• Sonuç bulunamadı

2. MESLEKİ EĞİTİM VE EKONOMİ İLİŞKİSİ

2.2. EĞİTİM, İSTİHDAM VE İŞSİZLİK İLİŞKİSİ

2.2.2. Eğitim Durumuna Göre İşgücüne Katılım ve İstihdam

Eğitim, iş gücüne katılım ve istihdamın en önemli belirleyici faktörlerinden birisidir. Özellikle iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu beceri ve vasıfların biçimsel (formel) eğitim yolu ile kazanılabileceği varsayımı yapıldığında, eğitim düzeyi ile istihdam ve iş gücüne katılım oranları arasında pozitif bir ilinti olması beklenen bir durumdur. Bu bölümde eğitimin iş gücü piyasasına katılıma doğrudan etkileri somut göstergeler ışığında incelenmiştir. Tablo-3’te görüldüğü gibi eğitim düzeyi arttıkça işgücüne katılım oranları yükselmektedir. Burada vurgulanması gereken önemli bir nokta, lise eğitim düzeyinde eğitimli nüfusun işgücüne katılımındaki gözle görünür artıştır. Mesleki eğitimin temel amacı öğrencilere meslek edindirmek ve işgücü piyasasına girmelerini sağlamaktır. Burada vurgulanması gereken önemli bir nokta, meslek lisesi mezunlarının işgücüne katılım oranları fakülte ya da meslek yüksekokul mezunu olanlardan önemli ölçüde düşük olmasıdır. 2015-Ekim-2016-Ekim arası zaman diliminde yüksekokul ya da fakülte mezunu olanlarına işgücüne katılım oranları lise, lise dengi meslek yüksekokulu mezunu ve lise altı eğitim düzeyine sahip olanlara göre oldukça yüksek gerçekleşmiştir. Bu da mesleki eğitimin yükseköğrenim ve lise düzeyinde işgücüne katılımında önemine işaret etmektedir. Eğitimli nüfusun genelinin işgücüne katılım oranının 2015 yılına göre 2016’da yükselmiş olması, eğitim düzeyinin artmasının işgücüne katılımı olumlu etkilediğini göstermektedir. 2015-2016 dönemi istihdam oranlarındaki değişim incelendiğinde fakülte veya meslek yüksekokulu eğitim düzeylerine sahip olanların diğer eğitim düzeylerindekilere göre oldukça daha yüksek oranlarda istihdam edilmiş olduğu ortaya çıkmaktadır. Lise altı eğitim düzeyi istihdam oranında 2015-2016 yılında değişim yaşanmamıştır. Bunun yanında meslek yüksekokulu ya da fakülte düzeyinde istihdam oranları 2016 Ekim ayında 2015’in aynı ayına göre yaklaşık %1,6 düşmüştür. Diğer eğitim düzeylerinde büyük bir düşüş ya da yükselme yaşanmamıştır. Görüldüğü gibi düşük eğitim düzeyine sahip olmak sadece işgücüne katılımı değil, istihdam edilmeyi de olumsuz etkilemektedir. Bağlı tüm etmenlerin varlığı ile beraber eğitimin istihdama yönelik yönü bu tablolarda açıkça ortaya çıkmaktadır. Eğitim seviyesi ile birlikte işgücünde profesyonelleşme ve nicel olarak gelişim farklılaşmakta bu da işgücü talebinde bulunan tüm iktisadi ajanların kararlarını etkilemektedir.

