• Sonuç bulunamadı

3.2. Bulgular ve Yorumlar

3.2.2. Eşcinsel Erkeklik

Spor alanında genellikle erkeklerin hetoroeksüel oldukları varsayılır çünkü sporun hegemonik erkekliğin şekillenmesinde önemli bir rolü vardır (Lneskyj, 1995:47). Bir erkek aktivitesi olarak görülen spor yoluyla genç erkekler, erkekliğin

sertlik ve rekabet içeren heteroseksüel dünyasına girerek eşcinsel erkeklere karşı du- rurlar. Erkekler çok küçük yaşlardan beri sporla ilgilenirler ve bu onların toplumsal ve kişisel olarak erkekliğin hegemonik kimliğini kazanmalarını sağlar. Spor alanında başarılı olamayan erkekler toplumsal olarak marjinalleştirilir ve diğer grup üyeleri ta- rafından “ana kuzusu” ya da “kadınsı” gibi nitelendirmelere maruz kalarak yabancı- laştırılır. Bu noktada geleneksel erkeklik spor alanında homofobik ve kadın düşmanı olarak görülmektedir ve erkeksi olmayan herkesin bu alandan dışlanması gerektiğini savunmaktadır. Başka bir deyişle, eşcinsellik spor alanında hoş karşılanmamaktadır (Eitzen, 2000:375-376).

Rekabete dayalı takım sporları tarih boyunca sık sık erkeklerle ilişkilendirilen ve erkekliğin toplumsal kabul gördüğü alanlardır. Bu alanlarda erkeklik, fiziksel güç ve heteroseksüel kimlik ile ilişkilendirilmektedir. Spor ve medya arasındaki ilişki ise bu alanlardaki geleneksel erkeklik anlayışını güçlendirmektedir. Spor medyasında çalışan özellikle erkek gazeteciler, geleneksel erkeklik değerlerini sürdürerek, spor alanlarında erkek üstünlüğünü desteklemektedirler (Cleland, 2014:1270).

Açık Mert Korkusuz (01.09.2014) gazetesinin haberinde bu durum görülebil- mektedir. Haberin ana başlığına18

bakıldığında bir sporcunun eşcinsel olduğu belir- tilmektedir. Başlıktaki eşcinsel kelimesinin büyük harflerle verilmesi, habere konu olan sporcunun sporcu kimliğinden çok cinsel tercihi ile ön plana çıkarıldığını gös- termektedir. Haber metninde19 sporcunun dünyaca ünlü ve başarılı bir sporcu olması bir cümleyle belirtilirken haberin çoğunluğunda ise sporcunun cinsel yönelimine yer verilmiştir. Bu veri, spor basınında eşcinsellik konusunun sportif başarının önünde tutulduğunu göstermektedir.

18 “Alman Yıldız EŞCİNSEL ÇIKTI!”

19 “Sakatlıklar nedeniyle geçtiğimiz Eylül ayında futbolu bırakmak zorunda kalan Thımas Hitzlsper- ger, eşcinsel olduğunu açıkladı. Kariyeri boyunca Stutgart, Lazio ve Everton gibi önemli takımlarda forma giyen Alman oyuncu, “Bunun utanılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum” dedi. 31 yaşındaki Hitzlsperger, “Kariyerim boyunca bunu sakladım ama artık erkek arkadaşımla beraber yaşamak istiyo- rum. Oynadığım ülkelerde hiç sorun yaşamadım. Zaman zaman hoşlandığım bazı futbolcular da oldu” ifadelerini kullandı.”

Haber metninde sporcunun başarılarının verilmesi ve önemli kulüplerde oyna- dığının belirtilmesi heteroseksüel erkeklik için bir tehdit oluşturmaktadır. Kadınsı olarak damgalanmış olan eşcinsel erkek sporcular, heteroseksüel erkek sporcular ka- dar güçlü ve rekabetçi olabilir ve böylece eşcinsel erkekler ve heteroseksüel erkekler arasındaki farklılıkları tehdit edebilirler (Anderson, 2002:861). Bu tehdidi ortadan kaldırmak için sporcunun sporu bırakma nedeni olarak “uzun süren sakatlıkları” önp- lana çıkarılmıştır. Bu durum sporcunun başarılı olmasına rağmen, güçlü ve dayanıklı olmadığı mesajını vermesi yönünden önemlidir. Bu mesajla spor medyası hegemonik erkekliği yeniden üretmekte ve desteklemektedir.

Haber metni, sporcunun açıklama yaptığı zamanı belirtmekle başlamaktadır. Sporcunun spor yaşamını bıraktıktan sonra açıklama yapması, sporcunun aktif olarak spor yaparken çevresinden ve takım arkadaşlarından gelecek tepkilerden çekindiği şeklinde yorumlanabilir. Çünkü spor alanlarında eşcinsel olduğunu açıklayan sporcu- lara karşı olumsuz bir tavır takınılmakta, sporcular aşağılanmakta, dışlanmakta veya yabancılaştırılmaktadır.

