• Sonuç bulunamadı

2.2 Öz Düzenlemenin Gelişimsel Önemi, Gelişimi ve Gelişiminin Etkileyen

2.2.3 Öz Düzenlemeye Etkisi Olan Kalıtsal ve Çevresel Unsurlar…

2.2.3.3 Ebeveynin Eğitim Durumu

Çocuğun gelişimi üzerinde uzun süreli ve önemli etkileri bulunması, sosyalleştirme sürecindeki ilk çevre olan aileyi önemli bir inceleme konusu yapmaktadır (Grusec ve Davidov, 2007 akt: Nacak, Yagmurlu, Durgel, van de Vijver, 2011). Anne babaların çocuğun doğasına ve ebeveynliğe dair düşünüş şekilleri ve davranışları doğrudan ve dolaylı yollarla çocuğun gelişimine etki eder. Bu sebeple, ebeveynlik literatürü ebeveynlerin hem bilişsel tutumlarına (Kuczynski, 1984 akt: Nacak, Yağmurlu, Durgel, van de Vijver, 2011), hem de çocuk yetiştirme davranışlarına odaklanmaktadır (Goodnow, 1988). Ailenin sosyodemografik özellikleri, ebeveynliğin bu iki unsuruyla da yakından ilişkilidir (Dix, 1992;

66

Kağıtçıbaşı, 1989; Miller, 1988 akt: Nacak, Yagmurlu, Durgel, van de Vijver, 2011). Örneğin, içinde yaşanılan bağlamın özellikleri ve anne-babanın eğitim düzeyi, çocuğa dair hedefleri şekillendirir, çocukta görülmesi istenen özelliklere dair düşünceyi etkiler ve anne-babanın çocuğunu büyütürken nasıl bir tutum sergileyeceğini belirler. Bu nedenle, yapılan çalışmalarda anne ve babaların eğitim durumlarının çocuğun öz düzenleme gelişiminde etkili olduğu görülmektedir.

Özellikle örgün eğitim alan annelerin çocukları sosyal yaşamda ve okulda özdenetim gösterirler. Anneleri düşük düzeyde eğitim alan çocuklar ise daha düşük öz düzenleme performansı gösterirler (Evans ve Rosenbaum, 2008; Sektnan ve ark., 2010; Piotrowski, Lapierre ve Linebarger, 2013 akt: Kiss ve ark., 2014). Eğer her iki ebeveyn de yüksek eğitim düzeyine sahipse çocuğun davranış düzenleme becerisinin yüksek olacağı tahmin edilmektedir (McClelland ve ark., 2007).

Çocuklarda özdüzenleme yeteneğinin gelişiminde, ailelerin çocuk yetiştirme tutumlarının yanısıra üzerinde durulan bir diğer konu erken ebeveyn-çocuk bağlanmasıdır. Bağlanma süreci ile ailenin çocuk yetiştirme tutumları ve çocuğun özdüzenleme becerilerinin gelişimi ile ilişkili çalışmalarda genellikle demoktarik tutum, güvenli bağlanma ve özdüzenleme arasında olumlu bir ilişki gözlenmektedir.

Algan ve Şendil’in (2013) okul öncesi çocuklar ve ebeveynlerinin bağlanma güvenlikleri ile çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkilerin incelenmesi amacıyla 4-6 yaş çocukları ve aileleriyle birlikte yapılan çalışmada, demokratik tutum ile çocuklardaki yüksek bağlanma puanları, izin verici ve aşırı koruyucu tutum ile düşük bağlanma puanları arasında ilişkiler bulunmuştur. Ebeveynlerin bağlanma kaygı ve kaçınma puanlarına bakıldığında, annenin kaçınma puanı ve demokratik tutum arasında negatif yönde bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç doğrultusunda annelerin daha düşük kaçınma puanına sahip oldukça demokratik tutumu benimsedikleri

67

düşünülmüştür. Babanın kaygısının tutum ile olan ilişkisi incelendiğinde ise, kaygı ile aşırı koruyucu tutum arasında olumlu yönde ilişkiler olduğu bulunmuştur. Buna göre yüksek düzeyde kaygıya sahip babalar aşırı koruyucu tutumu benimsemektedirler. Ebeveynlerin bağlanma güvenliklerinin çocuk yetiştirme tutumları ile ilişkili olduğu görülmüştür.

