• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.2.4. Dinleme Eğitimi

1.2.4.3. Eğitimde İletişim ve Dinleme

İletişimin pek çok tanımı yapılmıştır. Eğitim ortamlarında gerçekleştirilen tüm etkinlikler temelde birer iletişim etkinliği olduğundan iletişim kavramına bu açıdan bakmak gerekir. Bu anlamda iletişim “Davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.” şeklinde tanımlanabilir. Bir tür fabrika olarak değerlendirilebilecek okulların ürettiği ürünlerin hepsi birer iletişimsel üründür (Ergin ve Birol, 2000, s.4, 25).

Bir paylaşma süreci olan iletişimde yer alan unsurlar şu şekilde gösterilebilir (Ergin ve Birol, 2000, s.26-27):

Şekil 1. İletişim Süreci

Kaynak: İletişim sürecini başlatan kişi.

Mesaj: Kaynaktan alıcıya gönderilen her türlü uyarıcı.

Kanal: Mesajın alıcıya iletilmesini sağlayan araç, yöntem ve teknikler. Alıcı: Mesajın gönderildiği kişi.

Dönüt: Kaynağın gönderdiği uyarıcılara alıcının verdiği tepki.

Eğitim programlarında belirtilen hedef davranışları öğrencilere kazandırmaya çalışmak, öğretmenin amacı ve görevidir. Bu açıdan bakıldığında öğrenme, iletişim işlemleri sonucunda bireyde kalıcı davranış değişikliğinin oluşması anlamına gelir. Bu nedenle öğrenmenin iyi bir iletişim ürünü olduğu, iletişim gerçekleşmedikçe öğrenmenin de gerçekleşmeyeceği söylenebilir (Ergin ve Birol, 2000, s.30).

Sınıf içindeki öğretme-öğrenme çalışmalarındaki unsurlar da iletişim sürecine paralel olarak şu şekilde gösterilebilir (Ergin ve Birol, 2000, s.31):

Kaynak Mesaj Kanal Alıcı

Şekil 2. Öğretme Süreci ve İletişim

Sınıfta sözlü olarak gerçekleştirilen eğitim-öğretim etkinliklerinde öğretmenin öğrenciye mesajı iletmesi ve öğrencinin bu mesaja tepki vermesi durumlarında “dinleme” becerisi ön plana çıkar. Etkili iletişimin gerçekleşmesinde dinleme becerisinin büyük bir işlevi vardır (Johnson ve Pugach, 2004, s.1). İşte bu yüzden dinleme, kişiler arası iletişimin sağlıklı yürütülmesinde anahtar dil becerisi işlevi görmektedir.

İletişim sürecinde büyük görev üstlenen dinleme, çağlar boyunca vazgeçilmez bir dil sanatı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum kulağın gözden daha üstün tutulmasından kaynaklanmaktadır. Yazının olmadığı dönemlerde, iyi bir dinleyici özelliklerine sahip olmayan bir birey, kendi deneyimlerinin oluşturduğu küçük hücrede bir mahkûm olarak kalmak zorundaydı (Overstreet, 1946; akt. Anderson, 1960, s.91). Bu anlamda dinleme, seslerden oluşan dünyaya açılan penceremizdir.

Modern hayatta dinleme becerisi pek çok alanda kullanılır. Okul hayatı, aile içi ilişkiler, arkadaş toplantıları, radyo yayınları bunlardan sadece birkaçıdır. Dinleme, her türlü öğrenme sürecinde ve sosyal çevrede insanın karşısına çıkan, bazen farkında olarak bazen olmayarak kullanılan bir dil becerisidir. Dinlemenin, değerli bir sosyal beceri olduğu nadiren düşünülür. İnsanlar, etkili ve güçlü bir dil becerisi olan dinlemenin önemini tam olarak kavrayamamışlardır (www.herts.ac.uk). Çocuklar ve gençler dinleme alışkanlıklarını iyi yönde geliştirmedikçe, onların

Öğretmen Öğrenci Tepkileri Öğrenci Öğretim Araç ve Yöntemleri İçerik

(Kaynak) (Mesaj) (Kanal) (Alıcı)

eğitim alanındaki gelişmeleri ve topluluk/aile yaşamlarının kalitesi kötüye gidecektir (Anderson, 1960, s.96).