Toplumdaki heteroseksizm sonucunda kültürel olarak homoseksüel sporcular marjinalize edilmekte ve birçok spor etkinliğinden dışlanmaktadırlar. Spor organi- zasyonlarına katılma erkekler için önemlidir ve bu durum heteroseksüelliği ve kadın- lar üzerindeki egemenliği yüceltmektedir. Geleneksel erkeklik, eşcinselliği bir tehdit olarak görmektedir. Bunun sonucu olarak, heteroseksizm tarafından baskılanan eş- cinsel erkek sporcular, spor alanlarından dışlanmamak için gerçek cinsel yönelimle- rini gizlemekte ve sürekli olarak bu durumun keşfedilmesinden korkmaktadırlar (Zamboni vd., 2008:451).

Spor heteronormatifliği ve erkek ayrıcalığını koruyan önemli bir kurumdur. Spor alanı önceden dışlanan gruplara yavaş yavaş yer açmasına rağmen erkekliği teşvik eder ve sportif yetenekleri erkeksileştirir. Spor alanından dışlanan ve marjinal- leştirilen gruplara getirilen en önemli eleştiri noktası, onların spor alanlarında erkek- lik değerleri arasında sayılan agresiflik ve saldırganlıktan uzak olmalarından kaynak- lanmaktadır. Bu anlamda, eşcinsel erkeklerin spor aktivitelerine katılmaları hoş kar- şılanmaz. Fiziki anlamda zayıf, güçsüz olarak görülen eşcinsel erkekler kadınsılaştı- rılmıştır ve “gerçek” bir erkek olarak düşünülmezler. Bu yüzden, daha erkeksi ve da-

ha çok şiddet içeren sporlar da değil, daha kadınsı ve daha zayıf, daha az rekabet içe- ren sporlarda olmaları gerektiğine inanılmaktadır Bu tür kalıplaşmış düşünceler ne- deniyle spor alanı eril bir hâkimiyet altındadır. Spor alanındaki davranışlar, güç ve saldırganlık üzerine şekillenmekte ve erkeklerin kadınlardan ve diğer erkeklik türle- rinden daha üstün olduklarını kanıtlamak üzerine kurulmaktadır. Bu yüzden eşcinsel sporcular birçok paradoks yaşar ve "yeterli erkekler" olarak görülmezler (Willis, 2015:380-381).

Açık Mert Korkusuz (22.02.2014) gazetesinde yayınlanan habere bakıldığında, haber başlığında20

okuyucularda sporcunun kendisinden beklenmeyen bir davranış içerisine girdiğine yönelik bir önyargı oluşturulmaktadır. Diğer bir ifadeyle haber başlığındaki “Bu ne hal” şaşırma ifadesiyle sporcunun garip karşılan ve kendisine yakıştırılmayan bir durumun içerisinde olduğu sunulmaktadır. Haber metni okundu- ğunda sporcunun kadın kılığına girdiği ve bu durumun herkesi şaşırttığı belirtilmek- tedir. Başka bir deyişle, habere konu olan sporcunun bir hastalığa farkındalık yarat- mak için düzenlenen yardım gecesinde kadın kılığına girmiş olması bile şaşırtıcı bir durum olarak görülmektedir.

Haber metninde21 “yardım gecesi ve ciddi bir hastalığa karşı gündem yarat- mak” temalarının ön plana çıkarılması gerekilirken organizasyonun asıl amacı ve sporcunun bulunduğu özveri görmezden gelinmiş ve sporcunun son aşamada aldığı cinsel görünüm marjinalleştirilerek okuyuculara sunulmuştur. Sporcunun giydiği ka- dın kıyafetinin leopar desenli olduğunun vurgulanması ve ruj kullandığının belirtil- mesi, sporcunun büründüğü cinsel görünümünün detaylandırılarak eril bir yapının egemen olduğu spor alanında bu tür davranışların olma ihtimallerinin dahi kabul görmediğini göstermesi açısından önemlidir. Aynı zamanda bu ifadeler Van Dijk’ın (2003:96) “ideolojik çözümleme kategorileri” olarak adlandırdığı stratejiler içerisin- de bulunan “ironi” kavramının da haberde kullanıldığını göstermektedir. Haber meti-

20 “Bu ne hal COULTARD?”

