‘ ‘CESARETLENDİRME’ ’
Akın ETAN
Eğiten; kazandığı davranış biçimini, bilgi birikimini, yaşanılan^ ortama uyumlu olmayı, bir ahenk içinde verebilen kişi olarak ta nımlandığında, birlikte yaşadıklarımıza örnek olacak davranışları mızla, çeşitli etkileşim ortamları içinde, bizim de kazanabileceğimiz bir niteliktir. Hatta istesek de istemesek de, kötü hareketlerimizle bile içinde bulunduğumuz ortamda yaşadıklarımızın davranışları na yön veren bizler, birlikte olduğumuz insanları etkiliyor ve onları biçimlendiriyoruz. Kötü davranışların bilinçli olarak öğretilmesi de bir eğitmedir. Bizler, yetişkinler olarak, güze! şeyler öğretmeli ve bizle birlikte yaşayarak gelişimini sürdüren çocuklarımıza daha iyiye ulaş mada “cesaret” vermeliyiz.
Engellerden geçmeyi, edinecekleri “cesaretle” kolaylaştırmalı- yız. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğre
tim Görevlisi Akın Etan, eğitim sürecinde “cesaretlendirme”nin ^nemini şöyle açıklıyor bizlere:
EĞİTİMİN YAPI TAŞLARINDAN BİRİ:
CESARETLEN DİRME
Eğitim; eğiten ile eğitilen ara sındaki karşılıklı bağ içinde ger çekleşen bir süreç olarak düşünüldüğünde', bu karşılıklı bağ belli davranış biçimlerinde temeli ni bulur. Eğitim sürecini oluşturan bu temel davranış biçimleri, tekdü ze, mekanik hareketler değil, “anlamlı bir beraberliğin"’ gerçekleştirildiği davranış biçimle ridir. Bunlar arasında, eğitilen ki şiyi engelleyici etkilerden koruma, eğitimin zorlu yolunda ona destek olma ve güç kazandırma amacına yönelik, “cesaretlendirme” adı al tında toplanabilecek olan davranış biçimleri eğitimin yapı taşları ola rak nitelenebilir.
CESARETLENDİRMEDE DENGE
Yetişmekte olan kişi, yürüdü ğü eğitim yolu üzerinde içten ya da dıştan gelen engellerle karşılaşabi lir, önleyici etkenler onu “yola de
vam etmek”ten alıkoyabilir. Böyle bir durumda, kendine olan güveni ni yitirmemesi için ona yardımcı ol ma, ona cesaret verme, eğitimcinin temel görevi olarak belirir". Engel leyici durumlar karşısında cesaret ve kendine olan güvenini yitirme me, belli bir olgunluk düzeyine eriş
miş olmanın göstergesidir. Bu bakımdan, yetişmekte olan kişiyi cesaretlendirme, onun kendine gü ven duygusunu güçlendirme, onun olgunlaşmasına zemin hazırlayıcı bir davranış özelliğini taşır. Cesa retlendirmenin anlamı, öğrenme ve olgunlaşmanın yolu üzerinde bulu nan çocuğun ya da genç insanın, karşılaştığı güçlük ve engelleri yen me gücünü kendinde bulabilmesine yardımcı olmaktadır. Ne var ki, eğitimcinin yetişmekte olan insana
kazandırmayı amaçladığı cesaret, yalnızca ataklık ve girişkenlik an lamında değil, aynı zamanda ölçü lülük ve düşüncelikle dengelenme si gereken bir cesarettir.
CESARETLENDİRME OLGUNLAŞMAK İÇİN
BİR UYARIDIR
Cesaretlendirmenin bir diğer anlamı, öğrencinin, içinde yer aldığı eğitim ortamı karşısındaki çekin
genlik, isteksizlik, kararsızlık ya da kayıtsızlık duygusunu yenmesine, bu ortama canlı bir ilgiyle katılma sına destek ve yardımcı olmaktır. Eğitimcinin öğrenciyi incitmeyen, kendisini gerilim içinde hissetmesi ne yol açmayan ya da onda önce den varolan gerilim duygusunu yumuşatan ve hafifleten bir biçim de konuşma ve davranması, eğitim hayatının güçlüklerini kolaylaştıran bir etkendir. Eğitimcinin bu tutu mu, yetişmekte olan insanın kendi ne güvenmesi, içinde bulunduğu kararsızlığı yenmesi ve kendi başı na karar verebilir duruma gelmesin de belirleyici bir rol oynar. Eğitimci; yetişmekte olan insanı eğitim ortamına “zorlama” ile de ğil, ‘‘sevdirerek alıştırma” ile ka zandırabilir. Ne var ki, eğitilen kişi, eğitimcinin onu cesaretlendirme ça basına karşılık veremediğinde, eği timci bunu kabullenmeli, onun çekingen, geride duran tutumunu anlayışla karşılanmalıdır.