Kochanska, Philibert ve Barry (2009), genetik yapının ve anne-çocuk arasındaki bağlanma biçiminin, öz düzenleme ile ilişkisini ortaya koymayı amaçlamışlardır. Araştırmada, 25, 38 ve 52 aylık 89 çocukla çalışılmış ve çocukların öz düzenlemeleri her yaş grubunda farklı görevlerle çocukların performanslarına dayalı olarak ölçülmüştür. Çalışmada, 25 aylık çocukların hazzı erteleme becerileri, fincanın altında duran şekerleme ve paketlenmiş bir oyuncağa ulaşmak için beklemeleri üzerine kurulu dört görevle değerlendirilmiştir. Bununla birlikte bir davranışı göstermek için sinyal bekleme üzerine kurulu ahşap bloklardan kule yapma görevi çocukların önleyici kontrolüne ilişkin değerlendirme yapmak üzere kullanılmıştır. 25 aylık çocuklarda kullanılan görevlere ek olarak, 38 aylık çocuklarda hazzı ertelemenin değerlendirilmesi için bir süre düşündükten sonra küçük oyuncaklarla dolu bir kutudan oyuncak seçme görevi kullanılmıştır. Motor etkinliğin yavaşlatılmasına yönelik olarak da bir çizgi üzerinde yavaşça yürüme ve “bir oyuncak kaplumbağayı dolambaçlı bir patikadan evine götürme” görevlerine yer verilmiştir. Bunun yanı sıra ses tonunu ayarlabilme düzeylerini ölçmek üzere fısıldama görevi ve çaba gerektiren dikkat becerilerinin ölçülmesi için de “deve-cüce” oyununa benzer iki görev kullanılmıştır. 52 aylık çocuklar içinse, 25 ve 38 aylık çocuklarda kullanılan görevlere ek olarak, çocukların hazzı erteleme becerilerine yönelik dil üzerinde şekerleme tutma, bir davranışı göstermek ya da göstermemeye dair sinyalleri takip etmek için bir oyuncak kuş ya da ejderhanın

68

yönergelerine uygun hareket etme ve kırmızı-yeşil ışığa göre hareket etme görevleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, genetik olarak risk altında olmasına karşın anneleri ile güvenli bağlanma kuran çocukların, risk altında olmayan çocuklarla aynı düzeyde öz düzenleme gösterdikleri belirlenmiştir.

Ural, Güven, Sezer, Efe Azkeskin ve Yılmaz (2015) okul öncesi dönemdeki çocukların annelerine bağlanma biçimleri ile sosyal yetkinlik ve duygu düzenleme becerileri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla İstanbul Anadolu yakasında 2014-2015 eğitim öğretim yılında okul öncesi kurumuna devam eden 60-72 aylık 224 çocukla yürüttükleri araştırmada veri toplamak amacıyla Sosyal Yetkinlik ve Davranış Değerlendirme-30 Ölçeği, Duygu Düzenleme Ölçeği ve Oyuncak Öykü Tamamlama Ölçeği kullanmışlardır. Araştırma sonucunda annelerine güvensiz bağlanan çocukların güvenli bağlanan çocuklara göre anksiyete-içedönüklük düzeylerinin daha yüksek olduğu, ayrıca duygu düzenleme becerilerinin anneye bağlanma biçimine göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Bunun yanı sıra güvensiz bağlanma biçiminin erkek çocuklarda daha fazla görüldüğü ve yine erkek çocukların kız çocuklara göre daha fazla kızgın-saldırgan davranış sergiledikleri bulunmuştur.

Anne çocuk arasındaki bağlanma yalnızca öz düzenleme için değil, çocuğun uyum becerileri için de önemlidir. Kochanska, Tjebkes ve Fortnan (1998), anne ve çocuk arasındaki etkileşimi gözlemleme yoluyla yaptıkları araştırmada çocukların uyum/uyumsuzluk davranışları ile anne-çocuk arasındaki etkileşimin ilişkisini incelemişlerdir. 8-13 aylık, 112 çocuğun anneleri ile birlikte oyun oynadıkları sırada yapılan gözlemlerin ilki, anne ve çocuğun evinde, ikincisi ise laboratuvar ortamında yapılmıştır. Gözlemler, anne ve çocuğun bir “yap”, bir “yapma” görevi ve annenin öğretme görevi sırasında yapılmıştır. “Yap” görevi, çocuğun oyuncaklarını

69

toplaması gibi bir davranışı göstermesinin istendiği durumları içerirken, “yapma” görevi ise vitrinde duran igi çekici biblolara dokunmaması gibi bir davranışın yasaklanması ve engellenmesini içermektedir. Annelerin öğretme görevi ise, çocukların annelerinin koyduğu sınırları ve kuralları içselleştirmelerini kapsamaktadır. Araştırma sonucunda, çocukların annelerinin koydukları kuralları içselleştirmeleri ve öğretme sürecinde annelerinin rehberliğini kabul etmeleri gibi sosyalleşme deneyimlerinin, çocukların uyum/uyumsuzluk davanışları üzerinde etkisi olduğu belirlenmiştir.