21 “Formula 1’in unutulmaz pilotlarından David Coultard, kadın kılığına girerek herkesi şaşırttı. 42 yaşındaki İskoç pilot, omurilik felçlileri için düzenlenen yardım gecesine leopar desenli bir elbiseyle geldi. Dudaklarına ruj sürmeyi de ihmal etmeyen Coultard, herkesi kahkahaya boğsa da organizasyo- nu gündeme getirmeyi başardı.”

ninde, olayla ve kişiyle ilgili kullanılan alaycı ifadeler söylenenin ve yapılanın tam tersini kastetmesi açısından ironik unsurlar içermektedir. Bu unsurlar yoluyla hege- monik erkeklik daha çok önplana çıkarılmış ve eşcinsellik alay edilecek bir durum olarak gösterilmiştir.

Yardım gecesine katılanların sporcunun görünüme “kahkahayla” tepki verme- leri, farklı cinsel tercihlerin komik bir durum olarak algılandığını göstermektedir. Düzenlenen organizasyonun karşılığını bulduğu bu haberde sporun erkeklikle çerçe- velendiği ve farklı cinsel yönelimlere açık olmadığı net bir şekilde görülmektedir.

Eşcinsel erkekler, spor alanında yerleşmiş olan erkek ayrıcalığının ve hegemo- nik erkekliğin önündeki bir tehdit olarak görüldüğü için hoş karşılanmamaktadır. Bu nedenle homofobi spor alanlarındaki erkek egemenliğinin bir eşcinsel alt kültür işga- line karşı kendini göstermekte ve spor alanların ataerkil yapının sürdürülmesini sağ- lamaktadır (Anderson, 2002:861).

Spor alanında eril kültürün etkisi çok fazla görülürken bu etkini bir sonucu ola- rak eşcinsel sporcular bu alanda kabul görmemektedir. Heteroseksüel sporcular eş- cinselliği dalga geçilecek bir durum olarak görmektedir. Fanatik (09.04.2014) gaze- tesi haber başlığında22

olumsuz bir davranışının büyük tepki çektiği anlatılmaktadır. Haber başlığında belirtilen tepkinin nedeni, haber metninde23, bir sporcunun takım arkadaşıyla birlikte yatakta yarı çıplak fotoğraf çektirmesi olarak gösterilmektedir. Sporcunun çektirdiği fotoğraf, eşcinsel sporcularla dalga geçtiği şeklinde yorumlan- mıştır. Bu veri, spor alanlarında heteroseksüel sporcularında eşcinsel sporculara ba- kışlarını göstermeleri açısından önemlidir. Heteroseksüel sporcular, eşcinselliği dalga geçilecek, aşağılanacak bir durum olarak görmekte ve bunu ifade etmekten çekin- memektedirler. Ayrıca fotoğrafı çeken sporcunun ünlü biri olmasına rağmen verilen

22 “Guiza büyük tepki çekti”

23 “Bir dönem Fenerbahçe’de oynayan, şuan için ise Paraguay’ın Cerro Porteno takımında kariyerini sürdüren Daniel Guiza, yatakta yarı çıplak takım arkadaşı Diego Godoy’la çektirdiği fotoğraflarla olay oldu. Porteno’nun, Libertodores Kupası’nda Lanus’la yapacağı maç öncesi bu resimli sosyal ortamda paylaşan Guiza’ya eşcinsel derneklerden tepki geldi. Tecrübeli forvet için “Ya erkeklerden hoşlandı- ğını itiraf et, ya da bu tür resimlerle gaylerle dalga geçme” çağrısı yapıldı.”

tepkiler, spor alanlarında eşcinselliğe karşı homofobik bir tavrın olduğunu göster- mektedir.

Haber metninde bir “ötekileştirme” stratejisi uygulanmıştır. Ancak, ötekileştiri- len taraf olarak sunulan eşcinseller adına eşcinsel grup derneklerinin tepkilerine de yer verilmiştir. İkincilleştirildiklerini, aşağılandıklarını düşünen eşcinsel gruplar, sporcunun davranışı karşısında sessiz kalmamış ve tepkilerini belirtmişlerdir. Tüm veriler, erkeklerin sadece kadınlara değil, erkeklere ve diğer cinsel kimliklere de he- gemonik bir üstünlük kurmaya çalıştığını göstermektedir.

Spor ve spor medyası hegemonik erkekliğin korunması ve sürdürülmesinde iki temel kültürel kurumdur. Spor medyasının büyük çoğunluğu, erkek sporlarını odak- lanıp özellikle eril şiddet ve gücün yükseltilmesine katkı sağlamaktadır. Spor medya- sında çalışanların iş rutinleri ve eşik bekçileri sayesinde erkeksi takım sporları ön plana çıkarılarak hegemonik erkeklik kültürü sürdürülmektedir. Bu durum spor med- yasında eşcinsel sporcuların az görülme sebebini de açıklamaktadır (Kian vd., 2013:5).