve “uygun oyun ve oyun materyalleri” Ģeklindedir. Aynı zamanda bu iki bileĢen çocukların biliĢsel performansı ile de ilgilidir. Ev ortamında yeterince uyarıcı ile karĢılaĢan bir çocuk buna bağlı olarak daha iyi bir biliĢsel performansa sahip olmaktadır. Ġncelenen araĢtırmalar sosyoekonomik statünün ebeveynlik inançları, ebeveynlik davranıĢları ve aile ortamı ile ilintili olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Sosyoekonomik statünün kritik bir bileĢeni olan anne eğitimi çocuk yetiĢtirme tutumları hakkında büyük ölçüde öngörü sağlamaktadır. Eğitim düzeyinin yanı sıra diğer sosyoekonomik değiĢkenleri de sosyokültürel bağlamda incelemek önemlidir (sosyal çevre gibi…).