Sınıfta, toplantıda, alışverişte, sosyal ilişkilerde, askerde vb. pek çok yerde iyi dinleyicilerle zayıf dinleyiciler kendilerini hemen belli ederler. İlişkilerin sağlıklı, düzenli olabilmesi dinleme becerisinin etkin kullanılmasıyla doğrudan ilgilidir. Örneğin “askerî” ortamda dinlemenin önemi hayati bir nitelik taşıyabilmektedir. Yeri geldiğinde, askerî personel arasında iyi dinleme ile kötü dinleme arasındaki fark “hayatta kalma” ile “ölüm” arasındaki fark kadar olabilmektedir (Brown, 1951, s.45). Bu yüzden “üst” tarafından verilen bir emrin “ast” tarafından doğru anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmek için askerde “emir tekrarı” uygulamasından yararlanıldığı bilinmektedir.

Günümüz dünyasının, bilimsel ilerlemelerle baş döndürücü bir hızla gelişmesi ve buna paralel olarak insanın, dört bir taraftan gelen mesaj bombardımanı altında olduğu düşünüldüğünde dinleme becerisinin etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasının büyük bir önem kazandığını söyleme gerekliliği ortaya çıkar. Teknolojik gelişmelerle birlikte hızla artan elektronik iletişim ve görsel medyadaki gelişmeye rağmen dil becerileri, özellikle de dinleme, insanların iletişim becerilerinin temelini oluşturmaya devam edecektir (Kalaycı ve Temur, 2005, s.55). Dinleme konusunda yapılan araştırmalarda, insanların eleştirel bir şekilde dinlemeyi öğrenmemeleri durumunda, sözlü iletişimin potansiyel tehlikelerine karşı savunmasız kalacakları ifade edilmektedir. Burada korkulan şey, radyo, televizyon, sinema gibi ehliyetsiz öğretmenlerin; dinleyicinin kalbini ve aklını ele geçirecek olması ve şüphe götürür amaçlar için konuşma dilinin özellik ve inceliklerinden yararlanmaya çalışmasıdır (Anderson, 1960, s.99).

Dinleme becerisini geliştirmek, bilgi birikimini artırmanın yanında demokratik hakların korunması için de gereklidir. Tatlı sözlerle yanlış tarafa yönlendirilmemeleri için insanların eleştirel dinlemeyi öğrenmeleri zorunludur (Phifer, 1953, s.38). Barış ve mutluluk içinde bir dünya isteniyorsa çocuklara, nasıl dinleyeceklerinin öğretilmesi gerekir (Murphy, 1949; akt. Toussaint, 1960, s.126). Dinlemenin, özelde de eleştirel dinlemenin öneminin 1950’li yıllarda bu şekilde vurgulanmış olması, iletişim sektöründe günümüzde yaşanan gelişmeler göz önünde

bulundurulduğunda, dinleme konusu üzerinde çok daha büyük bir önemle durulmasını gerekli kılmaktadır. Çünkü dinleme, toplumdaki bilgi transferinde çok önemli ve hayati bir rol üstlenmektedir (Winn, 1988).

Dinleme sadece öğrenim hayatında değil iş hayatında da üzerinde önemle durulan bir beceridir. İletişim, hayatın her aşamasında söz konusu olduğu için bu süreçte çok yararlanılan bir beceri olan dinlemeyi etkili kullananların başarılı olması beklenen bir durumdur. Kuzey Amerika’da yapılan bir araştırmada yöneticilerin % 80’i, iş hayatındaki en önemli becerinin “dinleme” olduğunu belirtmiştir (Salopek, 1999, s.58). Amerika’daki bazı büyük şirketlerin kasetli, dinleme eğitimi programları bulunmaktadır (Robertson, 2004, s.62). Bu ve buna benzer örnekler, dinleme becerisinin iş hayatında da ne derece büyük işlevler üstlendiğinin göstergeleridir.

Benzer Belgeler