77

Tüm bunlara rağmen ülkemizde son yıllarda okullaşma ve buna bağlı olarak yürütülen okullulaşma faaliyetleri neticesinde işgücünün eğitim durumu görece iyileşmekte bu da istihdam alanında önemli kazanımlara yol açmaktadır. Eğitim, istihdam, işsizlik ve eğitime bağlı olarak tayin edilen ücret hadleri bireyleri eğitime ulaşmaya itmekte bunun neticesinde eğitime ilişkin verilerde iyileşme yaşanmaktadır. Reel piyasa şartlarında yükseköğrenim mezunu işgücü diğer alt öğrenim mezunu işgücünden daha iyi şartlarda ve daha iyi ücret düzeylerinde iş bulabildiklerinden üst öğrenime teşvik kolaylaşmaktadır. Buna istinaden nüfusun eğitime katılım eğiliminde artış yaşanmaktadır. Fakat yukarıda belirtildiği gibi bu oran Avrupa Birliği Ülkeleri ve OECD ortalaması altındadır. Diğer yandan nicelik kazandırılan eğitim faaliyetlerinde yetişkin işgücünün mesleki bilgi ve donanım sorunu yaşanmaktadır. Burada da uygulanan programın ülke ve küresel ölçekte reel piyasa şartlarına ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi hususu ön plana çıkmaktadır. Eğitimde sadece niceliğin değil hayatı ve insanı çağın gerektirdiği şartlara uygun okuyarak, ihtiyaçların belirlenmesi; belirlenen ihtiyaçlara uygun olarak eğitim müfredatının güncellenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Temel olarak yapılan birçok araştırmada eğitimsel kazanıma bağlı olarak niteliğin arttığı hususunda literatürde ortaklaşma mevcuttur. Lokal bazı ülkelerde görülen eğitimsel kazanım ve nitelik arasındaki uyuşmazlığın süreç içerisinde ülkenin siyasi, iktisadi ve diğer değişkenlerine bağlı değişeceği düşünülmektedir. Ülkemiz açısından işgücüne katılım oranlarından eğitimsel kazanım cihetiyle orantı mevcutsa da istihdam için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Ülkemizde neredeyse her dört istihdam edilenden biri lise ve altı okul mezunudur. Daha da önemlisi yukarıda belirtildiği üzere ekonomik kalkınma ve gelişimde ülkelerin eğitim durumunun çok önemli olduğu varsayımıyla Ülkemiz için durum hiç iç açıcı değildir. Başta yüksek teknolojik kabiliyet gerektiren ihraç malları başta olmak üzere eğitim, sağlık ve yüksek bütçeli ulaştırma hizmetlerinde nitelikli işgücünün önemi daha artmaktadır.

Bu kapsamda ülkemizin genç nüfusunun daha dinamik şekilde iş piyasasında yer edinmesi amacıyla gelişmiş ülke ekonomilerinin örneklerinden faydalanarak tamamen bize yönelik yeni bir istihdam ve eğitim hamlesine ihtiyaç vardır. Tecrübe edilmiş ve faydası kısa sürede görülmüş eğitim ve politik yatırımların genç nüfusun iş alanlarına yönelik kullanımı öncülenmelidir. İstihdam için bireysel yetenek ve kabiliyetlerin dumura uğramaması için eğitimin ilk kademesinden başlanarak keşfi yolları oluşturulmalıdır. Bu bireyler için spesifik düzenlemeler yapılarak eğitimsel kazanıma göre nitelikli istihdamları sağlanmalıdır.

78

Şekil-24 Eğitim Düzeyine Göre İşgücüne Göre İşgücüne Katılım Oranındaki Değişim (%) Kaynak: TÜİK, (https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=72&locale=tr, (Erişim Tarihi:03.03.2017) 26,6 26,2 48,3 48,8 55,2 55,7 67,1 67,6 82 81,7 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 2015 2016

EĞİTİM DURUMUNA GÖRE İŞGÜCÜNE KATILIM

ORANI

(2015-Ekim-2016 Ekim) %

79

Şekil-25: Eğitim Düzeyine Göre İstihdam Oranındaki Değişim (%)

Kaynak: TÜİK, (https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=72&locale=tr, (Erişim Tarihi:03.03.2017) 17,1 17 43,6 43,6 46,8 47,8 58,7 56 70,8 69,2 0 10 20 30 40 50 60 70 80 2015-Ekim 2016-Ekim

EĞİTİM DURUMUNA GÖRE İSTİHDAM ORANI

(2015 Ekim-2016 Ekim) %

80