Hayatta karşılaşabileceği du rumların ağırlığına dayanma gücü gösterme, bu durumların altında ezilmeme, hayatın ona yüklediği ödev ve sorumluluklardan geri çe
kilmeme, karar ve yargılarında ken disini sübjektif duygu ve tek yanlılıktan sıyırabilmeyi göze alma, öğrenme ve bilgisini genişletmeye açık olma yönünde - diğer bir de yişle, genç insana olgunlaşması yönünde - bir “uyarı” anlamını taşıdığında,cesaretlendirme eğitim
de kaçınılmaz bir ilke niteliğini kazanır.
CESARETLENDİRME UMUDUN
DESTEKLENMESİDİR
Cesaretlendirmenin bir diğer anlamı
öğrencinin bulunduğu ortamda
çekingenlik isteksizlik kayıtsızlık
duygusunu yenmesine yardımcı
olmaktır.
Eğitimci; yetişmekte olan insanı eğitim ortamına 'zorlama" ile değil. "sevdirerek alıştırma" ile kazandırabilir.
güçlendirir; kendisiyle bu ortam arasında onun içten benimsediği bir bağın kurulabilmesini kolaylaştırır. Onun küçük çaptaki çalışma ve ba şarılarına ilgi gösterme, bunları öv güyle karşılama, kendisindeki güçsüzlük ya da yetersizlik duygu sunu yenmesine yardımcı olan, ken di çaba ve çalışmalarının boşa gitmeyeceği umudunu destekleyen
bir tutumdur.
Bu davranış biçimi, aynı za manda çocuk ya da genç insandaki yargı gücünün, kendi başına düşün me, karar verebilme ve değerlendir
me, olumlu ile olumsuzu ayırabilme yeteneğinin gelişmesine zemin ha zırlar.
Eğitimcinin övgüsü, eğitilen kişide, onaylandığı, bir başka kişi nin gözünde olumlu değer taşıdığı duygusunu uyandırır. Övgü, eği timci ile eğitilen kişiyi birbirine bağ lar. Kendisine ilgi gösterilmesi, çabalarının övgüyle ödüllendirilme si eğitilen kişiyi sevindirir; ona, yü rüdüğü yolda devam etme, ödev ve sorumluluk yüklenme, güçlüklerle karşılaşmayı göze alma cesaretini kazandırır .
Eğitilen kişinin kendisiyle için de yer aldığı eğitim ortamı arasın da uyumlu bir ilişki kurabilmesine yardım eden bir davranış biçimi olarak cesaretlendirmenin bir diğer türü, çocuğun ya da genç insanın eğitimin beklentilerine karşılık ver meye yönelik çaba, çalışma ve davranışlarını eğitimcinin ilgiyle karşılaması, övgüyle ödüllendirmesidir1 2 * * 5. Böyle bir tu tum, yetişmekte olan insanın, eği tim ortamına katılma isteğini
1. H.Zöpfl: Einführung in Grundfragen
der Pâdagogik, Donauwörth 1969,
s.70.
2. H.Danner: Ermutigung
(W.Lippitz/K.Meyer-Drawe: Kind und
Welt, Königstein/Ts. 1984) adlı eserde
s.78-80.
Yararlanılan Kaynaklar 3. F.Trost: Die Erziehungsmittel, Weinheim 1966, s.94.
4. Th.Ballauf: Systematische Pâdagogik,
Heidelberg 1970, s.139; ayrıca: O.F.Ball.now: Existenzphilosophie und
Pâdagogik, Stuttgart 1977, s.54-58.
5. H.Danner: Ermutigung, yukarıda alınlı 2’de a.g.e., s.84.
6. H.Zöpfl: Einführung in Grundfragen
der Pâdagogik, Donauwörth 1969, s.80.